AYM Kararına Rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Abluka, Yine Gözaltı

Eylemlerinin 963. haftasında Galatasaray Meydanı’na yürümek isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları yine gözaltına aldı. Cumartesi Anneleri/İnsanları, “Yine bir cumartesi klasiği! İstiklal Caddesi’nde yolda yürümek yasak!” dedi.

Haber Merkezi / Cumartesi Anneleri/İnsanlarının, gözaltında kaybedilen yakınları için Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri eylem 22. kez engellendi.

Polis, “Yapmak istediğiniz basın açıklaması Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmıştır. Derhal dahılın. Dağılmadığınız takdirde, güvenlik güçleri tarafından müdahale edilecektir” dedi.

Polis ardından, Cumartesi Anneleri/İnsanları ve insan hakları savunucularını abluka altına alarak gözaltı işlemine başladı. Polis, çok sayıda kayıp yakını ve insan hakları savunucusu gözaltına aldı.

Ablukaya alınan Meryem Bars astım krizi geçirdi. Polis, Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak’ı darp ederek ve ters kelepçe takarak gözaltına aldı. En az 20 kayıp yakını ve insan hakları savunucusu gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan isimleri öğrenilenler şöyle:

“Newroz Ali Tosun, Mikail Kırbayır, Maside Ocak, Ali Ocak, Hanife Yıldız, Nazım Dikbaş, Ömer Kavran, Deniz Aytaç, Melike Ersoy, Mete Demircigil, Davut Arslan, Hünkar Yurtsever, Doğan Özkan, Cüneyt Yılmaz, Türker Demirci, Necf Kuru Arpaçay, Gülendam Özdemir, Hanife Yıldırım, Gülseren Yoleri ve Hatice Onaran.”

Eski adı Twitter olan X’te açıklama yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, “Yine bir cumartesi klasiği! İstiklal Caddesi’nde yolda yürümek yasak!” dedi.

“Anayasal haklarımızı kullanarak gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerini öğrenmek için sesimizi duyurma çabamız sistematik biçimde engelleniyor. Her Cumartesi işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden koşullarda gözaltına alınıyoruz.”

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

AYM Kararına Rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Gözaltı

Eylemlerinin 962. haftasında Galatasaray Meydanı’na çiçek bırakmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları yine gözaltına aldı. AYM’nin verdiği “ihlal” kararına uymayan polisler, Beyoğlu Kaymakamlığının “yasak” kararı olduğunu belirtti.

Haber Merkezi / Gözaltına alınanların isimleri şöyle: Hanife Yıldız, Maside Ocak, Mikail Kırbayır, Besna Tosun, Ali Tosun, Ali Ocak, Gülseren Yoleri, Leman Yurtsever, İsmail Yücel, Hasan Karakoç, Hatice Onaran, Davut Arslan, Begali Kurnaz, Taylan Bekin, Doğan Özkan, Hüseyin Aygül, Salim Derelioğlu, Fatma Akaltun, Doğu Kaan Uçan, Roza Kahya, Semiha Arı, Evrim Şerifoğlu, Nazım Dikbaş, Aslı Tokanay, Ömer Kavran, Esra Yılmaz, Deniz Aytaç, Mete Demircigil, Rüya Kurtuluş, Ali Şahin, Funda Şahin, Perihan Deniz.

Cumartesi Anneleri/İnsanlarının, gözaltında kaybedilen yakınları için Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri eylem 21. kez engellendi. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği “ihlal” kararına uymayan polisler, Beyoğlu Kaymakamlığının “yasak” kararı olduğunu belirtti.

Polis, eylemlerinin 962. haftasında alanına yürümek isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanlarını önce ablukaya, daha sonra her hafta olduğu gibi gözaltına aldı. Polis, bu sırada haber takibi yapan gazeteci Hayri Tunç’a da şiddet uyguladı.

MA’daki habere göre gözaltıların olduğu sırada tüm engellemelere rağmen Cumartesi İnsanları’ndan Besna Tosun, Maside Ocak ile yanlarındaki bir kişi ellerinde karanfillerle Galatasaray Meydanı’na girdi. 1995 yılında gözaltında kaybettirilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, “Burada kayıplarımızı armaya, adaleti talep etmeye devam edeceğiz” dedi.

90’lı yıllarda zorla kaybettirilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise “Annelerimize sözümüz var. Bu meydan kayıplarımızla buluşma meydanımız. Bu meydan acılarımızı, öfkemizi ve taleplerimizi duyurmaya çalıştığımz bir meydan. AYM kararına uyulmasını istiyoruz” diye belirtti. Meydana gelenler ellerindeki karanfilleri tüm engellemelere rağmen bariyerlerin üzerinden Galatasaray Meydanı’na attı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın engellendikleri için okuyamadıkları açıklama şöyle: “Galatasaray Meydanı ise bir kez daha barikatlarla kapatıldı. Türkiye’nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru taleplerimizde ısrar edeceğiz. Kamuoyunda Cumartesi Anneleri olarak bilinen bizler, gözaltında kaybedilen insanların aileleri ve insan hakları savunucuları olarak, 962 haftadır kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz.

Bu talebimizi dile getirirken 21 haftadır tüm ülkenin gözü önünde Beyoğlu Kaymakamlığı’nın ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uymayı ısrarla reddetmesi ve aynı ihlalleri bilerek tekrarlaması sonucunda engelleniyor ve gözaltına alınıyoruz.”

İstanbul Emniyeti’nin ‘suç işlediler, gözaltı yaptık’ iddiasına karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iki kararında ‘ortada kovuşturulacak suç yok’ diyor. Beyoğlu Kaymakamı’nın yasaklama kararına karşı AYM ‘gerekçelerin inandırıcı değil, hak ihlali var, engelleme’ diyor. Ancak İstanbul Emniyeti, yargı kararlarını esas almak yerine, yasaklama kararı olmadığı zamanda bile hükmü olmayan eski bir karar ile gözaltı işlemi yapıyor.

Bizi engelleyen, işkence koşullarında gözaltına alan görevliler hakkında yaptığımız suç duyuruları ise İstanbul Valisi izin vermediği için soruşturulamıyor.

Bu durumda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya soruyoruz: Hukuk devletinde idare, faaliyetlerinde hukuk kurallarında tabidir. İdarenin işlemlerinin geçerliliği de hukuk kurallarına uyulması şartına bağlıdır. Anayasa Mahkemesi’nin  “basın açıklaması yapmaları engellenemez” kararlarına rağmen Beyoğlu Kaymakamlığı, Galatasaray’da basın açıklaması yapmamızı nasıl  engelliyor?

961. haftamızda polisin 20 gün önce hükmü bitmiş bir yasaklama kararını devreye sokarak gözaltı işlemi yapması, yani bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde kullanması suç değil midir?”

Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan, ihlalde ısrar eden, açıkça suç işleyen kamu görevlileri hakkında İstanbul Valisi soruşturma izni vermiyor. Anayasal haklarını kullanmak isteyen yurttaşların ortada hiçbir hukuki gerekçe olmadan darp edilerek, ters kelepçe takılarak gözaltına alınmaları, masumiyet karineleri çiğnenerek suçlu gibi teşhir edilmeleri normal bir durum mudur?

Sayın Bakan, göreve başlarken namus ve şerefiniz üzerine ettiğiniz yemin ile Anayasa’ya bağlı kalacağınıza, hukukun üstünlüğü ve insan hakları zemininden ayrılmayacağınıza dair topluma güvence verdiniz. Sizden bu yeminin gereklerini yerine getirmenizi ya da istifa etmenizi bekliyoruz.

Biz, bütün insanlığın ortak utancı olan gözaltında  kaybetmeleri topraklarımızdan silmek için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru taleplerimizde ısrar edeceğiz.”

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Engellendi: En Az 25 Gözaltı

Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanında 961. hafta açıklaması yine engellendi. En az 25 kişi gözaltına alındığı bildirildi.

Haber Merkezi / Gözaltına alınanların isimleri şöyle: Hanife Yıldız, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Mikail Kırbayır, Besna Tosun, İkbal Eren, Hüseyin Ocak, Hasan Karakoç, Ali Ocak, Oya Ersoy, Ümit Efe, Leman Yurtsever, Hünkar Yurtsever, Gülendam Özdemir, İsmail Yücel, Cüneyt Yılmaz, Davut Arslan, Begali Kurnaz, Koray Löker, Taylan Bekin, Deniz Aytaç, Hatice Onaran, Seyit Doğan, Emine Dayıoğlu, Aslı Takanay.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri 961. hafta basın açıklaması bugün de engellendi. Cumartesi Anneleri/İnsanları, en az 25 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, sosyal medya hesabından önce “Polis ablukasındayız” paylaşımı yaptı.

961. hafta buluşmasının engellenmesi için İstiklal Caddesi’nin her iki yönden polis barikatlarıyla kapatıldığını belirten Cumartesi Anneleri/İnsanları, “Anayasal hakkımızı kullanmak isterken yine abluka, yine hukuksuzluk, yine Anayasa ihlali” ifadelerini kullandı.

Açıklamayı yerinde takip eden gazeteciler alandan uzaklaştırılırken, polis tarafından çembere alınan Cumartesi Anneleri/İnsanları için gözaltı aracı getirildi.

Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararını gerekçe gösteren polis, çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Öte yandan CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı, İstiklal Caddesi üzerinde bulunan parti binasına “Hakikat ve adalet peşinde olan Cumartesi Anneleri’nin yanındayız” pankartı astı.

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Gözaltına Alındı: Ters Kelepçe

Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanında 960. hafta açıklamasını yapmak isterken yine gözaltına alındı: Gözaltına alınıyoruz. Yine hukuksuzluk, yine işkence yine ters kelepçe!!!

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan yapılan açıklamada, “Bugünkü gibi ortam sıcaklığının 31 °C olduğu bir günde araç içi sıcaklıklar 60 °C’ye çıkabiliyorken bu hafta 10 kişinin bulunduğu bakımsız gözaltı aracında arkadaşlarımızın aracın motor ısısına da katlanmak zorunda bırakıldığını öğrendik” ifadeleri kullanıldı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri 960. hafta basın açıklaması bugün de engellendi. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararlarına rağmen bir kez daha hak savunucuları ters kelepçe ile gözaltına alındı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, sosyal medya hesabından önce “19. kez Galatasaray Meydanı’na girişimiz yoğun abluka ile engellendi. Polis çemberi içindeyiz” paylaşımı yaptı. Ardından da “Gözaltına alınıyoruz. Yine hukuksuzluk, yine işkence yine ters kelepçe!!!” diye yazdılar.

Cumartesi Anneleri/ İnsanları da şu açıklamayı yaptı: “Bugünkü gibi ortam sıcaklığının 31 °C olduğu bir günde araç içi sıcaklıklar 60 °C’ye çıkabiliyorken bu hafta 10 kişinin bulunduğu bakımsız gözaltı aracında arkadaşlarımızın aracın motor ısısına da katlanmak zorunda bırakıldığını öğrendik. #CumartesiAnneleri960Hafta”

Cumartesi Anneleri’nin sosyal medya hesabından Hanife Yıldız, Mikail Kırbayır, Osman İşçi, Ali Tosun, İkbal Eren, Ali Ocak, Oya Ersoy, Leman Yurtsever, İsmail Yücel, Nimet Tanrıkulu, Cüneyt Yılmaz, Ömer Kavran, Deniz Aytaç, Davut Arslan, Nazım Dikbaş, Eren Baskın, Yusuf Ardaş, Esma Nur Yıldız, Selim Derelioğlu, Begali Kurnaz ve Canan Yıldırım’ın gözaltına alındığı duyuruldu.

Bu haftaki eyleme, Yeşil Sol Parti Milletvekili Cengiz Çiçek ve çeşitli STK temsilcileri de destek verdi.

“Kayıplarımızın akıbetini öğrenme kararlılığımızda ısrar edeceğiz”

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Kayıplara Karşı Komisyon şu açıklamayı yaptı: “Cumartesi Anneleri/İnsanlarının buluşmalarını engelleyen kaymakamlık yasaklama kararındaki gerekçeler, Anayasa Mahkemesi tarafından inandırıcı bulunmamış, hukuki dayanaklarını yitirmişti. Ancak Beyoğlu Kaymakamı her Cumartesi aynı gerekçelerle verdiği yasaklama kararları ile Anayasa Mahkemesi’ni devre dışı bıraktığını iddia ediyor.

“Hukuku, Anayasa’yı yok sayan bu uygulama karşısında ülkenin Anayasa Hukuku hocaları, üniversitelerin Anayasa Hukuku kürsüleri sessizliğini koruyor. Anayasa’ya sadakatle bağlı kalacaklarına namus ve şerefleri üzerine yemin eden Cumhurbaşkanı, kabine üyeleri ve milletvekilleri susuyor. Bu suskunluk, Anayasa’yı değersizleştiren hukuksuzluk iklimini güçlendiriyor, ihlalcileri cesaretlendiriyor.

Yaratılan hukuksuzluk ikliminde anayasal hakkımızı kullanmak istediğimiz için 19 haftadır, İstanbul’un ortasında, herkesin gözü önünde engelleniyor, işkence ve kötü muameleye maruz kalıyoruz.

Savcıların, şüphesiz haberdar olmalarına rağmen, idarenin ve kolluğun hukuk dışı uygulamalarını görmezden gelmeleri, bizim bu konudaki iddialarımızı dikkate almamaları, işkence ve insanlık dışı muamele suçlularının dokunulmaz olduğu bir kısır döngü oluşturuyor. İşkence ve kötü muamele yasağınının ihlaline karşı hoşgörü politikasını besliyor.

960. haftamızda bir kez daha baskıyla, şiddetle bizi susturmak isteyenlere sesleniyoruz: Bizi susturarak, gözaltında kaybedilenleri ve onları kaybedenleri görünmez kılmak istediğinizi biliyoruz. Gözaltında kaybetmelerin bir devlet siyaseti olarak işlendiğini ve bugün de bu siyasetin devamı olarak karanlıkta bırakıldığını biliyoruz. İşte bu üstü örtülen bilgileri silkelemek, canlandırmak, dolaşıma sokmak istediğimiz için bizi susturmak istediğinizi biliyoruz. Toplumsal hafıza üzerindeki hakimiyetinize karşı bir tehdit olarak gördüğünüz için bizi yok saymak istediğinizi biliyoruz.

Ama biz varız, buradayız ve susmayacağız; her engelinizde farklı bir yol bularak hakikati haykırmaya devam edeceğiz. 29 yıl önce, 18 Ağustos 1994 tarihinde Diyarbakır’ın Hani ilçesinde gözaltında kaybedilen Mehmet Günkan ve tüm kayıplarımızın akıbetini öğrenme talebimizde ısrar edeceğiz. Adaletin sağlanması talebimizde, insan hakları talebimizde, hukuk devleti talebimizde ısrar edeceğiz.”

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

AYM Kararına Rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Gözaltına Alındı

Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 958. hafta eylemi Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararı gerekçe gösterilerek engellendi. Polis, çok sayıda hak savunucusunu gözaltına aldı.

Haber Merkezi / Eyleme, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, YSP’li Sırrı Sakık ve Meral Danış Beştaş ile TİP’li Ahmet Şık destek verdi. Buldan, Sancar, Sakık, Beştaş ve Şık Galatasaray Meydanı’nda polis ablukası alındı. Polis, Önder’in Galatasaray Meydanı’na geçişine de izin vermedi.

Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 958. hafta eylemi Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararı gerekçe gösterilerek engellendi. Meydana yürüyen Cumartesi Anneleri/İnsanları’na müdahale eden polis, çok sayıda hak savunucusunu gözaltına aldı.

Eyleme, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, YSP’li Sırrı Sakık ve Meral Danış Beştaş ile TİP’li Ahmet Şık destek verdi. Buldan, Sancar, Sakık, Beştaş ve Şık Galatasaray Meydanı’nda polis ablukası alındı. Polis, Önder’in Galatasaray Meydanı’na geçişine de izin vermedi.

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Engellendi: Onlarca Gözaltı

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 956. hafta eylemi Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen yine polis tarafından engellendi. Edinilen bilgilere göre en az 47 kişiyi gözaltına alındı.

Haber Merkezi / Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 957. hafta eylemlerinde yine polis tarafından engellendi.

Meydana yürüyen Cumartesi Anneleri/İnsanları’na müdahale eden polis, en az 47 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan isimleri öğrenilenler şöyle:

Hanife Yıldız, İkbal Eren, Besna Tosun, Maside Ocak, Ayşe Gülen Eyi, Mikail Kırbayır, İrfan Bilgin, Ali Tosun, Hüseyin Ocak, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Ümit Efe, Hüseyin Küçükbalaban, Sevinç Koçak, Gülseren Yoleri.

Sosyal medya hesaplarından açıklama yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları şöyle dedi: Anayasa’nın emredici hükümlerini uygulayın; keyfi ve dayanaksız iddialarla, hukuk dışı yöntemlerle Cumartesi Annelerini engellemeye son verin!

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Engellendi: Çok Sayıda Gözaltı

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 956. hafta eylemi yine polis tarafından engellenirken, çok sayıda kişi kelepçelenerek gözaltına aldı. Çevredeki yurttaşlar gözaltılara tepki gösterdi.

Haber Merkezi / Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 956. hafta eylemlerinde yine polis tarafından engellendi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın bu haftaki eylemine birçok kentin baro başkanı ve çok sayıda kişi dahil oldu.

İstanbul Barosu önünde bir araya gelen kitlenin Galatasaray Meydanı’na yürümesine polis, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararını gerekçe göstererek izin vermedi. Polis İstanbul Barosu önünde kitleyi ablukaya aldı.

Ablukadan geçip Galatasaray Meydanı’na yürümek isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları ve baro başkanlarına polis müdahale etti. Daha sonra polis çok sayıda kişiyi kelepçeleyerek gözaltına aldı. Çevredeki yurttaşlar gözaltılara tepki gösterdi.

Eylemde gözaltına alınanların isimleri şöyle: Sevil Turgut, Aslı Saraç, Hanife Yıldız, Mikail Kırbayır, İkbal Eren, İrfan Bilgin, Ali Ocak, Meryem Bars, Hasan Karakoç, Ali Tosun, Maside Ocak, Besna Tosun, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Leman Yurtsever, İsmail Yücel, Nazım Dikbaş, Özge Efe Bakırcı, Meryem Göktepe, Hatice Onaran, Hüseyin Aygül, Hünkar Yurtsever, Salim Derelioğlu ve Ümit Efe

Cumartesi Anneleri/İnsanları sosyal medya hesabından engelleme ve gözaltılara “Hukuk yok, Anayasa yok, toplama özgürlüğü yok. Şiddet var, gözaltı var, kelepçe var” diyerek tepki gösterdi.

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Gözaltına Alındı

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Galatasaray Meydanı’ndaki eylemin yasaklanmasının hak ihlali olduğu yönündeki kararına rağmen, 955. hafta eylemlerinde yine polis tarafından engellenerek gözaltına alındı.

Haber Merkezi / Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 955. hafta eylemlerinde yine polis tarafından engellendi.

Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, meydana yaklaştırılmadan Meşrutiyet Caddesi’nde ablukaya alındı. Eyleme katılanlar kelepçelenerek gözaltına alındı.

Pirha muhabiri Dilan Şimşek de darp edilerek ve yerde sürüklenerek gözaltına alındı. Şimşek önceki hafta polis tarafından darp edilerek yere düşürülmüştü.

Gözaltına alınan isimler arasında Hanife Yıldız, İrfan Bilgin, Mikail Kırbayır, Besna Tosun, Ali Tosun, Hasan Karakoç, Gülseren Yoleri, İsmail Yücel, Davut Arslan, Cihan Kaplan, Cüneyt Yılmaz, Maside Ocak, Leman Yurtsever, Hatice Onaran, Dilan Şimşek de var.

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

AYM Kararına Rağmen, Cumartesi Anneleri/İnsanları Gözaltına Alındı

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Galatasaray Meydanı’ndaki eylemin yasaklanmasının hak ihlali olduğu yönündeki kararına rağmen, Cumartesi Anneleri meydana yaklaştırılmadan ablukaya alındı. Eyleme katılanlar İstiklal Caddesi’nde kelepçelenerek gözaltına alındı.

Haber Merkezi / Gözaltına alınan isimlerin tamamı şöyle: Hanife Yıldız, İkbal Eren, Mikail Kırbayır, Maside Ocak, Besna Tosun, Hasan Karakoç, Ali Tosun, Eren Keskin, Leman Yurtsever, Cüneyt Yılmaz, Oya Ersoy, Gülendam Özdemir, Nimet Tanrıkulu, Ümit Biçer, Hayrettin Pişkin, Ezgi Çetin, Şifa Nur Çetin, Ömer Kavran, Nazım Dikbaş, Taylan Bekin, İsmail Yücel, Aslı Takanay, Deniz Aytaç, Hüseyin Aygül, Hatice Onaran, Murat Çelik, Seyid Doğan, Hünkar Yurtsever, Pelin Laçın, Aydın Aydoğan.

Polislere, “Gözaltı da hukuksuz, kelepçe de hukuksuz” diyerek tepki gösteren avukat Murat Çelik de darp edilerek ters kelepçe ile gözaltına alındı.

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Gözaltına Alındı

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Galatasaray Meydanı’ndaki eylemin yasaklanmasının hak ihlali olduğu yönündeki kararına rağmen Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 953. haftasında da engellendi ve gözaltına alındılar.

Haber Merkezi / Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Kolluk güçleri ve mülki amirler, 953’üncü haftamızda da Anayasal suç işlemeye devam etti. İstiklal Caddesine dahi çıkmamıza izin verilmeden AYM kararı bir kez daha ihlal edilerek gözaltına alındık” denildi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 953. hafta eyleminde gözaltına alınan kayıp yakınları ve hak savunucularının isimleri şöyle:

Hanife Yıldız, Mikail Kırbayır, Ali Ocak, Besna Tosun, Sebla Arcan, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Leman Yurtsever, Arat Dink, Hatice Korkmaz, Oya Ersoy, İsmail Yücel, Gülendam Özdemir, Ömer Kavran, Deniz Aytaç, Kemal Bulut, Hatice Onaran, Meryem Bars, Pelin Laçin, Hüseyin Aygül, Zehra Demir, Kenan Yıldızerler.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Paylaşın