Diyarbakır: Sancak Köprüsü

Sancak Köprüsü; Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi, Sancar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Diyarbakır-Ergani karayolunda Kara Köprü’den itibaren devam eden antik yolun ilerisinde yer alan köprü bazalt taşın hâkim olduğu oldukça küçük bir köprüdür.

İki gözlü bu köprü, 1.70 m uzunluğunda olup, menfez biçimindedir. Yapının, Karasu Köprüsü (Karaköprü) ile aynı dönemlerde yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir

Paylaşın

Diyarbakır: Sinekçayı Köprüsü

Sinekçayı Köprüsü; Diyarbakır’ın Çermik İlçesi, Sinek Çayı üzerinde yer alan köprü günümüze ulaşmamıştır.

Kaynaklardan edinilen bilgilere göre bir büyük bir küçük gözden oluşmaktadır. Kitabesi bulunmayan bu köprüyü bazı tarihçiler plan ve mimari özelliklerine bakılarak XII. Yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Köprü ortadaki hafif sivri ana kemer ile bunun hemen yanındaki daha küçük gözden oluşmaktadır.

Büyük bölümü yıkılan köprünün 1 km. kadar ilerisinde de aynı adla anılan daha küçük bir köprü yer almaktadır. Kesme taştan yapılmış olan köprünün kaplamaları dökülmüş, moloz taş örgüsü ortaya çıkmıştır

Paylaşın

Diyarbakır: Yeni Han

Yeni Han; Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Cami Kebir Mahallesi, Müze Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kitabesinden anlaşıldığı üzere Seyyid Hacı Abdullah isimli bir kişi tarafından 18. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiştir. Mimarı bilinmemektedir.

İki katlı olarak yapılmış olan hanın dört tarafı revaklarla çevrilmiş ve bu revakları çevreleyen ince sütunlar kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Revakların arkasında yer alan han odaları düz damlı olup, bunlar revaklara bir kapı ve bir pencere ile açılırlar.

Revaklı avlunun ortasında da bir kuyu vardır. Moloz taştan yapılan hanın girişinde, solda ikinci kata çıkışı sağlayan bir merdiven bulunmaktadır. Yeni Han zaman zaman yapılan onarımlarla özelliğinin bir kısmını yitirmiştir.

Paylaşın

Diyarbakır: Sülüklü Han

Sülüklü Han; Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Savaş Mahallesi, Değer Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kız kardeşi Atike Hatun tarafından yapılan tarihi Sülüklü Han 2010 yılı itibariyle restore edilip ziyaretçilerin hizmetine girmiştir. Hasan Paşa hanı gibi son dönemlerin popüler mekânları arasında yer almaktadır.

Han içerisinde eski bir kuyu bulunur. Bir dönem hekimler tarafından burada bulunan kuyudan sülük çıkarıldığı bilinmektedir. Şifa amaçlı toplanan sülüklerin burada toplanılmasından dolayı hana Sülüklü Han ismi verilmiştir.

Üst katlarının dinlenme odası, alt depoların ise hayvanların konaklama yeri olarak kullanıldığı han Kurtuluş Savaşı sırasında süvari birliklerinin karargahı olarak kullanılmıştır. Şu an halka açık turistik bir gezi mekânı ve kafeye ev sahipliği yapmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Çifte Han

Çifte Han; Diyarbakır’ın Sur İlçesi Gazi Caddesi, Çifte Han Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ne zaman yapıldığı, kimin tarafından yaptırıldığı ve mimarı belli olmayan Çifte Han, plan ve mimari özelliklerine bakılarak XVI. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Halk arasında borsa hanı olarak bilinmektedir.

Han ilk yapıldığında çifte han olarak düşünülmüş fakat daha sonra ikinci bölüm yol açılması sırasında yıkılmıştır. Bezemeden kaçınılarak yapılmış olan han, siyah ve beyaz taş kullanılarak yapılmıştır.

Siyah kesme taşlarla döşeli avlunun üç tarafında sütunların taşıdığı basık kemerli revaklar bulunmaktadır. Ana girişin solundaki taş merdivenlerle ikinci kata çıkılmakta ve buradaki sütunlar beyaz taştan olup, revakların arkasında han odaları sıralanmaktadır.

Bu odalar dışarıya bir kapı ve pencere ile açılmıştır. XVIII. yüzyılda buraya gelen İnciciyan bu hanı Diyarbakır’ın en büyük hanları arasında saymaktadır. Günümüzde orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.

Paylaşın

Diyarbakır: Dağ Kapısı

Dağ Kapısı (Harput Kapısı, Bab-ı Cebel); Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Cami Nebi Mahallesi, Gazi Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Dağ Kapısı şehrin kuzeyinde iki silindirik burç arasında yer alır. Dağ Kapı 1930’lu yıllarda yapılan yıkımdan zarar görmesine rağmen ana kapı yıktırılmadan günümüze kadar kalmış ve onarımdan geçirilerek kullanılmaktadır. Kapı farklı dönemlere ait yapım evreleri geçirmiştir. Kapının üzerinde Roma İmparatorunun Latince, Bizans İmparatorunun Grekçe kitabelerinin yanı sıra Abbasi ve Mervani dönemlerine ait onarım kitabeleri yer almaktadır.

Dağ Kapı Burcu’nun üst katında bulunan Mervanî Mescidi, Mervani Hükümdarı Ebû Nasır Muhammed bin Cehir tarafından Kitabesine göre hicri 447 yılında yaptırılmıştır. Buranındaha önceden itfaiye hizmetlerine ayrılmış olması, yapının tahribatına yol açmıştır. Dağ Kapı’nın 1980’li yıllar sonrasında işlev kazanması, sergilere mekân oluşu, şehrin merkezi alanında kültürel çalışmaların yansıtılması açısından bir farklılık oluşturmaktadır. Kapının iç cephesinde kastal (çeşme) bulunmakta fakat aktif değildir.

Kastalin yanında bulunan kabirler, eski özellikleri göz önünde tutularak korunmuşlardır. Dağ Kapı’nın üç yanı koruma amaçlı demir parmaklıklarla çevrilmiş fakat bu haliyle de yapının rahat biçimde gezilmesini engellemekte ve görünümünü bozmaktadır. Üst kata çıkılan taş basamaklar, asıl biçimi bozmamak endişesiyle onarılmadan bırakılmıştır. Dağ kapı’nın doğu ve batısında iki dairesel burca yer verilmiştir. Her iki burcun üzerine de farklı düzenlemelerden meydana gelen kabartmalar islenmiştir. Dağ Kapı burcunda avuç içini tümüyle gösterir biçimde, parmaklar aşağıda dönük tarzda tek bir taş üzerine el figürü işlenmiştir.

El motifi üzerine Diyarbakır’ı konu alan kaynaklarda herhangi bir açıklama yer almamaktadır. El figürü halk arasında ‘Peygamberimizin kızı Fatma Ana eli’ olarak bilinmektedir. Dağ Kapı farklı devletlerin kitabelerini ve kabartmalarını taşıyan, bu yönüyle diğer burçlardan ayrılması gereken farklılıkları içermektedir. Burçta yeralan el figürü tek örnektir. Hayat Ağacı, motifi bu burçta bulunmaktadır. Bitkisel motiflerden üzüm ve yaprak, burçta görülmektedir. Roma- Bizans Dönemi kalan kitabeler ve Gamalı Haç ile Abbasîlerden Osmanlılara kadar gelen kabartmalar bulunmaktadır.

Burçta Abbasilere ait güvercin, hayvan ve bitki motiflerindeki stilizasyon alabildiğine naif ve spontane bir biçimde yapılmış oldukları dikkati çekmektedir. Dağ Kapısı’nın iç tarafı tamamen Mervan Oğulları dönemine aittir. Dış tarafının üstü Abbas oğullarıyla Roma ve Bizanslıların stillerini göstermektedir. En altta geyik ve geyik avı resimleri, koşan at, boğa, onların üstünde gamalı haç bulunmaktadır. Boğa ve arslanlar gamalı haçın altında koşan geyik resmi hiçbir şekilde Romalılara işaret etmemektedir. Gamalı haç ve buna doğru karşılık gelen eski bir aktarımı yansıtmaktadır. Totemizme ait geleneklerin yansıyan sembolleri olmalıdır.

Paylaşın

Diyarbakır: Mardin Kapısı

Diyarbakır: Mardin Kapısı (Bab-El Tel – Tepe Kapısı), Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Cemal Yılmaz Mahallesi, Eski Merdin Yolu üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Şehrin güneyine açılan tek kapı olan Mardin Kapısı üzerindeki kitabeye göre, 909-910 tarihlerinde Cemil oğlu Amid’li mühendis Ahmed’in marifetiyle onarılmıştır. Kapı şu an tek girişlidir fakat yerden belli bir yüksekliğe kadar görülen kapı söve kalıntılarından anlaşıldığı üzere daha önce üç geçişli olduğu anlaşılmaktadır.

Kalenin güneyinde yer alan Mardin Kapısı zamanla köklü değişimler geçirmiş üç girişi olan kapıdan bugün yalnız ortada olanı ayakta kalabilmiştir. Günümüzde sadece doğudaki giriş mevcuttur. Bu giriş şehre ve dışa açılan kapıları ile çift geçitli olarak düzenlenmiştir.

Mardin kapısı iki katlı olup zemin kat planı dikdörtgendir. Birinci kata çıkışı sağlayan merdivenler günümüze ulaşamamıştır. Birinci kat ortada dikdörtgen iki yanda yarım daire planlıdır. Yarım dairelerin ortası daire planlı olup üç yönde dikdörtgen mekânlara açılmaktadır. Kapı, sonradan değiştirilmiş olan iki silindirik be¬denle savunulmuş, bugün ayakta kalan kapının sağ tarafındaki kemerli olan geçit, İslâmi döneme aittir.

Bu giriş şehre ve dışa açılan kapıları ile çift geçitli olarak düzenlenmiştir. Mardin Kapısı üzerinde yer alan kitabeler Abbasi halifesi Muktedir Billâh dönemine tarihlidir. Kapı üzerinde İslam öncesine ait kabartma ve bezemeler görülmektedir. Yer yer bitkisel motiflerle iç içe kullanılmış yazı bordürlerinin yanı sıra ayırt edilemeyen hayvan figürleri bulunmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Urfa Kapısı (Rum Kapısı)

Urfa Kapısı (Rum Kapısı); Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Melikahmet Mahallesi, Melik Ahmet Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kalenin batısında bulunan Urfa Kapısı, kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Karaslanoğlu Artukoğlu Muhammed tarafından 1183-1184 yılında yaptırılmıstır. Kapı üç girişlidir. Kuzey tarafta yer alan girişin kentle, güneydekinin ise Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi ile bağlantılı olduğu söylenir.

Kuzey girişi 5.yüzyıla tarihlenmektedir. Kapı üzerinde yer alan bir kitabeye göre, Artuklu döneminde hükümdar Sultan Mehmet tarafından onarılmış ve üzerinde stilize edilmiş insan ve hayvan figürleri bulunan demir kapı kanatları eklenmiştir. Diğerlerinden daha farklı ve büyük olan ortadaki kapının ise Osmanlı döneminde “Saltanat” yâda “Humayun” kapısı olarak işlev gördüğü, padişahın sefer zamanlarında açılıp sonrasında örtüldüğü söylenmektedir.

İki dairesel beden arasında yer alan kapı çeşitli değişiklerle günümüze ulaşmıştır. İki katlı olarak düzenlenen bu kapının üst kısmında seyirdim yeri devam etmektedir. Katlardaki giriş merdivenleri ile top yuvalarının eski hali günümüzde sağlam durumdadır. Üç girişten ortadaki kapatılmış olup yanlardaki girişler günümüzde sağlamdır. Güney girişin üst kesimlerine karşılıklı birer boğa başı kabartması yer almaktadır.

Yine buradaki kitabenin üstünde stilize bir boğa başına yer verilmiştir. Bu figürün üstünde boğa başına basar şekilde bir kartal kabartması bulunmaktadır. Urfa Kapı’da bulunan çift başlı kartal ambleminin, ne yazık ki baş kısmı tahrip edilmiş durumdadır. Kapıda çok sayıda kitabe yer almaktadır. Kitabedeki yazılar arasında yer alan bitkisel süslemeler yazıların okunuşlarını zorlaştırmaktadır. Ejder kabartmaları, boğa başları, kartal motifleri kapıya abidevi bir görüntü vererek gücü sembolize etmiştir.

Paylaşın

Diyarbakır: Yeni Kapı (Dicle Kapısı-Su Kapısı)

Yeni Kapı (Dicle Kapısı-Su Kapısı); Diyarbakır’ın Sur İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Şehrin doğusunda yer alan basık kemerli ve tek girişli olan bu kapı, kenti; Suya, yani Dicle’ye bağlar. Ulu cami’nin Hanefiler bölümünde yer alan 1240-1241 tarihli kitabede “Su Kapısı” olarak anılır. Basık kemerli ve tek girişli olan bu kapı, şehirden Dicle’ye yani suyoluna inişi sağlamaktadır.

Kapıya dıştan dayanak duvarları üzerine yerleştirilmiş sağlam bir rampa ile kapıya girilir. Girişin hemen kuzeyinde iki katlı dikdörtgen bir burçla tahkim edilmiştir. Geçirdiği onarımlara rağmen Bizans dönemi yapısı olma karakterini korumuştur.

Paylaşın

Diyarbakır: Behram Paşa Camii

Behram Paşa Camii; Diyarbakır’ın Sur İlçesi, Abdaldede Mahallesi, Bayrampaşa Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yapı 1564-1572 yılında Diyarbakır’ın 13. Osmanlı Valisi Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı, Mimar Sinan’ın eserlerinin derlendiği Tuhfetül Mi’marin kitabında Mimar Sinan eseri olarak geçmektedir.

Tamamen kesme taştan yapılmış, tek kubbeli bir yapı olan cami ilk bakışta tek kubbeli basit bir yapı olarak görünmekteyse de iç ve dış süslemesiyle Diyarbakır’ın taş işçiliği yönünden zengin yapıları içinde başlı başına bir yer tutar. Caminin içindeki duvarlar alttan belli bir yüksekliğe kadar karakteristik XVI. Yüzyıl İznik çinileriyle süslenmektedir.

Caminin diğer bir özelliği de kuzeyinde çift kademeli yanlardan taşan beş sahınlı bir son cemaat yerinin olmasıdır. Son cemaat yeri yanlara doğru taşmış olup, sağdaki kısmın üzerine de minare yerleştirilmiştir. Caminin giriş kapısı mukarnaslı bir bordür ile çevrilmiş, üzerine de bir kitabe yerleştirilmiştir.

Paylaşın