Millet İttifakı’nın Adayı Kılıçdaroğlu: Elbette HDP’ye Gideceğim

Gelecek Partisi,  Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Saadet Partisi ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’ye ziyaret edeceğini açıkladı ve “HDP’yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz” dedi ve ekledi:

“Cumhurbaşkanı adayı olarak, tüm Türkiye’nin, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım iddiasında biri olarak tüm partileri ziyaret etmem zaten demokrasinin gereğidir. HDP’yi ziyaret etmemde ne sakınca olabilir? Meclis’te HDP’li Başkan Vekili’nin yönetimi altında çalışıyoruz.

Komisyonlarda HDP’li vekillerle birlikte çalışıyoruz. HDP’yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz. Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV yazarı Fikret Bila’ya konuştu. Kılıçdaroğlu, HDP konusunda şunları söyledi:

Elbette HDP’yi de ziyaret edeceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak, tüm Türkiye’nin, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım iddiasında biri olarak tüm partileri ziyaret etmem zaten demokrasinin gereğidir. HDP’yi ziyaret etmemde ne sakınca olabilir? Meclis’te HDP’li Başkan Vekili’nin yönetimi altında çalışıyoruz.

Komisyonlarda HDP’li vekillerle birlikte çalışıyoruz. HDP’yi ziyaret etmem kadar doğal bir şey olamaz. Ben zaten toplumun bütün kesimlerine ulaşmaya çalışan bir anlayışa sahibim, bunu da uygulamaya çalıştım. Bu yönde çalışmalarım devam edecek.

Ortak adaylık çalışmaları nedeniyle deprem bölgesinde yaşanan felaketi unutmadıklarını da vurgulayan Kılıçdaroğlu bölgeye gideceğini söylerek ekledi:

Bizim önceliğimiz deprem felaketidir. Önümüzdeki Salı günü deprem bölgesiyle ilgili olarak yaraları nasıl saracağımıza, depremzedelerin sorunlarını nasıl çözeceğimize ilişkin projemizi kamuoyuna açıklayacağız. Zaten belediyelerimiz, milletvekillerimiz hep deprem bölgesindeler. Vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için büyük çaba harcıyorlar. Bu çalışmalara da ara vermeden devam edeceğiz.

İmamoğlu ve Yavaş

Kılıçdaroğlu İstanbul Büyük şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanması konusundaki soruyu da şöyle yanıtladı:

Sayın İmamoğlu da Sayın Yavaş da çok değerli iki arkadaşımız. Çok başarılı iki belediye başkanımız. Sadece belediye başkanı oldukları illerde değil Türkiye’nin neresinde bir sorun olsa hemen o sorunu da çözmek üzere yardıma koşan iki belediye başkanımız. Seçimden sonra cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacakları tarihe kadar belediye başkanlıklarından ayrılmaları gerekmiyor. Böyle bir hukuki zorunluluk yok. Bu nedenle seçime kadar kampanya boyunca da birlikte çalışacağız. Hiçbir sorun yok.

HDP gündemi

Kılıçdaroğlu’nun ittifakın ortak adayı olarak açıklamasının ardından HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, “Kılıçdaroğlu’nun bizi ziyaret etmesini de bekliyoruz” açıklaması yaptı.

Bu konu İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e de soruldu. Akşener de Kılıçdaroğlu için “Tabii HDP’ye ziyaret edebilir ama masaya getiremez” yanıtını verdi.

HDP’nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş cezaevinden Akşener’e mektup yazarak, “Bizim oyumuzu istiyor musunuz istemiyor musunuz, bizi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz, sizin parti olarak diğer partilerle müzakere hakkınız var da HDP’nin yok mu” gibi bir dizi soru yöneltti.

Paylaşın

Kaftancıoğlu Hakkında 4 Yıl 8 Aya Kadar Hapsi Talebi

CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. Hazırlanan iddianame, asliye ceza mahkemesine gönderildi. Mahkeme iddianameyi kabul ettiği takdirde duruşma tarihi verilecek ve Kaftancıoğlu hakim karşısına çıkacak.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz” sözleri hakkındaki soruşturma tamamlandı.

“Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 4 yıl 8 aya kadar hapsi istenen Kaftancıoğlu, sosyal medya hesabından, “Yine ne yapmışım? Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir ve sizler ne yaparsanız yapın gideceksiniz” açıklaması yaptı.

Kaftancıoğlu 12 Ağustos 2022’de, partisinin 81 il gençlik kolları başkanlarıyla İstanbul Planlama Ajansı’nın Florya’daki merkezinde bir araya gelmişti. Kaftancıoğlu burada yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Partimize, partimizin ilkelerine, gençliğinize, kendinize ve sizlerin hayallerini hedefleri hâline getiren genel başkanımıza, genel başkanımızın sizlere sunduğu imkanlar ve sizin genel başkanımıza, partimize oluşturduğunuz ve artırdığınız enerjiye güvenerek belki de dünya tarihinde bir ilki başaracağız. Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz.”

Soruşturma tamamlandı

Bu açıklamanın ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları, Kaftancıoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak cezalandırılmasını talep etti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Kaftancıoğlu’nun ifadelerinin “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu oluşturduğu savunuldu.

Kaftancıoğlu’nun sözleriyle eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamını aştığı aktarılan iddianamede, söz konusu ifadelerin “Cumhurbaşkanı’nın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu” öne sürüldü. Kaftancıoğlu’nun konuşmasını kamuya açık bir alanda gerçekleştirmesi nedeniyle aleniyet unsurunun gerçekleştiğine de vurgu yapıldı. İddianamede, “Kaftancıoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik alenen hakaret suçunu işlediğinin anlaşıldı” denildi. Kaftancıoğlu’nun, “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapsi istendi.

Dosya, Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 7. Asliye ceza mahkemesine gönderildi. İddianameyi inceleyen mahkeme, olayın Bakırköy Adliyesi’nin görev bölgesinde kaldığını tespit etti. Mahkeme, yetkisizlik kararıyla dosyayı Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderecek. Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederse davanın görüleceği tarihi belirleyecek.

Kaftancıoğlu, hakkında düzenlenen iddianame hakkında ilk değerlendirmeyi sosyal medya hesabından yaptı. Kaftancıoğlu, “Yine ne yapmışım? Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir ve sizler ne yaparsanız yapın gideceksiniz” açıklamasını yaptı.

Paylaşın

İki Ayda En Az 23 Bin 592 Esnaf İflas Etti

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da ekonomik gelişmeler iktidarı yalanlıyor. 2023 yılının ilk iki ayında iflas eden esnaf sayısı en az 23 bin 592 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Yılın ilk iki ayındaki 23 bin 592 esnaf iflası, 2019’dan bugüne yılın ilk iki ayındaki iflaslardan daha fazla oldu.

Bu yılın ilk iki ayında deprem bölgelerindeki toplam iflas sayısı ise en az 2014 olarak kayıtlara geçti. Bu durumda bu yılın ilk iki ayında gerçekleşen iflasların yüzde 11’i deprem bölgesinde gerçekleşmiş olduğunu gösteriyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yılın ilk 2 ayında gerçekleşen esnaf iflaslarını değerlendirdi. Ağbaba’nın tespit ve değerlendirmeleri şöyle:

“Ocak ve Şubat ayları arasında Türkiye genelinde meslekten ve sicilden terkinini gerçekleştirerek iflas eden esnaf sayısı 23 bin 592 oldu. Bu durumda yılın ilk ayında her gün 393 esnafımız iflas ederek ekmek teknesini kaybetmiş oldu.

Yılın ilk iki ayındaki 23 bin 592 esnaf iflası, 2019’dan bugüne yılın ilk iki ayındaki iflaslardan daha fazla oldu.

Deprem bölgesinde ilk iki ayda 2041 esnaf iflas etti.

Bu yılın ilk iki ayında deprem bölgelerindeki toplam iflas sayısı ise en az 2014 olarak kayıtlara geçti. Bu durumda bu yılın ilk iki ayında gerçekleşen iflasların yüzde 11’i deprem bölgesinde gerçekleşmiş oldu.

Adana’da 455, Adıyaman’da 149, Diyarbakır’da 188, Gaziantep’te 235, Hatay’da 257, Kahramanmaraş’ta 227, Kilis’te 24,Malatya’da 181, Osmaniye’de 97 ve Şanlıurfa’da 228 esnaf bu yılın ilk iki ayında iflas etmiş oldu.

6 aylık borç erteleme ne yazık ki iş yerini, evini, ailesini kaybeden esnaflarımızın hiçbir derdine derman olmayacaktır. Esnaflarımızın tüm borçları silinmeli, iş yerlerine tekrar dönene kadar esnaflarımıza işsizlik maaşı bağlanmalı, esnaflarımızın tüm fatura ve sigorta primleri bu süreçte hazine tarafından karşılanmalıdır.

Aksi takdirde Mart ayı itibariyle oda kayıtlarında tescili bulunan esnaflarımız toplu halde meslekten ve sicilden terkin işlemini gerçekleştirecektir.”

Paylaşın

Türkiye’de 21 Yılda En Az 7 Bin 990 Kadın Öldürüldü

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren 21 yılda Türkiye’de en az 7 bin 990 kadın öldürüldü. 2002’e öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2007 ve 2009 yıllarında bu sayı binin üzerine çıktı. 2020’de 300, 2021’de 280, 2022’de ise 334 kadın öldürüldü. 2023’ün Ocak ayında 31, Şubat ayında 11 kadın öldürüldü. 2023’nin aynı döneminde 37 kadının ölümü ise ‘şüpheli’ olarak kayıtlara geçti” dedi.

İktidarın kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı “seyirci kaldığını” söyleyen Yüceer, kadını koruyan sözleşmelere “savaş açıp hedef hâline getirerek” Türkiye’nin imzasını çekenlerin gerçek niyetinin “kadını korumak değil, aksine kadınları sessiz ve dilsiz bırakmak” olduğunu iddia etti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi Candan Yüceer, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından öldürülen kadınların sayısına dikkat çekti.

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı “AKP’nin Başarısı: Kadına Yönelik Şiddette Dünya Liderliği” başlıklı açıklamada, “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren 21 yılda Türkiye’de en az 7 bin 990 kadın öldürüldü. 2002’e öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2007 ve 2009 yıllarında bu sayı binin üzerine çıktı. 2020’de 300, 2021’de 280, 2022’de ise 334 kadın öldürüldü. 2023’ün Ocak ayında 31, Şubat ayında 11 kadın öldürüldü. 2023’nin aynı döneminde 37 kadının ölümü ise ‘şüpheli’ olarak kayıtlara geçti” dedi.

Yüceer, “Tek adamın imzasıyla bir gecede hukuksuz bir şekilde İstanbul Sözleşmesi’nden imzamızın çekilmesinin ardından en az 603 kadın öldürüldü, 464 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti” diye ekledi.

İktidarın kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı “seyirci kaldığını” söyleyen Yüceer, kadını koruyan sözleşmelere “savaş açıp hedef hâline getirerek” Türkiye’nin imzasını çekenlerin gerçek niyetinin “kadını korumak değil, aksine kadınları sessiz ve dilsiz bırakmak” olduğunu iddia etti.

Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden Mart 2021’de çekilmişti

Resmi adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için uluslararası alanda İstanbul Sözleşmesi ismiyle anılıyor.

Türkiye, kadına yönelik şiddet sorununa dair bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı uluslararası sözleşme olarak bilinen belgeyi ilk imzalayan ülkelerden biriydi. Ancak Türkiye, Mart 2021’de alınan Cumhurbaşkanı kararıyla tek taraflı olarak sözleşmeden çekildi.Çekilme kararı, ülke çapında protestolara neden olmuştu.

“Hiçbir kadın ölümü şüpheli kalmamalı”

Türkiye’de son dönemde intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında ciddi bir artış görüldüğünü belirten CHP milletvekili Yüceer, “Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların gerçekten kaza sonucu mu öldükleri, kadın cinayeti olup olmadığı, intihar edip etmedikleri veya bir şekilde intihara sürüklenip sürüklenmedikleri açığa çıkartılmalıdır. Hiçbir kadın ölümünün şüpheli kalmamalıdır” çağrısında bulundu.

Türkiye’nin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülke konumuna geldiğini belirten Yüceer, “2012’de 139 bin olan koruma talebi sayısı, 2020 yılına geldiğinde yüzde 114 artışla 339 bin 792’ye yükseldi. Bu yükselişe rağmen koruma talep eden kadınların korunamadığı da acı bir gerçektir. Öldürülen birçok kadının failler hakkında koruma kararı çıkardığı, uzaklaştırma kararı aldığı ortaya çıkmaktadır” diye ekledi.

Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021 Raporu’nda ise Türkiye’nin 146 ülke arasında 124’üncü sırada yer aldığını belirten Yüceer, “Listede Türkiye Bangladeş, Etiyopya, Endonezya, Gana ve Nijerya gibi ülkelerin gerisinde kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınlar dünyadaki pek çok ülkeden önce, 1930 yılında yerel seçimlerde, 1934 yılında da milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını erkeklerle eşit bir biçimde elde etmişlerdir. Ancak ülkemizde özellikle sonra 21 yıllık AKP iktidarında toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alandaki durumu bakımından dünyanın birçok ülkesinin gerisine düşmüş durumdadır” dedi.

Meclis’teki kadın vekil sayısının azlığına da dikkat çeken Yüceer, “Mart 2023 itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sadece yüzde 17,38’i kadın milletvekillerinden oluşmaktadır. Yani 101 kadın milletvekili bulunmaktadır. Son seçimde 33 ilden kadın milletvekili seçilmemiştir. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde sadece bir kadın bakan görev yapmaktadır. Tüm bunlarla beraber partimizin siyasette eşit temsiliyet talebiyle yüzde 50 cinsiyet kotası ve fermuar sistemi kanun teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu Hangi Partilerden Destek İsteyecek?

Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaret programının, seçim kararının ilan edilmesinin ardından netleşecek.

En çok merak edilen de Kemal Kılıçdaroğlu’nun, HDP, MHP ve AKP’yi de ziyaret edip etmeyeceği. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesinin ardından, partisinin genel merkezine davet etmişti.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, henüz kesinleşmemekle birlikte, parti içinde ziyaret programına ilişkin farklı seçenekler değerlendiriliyor. Bu kapsamda öne çıkan görüş, parlamentoda grubu olan bütün siyasi partilerin ziyaret edilerek, destek istenmesi yönünde.

Bu kapsamda AKP ve MHP’den “grup başkanı” düzeyinde randevu istenmesi seçeneği üzerinde duruluyor.

Randevuya olumlu yanıt vermesi halinde Kılıçdaroğlu’nun AKP Grup Başkanı İsmet Yılmaz ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den randevu istenebileceği belirtiliyor.

CHP kurmayları, “Şu anda bu seçenekler tartışma, değerlendirme aşamasında. Bazı partiler görüşmek istemiyoruz, diyebilir. O zaman buna göre de tavır alınır” görüşünü dile getiriyor.

CHP liderinin HDP ile daha önce de görüştüğüne dikkat çeken parti kurmayları, parlamentoda temsil edilen partilerin ayrımsız ziyaret kapsamında olacağını belirtiyor. Parlamento dışında çok sayıda siyasi parti olduğu için, bunların hangilerinin ziyaret edileceği ise henüz netleşmiş değil.

Aday olduktan sonra ilk ziyaretini deprem bölgesine, Elbistan’a yapacak olan Kılıçdaroğlu, “seçim bildirgesini” ise seçim kararının açıklanmasının ardından, ittifakta yer alan liderlerin de katılımıyla Ankara Spor Salonu’nda kamuoyuna açıklayacak.

Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasını ise ittifakta yer alan partilerin temsilcilerinin de içinde yer aldığı ekip yürütecek.

Millet İttifakı’nda depreme yol açan aday krizi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, seçimin kazanılması halinde “cumhurbaşkanı yardımcısı” olarak yönetimde görev almaları formülüyle aşıldı.

Krizin çözülme süreçlerine ilişkin ise yeni ayrıntılar ortaya çıktı.

‘CHP’nin B planı, çözüm formülü oldu’

Kulislere yansıyan bilgiye göre, “belediye başkanlara cumhurbaşkanı yardımcığı” formülü aslında CHP’nin, “kötü senaryoya”, yani masada kriz çıkması olasılığına göre yaklaşık 20 gün önce hazırladığı “B planı” idi.

Kurmayları, Akşener’in ittifakla köprüleri attığı 3 Mart’taki basın toplantısından hemen sonra Kılıçdaroğlu’na açıkladı.

CHP kaynaklarının verdiği bilgiye göre süreç şöyle işledi:

Kılıçdaroğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile görüşmesinin ardından, Akşener’in basın toplantısını yakın kurmayları ile birlikte, Meclis’teki makamında izledi.

Basın toplantısından kısa süre önce de Kılıçdaroğlu’na Akşener’in Yavaş ve İmamoğlu’nu aday olarak önereceği ve aksi taktirde masadan kalkacağı bilgisi geldi.

Kılıçdaroğlu, Akşener’in açıklamaları üzerine yorum yapmadı, ancak kurmaylarının anlatımına göre bu kadar “sert” bir üslup da beklemiyordu.

Akşener’in basın toplantısı bittikten Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, grup başkanvekilleri ve bazı MYK üyeleri ile olgunlaştırdıkları, Yavaş ve İmamoğlu’nun seçim sürecinde daha görünür olması ve daha aktif katılabilmeleri için “cumhurbaşkanı yardımcılığı” formülünü önerdi.

Seçim sürecinde cumhurbaşkanı yardımcı adaylığı için istifa gerekmediğini belirten kurmayları, belediye başkanlarının kamuoyu desteklerinin seçim kamyanyasına da olumlu yansıyacağını ifade ettiler.

Kılıçdaroğlu’nun olumlu baktığı bu plan 3 Mart’taki olağanüstü MYK’da değerlendirildi.

Ancak Pazar gününe gelindiğinde ise bu formül, Akşener’in “masaya dönüş”ü için devreye sokuldu.

Akşener’in de bu formüle sıcak baktığı ifade edilince, Kılıçdaroğlu, diğer liderlere de bilgi verdi ve krizin aşılması için yürütülen trafik olumlu sonuç verdi.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesinin ardından, bundan sonraki yol haritası da netleşmeye başladı.

Meclis’e veda: Parti yöneticilerine de sürpriz oldu

Aday olunca “parti rozetini çıkarma” kararı alan Kılıçdaroğlu, bunun ilk adımın Meclis grubunda attı. Aday ilan edildikten sonraki ilk grup toplantısında, Meclis grubuna veda etti. Karar, yakın kurmayları için de “sürpriz” oldu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun bu kararı nasıl aldığını ve ne anlama geldiğini BBC Türkçe’ye anlattı:

“Meclis’teki karşılamadan sonra grup başkanvekilleri olarak odasına girdik. ‘Arkadaşlar ben bugün grubu son defa temsil edeceğim’ dedi. Bundan sonra milleti temsilen, milletle beraber olacağım’ dedi.

“Hem şaşırdık hem de duygusallaştık. Kolay bir şey değil. Yaklaşık 11 yıldan beri birlikte götürüyoruz görevi. Yaşadığımız, paylaştığımız çok şey var. ‘Peki efendim, bir daha grup toplantısı yapmayacak mısınız?’ diye sorduğumuzda ‘Hayır, bundan sonraki toplantılarımı milletle birlikte yapacağım’ dedi. ‘Peki’ dedik biz de, hatta üç grup başkanvekili olarak, grup hatırası olarak beraber fotoğraf çektirelim istedik. Çok duygusal anlar yaşandı o anda. Son bir resim de orada çektirdik. Bugüne kadar bizi çok gururla temsil etti, bundan sonra da milleti temsil edecek.”

Genel Başkanlık görevini neden sürdürme kararı aldı?

Kılıçdaroğlu, aday olmadan önce yaptığı bazı açıklamalarda, “cumhurbaşkanının partili olmayacağını, seçimi kazandıktan sonra da partisinden ayrılacağını” açıklamıştı.

CHP kulislerinde de, Kılıçdaroğlu’nun aday olduktan sonra, genel başkanlıktan ayrılmayacağı ancak parti rozetini çıkaracağı ve MYK içinden bir ismi “vekil” olarak görevlendirebileceği dile getiriliyordu.

Ancak; Millet İttifakı’nın 12 madelik “güçlendirilmiş parlamenter sistemin yol haritası”nda ise cumhurbaşkanının varsa parti üyeliğinin, parlamenter sisteme geçildikten sonra sona ereceği öngörüldü.

Bu da Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde de genel başkanlık görevini sürdürebileceği anlamına geliyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, liderlerin son buluşmasında, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, “hiç değilse yerel seçimlere kadar genel başkanlık görevini sürdürmesi” konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı.

CHP kurmayları bu kararın gerekçesini, geçiş süreci gibi kritik bir dönemde bir de “parti içi mücadele tartışması yaşanmaması” ve seçim sonrasında nasıl bir tablo oluşacağının görülmek istenmesine bağlıyor.

Grup Başkanvekili Özkoç’un verdiği bilgiye göre, Kılıçdaroğlu parti rozetini çıkarmakla birlikte, seçimlere kadar partisinin başında olacak, seçimden sonra ise oluşan koşullara göre karar verecek:

“Seçimden sonra, Meclis’te partilerin milletvekili ağırlıkları ne olacak, hangi siyasi parti öne çıkacak, Türkiye’nin koşulları ne olacak? O açıdan da hepsi o günkü koşullar içinde değerlendirilir. Bu mutabakat metni o anlamda da Genel Başkan’ın önünü açtı. Bu aslında masadaki liderlerin Kemal Bey’e güven telakki ettiğini de gösteriyor.”

Başkanlar iki görevi bir arada sürdürebilir mi?

Tartışılan bir konu da seçimin kazanılması halinde Yavaş ve İmamoğlu’nun hem belediye başkanlığı hem de cumhurbaşkanlığı görevini birlikte üstlenip üslenemeyeceği.

2018 seçimlerinde, AKP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Bakanlığı’na aday olan Binali Yıldırım’ın aynı zamanda TBMM Başkanlığı’nı sürdürmesini örnek göstererek, başkanların iki görevi bir arada sürdürebileceğini savunanlar olsa da, hukuki altyapı oluşturulmadan formülün işletilmesi zor görünüyor.

Ankara ve İstanbul’da Belediye Meclisi’nde Cumhur İttifakı çoğunlukta olduğu için belediye başkanlıklarının kaybedilmemesi için yerel seçimlere kadar görevlerinin başında kalması öngörülüyor.

‘Seçim bildirgesini açıklayacak’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, seçim kararını almasının ardından, Kılıçdaroğlu için aday tanıtım toplantısı düzenlenecek.

Kesin program netleşmemekle birlikte, aday tanıtım toplantısının ittifak ortağı partilerin liderlerinin de katılımıyla Ankara Spor Salonu’nda yapılması planlanıyor.

Deprem nedeniyle, tanıtım toplantısının “sade” ancak geniş katılımlı olması amaçlanıyor.

Kılıçdaroğlu’nun, daha önce kamuoyuna açıklanan, “ortak politikalar metni”ni esas alarak “seçim bildirgesini” kamuoyuna açıklaması bekleniyor.

Kampanya nasıl yürütülecek?

Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasının ayrıntıları henüz netleşmiş değil. Ancak, CHP’nin yanısıra ittifakta yer alan siyasi partilerden isimlerin de kampanyada görev alacak.

Engin Özkoç, kampanya sürecinde, ittifak partilerinin “ortak dil” kullanılacağını söyledi:

“Kampanya programımızda söylenecek sözler, vaatlerimizin nasıl ifade edileceği konusunda, iletişim uzmanlarının bize öngördüğü tavsiyeler doğrultusunda, bunları bütün siyasi partilerimizin görüşüne sunarız. Onlar da kendi görüşlerini ifade ederler ve böylece bir ortak dil ortaya çıkar.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı Açıklandı; HDP’nin Beklentileri Neler?

İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu olduğu duyuruldu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun adayı olarak açıklanmasının ardından gözlerin çevrildiği yerlerden biri de Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Türkiye İşçi Partisi’nin de içerisinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı oldu. İttifakın bu aşamada aday çıkarması beklenmezken, Kılıçdaroğlu ile yapılacak görüşmenin ardından Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tavrının netleşeceği öngörülüyor.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın Pazartesi akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Hayırlı olsun” demesi ve ardından da “Kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz” çağrısının ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’dan bugün partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda “Bizim derdimiz basit hesaplar değil, aday çıkarma politikamızı gelişmelere göre bir kez daha değerlendireceğimizi ifade etmek isterim” açıklaması yaptı.

Kılıçdaroğlu ziyaret edecek 

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun HDP başta olmak üzere Meclis’te grubu bulunan ve meclis dışındaki tüm partilerden randevu alacağı belirtiliyor. HDP ile öngörülen görüşmenin kısa vadede Meclis’te değil, HDP Genel Merkezi’nde olması bekleniyor.

Bu noktada HDP ile görüşme oldukça kritik önemde. HDP oy potansiyeli ile seçimlerde dengeyi değiştirebilecek bir güç olduğu biliniyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın kurmaylar HDP ile görüşmede bir pazarlık olmayacağını söylerken, “Görüşmelerde demokratik siyaset kanallarını açacağız” dedi. CHP’li kurmaylar, “Kimse siyaset yapacağı için hapse atılmayacak” mesajının verileceğini de sözlerine ekledi.

CHP’li kurmaylar, HDP’nin beklentisinin “Açık ziyaret ve muhatap alınma” olduğunu belirtirken, “Ziyaretler şeffaf olacak” değerlendirmesi yaptı. Kılıçdaroğlu ile Mithat Sancar’ın dönem dönem telefon görüşmeleri yaptığı bilinirken HDP’ye olan ziyaretin önem taşıyacağına vurgu yapılıyor.

HDP’de ‘cesur söylem’ beklentisi

Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile yapması beklenen görüşmede hangi başlıkların gündemde olacağı da merak edilirken HDP kurmayları beklentilerini anlattı.

DW Türkçe’den Kıvanç El’e bilgi veren HDP kurmayları, “HDP’li vekiller tutuklanıyor, hapse atılıyor. Meclis’ten atılıyor. Tüm mensuplarımız tehdit altında. Kayyum rejimi ile sandıkta kazandığımız belediyeler elimizden alınıyor. Bizim de hedefimiz parlamenter sisteme dönmek. Tüm bu güvenlikçi politikalar ve baskı rejimini sonlandıracak bir isme destek vereceğimizi zaten ifade etmiştik” görüşünü paylaştı.

2024 yılında yerel seçimlerin olduğunu hatırlatan HDP’liler, kayyum uygulamasına son verilmesi vaadinin en önemli başlıklardan biri olduğuna dikkat çekti. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın HDP’nin desteği ile kazanıldığını hatırlatan kurmaylar, “Burada bir pazarlık yapmadan destek verildi. Sonuçta mevcut iktidara kaybettirildi. Baskıcı rejim kaybetti” ifadelerini kullandı.

HDP kurmayları, Kürt sorununa dair “daha cesur bir söylem” beklediklerini de ifade ediyor.

HaberTürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Mithat Sancar, seçilecek cumhurbaşkanından beklentilerini, “Elbette demokrasi en acil olandır. Geçiş süreci dediğimiz şey demokratik hukuk devleti ve elbette parlamenter sistem; yani güçlü demokrasiye geçiş süreci diyoruz. Büyük tahribat, adaletsizlik, hukuksuzluk var. Biz bunların nasıl acil onarılabileceğini oturup konuşmalıyız. Yargının, idarenin ve kamu erkinin yozlaşması, militanlaşması sonucunu doğuran bu düzenlemeyi nasıl gerçekleştireceğiz. Bu tahribatları acil giderme programları oluşturmamız gerekiyor” sözleriyle anlattı.

İYİ Parti “izleyecek” 

Kılıçdaroğlu-HDP görüşmesi Millet İttifakı ortağı İYİ Parti’de de yakından takip edilecek. İYİ Parti’nin bu konudaki beklentisinin “İttifakın daha önce açıkladığı düzenlemeler dışında bir mesaj ve söz verilmemesi” olacağı ifade ediliyor. Tersi bir durum olması halinde parti sözcülerince buna itiraz edileceği belirtiliyor.

İYİ Parti kurmayları, HDP’nin “Altılı masanın bir partneri gibi görünecek açıklamalardan uzak durulmasını” istediklerini de söylüyor.

İYİ Parti’de bir diğer hâkim görüş ise HDP’nin kendi adayını çıkarması ve Millet İttifakı’na iktidar kanadı başta olmak üzere farklı kesimlerden gelebilecek “HDP masanın ortağı” eleştirilerinin bertaraf edilmesi. Bu konuda İYİ Parti tabanında azınlıkta olsa da “HDP’nin ittifakla birlikte görünmesine” dair rahatsızlıklar olduğu ve HDP’nin aday çıkarmasının bu nedenle istendiği kaydediliyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan “Akşener” Açıklaması: Arada Ülkücü Damarı Tutar

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde İYİ Parti Lideri Akşener ile yaşanan gerileme değinerek, “Meral Hanım merttir, büyük mücadeleler veriyor” dedi ve ekledi:

“Ana kucağını da çok iyi bilir, yeri geldi mi masaya vurmasını da çok iyi bilir. Ona müteşekkir olduğumu herkesin bilmesini isterim. İlk görüş ayrılığında onu bilmeyen bazı insanlar söylenmemesi gerek bazı şeyleri söylediler. Vallahi de hiç tanımamışsınız. Gerekirse yumruğunu masaya vurun diyorum ya, arada bir Ülkücü damarı tutar, gayet iyi biliyorum.”

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, kısa bir konuşma yapacağını belirterek şunları söyledi:

“Değerli arkadaşlarım, bütün vatandaşlarım, bu coğrafyanın neresinde yaşıyorsanız huzur içinde yaşamanızı, ülkeden bereketin fışkırmasını isterim. Dostluğun kadim olmasını isterim, yürekten selam vermenizi isterim, yeni bir başlangıç için beraber var olduğumuz bütün sıkıntıları aşalım istiyorum. Ve bunları yaptığımız için o şahane Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bundan emin olmanızı istiyorum.

Bugün çok kısa bir konuşma yapacağım.

Grup kürsümüze veda etmek için bugün buradayım. Ne yalan söyleyeyim bu satırları kaleme almak benim için de hiç kolay olmadı. Tüm yaşadıklarımızı geride bırakıp bu kürsüye veda etmek kolay değil. Bu salon, bu kürsü evim, sizler de benim yol arkadaşlarımsınız. Size son kez bu kürsüden bakmak istiyorum.

Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak tehlikelerle doludur. Her sabah ‘ya nasip’ diyerek ailenizden ayrılırsınız.

Sizler Bay Kemal ile beraber yürümeye karar verdiniz bu tercihinizi yüreğime yazdım. Siz hak hukuk bilirsiniz. Bay Kemal’in şansı da işte budur, sizin kocaman yüreğiniz. Başınızı hep dik tuttunuz. Sizin gibi yol arkadaşlarım olduğu için onur ve gurur duyuyorum.

“Umutluyum be dostlar”

Allah hepinizden razı olsun. Hakkınızı helal edin.

Bakmayın siz, o saraylıların her şeyi varmış gibi görünüyor ama aslında hiçbir şeyleri yok. Ruhları kararmıştır, bizim her şeyimiz var.

Kalbimiz, yüreğimiz var. Mazlumlar için atan kocaman yüreğimiz var. Bu kürsü, o mazlumların acı feryatlarının duyulduğu bir kürsüdür. Bu mikrofonda o acıların tüm Türkiye’ye duyurulduğu kürsüdür. Umutluyum be dostlar gerçekten umutluyum.

“Meral Hanım’ın arada Ülkücü damarı tutar”

Yelkenlerimizi hareket ettirecek rüzgarları düşünüyorum. Bunu İYİ Parti’nin sayın Genel Başkanı Meral Akşener ile yapacağız. Çünkü Meral Hanım merttir, büyük mücadeleler veriyor. Ana kucağını da çok iyi bilir, yeri geldi mi masaya vurmasını da çok iyi bilir. Ona müteşekkir olduğumu herkesin bilmesini isterim. İlk görüş ayrılığında onu bilmeyen bazı insanlar söylenmemesi gerek bazı şeyleri söylediler.

Vallahi de hiç tanımamışsınız. Gerekirse yumruğunu masaya vurun diyorum ya, arada bir Ülkücü damarı tutar, gayet iyi biliyorum.

Saadet Partisi’nin sayın Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile bitireceğiz. Temel Bey bilgedir, cesurdur. Yüreği cesaretle dolu olanın yolu aydınlık olur. O hepimizin iyi tanıması gereken önemli bir siyasal aktördür ve bir bilgedir.

Gelecek Partisi’nin sayın Genel Başkanı Davutoğlu ile bitireceğiz bu deliliği. Ahmet Bey’in güçlü bir entelektüel birikimi var. O bu süreci toparlayanların başında gelir. Yeniden yolumuza döndük, günlerdir uyumuyor bu lider. Bilin, onu yakından tanıyın. O da çorbada tuzu olan çok değerli bir insan.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile bitireceğiz. Bu genç lider ile Türkiye’nin perişanlığına son vereceğiz. Bu ülke için alın terini beraber dökeceğiz.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Bey ile de bu deliliğe son vereceğiz. Menderes ve Demirel’in gençliği vardır onun yüzünde de yüreğinde de. Yürekli, cesur ve genç bir liderdir.

Ve iki kişi daha var. O iki kişiyi siz de gayet iyi ve yakından tanıyorsunuz. Burada söylemiştim. Evladım, Ekrem İmamoğlu demiştim… O da yanımda olacak. Yıllardır çokça omuz omuza verdiğimiz, birbirimiz koruyup kolladığımız, en zor zamanlarda birbirimizden güç aldığımız dostum Mansur Yavaş… O da buradadır.

“Tüm bunlar geçecek”

Büyük lokma yiyeceğiz ama artık büyük laf etmeyeceğiz. Dostlarım bilsin ki öleceksek bu vatana olan aşkımızdan öleceğiz. Bir gün tüm bunlar geçecek, şafak, tatlı bir gülümseme ile dolacak. Birbirimize bakacak, kucaklayacak, başardık diyeceğiz. Ve gerçekten başardık.

Hakkınızı helal edin dostlarım, haydi bismillah!”

Paylaşın

Gelecek Partisi’nde “Kılıçdaroğlu” İstifası

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Muharrem Ödemiş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinin ardından istifa ettiğini açıkladı.

Birçok kez, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazlarını partisinin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na ilettiğini belirten Muharrem Ödemiş, istifasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin yeni dönemi şekillendireceği iddiasıyla açıklanan liderlik namzedini ve bu liderliğin kadro yapısını, büyük bir heyecanla çıkmış olduğumuz siyasi maceramız için bir hayal kırıklığı olduğu gerekçesiyle, son yıllarda yaşadığımız kutuplaştırıcı ve ötekileştirici siyasetin, bir başka versiyonunun, eser miktarda da olsa, öznesi olmak istemediğimi tüm kamuoyuna duyurmak istedim.” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu: Bu zaferin kaybedeni olmayacak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunun ilan edilmesinin ardından, seçimin kazanılması durumunda cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı duyurulan liderlerden Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’ndan ilk mesaj geldi.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Davutoğlu, “Millet İttifakı olarak Cumhurbaşkanı adayımız Sn. @kilicdarogluk’dur. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olsun. Hep birlikte kazanacağız, bu zaferin kaybedeni olmayacak” paylaşımı yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Saat 16.00’da başlayan liderler toplantısı yaklaşık 4,5 saat sürdü. Liderler Saadet Partisi Genel Merkezi’nden kalabalığın önüne çıktı.

SP Lideri Karamollaaoğlu, “Elbette içinde bulunduğumuz günler acılı günler. Vefat eden bütün kardeşlerimize cenab-ı haktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Birçok şehirde neredeyse bina ayakta kalmadı. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Bugün burada bir araya gelmemizin sebebini biliyorsunuz. Hava biraz soğuk. Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı.

Paylaşın

Dünya Basını: Türkiye’de 2. Kemal Dönemi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu olduğu duyurulması, dünya basınında geniş yer buldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Toplantı sonrası Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın adayı olduğu açıklandı.

Dünya basını, Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini ve süreci uzun süredir yakından takip ediyor. ABD’de Donald Trump, Brezilya’da Jair Bolsonaro ve İsrail’de daha sonra geri dönse de Binyamin Netanyahu’nun seçim kaybetmesiyle, batı basını Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yenilmesiyle “güçlü adam” ekolünün zemin kaybetmeye devam edip etmeyeceği sorusunun cevabını arıyor.

Öte yandan Türkiye’nin batı ittifakından uzaklaşması ve hak ihlalleri birçok ülkede gündem olurken, altı farklı görüşten partinin tek adaya karşı birleşmesi dünyanın ilgisini çekmişti.

Britanya’nın kamu yayıncısı BBC, “Türkiye’nin sıklıkla bölük olan muhalefet partileri, Erdoğan’ın karşısına çıkması için tek bir aday seçti” ifadelerini kullanırken, “Erdoğan’ın 20 yıllık otoriter yönetiminden sonra anketler yarışın yakın geçeceğine işaret ediyor” yazdı.

BBC haberinde, “Hindistanlı sivil haklar lideri Mahatma Gandhi’ye benzerliği nedeniyle ‘Gandhi Kemal’ ve ‘Türkiye’nin Gandhisi’ olarak tanınan sakin 74 yaşındaki lider; hem içerik hem de stil olarak ateşli ve karizmatik Erdoğan’dan radikal olarak farklı bir vizyon sunuyor” ifadeleri kullanıldı.

İngiliz The Guardian gazetesi, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu belirlemesini haberleştirirken başlıkta, “Muhalefet kamuoyu tartışmasının ardından ‘kitabına uyan’ cumhurbaşkanı adayında karar kıldı” ifadelerini kullandı. Gazete, bazılarının “74 yaşındaki Kılıçdaroğlu’nun 20 yıl sonunda Erdoğan’ı koltuğundan indirecek karizmadan yoksun olduğu görüşüne” yer verdi.

ABD’nin saygın yayınlarından New York Times, “Kılıçdaroğlu ve onun muhalefeti, Erdoğan’ı yenmek için büyük sınavları aşmak durumunda. Erdoğan, geniş ve iyi organize bir parti altyapısına sahip, mesajını yaymak için devletin çeşitli organlarını kullanabilen yetenekli bir siyasetçi” dedi.

New York Times ayrıca, muhalefetin zaman zaman bir arada durmakta zorlandığını belirtirken, bunun seçmenler arasında, “birlikte ne kadar iyi çalışabilecekleri konusunda soru işaretleri yarattığını” belirtti. Gazete, buna örnek olarak İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak masadan kalkmasını gösterdi.

Katar merkezli Al Jazeera da bazı insanların Kılıçdaroğlu’nun, “Kampanya karizması kendisine 12’den fazla seçim kazandıran” Erdoğan’ı yenebileceği konusunda şüpheleri olduğunu ifade etti.

Fransız Le Monde gazetesi, muhalefet partilerinin cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan karşısında Kemal Kılıçdaroğlu ile çıkma kararını haberleştirirken, 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen depremlerin 20 yıllık iktidarı zayıflattığı değerlendirmesinde bulundu.

Fransız Le Figaro gazetesi de, “Muhalefet, sonunda seçim için Erdoğan karşısındaki adayını belirledi” başlığına yer verdi.

Rusya devletine ait haber ajansı RIA Novosti de, “Kılıçdaroğlu’nun isminin açıklanmasının ardından Millet İttifakı içinde bir çekişme yaşanması dikkat çekiyor” diyerek, Akşener’in cuma günü yaptığı çıkışı hatırlattı.

RIA, Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olmasını istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçimin kazanılması durumunda cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları konusunda muhalefet içinde anlaşmaya varıldığını belirtti.

KKTC merkezli Bugün Kıbrıs gazetesi de bugünkü sayısına, “Türkiye’de 2. Kemal dönemi” başlığını attı ve CHP liderinin adaylığı açıklandıktan sonra Saadet Partisi Genel Merkezi önünde yaptığı konuşmanın bir bölümünü alıntıladı.

Paylaşın

CHP’den “Kılıçdaroğlu” Videosu: Bay Kemal Geliyor

CHP Genel Merkezi, sosyal medya hesaplarından, Kılıçdaroğlu’nun hayatını ve siyasi kariyerini anlatan bir videoyu “Kaldır başını Türkiye, önümüz aydınlık… Hak ettiğin gelecek geliyor, Bay Kemal geliyor.” notuyla paylaştı.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi, Millet İttifakı’nın Saadet Partisi Genel Merkezi’nde yaptığı Altılı Masa toplantısı sonrasında cumhurbaşkanı adayı olarak ismi ilan edilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatını ve siyasi kariyerini anlatan bir video yayınladı.

Partinin sosyal medya hesaplarından yayınlanan video “Onunkisi bir cumhuriyet hikayesi. Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde büyüyen bir çocuğun, cumhuriyetin şefkatli ellerinde büyük bir devlet adamına dönüşmesinin hikayesi” ifadeleriyle başlayıp Kılıçdaroğlu’nun “Doğrul milletim, asla başını eğme, başlıyoruz” sözleriyle sona eriyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Saat 16.00’da başlayan liderler toplantısı yaklaşık 4,5 saat sürdü. Liderler Saadet Partisi Genel Merkezi’nden kalabalığın önüne çıktı.

SP Lideri Karamollaaoğlu, “Elbette içinde bulunduğumuz günler acılı günler. Vefat eden bütün kardeşlerimize cenab-ı haktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Birçok şehirde neredeyse bina ayakta kalmadı. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Bugün burada bir araya gelmemizin sebebini biliyorsunuz. Hava biraz soğuk. Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı.

Paylaşın