Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu Seçim Kampanyasını Başlattı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kampanyasını sosyal medya hesabından paylaştığı video ile başlattı.

Haber Merkezi / CHP’den yapılan bilgilendirmede “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter hesabından saat 18.50’de paylaşacağı video, kendisinin Cumhurbaşkanı adaylığı kampanyasının resmi başlangıcıdır” denildi.

Kılıçdaroğlu saat 18.50’de resmi hesabından “Sana Söz yine baharlar gelecek…” hashtagiyle bir video yayınladı. Videoda, Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri yer aldı:

“Sana söz…  Birbirini incitmeyen, farklı olanı olduğu gibi seven, sayan; uzaklaşan değil, kucaklaşan bir Türkiye. Karnı tok, gönlü bol; yaşamayı seven bir Türkiye. Bilime, sanata, geleceğe inanan; ayakları yere sağlam basan, uzmanlığa saygı duyan bir Türkiye. Seyirci kalmayan, korkusundan susmayan, sözü dinlenen, kıymeti bilinen, en güzel şarkılarını bağıra çağıra söyleyebilen, neşesi çocuklarının gözünden okunan bir Türkiye için geliyoruz. Sana söz yine baharlar gelecek. Bay Kemal sözünden dönmeyecek.”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini “14 Mayıs’ta İklim Değişecek! #SanaSöz” notuyla sosyal medya hesabından paylaştı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini sosyal medya sayfasından paylaştı. Akşener, paylaşımına “#SanaSöz umut bitmeyecek…” notunu düştü.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini “#SanaSöz demokrasi gelecek, adalet gelecek, hürriyet gelecek. #SanaSöz yine baharlar gelecek” notuyla sosyal medya hesabından paylaştı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini sosyal medya sayfasından paylaştı. Davutoğlu, paylaşımına “#SanaSöz yine baharlar gelecek…” notunu düştü.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini, “7’den 70’e, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak #SanaSöz” sosyal medya hesabından notuyla paylaştı.

Paylaşın

Bahçeli’den Dikkat Çeken “HÜDA PAR” Açıklaması

Seçime AK Parti listelerinden gireceğini açıklayan HÜDA PAR’a ilişkin değerlendirmede bulunan MHP Lideri Bahçeli, Hür Dava Partisi ekseninde temerküz ve tezahür eden sanal tartışmalar, maksatlı polemikler, Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan asılsız ve ahlaksız isnatlar tarafımızca dikkatle takip edilmektedir” dedi ve ekledi:

“Hür Dava Partisi’nin hiçbir terör örgütüyle bağ ve bağlantısı olmadığı açıklanmış ve muhataplarınca da ifade edilmiştir. Sık sık gündeme taşınan Hizbullah terör örgütünün ise nasıl ve ne zaman çökertildiği malumdur.”

Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“Son günlerde Hür Dava Partisi ekseninde temerküz ve tezahür eden sanal tartışmalar, maksatlı polemikler, Milliyetçi Hareket Partisi’ni hedef alan asılsız ve ahlaksız isnatlar tarafımızca dikkatle takip edilmektedir.

Hür Dava Partisi’nin hiçbir terör örgütüyle bağ ve bağlantısı olmadığı açıklanmış ve muhataplarınca da ifade edilmiştir. Sık sık gündeme taşınan Hizbullah terör örgütünün ise nasıl ve ne zaman çökertildiği malumdur. Bu hususta da ara sıra vermiş olduğu beyanlarla ’emperyalist güçlere karşı oyunu bozacak Türk milletidir’ görüşünü paylaşan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur.

HDP’nin bir kez de olsa PKK’yı kınadığına, aralarında hiçbir bağın olmadığını itiraf ettiğine hiç kimse, hiçbir millet evladı tanık olmamıştır. Ancak Hür Dava Partisi terörü tümden reddetmiş, hiçbir yasa dışı örgütle bağının olmadığını eğip bükmeden milletimizle paylaşmıştır.”

“Sadettin Tantan’ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur”

Bahçeli açıklamasının devamında şunları kaydetti:

“Bu hususta da ara sıra vermiş olduğu beyanlarla ’emperyalist güçlere karşı oyunu bozacak Türk milletidir’ görüşünü paylaşan eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın kamuoyuna açıklama yapması boynunun borcudur.”

Her fırsatta konuşmayı alışkanlık haline getiren Tantan’ın bu konuda sessizliğe gömülmesi, bakanlık sorumluluğunu üstlendiği dönemde Hizbullah terör örgütüne karşı hangi operasyonel faaliyetlerin yapıldığını dürüst şekilde paylaşmaktan şu ana kadar imtina etmesi doğru değildir.”

57’inci Hükümet döneminde, 17 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah’a yapılan seri ve kapsamlı operasyonlarda hunhar militanlar ve örgüt lideri etkisiz hale getirilmiştir. Beykoz vakası sonrası, Türkiye çapında icra edilen arama, kurtarma, baskın ve yakalama süreçlerinde 200’ün üzerinde mezar Hizbullah terör örgütünün hücre evlerinde tespit edilmiştir. Cumhurbaşkanımızı ve Cumhur İttifakı’nı destekleme kararı alan Hür Dava Partisi’nin ise 19 Aralık 2012 tarihinde kurulduğu bilinen bir gerçektir. Hizbullah terör örgütüyle Hür Dava Partisi arasında berrak bir ilişkiye, bu çerçevede ikna ve tevsik edici bir bilgiye bu zamana kadar tesadüf edilmemiştir.”

HDP’nin bir kez de olsa PKK’yı kınadığına, aralarında hiçbir bağın olmadığını itiraf ettiğine hiç kimse, hiçbir millet evladı tanık olmamıştır. Ancak Hür Dava Partisi terörü tümden reddetmiş, hiçbir yasa dışı örgütle bağının olmadığını eğip bükmeden milletimizle paylaşmıştır.”

Sadettin Tantan’dan yanıt:

Tantan, Sözcü TV’ye bağlanarak Bahçeli’nin açıklamalarına yanıt verdi. Tantan şunları kaydetti:

“HÜDA-PAR’la Hizbullah arasında tabii ki bağ vardır. İsimleri tek tek saymaya gerek yoktur. 57. Hükümet döneminde Hizbullah evlerinin nasıl ortaya çıkarıldığına, Gaffar Okkan’ın nasıl öldürüldüğüne, Başbakan Yardımcısı olarak şahit olmuş biri. Bunları nasıl söyleyebiliyor anlamak mümkün değil.”

HÜDA-PAR’ın alt yapısının kimlerden oluştuğunu gazetelerde, televizyonlardan bir bir saydık. Paraların kimden geldiği biliniyor. Oradaki faaliyetleri nasıl ortaya çıkardığımızı yakinen takip eden bir isim Bahçeli. İnanarak söylediğini düşünmüyorum yeniden parlamentoya girebilme kaygısıyla söylediğini düşünüyorum.”

Sadettin Tantan daha önceki açıklamada ‘bitirildiğini’ öne sürdüğü Hizbullah’ın AKP döneminde yeniden ‘dirildiğini’ iddia etmişti.

HÜDA PAR Cumhur İttifakı’nda

Cumhur İttifakı AK Parti listelerinden seçime girecek HÜDA-PAR’ı ve kendi adı ve amblemiyle listelerde yer alacak Yeniden Refah Partisi’ni de kapsayan ittifak protokolünü cuma günü Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etti. Cuma gününe kadar AK Parti, MHP ve BBP’den oluşan Cumhur İttifakı, son katılımlarla birlikte beş partili oldu.

Yapıcıoğlu ne demişti?

HÜDA Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu yaklaşık bir yıl önce 23 Mart 2022’de TVNET yayınında yaptığı açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti’ne göre Hizbullah bir terör örgütü olabilir ama bana göre bir terör örgütü değil” diye konuşmuştu.

Yapıcıoğlu, Hizbullah üyelerine avukatlık yapmasına ilişkin ise, “Onları savunmam bir tesadüf değildi. Medyatik isimler olduğu için gündem oluyordu” ifadelerini kullanmıştı.

“Hizbullah’ın devamı falan değiliz”

Yapıcıoğlu geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında ise “Hizbullah’ın devamı mısınız?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

*Değiliz. Bak bunu çok net söylüyorum. Bunu onlarca defa söyledim. Biz Hizbullah’ın devamı falan değiliz. Onun mirasçısı da değiliz. Biz başka bir örgütün devamı ya da siyasi kolu değiliz. Bizim devamı olduğumuz iddiası gerçekleri yansıtmıyor. Şiddetin her türlüsünü reddettiğimizi söyledik. Hiçbir cinayeti tasvip etmeyiz.”

Paylaşın

Millet İttifakı Aday Kılıçdaroğlu’ndan “418 Milyar Dolar” Çıkışı

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, “Haksız olarak alınan, Hazine’den çalınan 418 milyar doları alacağım bu milletin cebine koyacağım. Bana karşı çıktıklarını biliyorum, Kılıçdaroğlu gelmesin diye çaba harcadıklarını biliyorum. Benim tek güvencem bu ülkenin insanları, sizlersiniz.” dedi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ayrıca, “Türkiye’yi yönetirken hiçbir ayrım yapmayacağız, herkesi kucaklayacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur herkes bilsin” dedi ve ekledi:

“Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Biz kul hakkını gözeteceğiz, atama bekleyen öğretmenleri öğrencileriyle buluşturacağız.Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bütün mücadelemiz bunun için.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bağcılar Ebubekir Meydanı ve Kadın Merkezi Açılış Töreni’nde konuştu. Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

“Teşekkür ederim. Ekrem Başkan, oldukça güzel bir konuşma yaptı ve hepimizi heyecanlandırdı. Ne için iktidar? Kadın erkek eşitliği için iktidar. Her evde huzurun ve bereketin olması için iktidar. İktidar; adalet için iktidar, hukuk için iktidar, insanlar için iktidar, dezavantajlı gruplar için iktidar. Başı açık, başı kapalı ayrımını ortadan kaldırmak için iktidar. Kucaklaşmak için iktidar. Kavga etmemek için iktidar. Her evde huzurun, bereketin olması için iktidar. Evet iktidar; halk için iktidar, millet için iktidar.

Başkan dedi ki, ‘Kılıçdaroğlu Bağcılar’ı çok seviyor.’ İstanbul’u da seviyorum, Bağcıları da seviyorum. Bağcılar’da yaşayanları da seviyorum. Oyumuzun düşük olduğunu biliyorum. Ama hiç kimse endişe etmesin, oy versin vermesin, nasıl Ekrem Başkan hiçbir ayrım yapmıyorsa, Türkiye’yi yönetirken de hiçbir ayrım yapmayacağız. Herkesi kucaklayacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur herkes bilsin.

Biz harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Biz kul hakkını gözeteceğiz. Biz atama bekleyen öğretmenleri Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi onları öğrencileriyle buluşturacağız. Ziraat mühendislerimiz var, onlara görev vereceğiz. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bütün mücadelemiz bunun için.

Ekrem Başkan, evet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, evet İstanbul’a hizmet veriyor. Ama Ekrem Başkan’la beraber bütün Belediye Başkanlarımız soluğu depremde hemen deprem bölgesinde aldılar. Herkese hizmet veriyorlar. Herkese hiçbir ayrımcılık yapmıyorlar. İstanbul hepimizin gözbebeği ve kadim bir şehir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Allah nasip ederse Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak da aynı zamanda görevini yapacak. O zaman, İstanbul’a hizmet ederken bugün önüne konan bütün engelleri tek tek kaldıracak ve hedef İstanbul diyecek, hedef Türkiye diyecek, hedef kalkınma diyecek, hedef büyüme diyecek. Bunların hepsini gerçekleştirecek.

İkinci adayımız Cumhurbaşkanı Yardımcımız Mansur Yavaş. Elinden gelen bütün gücü gösterecek. Neden Ekrem İmamoğlu, neden Mansur Yavaş? Bizim tarihimizde iki önemli başkent var; Osmanlı’nın Başkenti İstanbul, Cumhuriyet’in Başkenti Ankara. Demek ki, iki başkenti yöneten güç, iki başkenti yöneten aktör aynı zamanda cumhuriyetimizin en önemli yılında yani yüzüncü yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev yapacaklar. İki başkente de, iki kadim kente de hizmet verecekler.

Sevgili İstanbullular, sevgili kardeşlerim, zor durumda olduğunuzu biliyorum. Geçim sıkıntısını biliyorum, işsizliği biliyorum. Ama bunun karşılığında malı götürenleri de çok iyi biliyorum. Benim bu millete sözüm var. Haksız olarak alınan, hazineden çalınan o 418 milyar doları alacağım ve bu milletin cebine koyacağım. Bana karşı çıktıklarını biliyorum. Kılıçdaroğlu gelmesin diye çaba harcadıklarını biliyorum. Büyük mücadeleler verdiklerini de biliyorum. Ama benim tek güvencem bu ülkenin insanları, sizlersiniz. Beraber, birlikte; adalet için, hak için, hukuk için mücadele edeceğiz, emin olun bunu gerçekleştireceğiz.

Ekrem Başkan uzun yıllardır İstanbul’da yapılamayanı yaptı. Gerçekten hepinizin huzurunda kendisine yürekten teşekkür ediyorum. Hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklayarak hizmetini yaptı. Göreceksiniz aynı hizmeti hem İstanbul, hem Türkiye için yapacak. Hepinizin huzurunda onu yürekten kutluyorum.

Beraber yapacağız bunu, birlikte yapacağız. Birlikte ve beraber yapacağız. Hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum.”

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Doğru Parti, Kılıçdaroğlu’nu Destekleyecek

Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelen Doğru Parti Lideri Serdaroğlu, görüşme sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, seçimlerde Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini söyledi.

Haber Merkezi / Ata İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Sinan Oğan olduğunun açıklamasının ardından, Rifat Serdaroğlu ittifaktan ayrıldıklarını açıklamış ve “Doğru Parti olarak 3’üncü bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmanın Cumhur İttifakı’na hizmet edeceği ve partimizi bir bölen durumuna düşüreceği inancındayız. Doğru Parti olarak bu ittifakın içinde olmadığımızı yüce Türk milletine duyururuz” demişti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu ile bir araya geldi. İki lider, görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, açıklamasında, “Yaşadığımız deprem felaketinin nasıl yaraların sarılması konusunda, neler yapılması gerektiği konusunda karşılıklı düşüncelerimizi aktardık. Kendisine bu ziyareti için son derece teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’ndan sonra konuşan Serdaroğlu ise Türkiye’nin tarihi bir seçime gittiğini ifade ederek şu açıklamalarda bulundu:

“Türkiye tarihi bir seçime gidiyor. Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimini yapacağız hep beraber. Maalesef seçimin şartları, demokrasiyi hazmedemeyen AKP iktidarı tarafından karmakarışık hale getirildi. Hepinizin bildiği gibi Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı üçüncü defa olması mümkün değil. YSK’ye bu konuda itirazımızı da yaptık biz, Doğru Parti olarak. İnşallah YSK, Anayasa’yı ihlal suçu işlemez. Eğer bunu yaparsa Türkiye’nin çok az nebze kalmış ‘hukuk devleti’ tanımını da bizzat YSK çok ağır tahrip etmiş olur ve önümüzdeki günlerde çok ciddi sıkıntılar çıkabilir.

Biz Doğru Parti olarak, Türkiye’nin; merkez sağdan kaynaklanan, merkezden kaynaklanan çok ciddi bir partisiyiz. Daha önce; rahmetli Demirel ile rahmetli Erdal İnönü’nün Türkiye’nin en güzel koalisyonunu yaptıkları dönemi yaşadık. Ülkeye de çok ciddi hizmetler verdik, hepimiz. Şimdi biz Sayın Erdal İnönü’nün, Sayın Karayalçın ile de beraber çalıştık. Sayın Hikmet Çetin ile de beraber çalıştık. Sayın Demirel’in Cumhurbaşkanı olmasında özellikle Sayın Erdal İnönü’nün çok büyük katkısı vardır.

Biz vefalı insanlarız, tarihimize sadığız. Aynı vefayı şimdi biz Cumhurbaşkanımız olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nda göstereceğiz ve CHP’nin en çalışkan teşkilatlarından daha fazla çalışarak, büyük oy farkıyla birinci turda Çankaya’ya inşallah göndereceğiz, Sayın Cumhurbaşkanımızı…

Bizim geleneğimizde bir söz vardır; ehemin mühime tercih edilmesi, yani mühim önemli demek ama ehem daha önemli demek. Bir trafik kazası geçirdiniz, kolunuz kırıldı. Ama aynı anda da bir damarınız patladı. Doktor hangisini tedavi eder, önce? Elbette ki hayatta kalabilmeniz için damarı tamir eder.

Bizim altılı masanın paydaşlarıyla ilgili görüşlerimiz var, onların hepsini dondurduk şimdi… Şimdi, Türkiye’nin en önemli meselesi organize suç örgütü gibi çalışan AKP’nin adayı Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha seçilmemesi mücadelesidir. Bu, Türkiye’nin en önemli meselesidir. Doğru Parti’nin geleceğinden de önemlidir.

CHP’nin geleceğinden de önemlidir. Evvela bu işimizi yapacağız. Onu demokratik yolla indireceğiz. Yerine Anayasamızın değiştirilemez maddelerine sahip çıkacak, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacak sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu büyük oy çoğunluğuyla oturtacağız inşallah, kendisini tebriğe ilk giden biz olacağız. Bizi ağırladığınız için çok teşekkür ediyorum.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’na Yakın Kurmaylar Aday Olmadı: Bakanlık İddiası

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı haftalar kala partilerin ve liderlerin stratejileri de netleşiyor. Bu çerçevede, Kılıçdaroğlu’na yakın kurmayların seçim sonrası kabinede yer almak için aday olmadığı öne sürüldü.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “kabinede yer almak isteyenlerin milletvekili adayı olmamalarını” istediği öğrenildi.

CHP’de, Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un da aralarında bulunduğu bazı kurmaylar, seçimin kazanılması halinde, kabinede görev almayı tercih ettiği için milletvekilliğine aday olmadı.

2018 seçimlerinde 7 binin üzerinde ismin milletvekili adaylığı için başvuruda bulunduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti) ise adaylık başvurusunda bulunanların sayısı 6 bin 25 oldu. Aday olanların arasında kabine üyeleri de yer alıyor.

Milletvekili aday adaylığı için bir önceki seçimlere kıyasla rekor başvurunun olduğu CHP’de kesin rakamın Cuma günü açıklanması bekleniyor.

CHP’de mevcut milletvekillerinin büyük bölümü yeniden adaylık için başvuruda bulunurken, bakanlık veya belediye başkanlığına aday olmayı planlayan bazı milletvekilleri ise adaylık başvurusunda bulunmadı.

Bu çerçevede, Kılıçdaroğlu’nun yakın kurmaylarından CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, son basın toplantısı öncesinde gazetecilere “grup başkanvekili olarak son toplantısını” yaptığını belirterek yeniden aday olmayacağını açıkladı.

Özkoç,  “İnşallah yürütmede buluşuruz” sözleriyle de seçim sonrasına ilişkin sinyal verdi.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a konuşan  Özkoç, siyasette şimdiye kadar Kılıçdaroğlu ile birlikte yol yürüdüğünü belirterek, “ O yolda yürürken hiç ters düşmedik. Adalet Yürüyüşü’nde de yalnız bırakmadım. Şimdi başka bir yola çıkıyor. O çıktığı yolda da yalnız bırakmayacağım. Çünkü kendisine sözüm var,  hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım diye” dedi.

Özkoç dışında Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcıları Bülent Kuşoğlu, Onursal Adıgüzel, Ahmet Akın ve Seyit Torun da milletvekili adaylığı için başvuruda bulunmadı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılması halinde Millet İttifakı içinde yer alan siyasi partilerin kabinede kaç bakanla temsil edileceği ve hangi bakanlıkların hangi partiye verileceği kesin çizgilerle belirlenmiş değil.

Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın’ın ise kabinede yer almaması halinde 2024 yerel seçimlerinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmesi bekleniyor.

2019 yerel seçimlerinde CHP’nin Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması planlanan Akın, ittifak anlaşması uyarınca, o zaman İYİ Parti’de olan İsmail Ok’u belediye başkanlığına aday göstermiş, ancak seçimi AK Parti adayı Yücel Yılmaz kazanmıştı.

CHP’de İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer de adaylık başvurusunda bulunmayan isimler arasında.

AKP’de 30 dolayında milletvekili aday olmadı

Aday adaylığı başvurularının sona erdiği AK Parti’ye 1176’si kadın olmak üzere toplam 6 bin 25 başvuru yapıldı.  2018 seçimlerinde  7  bin 329 kişi aday adaylığı başvurusunda bulunmuştu.

AK Parti’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da talebi üzerine kabinedeki 17 bakan milletvekili adaylığı başvurusunda bulundu.

Erdoğan’ın bu tercihinin altında, parlamentoyu güçlendirme hedefinin yattığı ifade ediliyor. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Ankara ikinci bölgeden aday olması beklenirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Şanlıurfa, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un İstanbul’dan aday gösterileceği konuşuluyor.

Bakanların önemli bir bölümünün de depremin vurduğu illerden milletvekili gösterilmesi bekleniyor.

AK Parti’de  Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mehmet Özhaseki, eski bakanlar Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, Erzurum Milletvekili Recep Akdağ’ın da aralarında bulunduğu 30 dolayındaki milletvekili ise yeniden aday olmadı.

Bürokrasiden iktidar partisi AK Parti’ye başvuruların ise önceki adaylık süreçlerine göre sınırlı kaldığı belirtiliyor.

AK Parti kaynaklarına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, aday olmak isteyen bazı üst düzey bürokratların görevlerinde kalmalarını isteyerek, adaylık vizesi vermedi.

Kulislerde, cumhurbaşkanlığı bürokrasisinde de birçok ismin adaylık için istifayı planladığı, ancak Erdoğan’ın onay vermemesi nedeniyle, görevlerinde kaldığı kaldığı belirtiliyor.

Paylaşın

Saadet, DEVA Ve Gelecek Partisi, İttifakı İçinde İttifak Kuracak Mı?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kala ittifaklarda seçimlerde en iyi sonucu almak için stratejilerini netleştiriyor. 

Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden olan Saadet Partisi, Deva ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nin ittifak içinde ittifak için kendi aralarındaki görüşme trafiği sürüyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde Karar TV’de “ittifak içinde ittifak” formülüyle ilgili konuşmuş ve çalışmaların yüzde 99 oranında tamamlandığını söylemişti. Karamollaoğlu, “Üç parti olarak seçime müşterek girmemiz oyumuzu yükseltecek” demişti.

Bu çerçevede ittifak protokollerini iki gün önce Yüksek Seçim Kurulu’na sunan Millet İttifakı içinde yer alan Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Parti’nin daha çok milletvekili çıkarabilmek için kendi aralarında başlattıkları üçlü görüşme trafiği sürüyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in ilgili partilerin üst düzey yetkililerinden edindiği bilgilere göre, üç partinin “ittifak içinde ittifak” kurma formülünde henüz nihai sonuca ulaşılabilmiş değil ancak temaslar yoğun şekilde sürüyor ve bir süre daha trafiğin devam etmesi bekleniyor.

Üçlü “ittifak içinde ittifak” formülünde ilerleme sağlanıp sağlanmaması ve üç partinin bir sonuca ulaşıp ulaşmaması Millet İttifakı’ndaki altı partinin aday listelerinde olası ortaklaşma formüllerini de etkileyeceği için önemli görülüyor.

Gerek altı partinin ortak aday listeleri gerekse üçlü ittifak formülü ile ilgili kritik bir görüşme ise bugün Malatya’daki liderlerin katılacağı iftar olarak öne çıkıyor. İftarda diğer meselelerin yanı sıra bu konunun da gündeme gelebileceği, cumhurbaşkanı adayı kararını netleştiren ve önemli bir krizi aşan altı liderin şimdi bu konuya yoğunlaşmaya başlayabileceği belirtiliyor.

Bu arada altı partinin aday listeleri için oluşturduğu komisyonun da beklenen toplantısını gelecek hafta yapması bekleniyor.

Üç partinin tutumları nasıl?

Peki ittifak içinde ittifak kurarak daha çok milletvekili kazanmak isteyen üç partinin tutumları nasıl şekilleniyor?

“İttifak içinde ittifak” formülüne ilişkin üç partinin tutumlarında henüz tam bir ortaklaşma sağlanamadı.

Saadet Partisi seçime kendi logosu ile girilmesini isterken, diğer iki parti de kendi logolarını tercih ediyor. Her partinin kendi logolarıyla girme konusunda daha önce alınan kendi kurul kararları ve parti ilkelerine göre hareket etmek isteklerinin gündemde olduğu belirtilirken, bununla birlikte belli ortaklaşmaların yapılmasına ilişkin de güçlü işaretler var.

Partilerin yetkilileri liste oluşturulması ile ilgili süreçlerin işin doğası gereği biraz dinamik olduğunu ve görüşmelerin son birkaç güne kadar devam edebileceğini söyleyerek, “Bugün aldığımız karar yarın başka bir şekle evrilebilir” diyor.

DEVA Partisi daha önce aldığı parti kararı çerçevesinde seçime kendi amblemi ile girmek konusunda kararlığını sürdürürken, belli iller bazında diğer partilerle ortak çalışmalar yapılmasına ise soğuk bakmıyor.

Gelecek Partisi ise ittifak içinde ittifak önerisine çok sıcak olmadığını, daha çok CHP ve İYİ Parti ile ittifak kurmayı düşündüklerini belirtmişti.

Bu arada her partinin en az 41 ilde kendi logolarıyla seçime girmeleri de gerekiyor.

Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslimi için son gün olan 9 Nisan’a kadar her iki ittifakın aday listelerinin de netleşmesi için zaman bulunuyor.

Ortak listelerin önemi ne?

Peki yeni seçim yasasında ortak listeler hazırlamak ittifaklara ve partilere ne kazandırıyor?

AK Parti ile MHP’nin geçen yıl getirdiği yeni seçim sistemi ittifak içindeki partileri yüzde 7 baraja karşı korusa da her parti kendi alacağı oy oranına göre milletvekili çıkaracağı için ittifakın önemini azaltmış durumda. Bu nedenle her iki büyük ittifak da bazı illerde ortak liste yapma arayışında.

Araştırmacı Nezih Onur Kuru, ittifaklar için parlamento seçimlerinde ortak liste yapmalarının önemine dikkat çekerek, yeni seçim yasasının ittifakların artık oylarıyla ekstra milletvekili çıkarabilmesi avantajını ortadan kaldırdığını, bunun da daha az sayıda partiden oluşan ve parti arasındaki oy makası geniş olan Cumhur İttifakı’na yaradığını belirtiyor.

Kuru, Cumhur İttifakı’nın kritik illerde tek liste yapması ve Millet İttifakı’nın ise yapmaması durumunda Cumhur İttifakı’nın yüzde 41 oy ile Meclis’in salt çoğunluğu olan 301 sandalyeyi kazanabileceğine dikkat çekiyor.

Paylaşın

MP Genel Başkanı İnce: Kılıçdaroğlu İle Görüşeceğim Ama…

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun Memleket Partisi’ni de ziyaret edeceğini söylemesinin ardından açıklama yapan Muharrem İnce, “Kemal Bey benimle görüşmek isterse elbette görüşürüm, kendisi benim eski genel başkanım ve ağabeyimdir” dedi ve ekledi:

Söyleyeceklerini dinlerim dedim. Görüyorum ki sözlerim “sözünden çıkmam” gibi tuhaf bir manaya çekiliyor. Gerçi Candan Bey sağolsun düzeltti ama ben de buradan tekrar düzeltmiş olayım. Ayrıca söylememe gerek yok, ben başka bir siyasi partinin genel başkanıyım ve Cumhurbaşkanı adayıyım.”

İnce, açıklamasının devamında, “Allah’ın izni ile plânladığımız şekilde ve sürede imzalarımızı toplayıp yolumuza devam edeceğiz. Bu süreçte bütün adaylarla olduğu gibi Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüşeceğim. Görüşecek olmam adaylığımı pazarlık konusu yapacağım anlamına gelmez.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Memleket Partisi’ni de ziyaret edeceğini söylemesi sonrası peş peşe açıklamalar geldi.

Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu ile görüşeceğini ama “adaylığını pazarlık konusu yapmayacağını” savundu.

İlk açıklama Halk TV yayınında Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’ye saygı duyduğunu söyledi ve şöyle konuştu:

“İnce’nin geçmişe dönüp eleştiri üzerinden bugün bir şeyleri ortaya koymasını çok doğru bulmuyorum. Ama kendisine göre haklıdır. Bizim de hatalarımız elbette olmuştur. Kim olursa olsun hakarete karşıyım. Siyaset iyilikle yarışmaktır. Ben partileri ziyaret ettim edeceğim. Beklentim şu; birinci turda seçimi almak ve bu ülkeyi daha çok yormamaktır.”

Gazeteci Candaş Tolga Işık programdaki bu ifadelerle ilgili Muharrem İnce ile konuştuğunu ve “100 bin imzayı toplayayım önce Kemal Bey benim abimdir, genel başkanımdır. Onun sözünü dinler, memnuniyetle de görüşür, konuşurum” dediğini aktardı.

Muharrem İnce ise bu paylaşım sonrası bir açıklama paylaşımı yaptı ve şunları söyledi:

“Kemal Bey benimle görüşmek isterse elbette görüşürüm, kendisi benim eski genel başkanım ve ağabeyimdir. Söyleyeceklerini dinlerim dedim. Görüyorum ki sözlerim “sözünden çıkmam” gibi tuhaf bir manaya çekiliyor. Gerçi Candan Bey sağolsun düzeltti ama ben de buradan tekrar düzeltmiş olayım.

Ayrıca söylememe gerek yok, ben başka bir siyasi partinin genel başkanıyım ve Cumhurbaşkanı adayıyım. Allah’ın izni ile plânladığımız şekilde ve sürede imzalarımızı toplayıp yolumuza devam edeceğiz. Bu süreçte bütün adaylarla olduğu gibi Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüşeceğim. Görüşecek olmam adaylığımı pazarlık konusu yapacağım anlamına gelmez.”

Paylaşın

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu: Seçim Birinci Turdan Biter

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi için, “Seçim birinci turda biter. Vatandaş sandığa gidip kararını verir. Vatandaş değişimden yana. Bu kavganın son bulması gerekiyor. Siyaset kavga aracı değildir. Hiç kavganın olmadığını görecekler. AKP ve MHP muhalefeti dışlamış durumda. Bunun böyle olmayacağını görecekler” dedi.

Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de ‘Liderler Masası’ programında gazeteciler Bengü Şap Babaeker ve İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu’nun söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:

“Ben bu iktidara güvenmiyorum. Ankara’nın ortasında Sinan Ateş katledildi, Saray sessizliğini korumaya devam ediyor. Bu cinayetin aydınlatılması lazım. Polisin tutanakları savcıya göndermesi lazım. Toplum bunu izliyor biz de izliyoruz. Olayı örtmeye çalışacaklar. Aileye söz verdim, bu bizim için namus meselesidir dedim. Gerçek failleri tutuklanıncaya kadar bu işin takipçisi olacağız dedim, bu bir insanlık görevidir. Siz o sanığı hangi gerekçeyle evinizde tutuyorsunuz, bunlar sorulacak, az kaldı.

“Polislere ve savcı arkadaşlara söylüyorum, cesaretli olun”

Siz bir ülkeye adaleti getiremezseniz hiçbir şey getiremezsiniz. Siz devlet olarak bu tür bir olaya izin veremezsiniz. Arkasında hangi mesele var, tüm bunlar araştırılması gerekiyor, siz olayı kapatıyorsunuz. Neden, güç başka bir yerde, yargıya, savcıya, polislere baskı yapıyor. Polislere ve savcı arkadaşlara söylüyorum, cesaretli olun, hiç endişe etmeyin, bu olayı tüm ayrıntılarıyla yazın, davanızı açın, onların güvencesi olacağız.

Delil kararttığınız andan itibaren katilleri koruyorsunuz demektir. Bir kamu görevlisi yargının önüne çıkarır katilleri, devlette bir şey kaybolmaz, umarım böyle bir şey yoktur. Tutanağı tutanlar da imha edenler de hayatta, ortaya çıkar. Bu ülkede polis tutanak tutmuşsa, o polisin namusudur.

Ayşe Hanım adalet istiyor. Gözleri yaş dolu, ağladı. Kendisini teselli ettim. Ankara’nın ortasında eşim katledildi diyor. Çocuklarım babasız kaldı diyor. Hangi gerekçeyle katledildi? Ülkücünün çok sevdiği bir insan, akademisyen. Yetenekli bir kişi, siz yeteneği yok ediyorsunuz.

Beşli Çeteler dediğim, devleti soyanlar, haksız kazanç elde edenler, tüyü bitmemiş yetimin hakkını alanlar. Ben neden cumhurbaşkanı olmak istiyorum, sarayda oturmak için değil. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını ben sormayacaksam neden cumhurbaşkanlığı yapayım.

“Bir de devleti yöneten temiz bir adam gelsin”

Beşli Çete, elbette böyle bir adam istemiyorlar. Devletin bazı kurumlarını ele geçirdiklerini, bürokratlarını beslediklerini biliyorum. Elbette bunlar Kılıçdaroğlu gelmesin diye toplantı yaparlar. Ama ben bu milletin sağ duyusuna güveniyorum. Bir de devleti yöneten temiz bir adam gelsin. Vatandaşın cebini düşünen, sorunları çözecek, israftan kaçınacak sade bir insan istiyor. Buna tahammül edemiyorlar.

Bunların tamamını soracağım. O 418 milyar doları alacağım, bu ülkeye getireceğim. Hiçbir uluslararası mahkeme bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Bütün kararlar o ülkenin lehine çıkmıştır. İntikamla olmayacak, olursa bunlara benzeriz. Hukuk neyi gerektiriyorsa o kurallar içerisinde yapacağız. Almanya dahil buradan kaçırılan paraların nerede olduğunun tamamını biliyoruz.

“Bunun için çeteler benimle uğraşmak isterler”

Devlette devamlılık esas. O proje verilmişse yapılacak zaten. Ama avantadan verilen paralara ben alacağım. Ben bunu 100 liraya yapıyorum kaça vermişim 500 liraya, 400 lira nerede? Biz hastaneye karşı değiliz, kaça yapıldı. Tüyü bitmemiş vatandaş vergi veriyor. Ben neden yol yaptın dedim mi? Yolu kaça yaptın diyorum. 100 liralık yolu 500 liraya yapıyorsun 400 lirayı kırışıyorsun. Ben o 400 liranın peşindeyim, çok büyük paralar bunlar, tamamını alacağız. Bunun için çeteler benimle uğraşmak isterler. 15 Mayıs’tan sonra her şey değişecek. Şeffaf, tüm kaynağın vatandaş için ayrıldığı bir dönem başlayacak. Teknoloji üreten bir ülke olacağız, dünyayla yarışacağız.

Deprem olduğunda Kahramanmaraş milletvekilimiz Ali Öztunç sabah 4:30-5:00 arasında aradı. Büyük bir yıkım olduğunu söyledi. Ben hemen televizyonu açtım. Valileri aradım bilgi aldım, belediye başkanlarını ayrım yapmadan aradım, baş sağlığı diledim. Ertesi gün deprem bölgesine gittim, felakete tanık olduk. Arama kurtarma ekiplerinin yeteri kadar olmadığını, askerin hiç olmadığını gördük. İlk gittiğimizde su ve ekmek yoktu. Enkazların başında devlet nerede diye bağıran anneler babalar çocuklar gördük, tam bir insanlık dramı. Arsuz’da kaldığımız yerde elbiseyle yattım, çok soğuktu. Üzerime iki battaniye aldım ama ısınma şansım yoktu.

Başlangıçta bizim belediyelere bazı zorluklar çıkardılar. CHP’li belediye diye niye engelliyorsunuz? Ekmek getirecek, su getirecek. Engel olmanın mantığını anlamak zor. Ankara Büyükşehir Belediyesi havalimanını düzenledi. Vay efendim orayı biz yapıyoruz, onlar yapmıyor diye. Çocukça işler, devleti yönetmesini bilmiyorlar. Ayrımcılık yapılır mı Allah aşkına. Acı olan nedir biliyor musun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs’a başsağlığı dilemedi.

Fay hattının nereden geçtiğini hepimiz biliyoruz, artık biz de deprem uzmanı olduk. Devletin kadroları bunu biliyor zaten. Depremin olacağını, yıkılacak binaları rapora yazmışlar. Siyasi otorite raporları bir köşeye atmış. 199 depremin sonrasında TSK’da afet taburu oluşturuldu. Talimat vermiyorsunuz. İnsanlar donarak öldü. Tüm bunların sorumlusu devleti yönetenler değil mi? Yüzyılın felaketi diyorsun, yüz yılın katliamı çıktı ortaya. Devlet kurumunu çalıştırmadınız, AFAD’ı körelttiniz, Kızılay’ı tepeden tırnağa yok ettiniz, rant alanına dönüştürdünüz. Vali eli kolu bağlı ne yapacak? Devlet yönetmeyi bilmiyorlar.

Kızılay’ı eski ruhuna kavuşturacağız. Kuruluş amacına uygun yeniden yapılandıracağız. Söz verdim, eski sahiplerine, gönüllü yardım yapanlara, rant aracı olarak görmeyenlere teslim edeceğiz. Nasıl olur da Kızılay çadır yapamaz. Bir Allah’ın kulu sorumluluk almadı. 50 bin kişinin günahı kimin boynuna. Siz depremzedelere parayla ev satamazsınız. Bu kadar yüzsüzlük olmaz.

Sözüm söz, cumhurbaşkanı olduktan sonra evi yıkılan hiç kimseden bir kuruş para alınmayacak. Bu bölgeyle ilgili özel bir yasa çıkaracağız, devlet bunlarla helalleşecek. Biraz sabretsinler. Buraya gelenler 2 yıl süreyle gelir vergisi ödemeyecek diyeceğiz. Bu bölgeyle ilgili özel bir teşvik yasası çıkarmamız lazım.

1 milyonu aşkın konut, 1 milyon kapı demek, 50 milyon pencere demek. Bu bölgede üretilecek bunlar. Bu bölge için özel bir yasa çıkarılacak. Gelip bu bölgede üreteceksin kapıyı, pencereyi. İstihdam yaratacaksın. 1 milyon konutun tüm malzemeleri burada üretilecek. Bölgeyi ayağa kaldıracaksınız, bölge yeniden canlanacak, daha da güçlenecek. Türkiye’ye döviz akacak, tüm bunların hepsi güzel olacak.

Ramazan ayının ilk cuması Malatya’da olacağız. Altı lider bir arada olacak, mevlit okutacağız. Ekrem ve Mansur Bey de gelecekler. Özel otobüs sağlamak lazım bulundukları kentlere gelip oy kullanmaları için. Bunun için çalışacağız. Oy kullanmalarını isteriz. Depremzedelerin yaralarının sarılmasını istiyoruz.

“Bu kavganın son bulması gerekiyor”

Seçim birinci turda biter. Vatandaş sandığa gidip kararını verir. Vatandaş değişimden yana. Bu kavganın son bulması gerekiyor. Siyaset kavga aracı değildir. Hiç kavganın olmadığını görecekler. AKP ve MHP muhalefeti dışlamış durumda. Bunun böyle olmayacağını görecekler.

Her partinin genel başkanına saygı duyarım. Taktir kendisine aittir. Kaybedecek zamanımız yok, 1 saati bile kaybetmek istemiyoruz. Hakarete karşıyım. Kim olursa olsun. Eleştirebilirsiniz ama hakaret olmaz. Siyasi partileri ziyaret ediyorum. Memleket Partisi’ni de ziyaret edeceğim.

Birinci turda bu işi alıp Türkiye’yi artık ikinci kez yormamak gerekiyor. İkinci kez sandık, harcama, masraf, bunlara gerek yok, doğrusu budur. Siyaset eğer şikayet alanıysa, siyaset olmaktan çıkar. Şikayetin dışına çıkmak lazım. Kimin kusura kimin yanlışı var bunlar oturulur konuşulur. Bir şeyi geri getiremezsiniz. Herkes elinden geldiği kadar çaba harcadı. Ben gece 2’de metinler yazdım, çalıştım, çabaladım. Geçmişe dönük eleştiri üzerinden bugün bir şeyler ortaya koymayı makul bulmuyorum, olabilir. Sayın İnce’nin görüşü budur, haklı tarafları da olabilir. Söylediklerinin tamamı yanlış değildir, eksik, yanlış, kusurumuz olabilir.

Millet zaten sandığı bekliyor. Kavga etmek istemiyor millet. Sandık gelsin, oyumu kullanıp bu beladan kurtulacağım diyor. Demokratik yollardan bir zihniyet değişikliği olacak. Üniversite kapatmak, bilime sırtını dönmek demektir.

Sayın Türkan Elçi kabul ederse aday olur. Milletvekili olarak da görev yapar, benim en büyük arzularımdan birisidir. Biz de bölgede kendimizi görmek istiyoruz. Altı siyasi parti yeri geldiğinde rekabet ediyoruz. Ortak konular, demokrasi, insan hakları, yolsuzluklara karşı olma, vergilerin hesabını verme gibi…

“Kadınların parlamentoda fazla olması lazım”

Her yıl toplanan vergileri nerelere harcadığını Ulusal Vergi Konseyi bir rapora bağlayacak, herkes görecek. Vatandaş diyecek ki, ben vergi verdim devlete, bu vergilerin nereye harcandığını görüyorum diyecek. Vatandaş bilecek, bir güven bağı oluşacak.

Kadınların parlamentoda fazla olması lazım. Burada başarılı değiliz kabul ediyoruz. Ama fazla olması lazım. Kadın sayısının yönetimde de fazla olması lazım. Olabildiğince yapmaya çalışıyoruz.

Bakan olmak isteyenler milletvekili olmayacak, böyle bir görüş birliği var. Bakan olmak isteyen arkadaşlar milletvekili olmasın diye söyledim.

(17 bakanın milletvekili adayı olması) Dokunulmazlık kazandırmak için.

Allah nasip ederse Çankaya’da olacağım.

(Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) İstanbul ve Ankara’nın devasa sorunları var. Bu sorunların bürokratik mekanizmalarda bekletilmeden çözülmesi lazım. Hiçbir ayrım yapmadan diğer belediyelerin sorunlarını da çözecekler. Belediye başkanlıklarına devam edecekler. Sorun görmüyoruz, hukukçu arkadaşlar sorun olmadığı yanıtı veriyor.

Zor koşullarda okudum, zor sınavlar kazandım. Devlette önemli görevlere geldim. Hiçbirisinde ben talep etmedim hep bana öneriler geldi.”

Paylaşın

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu’ndan Beş Partiye Daha Ziyaret Planı

Gelecek Partisi,  Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Saadet Partisi ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın programında 5 parti ziyareti daha var.

Aday olarak ilan edilmesinin ardından ittifak dışındaki partilere de destek ziyaretleri yapmaya başlayan Kılıçdaroğlu, ilk ziyaretini Milli Yol Partisi’ne yaptı. Kılıçdaroğlu daha sonra Bağımsız Türkiye Partisi’ne gitti. Kılıçdaroğlu’nun en dikkat çeken ziyaretlerinden biri ise HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’la TBMM’de yaptığı görüşme oldu.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın CHP kaynaklarından edindiği bilgiye göre Kılıçdaroğlu’nun adaylığa destek ve farklı toplumsal kesimlerin taleplerini dinleme amacıyla gerçekleştirdiği bu ziyaretlerin devamı da gelecek. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun planlanan ziyaretleri şimdilik altı partiden oluşuyor. Bu partiler arasında cumhurbaşkanı adaylığı için imza kampanyasını sürdüren Muharrem İnce’nin lideri olduğu Memleket Partisi de var.

Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş’ı ziyaret edecek. Kılıçdaroğlu’nun görüşme gerçekleştireceği bir diğer parti, yine ittifak bileşeni olan Emek Partisi olacak. Ercüment Akdeniz’le yapılacak görüşmenin yanı sıra Kılıçdaroğlu’nun bir diğer ziyaret edeceği parti Cumhur İttifakı’na katılacağı iddiaları gündeme gelen Demokratik Sol Parti olacak.

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın yanı sıra CHP liderinin bir diğer adresi adaylık ilanından sonra ilk olumlu desteği açıklayan Mustafa Sarıgül’ün lideri olduğu Türkiye Değişim Partisi olacak. Kılıçdaroğlu’nun adaylığının ilanından günler önce dayanışma ziyareti gerçekleştirdiği SOL Parti de yine planlanan ziyaretler arasında yer alıyor.

Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hedeflenen bir diğer ziyareti ise Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce. CHP, adaylığını açıklayan ve imza kampanyası devam eden İnce’nin partisinden randevu talep edilecek. Kamuoyunda İnce’nin aday olmaması talebi dile getirilirken iki parti arasında diyalog zemini yaratmaya çalışan çok sayıda siyasetçi olduğu kaydediliyor.

Sendika ve odalara ziyaret

Edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu siyasi partilerin yanı sıra işçi, memur sendikaları ile meslek odalarına da ziyaretler planladığı kaydediliyor. Bu ziyaretlerin destek amaçlı değil, farklı meslek gruplarının taleplerini dinleme amacı taşıyacağı ifade ediliyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu adaylık sürecine hazırlanırken çok sayıda ile ziyaretler gerçekleştirdi, gittiği kentlerde gençlik, kadın buluşmaları ve kanaat önderleri ile görüşmeler gerçekleştirdi. Aday ilan edildikten sonra da programlarının bu çerçevede devam edeceğini kaydeden parti kaynakları, “Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu az miting çok ziyaret yapacak. Özellikle kanaat önderleri buluşmaları devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

Üç Vekilin Dokunulmazlıklarının Kaldırılması TBMM Gündemine Geliyor

CHP’li Ali Mahir Başarır, İYİ Partili Lütfü Türkkan ve DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlıklarının kaldırılması, yarın TBMM gündeminde olacak. Oylama öncesi milletvekillerinin savunma hakkı bulunuyor.

Gazete Duvar’ın haberine göre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Mahir Başarır, İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlıklarının kaldırılması, yarın Meclis Genel Kurulu’nun gündeminde olacak.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon yaklaşık üç hafta önce Başarır ve Türkkan’ın, sekiz ay önce de Aydeniz’in dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karar vermişti.

Dokunulmazlık kaldırılması sürecinin tamamlanması için Karma Komisyon’un kararının Meclis Genel Kurulu’nda oylanması gerekiyor. Yapılacak oylama öncesinde milletvekillerinin savunma hakkı bulunuyor.

Ne olmuştu?

CHP’li Başarır hakkında, görevden alınan CHP’li Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ın yargılandığı Yalova 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya müdahalesi nedeniyle ‘duruşma hakimlerine alenen hakaret’ ve ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ nedeniyle fezleke düzenlenmişti.

İYİ Partili Türkkan hakkında Bingöl’de esnaf ziyareti sırasında hayatını kaybeden asker yakınına ‘hakaret’ nedeniyle fezleke hazırlanmıştı.

DBP’li Aydeniz hakkındaysa basın açıklamasında kendisini engellemeye çalışan polise müdahalede bulunması sebebiyle fezleke düzenlenmişti.

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın