Diyarbakır: Eğil, Su Sarnıcı

Su Sarnıcı; Diyarbakır’ın Eğil İlçesi, Yenişehir Mevkii’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Eğil’in su ihtiyacı, Eğil’den çok uzaklardaki su kaynaklarından çanak- çömlek toprağından yapılan borularla getirilerek sarnıçta depolanmıştır.

Buradan da başta Kale Mahallesi’ndeki hamam ile Kale Cami ve değişik yerlere yapılan çeşmelere akıtılmıştır.

Plan tipi İstanbul Yerebatan Sarnıcı’nın küçültülmüş şeklidir. Oldukça sağlam durmaktadır. Çanak çömlek borularının büyük bölümü, temel kazılarda ortaya çıkmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Eğil, Tacıyan Camisi

Tacıyan Camisi; Diyarbakır’ın Eğil İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Caminin kimler tarafından ve ne zaman yapıldığı hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır.

Farklı görüşlerin olduğu yapıyı Eğil Beylerinden Pir Bedir’in Eğil Beyliği’ni kurduktan sonra 1040 yılında yaptırmış olduğu bilinmektedir.

Tacıyan Camisi, Eğil Asur Kalesi’nin güneyinde, kaleyi çevreleyen surlar üzerine oturtulmuştur. Caminin kuzey ve güney duvarları kısmen mihrap sağlam durmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Ergani, Çayönü

Çayönü; Diyarbakır’ın Ergani İlçesinin 6 km. güneybatısında, Sesverenpınar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Çayönü, insanın yerleşik düzene geçiş sürecini en iyi yansıtan bir arkeoloji merkezidir. İlçenin 7 km güneybatısındaki Sesverenpınar (Hilar) Köyü’nde yer almaktadır. Çayönü tahıl ve evcilleştirmeye dayalı köy hayatının en eski örneklerinden biridir ve günümüz uygarlığında önemli bir basamak oluşturur. İlk üretimciliğe geçiş evresi olan Neolitik Çağ’ın Türkiye’deki önemli örneklerinden biri olan Çayönü, mimarisi ile dikkat çektiği gibi ilk olarak buğdayın tarıma alındığı ve köpeğin evcilleştirildiği yer olarak da önem taşır.

Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nden aldığımız bilgilere göre M.Ö. 8750 lere ulaşan yoğun geçmişiyle öne çıkmaktadır. Kazılar sonucunda Neolitik Çağa ait örme yuvarlak evler, basit kulübeler ortaya çıkarılmıştır. Çayönü kazılarında bulunan en görkemli yapı “SaltaşlıYapı” olarak bilinen yaklaşık 10 m genişliğinde, yüzeyleri düzletilerek parlatılmış, iri kalker bloklarından olan anıtsal yapıdır. Aynı zamanda Çayönü, Neolitik Çağ yerleşmeleri arasında en fazla sayıda insan iskeletinin bulunduğu yerdir. 605 adet iskelet bulunmuştur.

Ayrıca gömülerden birinin kafatasında beyin ameliyatına ait izler saptanmıştır. Bu bulgular Çayönü halkının tıp alanında ne kadar da ileri bir seviyeye ulaştığının bir kanıtı olarak kabul edilebilir. Çayönü halkına ilişkin diğer bir özellik ise, süslenmeye oldukça düşkün olmuş olmalarıdır. Köyün ilk sakinleri, hemen yakınlarındaki tatlı su kaynaklarından topladıkları salyangoz kabuklarından, hayvanların ön kesici dişlerinden ve çevreden topladıkları yumuşakçalardan halka ve damla şeklinde biçimlendirdikleri boncukları takmışlar. Zamanla taşlara çeşitli geometrik şekiller vermişler. Çevredeki taşların çeşitliliği ve renkliliği boncuklara da yansımış.

Gerekli maden cevherlerinin yakınlarda oluşu, madencilik alanındaki ilerlemeyi kolaylaştırmıştır. Çayönü yerleşikleri, çevrelerindeki bakır yataklarında bulunan doğal bakırı döverek şekillendirmişler, delici, boncuk, levha gibi nesneler üretmişlerdir. Bakırı taş gibi kullanmanın ötesinde bir beceriye sahip oldukları, önce bakırı ısıtıp sonra şekillendirmelerinden anlaşılmaktadır. Çayönü gerek mimarisi gerekse değişik nitelikteki zengin buluntuları ile bütün kültür basamaklarının izlenebildiği ve Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem içinde ilişki kurmuş olduğu, etkilediği ve etkilendiği bölgeleri en iyi yansıtan yerleşme olması açısından “anahtar yerleşme” olarak adlandırılan bir ören yeridir.

Paylaşın

Diyarbakır: Enüş Peygamber’in Türbesi

Enüş Peygamber’in Türbesi; Diyarbakır’ın Ergani İlçesi, Otluca Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ergani, Çayönünde Hz. Ademin torunu, Hz. Şit’in oğlu Hz Anuş (Enüş) yatmaktadır. Peygamberliği kesindir. Tarihin en eski mekanlarından olan ve arkeolojik önemi yüksek olan bir yerde hem inanç hem de arkeoloji turizmi güzellik arzeder. Bu konular Diyarbakır salnamelerinde geçmektedir. Türbedeki taşın üzerinde ‘Yerd bini Mehlail,b.inan b.Enüş,b.Şit b.Adem’ yazılıdır.

Şimdi Kızılca (Otluca) denilen köyün güneyindeki Giresor ile kuzeyindeki Balahur (Kızılyamaç)’ın da bir şehir harabesi olduğu meydandadır. Bunların Enüş peygamber tarafından kurulduğu, Hz. İdris’in burada yaşadığı ve ilkyazının onun tarafından burada yazıldığı ve ilk defa demiri erittiği yerli efsaneler arasındadır.

Maden ve Amedi köyü civarında, Kalhane köyünde bakır, Girgis köyü ile Zülküf dağının kuzey batı eteklerinde altın, Hilarda cam, Giresorda demir madenleri işletildiği söylenir. Bunların bir çoğunun eritme ocakları ile maden sahaları da halen bilinmektedir.

Şit aleyhisselam Adem aleyhisselam’dan sonra gönderilen – ikinci – peygamberdir. Adem aleyhisselam’in oğludur. Babası vefat edince kendisine peygamberlik ve ayrıca 50 suhuf kitap verildi. Şit aleyhisselam vefat etmeden önce yerine oğlu Enüş’ü halife tayin etti.

Enuş (Yaneş) peygamber Hz.Şit’in en sevdiği çocuğu idi. Hz. Enüs, Hz. Şit 105 yaşında iken doğmuştur. Annesi ise Hazura hanımdır. Hz. Enüş Na’me isimli hanımla evlenmişti. Gökbilimi hakkında derin bilgisi olan bir zattır. 960 yıl ömür yaşamıştır. Bundan dolayıdır ki Hilar, Kızılca, Kikan üçgeni dünyanın ilk yerleşim olarak kabul edilir. Yani insanın yaratılışı ve çoğalımı burada başlayıp sonra dünyaya dağılmıştır.

Hz. Enüş’un kabrine yaklaşık iki km ötede Çayönü harabeleri vardır. Hz. Enüş’un cenazesini kıldıran Hz. İdris terzilerin piridir. Ahd-i atik Enüş peygamberle İdris peygamberin aynı olduğunu ifade eder. Çayönü’nde halk avladıkları hayvanı bazen avladığı yerde parçalayıp kendilerine gerekli olan kısımlarını getirirlerdi.

Çakmaktaşı ve doğal camdan kazıyıcılar ile yüzer, tabaklayıp kemik spatulalarla işlerdi. Deriyi yine doğal camdan bıçaklar ile kesip biçer, kemikten değişik boyda buzlarla delikler açıp deri sırımları ya da bitkisel liflerden yaptığı iplikleri geçirdiği kemik iğnelerle dikerdi. Enüş peygamberin bir medeniyete öncülük ettiği ile ilgili veriler dikkati çekmektedir

Paylaşın

Diyarbakır: Ergani Kalesi

Ergani Kalesi; Diyarbakır’ın Ergani İlçesi, Kavurmaküpü Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Bugün bir yıkıntı halinde olan kalenin kimin tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ergani Kalesi’nin ilk yapıldığı dönemlerde, Makam Dağı’nın batı tarafından başlayarak, doğusuna uzanan büyük bir kale olduğu bilinmektedir.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Ergani Kalesi’ni ve bu kaleye gelişini anlatmaktadır. Kaleyle ilgili çok sayıda efsane bulunmaktadır. Efsaneye göre; kaleye hükmeden beyin çok güzel bir kızı olduğu ve kızını kimsenin görmemesi için kaleye hapsettiği belirtilir.

Zülküf Dağı’nın zirvesindeki iki kaya arasına kızının kaleden çıkıp gezmesi için köprü yaptırmış olduğu bilinmektedir. İki kaya arasında köprü görevi gören o yolun hala kalıntıları bulunmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Ergani, Meryem Ana Kilisesi

Meryem Ana Kilisesi; Diyarbakır’ın Ergani İlçesi, Kavurmaküpü Köyü sınırları içerisinde yer alan Zülküf Dağı’nda yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Zülküf Dağı’nın zirvesinde Dicle’ye bakan büyük kayanın üzerindeki Meryem Ana Kilisesi, Zülküf Peygamber’in Makam’ı gibi Ergani’nin sembollerindendir. Zamanında Ergani’de bulunan büyük manastırın bir parçası olduğu ve rivayetlere göre 360 odasının olduğu söylenmektedir.

1960’lı yıllarda Ermenilerin baharın başlangıcında şenlikler düzenledikleri ve bölgenin kutsal yeri olduğu için Meryem Ana Kilisesi’ne gidip gece kilisede kaldıkları ve ibadet ettikleri söylenmektedir.

Tarihi ve mimari açıdan büyük önem taşıyan kilise bir manastır şeklinde tasarlanmıştır. Kilisenin haricinde yatakhane, su deposu, fırın, yemekhane ve ahırlar bulunmaktadır. Kilise harap olmuş fakat; duvarları hala sağlam durmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır: Zülküf Peygamberin Makamı

Zülküf Peygamberin Makamı; Diyarbakır’ın Ergani İlçesi sınırları içerisinde yer alan Zülküf Dağı’ndadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ergani halkı tarafından kutsal sayıldığı bilinen Zülküf Dağı’nda iki ayrı mekan bulunmaktadır. Bunlardan biri Zülküf Peygamber’in makamı, diğeri de Meryem Ana Kilisesi’dir. Zülküf Peygamber’in mezarının Eğil’de olduğu Zülküf Dağı’nda ise sadece makamı olduğu söylenir.

Halk tarafından ziyaretgah olarak ilgi duyulan mekana çevre illerden de ziyarete gelinmektedir. Makama daha çok da bahar mevsimlerinde gidilmektedir. Halk tarafından yiyecekler götürülür, gezilir, namazlar kılınır, dualar edilir.

Kuran ,mevlit ve yasin okunup dileklerde bulunulur, adak ve kurbanlar kesilir. Makamın bir diğer özelliği de burada açan ve buraya özgü olan makam çiçeğidir. Bir rivayete göre Zülküf Peygamber’in terinin damladığı her yerde bu çiçek olmuştur.

Paylaşın

Diyarbakır: Silvan, Belediye Camii

Belediye Camii; Diyarbakır’ın Silvan İlçesi, Selahattin Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Camiye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ne zaman yapıldığına dair bir bilgi bulunmayan caminin daha önce Ermeni cemaatine ait bir kilise olduğu bilinmektedir.

Daha önce Keldani Kilisesi olarak bilinen bu yapı uzun yıllar sinema olarak kullanıldı. Yapı 1988 yılında camiye çevrildi. Halk arasında Belediye Camisi olarak bilinmektedir.

Paylaşın

Diyarbakır: Silvan, Aslanlı Burç

Aslanlı Burç; Diyarbakır’ın Silvan İlçesi, Mescit Mahallesi, Gazi Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kare planlı burcun ön yüzündeki kitabenin üzerinde; bir gül bezeğinin iki kenarında karşılıklı duran aslan kabartmaları yer almaktadır.

Kitabeyi Eyyubi sultanlarından Melik Evhad Eyyub tarafından yaptırılmıştır. Eyyubi eseridir. Burcun üzerinde birbirlerine bakan aslan ile kaplanın arasında güneş kabartması bulunmaktadır.

Üzerindeki kitabe Meyyafarıkin Eyyubileri hükümdarı Melik Evhad Necmeddin’e aittir. Nefis bir yazı ile yazılan kitabesi ünlüdür.

Paylaşın

Diyarbakır: Kırık Minare (Eyyübiler Camii Minaresi)

Kırık Minare (Eyyübiler Camii Minaresi); Diyarbakır’ın Silvan İlçesi, Mescit Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Minareye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Eyyubiler Cami’si yıkılmış, ancak minaresi günümüze ulaşabilmiştir. Eyyubiler döneminde 1199-1244 tarihleri arasında inşa edildiği, üzerindeki kitabelerden anlaşılmaktadır.

Kare planlı minarenin dört cephesinde süslü yazıtlar yer almaktadır. 35 metre yükseklikte, beş katlı minarenin şerefesi yoktur. En üst katta şerefe görevi gören dört yöne açılan pencereleri bulunmaktadır.

Minarenin 5 kattan daha yüksek olduğu, ancak sonradan yıkıldığı, bu nedenle “kırık minare” adı verildiği belirtilmektedir

Paylaşın