MHP Lideri Bahçeli: Be Hey Gafiller, Be Hey Densizler…

Amasya’da “Aziz Milletim Sıra Sende” mitinginde konuşan MHP Lideri Bahçeli, Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olacak olmasına yönelik tartışmalarla ilgili, “Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığına karşı çıkılmasını esas alan metin nerede hazırlanmış, hangi ülkenin büyükelçiliğinde kaleme alınmıştır?” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Be hey gafiller, be hey densizler, be hey demokrasi muhalifleri Sayın Erdoğan’ın adaylığından bu kadar mı korkuyorsunuz? Çelişkide bocalıyorsunuz, bu suretle yanlışı savunacak beyhude gerekçeleri hangi mihraklar üretip elinize tutuşturuyor?”

Bahçeli, konuşmasının devamında ise, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı meşrudur, hukukidir, anayasaldır, ahlakidir, tartışmaya açan cumhura, Cumhuriyet’e savaş açan demokrasi kaçkınları, adalet inkarcıları, milli irade dolandırıcılarıdır.

Tespitimiz zillet ittifakının kaosa oynadığı yönündedir. Sandıkta alamayacağı neticeyi sokakta zorlamak için denklem kuran bir curcuna ve cukka ittifakı karşımızdadır. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız sonuna kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.” ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Amasya’da “Aziz Milletim Sıra Sende” mitinginde konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Türkiye’nin kader seçimlerinin eşiğindeyiz. Şimdi söz sizdedir. 14 Mayıs’ta yapılması gündemde olan genel seçimler, Türkiye’nin gelecek ümitlerini tazeleyecektir.

Önümüzdeki seçimler Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın çatısını örecektir.

Kim ne söylerse söylesin, bizim cumhurbaşkanı adayımız belli. Adayımızın sonuna kadar arkasındayız.

Bulanık sularda balık avlama merakında değiliz. Aziz milletim sıra sende! Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün amacındayız.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Diyarbakır’da yaptığı bir konuşmada kullandığı “silahlara veda” ifadesine tekrar tepki gösteren Bahçeli, “İP Başkanı Diyarbakır’a gidip sıkılmadan silahlara veda mesajı vermiş, teröristlerle mütakereye, efendilerinin emriyle tamam demiştir” diye konuştu.

Erdoğan’ın adaylığı

Bahçeli, daha sonra Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olacak olmasına yönelik tartışmalarla ilgili şu görüşlerini dile getirdi:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığına karşı çıkılmasını esas alan metin nerede hazırlanmış, hangi ülkenin büyükelçiliğinde kaleme alınmıştır? Be hey gafiller, be hey densizler, be hey demokrasi muhalifleri Sayın Erdoğan’ın adaylığından bu kadar mı korkuyorsunuz? Çelişkide bocalıyorsunuz, bu suretle yanlışı savunacak beyhude gerekçeleri hangi mihraklar üretip elinize tutuşturuyor?

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı meşrudur, hukukidir, anayasaldır, ahlakidir, tartışmaya açan cumhura, Cumhuriyet’e savaş açan demokrasi kaçkınları, adalet inkarcıları, milli irade dolandırıcılarıdır.

Tespitimiz zillet ittifakının kaosa oynadığı yönündedir. Sandıkta alamayacağı neticeyi sokakta zorlamak için denklem kuran bir curcuna ve cukka ittifakı karşımızdadır. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız sonuna kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

Paylaşın

MHP Lideri Bahçeli, HDP’yi Hedef Aldı: Vakit Kaybetmeden Kapatılmalıdır

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Lideri Bahçeli, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davaya ilişkin “Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin talebi ile, kapatma davasının seçim sonrasına bırakılmasını görüşecek olması adalet ilkelerine aykırıdır. Bu neyin arayışı? AYM şehitlerimizin dökülen kanlarını seçim sonrasına bırakmayı da görüşecek mi? HDP vakit kaybetmeden kapatılmalıdır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır. HDP’nin isteğiyle AYM’nin davayı sulandırması doğru değildir.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki grup konuşmasında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Milletine yabancılaşmış, tarihine sırt çevirmiş, kimliğinden uzaklaşmış bir zevatın bağımsızlığı hakkıyla savunması, eşyanın tabiatına aykırıdır. Ne garip ne tuhaf bir tecellidir ki tarih tekrar etmektedir. Bu gerçek dikkatli ve uyanık hiçbir gözden kaçmış değildir. Bir hususu tarih kayıtlarında not etmek gerekir ki medeniyetler mücadelesi sürdüğü sürece, ders ve ibret alınsa bile tarihin tekerrürü kaçınılmazdır. Kapanmamış yaraları bulunanlar, nefret nöbetine girenler yine üzerimize geleceklerdir.

“HDP kapatılmalıdır hem de vakit kaybetmeksizin”

Anayasa Mahkemesi’nin “Halkın Demokrasi Partisi’nin” talebiyle 25 Ocak 2023 tarihinde kapatılma davasının seçim sonrasına bırakılmasını görüşecek olması, adalet ilkeleriyle tamamıyla aykırıdır. Bu neyin görüşmesi, neyin arayışı, neyin hazırlığıdır? AYM, şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrasına bırakmayı görüşecek midir? HDP kapatılmalıdır hem de vakit kaybetmeksizin. Bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır. HDP’nin isteğiyle AYM’ni davayı sulandırması doğru değildir.

İsveç’te geçen cumartesi günü bir sapık, bir manyak, bir şeytan piyonu, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde tüm uyarılara rağmen yüce kitabımızı yakmıştır. Bu azgın provokasyonu ifade ve düşünce özgürlüğü diyenler de suç ortağıdır. İsveç ve Finlandiya gibi İskandinav ülkeleri ABD’nin dublör ülkeleridir. Viking mantığı, ABD’nin kovboy aklıyla bir ve beraberdir.

Bir alçağın eline çakmak tutuşturup Kuran-ı Kerim’in yakışmasını kışkırtanlar, bunu da Türkiye büyükelçiliği önünde yaptıranlar çok sinsi bir siyasetin tasarımcılarıdır.  Bu saatten sonra İsveç’in NATO’ya üyeliği, suya yazılmış yazı kadar güncel bir konudur. Viking uzantıları ardında efendilerini alsa da Türkün töresini İslam’ın sancağını zedelemeye güç getiremeyecektir. Türkiye’nin NATO üyeliğini tartışmaya açmak isteyenler varsa buyursun açsınlar. NATO’yla doğmadık, NATO’suz da çok şükür ölmeyiz.

Gördüğümüz kadarıyla zillet ittifakı çok tehlikeli sularda kulaç atmaya devam etmektedir. Milletimizin iradesinden korkanlar PKK’ya zeytin dalı uzatacak kadar kökünden ve değerlerinden uzaklaşmıştır. İP Başkanı’nın geçtiğimiz günlerde, partisinin Diyarbakır 2’inci Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşma hiçbir vatansever vicdanın, hiçbir vatan evladının kabul edemeyeceği bir çirkinliktedir.

Bu konuşma kötülüğün ve teslimiyetçiliğin manifestosudur. Demiş ki, “Ben buraya rızanızı almaya geldim.” Demiş ki, “İYİ Parti’yi Türkler, Kürtler, Zazalar kurdu.” Demiş ki, “Mesele silahlara veda, kan dökmeye tövbe etmekse, mesele her türlü musibetin karşısında çelikten sarsılmaz biz olmaksa, biz varız.” İstisnaları ayrı tutuyorum, bir vesileyle siyasi ayrılık yaşadığımız, İP’te görev yapan bazı isimler bu sözleri nasıl hazmedeceklerdir?  PKK’ya el uzatan bu zulüm planına nasıl onay vereceklerdir?

“Zillet ittifakı, İp Başkanı eliyle PKK’yla mütareke mesajı vermiştir”

Silahlara veda ne demektir? Vedayı edecek kimdir? Bu şuursuzluğun esin ve ilham kaynağı kimlerdir? PKK mı, yoksa Türk askeri mi silahı bırakacaktır? Teröre boyun mu eğelim, bölücülere teslim mi olalım? Milliyetçiyim diyen hangi şahsiyet sahibi bu yıkıma, bu hıyanete, bu rezalete sessiz duracaktır? Akılları çelinip aramızdan kopartılanları aşama aşama PKK’nın kuyruğuna takmayı amaçlayanları kul affetse de Allah affeder mi? Şehitlerimiz affeder mi? Milletimiz hoş görür mü?

İP Başkanı’na silahlara veda sözlerini kullandıran, bu siparişi veren hangi mihraklardır? Türk milletinin etnik kimliklerden oluşan kabile formatına dönüştürmenin neresi iyiliktir? Neresi temizliktir? Neresi milliliktir? Zillet ittifakı, İp Başkanı eliyle PKK’yla mütareke mesajı vermiştir. Kılıçdaroğlu’nun Türk ordusuna hakaretinden sonra İP Başkanı’nın bu ihanet açılımını seslendirmesi tesadüf değildir. Her dalda mendili, her tarlada ayak izi, her partide kötü hatırası bulunanların gerçek yüzü, gerçek niyeti, gerçek hedefi ayan beyan ortaya çıkmıştır.”

Paylaşın

Bahçeli’den Seçim Tarihi Açıklaması: Takriben Belli Olmuştur

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan MHP Lideri Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinin 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılması gündeme gelmiş, sandık tarihi resmi değilse de takriben belli olmuştur” dedi.

Haber Merkezi / Bahçeli, açıklamasının devamında, “14 Mayıs 2023’ü temel aldığımızda seçimlere 114 gün kalmıştır. Demokrasi tarihimizin kaderini etkileyecek, ülkemizin önümüzdeki yıllara havi yol haritasını çizecek, Cumhuriyet’in yeni yüzyılını tahkim edecek en kritik seçimlerde büyük Türk milleti iradesini gösterecektir” ifadelerini kullandı ve ekledi:

“Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı; 2023 seçimlerine hazırdır ve yeni bir demokrasi zaferinin cumhurun vatanperver duruşuyla tezahür edeceğine inanmaktadır.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından, 2023 seçim süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde:

“”Türkiye’miz hukuken olmasa da fiilen seçim ortamına girmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın tavzih ve takdirine binaen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin 14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılması gündeme gelmiş, sandık tarihi resmi değilse de takriben belli olmuştur. 14 Mayıs 2023’ü temel aldığımızda seçimlere 114 gün kalmıştır. Demokrasi tarihimizin kaderini etkileyecek, ülkemizin önümüzdeki yıllara havi yol haritasını çizecek, Cumhuriyet’in yeni yüzyılını tahkim edecek en kritik seçimlerde büyük Türk milleti iradesini gösterecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı; 2023 seçimlerine hazırdır ve yeni bir demokrasi zaferinin cumhurun vatanperver duruşuyla tezahür edeceğine inanmaktadır. Bunun yanında Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü istikbalin güçlü ve gelişmiş Türkiye’sini müjdeleyecektir.” diyen Bahçeli, “Küresel emperyalizmin siyaset devriyeleri, terör örgütlerinin gönüllü destekçileri, Türkiye düşmanlığının yeminli temsilcileri, milli ve manevi değerlerimizi hedef alan zulüm bekçileri, zillet çatısında birleşmiş manda özlemcileri Cumhur İttifakı karşısında tutunamayacaktır.” ifadelerini kullandı.

14 Mayıs günü 85 milyon Türk vatandaşının varlığına sahip çıkma günüdür. Aynı zamanda altılı ganyanı hezimetle buluşturma günüdür. Tarih tekerrür edecek, onca kurulan tuzağa, onca yapılan ihanete karşı milletimiz istikrarı, yeni sistemi ve yeni yüzyılı tercih edecektir. Parti olarak, mümkün mertebe, yetişebildiğimiz kadar, hava şartlarıyla hayatın olağan akışı elverdiği sürece ‘Adım Adım 2023; 14 Mayıs’a Doğru’ temasıyla açık hava toplantılarımızı kararlılık ve seferberlik ruhuyla, üstelik yurdumuzun her köşesinde icra ve ifa edeceğiz.

Ana sloganı açıkladı

Bu vatan benim, bu bayrak benim, bu millet benim diyen alnı ak, kalbi pak, vicdanı temiz her vatandaşımızdan, ülkemin her yöresinde varlık mücadelesi veren insanlarımızdan Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümüne omuz vermek adına 100 oyu sandığa taşımalarını rica ediyorum. Cumhur İttifakı’na verilen her oy Türk ve Türkiye Yüzyılına destek, zalimlere tepki, teröristlere ceza, huzura davet, bereket ve güvenliğe çağrıdır.

Nihayetinde ve nitekim 2023 seçimlerinde kullanacağımız ana sloganla sesleniyorum: ‘Aziz milletim sıra sende’ Cumhur İttifakı’na verilen her oy Türk ve Türkiye Yüzyılına destek, zalimlere tepki, teröristlere ceza, huzura davet, bereket ve güvenliğe çağrıdır. Nihayetinde ve nitekim 2023 seçimlerinde kullanacağımız ana sloganla sesleniyorum: ‘Aziz milletim sıra sende'”

Paylaşın

Bahçeli, Seçim İçin Mayıs Ayını İşaret Etti

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan MHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Kriz çıkarmanın, kavga iklimi yaratmanın ahlaken bir karşılığı olmayacağını görmek lazımdır. Muhalefet partileri bu yönde adımdan imtina ederse, cumhurbaşkanımız anayasa 116. madde 2. fıkra uyarınca seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “MHP, iki alternatife de hazırdır. Cumhurbaşkanımız seçimlerin yenilenmesine karar verdiği anda, 60 günlük süre de işlemeye başlayacaktır. Muhalefet şayet seçimlerden umut kesmemişlerse, ipe un sermeyi bir kenara bırakma düşüncesine sabitlenmemişlerse TBMM’de makul tarihin uzlaşmayla belirlenmesi önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı aziz milletimizin kutlu iradesine verelim.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:

“MHP, önümüzdeki baharda gerçekleşmesi gündemde olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimine hazırdır, başarıya inanmıştır.

15 Ocak’tan itibaren seçim sürecine girdiğimiz, bu suretle seçim hazırlıklarını daha da yoğunlaştırmaya karar verdiğimiz malumdur.

Seçimin ne zaman yapılacağıyla ilgili tartışmaların bir an evvel son bulması, mevsim şartlarıyla birlikte uygun bir tarihin mutabakatla tespiti iyi niyetli beklentimizdir.

Böyle bir karar çıkarsa bu durum bir erken seçim değil, seçim tarihinin güncellenmesi şeklinde yorumlanmalıdır. Kriz çıkarmanın, kavga iklimi yaratmanın ahlaken bir karşılığı olmayacağını görmek lazımdır.

Muhalefet partileri bu yönde adımdan imtina ederse, cumhurbaşkanımız Anayasa 116. madde 2. fıkra uyarınca seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir. MHP, iki alternatife de hazırdır.

“Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim”

Cumhurbaşkanımız seçimlerin yenilenmesine karar verdiği anda, 60 günlük süre de işlemeye başlayacaktır.

Muhalefet şayet seçimlerden umut kesmemişlerse, ipe un sermeyi bir kenara bırakma düşüncesine sabitlenmemişlerse TBMM’de makul tarihin uzlaşmayla belirlenmesi önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı aziz milletimizin kutlu iradesine verelim.

MHP ve Cumhur İttifakı’nın ulaşacağı sonuç fedakarlıkların, emeklerin, hane hane gezilerek yapılan görüşmelerin, göz nurlarının muhterem eseri olacaktır.

Tüm dava arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Partimize verilecek her destek ve her oy bizim için siyasi namusumuzun bir belgesidir. Bizim ittifakımız ve davamız, umuttur, huzurdur, kardeşliktir, Türk Milleti’nin ta kendisidir.

Moralimizi bozmak isteyecekler. Mücadelemizi zaafa uğratmanın hesabını yapacaklar, güveni sarsmak için uğraşacaklar.

Kara kampanyalara hız katacaklar, kuşku uyandırmak için yeni taktikler geliştirecekler. Fitnenin dozajını artıracaklar. Hiçbir arkadaşım böyle bir sabotaja boyun eğmemelidir. Onların nifak madeni varsa bizim de çelik gibi imanımız vardır.

Kılıçdaroğlu’nun TSK’nın şerefli komutanlarına saldırıp karalama yarışına girmesi, terörle mücadeleden ödü patlayan, kabuslar yaşayan mankurt bir siyasetçinin ağzından saçılan kötülük ve nefrettir.

Fırtına Obüs’lerinden rahatsızlık duyan bu milletin evladı olamaz. İHA’larımızdan, SİHA’larımızdan, Kızılelma’dan, Tayfun füzelerinden ve silah sanayi ürünlerinden kimler gocunuyorsa onlar küresel emperyalizme ruhlarını satan ilkesizlerdir. El alem bize gıpta ile bakarken zillet ittifakının niyetleri husumet alametidir.

Kılıçdaroğlu’nun konuşması CHP’nin müktesebatını yok saymaktır. Bu zihniyetin anlayışı rejim ve devlet krizi çıkarmaktır. Kılıçdaroğlu istese de istemese de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte birlikte ve dayanışma ruhu hakimdir.

Vesayet demek CHP yönetimi demektir. Kenan Evren kafası Kılıçdaroğlu kafasıdır. Kılıçdaroğlu bir tarafta terörist Demirtaş’ın serbest kalmasını isterken diğer tarafta Türk askerini rencide etmektedir. Kılıçdaroğlu HDP/PKK’yı aklarken TSK’yı terbiyesizce hedef almaktadır.

HDP’nin kapatılması adalet ve demokrasi onurudur

Demiş ki ‘Siyasi partiler kapatılamaz, Hazine yardımı kesilmesi demokrasi dışıdır’. Teröre yardım ve yataklık yapan HDP kapatılmasın da Kandil’e milletimizin vergileri mi aktarılsın, daha çok mermi almaları mı sağlansın? HDP’nin kapatılması adalet ve demokrasi onurudur.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda Genişleme Hazırlığı: HÜDA PAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli’nin yaptığı görüşmelerde Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) ile ittifakın genişletilmesi konusu ele alındığı ve Cumhur İttifakı’ndaki uzlaşmanın ardından da HÜDA PAR ile görüşmeler başladığı öne sürüldü.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan da henüz kesinleşen bir durumun olmadığını ifade etti. Aslan, “Seçim başlığını AK Parti ile konuşuyoruz. Sonuç itibariyle tüm başlıkları konuşuyoruz. Nasıl bir sonuç çıkacak genel başkanımız açıklama yapacaktır” dedi.

Yazar ve Diyarbakır eski Milletvekili Altan Tan,  “Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de HÜDA PAR, Tayyip Erdoğan’ı destekledi. Sürpriz, beklenilmeyen bir durum değil, belli noktalarda aynı düşünüyorlar. Bundan önce beraberlikleri vardı. O camianın çıkıp karşı tarafa CHP’ye destek vermesi beklenilmiyordu” görüşünü dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için takvim giderek daralıyor. Seçim takviminin netleşmesinin ardından ittifakların da şekillenmesi bekleniyor.

DW Türkçe’den Kıvanç El’in edindiği bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem 13 Aralık hem de 29 Aralık 2022 tarihinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmelerde de Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) ile ittifakın genişletilmesi konusunu ele alındı.

Cumhur İttifakı’ndaki uzlaşmanın ardından da HÜDA PAR ile görüşmeler başladı. Partinin Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Perşembe günü akşam saatlerinde AK Parti Genel Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti kurmayları ile bir araya gelerek seçim işbirliğini ve muhtemel ittifakı görüştü. Yapıcıoğlu, partiden ayrılırken yaptığı açıklamada “Görüşmelerimiz sürecek. Biraz daha sabretmeniz gerekecek. Konular netleşince, mevzular inşallah sizler aracılığıyla kamuoyuyla da paylaşılacaktır. Birkaç başlığımız vardı. Evet, konuştuk. Seçimler de bu başlıklardan bir tanesiydi” dedi.

“‘Teklif gelirse ittifakın içerisinde yer alabiliriz’ demiştiniz” açıklamasının hatırlatılması üzerine de Yapıcıoğu, birden fazla teklifin bulunduğunu belirterek sözlerini “Seçim tarihi netleşince kuvvetli ihtimal bizim de kararımız netleşir. O zaman paylaşırız” şeklinde sürdürdü.

“AK Parti ile seçimi konuşuyoruz”

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Aslan da henüz kesinleşen bir durumun olmadığını ifade etti. Aslan, “Seçim başlığını AK Parti ile konuşuyoruz. Sonuç itibariyle tüm başlıkları konuşuyoruz. Nasıl bir sonuç çıkacak genel başkanımız açıklama yapacaktır” dedi.

Ancak HÜDA PAR’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde 2018’de olduğu gibi Erdoğan’ı desteklemesine kesin gözüyle bakılıyor. HÜDA PAR’ın parti logosuyla seçime girmeyip AK Parti listelerinden Diyarbakır ve Batman illerinde iki ya da üç ismi aday göstermesi bekleniyor. Ancak işbirliğinin detaylarına dair henüz netlik yok.

Altan Tan: Kulislerde siyasi af konuşuluyor

Yazar ve Diyarbakır eski Milletvekili Altan Tan, AKP-HÜDA PAR işbirliğini değerlendirdi. Tan, “Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de HÜDA PAR, Tayyip Erdoğan ı destekledi. Sürpriz, beklenilmeyen bir durum değil, belli noktalarda aynı düşünüyorlar. Bundan önce beraberlikleri vardı. O camianın çıkıp karşı tarafa CHP’ye destek vermesi beklenilmiyordu” görüşünü dile getirdi.

HÜDA PAR ile AK Parti yakınlaşmasının bölgedeki dengeleri etkileyeceğini söyleyen Altan Tan, “Kürt seçmen açısından burada AK Parti’nin yapacakları ve yapmayı planladıkları önemli. Kulislerde bir çok şey önemli şey konuşuluyor, biri siyasi af. Ceza indirimi, infaz indirimi, cezaevlerinin yarısının boşaltılması gibi iddialar var. Bu durumdan Kürt siyasal mahkumlar istifade edecekler” tahmininde bulundu.

AK Parti’ye yakın iki gazetecinin, Mehmet Barlas ile Abdülkadir Selvi’nin son dönemdeki yazılarına atıf yapan Altan Tan, “HDP’nin kapatılma sürecinin seçim sonrasına bırakılması gerektiğini ifade ediyorlar. İktidar ile görüşmelerin olduğunu ima edenler var. Kürt seçmen açısından HÜDA PAR ile AK Parti yakınlaşması yeni bir şey değil, ancak bundan sonrası için atılacak adımlar Kürt seçmen ile ilişkileri belirler. Olacaklar durumu değiştirebilir. Hakikaten denildiği gibi HDP ile dolaylı bir müzakere var ise kapatılma davası ile ilgili Kürt sorunu ile ilgili siyasal bazı hamleler yapılacaksa bunları etkileri tartışılabilir” şeklinde konuştu.

HÜDA PAR’ın örgütlü bir siyasal yapı olduğunu kaydeden Tan, “İttifakı deklare ettiği vakit her iki partide zorlanmaz. Diğer Kürt seçmenin, HDP’li seçmenin etkilenmesi nasıl olur diğer adımlara bağlı, aynı şekilde muhafazakâr seçmenin etkilenmesi için de bundan sonraki gelişmeler önemlidir, sadece HÜDAPAR ile işbirliği AK Parti ile Kürt seçmen ilişkisini etkilemez” dedi.

HÜDA PAR’ın 2018’deki oyu neydi?

HÜDA PAR, 24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı destekledi. Milletvekili seçimlerinde ise kendi parti logosuyla seçime girse de bazı yerlerde bağımsız aday çıkardı. Diyarbakır’da şu an genel başkan olan Zekeriya Yapıcıoğlu’nu, Batman’da ise dönemin GİK üyesi Aydın Gök’ü bağımsız aday olarak destekledi.

Yapıcıoğlu Diyarbakır’da 35 bin 231 oy ile yüzde 4,13 oy aldı. Batman’da da Gök 15 bin 998 oy ile yüzde 5,6 oya sahip oldu. Parti Bingöl’de de yüzde 4.4 oy aldı. Partinin bu üç il dışında Mardin, Muş, Şırnak ve Şanlıurfa’da etkinliği bulunurken 2018 yılı toplam oyu ise 200 bin civarında.

Paylaşın

Bahçeli’den Dikkat Çeken ‘Seçim’ Mesajı

Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümünde aziz milletimizin seçimiyle hem 13’üncü Cumhurbaşkanı’nı hem de 28’nci dönem milletvekilleri belirlenecektir. Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimleri ister zamanında ister erkene alınsın biz iki seçeneğe hazırız. Seçim kararının alınabilmesi için ya 360 vekilin oyu ya da Cumhurbaşkanımızın Türkiye’yi seçime götürmesi lazımdır. İki yol da hukukidir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Altılı masayı oluşturan partilerin 6 Nisan’dan önceki seçime sıcak bakıp, sonrası için ipe un semesi demokratik değildir. Muhalefetin karmaşa içinde olduğundan dolayı iradesizliği saklanamaz durumdadır. Sorgulanan amaçlarıyla uzlaşma vasatına yanaşmaları son derece güçtür. Zillet ittifakı hazım ve özümsemede ciddi zaafı vardır. Bu ittifakın Türkiye’ye güveni yoktur.”

Sinan Ateş konusunda açıklama yok

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da cinayete kurban gitmesi konusunda nasıl bir açıklama yapacağı merakla beklenen Bahçeli, grup toplantısında bu konuya değinmedi. Bahçeli, toplantı çıkışı soru da almadı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Cumhuriyet’in ilan gününe gelene kadar dağ gibi engeller aşılmış, en vahşi kuşatmalar yarılmış, en çetin tuzaklar bozulmuş, en şiddetli operasyonlar tesirsiz hale getirilmiştir. Aziz vatan topraklarında musibet ve melanetin başı, Türk milletinin kahramanlığıyla ezilmiştir. Belki çok bedel ödedik, belki çok badireden geçtik, ancak milletimizin istiklal sevdasıyla içimizde ve dışımızda yuvalanmış Türk düşmanlarının da nefes borusunu kestik.

2023 yılı, 1923’ün kuruluş ruhunu, kurucu şuurunu tedarik etmiş, ‘Türkiye Yüzyılı’ ile birleşmiş ve bütünleşmiştir. Bu yıl, Türk tarihinin bir kavşak, bir kader noktasıdır. Geride kalan 2022, lider ülke Türkiye’nin hazırlık evresi, 2023 ise devreye girme senesidir. Lider ülke Türkiye yükseliş, kuvvet, zenginleşme, büyüme, kalkınma, zirveye tırmanmadır.

Ülkemiz bilhassa diplomaside altın bir yıl yaşamıştır. Küresel ekonomi resesyon girdabına düşmüşken, Türkiye en çok büyüme kaydeden birkaç ülkeden biri olmayı başarmıştır. İhracatta rekorlar kırılmış, muazzam yatırımlar yapılmış, terörle mücadelede takdire şayan sonuçlar alınmıştır. Kronik ve kemikleşen sorunlara neşter vurulmuştur. EYT’li 2 milyon vatandaşımızın yaş sınırına takılmaksızın sorunları giderilmiştir.

Bu mesele gündemden tamamen çıkmış olacaktır. MHP ve Cumhur İttifakı, TBMM’de gereğini gecikmeksizin yapacak, hak, hak sahibine iade edilecektir. Asgari ücret 2022 yılının ocak ayına göre neredeyse yüzde 100 zamla 8 bin 500 liraya çıkarılması, sosyal konut desteği toplumsal rahatlamayla birlikte 2023’ün çok daha güzel olacağının habercisi niteliğindedir. Şeytanın bacağı kırılacak Türkiye prangalarından kurtulacaktır. Cumhuriyetin yüzüncü yılına lider ülke Türkiye’nin şeref madalyası asılacaktır.

Önümüzü kesmek için pusu kuranlar yine olacaktır, bu beklenmelidir. 2023’ün muazzez hedeflerini lekelemek, yürüyüşümüzü sekteye uğratmak için tetikte bekleyen menfaat çeteleri yine şanslarını deneyeceklerdir. Fakat kimse sabrımızı yanlışa yorumlamasın. Hiç kimse suskunluğumuzdan cesaret almaya kalkışmasın. Kötülüğünü bildiğimiz odakların hesapları ters tepecektir.

Kötü niyetini bildiğimiz odakların bizimle aşık atması, bize ayar verme küstahlığına tevessül etmeleri sonuç vermeyecek, yapılan hesaplar ters tepecektir. Bunların ortaklaşa emelleri, bizim ise el sürülmemiş hayallerimiz vardır. Habire nefret ve nifak kusan hayasızlara 2023’ün hedeflerini kirlettirmeyeceğiz. MHP’nin siyasi şeref ve onuruna musallat olan kepazeleri asla affetmeyeceğiz.

Defalarca açılıp asidi kaçmış gazoz gibisiniz. Hiç de tat vermiyorsunuz. Doğru koşan yorulmaz. Doğruluk dost kapısıdır. Doğrudan şaşmayız, ahlaktan sapmayız.

2023’te yapılacak seçim hem 13. Cumhurbaşkanı hem 28. dönem Meclis belirlenecektir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri ister zamanında yapılsın isterse erkene alınsın biz iki seçeneğe de varız ve hazırız. Seçim kararının alınabilmesi için ya 360 milletvekilinin ‘evet’ oyuyla meclis kararı gereklidir ya da Cumhurbaşkanımızın anayasa yetkisine dayanarak Türkiye’yi seçime götürmesi lazımdır.

Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı

Kılıçdaroğlu’nun loading mesajıyla meşhur olması, perişanlığın ve pişkinliğin alametidir. Yüklenen, milletimizin CHP’ye ve ortaklarına sandıkta ödeteceği bedelin acıklı faturasıdır. Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten mahrum çürük siyaset köhneliğine aziz milletimiz onay vermeyecektir.

Sayın Kılıçdaroğlu, bir kez daha söylüyorum. Adaysan çık açıkla, değilsen adayınız kimse ondan bahset. Madem aday belli olur olmaz bacanızdan beyaz duman çıkaracaksınız o halde yerini ve zamanını paylaş da bilelim. Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı altılı masada deprem yaratmaktadır.

Zillet İttifakı, Türkiye’nin ayağına vurulmak istenen küflü zincirdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin üstünde bir güç ve kudretten de bahsedilemez. Zillat İttifakı’nın siyaseti, teslimiyetçiliğin lobi faaliyetidir. Bunlardan hayır gelmez. Kılıçdaroğlu ne yapsa nafile. İP’çiler, DEVA’cılar, Serokçu’lar, bilimum sol ve bölücü mihraklar neyle uğraşsınlar uğraşsın boşunadır. Türk milletini geçemezler.

Emperyalistlerden medet uman bir muhalefet anlayışının ülkemizde olması utanç meselesidir. Zillet İttifakının siyaseti teslimiyetin siyasetidir. Türkiye’de koalisyonlar devri kapanmıştır fakat zillet ittifakı sararmış ve solmuş sayfayı açmanın derdindedir. Çevremiz siyasi istikrarlarla dolmuşken Türkiye her alanda göz doldurmuş, göğüs kabatmıştır. Kılıçdaroğlu’nun rahatsızlığı bu yüzdendir.

Cumhur İttifakı, 85 milyon Türk vatandaşının gurur duyacağı esenlik, ekonomik gelişmişlik içinde yaşayacağı Türkiye’nin güvencesidir. Parlamenter sistem günahıyla, sevabıyla miadını doldurdu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi köklü bir reform olarak milletimize mal olmuştur. Zillet İttifakı şuursuzdur, derin bir gaflet çukurundadır. Zillet İttifakı, milletimizin beklentilerini, devletimizin yüksek hedeflerini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne neden gerek duyulduğunu anlamaktan mahrumdur.

“Hiçbir söz ve telkine kulak asmayız”

MHP olarak siyasi çalışmalarımızı tüm vatan sathında sürdüreceğiz. Hiçbir dedikoducuya aldırış etmeyeceğiz. Varlığımızdan, mücadelemizden ürken, çekinen, davamızı haksız ve şerefsizce suçlamaya çalışanlar vardır, takibimiz altındadırlar. Fiyatını kuruşu kuruşuna hesapladığımız, ancak beş kuruş etmeyecek olanların duygu sömürülerine, tahriklerine asla boyun eğmeyeceğiz. Sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile… Biz haktan ve hakikatten yana duran gönül erleriyiz. Beğenmediğimiz, benimsemediğimiz hiçbir söz ve telkine kulak asmayız.

Paylaşın

Erdoğan-Bahçeli Görüşmesi: Seçim Tarihi İçin ‘Ön Uzlaşma’ Sağlandı

Dün gerçekleştirilen Erdoğan, Bahçeli görüşmesinde, 18 Haziran’da yapılması öngörülen seçimlerin öne çekilmesinin ele alındığı ve üzerinde durulan tarihin de ilk tur seçimler için 30 Nisan olduğu öğrenildi.

Edinilen bilgilere göre 30 Nisan’da milletvekili genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun yapılması konusunda Devlet Bahçeli’den de bir itiraz gelmedi. Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sonrası Beştepe’deki zirvede Erdoğan, kurmayları ile 30 Nisan seçeneği ön planda olmak üzere bu konuda çalışmaların yapılmasını da istedi.

Ankara’da siyasetin en önemli gündem başlığı seçim tarihi. Cumhur İttifakı’nın paydaşları Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 2023 yılına saatler kala dün bir araya geldi. Bu görüşmenin ana gündemini seçim tarihinin oluşturduğu ve 30 Nisan için “ön uzlaşmanın” sağlandığı öğrenildi. Bu tarihle ilgili olarak her iki parti kurmaylarının çalışma yapacağı belirtildi.

Beştepe’de Cumhurbaşkanlığında gerçekleşen görüşme “beklenenden erken” bir görüşme olarak değerlendirilirken DW Türkçe’den Kıvanç El‘in AK Parti kaynaklarından edindiği bilgiye göre buluşmada seçim tarihlerine dair senaryolar ele alındı. Erdoğan, Beştepe’deki Bahçeli görüşmesinin ardından AK Parti yöneticisi ve Meclis yönetiminde yer alan kurmayları ile yaklaşık iki saatlik bir toplantı yaptı.

30 Nisan için uzlaşma

Erdoğan, Bahçeli görüşmesine dair kurmaylarına bilgi verirken toplantıda, 18 Haziran’da yapılması öngörülen seçimlerin öne çekilmesinin ele alındığı ve üzerinde durulan tarihin de ilk tur seçimler için 30 Nisan olduğunu söylediği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre 30 Nisan’da milletvekili genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun yapılması konusunda Devlet Bahçeli’den de bir itiraz gelmedi.

Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sonrası Beştepe’deki zirvede Erdoğan, kurmayları ile 30 Nisan seçeneği ön planda olmak üzere bu konuda çalışmaların yapılmasını da istedi. Bu durumda seçimler ikinci tura kalırsa da 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek. AK Parti kurmaylarına göre Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması “çok büyük olasılık.”

Bu nedenle tarihler belirlenirken iki haftalık ara dikkate alındı.

18 Haziran seçimi niye öne çekiliyor?

Seçim tarihi belirlenmesinde diğer önemli bir unsur ise bayram tatili ve hac işlemleri. Ramazan Bayramı 20-23 Nisan tarihleri arasında. 23 Nisan Pazar ayrıca Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bu nedenle bu tarihte bir seçim gündemde değil.

Bayramdan sonraki ilk hafta 30 Nisan ise “en uygun” tarih olarak AK Parti -MHP liderleri tarafından ele alındı. 18 Haziran’dan seçimlerin öne çekilmesinin bir nedeni de hac. 18 Haziran’da seçim olursa ikinci tur 2 Temmuz tarihinde olacağından bu dönem hac dönemine denk gelecek.

“Seçim için 10 seçenek var”

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabı Twitter’dan seçim tartışmalarını değerlendirdi. Erdoğan-Bahçeli görüşmesi öncesi yapılan paylaşımda Uçum, seçim kanununda yapılan değişiklikleri hatırlattı ve bu düzenlemelerin geçerli olabilmesi için seçimlerin 6 Nisan’dan sonra yapılmasının şart olduğunu vurguladı.

Uçum, “Bu nedenle seçimler en erken 9 Nisan’a en geç 11 Haziran’a alınabilir. Bu periyotta seçim için 10 seçenek gün var. Buna göre 30 Ocak- 7 Nisan arası (hafta sonu karar alınırsa 9 Nisan’a kadar) seçimlerin yenilenmesi kararı alınabilir. 30 Ocak’tan önce karar alınmaz çünkü yüzde 7 barajı yürürlüğe girmez. 9 Nisan’dan sonra karar alınamaz, çünkü o durumda 18 Haziran yasal seçim günü geriye çekilemez” değerlendirmesi yaptı.

Bu durumda seçim kararının Şubat-Mart ayı içinde alınması gerekecek.

Seçime nasıl gidilecek, kararı kim alacak?

Seçim tarihi için AK Parti ve MHP’nin ön uzlaşmasını yapıp çalışmaya başladığı gibi 30 Nisan 2023 kesinleştirilirse önce Meclis’te grubu bulunan muhalefet partileri ile temas kurulacak.

Muhalefetten bu tarihe destek gelirse Meclis’te seçim kararı alınması için gereken 360 çoğunluğuna ulaşılacak ve seçim kararı alınabilecek. Muhalefet destek vermemesi durumunda ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla seçime gidilebilecek. Alınacak kararın ardından Mart ayının ilk haftasında YSK’nın da seçim takvimini başlatması bekleniyor.

“6 Nisan” hesabı

Muhalefet ise seçimin 6 Nisan tarihinden önce yapılmasını istiyor. Çünkü seçim kanunlarında değişikliği içeren düzenlemeler 6 Nisan 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Seçime dair düzenlemenin uygulanabilmesi için bir yıl geçmesi gerekiyor. Bu nedenle 6 Nisan 2023’ten sonra yapılacak seçimlerde milletvekili hesabında değişikliğe gidilecek.

Oluşturulan ittifaklarda “artık oy”lar milletvekili seçimine eklenmeyecek. Bu durumda mevcut son seçim dikkate alındığında muhalefetin milletvekili sayısı olumsuz etkileniyor. Her parti aldığı oy oranı kadar milletvekili çıkartabiliyor. Ancak muhalefetin Meclis çoğunluğu 6 Nisan’dan önce bir seçim kararı almasına yetmiyor.

Şentop: Öne çekme erken seçim değil

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda “18 Haziran’dan önce yapılacak her seçim erken seçimdir ama siyasi olarak erken seçim gündemden çıktı” açıklaması yapmıştı. Şentop, seçim kanunundaki değişikliklerin yürürlüğe girmeden, yani 6 Nisan tarihinden önce bir seçim beklemediğini de söylemişti.

Paylaşın

Bahçeli’den Erdoğan’ı Zora Sokan 18 Haziran Açıklaması

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Seçim 18 Haziran 2023’te yapılacak” şeklindeki açıklamasını değerlendiren Korkusuz yazarı Can Ataklı, açıklamanın, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “zora soktuğunu” savundu. 

Can Ataklı’ya göre MHP liderinin bu çıkışı, Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı tartışmalarını tekrar alevlendirecek.

Ataklı’nın bugünkü köşe yazısının “Bahçeli’den Erdoğan’ı zora sokan 18 Haziran açıklaması” başlıklı kısmı şöyle:

Seçim yaklaştıkça “Erdoğan’ın aday olup olamayacağı” konusu daha hararet kazanacaktır.

Erdoğan şu anki anketlere bakarak bir “baskın erken seçimi” göze alamıyor ama adaylık konusunun tartışılmaması için seçimi biraz erkene alıp “anayasal korumadan” yararlanmak istiyor.

Çünkü seçim gününde yapılırsa Erdoğan aday olamıyor ama seçim bir ay bile öne alınsa ve meclis kararı ile gerçekleşse, bu sakınca ortadan kalkıyor.

Bu nedenle saray medyası bir süredir “Hac, bayram, üniversite sınavları, milletin tatile gidecek olması” bahaneleri ile “Seçimi biraz öne almak daha avantajlı, 18 Mayıs çok güzel bir tarih” kampanyası sürdürüyor.

İşte tam bu aşamada Devlet Bahçeli ilginç bir çıkış yaptı ve “Seçimler 18 Haziran’da yapılacaktır” dedi.

Tabii Bahçeli, “Ama Türkiye’nin şartlarında Meclis bir karar verir, mevcut yönetim böyle bir düşünceyi diğer siyasi partiler ile paylaşırsa Türkiye’de bir sosyal kargaşa, anarşi yaratmak yerine belli bir kararı alır ve uygular” demeyi de ihmal etmedi.

Bana kalırsa Bahçeli’nin Mayıs’taki bir seçimi kabullenmesine rağmen öncelikle 18 Haziran’ı işaret etmesi sarayda huzursuzluk yaratacaktır.

Seçim kararı için nitelikli çoğunluk gerekiyor, AKP ve MHP’nin oyu buna yetmiyor, muhalefetin destek vermezse, sarayın seçimi erkene alıp “üçüncü kez aday olamaz” tehdidinden kurtulması çok zor.

Bahçeli’nin çıkışı ister istemez bu tartışmayı alevlendirecektir.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Bahçeli ‘Seçim’ Tarihini Açıkladı: 18 Haziran 2023

MHP Lideri Bahçeli, “Seçimler yasa çerçevesinde 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacaktır. Türkiye’nin şartlarında Meclis bir karar verir mevcut yönetim böyle bir düşünceyi diğer siyasi partilerle paylaşır ise belli bir kararı alır ve uygular” dedi ve ekledi:

“Diyelim ki yarın gireceğiz seçimlere 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayları yok. Adaylarının olmadığı yerde gürültü yapmanın manası yok.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal güvence getirilmesi teklifine ilişkin konuştu.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, “Başörtüsü mevzusunu çözmüş olan Türkiye Cumhuriyeti’nde bu konunun sanki çözülmemiş gibi tekrar gündeme taşınması üzücü olmuştur. Bu tartışmayı tamamen sonlandırmak için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu ortadadır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “anayasa düzeyinde bir çözüme” işaret ettiği konu hakkında Bahçeli de “Bugünkü TBMM’de Cumhur İttifakını oluşturan partilerin istişaresi sonucunda bir metin TBMM’ye Anayasa değişikliği olarak sunulduğu vakit MHP bunun gerçekleşmesi için elden gayreti gösterecek” dedi.

Erken seçim tartışmaları

Erken seçim tartışmalarını da değerlendiren MHP lideri, “Şu an için Türkiye’nin sorunlarının çok yoğunlaştığı bir ortamda seçimlerin erkene alınması tartışması siyaseten malzeme yapılmamalıdır” dedi:

“Seçimler yasa çerçevesinde 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacaktır. Türkiye’nin şartlarında Meclis bir karar verir mevcut yönetim böyle bir düşünceyi diğer siyasi partilerle paylaşır ise belli bir kararı alır ve uygular.

Diyelim ki yarın gireceğiz seçimlere 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayları yok. Adaylarının olmadığı yerde gürültü yapmanın manası yok.”

CHP’nin yasa teklifinde ne var?

CHP’nin yasa teklifi şöyle:

Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.

  • Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
  • Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

Akşener: Kapanmış yaraları konuşmak doğru değil

CHP’nin teklifine Sözcü gazetesine verdiği demeçte yanıt veren İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmadığımı ifade etmek isterim” demişti:

“Bir kadının başını örterek ya da açarak gezmesi insan hakkıdır… Başörtüsüne dair geçmişte yaşananlar yanlıştı. O yanlışlığı da bağıra bağıra ifade edenlerden birisiyim. Ama o konunun artık problem olmaması, gündemimizden çıkması söz konusu. Hatta başörtüsüyle Meclis’e girecek olan kadın milletvekilleriyle ilgili görüşmeyi Sayın Cemil Çiçek’in isteğiyle ben yönettim. Sayın Kılıçdaroğlu genel başkandı.

“Kendisiyle de konuşarak hiçbir probleme, incitmeye sebep vermeden yönettik ve o iş de bitti… Temel prensip olarak elbette hakkın hukukun yanındayız. Biz gıdaya erişim gibi kanayan yaraları konuşmak durumundayız.”

Paylaşın

Bahçeli’den Suriye İle Türkiye’nin Siyasi Diyalog Kurmasına Destek

MHP Lideri Bahçeli, Türkiye ve Suriye arasındaki temaslara dair yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlar değerli ve isabetlidir. Bu ülkede yaşayan hiç kimse, kökeni ve mezhebi ne olursa olsun ülkemizin ötekisi veya hasmı değildir. Hepsi kardeşimizdir, aramızda tarihe, kültüre ve inanca dayanan kuvvetli bağlar vardır” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Bahçeli, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Dışişleri Bakanımızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur.” dedi ve ekledi:

“Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan işbirliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir… 2023’e kadar her alanda ve her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur.”

MHP Lideri Bahçeli, açıklamasının ilk kısmında muhalefet partilerinin oluşturduğu 6’lı masaya bazı suçlamalar yönelerek, “Siyasi rant ve çıkar devşirmek uğruna toplumsal huzur ve güveni baltalayan, bu suretle fitne seferine çıkartılan muhalefet partileri Türkiye’nin milli ve tarihsel haklarına kesif bir cephe açmışlardır. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve diğer zillet ortakları zıvanadan çıkmakla kalmamışlar, artık bayağılıklarını ve bağnazlıklarını her saha ve zeminde deşifre etmişlerdir” dedi.

Bahçeli, konuya ilişkin açıklamasını, “Türk siyaset hayatı ruhunu ve gururunu emperyalizme satan, kullanım ömrünü zalimlerin insafına bırakan malum ve mahut partiler eliyle karalanmış, sistematik olarak kundaklanmıştır. Karşımızdaki mide bulandırıcı tablo ülkemiz aleyhine olduğu kadar demokrasi adına da vahim bir tehdit olarak belirginlik kazanmıştır. Bir masa etrafında toplanıp PKK ve FETÖ’nün senaryolarına gönüllüce boyun eğen altı partinin Türkiye karşıtlığı, milli değerlerimizle kutuplaşması izahı ve ifadesi olmayan bir çarpıklık noktasına ulaşmıştır” ifadeleriyle sürdürdü.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde;

“Türkiye’mizin istikrarlı ve iddialı ilerleyiş ve yükseliş süreci hem ülke içinde hem de ülke dışında emeli ve hedefi makus olan siyasi zihniyetler ve bunun haricindeki menfur mihraklar tarafından kaygıyla izlenmektedir. Özellikle zillet ittifakı korkuya düşmüş, telaşa kapılmıştır. Siyasi rant ve çıkar devşirmek uğruna toplumsal huzur ve güveni baltalayan, bu suretle fitne seferine çıkartılan muhalefet partileri Türkiye’nin milli ve tarihsel haklarına kesif bir cephe açmışlardır.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve diğer zillet ortakları zıvanadan çıkmakla kalmamışlar, artık bayağılıklarını ve bağnazlıklarını her saha ve zeminde deşifre etmişlerdir. Türk siyaset hayatı ruhunu ve gururunu emperyalizme satan, kullanım ömrünü zalimlerin insafına bırakan malum ve mahut partiler eliyle karalanmış, sistematik olarak kundaklanmıştır.

Karşımızdaki mide bulandırıcı tablo ülkemiz aleyhine olduğu kadar demokrasi adına da vahim bir tehdit olarak belirginlik kazanmıştır. Bir masa etrafında toplanıp PKK ve FETÖ’nün senaryolarına gönüllüce boyun eğen altı partinin Türkiye karşıtlığı, milli değerlerimizle kutuplaşması izahı ve ifadesi olmayan bir çarpıklık noktasına ulaşmıştır.

Emperyalizme taşeronluk yapan bu partilerin tezvirat ve tefrikaları da tahammül sınırlarını tehlikeli şekilde aşmıştır. Henüz Cumhurbaşkanı adayını dahi belirlemekten aciz bir siyasi güruhun hiç kuşkusuz aziz milletimize ve ülkemize sağlayacağı bir şey olmadığı gibi, bu kapsamda ümitvar olması dahi boş bir hayal, boşuna bir beklentidir.

Müstakbel başbakanlık pozu veren bir şahsın hal-i pürmelali mizah konusu olmasının yanı sıra, “kadından imam olmaz” çıkışı ve bu doğrultuda Cumhurbaşkanı adaylığı için yanıp tutuşan Kılıçdaroğlu’nun buna ne diyeceği, nasıl bir yorum getireceği hala belirsizliğini koruyan bir muammadır.

“Milli irade dolandırıcıları zillet ittifakı çatısı altında birleşmiş ve buluşmuştur”

Sokak sokak gezip konuştuğu esnaflarımızdan istediği cevapları alamayınca kabalaşan ve kaskatı kesilen zihniyetlerin ne iyiliğinden, ne iradesinden, ne de demokratik nezaketinden bahsetmek mümkündür. Bir kısım tetikçi gazeteciyi ve bazı tasmalı anket şirketini maaşa bağlayan, belirli aralıklarla algı operasyonu yaptıran partilerin foyası nihayetinde ortaya çıkmıştır.

Demokrasi kalpazanları, hukuk katliamcıları, milli irade dolandırıcıları zillet ittifakı çatısı altında birleşmiş ve buluşmuştur. Aziz milletimizin iradesini gasp ve rehin almak amacıyla sipariş anketleri yayımlatanların düzenbaz siyaset taktikleri ayaklarına dolanmıştır.

Bilhassa Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Cumhur İttifakı’nı oy oranı bazında aşağı çekip zillet ittifakını yüksek gösteren laçkalaşmış kamuoyu araştırma şirketleri esasen dış bağlantılı hain bir kurgunun içimize kadar sızmış lejyonlarıdır. Bu köksüz anketçilerden elbette hukuk nezdinde ve maşeri vicdan eşliğinde hesap sorulacaktır. Vaki hesaptan hiçbir demokrasi infazcısı kaçamayacaktır.

Türkiye’nin var oluş mücadelesini, 2023’ün muazzez hedeflerini, gücüne güç katan istikbal ve istiklal müdafaasını engelleme hevesinde olan ciğeri beş para etmez odaklar mutlaka kaybedeceklerdir.

Cumhur İttifakı’nın haklı ve haysiyetli yürüyüşü parlak bir başarının kapılarını aralayacak, bunun sonucunda Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümü Türk milletinin muhteşem bir uyanışına vesile olacaktır.

Kaldı ki sömürgeleşmiş partilerin ülkemizin önünü kesme çabası tutmayacak, zillet terazisi aziz milletimizin tarihi vakarını asla çekemeyecektir. Gerçekleri çarpıtmanın hiç kimseye bir yararı dokunmayacaktır.

Türkiye bugün sağlam, sağduyulu ve milli bir iradenin marifetiyle zincirlerinden kurtulmaktadır. Son günlerde ardı arkasına sahnelenen provokasyonlar, milli birliğimizi ve dayanışma ruhumuzu hedef alan sabotajlar bizi yolumuzdan çeviremeyecektir.

Bu provokasyonlardan birisi de, Sümela Manastırı’nda 9’ncu kez ayin yapmak için Trabzon’a gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos’a ekümenik yazılı Trabzonspor formasının hediye edilmesidir. Bu yürek yaralayıcı tertip skandal olmasının ötesinde tahrik, tahrip ve taciz tonu çok yüksek bir meydan okumadır.

Trabzonspor’umuza ve bu kulübümüze gönül veren muhterem vatandaşlarımıza hakaret niteliğindeki bu kepazeliğin hiçbir vicdan tarafından kabul edilmeyeceği ortadadır. Türkiye’de ekümenik diye bir kurum ve görev tanımı yoktur.

Lozan Antlaşması gereğince, Fener Rum Patriği’nin siyasi ve idari işlerle uğraşmaması, ülkemizdeki Rum-Ortodoks vatandaşlarımıza ruhani hizmet vermesi hüküm altına alınırken, Fatih Kaymakamlığı’na bağlı bir din görevlisi olmasının dışında hiçbir statüsü de olamayacaktır.

“Fırsatçılar devrede, fesat yuvaları tetiktedir”

Türkiye’nin dört bir koldan tuzağa çekilerek milli ve manevi hassasiyetlerinin tahriş edilmesi etap etap ilerletilen bir kumpasın içyüzünü açığa vurmaktadır. Amaç kaos çıkarmak, kriz ortamı yaratmaktır.

Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz üzerinde oynanan şirret oyunlar, KPSS şaibesi, etnik kimlikleri kaşıyan sinsilikler, Moody’s isimli derecelendirme şirketinin Türkiye ekonomisi hakkında kuşku uyandırma densizliği ve Azez’de Türk bayrağını yakma şerefsizliği bir kaos planlamasının birbiriyle bağlantılı olaylarından yalnızca bir kısmıdır.

Türkiye’nin ufkunu perdelemek, enerjisini tüketmek, manevi direncini kırmak gayesiyle emre amade bekleyen iç ve dış odaklar eşzamanlı faaliyet halindedir. Fırsatçılar devrede, fesat yuvaları tetiktedir. Buna rağmen Azez’de al bayrağımızı yakma girişiminde bulunan soysuzların yaka paça yakalanmaları ve ihanetlerinin bedelini ödeyecek olmaları çok sevindirici bir gelişmedir.

Bağımsızlığımızın sembolü al bayrağımıza el uzatan, egemenlik haklarımıza dil uzatan, milli varlığımıza göz koyan kim ya da kimler varsa bunun acıklı sonuçlarına en ağır biçimde katlanacaklardır.

Ayrıca devası derdine yetmeyen, küçücük ve ipotekli aklıyla partimizi şiddetle bir gösteren selamsız sevimsiz Babacan’ın asıl şiddet ve dehşet faili bölücü terör örgütüne tek kelam edememesi, hatta teröristlere şirinlik taslaması düştüğü çukurun derinliğini göstermesi bakımından ibret verici bir hüsrandır. Bu şahsın muadili ve mukallit benzeri serok Ahmet’in Suriye’de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimizi istismar eden ayıplı sözleri şahsıyla müsemma olan bozgunculuğa yeni bir misaldir.

“2023’e kadar her alanda ve her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur”

Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlar değerli ve isabetlidir. Bu ülkede yaşayan hiç kimse, kökeni ve mezhebi ne olursa olsun ülkemizin ötekisi veya hasmı değildir. Hepsi kardeşimizdir, aramızda tarihe, kültüre ve inanca dayanan kuvvetli bağlar vardır. Dışişleri Bakanımızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur.

Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan işbirliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir. 2023’e kadar her alanda ve her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur. Üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın bize söylediği; çatışarak değil kucaklaşarak yaşamanın tek seçenek olduğudur. Bunu başaracak tek siyasi irade de Cumhur İttifakı’dır. Gerisi sadece fasa fisodur, fuzuli ezberdir, gürültü kirliliğidir.

Bizimle milliyetçilik yarışına girip kutlu ceddimiz ve rahmetle yad ettiğimiz Süleyman Şah’ın türbesiyle ilgili dedikodu yapan Kılıçdaroğlu’na asıl cevabı Türk milleti verecek, Dersim ayarlı bu şahsın gerçek yüzünü muhakkak ifşa edecektir. Bu ise yalnızca bir sabır ve zaman meselesidir.”

Paylaşın