Bahçeli “Geliyor Gelmekte Olan” Sloganını Hedef Aldı

Karabük’te halka seslenen MHP Lideri Bahçeli, “Geliyor gelmekte olan” masalını anlatan, “sana söz” aldatmasıyla avunan münafık muhterislere sesleniyorum, nereye geliyorsunuz? Nasıl geliyorsunuz? Kiminle gelmeyi düşlüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz, gitmeyi aklımızdan geçirmiyoruz, hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var diyoruz”

Bahçeli, konuşmasının devamında, “Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun tek söylediği nevzuhur güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmektir. Başka bildiği bir şey yoktur. Halbuki eski çamlar çoktan bardak olmuştur. Türk milleti geçmişten ders çıkarmakla birlikte geleceğe iyimser ve ümitvar bakmaktadır. Parlamenter Sistem demek, siyasi anlaşmazlık ve kriz demektir. Parlamenter Sistem demek, istikrarsızlığın ve irade gasplarının etkinliği demektir” ifadelerini kullandı ve ekledi:

“Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkemizin ve milletimizin hayrına ağzından tek bir söz çıkmamıştır. Parlamenter Sisteme geri dönmeyi tasarlamak, aynı şekilde birbirini takip eden seçim-halkoylaması-seçim sacayağında Türkiye’nin en az 10 yılını çalmayı, tarihin gerisine düşürmeyi planlamak demektir.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Karabük’te düzenlenen mitinge katıldı. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

İktidarı ve siyasi ikbali gecenin zifiri karanlığında, zilletin çıkmaz sokaklarında arayan Türkiye muhaliflerinin kalın maskesi 14 Mayıs’ta yırtılıp atılacaktır. Nitekim zillete düşenlerin hükmü şafak sökene kadardır. Karar anı gelip çattığında, Türk milleti mührü eline aldığında PKK ve FETÖ takviyeli zillet ittifakına beden olan partileri ne gören, ne duyan, ne de bulan olacaktır. 14 Mayıs’tan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine geçmiş olacağız. Yine 14 Mayıs’ta bir yanda 13’üncü Cumhurbaşkanı’nı seçeceğiz, diğer yanda 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ni yapacağız.

Terörü bitirmiş, işsizliği yenmiş, enflasyonu düşürmüş, her insanımızı şefkatle kucaklamış, üretim, yatırım, ihracat seferberliğiyle yükseldikçe yükselmiş bir Türkiye gerçeğine hep birlikte ulaşacağız. Çok çalışacağız, hiçbir bahaneye sığınmadan geceyi gündüze katacağız. Türkiye’yi büyüteceğiz, ekmeği büyüteceğiz, umutları büyüteceğiz, hedefleri büyüteceğiz, huzuru büyüteceğiz, milli birlik ve dayanışma hisarımızı daha da güçlendireceğiz.

Tıpkı Ergenekon’da demir dağları eriten ateş gibi, karşımıza çıkartılan engelleri inancımızla aşıyoruz. “Geliyor gelmekte olan” masalını anlatan, “sana söz” aldatmasıyla avunan münafık muhterislere sesleniyorum, nereye geliyorsunuz? Nasıl geliyorsunuz? Kiminle gelmeyi düşlüyorsunuz? Biz bir yere gitmiyoruz, gitmeyi aklımızdan geçirmiyoruz, hatta geleceğiniz varsa göreceğiniz de var diyoruz. Buğdayımız var demesinler ambara girmeyince, geliyorum demesinler Karabük’ü görmeyince.

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun tek söylediği nevzuhur güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmektir. Başka bildiği bir şey yoktur. Halbuki eski çamlar çoktan bardak olmuştur. Türk milleti geçmişten ders çıkarmakla birlikte geleceğe iyimser ve ümitvar bakmaktadır. Parlamenter Sistem demek, siyasi anlaşmazlık ve kriz demektir.

Parlamenter Sistem demek, istikrarsızlığın ve irade gasplarının etkinliği demektir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkemizin ve milletimizin hayrına ağzından tek bir söz çıkmamıştır. Parlamenter Sisteme geri dönmeyi tasarlamak, aynı şekilde birbirini takip eden seçim-halkoylaması-seçim sacayağında Türkiye’nin en az 10 yılını çalmayı, tarihin gerisine düşürmeyi planlamak demektir.”

Paylaşın

Bahçeli, Nevşehir’den Muhalefete Yüklendi

Nevşehir’de halka seslenen MHP Lideri Bahçeli, “Bölücü terör örgütü PKK Kılıçdaroğlu’nun destekçisidir. FETÖ’cüler, Türk düşmanları, emperyalizmin piyonları CHP’nin adayları olarak gösterilmiştir” dedi ve ekledi:

“Kılıçdaroğlu eroinmanlardan temiz para alacağını iddia ediyor. HDP’nin kayyum partisi Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyor.”

Bahçeli, ”Türkiye eskisinden çok daha muktedir bir seviyeye ulaştı. Yeni yüzyılın eşiğinde yeni yol haritası belirlendi. Hamd olsun dev uyandı ağaya kalktı” ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Nevşehir’de partisinin seçim mitinginde konuştu. Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerine 19 gün kala Nevşehir’deyiz. Hepinizi sevgi ve selamlarımla selamlıyorum, en iyi dileklerimi paylaşıyorum.

Nitekim sosyal siyasal ve ekonomik krizler yakamızı bırakmadı. Koalisyon kavgaları ülkemizin tarihini makus bir tarihe yöneltti. 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişimi yönetim sisteminde reform yapılmasını gerekli kıldı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geçmişten kopuş değil medeniyet mirasımızı çok daha güçlü bir şekilde sahiplenmeyi sağladı.

Türkiye eskisinden çok daha muktedir bir seviyeye ulaştı. Yeni yüzyılın eşiğinde yeni yol haritası belirlendi. Hamd olsun dev uyandı ağaya kalktı. Bu başarı Cumhur İttifakı’nın başarısıdır. Bilinmelidir ki Türkiye geriye sarkmayacaktır. Türkiye gelişmeleri yedek kulübesinden takip etmeyecektir.

Türkiye sözü geçen bir ülke mevkiindedir. Ulaştığımız sonuç zor ve zahmetli olsa da kazanan Türk milleti olmuştur. Yepyeni bir Türkiye zaferine hazır mısınız? 14 Mayıs’ta sandığa gidip geleceğinize sahip çıkacak mısınız? Sana söz baharlar gelecek diyen vaat edenlerin kaos hazırlıklarını aynen iade edecek misiniz?

Aziz milletim istiklalimizi müdafaa etmek için sıra sizde. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine sahip çıkmak için sıra sizde. Türk ve Türkiye Yüzyılı’na destek vermek için sıra sizde. Zillet İttifakı’nı sandığa gömmek için sıra sizde. Milli bekamıza, milli haklarımıza sahip çıkmak için sıra sizde.

CHP’den İYİ Parti’ye HDP’sinde bölücü partilere kadar alayının gayesi parlamenter sisteme geçmek. Ortaklık kuran partiler arasında çekişmeler ile koalisyon hükümetlerini övmek akılsızlıktır. Böylesi zihniyetlerin aklı koltuktadır.

Başbakan olacağım propagandası ile FETÖ projesi olanlar kendi partisinde ne ülkücü bırakmış ne de milletçi bırakmıştır. Devletin hafızası canlıdır. Devlet nedir bilmeyenler, millete yürekten bağlılık hissetmeyenler, siyasi hayatını çıkarcılıkla bağdaştıranlar Nevşehir’in yüzüne bakamaz. Biz doğruları söylemekten korkmayacağız.

Masadan kaldıran ve geri oturan milleti kandıran İYİ Parti Başkanı iyice çuvallamıştır.

Bölücü terör örgütü PKK Kılıçdaroğlu’nun destekçisidir. FETÖ’cüler, Türk düşmanları, emperyalizmin piyonları CHP’nin adayları olarak gösterilmiştir. Kılıçdaroğlu eroinmanlardan temiz para alacağını iddia ediyor. HDP’nin kayyum partisi Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyor.”

Paylaşın

MHP Lideri Bahçeli: 14 Mayıs’ta Sinsi Planları Bozacağız

Kastamonu’da halka seslenen MHP Lideri Bahçeli, “Sözümüz sözdür, hiçbir insanımızı açıkta bırakmayacağız. Türkiye’nin önü açıktır. Ülkemiz bir yol kazasına mahkum olmamalıdır. Yazılan dış menşeli senaryolara çığ gibi tepkiler gelmelidir” dedi ve ekledi:

“Şu sorularıma okkalı bir cevap veriniz. Sel ve su baskınlarını istismar edenleri 14 Mayıs’ta şaşkına çevirecek misiniz? Nerede bu devlet diye maksatlı soru soranlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek misiniz? Bu evetlerin sayesinde sinsi planları bozacağız.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Kastamonu Cumhuriyet Meydanı’nda açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin konuşmalarından satırbaşları:

“Deprem bölgesinde 105 bin konutun inşasına başlanmıştır. İmanın olduğu yerde imkan da vardır ve ortadadır. Bizim için imkansız diye bir şey yoktur. Hayatını kaybetmiş insanlarımızı geri getiremezsek de onların anılarına saygı duymamız ve ailelerinin acil ihtiyaçlarını karşılamamız mümkündür.

Cumhur İttifakı’nın duruşu yerli ve millidir. Boşa sallayıp dolu tutmanın peşinden hiç koşmayız. Yaptık mı adam gibi yaparız, milletimiz ne diyorsa onu söyler onu yaparız. Çünkü tarafımız Türkiye’dir çünkü tarafımız mazlum gönüllerdir.

“Sinsi planları bozacağız”

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yapımı biten köy evlerinin teslim töreninde umut dolu geleceğimizin aydınlığını gördük. Sözümüz sözdür, hiçbir insanımızı açıkta bırakmayacağız. Türkiye’nin önü açıktır. Ülkemiz bir yol kazasına mahkum olmamalıdır.

Yazılan dış menşeli senaryolara çığ gibi tepkiler gelmelidir. Şu sorularıma okkalı bir cevap veriniz. Sel ve su baskınlarını istismar edenleri 14 Mayıs’ta şaşkına çevirecek misiniz? Nerede bu devlet diye maksatlı soru soranlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek misiniz? Bu evetlerin sayesinde sinsi planları bozacağız.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun “Kürtler Ve Alevi” Videoları Bahçeli’nin Hedefinde

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yayınladığı ‘Kürtler’ ve ‘Alevi’ başlıklı videolarını hedef aldı.

MHP Lideri Bahçeli, “Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, küresel emperyalizmin dayatma, tembih ve telkinleriyle kimlik siyasetine keskin dönüş yapması, etnik ve mezhebi hassasiyetleri çok tehlikeli şekilde kaşıyarak kanatma hevesine düşmesi vahim bir sorumsuzluk örneğidir” dedi ve ekledi:

“Ülkemiz ağır bir felaket döneminin yaralarını hızla sararken, manevi zenginliğiyle feyizlendiğimiz Ramazan ayımızı idrak edip bayrama vasıl olmuşken, Kılıçdaroğlu’nun “Milyonlarca Kürt’e terörist muamelesi yapılıyor” iftirası ülkemize, milletimize, bin yıllık kardeşlik hukukumuza ayıplı ve ahlaksız bir saldırıdır.”

“Bu saygısız üslubu, bu edep ve gerçek dışı uydurmayı telaffuz etmenin yanı sıra, olağan saymak, tepkisiz kalmak bir defa iç barış ve huzur ortamına kast etmek, aynı şekilde Türkiye’yi ateşe atmaktır” diyen Bahçeli, şunları söyledi:

“Kılıçdaroğlu düştüğü dipsiz bataklıkta her geçen gün batarken ülkemizi de beraberinde çekmenin sinsi telaşına kapılmıştır. Çabalar beyhude, fitne saçmak boşunadır. Tarihi, manevi ve kültürel bir emanet olan ebedi kardeşliğimizden asla vazgeçilmeyecektir. Maalesef ve çok açıktır ki, Kılıçdaroğlu’nun karanlık ağzı bölücü terör örgütü PKK’nın ağzıdır.

Kılıçdaroğlu’nun gündemi ‘Tarihi Şark Meselesi’nin gündemidir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevine aday olan bir şahsın etnik ve mezhebi tahriklere tevessül etmesi içine sürüklendiği acıklı çaresizliğinin ve satırları husumetle yazılmış gizli ajandasının bir bakıma ibret verici deşifresidir. Türk milleti bu oyuna gelmeyecek, Kürt kökenli kardeşlerim bu melun tuzağa düşmeyecektir. Şırnak’ta uzatılan ikram İzmir’den alınacaktır. Hakkari’den uzatılan el Yozgat’tan tutulacaktır.

Kardeşliğimize hançer sallamak isteyenlere asla fırsat verilmeyecektir. İstikrarımız ve istiklalimiz nurlu bir istikbali müjdeleyecektir. Cumhuriyet’in Yüzüncü yıl dönümünü, Türk ve Türkiye Yüzyılı Vizyonun ilk adımı, ilk hamlesi, ilk sayfası olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimin; yurt içinde ve yurt dışında yaşayan yöresi, kökeni, anasının dili ne olursa olsun tüm vatandaşlarımın, Türk-İslam aleminin, şehit analarımızın, yetim yavrularımızın, mahzun ve mazlum gönüllerin, özellikle depremzede kardeşlerimizin Ramazan Bayramını yürekten kutluyorum.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ramazan Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle kutlama mesajı yayımladı.

“Önümüzdeki üç gün içinde iki bayramı aynı anda kutlayacağız. Ramazan Bayramıyla birlikte bu bayramın üçüncü gününde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı da milletçe karşılayıp müftehir bir vicdanla ifa edeceğiz. Eş zamanlı olarak, bir yanda Mübarek Ramazan ayını uğurlamanın hüznü kalplerimize çökmüşken diğer yanda bayrama kavuşmanın esenliği ve sevinci gönül dünyamıza nüfuz etmiştir.

Ne var ki 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli ikiz depremden dolayı bu bayramı daha öncekilerine kıyasla biraz durgun, biraz üzgün, biraz da buruk halde karşıladığımız altı çizilmesi gereken bir husustur” ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

Zorluklar ne kadar çetin olursa olsun, “Her Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye” irade ve inancıyla hepsinin üstesinden gelmemiz mukadderdir. El ele verdiğimiz sürece, birbirimize sımsıkı kenetlendiğimiz müddetçe hiçbir mütecaviz emel, hiçbir menfi eylem, hiçbir melanet hedef elbette sonuç alamayacaktır.

Türkiye’mizin aşılamayacak ve aşındırılamayacak müessir gücü milli birlik ve kardeşliğidir. Bayram günleri bu birlik ve kardeşliği daha da pekiştirip temellendirmektedir. Aynı zamanda bayram günleri barış ve huzurun, hürmet ve muhabbetin parlayan meşalesidir. Bizim hem bayramımız bir hem de bayrağımız birdir. Bunun yanında millet olarak vatanımız bir, milletimiz bir, devletimiz bir, kıblemiz bir ve aynıdır.

“Fakat ayrımcılığa sapanlar, ayrıştırmanın hesabına sarılanlar, etnik ve mezhebi ayrılıklarını derin uçurumuna savrulanlar elbette iyi niyetli olmayan, milli ve manevi değerlerden nasibini almayan muhterislerdir” diye devam eden Bahçeli, “Bu kapsamda mezhep kışkırtıcılığı ve etnik istismar korkunç bir tehdittir” ifadesini kullandı.

Bahçeli şöyle devam etti:

Bugüne kadar milletimizin hiçbir evladının etnik kökeni mesele yapılmamış, hiç birisi mezhep temelli bir ötekileştirmenin içine itilmemiştir. Milli varlığımıza serpiştirilmek istenen nifak tohumları her seferinde menziline ulaşmadan çürüyüp gitmiştir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, küresel emperyalizmin dayatma, tembih ve telkinleriyle kimlik siyasetine keskin dönüş yapması, etnik ve mezhebi hassasiyetleri çok tehlikeli şekilde kaşıyarak kanatma hevesine düşmesi vahim bir sorumsuzluk örneğidir.

Ülkemiz ağır bir felaket döneminin yaralarını hızla sararken, manevi zenginliğiyle feyizlendiğimiz Ramazan ayımızı idrak edip bayrama vasıl olmuşken, Kılıçdaroğlu’nun “Milyonlarca Kürt’e terörist muamelesi yapılıyor” iftirası ülkemize, milletimize, bin yıllık kardeşlik hukukumuza ayıplı ve ahlaksız bir saldırıdır.

Bu saygısız üslubu, bu edep ve gerçek dışı uydurmayı telaffuz etmenin yanı sıra, olağan saymak, tepkisiz kalmak bir defa iç barış ve huzur ortamına kast etmek, aynı şekilde Türkiye’yi ateşe atmaktır. Kılıçdaroğlu düştüğü dipsiz bataklıkta her geçen gün batarken ülkemizi de beraberinde çekmenin sinsi telaşına kapılmıştır. Çabalar beyhude, fitne saçmak boşunadır. Tarihi, manevi ve kültürel bir emanet olan ebedi kardeşliğimizden asla vazgeçilmeyecektir.

“Kılıçdaroğlu’nun gündemi ‘Tarihi Şark Meselesi’nin gündemidir”

“Kılıçdaroğlu’nun karanlık ağzı, bölücü terör örgütü PKK’nın ağzıdır” nitelemesinde bulunan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun gündemi ‘Tarihi Şark Meselesi’nin gündemidir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevine aday olan bir şahsın etnik ve mezhebi tahriklere tevessül etmesi içine sürüklendiği acıklı çaresizliğinin ve satırları husumetle yazılmış gizli ajandasının bir bakıma ibret verici deşifresidir.

Türk milleti bu oyuna gelmeyecek, Kürt kökenli kardeşlerim bu melun tuzağa düşmeyecektir. Şırnak’ta uzatılan ikram İzmir’den alınacaktır. Hakkari’den uzatılan el Yozgat’tan tutulacaktır. Kardeşliğimize hançer sallamak isteyenlere asla fırsat verilmeyecektir. İstikrarımız ve istiklalimiz nurlu bir istikbali müjdeleyecektir. Cumhuriyet’in Yüzüncü yıl dönümünü, Türk ve Türkiye Yüzyılı Vizyonun ilk adımı, ilk hamlesi, ilk sayfası olacaktır” dedi.

Paylaşın

Bahçeli’den ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne Tam Destek

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin mesajlar veren MHP Lideri Bahçeli, “14 Mayıs’ta ya Türkiye sevdası diyeceğiz ya da Türkiye’nin geleceğine ölü toprağı serpmek için sıraya girenlere göz yumacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “14 Mayıs’ta ya milli ve manevi değerler ortak paydasında buluşacağız ya da istiklalimizin buhrana düşmesine mahkum olacağız. 14 Mayıs seçimleri dikkate alındığında, birinci beş yılı muazzam kazanımlarla geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ikinci beş yıllık döneme de mührünü vurmalıdır. Eser ve hizmet kervanı yarı yolda kalmamalıdır. Türkiye bir yol kazasına uğramamalıdır.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye’nin İlk Yerli Uçak Gemisi Hizmet Alımıyla” ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli’nin açıklaması şöyle:

“Hiç kuşku yoktur ki, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü Türkiye’nin atağa kalkışına, geleceği kucaklayarak güçlü atılımlar yapmasına sahne olacaktır.

10 Nisan 2023 tarihinde İstanbul Tuzla’da ilk yerli ve milli uçak gemimiz olan TCG Anadolu’nun hizmete alınması ve 3 adet MİGREM Firkateynleri Saç Kesme Töreni istikbale daha umutlu bakmamamızın temel dayanaklarından sadece bir kısmıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte şahit olduğumuz manzara hakikaten tarihi bir gelişme, makûs talihin tersine döndüğünü gösteren kararlı ve sevindirici bir ilerleyiştir.

Ülkemiz her alanda gözlemlenen diriliş hamleleriyle, her zeminde parlayan yükseliş dinamizmiyle ve süreklilik içeren kalkınma azmiyle hepimizin göğsünü kabartmakta, milli gururu okşamaktadır.

Pek çok engellemeye rağmen, Türk ve Türkiye Yüzyılı Vizyonu’nun harcı şevkle karılmakta, önümüzdeki yüzyılın temelleri canla başla kazılmaktadır.

Nitekim yüzyıllara sari prangalar peş peşe kırılmaktadır.

Ayak bağı olarak değerlendirilebilecek kronik sorun başlıkları teker teker çözülmektedir.

Türkiye’miz uzun bir süredir mucizevi bir gelişme ve serpilme güzergahındadır.

Vatan ve millet sevgisiyle kalbi çarpan her vatandaşımız bu tablodan elbette övünmekte ve bahtiyarlık duymaktadır.

6 Şubat 2023 tarihli Pazarcık ve Elbistan merkezli ikiz depremler ile Adıyaman ve Şanlıurfa’da yaşanan sel afetleri yüreğimize ateş düşürmüş olsa da, yaralarımız elbirliğiyle sarılmakta, acılarımız paylaşılarak azaltılmaktadır.

Bu vesileyle deprem ve su taşkınlarında hayatlarını kaybeden bütün kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, yaralılara da şifalar diliyorum.

Yedi yılda Dünya’nın ilk SİHA gemisi inşa edilmiş, en ağır ve en büyük helikopterlerin iniş kalkışının yapılabileceği “TCG Anadolu” Türkiye’mizin itibar ve iftihar eseri olarak denize indirilmiş, seyrüsefere hazır hale getirilmiştir.

Ülkemiz kendi gemisini tasarlayan, geliştiren, çağın teknolojik imkanlarını kullanabilen zirvedeki ilk 10 ülkeden birisi haline terfi etmiştir.

Bu sene içinde denizde ikmal ve muharebe destek gemimiz olan Derya ile Piri Reis denizaltımız, ayrıca istif sınıfı ilk firkateynimiz İstanbul hizmete alınacaktır.

Lider Ülke Türkiye’nin taşları kararlılıkla döşenmektedir.

Yeni yüzyılın ilke ve esasları; kurum ve kuralları; siyasi ve stratejik parametreleri dirayetli bir mizaca refakat eden çalışkan, cesur, çevik ve çelik bir iradeyle belirlenip billurlaşmaktadır.

Felaketler ne düzeyde olursa olsun yılgınlığa düşülmeyecektir.

En kesif saldırılar, en şedit suikastlar karşısında geri adım atılmayacak, atalet ve acziyet gösterilmeyecektir.

Kurulan tuzaklara, oynanan oyunlara, yazılan karanlık senaryolara, habis bir ur gibi yayılma emaresi gösteren, aynı şekilde iç barış ve huzur ortamımızı bozmayı hedefleyen şirret kampanyalara teslim olunmayacak, taviz verilmeyecek, elbette tarihin gerisine düşülmeyecektir.

“Her şeyden Önce Türkiye” ruhu, fedakarlık kültürünün kılavuzluğunda hakim ve havi olacaktır.

Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda dolaşan kandır.

Milli birlik ve beraberlik şuuruyla bin bir direniş sergilenecektir.

Eline vurulup ekmeği alınan bir Türkiye artık yoktur.

Başkalarının sözüne bakan bir Türkiye’den iz kalmamıştır.

Güç blokları arasında sıkışan, küresel cepheleşmenin tam ortasında dayatmalara maruz kalan, kuzuların sessizliği içinde hadiselerin akışını edilgen halde seyreden bir Türkiye mazi kayıtlarına geçmiştir.

Asırlardır dünyaya hakim olan medeniyetler ve milletler mücadelesinde pasif bir öge olmayı reddedip ben de varım diyen; tavrını, tarzını, duruşunu, görüşünü, egemenlik çıkarlarını, özgül ağırlığını, öz değerlerini, milli ve tarihi müktesebatını kararlılıkla savunan, gerekirse de gözünü daldan budaktan esirgemeyen bir Türkiye gerçeği geldiğimiz bu aşamada hepimizin medarı iftiharıdır.

Tehditlerin yoğunluğu fazla olsa da, çevremizde sürdürülebilir bir barış kuşağının tesis ve tezahür etmesi vazgeçilmez bir hedeftir.

Barış, huzur, güvenlik dinamikleri her şeyden evvel siyasi, askeri, diplomasi alanlarındaki milli caydırıcılık vasfına bağlıdır.

Ülkemiz güçlü olduğu müddetçe mazlumlar güvendedir.

Ülkemiz muktedir olduğu sürece zulüm bekçilerinin nefesi duyulmayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasi anlayışına göre, zalime hasım, mazluma dost olan Türk milletine mensubiyet onurların en büyüğüdür.

Türkiye geçmişinden ilhamını alarak istikbalin yol haritasını çizmektedir.

Bu yol haritası bizi Türk ve Türkiye Yüzyılı’na taşıyacaktır.

Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü de önümüzdeki yeni yüzyılın anahtarıdır.

Bu anahtarın kilitli kapıları açabilmesi için 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde cumhurun lehine müstesna ve mutlak bir başarının tecelli etmesi yegane arzu ve amacımızdır.

Aziz milletimiz kimin ne yaptığını, hangi kirli ittifakların kurulduğunu, kimin kimlerle yol yürüdüğünü ferasetiyle görmekte ve bilmektedir.

Türkiye düşmanlarına selam duranlar, kucak açanlar, yeşil ışık yakanlar bellidir ve bilinmektedir.

Küresel emperyalizmin kiralık tetikçisi bölücü terör örgütünün yanı sıra; cürüm, cinayet ve casus şebekesi olan Pensilvanyalı hainlerle ağız birliği, emel birliği, eylem birliği, hedef birliği içinde olan zillet partileri ayan beyan ortadadır.

14 Mayıs’ta ya Türkiye sevdası diyeceğiz, ya da Türkiye’nin geleceğine ölü toprağı serpmek için sıraya girenlere göz yumacağız.

14 Mayıs’ta ya milli ve manevi değerler ortak paydasında buluşacağız ya da istiklalimizin buhrana düşmesine mahkum olacağız.

İstikbale, istiklalini ve istikrarını koruyarak ulaşmak isteyen bir Türkiye’nin dünya devler liginde üst sıralara oynaması, bununla mündemiç lider ülke mertebesine çıkması için tek çare Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır, tek çözüm de bir ahlak ve fedakarlık timsali olan Cumhur İttifakı’dır.

Karar ve seçim büyük Türk milletinindir.

14 Mayıs seçimleri dikkate alındığında, birinci beş yılı muazzam kazanımlarla geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ikinci beş yıllık döneme de mührünü vurmalıdır.

Eser ve hizmet kervanı yarı yolda kalmamalıdır.

Türkiye bir yol kazasına uğramamalıdır.

Özellikle demokrasi ve özgürlükler ekseninde ülkemize devamlı iftira atanların, utanmadan kara çalanların, edepsizce suizanda bulunanların, YSK tarafından kurayla belirlenen oy pusulasındaki ittifak ve partilerin dizilimine dikkatle bakmaları samimi tavsiyemizdir.

Demokrasinin olmadığı bir ülkede, gayri meşru Türkiye Komünist Partisi’nin veya Halkın Kurtuluş Partisi’nin seçimlerde boy göstermesi akıl dışılıktır.

Özgürlüklerin olmadığı bir ülkede, Türkiye Komünist Hareketi’nin varlığından bahsetmek hastalık ölçüsünde saflıktır.

HDP’nin kayyumu olan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’yle, Sol Parti’nin ve Türkiye İşçi Partisi’nin ahlaksızca propagandası yapılan sözde diktatörlük ve tek adam rejiminde seçimlere katılabilmesi olacak şey değildir.

Sosyalist Güç Birliği İttifakı ile Emek Özgürlük İttifakı Zillet İttifakı’nın potansiyel ortakları, birinci dereceden siyasi hısımlarıdır.

Bunların alayı birden Türkiye’nin karşısında mevzilenmişler, yıkım ve yozlaşmanın egemenliği için harekete geçmişlerdir.

Zillet koalisyonunun en ciddi karın ağrısı da savunma sanayindeki kesintisiz elde edilen muhteşem kazanımlardır.

Ne mutlu bizlere ki, Türkiye’nin ilk yerli ve milli uçak gemisi hizmete girmiştir.

TCG Anadolu imrenilmesi gereken bir teknolojik sıçramanın mahsulü, inancın, iddialı olmanın ve ilhamını ceddinden alan bir siyasi kavrayışın hayranlık uyandıran icraatıdır.

Merhum Şakir Zümre’nin uçak bombası yapılan fabrikasını bin bir ayak oyunuyla sabote edip soba borusu üretimine dönüştürüldüğü sancılı dönemler ahlaki ve vicdani duyarlılığa sahip herkesin bildiği hazin bir gerçektir.

İlk sivil ve askeri uçağı yapan, ilk özel havayolu şirketini kuran, aynı zamanda ilk düşman uçağını düşüren merhum Vecihi Hürkuş’un karşısına dikilen çetin engeller hala milli hafızalardadır.

İstanbul’daki fabrikalarında yapılan ilk yerli Türk uçağıyla 1941 yılının Ağustos ayında doğduğu yer olan Sivas Devriğe gidip gelen merhum Nuri Demirağ’ın önünün nasıl kesildiği de maşeri vicdanda mahfuzdur.

Ülkemiz on yıllarca başkalarının eline bakmıştır.

On yıllar boyunca kötü niyetli ülkelerin kullanıp hurdaya çıkardığı silahları kullanmak adeta bir kader olmuştur.

Öyle zamanlar görülmüştür ki, Türk askerinin eline tutuşturulan piyade tüfekleri ateş bile almamıştır.

Maksatlı ve marazi silah ambargolarıyla askeri manevra kabiliyetimiz budanmak, operasyonel gücümüz baskılanmak istenmiştir.

İhtiyaç duyduğumuz insansız hava araçları, hava savunma füzeleri, F-16’ların modernizasyonuyla ilgili haklı talepler, parasını ödediğimiz F-15 savaş uçakları Türkiye’den esirgenmiştir.

Allah’a şükürler olsun ki, Türkiye kendi söküğünü dikecek, kendi eksiğini kapatacak, kendi ihtiyacını temin edecek bir aşamaya sabır, sebat, akıl, gönül ve emek seferberliğiyle ulaşmıştır.

Daralan kuşatma sonunda yarılmıştır.

Hükümetin sağlam duruşu, Türk mühendisinin bilgi ve görgüsüyle aşı tutmuş, mayası gelen ekmek tekneden taşmıştır.

Savunma sanayinde millilik oranı yüzde 80’lere kadar çıkmıştır.

Büyük Hünkarımız Fatih Sultan Mehmet Han’ın zamanında kurulan Tophane-i Amire’den bugüne kadar köprülerin altından çok sular akmıştır.

Türkiye kendi silahını yapan, hatta bunu ihraç eden dünya üzerinde sayılı ülkelerden birisi olarak öne çıkmıştır.

Bazılarının sıkıntısı, telaşı, hatta çıldırması bu yüzdendir.

Türk savunma sanayii 5 milyar dolara yaklaşan ihracat tutarı ve 75 milyar dolara ulaşan proje hacmiyle dostları sevindirip düşmanları çatlatmaktadır.

İnanıyorum ki, savunma ve silah sanayinde mukayeseli üstünlüğe sahip olacağımız günler çok yakındır, Cumhur İttifakı bunun kefili, Türkiye Yüzyılı da müjdesidir.

Atak helikopteri, milli tank projesi, milli uçak projesi, akıllı mühimmatlar, fırtına obüsleri, Hürkuş, Hürjet uçakları,  pek çok füze projesi hayalden gerçeğe dönüşün mükâfatıdır.

İHA ve SİHA üretiminde dünyada ilk üç sırada bulunmamızdan vicdan ve izan sahibi her insanımız memnundur.

18 Mart’ta hangardan çıkarılan milli insansız savaş uçağı Kızılelma savunma sanayindeki henüz adı konulmamış yeni bir çağın habercisidir.

Sanayi altyapımız günden güne derinleşip çeşitlenmektedir.

Türkiye olağanüstü bir mücadele sonucunda bir sanayi üssü haline gelmiştir.

Milli savunma sanayindeki büyüme süreklilik arz etmektedir.

Yerli ve milli imkanlarla üretilen yüksek çözünürlüklü ilk gözlem uydumuz İMECE 11 Nisan’da uzaydaki yörüngesine fırlatılmıştır.

Böylesi bir Türkiye’nin dibe çekilmesine çanak tutanlar felaketin lekeli yüzleridir.

Böylesi bir Türkiye’nin milli silah sanayindeki yükselişinden ürküp deliye dönenler, mesela BAYKAR şirketimizle düşmanca uğraşanlar kesinlikle ihanet içindedir.

Türk milleti yıkımsever zillete izin vermez, vermeyecektir.

Türk milleti bozgunda siyasi zafer rüyası gören zillete asla müsaade etmez, etmeyecektir.

Türkiye’nin ilk yerli ve milli uçak gemisi olan “Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG Anadolu’nun” hizmete alınması da deyim yerindeyse çılgın Türklerin tarihi bir başarısıdır.

Artık, bizim de denizlerde yüzecek bir uçak gemimiz vardır.

Bizim de okyanuslarda Türk milletinin mesajlarını paylaşacak, haklarını savunacak bir gücümüz olacaktır.

Mavi vatanda boşuna hesap yapanlar unutmasınlar ki, fıtrat değişmemiş ve aynıdır, zira bu kan yine o kandır.

Hakkımızdan vazgeçmeyiz, çünkü hakkımız şerefimizdir.

Akdeniz’i Türk gölü yapan Barbaros Hayrettin Paşa’nın emanetleri daha da ileriye taşınacaktır.

Düşman gemilerini parmağıyla işaret edip alayını birden denizin dibine yollayan Turgut Reis’in hatıraları hep birlikte zirvelerin zirvesine çıkarılacaktır.

Bunu Cumhur İttifakı yapacaktır.

Bunu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başaracaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi de sonuna kadar destek olacaktır.

Saç kesimi yapılan gemilerin yanı sıra, Türkiye’nin ilk yerli uçak gemisinin hizmete alınmasından duyduğum mutluluğu bilhassa paylaşıyor; Sayın Cumhurbaşkanımızı, ilgili bakanlarımızı, bürokratlarımızı, yüklenici firmaları, inşa ve donatımda emeği geçen mühendis ve işçilerimizi gönülden kutluyor, ülkemize, milletimize ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Elbette yapacağız, hep birlikte başaracağız.

Sonuna kadar, “Devlet Milletiyle, Her Şeyden Önce Türkiye” diyeceğiz.”

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda “Ortak Liste” Çatlağı: Erdoğan Ve Bahçeli’den Ret

İttifaklar ve partiler 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde en iyi sonucu almak için çalışmalarını sürdürüyor. AK Parti’de Osmaniye, Iğdır, Çanakkale gibi illerde MHP ile “birliktelik sağlanabilir mi?” değerlendirmesi yapılıyordu.

AK Partili kurmayların çalıştığı formüle hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den “ret geldiği” belirtildi.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun kulis haberine göre, aralarında Osmaniye, Iğdır, Çanakkale gibi illerin de yer aldığı 19 ilde “MHP’nin aday çıkarmayarak, AK Partili isimleri, bazı illerde ise AK Parti’nin aday çıkarmayarak MHP’li isimleri destekleyebileceği” ileri sürülmüştü. Ancak AK Parti’nin, MHP ile yürüttüğü çalışma ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’den “ret kararının” geldiği belirtiliyor.

Erdoğan’ın, “AK Parti’nin iktidar partisi olduğu, bazı illerde aday göstermemesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağı” gerekçesiyle, Bahçeli’nin ise, “MHP’nin siyasi geçmişi ve birikimi ile partinin üç hilale oy veren seçmen yapısı” gerekçesiyle “bu çalışmaya ret kararı verdiği” ileri sürülüyor.

Erdoğan’dan bakanlara: Hepiniz milletvekili adayı olacaksınız

Öte yandan AK Parti’de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan üst komisyon, milletvekili listelerini büyük ölçüde tamamladı. Bazı bakanların Erdoğan’dan milletvekili adayı olmamak için izin istediği, ancak Erdoğan’ın, “Hepiniz aday olacaksınız” dediği öğrenildi.

Hürriyet’te yer alan habere göre; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün İstanbul, Ankara ve İzmir listelerine son şeklini verdiği, listelerde son ana kadar bir değişiklik olmazsa üç dönem kuralını istisnasız uyguladığı belirtildi.

Partide daha önce alınan kararla 24., 26. ve 27. dönemi kapsayan üç döneme takılan bazı milletvekilleri, 25. dönemde aday olmamalarını gerekçe göstererek üç dönem kuralına takılmadıklarını söyledi. Ancak Erdoğan’ın bunu esprili bir dille reddettiği ifade edildi.

Kulislere yansıyan bilgilere göre; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Ankara’dan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul ya da Karadeniz illerinden, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Şanlıurfa’dan, Çevre Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun İstanbul’dan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Hatay’dan, Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya’dan, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in İzmir’den, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un Aydın’dan birinci sıradan aday yapılabileceği konuşuluyor.

Ayrıca, bazı bakanların Erdoğan’dan milletvekili adayı olmamak için izin istediği, ancak Erdoğan’ın, “Hepiniz aday olacaksınız” dediği öğrenildi.

Paylaşın

Bahçeli’den Kılıçdaroğlu Ve Akşener’e Sert Sözler

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı.

MHP Lideri Bahçeli, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun bırakınız bir konut yapmasını, önünü görecek, adım atacak, ayakta duracak, sözünü geçirecek, irade gösterecek ne mecali ne de müktesebatı var” ifadelerini kullandı.

Türkgün’den Kadir Yıldız’ın sorularını yanıtlayan Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i de eleştirerek, “İYİ Parti Başkanı şimdiden havaya girmiş, Sayın Kılıçdaroğlu’nu Sayın Cumhurbaşkanım diye karşılıyor. Çok komik, çok trajik” dedi.

Bahçeli’nin röportajından öne çıkanlar şöyle:

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerine 40 gün kaldı. Seçime doğru çalışmalarınız nasıl gidiyor? Seçimlere hazır mısınız?

Gerek Milliyetçi Hareket Partisi gerekse de Cumhur İttifakı 14 Mayıs seçimlerine tam manasıyla hazırdır.  Uzun bir süredir çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.  Milliyetçi Hareket Partisi 14 Mayıs seçimlerini tarihi önemde değerlendiriyor. Hiçbir gevşemeye prim vermiyoruz. Çok şükür zaaf ve ihmal içinde değiliz. İnançlıyız, iradeliyiz, iyimseriz, umutluyuz, başarmaya kararlıyız. Şer ve şirret kuşatmayı yarmak için ihtiyaç olan kabiliyet ve karaktere sahibiz. Tehditlerin farkındayız. Yaygınlaşan tehlikeleri görüyoruz. Dikkat, temkin, tedbir ve teenniyle hareket ediyoruz. Sabırlıyız, samimiyiz, sağduyuluyuz.

Aslında 24 Haziran 2018 seçimlerinin hemen ardından sahayı hiç boş bırakmadık. 4 Eylül 2021 tarihinden itibaren de hem adım adım 2023 programlarımızla, hem de açık hava toplantılarımızla sürekli milletimizle iç içe olduk.  Yurdumuzun her yöresinde gönül kapılarını çalıyoruz, gönül köprüleri kuruyoruz, her eli tutuyoruz.

Durak tanımayan faaliyet içindeyiz.  Yetim ve öksüzlerimizin başını okşuyoruz. İhtiyaç sahibi insanlarımızın yardımına koşuyoruz. Soframıza bir tabak da mağdur insanlarımız için koyuyoruz. Hakkın ve halkın rızasını almak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Milletimizin göz aydınlığı olan gençlerimizle görüşüyor, hedef ve gelecek birliği yapıyoruz.

Mazlum ve mağdur insanlarımızla can beraberiyiz. Vatandaşlarımızla istikbal hedeflerimizi paylaşıyoruz.  Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna vasıl olmak için elimizden gelen her çabayı gösteriyoruz. Buna da mutlaka devam edeceğiz. Biz milletimize inanıyor ve güveniyoruz.

Milletvekili aday adaylarının müracaat süresi bitti. Milletvekili aday listenizi ne zaman belirleyip YSK’ya sunacaksınız?

Evet, müracaatlar bitti. Milletvekili aday değerlendirme ve tespit komisyonumuz kılı kırk yaran çalışmalarını kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Bu hafta içinde milletvekili listemiz netleşir. 7 Nisan’da da aday listemizi YSK’ya teslim edeceğiz. Bizim nezdimizde aday adaylığı müracaatında bulunan her kardeşimiz değerlidir. Aday olsunlar, olmasınlar birlikte çalışma kararındayız. Partimize yönelik ilgi sevindiricidir. Bakalım zillet ittifakı nasıl bir kargaşa yaşayacak. Çünkü Cumhurbaşkanı adayı üzerinde kavgaya tutuşanların liste savaşları mukadderdir.

“Geleceğimizi emniyete almalıyız”

14 Mayıs seçimleri bir bakıma depremin gölgesi altında yapılacak. Aynı şekilde projeler yarışacak, güven veren, tecrübe sahibi, sorunları çözme iradesi gösteren ve bunu da birikimiyle ispat eden her kimse milletin teveccühüne ve tercihine layık olacak. Bu kapsamda sizin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Türkiye çok kritik bir süreçte, aynı zamanda çok kırılgan bir dönemdedir. Deprem yeni bir siyasi muhasebeyi gerektirmiştir. Doğal olanı da budur. Acılarımız ortada duruyorken daha önceki seçim kampanya dönemlerinde olduğu gibi davranamazdık. Daha sakin, daha soğukkanlı bir siyasi süreci hep birlikte icra etmek zorundayız. Mesela seçim müziği kullanmıyoruz. Açık hava toplantıları yapmıyoruz. Birebir temas halindeyiz.

Depremden etkilenen illerimizle birlikte depremzede vatandaşlarımızın ağırlıklı olarak yaşadığı illerimizde “Bereket Sofrasında Gönül Birliği” temasıyla iftar programları düzenliyoruz. Başkanlık Divanı üyelerimiz bu iftar programlarına katılıyor ve partimizi temsil ediyorlar. Çalışmalarımızı Türkiye’nin yeniden inşa gayesine odaklandırdık. Geleceğimizi emniyete almalıyız. Vatandaşlarımız huzur ve güvenlik içinde hayatlarını sürdürmeli.

Kendi içinde kavgalı, hizip yumağına dönmüş, hiçbir hikayesi ve deneyimi olmayan acemilere ülkemizin geleceği emanet edilemez. Terör örgütleriyle yol yürüyenlere Türkiye bırakılamaz. Bir gözü Kandil’e, diğeriyle de Pensilvanya’ya bakanlar milletten Osmanlı şamarını yiyeceklerdir. Ülkemizin yaslı döneminde koltuk kavgasına tutuşanlara, oturdukları masayı kumar ve noter masası olarak tanımlayanlara güven duyulamaz. FETÖ ve PKK’nın aşısıyla siyaset yapanlara millet itibar eder mi? Bunların tek derdi yemek, içmek, safa sürmek. Acımızı bilmezler, derdimize ortak olmazlar, sevincimizi hazmedemezler, başarımızı çekemezler, rant paylaşımı için gözlerini karartırlar. Bunlara boşuna zillet demiyoruz.

“Çok komik, çok trajik”

Bir masa etrafında toplanıp kriz ve kaos çıkaranlar, birbirine tuzak kuranlar ülke falan yönetemez. Allah muhafaza böyle bir yetki alsalar Türkiye’yi bir ayda batırırlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bırakınız bir konut yapmasını, önünü görecek, adım atacak, ayakta duracak, sözünü geçirecek, irade gösterecek ne mecali ne de müktesebatı var. İYİ Parti Başkanı şimdiden havaya girmiş, Sayın Kılıçdaroğlu’nu Sayın Cumhurbaşkanım diye karşılıyor. Çok komik, çok trajik. Kendisini darı ambarında görüyor, hayallere dalmış, şuur kaybına uğramış. Partisinin Ankara temayül yoklamasında şiddet ve kavga sahneleri iyi kostümü giymiş olanların gerçek içyüzünü deşifre ediyor.

Zillet ittifakı yamalı bohça gibi. 13 defa toplandılar, güç bela, masayı devirip tekrar toplayarak, birbirlerine demedikleri bırakmayarak sipariş edilmiş bir aday buldular. Bunlardan hiçbir yol olmaz. Kılıçdaroğlu basiretsiz, hazırlıksız, başarısız ve yetersiz. Ülkemizin yürüyüşü yarım bırakılmamalı. Kervan yağmacılarına fırsat verilmemeli.

Önümüzde; yeni yüzyılda, yeni Türkiye’nin ve yeni bir hayatın inşa sorumluluğu vardır ve bu sorumluluğu acizlerin, korkakların, beceriksizlerin, millete tepeden bakan sonradan görmelerin üstlenmesi söz konusu değildir. Hep söyledim, yaparsa Cumhur İttifakı yapar. Yaparsa Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapar ve başarır. Kılıçdaroğlu ve diğer adayların Türkiye’mize bir şey kazandıracağını bir an olsun düşünmek bile aklın ve izanın inkarı ve yok sayılmasıdır. Deneme yanılma vasıtasıyla ülke yönetilemez.

Birbirine oyun kuranlara, koltuk ve makam paylaşımı için birbirini yiyip bitirenlere, ikbal ve rant mücadelesiyle ilkesizliklerini tescilleyenlere umut bağlamak felakete ortak olmaktır. Kılıçdaroğlu bir sancıdır, bir safradır, zalimlerin hizmetkarıdır. Diğerleri için bir şey söylemek zaman israfıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci beş yıllık döneminde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesiyle, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşmasıyla Türkiye gücüne güç katacaktır. Türk ve Türkiye Yüzyılı Vizyonunun tertemiz sayfaları açılacaktır.

Maceraya atılacak halimiz yoktur. Tarihin gerisine düşmeye niyetimiz yoktur. Uyanan ve ayağa kalkan devin tekrar uyuşturulup uyutulmasına hiçbir şart altında tahammülümüz yoktur.

Paylaşın

Bahçeli Duyurdu: MHP Seçime Kendi Logosu Ve Adaylarıyla Girecek

“AK Parti ile ortak liste” iddialarına ilişkin açıklama yapan MHP Lideri Bahçeli, “Son günlerde bilhassa MHP ile AK Parti arasında ortak liste yapılacağı, bu kapsamda yerli yersiz, maksatlı maksatsız pek çok iddia ve ifade kamuoyunda tartışma konusu, hatta polemik malzemesi haline getirilmiştir” dedi.

Haber Merkezi / Devlet Bahçeli, “Cumhur İttifakı’nı teşkil eden 2 partinin kendi adıyla, amblemiyle ve adaylarıyla seçime katılmaları söz konusu iken, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ortak liste hazırlığına teşne olması ve buna tevessül etmesi doğru, mantıklı ve makul bir seçenek olamayacaktır” ifadelerini kullanırken, partisinin milletvekili Genel Seçiminde, “tüm seçim çevrelerinde olmak suretiyle üç hilal amblemiyle ve değerli milletvekili adaylarıyla demokratik mücadelesini yapacağını” belirtti.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından ‘AK Parti ile ortak liste’ iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine 47 gün kalmıştır. Yüksek Seçim Kurulu Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında Cumhurbaşkanlığı Seçimine katılacak dört adaydan oluşan geçici listeyi yayımlamıştır. Süreç ilan edilmiş seçim takvimine uygun şekilde ilerlemektedir.

Seçime katılacak partiler belli olmakla birlikte hazırlanmış ittifak protokolleri de sırasıyla YSK’ya sunulmuştur. Bilindiği gibi Cumhur İttifakı çatısı altında 4 parti yer almıştır. Bu kapsamda üzerinde uzlaşılan ittifak protokolü 24 Mart 2023’te YSK’ya teslim edilmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı Seçiminde adayı belli, kararı nettir. Nitekim Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bütün imkan ve inancımızla Sayın Cumhurbaşkanımızın tekrar seçilmesi hususunda kesintisiz sürdürülen mücadele devam edecektir.

Son günlerde bilhassa MHP ile AK Parti arasında ortak liste yapılacağı, bu kapsamda yerli yersiz, maksatlı maksatsız pek çok iddia ve ifade kamuoyunda tartışma konusu, hatta polemik malzemesi haline getirilmiştir. Üstelik kara kampanya üretim ve servisi cesamet kazanmıştır.

Cumhur İttifakı’nı oluşturan 4 partiden 2’si olan; Yeniden Refah Partisi ile Büyük Birlik Partisi’nin kendi parti logoları ve adaylarıyla seçimlere katılacağı da yakın bir tarihte ilgililerin beyanıyla tescillenmiştir. Elbette bu takdir ve tercih mezkur partilerin kendi bileceği bir şeydir.

Milliyetçi Hareket Partisi’ni zor durumda bırakmak, heyecanıyla birlikte 54 yıllık dev mazisini ve müktesebatını yok saymak amacıyla bazı çevrelerin algı çalışmaları yaptığı, fitne ve tezvirat yaydığı objektif değerlendirme yapabilen ve vicdan sahibi herkesin malumudur.

Cumhur İttifakı’nın ahlakı, ilkeleri ve gelecek hedefleri siyasi namusumuza emanettir. Bu emanet mutlaka korunacaktır. Ancak fırsatçılar, partimizi küçük görme yanlışına düşen sözde yazar, çeyrek aydın ve zillet siyasetçiler ciddiye alınmayacak, hiç de itibar edilmeyecektir.

Cumhur İttifakı’nı teşkil eden 2 partinin kendi adıyla, amblemiyle ve adaylarıyla seçime katılmaları söz konusu iken, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ortak liste hazırlığına teşne olması ve buna tevessül etmesi doğru, mantıklı ve makul bir seçenek olamayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Genel Seçiminde, tüm seçim çevrelerinde olmak suretiyle üç hilal amblemiyle ve değerli milletvekili adaylarıyla demokratik mücadelesini yapacak, nihayetinde hak ettiği, layık olduğu, hasretle beklediği başarıya kesinlikle ulaşacaktır.

Gayret bizden Tevfik Allah’tandır. Çalışma bizden mükafat millettendir. Türk ve Türkiye Yüzyılına kutlu bir adım atılacak, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü cumhurun muazzam zaferiyle taçlanacaktır. TBMM’de güçlü MHP, güçlü Cumhur İttifakı milli iradeyle tecelli edecektir.”

Paylaşın

Bahçeli’den Dikkat Çeken “HÜDA PAR” Açıklaması

Seçime AK Parti listelerinden gireceğini açıklayan HÜDA PAR’a ilişkin değerlendirmede bulunan MHP Lideri Bahçeli, Hür Dava Partisi ekseninde temerküz ve tezahür eden sanal tartışmalar, maksatlı polemikler, Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan asılsız ve ahlaksız isnatlar tarafımızca dikkatle takip edilmektedir” dedi ve ekledi:

“Hür Dava Partisi’nin hiçbir terör örgütüyle bağ ve bağlantısı olmadığı açıklanmış ve muhataplarınca da ifade edilmiştir. Sık sık gündeme taşınan Hizbullah terör örgütünün ise nasıl ve ne zaman çökertildiği malumdur.”

Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“Son günlerde Hür Dava Partisi ekseninde temerküz ve tezahür eden sanal tartışmalar, maksatlı polemikler, Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan asılsız ve ahlaksız isnatlar tarafımızca dikkatle takip edilmektedir.

Hür Dava Partisi’nin hiçbir terör örgütüyle bağ ve bağlantısı olmadığı açıklanmış ve muhataplarınca da ifade edilmiştir. Sık sık gündeme taşınan Hizbullah terör örgütünün ise nasıl ve ne zaman çökertildiği malumdur. Bu hususta da ara sıra vermiş olduğu beyanlarla ’emperyalist güçlere karşı oyunu bozacak Türk milletidir’ görüşünü paylaşan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur.

HDP’nin bir kez de olsa PKK’yı kınadığına, aralarında hiçbir bağın olmadığını itiraf ettiğine hiç kimse, hiçbir millet evladı tanık olmamıştır. Ancak Hür Dava Partisi terörü tümden reddetmiş, hiçbir yasa dışı örgütle bağının olmadığını eğip bükmeden milletimizle paylaşmıştır.”

“Sadettin Tantan’ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur”

Bahçeli açıklamasının devamında şunları kaydetti:

“Bu hususta da ara sıra vermiş olduğu beyanlarla ’emperyalist güçlere karşı oyunu bozacak Türk milletidir’ görüşünü paylaşan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur.”

Her fırsatta konuşmayı alışkanlık haline getiren Tantan’ın bu konuda sessizliğe gömülmesi, bakanlık sorumluluğunu üstlendiği dönemde Hizbullah terör örgütüne karşı hangi operasyonel faaliyetlerin yapıldığını dürüst şekilde paylaşmaktan şu ana kadar imtina etmesi doğru değildir.”

57’inci Hükümet döneminde, 17 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah’a yapılan seri ve kapsamlı operasyonlarda hunhar militanlar ve örgüt lideri etkisiz hale getirilmiştir. Beykoz vakası sonrası, Türkiye çapında icra edilen arama, kurtarma, baskın ve yakalama süreçlerinde 200’ün üzerinde mezar Hizbullah terör örgütünün hücre evlerinde tespit edilmiştir. Cumhurbaşkanımızı ve Cumhur İttifakı’nı destekleme kararı alan Hür Dava Partisi’nin ise 19 Aralık 2012 tarihinde kurulduğu bilinen bir gerçektir. Hizbullah terör örgütüyle Hür Dava Partisi arasında berrak bir ilişkiye, bu çerçevede ikna ve tevsik edici bir bilgiye bu zamana kadar tesadüf edilmemiştir.”

HDP’nin bir kez de olsa PKK’yı kınadığına, aralarında hiçbir bağın olmadığını itiraf ettiğine hiç kimse, hiçbir millet evladı tanık olmamıştır. Ancak Hür Dava Partisi terörü tümden reddetmiş, hiçbir yasa dışı örgütle bağının olmadığını eğip bükmeden milletimizle paylaşmıştır.”

Sadettin Tantan’dan yanıt:

Tantan, Sözcü TV’ye bağlanarak Bahçeli’nin açıklamalarına yanıt verdi. Tantan şunları kaydetti:

“HÜDA-PAR’la Hizbullah arasında tabii ki bağ vardır. İsimleri tek tek saymaya gerek yoktur. 57. Hükümet döneminde Hizbullah evlerinin nasıl ortaya çıkarıldığına, Gaffar Okkan’ın nasıl öldürüldüğüne, Başbakan Yardımcısı olarak şahit olmuş biri. Bunları nasıl söyleyebiliyor anlamak mümkün değil.”

HÜDA-PAR’ın alt yapısının kimlerden oluştuğunu gazetelerde, televizyonlardan bir bir saydık. Paraların kimden geldiği biliniyor. Oradaki faaliyetleri nasıl ortaya çıkardığımızı yakinen takip eden bir isim Bahçeli. İnanarak söylediğini düşünmüyorum yeniden parlamentoya girebilme kaygısıyla söylediğini düşünüyorum.”

Sadettin Tantan daha önceki açıklamada ‘bitirildiğini’ öne sürdüğü Hizbullah’ın AKP döneminde yeniden ‘dirildiğini’ iddia etmişti.

HÜDA PAR Cumhur İttifakı’nda

Cumhur İttifakı AK Parti listelerinden seçime girecek HÜDA-PAR’ı ve kendi adı ve amblemiyle listelerde yer alacak Yeniden Refah Partisi’ni de kapsayan ittifak protokolünü cuma günü Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etti. Cuma gününe kadar AK Parti, MHP ve BBP’den oluşan Cumhur İttifakı, son katılımlarla birlikte beş partili oldu.

Yapıcıoğlu ne demişti?

HÜDA Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu yaklaşık bir yıl önce 23 Mart 2022’de TVNET yayınında yaptığı açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti’ne göre Hizbullah bir terör örgütü olabilir ama bana göre bir terör örgütü değil” diye konuşmuştu.

Yapıcıoğlu, Hizbullah üyelerine avukatlık yapmasına ilişkin ise, “Onları savunmam bir tesadüf değildi. Medyatik isimler olduğu için gündem oluyordu” ifadelerini kullanmıştı.

“Hizbullah’ın devamı falan değiliz”

Yapıcıoğlu geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında ise “Hizbullah’ın devamı mısınız?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

*Değiliz. Bak bunu çok net söylüyorum. Bunu onlarca defa söyledim. Biz Hizbullah’ın devamı falan değiliz. Onun mirasçısı da değiliz. Biz başka bir örgütün devamı ya da siyasi kolu değiliz. Bizim devamı olduğumuz iddiası gerçekleri yansıtmıyor. Şiddetin her türlüsünü reddettiğimizi söyledik. Hiçbir cinayeti tasvip etmeyiz.”

Paylaşın

Erdoğan, Depremin Vurduğu Hatay’da: Bize Düşen Helallik İstemektir

Hatay’da Kırıkhan Stadyumu yanına kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Her türlü gayreti göstermemize rağmen eğer sıkıntılar yaşadıysanız bize düşen helallik istemektir” dedi.

Haber Merkezi / Erdoğan, konuşmasında, u ana kadar deprem bölgesinde 426 bin çadır kurduklarını, 2 ay içerisinde 100 bin konteyneri de faaliyete geçirmeyi planladıklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamu görevlileri, sivil toplum kuruluşları, gönüllüler, ferdi olarak yardıma gelenlerle neredeyse yarım milyon insan deprem bölgesinde vazife üstlendi” dedi.

Yeni konutları inşası için gereken hazırlıkları süratle yürüttüklerini belirten Erdoğan, “Hasar tespit çalışmaları bitince netleşecek olmakla birlikte mevcut duruma göre Hatay’da 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.

Erdoğan ayrıca böylesi bir felakette “kimi aksaklıkların yaşanmamasının mümkün olmadığını” vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından incelemelerde bulunmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Hatay’ın Kırıkhan ilçesini ziyaret etti.

Kırıkhan Stadyumu yanında kurulan çadır kenti ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin, son asırda maruz kalınan en büyük felaket olarak tarihe geçtiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diledi. Aynı gün art arda yaşanan iki büyük deprem ve onları izleyen binlerce artçı sarsıntının 21 ile ulaşan geniş bir alanda hissedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu deprem sonucu, 11 ilin 62 ilçesinde, herkesi yasa boğan can kayıplarının ve yıkımların yaşandığını anlattı ve vefat edenler için “Fatiha” duası okudu.

Deprem günü ve takip eden birkaç gün Türkiye’de ağır kış şartlarının hâkim olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

“Deprem, ulaşım ve haberleşme altyapısına ciddi zarar vermişti. Buna rağmen devlet olarak tüm gücümüz ve personelimizle bir an önce depremzede vatandaşlarımızın yardımına koştuk. Yıkıntıların altında kalanlara ulaşmak için arama kurtarma ekiplerini seferber ettik. Acil gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için, ülkemizin dört bir yanından binlerce tır malzemeyi bölgeye gönderdik. Gelen yardımları ve tahliye olan insanlarımızı organize etmek için bakanlarımızla, valilerimizle, milletvekillerimizle gece gündüz depremzede vatandaşlarımızla bütünleşerek, bunun altından kalktık, kalkıyoruz.

Devlet ve millet hep beraber, tek yürek, tek bilek olarak deprem bölgesine doğru adeta sel olup aktık. Kamu görevlileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, ferdi olarak yardıma gelenlerle birlikte, neredeyse yarım milyon insan deprem bölgesinde vazife üstlendi. Askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, sağlıkçısıyla, diğer kurumlarımızın ekipleriyle devletimiz sahadaydı. Belediyelerimiz, başkanları, personelleri, araç gereçleriyle ilk günden itibaren buradaydı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir ucundaki ihtiyaç duyulabilecek her türlü ekibi, iş makinasını, malzemeyi bölgeye yönlendirdiklerini kaydetti. Depremde zarar gören Hatay Havalimanı’nı bir hafta içinde yeniden işler hâle getirerek, çalışmaların kolaylaşmasını sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama gel gör ki ana muhalefet ‘havalimanını biz onardık’ yalanını ortaya koydu. ‘Oranın hafriyatını biz taşıdık’ yalanını ortaya attı. Yaptıkları böyle bir şey yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Serinyol’a geldiğinde, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’a, “Hemen arkadaşlarımızla beraber geçin havalimanına, burada, havalimanının yapımında emeğin var, orada basın toplantısını da yap ve bunların yalanını ortaya koy” dediğini aktardı.

Yaptıkları uluslararası çağrıya cevap veren 100 ülkenin 90’ından gelen arama kurtarma ve yardım ekiplerinin de çok faydalı çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu zor gününde, bizimle dayanışma sağlayan herkese, yurt içi ve yurt dışındaki tüm gönül dostlarımıza bir kez daha milletim adına, şahsım olarak şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

“İnşallah Hatay’ı asla yalnız bırakmayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden sonra 8 Şubat’ta, müteakiben 20 Şubat’ta Hatay’a geldiklerini hatırlatarak, burada hem depremzede vatandaşlara geçmiş olsun ve taziye dileklerini sunduklarını hem de çalışmaları yerinde inceleyerek gereken talimatları verdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün üçüncü kez Hatay’a geldiğini belirterek, “Cumhur ittifakı olarak da buradayız. Geçen sefer olduğu gibi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte bu ziyaretleri yaptık. İnşallah Hatay’ı asla yalnız bırakmayacağız” dedi.

Deprem gününden itibaren koordinatör bakanlar, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın hep bölgede olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer bakanların da kendi alanları ile ilgili konuları takip etmek üzere defalarca Hatay’a geldiğini kaydetti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin sürekli bölgeye geldiğini, milletvekillerinin vatandaşlarla olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazıları, kendi yakınlarından pek çok kişi kaybetmiş olmalarına rağmen, başta Hüseyin Yayman kardeşim, acılarını yüreklerine gömüp, şehirleri için canla başla çalıştılar. Diğer yerlerden arkadaşlarımız da sizlere destek vermek, faydalı olmak için Hatay’ı yol yaptı. Biz de önümüzdeki dönemde her fırsatta şehrimize gelerek sizlerle dertleşecek, yapılan çalışmaları bizzat denetleyeceğiz. Başbakanlığımdan bugüne Hatay’a yaptığımız altyapı ve üstyapı yatırımlarındaki emeğimizi Hataylı kardeşlerim çok iyi bilir. Bizim burada emeğimiz var, dertliyiz. Bundan sonra da emeğimiz olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk günlerindeki öncelik olan arama kurtarma çalışmalarının bitmesiyle, enkaz kaldırma faaliyetlerini hızlandırdıklarını belirterek, “Sırf enkaz kaldırma çalışmasının bile ne kadar büyük ve meşakkatli bir iş olduğunu en iyi siz görüyor ve siz biliyorsunuz” diye konuştu.

Bölgede yeni konutların inşası için gereken hazırlıkları da süratle yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Hasar tespit çalışmaları bitince netleşecek olmakla birlikte, mevcut duruma göre Hatay’da 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı planlıyoruz. Kırıkhan’da inşa edileceğimiz konut sayısı ise 15 bin 785’tir. Bölge genelinde inşa edeceğimiz mesken ve köy evi sayısı 650 bini buluyor. Yer seçimi yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten her safhada, hemen inşaata başlıyoruz. Amacımız ilk etapta bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini tamamlayıp, sahiplerine teslim etmektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önceki afetlerde şehirleri adeta sıfırdan inşa ettikleri gibi bu depremlerin ardından da hiç kimseyi mağdur etmeyeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hak sahibi herkesin, zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda, üç oda bir salondan oluşan evlerde güvenli, huzurlu, müreffeh şekilde hayatını sürdürmesini sağlayana kadar mücadeleyi devam ettireceklerini belirtti.

Yeni konutların teslimine kadar geçici barınma merkezlerine ihtiyaç olduğunu bildiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk anda mecburen çadır kentlerle attığımız adımları, inşallah şimdi konteyner kentlerle devam ettiriyoruz. Şu ana kadar deprem bölgesinde 426 bin çadır kurduk, 2 ay içinde 100 bin konteyneri de faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Şimdiden neredeyse her gün 1000 konteynerin kurulumunu tamamlayıp yaşamaya hazır hâle getirecek kapasiteye ulaştık” bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’dan gelen yüksek standartlı konteynerlerde de önceliği Hatay’a verdiklerini dile getirerek, “Sadece Hatay’da 30 bin konteyneri depremzedelerimizin hizmetine sunuyoruz. Yine Hatay’da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin iki gemisini hastane olarak değerlendiriyor, Enerji Bakanlığımızın temin ettiği gemileri de barınma amaçlı olarak kullanıyoruz. Ambalajlı içme suyunun tedarik ve dağıtımında sorun olmamakla birlikte kullanma suyundaki sıkıntının henüz tamamen çözülemediğini biliyoruz. Yeni kuyuların devreye alınması ve arıtma tesislerinin aktif hâle gelmesiyle inşallah bu mesele de kati olarak çözülecektir” diye konuştu.

“Hayatını kaybedenlerin yakınlarına 100’er bin lira ödeniyor”

Seyyar tuvalet ve duş sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla bu konudaki ihtiyacın da karşılanmaya başlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezde ve ilçelerimizde kurulmaya başlanan 2 bin 640 geçici iş yeriyle esnafımızın faaliyetlerini yürütebilmesini temin ediyoruz. Depremde her seviyede zarar gören hanelerimize yapılan 10’ar bin liralık ödemeler tamamlanmak üzeredir. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına 100’er bin lira ödeniyor. Şartları karşılayan haneler için 15’er bin lira taşınma, 3 ila 5 bin lira arasında kira destekleri de başlamıştır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere, destekleme ödemelerinin peşin yapılmasından, hayvan ve yem hibesine kadar pek çok kalemde destek verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Ama akşam yalan, sabah yalan… Maalesef bu ana muhalefetin başındaki zat, çiftçilerimize destek verilmediğinden bahsediyor, yem verilmediğinden bahsediyor. İşi gücü yalan, başka sermayesi yok. Böylesine büyük bir afette, biz can derdindeyiz, o ise yalan derdinde. İnsan iradesini aşan hususların olmaması, kimi aksaklıkların yaşanmaması mümkün değildir ama böyle büyük bir felaketi yaşıyoruz, böyle büyük bir felaketi yaşadığımız dönemde akşam yalan, sabah yalan, böyle bir iftira içerisine girilir mi?

Düşünebiliyor musunuz, şahsımın buraya gelmediğini söyleyecek kadar yalancı. Sen buralara ne zaman geldin? 3 kez kendim geldim, arkadaşlarımla beraber buralarda oldum. Tüm heyetim, bakanlarım daha anında, ilk gün kendilerini buralara gönderdim. Milletimizin de şahit olduğu gibi her türlü gayreti göstermemize rağmen eğer sıkıntılar yaşadıysanız, bize düşen sizlerden helallik istemektir.”

“İnşallah bu mücadeleyi beraber yürütecek, beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz”

Hayatını kaybedenlerin acılarının, hayat boyu yüreklerini yakmayı sürdüreceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Geride kalanların hayatlarını eviyle, eşyasıyla, işiyle, sağlığıyla, eğitimiyle yeniden düzene koymak için mücadele ediyoruz. Bunun için sizlerden şehrinize ve hayatınıza sahip çıkmanızı istiyorum. Tek bir vatandaşımın bile deprem yüzünden doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı şehrini terk etmesine gönlümüz razı değil. Ne yapacaksak burada yapacağız, neyi başaracaksak burada başaracağız. İnşallah bu mücadeleyi beraber yürütecek, beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni bir Kırıkhan kurmaya var mıyız?” diye sormasının ardından kalabalığın “Evet” yanıtını vermesi üzerine, “85 milyon olarak sırt sırta vererek asrın felaketinin üstesinden, asrın dayanışmasıyla geleceğiz. Rabb’im ülkemizi daha büyük felaketlerden korusun” dedi.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli ile beraberindekiler, stadın yanında kurulan çadır kentte barınan vatandaşları ziyaret etti.

Paylaşın