Çiftçiye “Gübre Ve Mazot Desteği” Darbesi

İktidar, ekonomide olumlu gelişmeler yaşandığını açıklasa da, kriz çiftçinin destek ödemelerini vurdu. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, çiftçilere verilen mazot, gübre ve prim desteğinin kaldırıldığını duyurdu.

“Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 2025- 2027 dönemi bitkisel üretim destekleri açıklandı. Karara göre, 2025 yılından itibaren gübre ve mazot desteği ile 17 üründe verilen fark ödemesi (prim) desteği tamamen kaldırıldı. Çiftçi son kez 2024 üretim yılı için gübre, mazot ve prim desteği alacak”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 2025-2027 yıllarında uygulanacak bitkisel üretim destekleri ve diğer tarımsal teşviklerle ilgili kararın Resmi Gazete’de yayımlandığını belirtti.

Kararla birlikte çiftçilerin üretime karar vermeden önce, hangi havzada, hangi ürüne, ne kadar destek alacağını bileceğine değinen Yumaklı, “Böylece çiftçilerimizi planlı üretime yönlendirecek ve plansız üretimin getirdiği bir takım olumsuzlukların da önüne geçmiş olacağız” dedi.

Yumaklı’nın paylaşımı sonrası sosyal medya hesabından paylaşım yapan Ekonomi gazetesi tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, çiftçilere verilen mazot, gübre ve prim desteğinin kaldırıldığını duyurdu.

Paylaşımında Yıldırım, “Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 2025- 2027 dönemi bitkisel üretim destekleri açıklandı. Karara göre, 2025 yılından itibaren gübre ve mazot desteği ile 17 üründe verilen fark ödemesi (prim) desteği tamamen kaldırıldı. Çiftçi son kez 2024 üretim yılı için gübre, mazot ve prim desteği alacak” dedi.

“Yeni destek sisteminde 2025 yılı için dekar başına 244 liralık katsayı belirlendi” diyen Yıldırım, “Temel destek, planlı üretim ve ürün geliştirme için belirlenen katsayı ile bu destek miktarı artacak” ifadelerini kullandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan açıklama

Tarım ve Orman Bakanlığı, ‘mazot ve gübre desteğinin kalktığına’ ve ‘fark ödemesi desteğinin artık yapılmayacağına’ ilişkin iddiaları içeren haberlerin asılsız olduğunu açıkladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“2025-2027 Yıllarında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Birçok ilki barından bu kararın ardından ortaya atılan asılsız iddialara ilişkin açıklama yapma ihtiyacının hasıl olmuştur.

Mazot ve gübre desteğinin kalktığı ve üreticilerimizin prim desteği olarak ifade ettiği fark ödemesi desteğinin artık yapılmayacağı bazı basın yayın organlarınca iddia edilmiştir. Bu tamamen asılsızdır. İlk olarak; mazot ve gübre desteği kalkmamıştır. Yeni dönemde bunun tanımlaması, temel girdi maliyetleri (mazot ve gübre) esas alınarak belirlenen temel destek olarak revize edilmiştir.

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olan üreticilerin, temel destek ile mazot maliyetinin yüzde 50’si ve gübre maliyetinin yüzde 25’inin karşılanacaktır.

Ayrıca üretim planlaması kapsamında yer alan ürünlerin havzasında yetiştirilmesi durumunda temel desteğe ilave olarak üreticilerin kullandığı mazotun yüzde 50’sini, gübrenin de yüzde 25’ini planlı üretim desteği olarak alacaktır. Böylelikle mazot maliyetinin yüzde 100’ü, gübre maliyetinin ise yüzde 50’sinin desteklenmiş olacaktır.

Su kısıtının olduğu 11 il 52 ilçede ise planlama kapsamında az su tüketen mercimek, nohut, baklagil, yem bitkileri, buğday, arpa ve yağlık ayçiçeği üreten çiftçilerimize ise gübre maliyetinin kalan yüzde 50’lik kısmı da ‘yer altı su kısıtı desteği’ olarak verilecektir.

Böylece bu bölgelerde üretim planlamasına uygun ekim yapanların mazot ve gübre desteğinin yüzde 100’ü desteklenecektir. Tüm bunların yanında çiftçilerimizin uzun süredir talep ettiği gibi bu destekler ayni olarak değil nakdi olarak ödenecektir.

İkinci olarak ise yine bazı basın yayın organlarında prim desteğinin kalktığı iddiasının ortaya atılmıştır. Ancak söz konusu kararın 2’nci maddesi, 11’inci fıkrasında ‘Fark Ödemesi Desteği: Öncelikle arz açığı veya planlama kapsamındaki ürünler olmak üzere ilgili üretim yılındaki üretim maliyetleri ile iç ve dış fiyatlar dikkate alınarak çiftçilerin, tarım politikaları amaç ve ilkelerine uyumunu kolaylaştırmak, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak ve gelir kayıplarını telafi edebilmek amacıyla fark ödemesi desteği verilir.

Her yıl, fark ödemesi kapsamına alınacak ürünler ve ödeme miktarı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ayrıca teklif edilir’ ibaresi yer almaktadır. Bahsi geçen desteklere ilave olarak üreticilerin aleyhine gelişen bir durum olması halinde ihtiyaç olan üründe üretim dönemi sonunda Tarım Kanunu kapsamında belirtilen hususlar dikkate alarak fark ödemesi desteği verilebilecektir.

Paylaşın

Çiftçinin Borcu 20 Yılda 122 Kat Arttı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) verilerine göre, 2004 yılında tarım kesiminin bankalara olan borcu 5,3 milyar liradan 651,6 milyar liraya fırladı.

Bu borcun 222,5 milyar lirasını kısa vadeli krediler oluştururken, çiftçilerin bankalara olan borçları bir yılda yüzde 64,7, son 20 yılda ise 122 kat arttı.

Tarımın sürdürülebilir olmaktan çıktığını söyleyen CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu, çiftçinin ürettiğinin karşılığını alamadığını belirtti.

Üretmek için borçlanan çiftçilerin tarlaları ipotek altında. Mazot, gübre, ilaç, yem gibi tarımsal girdilerin fiyatları dövizdeki artışa bağlı olarak sürekli yükseliyor. Tarımsal destekler ise girdi maliyetlerindeki artışın gerisinde kalıyor.

Çiftçiler girdi fiyatlarındaki bu artış nedeniyle maliyetleri karşılayamadıkları için borçlanmak zorunda kalıyor. Borcunu ödeyemeyen çiftçilerin toprakları ise el değiştiriyor.

BirGün’den Havva Gümüşkaya‘nın haberine göre; üreticiler, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler gününü borçlu, ipotek altında ve endişeli karşılıyor. Birçok üründe hasat başlamasına rağmen hala daha alım fiyatı açıklanmadı. Buğdayda üretici bölgelerinde sulu alanlarda kilogram maliyeti 11 lirayı aşarken, kıraç alanlarda 10 lira 87 kuruş olarak hesaplandı.

Üretici bu maliyetler karşısında, kilogram fiyatı olarak 15 liranın üzerinde bir alım fiyatı bekliyor. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın buğday için ton başına 11 lira fiyat belirlemesi ve ek olarak 2 lira prim desteği sağlayarak toplamda 13 lira olarak uygulanacağı iddia ediliyor.

Üretim maliyetlerinin karşılamayan alım fiyatları konuşulurken maliyetlerini karşılamak için tarlasına ipotek koyduran üretici adeta borç kıskancına alındı. Çiftçilerin yüzde 92,5’nin borcu nedeniyle tarlasında, bağında, bahçesinde ipotek bulunuyor.

Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın verilerine göre tapusu üzerine ipotek konulan tarım arazisi sahibi sayısı Ekim 2023’te 2 milyon 230 bin 758 kişi oldu. İpoteklerin yüzde 72,9’unu bankalar tarafından konuldu. Tapusu üzerine bankalar tarafından ipotek konulan tarım arazisi sahibi 1 milyon 626 bin 289 kişi bulunuyor.

2019 yılında 2,9 milyon olan ipotekli tarım alanı parsel sayısı 300 bin artarak 3,2 milyona ulaştı. İpotekli tarım alanı ise 42 milyon 360 bin 880 dekarı buldu. Bu büyüklük toplam karasal alanı 20 milyon 330 bin dekar olan İsrail’in iki katından daha fazla bir alanı ifade ediyor. İpotekli alan sahibi başına düşen tarım arazisi büyüklüğü ise 18,9 dekarı buluyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 2024 Mart ayı verilerine göre, 2004 yılında tarım kesiminin bankalara olan borcu 5,3 milyar liradan 651,6 milyar liraya fırladı. Bu borcun 222,5 milyar TL’sini kısa vadeli krediler oluşturdu. Çiftçilerin bankalara olan borçları bir yılda yüzde 64,7, son 20 yılda ise 122 kat arttı.

“Tarım sürdürülebilir olmaktan çıktı”

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakıroğlu, yaptığı açıklamada tarımın sürdürülebilir olmaktan çıktığını söyledi.

Bakıroğlu, çiftçinin ürettiğinin karşılığını alamadığını belirterek “Çiftçinin ürettiğinin karşılığını alamadığını, çiftçinin borç batağında olduğunu ve tarım sektörünün borcunun 700 milyar lirayı aştığını sık sık dile getiriyoruz.

Tarımsal faaliyet geliri az, zor ve meşakkatli bir uğraştır. Para kazanamayan çiftçi üretim yapmak için bankalardan ve tarım kredi kooperatiflerinden kredi çekerek tarımsal faaliyetine devam ediyor.

Borçlar yüzünden tarım ve hayvancılık sürdürebilir olmaktan çıkmıştır. Tarım alanları ipotekli hale gelmiştir. Tüm dünya için tarım stratejik öneme sahiptir. Gıda güvencesi ve güvenliği her vatandaşın temel hakkı olarak önümüze çıkmaktadır. Tarımsal ürünlerin yani gıdanın erişilebilir kaliteli ve ucuz olması için temel kural desteklemedir.

Maalesef tarımsal desteklemelerin bütçe içindeki payı her yıl azalmaktadır. Tabi bu kadar borç olunca ipotekli tarım alanları da ciddi rakamlara ulaştı” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

AK Parti İktidarı Döneminde Çiftçilerin Borcu 86 Kat Arttı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Orhan Sarıbal, çiftçilerin borcunun AKP iktidarı döneminde 86 kat artarak 206 milyar liraya çıktığını söyledi. BDDK verilerine göre de çiftçilerin son bir yılda kullandığı kredi tutarında yüzde 43’lük artış yaşandı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, artan girdi maliyetleri nedeniyle çiftçilerin bankalardan kullandığı kredi tutarı son bir yılda yüzde 43 artarak 205,8 milyar liraya çıktı. Çiftçilerin son bir yılda kullandığı kredi miktarının ise 61,8 milyar liraya çıktığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bu bir rekordur. Çiftçi borçlanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Çiftçi çığ gibi artan borçlar altına eziliyor, batıyor” dedi.

Halk TV’den Nuray Tarhan’ın haberine göre “Çiftçilerin 2002 yılında bankalardan kullandığı kredi miktarı 2,4 milyar lira iken, 20 yıllık AKP iktidarı döneminde 86 kat artarak 206 milyar liraya çıktı” bilgisini veren Sarıbal, “Bu borç cumhuriyet tarihinin borç rekorudur” ifadesini kullandı.

‘Çiftçi başına 100 lira borç’

Sarıbal, sözlerine şöyle devam etti:

“Her ay çiftçimizin bankalardan kullandığı miktarı da artmaktadır. Çiftçimiz bir yılda 29 milyar lira destek alırken sadece bir ayda kullandığı kredi miktarı 11 milyar lira, yılbaşından bu yana ise 40 milyar lira oldu. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2,1 milyon çiftçinin borcu 206 milyar liraya ulaştı. Bu, çiftçi başına yaklaşık 100 bin lira borç demektir. Hiç bankalardan kredi kullanmayan çiftçiler olduğunu düşünürsek, borçlu çiftçinin kişi başına borç miktarının çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Ayrıca çiftçilerimizin Tarım Kredi Kooperatifi ve serbest piyasada tarımsal girdi sağlayan akaryakıt istasyonları, gübre, zirai ilaç, tohum ve ekipman tedarikçilerine borçlarını da ilave edersek, borcun 300 milyar lirayı geçtiğini rahatlıkla ifade edebilirim. Artan maliyetler nedeniyle çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Çiftçi mevcut borçlarına takla attırarak daha çok borçlanıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Bu borç sarmalı için çözüm bulunmaz ise borç balonu yakında patlar.”

Paylaşın

Çiftçinin Kullandığı Mazota Bir Yılda Yüzde 330 Zam Geldi

İklim krizi, yanlış tarım politikaları ve tarım faaliyetlerindeki üretimler için koşulların elverişli olmaması çiftçiyi olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Kuraklığın tarım faaliyetlerine etkisi gün geçtikçe kendini daha yakıcı bir şekilde hissettirirken, her geçen gün artan üretim kalemleri de çiftçiyi ayrıca zora sokuyor.

Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, Türkiye genelinde 52 kentte yaşanan kuraklık sorununu ve çiftçi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

“Zamlar üreticiyi de tüketiciyi etkiliyor”

Kuraklığın bu yıl, geçen yıla göre daha az ama bölgesel olarak aynı yakıcılıkta devam ettiğini söyleyen İskenderoğlu, mazot zamlarına da dikkat çekerek “Güneydoğu Anadolu bölgesinin bir kısmında kuraklık etkisini sürdürüyor. Bu yıl kuru tarlalarda 350-400 kilo civarında buğday, 100-150 kilo civarında mercimek hasılatı bekliyoruz. Sulu tarlalarda ise 550-650 kilo buğday hasılatı bekliyoruz,” dedi.

İskenderoğlu, geçen yıl ve bu yılın mazot, elektrik, amonyum nitrat ve ilaç fiyatlarını karşılaştırarak şunları söyledi:

“Geçen yıl çiftçinin kullandığı mazot 8 liraydı, şu an ise 29 lira oldu. Bu, yaklaşık olarak yüzde 330 artış demek. Geçen yıl elektriğin kilowattı 0.90 kuruştu; şu an 2,17 kuruş. Yüzde 250 civarında zamlandı elektrik.

“Yüzde 26 azotlu amonyum nitratın bir tonu geçen yıl 1860 liraydı, şu an 7750 lira. Azotlu üre gübresi (mısır için kullanılan) geçen yıl 3,3 liraydı, bugün ise 14 lira. Tarımda en büyük harcama kalemi olan gübreye de fahiş fiyatlarda zam geldi. Yine aynı şekilde tarım ilaçlarına yüzde 150 zam geldi.”

Tarımda tehlike çanları

Çözüm için önerilerde bulunan ve üreticileri uyaran Süleyman İskenderoğlu “Üretici enflasyonu yaklaşık olarak yüzde 400 civarında. Tüketiciler ekmeği yılın sekizinci ayında yaklaşık 7, on ikinci ayında ise 8 liraya alacak. Tarım için ciddi anlamda tehlike çanları çalıyor,” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı fiyatlarla, piyasadaki fiyatlar arasında ciddi farklar var. TMO bu yıl serbest piyasadan buğday ve arpa alamayacak. Ben buradan çiftçilere bir uyarıda bulunmak istiyorum. Malınızı satmayın, dayanabildiğiniz kadar dayanın, buğday fiyatları yükselecek.”

Adım adım gıda krizi

Piyasada buğday stoğu olmadığının ve adım adım gıda krizine doğru sürüklenildiğinin altını çizen İskenderoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bir gıda krizine doğru hızla yaklaştığımızı söylemek gerekiyor ve bunu saklamanın bir anlamı yok. Ülke olarak tedbir almak için çok geç kaldık. Çözüm olarak yarıda kalmış ve tamamlanmasına az kalmış yavru su kanallarının bitirilmesi gerekiyor. Çevreye zarar vermeyen su kanallarının bir an evvel faaliyete geçirilmesi gerekiyor.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın