Ege Denizi’nde Göçmen Faciası: Bir Kadın Ve Dört Çocuk Hayatını Kaybetti

Yunanistan’ın Güney Ege Bölgesi’nde bulunan İleryoz Adası açıklarında bir sığınmacı botunun batması sonucu bir kadın ve dört çocuk hayatını kaybetti. Kazadan sağ kurtulan 41 kişiden 6’sı çocuk toplam 8 kişi ise tedavi amacıyla hastaneye sevk edildi.

Ege Denizi’nde sığınmacıları taşıyan bir botun batması nedeniyle biri kadın, dördü çocuk beş kişi hayatını kaybetti. Yunan yetkililer botta bulunan 36 kişiden bazılarının denizden kurtarıldığını, bazılarının ise kendi çabaları ile yüzerek İleryoz Adası’na ulaştıklarını bildirdi.

Olay sırasında bölgede 6 ila 7 kuvvetinde rüzgar estiği aktarılırken, Türkiye’nin Ege kıyılarından yola çıktıklarını ifade eden sığınmacıların büyük bölümünün Afrika kökenli olduğu belirtiliyor.

Sığınmacılar ve göçmenler uzun süredir Yunanistan’a ve hatta bazen doğrudan İtalya’ya ulaşmak üzere Türkiye kıyılarından, genellikle kapasitesinin çok üstünde insan taşıyan botlar ve teknelerle denize açılıyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, 2022 yılında söz konusu rotada yaşanan kazalar neticesinde 326 kişi ya yaşamını yitirdi ya da kayboldu. Bu da 2021 için 115 olarak açıklanan kayıp ve ölü sayısının geçen sene neredeyse üç katına çıktığını ortaya koyuyor.

Paylaşın

Ankara – Atina Gerilimi Seçim Malzemesi Mi?

Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’ndeki adalar üzerinden yaşanan gerilim Ankara ile Atina’yı zaman zaman tehlikeli bir şekilde karşı karşıya getiriyor. Uzmanlar ise, yeniden tırmanan gerilimi her iki ülkede yapılacak seçimler nedeniyle iç kamuoyuna yönelik mesajlar olarak yorumluyor.

Türkiye ve Yunanistan’ın karşılıklı birbirini suçlayan açıklamaları Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin de gündemini meşgul ediyor. Batıdan gelen açıklamalarda Ankara ve Atina’ya tansiyonu düşürme çağrıları yapılırken, Yunanistan’ın egemenliğine saygı duyulması isteniyor.

Son olarak Yunanistan Başbakanı Nikos Dendias, parlamentoda yaptığı konuşmada, Türkiye’de halkın büyük çoğunluğunun hükümetin Yunanistan karşıtı söylemlerine destek vermediği görüşünü dile getirdi.

Türkiye’nin tavrının ‘2019 sonbaharında Libya’yla deniz yetki alanları anlaşmasının imzalanmasıyla saldırganlaştığını’ düşünen Dendias, Ankara’nın ‘müzakere alanı bırakmayan tercihlerde bulunduğu’ görüşünde.

İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Pınar Erkem’e göre, Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki gerginliğin her iki ülkenin seçim dönemlerine denk gelmesi tehlikeli ve iki ülke arasında çıkacak bir kriz, liderlerin oylarını artırmak için daha uygun olacak milliyetçi duygulanım ortamı yaratabilir.

Erdoğan ve Miçotakis’in restleşme şeklinde ilerlemeye devam ettiğini belirten Erkem şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in açıklamalarına baktığımızda ikisinin de restleşme şeklinde ilerlediğini görüyoruz. Barışçıl ve dostane söylem ne yazık ki yerini tamamen tehdit ve suçlamalara bırakmış durumda. İki ülkenin de seçim dönemine yaklaştığı ve mevcut liderlerin yeniden seçilmesinin garanti olmadığı bir durumda, iki ülke arasında çıkacak bir kriz, oylarını artırmak için daha uygun olacak bir milliyetçi duygulanım ortamı yaratabilir. 2023 yılının her iki ülke için de seçim dönemi olması, iki liderin söylemlerini şekillendirme tarzlarından da görüleceği üzere, Türkiye ve Yunanistan arasındaki son dönem ilişkileri belirleyici bir etmen olarak göze çarpıyor. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda Türkiye-Yunanistan ilişkileri dikkatle takip edilmesi gereken bir alan olacak. Kardak Krizine benzer bir olay veya spekülatif bir saldırı durumu yaşanır mı, bunları izleyip göreceğiz.”

Erkem bununla birlikte Yunanistan’ın silahlanma konusundaki atılımı, ABD’nin desteğini alması, Türkiye aleyhindeki söylemleriyle Türkiye üzerine fazlasıyla oynadığını dile getiriyor.

ABD halihazırda Yunan F-16 savaş uçaklarını modernize ediyor ve ilk teslimatı geçen hafta yaptı. Fransa ile de bir savunma anlaşması imzalayan Atina’nın, Rafale savaş uçakları ile Fransız yapımı yeni fırkateynleri önümüzdeki dönemlerde savunmasına katması bekleniyor.

ABD’nin Yunanistan’ın silahlanmasına destek verdiğini belirten Erkem, “Öte yandan Türkiye’nin benzer taleplerini reddetmesi, iki ülke arasındaki güven ilişkisi ve dengeye zarar verici nitelikte.” diyor.

“Ülkelerden biri kendini güvensiz hissettikçe, çatışma riski artar.” diyen Erkem, “Diğer yandan, silahlanmaya ve uluslararası desteğe güvenerek söylemini sertleştiren Miçotakis de güvensizlik ortamının artmasına yol açarak çatışma riskini de artırıyor. Önümüzdeki yaza kadar tedirgin bir bekleyiş olacak, bir çatışma gerçekleşmez demek giderek daha zor hale geldi.” görüşlerini dile getirdi.

Askeri bir operasyon olur mu sorusunu ise Doç. Dr. Pınar Erkem, ‘’İki NATO üyesi ülke arasında bir çatışma çıkması ikisi için de olumlu bir durum olmayacaktır’’ şeklinde yanıtlıyor.

Euronews Türkçe’den Dilek Gül‘e açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, gerginliği tırmandıran tarafın Yunanistan olduğunu söylüyor. Bu yaklaşımı da ‘askeri ve siyasi intihar’ olarak niteliyor.

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Yunanistan’ın ‘Türkiye’nin ABD ile F-16 uçakları için yapacağı anlaşmanın önüne geçmek istediğini, Türkiye’nin ABD ve AB ile dış ticaretini önleme çabasında olduğunu ve Türkiye’yi NATO ile AB’den uzaklaştırmak gibi gayretleri olduğu’ değerlendirmesinde bulunuyor.

Türk-Yunan ilişkilerinin tarihi bir kırılmanın eşiğinde olduğunu düşünen Prof. Dr. Caşın, “Yunanistan tepeden tırnağa silah ile donatıldı? Bu silahları Yunanistan gibi bir ülkenin kendi parası ile alması mümkün değil. İki anlaşma var, bunlardan ilki; Amerika-Yunanistan savunma ve ortaklık anlaşması, diğeri de Fransa ile ortaklık anlaşması. Yunanistan bir şekilde iç ve siyasi şekilde zorlamaya çalışıyor. Saldırgan bir devlet durumuna düşürmek istiyor.” diyor.

Yunanistan saldırgan tutumlar sergilediğini belirten Prof. Dr. Caşın şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bir hafta içinde dört tacizi var Yunanistan’ın ve daha başka saldırgan tutumlar. Bu kabul edilemez. Ne çıkıyor o zaman ortaya, Yunanistan hassas dengeyi tek taraflı bozmak istiyor. Türkiye’yi suçlu durumuna düşürmek istiyor, derdi bu. Fakat şu net olarak bilinmeli, Yunanistan’ın iddia ettiği gibi Türkiye’nin milli savunmasında stratejisinde Yunanistan’ı işgal etmek yok, Türkiye’nin böyle bir niyeti de yok. Niyetimiz olsa biz de ona göre silahlanırız. Türkiye gerginliği tırmandırmak istemiyor. Seçimlerle bir alakası yok alınan tavrın, gerginliği azaltmak istiyor. Ama Yunanistan’ın gerginliği tırmandıran açıklamalara karşılık verilmesin mi?”

“Akdeniz gazının Türkiye üzerinden taşınması Yunanistan için sorun ve bunun üstüne çökmek istiyor”

Türkiye’nin askeri operasyon gibi bir niyetinin olmadığını ve savaşın çok zor bir şey olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, ‘’Baktığımızda enerji sektöründe Avrupa’nın sıkıştı ve bu sebeple Türkiye’nin İsrail ile yakınlaşmasını sabote etmek istiyor’’ diyor.

Her türlü talebe rağmen askeri olarak Türkiye’nin karşısında güçlü olmayan bir Yunanistan olduğunu ifade eden Caşın, uzlaşının şart olduğu görüşünde.

Halihazırda iki NATO ülkesinin birbirine kırdırılması da ‘NATO’nun güney kanadının çökmesi’ anlamına geldiğini düşünüyor:

“Akdeniz gazının Türkiye üzerinden taşınması Yunanistan için sorun ve bunun üstüne çökmek istiyor. Gasp etmek istiyor. Bunu yapmak için de silahlanıyor. İddia ediyorum iki ülke baş başa otursa tüm sorunlar çözülür ama Yunanistan çözümsüzlüğü savunuyor. Ama çözüm iki devletin oturup konuşmasından geçer. Bir memorandum imzalamalılar ve NATO ittifakı içerisinde ittifaka yakışacak şekilde hareket edilmeli. Bu her iki devletin lehinedir.”

Paylaşın

Ege’de Göçmen Faciası: 16 Ölü

Yunan sahil koruma ekiplerinin yaptığı açıklamaya göre, dün Ege Denizi’nde sığınmacıları taşıyan bir botun batmasıyla 16 sığınmacı hayatını kaybetti. Olayın bu hafta aynı bölgede meydana gelen üçüncü kaza olduğu bildirildi. Sahil koruma ekiplerinin arama ve kurtarma çalışması başlattığı bildiriliyor.

Yunan medyası da dün meydana gelen olaydan sonra şimdiye kadar bir çocuk, üç kadın, 12 de erkek cesedinin denizden çıkarıldığını haber veriyor. Tahminlere göre sığınmacıların bulunduğu teknede 80 kişi vardı. Teknenin Türkiye’den İtalya’ya yola çıktığının tahmin edildiği bildirildi.

Ege Denizi’nde bu hafta üçüncü kaza

Bu olaydan hemen önce Yunan makamları önceki gün meydana gelen başka bir tekne kazası sonrasında 11 sığınmacının boğulduğunu, 90 sığınmacının da kurtarıldığını açıklamıştı. Mültecilerin yer aldığı o teknenin de İtalya’ya doğru yola çıktığı açıklanmıştı.

Bu hafta ilk olarak yine Ege Denizi’nde Çarşamba günü 50 kişinin bulunduğu bir teknenin Bolukendire adası açıklarında battığı, çok sayıda sığınmacının kayıp olduğu haber verilmişti.

Yunanistan Denizcilik Bakanı Giannis Plakiotakis, bölgede yaşanan dramdan insan kaçakçılarını sorumlu tuttu ve “Onlar için insan hayatının önemi yok” dedi. Bakan Plakiotakis, “İnsanları can yeleği olmadan, asgari güvenlik standartlarına bile sahip olmayan teknelere dolduruyorlar” diye konuştu.

Plakiotakis Türkiye’yi eleştirdi

Denizcilik Bakanı Giannis Plakiotakis, Yunan televizyonuna verdiği demeçte, yaşanan insanlık dramından Türkiye’yi sorumlu tuttu ve Türkiye’nin insan kaçakçılarını engellemediğini iddia etti.

Yunan sahil güvenlik makamları, son aylarda Türkiye’den 11 bin sığınmacının Ege ve İyon Denizi üzerinden İtalya’ya geçiş yaptığını tahmin ediyor. Kaç kişinin bu tehlikeli yolculukta hayatını kaybettiği ise bilinmiyor.

Ege Denizi üzerinden, Ortadoğu, Afrika ve diğer bölgelerden binlerce sığınmacı her sene Avrupa Birliği ülkelerine ulaşmak üzere yola çıkıyor. 2015 ve 2016’da bir milyondan fazla sığınmacı Yunanistan üzerinden Avrupa Birliği topraklarına gelmişti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın