Tüm okyanus ve denizlerde ortalama su sıcaklığının yaklaşık iki haftadır 21,1 derece seviyesinde olduğu bildirildi. Okyanus suyu sıcaklıkları ile ilgili verilerin düzenli olarak kayıt altına alındığı son 40 yılda, hiçbir zaman bu kadar yüksek bir su sıcaklığına şahit olunmadığı ve 21,1 derecelik sıcaklığın Ağustos ayı için dahi çok fazla olduğu belirtiliyor.
Sene başında kamuoyu ile paylaşılan bilimsel bir araştırma raporunun sonuçlarına göre, dünya genelinde deniz ve okyanus sularının ısınma hızı, 1980’li yıllardan bu yana üç kat hızlanmış durumda. Pennsylvania Üniversitesi Öğretim Üyesi Michael Mann, “İklim nötr bir dünyaya ulaşamadığımız sürece bu ısınma trendi devam edecek ve biz her yıl okyanuslarda yeni rekorlar ölçeceğiz” diyor.
Okyanusların yüzeyindeki su sıcaklığı yeni rekor seviyelere çıktı. Hava durumu verileri ile iklimsel olayları modelleştirme üzerine çalışmalar yapan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Maine Üniversitesi tarafından düzenlenen Climate Reanalyzer adlı internet platformu, küresel çapta tüm okyanus ve denizlerde ortalama su sıcaklığının yaklaşık iki haftadır 21,1 derece seviyesinde olduğunu bildirdi. Okyanus suyu sıcaklıkları ile ilgili verilerin düzenli olarak kayıt altına alındığı son 40 yılda, hiçbir zaman bu kadar yüksek bir su sıcaklığına şahit olunmadığı ve 21,1 derecelik sıcaklığın Ağustos ayı için dahi çok fazla olduğu belirtiliyor.
Okyanus ve denizlerdeki su sıcaklığının anormal derecede artması, yaklaşık altı aydan bu yana yaşanan bir olgu. Geçen Mart ayından beri su sıcaklığı her ay, bir önceki aya oranla artıyor. Daha önce son rekor sıcaklık, 2016 yılının Mart ayında 21 derece ile ölçülmüştü. Geçen Nisan ayında, ortalama okyanus sıcaklığının ilk kez 21,1 dereceye ulaştığı duyuruldu.
Dünyadaki deniz ve okyanuslarda su sıcaklığının bu seviyelere çıkmasının ana sebebi olarak sera gazları gösteriliyor. Uzmanlar bu gazlar nedeniyle oluşan sıcaklığın yüzde 90’dan fazlasının okyanuslar tarafından emildiğini dile getiriyor. Potsdam İklim Etki Araştırmaları Enstitüsü’nden (PIK) Anders Levermann, sıcaklık artışının görünürde çok az ve ondalık rakamlarla ifade edilecek kadar düşük olsa bile, bunun tahayyül edilmesi zor miktarda fazla suyun ısınması anlamına geldiğini ifade ederek, suyun havaya oranla sıcaklığı üç bin kat daha fazla emdiğini vurguluyor.
Gezegenimizde, yıl içinde okyanus suyu sıcaklığı iki kez pik yapıyor. Bunlardan ilki Mart ayında, güney yarımkürede yaz mevsimi sona ererken, diğeri de Ağustos ayında kuzey yarımkürede yaz mevsimi bitmek üzere iken. Levermann, güney yarımkürede okyanuslarla kaplı alanın çok daha fazla olduğunu belirterek, “Bu nedenle bu bölgenin yaz etkisinin genelde daha baskın” olduğunu vurguluyor. Levermann’a göre, bu yıl Ağustos ayında ortalama su sıcaklığının bu derece yüksek olmasının sebebi ise, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde yaşanan daha önce görülmemiş sıcaklıklar.
Geride kalan on yıllarda, Atlas Okyanusu’nun kuzey yarımkürede kalan kısmında, 1 Ağustos’lardaki ortalama sıcaklık 23,6 dereceydi. Ancak içinde bulunduğumuz 2023’ün 1 Ağustos günü bu veri 25 derece, yani nerede ise bir buçuk santigrat daha fazla tespit edildi. “Bu çok büyük bir artış” diyen Levermann, bu olağanüstü artışın El Nino fenomeni ile bir ilgisi olmadığını vurgulayarak, gündeme gelen El Nino’nun henüz başlangıç safhasında olduğunu dile getiriyor. Ancak Anders Levermann’ın, atmosferdeki sıcak hava dalgaları dışında, son aylarda Kuzey Atlantik’teki sıcaklık artışının nedenlerine dair bazı teorileri var.
İklim araştırmacısı Levermann, küresel ısınmanın bir sonucu olarak Körfez Akıntısı’nın (Gulfstream) on yıllardan bu yana zayıfladığını ve aslında bunun Kuzey Atlantik’te soğumaya yol açması beklenebilecek iken, birbirine bağlı iki akıntıdan biri durunca bir sıcaklık birikmesi yaşanıyor olabileceğini belirtiyor. ABD’nin doğu kıyılarına paralel olarak İzlanda’nın güneyine kadar taşınan sıcak suyun, söz konusu akıntının zayıflaması sonucu İspanya ve Fransa açıklarında kaldığını ve daha güneye gidemediği için burada biriktiği tezini ortaya atan Levermann, böyle bir olasılığın mümkün olabileceğini ifade ediyor.
Yaşanan sıcaklık artışının denizlerdeki ekolojik sistem için bir felaket anlamına geldiğini aktaran Levermann, bu sistemin istikrara karadaki yaşam alanlarından daha fazla alışkın olduğunu belirterek, olası değişimlere karşı çok hassas olduklarını vurguladı. Balıkçıların, deniz ve okyanus suyu sıcaklığındaki artışın etkilerini yaşayacağını dile getiren Anders Levermann, “Darmadağın ettiğimiz sayısız besin zinciri ve ağı var” diyor.
Körfez Akıntısı’ndaki yön değişikliğinin Kuzey Atlantik bölgesinde, El Nino’da yaşanana benzer bir şekilde atmosfere daha fazla sıcaklık taşıdığını da dile getiren Levermann, bunun da aşırı hava olayları riskini arttırdığını belirtiyor.
“Her yıl yeni bir rekor”
Sene başında kamuoyu ile paylaşılan bilimsel bir araştırma raporunun sonuçlarına göre, dünya genelinde deniz ve okyanus sularının ısınma hızı, 1980’li yıllardan bu yana üç kat hızlanmış durumda. İki ayda bir yayınlanan Advances in Atmospheric Sciences (Atmosfer Bilimlerindeki Gelişmeler) adlı bilim dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları, suyun 2 bin metre kadar derinliğindeki katmanlarda 2022 yılında ölçülen sıcaklığın rekor seviyede olduğunu ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre bu rekor 2023’te büyük olasılıkla kırılacak. Söz konusu araştırmanın raportörlerinden, Pennsylvania Üniversitesi Öğretim Üyesi Michael Mann, “İklim nötr bir dünyaya ulaşamadığımız sürece bu ısınma trendi devam edecek ve biz her yıl okyanuslarda yeni rekorlar ölçeceğiz” diyor.
Okyanusların, sıcaklığı depolamasından dolayı iklim sisteminin uzun vadeli bir hafızaya sahip olduğunu belirten Levermann, “Doğal gaz, petrol ve her şeyden önemlisi kömür yakmayı bırakmalıyız. Zira atmosferdeki sıcaklık, biz karbondioksit üretmeyi bıraktıktan sonra daha uzun süre düşmeyecek” uyarısında bulunuyor.
(Kaynak: DW Türkçe)