Avrupa Komisyonu ve İsveç dönem başkanlığının düzenlediği uluslararası bağışçılar konferansına, depremlerde ağır yara alan Türkiye ve Suriye için 7 milyar euro toplandı. Bu paranın 6 milyar 50 milyonu Türkiye’ye, 950 milyonu ise Suriye’ye aktarılacak.
6 Şubat’ta meydana gelen depremler ve sonrasındaki artçı sarsıntılarda, her iki ülkede, resmi verilere göre 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, yüz binlerce insan da evsiz kaldı.
Bağışçılar konferansına, AB ve üye ülkeler, BM Kalkınma Programı başta olmak üzere BM örgütleri, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Yeniden İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi önemli finans ve yatırım kuruluşları ve birçok ülke katıldı.
Bağışçılar konferansına Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden canlı bağlantı ile katılan Erdoğan, “Bu zor günlerde tüm dostlarımızın; kurumlarıyla, üye ve aday ülkeleriyle AB, BM ve diğer uluslararası örgütlerin sergilediği dayanışmayı asla unutmayacağız” dedi.
Deprem bölgesindeki 11 vilayette, ağır hasarlı ve yıkılması gereken bina sayısının 298 bin olduğunu belirten Erdoğan, “Depremin yol açtığı yıkım maliyetinin yaklaşık 104 milyar doları bulacağı anlaşılıyor. Bu çapta afetle hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin, “Depremde yıkılan tüm şehirleri altyapısı, üstyapısı, iş yerleri, tarihi ve kültürel değerleriyle yeniden inşa ve ihya edeceğini” dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü ülkelerin Suriye’deki depremzedeler için gönderdiği insani yardım malzemelerinin ulaştırılmasında da gerekli kolaylığı sağladıklarını ve bu tutumu sürdüreceklerini bildirdi.
AB Komisyonundan yapılan açıklamada, Türkiye için hibeler ve krediler dahil olmak üzere taahhüt edilen miktarın 6,05 milyar euro olduğu kaydedildi. Suriyeli depremzedeler için ise hibe olarak 950 milyon euro taahhüt edildiği bildirildi.
Açıklamada, “AB Komisyonu ve AB üyesi ülkelerin yanı sıra Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, 3,6 milyar euro ile toplam hibe taahhüdünün yüzde 50’sini temsil etmektedir.” ifadesi yer aldı.
Türkiye’ye yönelik fonların insani ihtiyaçların karşılanması ve depremden etkilenen bölgelerin yeniden imarında kullanılacağı belirtilen açıklamada, Türkiye’deki hasar tespit raporlarına göre depremin ekonomik etkisinin 100 milyar doların üzerinde olduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, yeniden imar çabalarının deprem bölgelerinde yapılacak inşaatlarda uluslararası standartlara uyulmasını sağlayacağı, Suriye’ye yönelik fonların ise insani ihtiyaçların karşılanmasını ve ön toparlanmayı destekleyeceği ifade edildi.
AB yönetiminden “sizinleyiz” mesajı”
Konferansın kapanış konuşmasını yapan İsveç Başbakanı Kristersson, Türkiye ve Suriye için 7 milyar Euro deprem yardımı toplandığını açıkladı. Kristersson, “Ursula ve ben, depremlerin ertesi günü bu inisiyatifi ele alma konusunda konuştuk. Bugün burada bu hedefe ulaşılmış olmasından memnuniyet duyuyoruz. Önemli yeni destek göreceğimizi duyurmaktan gurur duyuyorum. Bugünkü toplam taahhütler 7 milyar Euro’yu buluyor” dedi.
Öncelik ve ilkeler
Konferansta deprem sonrası toparlanma ve yeniden inşa sürecine ilişkin ilkeler ve öncelikler de değerlendirildi.
Yerleşim alanlarının “yenisini daha iyi inşa et” ilkesine göre yapılacağını, böylece evlerin hastanelerin ve diğer yapıların daha sağlam olacağını belirleyen ilkeler arasında afet riskinin azaltılması, yeniden inşa sürecinde depremden etkilenen birey ve kuruluşların da katılımcı olarak yer alması gibi unsurlar bulunuyor.
Yeşil ve doğa dostu şehirlerin kurulması ve sürdürülebilir bir geleceğin kurulması da altı çizilen ilkeler arasında.
Leyen, kapanış toplantısında, “Bugün iyi bir gün oldu, Türkiye ve Suriye haklarına karşı dayanışmamızı gösterdi. Önümüzde yapmamız gereken daha çok iş var. Bu sadece bir başlangıç” ifadelerini kullandı.
AB yetkilileri, bu konferansta açıklanan bağışların ötesinde de deprem sonrası yaraların sarılması sürecinde yardımların devam edeceğini, başta üyelik öncesi fonlar (IPA) ve Suriyeli mültecilere için yapılan mali yardımların da yeniden düzenleneceğini ve yeniden inşa sürecinde kullanılabileceğini kaydettiler.
Türkiye’nin harekete geçirebileceği bir başka olanak da Avrupa Dayanışma Fonu.