Günlük Hangi Vitaminleri Almalısınız?

Takviyeler, sağlıklı bir vücut için ihtiyacınız olan veya önerilen günlük vitamin ve mineral miktarını tamamlamak için kullanılabilir. Vitamin ve minerallerinizi dengeli bir beslenmeyle almak en iyisi olsa da, takviyeler vücudunuza destek verebilir.

Haber Merkezi / Herkesin vitamin ve mineral ihtiyacı farklıdır, bu nedenle takviye almaya başlamadan önce doktorunuzla veya diyetisyeninizle konuşmanız iyi bir fikirdir: hangi ürünleri alacağınıza veya almanız gerekip gerekmediğine karar vermenize yardımcı olabilirler.

Her gün almanız gereken vitamin ve mineralleri ve faydalarını sizler için sıraladık.

A vitamini

A vitamini, retinol olarak da bilinen yağda çözünen bir vitamindir. A vitamini birçok süt ürününde, sarı veya turuncu renkli meyve ve sebzelerde bulunur.

A vitaminin faydaları:

  • Enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur
  • Gözleri korur
  • Kalp, akciğer ve böbrek sağlığında anahtar rol oynar
  • Toksinlerle (serbest radikaller olarak da adlandırılır) savaşarak cildi sağlıklı tutar
  • Kemikleri ve dişleri güçlendirir

B vitamini

B vitaminleri yapraklı yeşil sebzelerde , hayvansal proteinlerde ve tam tahıllarda bulunur.

B vitamini faydaları:

  • Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı korur
  • Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizması için gereklidir
  • LDL’yi (kötü kolesterol) düşürerek ve HDL’yi (iyi kolesterol) artırarak kolesterolü iyileştirir
  • Kalp hastalığı riskini azaltır
  • Felç riskini azaltır
  • Normal kan hücresi üretimi ve sinir sistemi fonksiyonu için gereklidir

C vitamini

C vitamini, sağlıklı doku büyümesini destekleyen antioksidanlar içeren suda çözünür bir vitamindir.

C vitamini faydaları:

  • Soğuk algınlığına yakalanma riskini azaltır
  • Cilt ve doku sağlığını korur
  • Kemikleri ve dişleri güçlendirir

D vitamini

D vitamini, ultraviyole (UV) ışıkla aktive olan ve yağda çözünen önemli bir vitamindir. D vitamini güneşe maruz kalmanın yanı sıra morina karaciğeri yağı, yağlı balıklar, güçlendirilmiş meyve suları, süt ve tahıllarda da bulunur. 

D vitamini faydaları:

  • Bağışıklık hücre fonksiyonunu etkiler
  • Sinir sistemi fonksiyonlarını korur
  • Kemik sağlığı için gereklidir
  • Kandaki kalsiyum ve fosfor seviyelerini düzenler

E vitamini

E vitamini, organ fonksiyonu için önemli bir vitamindir.

E vitamini faydaları:

  • Hücreleri toksinlerin zararlarından korur
  • Kas fonksiyonunu korur
  • Kanser riskini azaltır
  • Kalp hastalığı riskini azaltır
  • Alzheimer hastalığı riskini azaltır

K vitamini

K vitamini kanın pıhtılaşması için gereklidir.

K vitamini faydaları:

  • Yara iyileşmesine yardımcı olur
  • Kemikleri güçlendirir
  • Kalp hastalıklarına karşı korumaya yardımcı olur

Kalsiyum

Kalsiyum sağlıklı kemik gelişimi için gerekli bir mineraldir.

Kalsiyumun Faydaları:

  • Kas fonksiyonunu iyileştirir
  • Sağlıklı tansiyona yardımcı olur
  • Hormon salgılanmasına yardımcı olur
  • Güçlü kemikler için yardımcı olur
  • Güçlü dişlere yardımcı olur
  • Osteoporoz riskini azaltır

Demir

Demir, kandaki oksijenin taşınmasına yardımcı olur. Yetersiz demir, zayıf bir bağışıklık sistemine ve yorgunluğa neden olabilir. 

Demirin Faydaları:

  • Bağışıklık sistemini iyileştirir
  • Enerji sağlar
  • Beyin fonksiyonunu iyileştirir
  • Konsantrasyonu artırır
  • Kanda oksijen taşır

Çinko

Çinko sadece küçük miktarlarda gereklidir.

Çinkonun Faydaları:

  • Kanser riskini azaltır
  • Bağışıklık sistemini geliştirir
  • Hafızayı güçlendirir
  • Soğuk algınlığı semptomlarını azaltır

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Demir Çelik Fiyatları Tüm Sektörleri Zorluyor!

Son dönemde tüm dünyada yaşanan hammadde sıkıntısı Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Petrol ürünlerinden gıdaya, pamuktan demir çeliğe kadar çok sayıda ürün grubunda yaşanan yüksek fiyat artışları tüketicinin karşısına zam olarak çıkıyor.

Özellikle çelik ve demir gibi ürünlerde önemli tedarikçi ülkelerden olan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş da büyük bir belirsizlik yarattı. Bu yüzden otomotiv, inşaat ve beyaz eşya gibi sektörlerin vazgeçilmezi olan demir-çelik ürünlerinde hem tedarik sorunu hem de fiyatlama problemi yaşanıyor.

DW Türkçe’den Emre Eser’e değerlendirmelerde bulunan Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, uzun süredir çelik fiyatlarında artış yaşandığını ve savaşın başlaması ile beraber bu artışın hızlandığını, son günlerde yüzde 50’lik yükseliş gerçekleştiğini söyledi. Aslan, geçtiğimiz dönemde Rusya-Ukrayna tarafında 830 dolar, Uzakdoğu’da 750 dolar olan çeliğin ton fiyatının 1000 doları gördüğünü belirtiyor. Ancak fiyatlar savaşla beraber aniden 1500 dolar çıktı. Bu Avrupa’da 1500 Euro oldu. Savaş başlamadan önceki son 3-4 aylık dönemde fiyatlar yaklaşık yüzde 30 artış göstermişti.

Milyarlarca dolarlık ihracat kapasitesi

Dünyadaki önemli çelik üreticileri arasında yer alan Türkiye, ithal ettiği hurdayı çelik üretiminde kullanıyor. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre 2021’de sektörün ihracatı 22,4 milyar dolar oldu. Bu büyüklük Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 9,9’una denk gelirken sektör, otomotiv ve kimyanın ardından üçüncü büyük ihracatçı konumunda. Ayrıca çelik sektörü 22,3 milyar dolarlık ihracatla bu alanda lider olan otomotiv sektörü için de oldukça stratejik bir öneme sahip.

Çelikle beraber demir ve alüminyum gibi metallerin ihracat büyüklüğü ise 8,6 milyar dolar. Yani sadece demir ve çelik gibi ürünlerin ihracatından 2021’de Türkiye’ye gelen para 30 milyar doları aşıyor. Ancak ihracatın yapılabilmesi için Türkiye, önemli oranda hurda ithal ediyor. Buradaki üretim için yapılan ithalat oranı yüzde 80’in üzerinde.

Fiyatlarda düşüş zor

Rusya ve Ukrayna pazarında yaşanan sıkıntıların uzun dönemde Türkiye’nin çelik sektörü için olumlu olacağını belirten Aslan, “Özellikle Avrupalı üreticiler bu savaştan çok etkilendi. Zira Rusya ve Ukrayna’dan ürün alamadılar. Bu açığı Türkiye, Hindistan ve Çin zamanla kapatacaktır. Ancak bu dönemde yaşanan tedarik sorunları iz bırakıyor. Savaş bitse bile fiyatlarda hissedilebilir bir düşüş beklemiyoruz. Çünkü çelik ve demir üretiminde en önemli maliyet kalemlerinden bir de enerji. Ve enerji fiyatlarında yaşanan yükselişin kısa sürede çözülmesi mümkün görünmüyor. ABD ve Avrupa bazı alternatif çözümler arıyor. Bunlar da zaman alacaktır. Ayrıca uzun dönemde hammaddede son üç aydaki gibi benzer bir fiyat artışı da öngörmüyoruz” diye konuştu.

Son tüketici hissedecek

Aslan’ın altını çizdiği önemli noktalardan biri ise son tüketiciye olan etkiler. Üretilen yassı çeliğin boru imalatında, beyaz eşya sektöründe ve makine üretiminde kullanıldığını belirten Aslan, “Diğer tarafta da yassı olmayan yani uzun mamuller var. Bunlar da inşaat gibi sektörlerde kullanılıyor. Ve burada da fiyatlar ton başına 750 dolardan 950 dolara geldi. Hatta Avrupa’da 1150 Euro’ya çıktı. Bunlar otomotiv, makine, altyapı, inşaat ve çok sayıda sektör için yeni zamlar demek” şeklinde konuştu.

Bir konutta yüzde 10

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu da hammadde girdi fiyatlarında yaşanan artıştan şikayetçi. İnşaatta çimento ve demirin en önemli iki unsur olduğunu anlatan Tellioğlu, metrekare büyüklüğü ne olursa olsun bir inşaatta toplam maliyetin yüzde 10’unu çimento, yüzde 10’unu ise demirin oluşturduğunu söyledi.

Yaklaşık bir yıl önce demirin ton fiyatının 6 bin lira olduğunu ancak şu anda demirin ton fiyatının 16 bin liraya geldiğini ve bu maliyetlerle kimsenin başa çıkamadığını belirten Tellioğlu, “Bizim en büyük girdi maliyetimizi arsalar oluşturuyor. Demir ve çimento toplam maliyetin içerisinde küçük gibi görünse de aslında önemli bir yük. Ve fiyatlar sürekli artıyor. Bu konuda yapılması gereken en önemli düzenleme en azından demirdeki KDV oranının yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi. Çünkü demirsiz inşaat olmaz” ifadelerini kullandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan inşaat maliyeti endeksine göre bu yılın Ocak ayında maliyetler 2021 yılı ocak ayına göre yüzde 79,91 oranında artış göstermişti.

Konut fiyatları önlem alınmazsa artacak

Gerekli adımların atılmaması durumunda Haziran ayına kadar konut fiyatlarında yüzde 30’luk bir artışın daha yaşanacağını belirten Tellioğlu, “Evet burada küresel bir krizden bahsediyoruz. Enerji maliyetlerinin geldiği nokta belli. Ancak bunun yanında stokçuluk ve başka unsurlar da var. Küresel piyasalardaki fiyat artışı yüzde 50 ise maalesef Bunu bize yansıması 2-3 kat fazla oluyor. Yani fiyat artışı yolda artıyor. Burada bazı üreticilerin fiyatlara ‘köpük’ koyduğunu biliyoruz. Tüm ürünlerde bunun önüne geçilmesi lazım. Eğer gerekli düzenlemeler yapılırsa, vergi indirimleri uygulanırsa ve üretici sektörlerle görüşüp fiyat indirimleri sağlanırsa fiyatlarda artış olmayacağı gibi yüzde 20 düşüşte sağlanabilir. Ancak bunlar olmazsa yaz aylarında bu maliyet artışının etkisi konut sektörüne de yansıyacaktır” dedi.

Üretim hızla düşüyor

Tellioğlu’a göre bu konudaki diğer bir tehlikede 5 yılda 1,5 milyondan 600 bin seviyelerine gerileyen yıllık konut üretiminin artan maliyetlerle daha da aşağı inmesi. Bu durumda arz sıkıntısının daha da büyüyeceğini aktaran Tellioğlu, piyasada maliyetleri azaltacak ve üretimi arttıracak tedbirlerin acil olarak uygulanmasını talep ediyor.

Maliyet artışları büyük projeleri ve üreticileri daha çok etkiliyor. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, “Kimse ocak ayında yaptığı anlaşmaya uyamıyor. 2-3 aylık stoklarla iş yapılıyor. Siz bir yıllık tedarik anlaşması yaptıysanız 3 ayda değişen fiyatlarla baş edemezsiniz” şeklinde konuştu.

Enflasyona da yansıyacak

Son günlerde yaşanan fiyat artışlarının yaz sonunda enflasyona yansımaya devam edeceğini belirten ÇİB Başkanı Adnan Aslan, durumu şöyle anlatıyor: “Benim Ukrayna’dan 980 dolara daha önceden verdiğim sipariş iptal oldu. Ben de iç pazara yöneldim aynı ürünü 1530 dolara almak zorunda kaldım. Ancak ürünü bugün teslim alamıyorum. Yani parasını verseniz bile ürünü bulamıyorsunuz. Ürün için haziran ve temmuz ayına anlaşma yapabiliyorsunuz. Bu ne demek? Ben yüksek fiyattan bu ürünü aldım ancak bana üç ay sonra gelecek. Ve ben ona göre üretim yapacağım. Daha sonra o günün fiyatıyla bu ürün diğer sektörlere satılacak. Yani otomotiv de ya da beyaz eşya da ürünler yüksek maliyetle üretilecek. Beyaz eşya da kullanın daha az olabilir ama çelik kullanımı yüksek olan ürünlerde bu daha fazla görülebilir. Yani özellikle yaz sonunda enflasyonda bunun etkisini daha fazla hissedeceğiz.”

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçılar Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger de, “Hammadde fiyatları sürekli artıyor. Ve bu artış durdurulamıyor. Tencere ve tava gibi ürünlerde de yaz aylarında yüzde 60’a yakın zamlar görebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın