Türkiye Genelinde Okullar 13 Şubat’a Kadar Tatil Edildi

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer “Tüm Türkiye’deki iklim şartlarını göz önüne alarak ve deprem bölgelerindeki çalışmaların çok daha suhuletli olması bağlamında, sadece deprem bölgesindeki iller değil çevresindeki illerin de suhuletli bir şekilde süreçleri yönetmesi için, bugünden itibaren tüm Türkiye’de tüm okullarımızı 13 Şubat’a kadar bir hafta tatil ediyoruz” dedi.

Haber Merkezi / Bakan Özer, Türkiye genelinde okulların 13 Şubat’a kadar bir hafta süreyle tatil edildiğini açıkladı.

Malatya Doğanşehir’de depremden etkilenen bölgelerde incelemelerde bulunan Özer, sadece deprem bölgesinde değil deprem çevresindeki illerde yaşayan vatandaşların da hayatlarını kolaylaştırmak için bu kararın alındığını söyledi.

Bakan Özer, okul binalarının depremden etkilenenlere yardım ve yemek sağlamak için yedi gün 24 saat boyunca açık tutulacağını da belirtti:

“Tüm Türkiye’de şu andaki iklim şartlarını göz önüne alarak ve deprem bölgelerindeki çalışmaların çok daha suhuletle olması bağlamında sadece deprem bölgesindeki illerde değil, çevresindeki illerin de suhuletli bir şekilde süreçleri yönetmesi için bugünden itibaren tüm Türkiye’de tüm okullarımızı 13 Şubat’a kadar bir hafta tatil ediyoruz.

Böylece millet olarak, devlet olarak hem süreçleri daha rahat bir şekilde yürütme hem de özellikle bu 10 ilde akrabaları olan diğer illerdeki vatandaşlarımızın erişimini kolaylaştırmak anlamında da bu kararı almış bulunuyoruz ama bu kararı alırken tüm illerimizdeki, özellikle 10 ilimizdeki okullarımızın tamamı vatandaşlarımızın hizmeti için açık tutulacak.

Konaklama, yemek ikramıyla ilgili her türlü hizmet okullarımızda, öğretmenevlerimizde vatandaşlarımıza 7/24 kesintisiz bir şekilde intikal ettirilecek.”

12 ilde üniversitelerde bahar yarıyılı eğitim-öğretim dönemi ertelendi

Öte yandan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, yurt ve kampüs imkanları ihtiyaç halinde kullanıma sunulmak üzere Antalya, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Karaman, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Niğde, Sivas, Tunceli’deki yükseköğretim kurumlarında eğitim ve öğretim döneminin, daha sonra açıklanacak bir tarihe kadar ertelendiğini bildirdi.

Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) yapılan açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ildeki yükseköğretim kurumlarında, bahar yarıyılı eğitim ve öğretim dönemine ara verildiği anımsatıldı.

Açıklamada, “Yurt ve kampüs imkanlarının ihtiyaç halinde kullanıma sunulmak üzere Antalya, Bingöl, Elazığ, Erzincan, Karaman, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Niğde, Sivas, Tunceli illerimizdeki yükseköğretim kurumlarında da bahar yarıyılı eğitim ve öğretim dönemi daha sonra açıklanacak bir tarihe kadar ertelenmiştir” bilgisine yer verildi.

Paylaşın

Kahramanmaraş Merkezli 7,7 Ve 7,6’lık Depremler Dünya Basınında

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremler dünya basınında da geniş yer buldu. Depreme ilişkin yapılan haberlerde, depremin geniş bir coğrafyada hissedildiği ve ilk depremin ardından pek çok artçı çok yaşandığı belirtildi.

Haberlerde, depremin Türkiye’de son on yıllarda yaşanan en kötü depremi olduğuna dikkat çekildi. Depremin, Türkiye ile Suriye’nin yanı sıra Irak, Mısır, Lübnan, İsrail ve Kıbrıs’ta da hissedildiği vurgulandı.

Maraş’ın Pazarcık ilçesinde bu sabah meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem ile bugün13.24’te Maraş’ın Elbistan ilçesinde meydana gelen 7,6’lık deprem dünya basınında da geniş yer buldu.

ABD’nin The New York Times gazetesi, manşetten duyurduğu haberinde, bugün Türkiye saatiyle 14.00 itibariyle, Türkiye ve Suriye’de deprem nedeniyle en az bin 200 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) açıklaması uyarınca depremin büyüklüğünü 7,8 olarak duyuran gazete, sarsıntının Suriye, İsrail ve Lübnan ile birlikte dört ülkede hissedildiğine dikkat çekti

ABD’nin The Wall Street Journal gazetesi de bugün yaşanan depremde Türkiye ve Suriye’de bin 300’ün üzerinde kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Depremin geniş bir coğrafyada hissedildiğini ve ilk depremin ardından pek çok artçı çok yaşandığını belirten gazete, depremin Türkiye’de son on yıllarda yaşanan en kötü depremi olduğuna dikkat çekti.

“Çok tehlikeli” fay hattı üzerinde

İngiltere’nin The Guardian gazetesi de Türkiye ve Suriye’de yüzlerce yurttaşın hayatını kaybettiği depreme geniş yer ayırdı.

Gazete, haberinde, ilk depremin üzerinden henüz 12 saat geçmeden ikinci bir deprem daha yaşandığını duyurdu.

Gazetenin aktardığına göre, Suriye devlet medyası da Maraş’ın Elbistan ilçesinde bugün öğle saatlerinde yaşanan 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremin başkent Şam bölgesinde etkili olduğunu açıkladı.

İngiltere’nin BBC haber sitesi de Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paylaştığı son bilgilere atıfta bulunduğu haberinde, 912 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.

Depremin Doğu Anadolu fay hattı olarak bilinen hat üzerinde yaşandığını ataran BBC, deprem bilimcilerin son 100 yıl içinde önemli bir hareket olmasa da bu fay hattını “çok tehlikeli” olarak nitelendirdiğine dikkat çekti.

Suriye’de en az 473 ölü

Fransa’nın France 24 haber sitesi, konuyla ilgili haberinde Türkiye ve Suriye’de yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.

Depremin bu iki ülke dışında Mısır, Kıbrıs ve Irak’ta da hissedildiğini hatırlatan France 24, Suriye’nin SANA haber ajansına dayandırdığı haberinde, ülkede en az 473 kişinin öldüğünü aktardı.

Fransa’nın Le Monde gazetesi ise diğer yayın kuruluşlarına benzer şekilde büyüklüğünü 7,8 olarak duyurduğu depremin, Orta Doğu’da perşembe gününe (9 Şubat) kadar sürmesi beklenen kar yağışı ve şiddetli fırtına şartlarında meydana geldiğine dikkat çekti.

“İki oğlum göçük altında, onları bekliyorum”

Almanya’nın Die Tageszeitung gazetesi, deprem haberini okuyucularına “Bin 400’den fazla ölü: Yeni depremler” başlığıyla duyurdu.

Maraş’ın Elbistan ilçesinde yaşanan 7,6 büyüklüğündeki depremin Suriye ve Lübnan’da da hissedildiğini kaydeden gazete, Suriye’deki ölü sayısını 547, yaralı sayısını en az bin 600 olarak açıkladı.

Almanya’nın Der Spiegel dergisi, haberi depremzedelerin ağzından bir cümleyle duyurdu: “İki oğlum göçük altında, onları bekliyorum.”

Dergi, haberinde, depremin ardından İtalya’nın tsunami uyarısı yaptığını da hatırlatarak ölü sayısının bini geçtiğini yazdı.

40’tan fazla ülke yardım teklif etti

İsrail’in Haaretz haber sitesi, Türkiye ve Suriye’de etkili olan depremin İsrail’de de hissedildiğini hatırlattığı haberinde, ülkede deprem nedeniyle herhangi bir can kaybı, yaralanma ya da hasar rapor edilmediğini belirtti.

Gazetenin haberine göre, “Türkiye’nin talebi üzerine” İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, tıbbi yardım ve arama-kurtarma ekiplerinin Türkiye’ye gitmesi talimatı verdi. Gazete, 40’tan fazla ülkenin Türkiye’ye yardım açıklamasında bulunduğunu kaydetti.

Yunanistan’ın Ekathimerini haber sitesi, depremi, “Erdoğan, ölü sayısının 912’ye yükseldiğini açıkladı” başlığıyla duyurdu. Erdoğan’ın açıklamalarını paylaşan gazete, Cumhurbaşkanı’nın sözlerine atıfla bugünkü depremin “1939’dan bu yana en büyük felaket” olduğunu yazdı.

Son olarak, Balkan Insight haber sitesi, Türkiye’nin güneyi ile Suriye’nin kuzeyini vuran depremin ardından göçük altında kalanları arama-kurtarma çalışmalarının sürdüğü bilgisini paylaştı. Site, ölü sayısının artabileceği uyarısında da bulundu.

Paylaşın

12 Baro Başkanına ”Pençe -Kılıç” Soruşturması

TSK’nin, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine 20 Kasım’da düzenlediği ve ”Pençe -Kılıç” adı verilen herakatının barış zeminine zarar verdiğini savunan ortak bir yazılı açıklayan 12 baro başkanı hakkında soruşturma açıldı.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi halinde baro başkanlarının ifadelerinin alınabileceğini söyledi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Ağrı, Batman, Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Urfa, Şırnak ve Van Baro başkanları hakkında soruşturma açtı.

Haklarında soruşturma açılan 12 baro başkanı TSK’nin, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine 20 Kasım’da düzenlediği ve ”Pençe -Kılıç” adı verilen herakatının barış zeminine zarar verdiğini savunan ortak bir yazılı açıklama yayınlamışlardı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, ortak açıklamada ismi geçen 12 baro başkanı hakkında “Türk Ceza Kanununun 301. maddesi kapsamında “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını aşağılama” suçu şüphesiyle soruşturma açıldı.

“Her koşulda barışı savunmalıyız” başlığıyla yayınlanan ortak açıklamada barolar, Kürtlerin yoğun yaşadığı alanlara askeri operasyonlar düzenlemenin sorunu derinleştirdiğini belirterek asıl yapılması gerekenin toplumun her kesimiyle barışmak olduğu ifade edilmişti.

Açıklamada, hükümete barışçıl siyasi çözümler araması çağrısı yapılmıştı.

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’e soruşturma ile ilgili konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi halinde baro başkanlarının ifadelerinin alınabileceğini söyledi.

”Kürt sorununun güvenlikçi politikalar ile çözülmeye çalışıldığı dönemlerde barışçıl çözümler için yapılan açıklamalar bu tür soruşturmalar ile neticeleniyor. Daha önce de baromuz hakkında defalarca soruşturma açılmıştı. Açılan bu soruşturmalar da devletin bu dönem izlediği politikalardan bağımsız değil.”

Benzer açıklamalar nedeniyle daha önce başlatılan farklı soruşturmaların Baro yönetimine açıldığını hatırlatan Eren, ”Bu sefer soruşturmayı sadece benim adıma açmışlar” dedi.

Nahit Eren hakkında 301’nci maddeden açılmış devam eden dört ayrı soruşturma var.

Irak’ın kuzeyinde, Duhok vilayetinin Zaho ilçesinde, Perek adındaki tatil beldesine düzenlenen ve 9 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili açılan yapılan açıklamayla ilgili Diyarbakır Barosunun 11 kişilik yönetim kurulu üyelerinin tamamına soruşturma açılmıştı.

Paylaşın

Akşener: Azgın Saray Azınlığına Karşı Kaybeden Milyonlar Var

Partisinin Diyarbakır il kongresinde konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, “Bir yanda suç işleme özgürlüğü olanlar, diğer yanda nefes alması suç görülen gençler var. Bir yanda 10 maaş alan danışmanlar var, diğer yanda senin gibi atanamayan gencecik öğretmenlerimiz, mimarlarımız, çocuklarımız var. Bugün Türkiye’de karne hediyesi olarak annen sana ne aldı denildiğinde et aldı diyen ilkokulda okuyan çocuklar var. Kasaptan 3 parça pirzolayı çocuğuna hediye alan anneler var.” dedi ve ekledi:

Kardeşlerini anlatıyorsun, yeğenlerini anlatıyorsun ama 5 bin dolarlık kıyafet giyen tuhaf sakallı, pudracılar var. Arabasıyla, teknesiyle fotoğraf çektirip gencecik çocuklarımızın gözüne sokan saygısız nesiller var. Azgın saray azınlığına karşı kaybeden milyonlar var.

Konuşmasının devamında, “1923’ün kıymetini bilmezsek 2023’ü kaybederiz” diyen Akşener, “Allah’ın teveccühü ile ilk seçimde tüm ülkeye ulaşacak. 14 Mayıs günü Hep birlikte yeter söz milletin diyebileceğimiz mukaddes bir gün olacak. 14 Mayıs işte bunun miladı olacak. Kurtla öldüren, çobanla yiyen, sahibiyle ağlayanlara hep birlikte hep bir ağızdan ‘Yeter söz milletindir’ diyeceğimiz mukaddes bir milat olacak. Çünkü istibdat onlarınsa hürriyet bizimdir, saray onlarınsa sandık bizimdir, zulüm onlarınsa mayıslar bizimdir” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener, Diyarbakır’da partisinin il kongresinde konuştu.

Akşener, partisi ile ilgili, “İYİ Parti’yi evlatlarını doyurma derdindeki analarımız, borç batağındaki babalarımız kurdu. İYİ Parti’yi atanamayan mimarlarımız, biraz önce benimle konuşan gençler, üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulamayan gençler kurdu. İYİ Parti’yi bu vatanın has evlatları, Kürtler, Türkler, Zazalar kurdu. İYİ Parti’yi şanlı bir tarihe sahip olmanın umuduyla, eşitliğe, hürriyete ulaşma hayaliyle milletimizin her kimliğinden cesur insanlar kurdu. Onlar kurdu biz sadece tabelaları astık” dedi.

“Buraya kucaklaşmaya geldim”

“Her türlü iftiraya inat Diyarbakır bize kollarını açtı” diyen Akşener şöyle devam etti:

İlk günden beri uçurumun kenarındaki ülkemizi kurtarmak için yanımdasınız. Zulme rağmen baskılara rağmen aslanlar gibi yanımdasınız. Bu topraklar kadirşinaslığın, mertliğin topraklarıdır. Ben buraya hamasi nutuklar atmaya gelmedim. Ben buraya bu topraklar korumasın diye Dicle’ye bir damla su olmaya geldim. Ben buraya marazları kovmaya geldim. Ben burada çalmadan kapıdan girebileceğimi bilerek geldim. Ben buraya kadim bir ahde vefa sunmaya geldim. Ben buraya rızanızı almaya geldim. Bir şeref sözüyle ön yargı duvarlarını yıkmaya geldim. Ben buraya kucaklaşmaya geldim. Düşmanlar barışır ama kan kardeşler kucaklaşır.

Her daim güler yüzüyle bilinen insanlarımız gülmek için bir sebep bile bulamıyor. Çünkü artık işi rast gitmiyor, ocağı tütmüyor. Kirasını, kredi kartını, taksitlerini, gübresini, mazotunu nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Aç milletini tok kılma sevdasını yaşayan devletimizin başında bugün milletimizin sesini duymazdan gelen vicdansız bir iktidar var.  Kendini ağa, milletimizi maraba gören çirkin bir zihniyet var. Korkuyla, sopayla yönetmeyi bilen vicdansız bir sistem var. Bugün mukaddesatımız fasıkların eline düşmüştür. Bugün ahlak arsızların diline düşmüştür. Bugün bayrak şuursuzların elinde kalmıştır.

“Azgın saray azınlığına karşı kaybeden milyonlar var”

“Bugün artık Türk,  Kürt yok; Alevi, Sünni yok; şehirli, köylü yok; muhafazakar, seküler yok; sağcı, solcu yok. Bugün Türkiye’de artık AK Partililer ve diğerleri var” diyen Akşener şunları söyledi:

Bir yanda suç işleme özgürlüğü olanlar, diğer yanda nefes alması suç görülen gençler var. Bir yanda 10 maaş alan danışmanlar var, diğer yanda senin gibi atanamayan gencecik öğretmenlerimiz, mimarlarımız, çocuklarımız var. Bugün Türkiye’de karne hediyesi olarak annen sana ne aldı denildiğinde et aldı diyen ilkokulda okuyan çocuklar var. Kasaptan 3 parça pirzolayı çocuğuna hediye alan anneler var. Kardeşlerini anlatıyorsun, yeğenlerini anlatıyorsun ama 5 bin dolarlık kıyafet giyen tuhaf sakallı, pudracılar var. Arabasıyla, teknesiyle fotoğraf çektirip gencecik çocuklarımızın gözüne sokan saygısız nesiller var. Azgın saray azınlığına karşı kaybeden milyonlar var.

“1923’ün kıymetini bilmezsek 2023’ü kaybederiz” diyen Akşener, “Allah’ın teveccühü ile ilk seçimde tüm ülkeye ulaşacak. 14 Mayıs günü Hep birlikte yeter söz milletin diyebileceğimiz mukaddes bir gün olacak. 14 Mayıs işte bunun miladı olacak. Kurtla öldüren, çobanla yiyen, sahibiyle ağlayanlara hep birlikte hep bir ağızdan ‘Yeter söz milletindir’ diyeceğimiz mukaddes bir milat olacak. Çünkü istibdat onlarınsa hürriyet bizimdir, saray onlarınsa sandık bizimdir, zulüm onlarınsa mayıslar bizimdir” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

HDP’li Güzel’in Vekilliği TBMM’de Yapılan Oylama İle Düşürüldü

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in milletvekilliği Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yapılan oylama sonucu düşürüldü. Güzel adına HDP Milletvekili Rüştü Tiryaki Genel Kurul’da savunma yaptı.

Haber Merkezi / İçtüzük gereği oylamanın yapılabilmesi için 24 saat geçmesi gerekiyordu. Oylamada, 372 oy kullanıldı, 330 kabul, 42 ret oyu verildi. AK Parti, MHP ve İYİ Parti milletvekilliğinin düşürülmesi yönünde oy kullandı.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın da katıldığı oylamada, HDP milletvekilleri “Semra Güzel halkın iradesidir” yazılı pankartlarla protesto ettiler.

Ne olmuştu?

HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, iktidar yanlısı basın tarafından 2014 yılında PKK’li Volkan Bora ile çekildiği fotoğraflar servis edilerek, linç operasyonu başlatılmıştı. 8 Ocak’ta servis edilen fotoğraflar ardından Güzel hakkında 10 Ocak itibariyle hızla hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmişti.

Meclis Başkanlığı’na 12 Ocak’ta gönderilen fezleke hızlıca Karma Komisyona sevk edildi. Karma Komisyon Başkanı Bekir Bozdağ tarafından da aynı gün fezlekelerin görüşülmesi için gün belirlenmişti.

Güzel hakkında hazırlanan iki fezleke nedeniyle dokunulmazlığın kaldırılması görüşmeleri 20 Ocak’ta başlamıştı. Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon tarafından oluşturulan Hazırlık Komisyonu, Güzel’in “dokunulmazlığının kaldırılması” yönünde hazırladığı raporu HDP’nin şerhiyle birlikte 8 Şubat’ta Karma Komisyon’a sunmuştu.

Meclis’te 17 Şubat’ta toplanan Karma Komisyon’da, HDP Batman Milletvekili ve Komisyon üyesi Mehmet Rüştü Tiryaki tarafından savunma yapılmıştı. Komisyon’da Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla kabul edilmişti.

Meclis Genel Kurulu’nda 1 Mart’ta yapılan görüşmelerde de HDP Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığı, Meclis Genel Kurulu’nda yapılan oylamayla kaldırılmıştı. Karar, 313 ‘Evet’e karşılık 52 ‘hayır’ oyuyla alındı. Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması ile hakkındaki iddialarla ilgili yargı sürecinin de önü açılmış oldu.

Güzel, hakkında hazırlanan fezlekeler HDP Kapatma Davası’na da ek delil olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sunulmuştu. Güzel, 3 Eylül’de İstanbul’da gözaltına alınmış, 4 Eylül’de ise tutuklanmıştı.

Paylaşın

Erdoğan, Hedefine Demirtaş’ı Koydu: Kürtlükle Alakası Yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’ın yaşadığı karanlık günler de geride kalmıştır. Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak” dedi ve ekledi:

“Yine bir eş başkanları var. Kürt mü? Değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor.  Diyarbakır ekonomisiyle, kültür ve sanatıyla, altyapısıyla yoluna kararlı bir şekilde devam etmektedir. Artık Diyarbakır huzurun şehridir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Çevre Yolu, TOKİ 1525 konut, 17 iş yeri, bir cami ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katılmak üzere Diyarbakır’a gitti.

İstasyon Meydanı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden faciasıyla ilgili, “Şehitlerimizin aileleri bize emanettir, emanete sahip çıkacağız. Kusuru olanlar tespit edilirse her türlü işlemi yapacağız” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Nerede bu Batı’nın insan hakları savunucuları? Nerede bunlar? Bir kere gelip de Diyarbakır Anneleri’ni gelip ziyaret ettiler mi? Gördüler mi? Onlar sadece sahne artisti. Diyarbakır’daki kardeşlerim bunlara yüz vermediler. Peyderpey evlatları da dönüp geldi. Milletimizle aramızda nifak sokmak için her yolu deneyenlerin kirli yüzlerini tek tek ortaya çıkardık.

“Yine bir eş başkanları var…”

Diyarbakır’ın yaşadığı karanlık günler de geride kalmıştır. Şu anda Edirne Cezaevi’nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor. Bunun hesabını benim Kürt kardeşlerim sormayacak mı? Soracak.

Yine bir eş başkanları var. Kürt mü? Değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi sömürüyor.  Diyarbakır ekonomisiyle, kültür ve sanatıyla, altyapısıyla yoluna kararlı bir şekilde devam etmektedir. Artık Diyarbakır huzurun şehridir.

Diyarbakır Cezaevi Kültür Bakanlığına devredildi

Son ziyaretimde Diyarbakır Cezaevi’ni boşaltma ve kültür merkezi yapma sözünü vermiştim. Sözümüzü tuttuk. Bugün itibariyle Diyarbakır Cezaevi, Adalet Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmiştir. Geçmişte nice acılara, zulümlere konu olan

Diyarbakır Cezaevi binası artık hem hafıza, hem de farklı alanlarda faaliyet yürütme imkanı sağlayan bir eser olarak hizmet verecektir. Şimdiden Diyarbakırımıza hayırlı olmasını diliyorum. Diyarbakır Cezaevi müze oluyor. Kütüphanesiyle, sanat, gösteri alanlarıyla artık bu cezaevi ortadan kalkıyor.

Elbette ki Diyarbakır’ın bu güzel tablosundan rahatsız olanlar da var. Adeta kahroluyorlar. Rahatsızlıklarının bir sebebi de bunların gerçek yüzlerini sizlerle paylaşıyor olmam.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nı hedef aldı

İşte şimdi son tartışmaları görüyorsunuz. Kürt kardeşlerimi bir avuç sapkının oyuncağı haline getirmek isteyenlerin, sizin iradenizi nasıl istismar ettiğini görüyorsunuz. HDP denen parti görünümlü emperyalist operasyon aygıtı, sadece 50 bin vatandaşımızın canına mal olan terör örgütünün payandası değildir.

Bu fitne yuvası, tüm sapkınların aktörü durumundadır. Biliyorsunuz CHP, kurduğu altılı masaya çantada keklik olarak gördüğü bunları almaya tenezzül dahi etmemiş, masanın altında onları tutma yoluna gitmiştir. Bunlar da masa altında kalmış olmanın mahcubiyetiyle gidip, İstanbul’da adı sanı duyulmayan bir grup marjinal partiyle güya ittifak kurmuşlar.

İttifak kurdukları parti tabelalı örgütlerin söylemlerinin ne sizlerle ne de bu ülkenin vatanına, milletine, değerlerine bağlı herhangi bir vatandaşıyla en ufak bir ilgisi yoktur.”

Paylaşın

HDP’li Semra Güzel Hakkında 15 Yıla Kadar Hapis Talebi

PKK üyesi Volkan Bora ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine dokunulmazlığı kaldırılan ve tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede Semra Güzel hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istendi.

Haber Merkezi / İddianamede, Güzel’in, yurt dışına kaçmaya çalışırken “Mehtap Şahan” adına düzenlenmiş sahte kimlik ve tanınmamak için kılık değiştirmiş şekilde yakalandığı anlatıldı.

Güzel’in PKK/KCK ile organik bağının bulunduğu, örgütsel hiyerarşi içerisinde yer aldığına yönelik çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk şartlarının bulunduğuna dair yeterli delilin elde edildiğini belirtilen iddianamede, Güzel’in “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi için süreç başlatıldı

Öte yandan Semra Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesi için süreç başlatıldı. TBMM Başkanlık Divanı, TBMM Genel Kurul oturumlarına beş birleşim katılmadığı saptanan Güzel’in dosyasını, Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon’a gönderdi.

Meclis Başkanlık Divanı, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un başkanlığında yaptığı yeni yasama yılının ilk toplantısında, milletvekillerinin devamsızlık dosyaları ve mazeret dilekçelerini görüştü.

Yapılan inceleme sonucunda, milletvekillerinin mazeretleri kabul edilirken, sadece Güzel’in mazeret dilekçesi sunmadığı tespit edildi.

TBMM içtüzüğüne göre bir milletvekili Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmazsa devamsızlığı Başkanlık Divanınca tespit edilip Karma Komisyona gönderiliyor.

Meclis’in 27. Dönem 5. Yasama yılı sonunda Meclis Genel Kurulu’nda iki hafta yoklama alındı. Beş oturuma özürsüz ve izinsiz katılmadığı tespit edilen milletvekillerine devamsızlıkları ile ilgili bildirimde bulunuldu.

Başkanlık Divanı, içtüzük hükümleri gereği Güzel’in devamsızlık raporunu, karma komisyona gönderdi. Komisyon bu devamsızlık nedeniyle Güzel’in milletvekilliğinin düşmesi yönünde karar verirse, dosya Genel Kurul’un oyuna sunulacak.

Karma Komisyonun önümüzdeki günlerde toplanarak, Güzel’in dosyasını hızla karara bağlaması bekleniyor.

Paylaşın

HDP’li Güzel’in Vekilliğinin Düşürülmesi İçin Süreç Başlatıldı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesi için süreç başlatıldı. Güzel’in dokunulmazlığı PKK üyesi Volkan Bora ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine kaldırılmıştı.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın aktardığına göre, TBMM Başkanlık Divanı, TBMM Genel Kurul oturumlarına beş birleşim katılmadığı saptanan Güzel’in dosyasını, Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon’a gönderdi.

Meclis Başkanlık Divanı, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un başkanlığında yaptığı yeni yasama yılının ilk toplantısında, milletvekillerinin devamsızlık dosyaları ve mazeret dilekçelerini görüştü.

Yapılan inceleme sonucunda, milletvekillerinin mazeretleri kabul edilirken, sadece Güzel’in mazeret dilekçesi sunmadığı tespit edildi.

TBMM içtüzüğüne göre bir milletvekili Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmazsa devamsızlığı Başkanlık Divanınca tespit edilip Karma Komisyona gönderiliyor.

Meclis’in 27. Dönem 5. Yasama yılı sonunda Meclis Genel Kurulu’nda iki hafta yoklama alındı. Beş oturuma özürsüz ve izinsiz katılmadığı tespit edilen milletvekillerine devamsızlıkları ile ilgili bildirimde bulunuldu.

Başkanlık Divanı, içtüzük hükümleri gereği Güzel’in devamsızlık raporunu, karma komisyona gönderdi. Komisyon bu devamsızlık nedeniyle Güzel’in milletvekilliğinin düşmesi yönünde karar verirse, dosya Genel Kurul’un oyuna sunulacak.

Karma Komisyonun önümüzdeki günlerde toplanarak, Güzel’in dosyasını hızla karara bağlaması bekleniyor.

Semra Güzel’in milletvekili dokunulmazlığı, PKK üyesi olduğu belirtilen Volkan Bora ile fotoğraflarının basına yansımasının ardından, 1 Mart’ta kaldırılmıştı. Güzel, geçtiğimiz günlerde de tutuklanmıştı.

Paylaşın

HDP’li Vekil Habip Eksik, Polis Müdahalesinde Yaralandı

Abdullah Öcalan’ın 1998’de Suriye’den ayrılmasının yıldönümünde Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından, Diyarbakır, Van, İstanbul, Urfa, Mardin, İzmir, Hakkari’de yapılmak istenen yürüyüşlere polis müdahale etti.

Haber Merkezi / Hakkari Yüksekova’daki yürüyüşte HDP Iğdır Mİlletvekili Habip Eksik darp edildi. Yaralanan Eksik hastaneye kaldırıldı. Müdahalede 20 kişi de gözaltına alındı.

Özgürlükçü Hukukçular Deneği Hakkari şubesinin Sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Yüksekova’da bugün yapılması planlanan yürüyüşte çok sayıda üyemiz, parti üye ve yöneticileri darp edilerek gözaltına alındı. Vekiller de darp edildiler. Hukuksuzlukların takibini yapmak için alanda ve karakoldayız” ifadeleri yer aldı.

Van’da 55 gözaltı

İzmir’de gerçekleştirilen protesto eyleminde HDP İl Eşbaşkanları Berna Çelik ve Çınar Altan ile ismi öğrenilmeyen 1 kişi gözaltına aldı. Van’da gerçekleştirilen yürüyüş ve açıklamada aralarında HDP’li yöneticilerin de olduğu 55 kişi gözaltına alındı.

Diyarbakır’da 31 gözaltı

Diyarbakır’da HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, HDP PM üyeleri Beybün Aslan ve Raci Bilici, DBP İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun, HDP İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ve Zeyat Ceylan, HDP İl Eşbaşkan Yardımcısı Mervan Yıldız, Emine İnan, Şadiye Hayme, MEBYA-DER Eşbaşkanı Meryem Soylu, Figen Ekti, Mehmet Zeki Bağcık, Halil Memiş, Mithat Altaç, Mehmet Ali Altınkaynak, Hüsnü Aslan, Mehmet Şirin Gürbüz, Mehmet Asana, Sedat Yiğit, Murat Çoban, Şirin Şehir, Mehmet Oruç, Muharrem Bulat, Meryem Yıldız ve soy isimleri öğrenilemeyen Meryem, Leyla, Hebun, Sümeyye, Beytocan, Abidin ve Vedat’ın da aralarında olduğu en az 31 kişi gözaltına alındı.

İstanbul’da 26 gözaltı

İstanbul İstiklal Caddesi, Kadıköy ve Esenyurt’ta yapılan yürüyüşlerde HDK Eşsözcüsü Esengül Demir ile Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal ve Ömer İbrahimoğlu’nun da aralarında olduğu en az 26 kişi gözaltına alındı.

Paylaşın

29. Musa Anter Gazetecik Ödülleri Sahiplerini Buldu

1992’de Diyarbakır’da öldürülen Musa Anter anısında her yıl verilen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri Nezahat ile Mazlum Akpolat’ın, sunuculuğunu yaptığı törenle sahiplerini buldu. Türkçe Haber Dalı Jüri Özel Ödülü MA muhabirleri Semra Turan – Tolga Güney’e verildi.

29’uncu Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Yeni Yaşam gazetesi tarafından düzenlenen ödül töreni, Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törene, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Halkların Demokratik Kongresi (DTK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, Esengül Demir, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşgenel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Disk Basın – İş, Barış Vakfı üyeleri, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, Barış Anneleri, katledilen gazeteci Mazlum Erenci’nin annsei Remziye Erenci’nin yanı sıra çok sayıda Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri katıldı.

Salona Musa Anter ve Gurbetelli Ersöz ile özgür basın mücadelesinde yaşamını yitiren gazetecilerin resimleri asıldı. Nezahat ile Mazlum Akpolat’ın, sunuculuğunu yaptığı tören saygı duruşu ile başladı.

Saygı duruşunun ardından açılış konuşması yapıldı. Kürtçe ve Türkçe yapılan konuşmalarda Apê Musa’nın katledilmesiyle bir halkın susturulması ve kalemsiz kalmasının amaçlandığı belirtildi. Konuşmanın devamında “Kürt basınının çınarı katledilirse bu halk susar’ diye düşünüldü. Evet, Apê Musa bir sokakta katledildi ve kalemi kanlar içinde kaldı. Ama ardılları o kalemi alarak gerçekleri yazmaya devam etti. Cengiz Altun’lar, Gurbetelli’ler, Ferhat Tepe’ler, Deniz Fırat’lar, Nujiyan Erhan’lar Metin Göktepe’ler o kalemi devraldı ve bizlere bıraktı” basın şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz” denildi.

‘Anısını yok etmeye gücünüz yetmeyecek’

Gecede ilk olarak konuşan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, zamanaşımına uğratılan Musa Anter duruşmasına dikkat çekerek “alçakça bir duruşmaydı” dedi. Her şeyin önceden bilindiğini ve bu cinayetin tezgahlandığını aktaran Turan, sis perdesinin arkasına saklananların bu duruşmayı zamanaşımına uğrattığını söyledi. “Her ne yaparsanız yapın anısını yok etmeye gücünüz yetmeyecek” diyen Turan, “Sizler bu davaya zaman aşımı biçmiş olsanız da bu dava asla ve asla divana kalmayacak,” dedi.

‘Kalemi yere düşmeyecek’

Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan “Özgür basın emekçileri Ape Musa’nın bıraktığı kalemi hiçbir zaman yere düşürmediler. Musa amcanın kelemi her zaman hakikati halka ulaştırmak için yazıldı. […] Bizler Ape Musa’nın yoldaşları onun failleri yargılanana kadar onun hesabını sormaya devam edeceğiz.” dedi.

“Bu yüzden Ape Musa dosyası biz bitti demeden kapanmaz. Bize verdiği mücadele aşkı asla bu dosyanın kapamasına izin vermeyecek. Ape Musa’nın söylediği gibi Kürtler öldürüldükçe tükenmeyecek.”

‘Davanın peşini bırakmayacağız’

Yeni Yaşam Editörü Reyhan Hacıoğlu, “Bizler hakikat ortaya çıkarmak için bedel ödeyen ve bedel ödeten bir gelenekten geliyoruz. Onların anısını yaşatamaya devam edeceğiz. Bizler yıllarca iktidarın baskı ve saldırılarına maruz kaldık. Yıllardır arkadaşlarımız tutuklandı gazetemiz bombalandı ama biz hiçbir zaman mücadelemizden vazgeçmedik. Bizler Gürleteli Ersöz ün Musa Anter’in öğrencileriyiz. Biz bu katilleri tanıyoruz. Bizler onu öğrencileri olarak bu davanın peşini bırakmıyoruz. Değil 30 yıl üç yüz yıl geçse de biz bu davanın peşini bırakmayacağız,” dedi.

‘Mücadelemiz sürüyor’

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu da yaptığı konuşmada, “Bu gece hem heyecan ve hem de duygulu bir akşam. Çünkü bu gece hem Musa Anter’i anıyoruz hem de kaybettiğimiz arkadaşlarımızın anısını yaşatıyoruz. İki gün önce Ape Musa’yı mezarı başında andık ve yoklama aldık. Küt basını yıllardır bombalamalara, baskılara tutuklamalara rağmen yılmada yoluna devam ediyor. Bunun en yakın örneği geçenlerde arkadaşlarmış gözaltına alındı. 16 arkadaşımız gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. Yargılandıkları davalarında onlara sorula neden Abdullah Öcalan ile haber yapıyorsunuz diye sorulabiliyor. Türkiye’de basın özgürlüğü kalmasa da bizler arkadaşımız Ape Musa’nın ardıllarıyız onlardan devraldığımız kalemi mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Dicle Anter: ‘Kararı tanımıyoruz’

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter ise mahkemenin verdiği kararı tanımadıklarını söyledi. Kararın insanlık dışı olduğunu vurgulayan Anter, “İnsanlık dışı bir kararla Musa Anter davası düştü. Ama Musa Anter asla düşmez çünkü Musa Anter’in küçük generalleri var. Onların elinde kurşun bizim elimizde kalemimiz var aradaki fark bu. Biz bu zamanaşımını asla kabul etmiyoruz. Türkiye hukuk artık bizim hukukumuz değil biz bu hukuku artık bu tanıyoruz” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından özgür basın mücadelesini konu alan ve Musa Anter’in yaşamını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından sanatçı Feryal Öney sahne aldı.

Ödüller

Türkçe Haber Dalı Jüri Özel Ödülü MA muhabirleri Semra Turan – Tolga Güney’e Barış Akademisyenleri, Aslı Aydemir – Onur Hamzaoğlu tarafından verildi.

Aldığı ödülü cezaevindekilere atfeden SemraTuran, “Bu ülkede ciddi hak ihaleleri yaşanıyor. Bu hak ihlallerine bu yüzden ödülümü hasta tutuklulara ödülümü damak istiyorum. Ama onlar bilmediler ki biz Ape Musa’nın Gurbetelli Ersöz’ün izinde olacağız. Bizi hakikat haberciliğini öğrettiği için Mezopotamya Ajansına teşekkür ederim” dedi.

‘Ödülümü Mahsa Amini’ye ithaf ediyorum’

Kürtçe haber dalında jüri özel ödülü alan Medya Üren, son yıllarda Kürt illerinde yaşanan hak ihlalleri ve baskılara işaret ederek “Bütün Kürdistan’da çok önemli gelişmeler yaşanıyor. İktidar 30 yıldır yaptığı kirli politikaları üstünü örtmek için özgür basına saldırıyor. Başta kadın gazetecilere ve kadın ajansına saldırdı. Ape Musa’dan korkuyorlardı bugün de bizden korkuyorlar. Şimdi de bizden korkuyorlar. Bize yönelik gelişen bu saldırılara rağmen mücadelemiz devam edecek. Yin son zamanlarda İran molla rejimi tarafından katledilen Mahsa Amini katledilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Bu katliamlar aslında kadın kendi kimliği ve yaşam mücadelesi ve özgür iradesine yöneliktir. Bu yüzden ödülümü katledilen Mahsa Amini’ye atfediyorum, herkese çok teşekkür ederim.”

Akdağ fotoğraf ödülünü Aslan’ın babası ve değer ailelerine ithaf etti

Fotoğraf Dalı’nda birinciliğe Eylem Akdağ layık görüldü. Sur’da yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren Hakan Aslan’ın cenazesinin bir torba içinde babasına verilmesine ilişkin çekilen fotoğraf karesine dair Akdağ, “Ödülü halen kemikleri bulunmamış özgürlük savaşçıları ve o kemiklerin mücadelesini veren değerli ailelerimize ithaf ediyorum” dedi. Jüri Özel Ödülü’nü ise Evrensel Gazetesi’nden Eylem Nazlıer aldı.

Annelere yapılanları özgür basın ortaya çıkarttı

Barış Annesi Güler Buğday, son zamanlarda cezaevlerinden yaşanan baskılara dikkat çekti. Baskılar karşısında birçok yerde adalet nöbetlerine giden annelerin de baskıya maruz kaldığını dile getiren Buğday, “Yapılan eylemlerde polisin, devletin annelere yaptığı baskıları özgür basın gelen gazeteciler ortaya çıkardı. Her eylemede yanımızda oldular. Eskiden olduğu gibi hiçbir zaman bizi yalnız bırakmadılar. Bizde bu her zaman Musa Anter ve basın şehitlerinin yanında olacağız bu davamızdan asla vazgeçemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘Kalemimiz yerde kalmayacak’

Gürleteli Ersöz kadın haberciliği dalında Jinnews’ten Safiye Alagaş ödül aldı. Şu an Diyarbakır’da gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu bulunan Alagaş gönderdiği mesajda, “Nasıl ki arkadaşlarım kalemi yerde kalmadıysa bizim de kalemimiz yerde kalmayacak. Ban bu ödülü layık gören herkese çok teşekkür ediyorum. Bu Ödülü tutsak yakınları ve tutsaklar atfediyorum” dedi.

Ödülü veren Mazlum Doğan’ın ablası Serap Mutlu konuşmasında,”Kürtlerin görmediği, yaşamadığı a acı kalmadı. Tekrar yaşamak farklı bir şey. Musa amcayı çok iyi tanıyorum. Bütün Kürtlerin ve hepimizin amcası. Asla unutulmayacak. Hepimiz verdiği mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Ne onu ne de diğer basın şehitlerini asla unutmayacağız. Hepsini saygıyla anıyorum” dedi.

‘Kürtlere uygulanan zulüm değişmiyor’

Bu seneki Onur Ödülü ise hasta tutuklular için adalet nöbeti başlatan tutuklu yakınlarına verildi. Ödülü HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan verdi. Ödülü tutuklu yakınları adına Zeynep Çalıhan aldı. Çalıhan’a ödülü veren Buldan, Kürtlerin yaşadığı zulme dikkat çekerek, “Kürtler yıllardır kimi zaman köyleri yakılarak sürgüne gönderildi kimi zaman faili meçhul cinayetlerle öldürüldü. Yıl 2022 Kürtlerin kemikleri torbalarda ailelerine veriliyor. Yıllar geçse de Kürtlere yapılan baskılar zulüm değişmiyor” dedi.

Paylaşın