DEVA Lideri Babacan: Halk Meydanlarda “Buradayız” Diyor

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle başlayan, gözaltı ve tutukluluk süreciyle devam eden siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İzmir programı kapsamında önce basın mensuplarıyla bir araya gelen Babacan, şunları söyledi: “Sayın Erdoğan’ın hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda bir ifadesi vardı. Ne demişti? ‘Bu makamlar ilelebet hiç kimse de olmayacak. Emri hak bir gün vaki olacak’ demişti. Şimdi bu ne demek? Aslında şöyle, iki cümleyi yan yana koyduğunuzda yani, ‘Sağlığım ve ömrüm yettiği sürece ben bu koltukta oturacağım’ demek.

Evet. Biz bunu öyle okuduk. Hatta bunu ben bir grup konuşmamda da söyledim, yeni değil yani. Bu olaylardan önce söyledim. Dedim ‘Böyle bir ifadesi var. Bu riskli bir ifade… Eğer içinden geçen buysa o zaman demokrasi adına hepimiz korkalım.’ Şimdi demokrasilerde sandık esas ve iktidarın halkın oyuyla değişmesi esas. Eğer o kapı kapanıyorsa o zaman Türkiye’de başka bir rejime başlamak istemektir.

Başka bir döneme girmiştir Türkiye. Bunu da hiçbirimizin kabul etmesi, hiçbirimizin böyle sessiz sedasız bu konuyu geçirmesi mümkün değil. Dolayısıyla tabii ki itiraz edeceğiz. Tabii ki vatandaşlarımız, gençlerimiz meydanlara olacak. Protesto hakkı meşru bir hak, Anayasal bir hak. Barışçıl bir şekilde herhangi bir provokasyona kapılmadan, ki bu provokasyon iktidar tarafından da gelebilir; provokasyon bazı kalabalıklar arasında sızan münferit kişiler ya da örgütler tarafından da gelebilir.

Dolayısıyla hiçbir şekilde provoke edilmesine izin vermeden barışçıl şekilde sesimizi yükseltip iktidara duruşumuzu göstermeniz millet olarak gerçekten çok çok önemli. Çünkü Ankara’da Külliye’yi görmüşsünüzdür. O külliyenin inşasıyla beraber o yüksek duvarlarla beraber artık vatandaşlarımızın sesini o külliyeden içeri duyması çok zorlaştı.

Çok da dikkatli olmak lazım. Çünkü meydanlarda olan vatandaşlarımız var ama özellikle belli bir yaşın üstündeki vatandaşlarımızın da bu sokak hareketleriyle ilgili hep korkusu vardır Türkiye’de. Yani o eski anarşi günleri var ya hani çok önce… O korku da vardır bazı vatandaşlarımızda.

Dolayısıyla o korkuları depreştirecek görüntülerden de uzak durmak lazım. Bu bilinç sanırım toplumumuzda var. Yani ufak tefek şeyler görüyoruz bu sosyal medyada hani karşılıklı… Fakat büyük ölçüde de o barışçıl tutumu da sağlanma gayreti görüyoruz. O da bizi mutlu mutlu ediyor.”

“Sayın Erdoğan ekonominin ortasına sis bombası attı”

Ali Babacan, sonrasında Ege TV’de gazeteci Cihad Taysi’nin sorularını yanıtladı. “Böyle bir ortamda ekonomi büyümez, ekonomik sorunlar çözülmez. Allah korusun daha kötüsü olabilir” ifadelerini kullanan Babacan şunları söyledi:

“Sayın Erdoğan ne yaptı? Aslında salı gününden bu yana bir sis bombasını attı ekonominin ortasına. Herkes sisli havada bu sefer işlerini yavaşlatır. Kimse hızlanmaz. Giderim bir yere çarparım, önümde duran bir arabaya çarparım, bir kamyonun altına gidelim diye herkes yavaş yavaş ilerler. Ne olacağı belli değil… Dolayısıyla şu anda bütün ekonomik aktörler sisli havada araba kullanır gibi yavaşladı. Bu ekonomiyi yavaşlatır nihayetinde. Çünkü öngörülebilirliği ortadan kaldırdı. ‘Ya bu da olmaz kardeşim’ diyeceğiniz bir şey kalmadı memlekette yani.

Herkesin her an mal varlığına el koyulabildiği, her an ileri şekilde müdahalelerde bulunabildiği, belediye başkanlarının ‘Kalk oradan benim kayyumum oturacak’ diye bir anda seçilmiş belediye başkanlarının yönetiminden alması, görevinden alması gibi gerçekten son derece yanlış ve öngörülebilmesi zor bir ortama girdik. Böyle bir ortamda ekonomi büyümez, ekonomik sorunlar çözülmez. Allah korusun daha kötüsü olabilir yani.

Takımımız A Ligi’ne çıktı. Gerçekten Türkiye’nin zor bir gününde morallerin çok bozuk olduğu, herkesin ülkenin yarınlarıyla ilgili umudunu yitirmeye başladığı bir günde gerçekten güzel bir haber oldu bu… Evet Avrupa’da A Ligi’ne çıktı milli takımımız ama tabii ki Türkiye’nin hedefi demokraside A Ligi olmak, hukukta A Ligi olmak… Ekonomide de nihayetinde A Ligi’nde olmak… Asıl görmemiz gereken tablo bu.

Yargı karşısında, kanunlar karşısında herkes her an hesap vermeye hazır olmalıdır. Demokrasilerin en önemli gereği budur. Ama öyle bir silsile görüyoruz ki iktidarın Türkiye genelinde seçimlerde kaybettiği belediyeleri farklı farklı yöntemlerle yeniden kayyum yoluyla ya da farklı yöntemlerle ele geçirmeye çalıştığını da görüyoruz. Bu da işin bir gerçeği. Bu demokrasinin tam da kalbine hançer saplamak anlamına geliyor. Sandığı anlamsızlaştırıyor, seçime gitmeyi anlamsızlaştırıyor.

Sayın Erdoğan’ın daha birkaç hafta önce söylediği bir söz var. Ne dedi? Bu ne demek? Benim sağlığım ve ömrüm yettiği sürece bu makamdan kalkmayacağım demek… İlelebet oturamam, zaten bir gün ömrüm yetmeyecek diyor yani. Bu çok tehlikeli ve insanların umudunu kıran, demokrasiyle sandıkla bir değişimin mümkün olmayacağıyla ilgili de bir kanaate sürükleyen bir gerçek. Öyle olunca da vatandaşlarımız meydanlarda, bugün ana muhalefetin kurduğu sandıklarda ‘Biz buradayız’ dediler.

Enflasyona bakıyorsunuz, faizlere bakıyorsunuz, geçim sıkıntısına bakıyorsunuz, hayat pahalılığına bakıyorsunuz, her şey yokuş aşağı gidiyor. Dolayısıyla gençlerimizin ülkeyle ilgili umutlu olması için bir sebep yok, bir yaşanmışlıkları yok yani. Sürekli kötüye giden bir ülke ve değişmeyen bir iktidar, onları bunaltan, umutlarını karartan bir durum.

Zaten bu kadar gencin birdenbire yollara, caddelere dökülmesinin en önemli sebebi, varsa bir küçük umut kırıntısı, bu umut kırıntısının da yok olması: ‘Yani galiba bu iktidar hiçbir zaman değişmeyecek, bu iktidar hiçbir zaman kendisine ciddi bir rakip görmek istemeyecek, ciddi bir rakip gördüğü anda da o rakibi bir şekilde engelleyecek…’”

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: Erdoğan Koltuğu Bırakmak İstemiyor

Erdoğan’ın “Milletin takdiriyle geldiğimiz bu koltuklarda ebediyen oturacak değiliz” sözlerine atıfta bulunan Ali Babacan, “Ebediyen demek sonsuz demek. Sonsuza kadar oturmayacağım diyor ama seçimle kaybedeceğim ya da emekli olacağım gibi bir anlam da çıkmıyor” dedi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Hasan Basri Akdemir’e gündemi değerlendirdi.

Hükümetin sık sık dile getirdiği yeni anayasa söylemini sert sözlerle eleştiren Ali Babacan, “Kaç yıldır ‘yeni anayasa, yeni anayasa’ deniyor. Peki, ne muradın nedir? Bir söyle de anlayalım. Söylemiyor. Biz de şüpheleniyoruz tabii” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın anayasa değişikliğiyle ilgili son açıklamalarına değinen Babacan, “Eğer duyduğum ifadeler doğruysa, ‘Ömrüm yettiği sürece koltuğu bırakmayacağım’ anlamına geliyor. Ben bunu böyle okuyorum” dedi.

Erdoğan’ın “Milletin takdiriyle geldiğimiz bu koltuklarda ebediyen oturacak değiliz” sözlerine atıfta bulunan Ali Babacan, “Ebediyen demek sonsuz demek. Sonsuza kadar oturmayacağım diyor ama seçimle kaybedeceğim ya da emekli olacağım gibi bir anlam da çıkmıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Babacan, anayasa değişikliği girişimlerinin asıl amacının halktan gizlendiğini savunarak, “Bunca yıldır bu konu neden gündemde? Çünkü asıl hedef süre sınırını kaldırmak. Bir dönem daha meselesi değil, tamamen süre sınırının kalkması. İkinci amaç ise seçilme barajını düşürmek. 50+1 değil, belki 40+1, hatta 35+1 ile kazanmanın yolunu arıyorlar” diye konuştu.

Anayasa değişikliğine ilişkin net bir taslak ortaya çıkmadığı sürece şüphelerinin devam edeceğini vurgulayan DEVA Lideri Babacan, “Eğer böyle bir şey yok diyorsa, taslak ortaya çıktığında hep birlikte görürüz” ifadelerini kullandı.

“Demokrasi hukukla beraber değerlidir”

Ali Babacan ayrıca, demokrasinin ‘sandıktan çıktım, aklıma geleni yaparım’ sistemi olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Demokrasi tabii seçimlerle kutsaldır. Demokrasinin kutsalı sandıktır. Ama demokrasiyi sadece ‘sandıktan çıktım, aklıma geleni yaparım’ gibi bir yönetim sistemi olarak da kimse düşünemez. Böyle sunamaz yani. Demokrasi hukukla beraber değerlidir.

Hukuk da zaten demokratik çerçevede meclisin yani yasa koyucunun çalışmalarıyla ortaya konan bir kural çerçevesidir. Yani yine halkın seçtiği milletvekilleri yasa çıkarır, kural koyar ama yürütme organındaki insanlar cumhurbaşkanı olsun bakan olsun, başbakanı eski sistemde neyse bunların hepsi hukuk çerçevesinde işini yapar.

Hukuk yoksa kaos vardır. Hukuk yoksa fakirlik vardır. Yoksulluk vardır. Hukuk yoksa zulüm vardır. Şu anda Türkiye’nin yaşadığı budur.”

Paylaşın

Yeni Yol Partisi Kuruldu; Genel Başkan Celal Mümtaz Akıncı

TBMM’de güçlü bir grup kurmayı hedefleyen Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, “Yeni Yol” olarak belirledikleri çatı partinin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na teslim etti.

Haber Merkezi / Bu adımla birlikte, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin Meclis’te güçlü bir grup oluşturma hedefi somut bir aşamaya geçildi. Yeni Yol Partisi’nin Genel Başkanlığı’na ise geçmişte baro başkanlığı ve Anayasa Mahkemesi üyeliği yapan Celal Mümtaz Akıncı getirildi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konuya ilişkin yaptıkları ortak açıklamada şu ifadeleri kullanmışlardı:

“Üç partinin Genel Başkanı bugün akşam saatlerinde buluşmuş ve ortak grup yapısıyla ilgili çalışmaları mutabakatla tamamlamıştır. Genel Başkanlar, partiler arasında kurulan ortak komisyonun önerisi üzerine, ortak grup amacıyla kurulacak parti tüzel kişiliğinin isminin ‘Yeni Yol’ olmasına karar vermiş, kurucular kurulunda yer alacak isimleri ve program ve tüzük taslağını onaylamışlardır.”

Üç parti, çatı parti formülü üzerinde uzlaşırken, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nde arka arkaya istifalar yaşandı.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın geçen ay istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya’nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.

Çatı parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifaları getirdi. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta istifa etti.

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, Salı günü partisinden ayrıldı. Dalgın’ı, Çarşamba günü ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavaf izledi. Kavaf, “Çatı parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıkladı.

Son istifalarla, DEVA Partisi’nin milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düştü. Çatı Parti kuruluşuna kadar yeni istifalar olmazsa, yeni Meclis grubunun 30 üyeli olması bekleniyor.

Akıncı kimdir?

Celal Mümtaz Akıncı, doğduğu şehir olan Afyonkarahisar’da 10 yıla yakın bir süre Baro Başkanlığı yaptı. Akıncı, daha sonra Baro Başkanları tarafından yapılan seçimde en yüksek oyu alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilen 3 aday arasına girdi ve 2010 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçildi. 12 yıla yakın bir süre de AYM üyeliği yapan Akıncı, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına seçildi.

Akıncı, 2022 yılında görevinden emekli oldu. DEVA Partisi’ne katılan Akıncı, 12 Ekim 2024 tarihinde yapılan Olağan Büyük Kongre’de DEVA Partisi GMYK üyeliğine seçildi, Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

Paylaşın

DEVA Partisi, Saadet Partisi Ve Gelecek Partisi’nden “Yeni Yol” Hamlesi

TBMM’de güçlü bir grup kurmayı hedefleyen Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, çatı partide anlaştı. “Yeni Yol” ismiyle kurulacak çatı partinin resmi kuruluş süreci, 10 Ocak Cuma günü başlayacak.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, akşam saatlerinde bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmede, partiler arasında oluşturulan ortak komisyonun önerisi doğrultusunda, kurulacak partinin tüzel kişiliğinin isminin “Yeni Yol” olmasına karar verildi. Ayrıca, kurucular kurulunda yer alacak isimler ile partinin program ve tüzük taslakları da genel başkanlar tarafından onaylandı.

Partinin kuruluş dilekçesinin, 10 Ocak Cuma günü İçişleri Bakanlığı’na sunulmasıyla resmi sürecin başlayacağı açıklandı. Bu adımla birlikte, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin Meclis’te güçlü bir grup oluşturma hedefinin somut bir aşamaya geçtiği vurgulandı.

Üç partinin genel başkanları tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Üç partinin Genel Başkanı bugün akşam saatlerinde buluşmuş ve ortak grup yapısıyla ilgili çalışmaları mutabakatla tamamlamıştır. Genel Başkanlar, partiler arasında kurulan ortak komisyonun önerisi üzerine, ortak grup amacıyla kurulacak parti tüzel kişiliğinin isminin ‘Yeni Yol’ olmasına karar vermiş, kurucular kurulunda yer alacak isimleri ve program ve tüzük taslağını onaylamışlardır.”

Üç parti, çatı parti formülü üzerinde uzlaşırken, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nde arka arkaya istifalar yaşandı.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın geçen ay istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya’nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.

Çatı parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifaları getirdi. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta istifa etti.

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, Salı günü partisinden ayrıldı. Dalgın’ı, Çarşamba günü ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavaf izledi. Kavaf, “Çatı parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıkladı.

Son istifalarla, DEVA Partisi’nin milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düştü. Çatı Parti kuruluşuna kadar yeni istifalar olmazsa, yeni Meclis grubunun 30 üyeli olması bekleniyor.

Paylaşın

DEVA Partisi, Saadet Partisi Ve Gelecek Partisi “Yeni Yol”da Buluşuyor

Meclis’te güçlü bir grup kurmayı hedefleyen Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, “çatı parti” kuruluşunda anlaştı. Edinilen bilgilere göre, “çatı parti” için ağırlık kazanan isim ise “Yeni Yol Partisi”.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, çatı partiye son biçimini vermek için yarın bir araya gelme kararı aldı.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın‘ın parti kaynaklarından edindiği bilgilere göre, her üç parti kurumsal kimliklerini koruyacak ve mevcut genel başkanlar da partilerinin başında kalacak. Ancak milletvekilleri , TBMM’de yeni parti çatısı altında grup kurarak temsil edilecek.

Partinin kuruluş dilekçesinin Cuma günü İçişleri Bakanlığı’na verilmesi, gelecek hafta başında da Meclis Başkanlığı’nda grup kuruluşuna ilişkin başvurulması hedefleniyor.

Çatı partinin logosunun netleştiği, ismi üzerinde de büyük ölçüde uzlaşma sağlandığı öğrenildi. Parti ismi için “Demokrasi İçin Birlik”, “Türkiye İçin Birlik” ve “Yeni Yol” Partisi isimleri gündeme geldi. Ancak parti kulislerinden yansıyan bilgilere göre, “Yeni Yol Partisi” ismi ağırlık kazandı.

Çatı parti formülü üzerinde üç partinin uzlaştığı bildirilirken, Gelecek Partisi’nin ardından DEVA Partisi’nde de arka arkaya istifalar yaşandı.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın geçen ay istifasıyla Saadet Partisi çatısı altında Gelecek Partisi’nin katılımıyla oluşturulan Meclis grubu düşmüş, DEVA Partili Mehmet Emin Ekmen ve Ertuğrul Kaya’nın bu partiye katılımıyla, grubun yeniden oluşması sağlanmıştı.

Çatı parti oluşumu, DEVA Partisi’nden de istifaları getirdi. İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “atalet içinde olmakla” eleştirdiği partisinden 26 Aralık’ta istifa etti.

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” açıklamasıyla, Salı günü partisinden ayrıldı. Dalgın’ı, Çarşamba günü ise eski Devlet Bakanı da olan Selma Aliye Kavaf izledi. Kavaf, “Çatı parti kararını doğru bulmadığını” belirterek, istifasını açıkladı.

Son istifalarla, DEVA Partisi’nin milletvekili sayısı resmi olarak 10’a düştü. Çatı Parti kuruluşuna kadar yeni istifalar olmazsa, yeni Meclis grubunun 30 üyeli olması bekleniyor.

Paylaşın

DEVA Partisi’nde Bir İstifa Daha: Meclis’teki Sandalye Sayısı 10’a Düştü

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Burak Dalgın’ın istifasıyla birlikte DEVA Partisi’nin Meclis’teki sandalye sayısı 10’a düştü.

Haber Merkezi / Partisinin, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi ile çatı grup veya çatı parti organizasyonu içerisinde yer almasını eleştiren Selma Aliye Kavaf, istifa açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Kurucusu olmaktan gurur duyduğum ve dört yıldır büyük bir özveriyle emek verdiğim DEVA Partisi’nin, kendi kimliğini koruyarak ve kendi potansiyelini kullanarak yoluna devam etmesi gerektiğine inanıyordum. Ancak, gelinen noktada parti yönetimi; çatı grup ve çatı parti organizasyonu içerisinde yer almaya karar verdi.

Parti yönetiminin almış olduğu bu karar neticesinde ben de kendi adıma bir değerlendirme yapma gereği duydum. Çatı parti yapılanması sürecine zarar vermemek, herhangi bir spekülasyona yol açmamak ve yürütülen çalışmalara gölge düşürmemek adına, istifa kararımı çatı parti çalışmalarının olgunlaştığı bu döneme bırakmayı uygun gördüm. Bu tercihim, sürecin objektif ilerlemesine olan saygımın bir göstergesidir. Bugün itibarıyla DEVA Partisi’nden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunuyorum.

Siyasi yolculuğuma, çatı grup ve çatı parti yapısının dışında, inandığım değerler ve hedefler doğrultusunda devam edeceğim. Bu süreçte DEVA Partisi’ne emek veren tüm yol arkadaşlarıma teşekkür ediyor, ülkemizin demokrasi mücadelesine katkı sunan herkese başarılar diliyorum. Dostluğun ve ortak mücadele duygusunun her zaman baki kalacağına olan inancımı paylaşmak isterim.”

Selma Aliye Kavaf kimdir?

1962 yılında Denizli’de dünyaya gelen Selma Aliye Kavaf, Denizli Lisesi`ni bitirdi. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olan Selma Aliye Kavaf, 1991 yılına kadar özel dershanelerde öğretmenlik yaptı. Selma Aliye Kavaf, 1991-2002 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı liselerde öğretmenlik yaptı.

2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Denizli Milletvekili adayı olan Selma Aliye Kavaf, 2003 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkez Kadın Kolları Kurucu Genel Başkanlığını üstlendi. 2007 yılı milletvekili genel seçimlerinde Denizli’den 23. Dönem milletvekili olarak parlamentoya giren Selma Aliye Kavaf, yasama döneminde TBMM Peru dostluk gurubu başkanlığı ve Sağlık Komisyonu Sözcülüğü görevlerini üstlendi.

2009 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine getirilen Selma Aliye Kavaf, görev süresi boyunca Kongo – Ürdün – Arnavutluk Karma Ekonomik Konsey Başkanlığı görevini yerine getirdi. Selma Aliye Kavaf, bakanlık görevi sonrasında siyasete ara verdi.

2014 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümünde tezli yüksek lisans yapan Selma Aliye Kavaf, yüksek lisans programının sonrasında 2015 yılında yine Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümünde Doktora programına başladı. Selma Aliye Kavaf, halen doktora programına devam etmektedir.

Paylaşın

DEVA Partisi’nde İstifa Depremi: Meclis’teki Sandalye Sayısı 11’e Düştü

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Burak Dalgın’ın istifasıyla birlikte DEVA Partisi’nin Meclis’teki sandalye sayısı 11’e düştü.

Haber Merkezi / Dalgın, istifa açıklamasında, uzun süredir eleştirilerini parti yönetimine ilettiğini belirterek, “DEVA Partisi bir çatı bünyesinde farklı bir yola giriyor” dedi ve ekledi:

”Milletimizin önce anketlerde beyanlarıyla, sonra 2023 ve 2024 seçimlerinde oylarıyla işaret ve talep ettiği köklü değişim maalesef gerçekleşmedi. Halbuki, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz.”

Ekim ayındaki büyük kongrede parti yönetiminde görev almadığını hatırlatan Burak Dalgın, son süreçte de ‘karmaşık mekanizmaların siyaset mühendisliği olarak algılanma, kimlik erozyonunu hızlandırma ve geniş kitlelere erişimi zorlaştırma riskleri’ni vurguladığını söyledi.

DEVA’nın programını yazarken amaçlanan ‘vatandaşlarımızın ortak meselelerine somut çözümler sunmak, Türkiye’yi yönetme’ hedefinin arkasında olduğunu belirten Dalgın ”Türkiye’mizin vasatlığı yenmesi, fırsat pencerelerini değerlendirmesi ve dünyayla her alanda yarışabilmesi için çalışmayı artan bir şevkle sürdüreceğim” dedi.

Burak Dalgın kimdir?

1978 yılında Bursa’da dünyaya gelen Burak Dalgın, kariyerine Koç Topluluğu’nun erken aşama teknoloji girişim yatırımlarında başladı, daha sonra McKinsey danışmanlık firmasının New York ve Boston ofislerinde yöneticilik yaptı.

2008’de Türkiye’ye dönen Burak Dalgın, Orta ve doğu Avrupa’yı kapsayan iki girişim sermayesi fonu yönetti. Türkiye’nin muhtelif yerlerindeki yatırımlarıyla yeni fabrikalar açılmasına ve binlerle ifade edilen istihdam oluşturulmasına öncülük eden Burak Dalgın, yatırımlarından biri Harvard Üniversitesi’nde vaka çalışması olarak okutulmaktadır.

Burak Dalgın, Türkiye ve Avrupa ülkelerinde çeşitli şirketlerde ve sivil toplum kuruluşlarında (EDAM düşünce kuruluşu, Keiretsu melek yatırım ağı) yönetim kurulu üyeliği yapmaktadır. TEV yurtdışı bursiyeri ve Eisenhower Fellow’dur.

Burak Dalgın, Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği (lisans) ve Harvard Business School MBA (işletme yüksek lisans) mezunudur.

Paylaşın

“DEVA, Saadet Ve Gelecek Partisi, Çatı Partide Anlaştı” İddiası

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin “çatı parti”de anlaştığı öne sürüldü. Partinin adının her an açıklanması beklenirken her partinin en az 20 vekil şartını sağlayacak şekilde 8 milletvekili vereceği iddia edildi.

DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi, 2023 seçimlerinde yüzde 3 barajını aşamadığı için Meclis’te kurulacak grup hazine yardımı alamayacak.

Ankara Milletvekili Nedim Yamalı’nın Gelecek Partisi’nden istifa etmesi, Saadet – Gelecek Meclis grubunun düşmesine neden oldu. Nedim Yamalı bugün AK Parti’ye katılırken Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet partilerinin genel başkanları Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Mahmut Arıkan, “ortak grup” gündemiyle bir araya geldi.

Karar Gazetesi’nin edindiği bilgiye göre, genel başkanlar “çatı parti”de anlaştı. Partinin adının her an açıklanması beklenirken her partinin en az 20 vekil şartını sağlayacak şekilde 8 milletvekili vereceği belirtildi. Bunun yanı sıra partiler kendi tüzel kişiliklerini ve parti kimliklerini korumaya devam edecek.

DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi, 2023 seçimlerinde yüzde 3 barajını aşamadığı için Meclis’te kurulacak grup hazine yardımı alamayacak.

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan’dan “Suriye” İçin Dörtlü Masa Önerisi

Suriye’deki gelişmelere ilişkin konuşan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, “Türkiye, İran, Amerika, Rusya’nın bir masada oturup beraberce çalışması gerekiyor ama aynı zamanda Suriye içerisindeki farklı grupların, farklı yapıların da bu sürecin içerisine şöyle ya da böyle katılması gerekiyor” dedi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, haberler.com’a konuştu. Ali Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“ABD’nin mevcut ya da gelecek yönetiminin PYD, YPG gibi derdi olduğunu düşünmüyorum. Onların derdi Ruslar buradalar, Suriye’yi Ruslara bırakmayalım, dengeli varlığımız olsun. İkincisi, İran üzerinden Suriye ve Lübnan’a uzanan Şii hilali etki altındakileri silahlı unsurlarla durduralım, engelleyelim, zorlaştıralım. Üç: Bu işten İsrail’in çıkarı gereği şunu, bunu yapalım. ABD derdi bu. Kendi askerlerinin canını tehlikeye atmadan başka silahlı unsurları kullanarak iş yapıyor Suriye’de. İşine ne geliyorsa onu yapıyor, işine kim geliyorsa onu kullanıyor.

Son bir haftadır olan gelişmeler Suriye rejimini nihayetinde masaya çekebilir. Burada amaç rejimi yıkmak mı, yoksa sıkıştırıp masaya oturtmak mı? Şu anda aslında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin de vermesi gereken çok önemli bir karar bu. Yani yıkalım bu rejimi, sonrasına bakarız mı? Yoksa rejimi sıkıştırıp, masaya oturtup, nihai bir siyasi çözüm olmasını sağlamak mı? İki tane büyük tercih var. Umarım ki bu iki tercih arasında bizim hükümet yanlış yollara sapmaz.

“Türkiye, İran, Amerika, Rusya’nın bir masada oturup…”

 Türkiye’nin ve İran’ın içinde olduğu ama aynı zamanda maalesef uzaktan ya da yakından gelip Suriye’ye müdahil olan Amerika ve Rusya’yla da mutlaka konuşuyor olmak gerekiyor. Türkiye, İran, Amerika, Rusya’nın bir masada oturup beraberce çalışması gerekiyor ama aynı zamanda Suriye içerisindeki farklı grupların, farklı yapıların da bu sürecin içerisine şöyle ya da böyle katılması gerekiyor.

Bizim görmek istediğimiz Suriye toprak bütünlüğü olan, Suriye’de yaşayan tüm insanların temel hak ve özgürlüklerin yaşandığı, çoğulcu demokrasi ile Suriye halkının yönetime arzularının, iradelerinin yansıdığı bir Suriye. Biliyorsunuz Suriye’de etnik çeşitlilik, farklı dinler, mezhepler var. Bütün çeşitliliğin yansıtıldığı yönetim sistemi olmadı.

Suriye’de azınlığın çoğunluğa tahkim edildiği rejim var. Onların da haklarını gözetecek bir Suriye’yi hedeflemek gerekiyor. Böyle baktığımızda o hedefe ulaşmak için öncelikle iç diyalog sürecine ihtiyaç var. Önce insan dememiz gerekiyor. Yeni bir göç dalgasının, insanlık trajedisinin olmaması gerekiyor. Suriye’nin nihai çözümünde mutlaka doğal kaynakların adil paylaşıldığı bir hedefi de ortaya koymak gerekiyor.”

Paylaşın

Yeni Çözüm Süreci Tartışmaları: Babacan’dan Dikkat Çeken Açıklamalar

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan” çağrısı sonrası başlayan “Yeni Çözüm Süreci” tartışmalarına ilişkin konuşan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, iktidarın kritik meselelerde kendi içinde uyumlu bir politika oluşturamadığını söyledi.

İktidar içindeki farklı grupların bu süreçte belirleyici olduğunu dile getiren Ali Babacan, şunları söyledi: “Bu işlerde hükümeti etkileyen hep farklı kamplar olur. Bir güvenlikçi kamp vardır, bir de çözümcü kamp. Bu kamplar bazen çatışır. Sayın Erdoğan da bazen bir kampın etkisiyle, bazen de diğerinin etkisiyle zikzaklarla devam eder.”

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara Kitap Fuarı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazeteciler İpek Özbey, Murat Ağırel ve Barış Terkoğlu ile sohbet eden Babacan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çözüm sürecine dair çıkışını değerlendirdi. Babacan, Bahçeli’nin açıklamalarının iktidar içinde koordinasyonsuzluğa işaret ettiğini belirtti.

Babacan, Bahçeli’nin sözlerinin çözüm süreci tartışmalarını yeniden alevlendirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “İktidarın bu konuda topyekün bir samimiyet testinden geçmesi gerekiyor. Henüz o samimiyet testinden geçtiklerini ben düşünmüyorum. Ayrıca senkronize olduklarını da düşünmüyorum. Bu kadar önemli meselelerde Bahçeli’nin böyle bir çıkış yapmadan önce mutlaka konuşmuş olduklarını varsayıyorum ama detayları çalışmadıkları çok açık.”

Babacan, hükümetin çözüm süreci gibi kritik meselelerde kendi içinde uyumlu bir politika oluşturamadığını vurguladı. İktidar içindeki farklı grupların bu süreçte belirleyici olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Bu işlerde hükümeti etkileyen hep farklı kamplar olur. Bir güvenlikçi kamp vardır, bir de çözümcü kamp. Bu kamplar bazen çatışır. Sayın Erdoğan da bazen bir kampın etkisiyle, bazen de diğerinin etkisiyle zikzaklarla devam eder.”

“Ciddi bir planlama yapılmadığı çok net”

Babacan, hükümetin uzun vadeli ve tutarlı bir politika geliştiremediğini, genelde olaylara anlık tepkiler verdiğini ifade etti. “Kervan yolda düzülür” mantığının, çözüm süreci gibi hassas konularda etkili bir yöntem olmadığını belirten Babacan, “Bu meselede ciddi bir planlama yapılmadığı, koordinasyonsuzluk içinde hareket edildiği çok net” dedi.

Babacan, eşi Zeynep Babacan ile birlikte Ankara Kitap Fuarı’nda vatandaşlarla bir araya geldi. Kırmızı Kedi Yayınları standında gazetecilerle sohbet eden Babacan, aynı zamanda fuara katılan okurlardan yoğun ilgi gördü.

Paylaşın