CHP’de “Kurultay” Ekim Ayına Yetişecek Mi?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti tüzüğü uyarınca görevlendirdiği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleriyle ilk toplantısını yaparak, olağan kurultay kararını resmileştirdi.

CHP Parti Sözcüsü görevini yürütmeye devam ederek, kameralar karşısına geçen Faik Öztrak, “Bugün kongreler takvimini başlatma kararını alındı. Söylemiştim, yasal, asgari süreler dikkate alınarak bu takvimi en hızlı şekilde tamamlayacağız. Mevzuattaki asgari sürelere uyarak en hızlı şekilde kongreler takvimimizi tamamlayacağız. Bu Ekim olur, Ekim ortası olur. Yolda yürürken bir bakalım” dedi.

Öztrak’ın açıkladığı takvim uyarınca 6 Haziran itibariyle yasal itirazlar için tanınması gerekli zorunlu süre aralıkları hesaplandığında üç aylık süreçte en geç 15 Ekim’e kadar ilçe ve il kongreleriyle kurultay aşamasına gelinecek.

CHP yönetiminde bugün eğer illerde kongre sonuçlarıyla ilgili itirazlar olmazsa takvimi kısaltmak gerektiği de konuşuldu. Aksi takdirde CHP 38. Olağan Kurultayı, 30 gün öncesinde ilan edilmesi gerekliliği nedeniyle Kasım ayında yapılabilecek. Eğer illerde süreç hızlıca ve itirazsız tamamlanabilirse CHP yönetiminde Ekim ayında Kurultay’ın yapılabileceği görüşü hakim.

Öztrak, Kılıçdaroğlu’na yönelik istifa talebiyle ilgili soruya karşılık ise “CHP bir çadır partisi değildir. Dünyada gerçekten eşine az rastlanır bir maziye sahip olan asırlık bir partidir. Yerleşik usullere sahiptir. Bu partide kimse tek başına aklına estiği gibi karar alamaz. Bütün kararlar partinin yetkili kurullarında tartışarak alınır” ifadesini kullandı. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun istifa etme yönünde eğilimi olmadığı kesinlik kazandı. CHP’de sadece Kurultay iradesiyle yönetim değişikliğine kapı aralanmış görünüyor.

Öte yandan CHP’nin yeni yönetim yapısının, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı devam ettirme kararının bir işareti olup olmadığı tartışılıyor.

CHP’de Faik Öztrak, Bülent Kuşoğlu, Lale Karabıyık ve Ahmet Akın’ın dışında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yenilendi ancak Parti Meclisi’nden (PM) yapılan atamalarda “Kılıçdaroğlu ekibi” özelliğinin ön plana çıktığı değerlendirmesi yapılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakınlığı nedeniyle Gökhan Günaydın’ın MYK yerine CHP TBMM Grubu yönetiminde Grup Başkanvekili olarak görevlendirilmesi de “CHP Genel Merkezi’nden uzak tutma” olarak yorumlandı.

Yeni MYK’sıyla Kılıçdaroğlu’nun CHP’de olası lider adaylarına kapıyı açacak bir geçiş sürecini mi başlatacağı yoksa 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimleri gerekçe göstererek genel başkanlık görevini korumaya mı alacağı merak konusu.

CHP’de Meclis ve genel merkez yönetiminde kadın siyasetçiler ağırlıklı bir tablo oluşturmasıyla Kılıçdaroğlu’nun önemli ölçüde yenilenme algısı oluşturmayı amaçladığı ileri sürülse de parti tabanında bunun yeterli olmadığı eleştirileri dile getiriliyor.

Kılıçdaroğlu, Oğuz Kaan Salıcı’nın genel başkan yardımcısı sıfatıyla yürüttüğü parti örgütü sorumluluğuyla ilgili yeni MYK’da görevlendirme yapmadı ve böylece örgütü tümüyle kendisini bağlı hale getirerek, partide neler olacağıyla ilgili soru işaretleri yarattı.

Bununla birlikte, parlamento seçiminde başarısızlık yaşandığı görüşünü ifade eden Murat Karayalçın, Kılıçdaroğlu’na adeta destek verirken, CHP’nin parti örgütünde yapısal sorun ve kapasite düşüklüğü olduğunu kaydetti.

CHP’de “parti örgütünce adaylar belirlenmeli” görüşünü savunmasına rağmen Karayalçın’ın, CHP’nin il ve ilçe teşkilatlarında 14 Mayıs öncesinde rahatsızlığa yol açan, milletvekili aday listesi belirlenmesinde “ön seçim yapılmaması” kararında Kılıçdaroğlu’nun rolüne değinmemesi dikkat çekti. CHP’de 8 Nisan günü milletvekili aday listesi taslağı hazırlığı MYK üyeleriyle ortaklaşa yapılsa da 14 Mayıs’ta illerde CHP’nin hangi adaylarla temsil edileceği konusunda son karar Kılıçdaroğlu’na aitti.

Bugünkü MYK fotoğrafında Gökhan Günaydın’ın İstanbul’da olması nedeniyle yer almaması da göze çarptı. Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın da önceden planlanmış programı nedeniyle MYK’ya katılmadığı aktarıldı.

Kılıçdaroğlu, bugün ayrıca CHP’nin dış politikadan sorumlu başdanışmanlık koltuğuna emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz’ün yerine, İstanbul Milletvekili seçilen emekli Büyükelçi Namık Tan’ı getirdi. Kılıçdaroğlu’nun, CHP’de medyadan sorumlu başdanışmanlıktan dün ayrılan Tuncay Özkan’ın yerine ise Ankara Milletvekili seçilen eski basın müşaviri Okan Konuralp’i getireceği bilgisi paylaşıldı.

Karayalçın: Örgüt başarısız

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği açısından genel başkanlıktan öte partide yapısal sorunun tartışılması gerektiğini savunan Murat Karayalçın ise, 14 Mayıs’ta parlamento seçimi başarısızlığını gündeme taşıdı ve parti örgütünü başarısız bulduğunu açıkladı.

CHP’nin Kurultay sürecini olumlu karşıladığını kaydeden Karayalçın, Twitter paylaşımıyla Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’taki ikinci turunda aldığı sonucu “kazanım” olarak yorumlarken, 14 Mayıs’taki TBMM seçimini ise “başarısızlık” olarak değerlendirdi.

Karayalçın, “Sn. Kılıçdaroğlu seçim sürecinde yüksek bir performans ortaya koymuştur. Adil olmayan bir seçimde alınan yüzde 48’lik oy ciddi bir kazanım olarak görülmelidir. Ancak Partimizin TBMM seçiminde, hem de 4 parti ile birlikte, yüzde 25 dolayında oy alabilmiş olması ise ciddi bir başarısızlık olarak görülmelidir. Eğer parlamenter sistemde olsaydı, bu oy oranı, başarısızlığın ötesinde bir hezimet olarak değerlendirilecekti” dedi.

Meclis seçiminde başarısızlık nedeni olarak gösterdiği parti örgütünde “düşük siyaset kapasitesi” bulunduğunu söyleyen Karayalçın, “Örgütümüz yıllardır; broşür-afiş-pankart işleri ile seçim güvenliği ile sınırlı olan bir çalışma içine kapatılmıştır. Kuşkusuz bunlar da parti görevleridir. Ancak örgütün birincil görevi siyaset üretmek ve bir ölçüde bununla da bağlantılı olarak partinin adaylarını belirlemek olmalıdır. Örgüt kapasitesinde düşüklük bunların tümünün eşzamanlı olarak yerine getirilememesi durumunda ortaya çıkar. Önümüzdeki Kurultay sürecinde, seçimlerde yaşanan taktik ve stratejik yanlışlıkların tartışılacağını biliyorum, buna genel başkanlık konusu da eklenebilir. Oysa bana göre, asıl tartışılması gereken konu, CHP’de düşük kapasiteye yol açan yapısal sorunlardır. Bu sorunlar CHP’nin merkez ve taşra örgütlerinin yeniden yapılandırılması ile aşılabilir” ifadesini kullandı.

Hamzaçebi’nin Kurultay hazırlığı olacak mı?

CHP’de seçmen ve parti tabanı itibariyle kongre süreçleriyle parti örgütünün il ve ilçe teşkilatlarında değişiklik yapılması yeterli mi yoksa Kılıçdaroğlu’nun liderliğini devredeceği üst yönetim değişikliği sözkonusu olacak mı? Bu soruya yanıtta CHP yönetiminin yaklaşımı, “Kurultay karar verecek” şeklinde.

CHP 38. Olağan Kurultayı’nda ise, genel başkan ve PM seçimi yapacak delegeler nasıl belirlenecek, partide ilçe ve il teşkilatlarındaki kongre süreçlerinde tabandan değişim olacak mı, yoksa Kılıçdaroğlu’nun liderliğine onay verecek isimler mi görev alacak gibi soruların yanıtları merak konusu.

Kemal Kılıçdaroğlu’yla yıllarca yakın çalışma arkadaşı olmuş Akif Hamzaçebi ise, “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimi için çok çaba göstermişse de başarılı olamamıştır. Partimiz milletvekili genel seçiminde de başarısız olmuştur” çıkışında bulunmasıyla dikkat çekti.

Murat Karayalçın ve CHP’deki mevcut yöneticilerin aksine Hamzaçebi, “Milletvekili sayımız 2018’e kıyasla ciddi şekilde düşmüş, Partimizin oy oranı da Sayın Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olarak girdiği ilk seçim olan 2011 seçimlerindeki seviyesinin altına inmiştir. Kimse bu sonuçlardan bir başarı öyküsü yaratmaya kalkışmasın. Ortada Genel Başkanımız ve Partimiz açısından tam bir başarısızlık vardır” dedi. Devamında, “Seçim sonuçları doğru değerlendirilmediği ve bunun gereği yapılmadığı takdirde gelecek bugünden daha kötü olacaktır. Yerel seçimler yaklaşıyor bu konuları konuşmayı erteleyelim demek partiye ve ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür” diyen Hamzaçebi, adeta Kurultay süreciyle ilgili parti içi muhalefetin işaretini verdi.

CHP’de lider adayı Ekrem İmamoğlu’nun ise, 2024 Mart ayında İBB Başkanı adayı olacağı ve kendisiyle ilgili siyasi yasak kararıyla ilgili gelişmeleri değerlendirmek istediği iddiası söz konusu. Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki son günlerdeki görüşmeler de CHP yönetimince “belediye başkanlarıyla istişareler” şeklinde açıklandı.

DW Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun aktardığına göre: Ankara kulislerinde İmamoğlu etkisiyle CHP yönetiminde değişiklik talebi hayata geçirilmezse de gelecek günlerde kamuoyuna görüşlerini açıklayacak Hamzaçebi gibi aktörlerce CHP’de değişim için çalışılacağı görüşü gündemde.

Şimdi gözler, CHP 38. Olağan Kurultayı öncesinde Kılıçdaroğlu’nun liderlikte geçiş süreci olacağı mesajını verip vermeyeceği ile genel başkanlıkta devam etme ısrarı durumunda karşısında parti içi muhalefet olup olmayacağına çevrildi.

Paylaşın

CHP’li Öztrak, Yerel Seçimler İçin Millet İttifakı’nı İşaret Etti

MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Öztrak, “14-28 Mayıs seçimlerinde muhalefetin birleşen gücü, bir çığ gibi artarak algı yönetmekten başka bir şey bilmeyen, milleti yokluğa ve açlığa mahkûm eden bu hükümeti bugün değilse yarın sandık yoluyla evine gönderecektir dedi ve ekledi:

Haber Merkezi /“Zaman şimdi ayağa kalkıp, üstümüzü silkeleyip, eksiklerimizi giderip bundan 9 ay sonraki seçimler için uğraşa atılma zamanıdır.”

Seçimin ardından alınan kongre sürecinin ‘bugünden itibaren’ başlatılmasına karar verildiğini açıklayan Öztrak, “Kongreler sürecinin bugün başlatılmasına ve mevzuattaki asgari süreler dikkate alınarak hızla tamamlanmasına karar verdik… Son seçimden bu yana geçen sürede hem geçen seçimle ilgili özeleştirilerimize devam ediyor hem de yaklaşan yerel seçime hazırlıklarımızı başlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, yeni Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) ilk toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu. Öztrak’ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:

“Kongreler sürecinin bugün başlatılmasına ve mevzuattaki asgari süreler dikkate alınarak hızla tamamlanmasına karar verdik.

Son seçimden bu yana geçen sürede hem geçen seçimle ilgili özeleştirilerimize devam ediyor hem de yaklaşan yerel seçime hazırlıklarımızı başlatıyoruz.

Yeni ekonomi yönetimi ilk Merkez Bankası toplantısında vereceği faiz kararıyla sınanacak.

Yakın zamanda “laf dinlemediği için” görevden alınan Merkez Bankası Başkanları, rasyonel politikalar uygulamaya çalıştığı için görevden affını istemek zorunda kalan Hazine ve Maliye Bakanları düşünüldüğünde, önümüzdeki dönem, maalesef umut vadetmiyor.

Darbeyi eniştesinden öğrenen Erdoğan, “Sır küpüm” dediği dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanını Dışişleri Bakanı atıyor. Yetmiyor, Milli Savunma Bakanlığına da, ikinci defa bir Genel Kurmay Başkanını atıyor. Genel Kurmay Başkanlarının sivil hükümetlerde, Milli Savunma Bakanı olmasını usul haline getiriyor. Bu nasıl bir sivilleşme anlamak mümkün değil. Bu yapılanlar, orduyu ve İstihbarat Teşkilatı’nı siyasetin bir unsuru haline getiriyor.

Erdoğan’ın oğlunun yönetiminde olduğu bir vakfa İstanbul’da 237 devlet okulunun yaz boyunca dini eğitimler düzenlemesi için tahsis edildiği iddia ediliyor. Bu çerçevede, yeni atanan Milli Eğitim Bakanının geçmişte, karma eğitime karşı ve Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırı açıklamalarını da unutmuş değiliz. Gözümüz, bu bakanın uygulamalarının üstünde olacak.

14-28 Mayıs seçimlerinde muhalefetin birleşen gücü, bir çığ gibi artarak algı yönetmekten başka bir şey bilmeyen, milleti yokluğa ve açlığa mahkûm eden bu hükümeti bugün değilse yarın sandık yoluyla evine gönderecektir. Zaman şimdi ayağa kalkıp, üstümüzü silkeleyip, eksiklerimizi giderip bundan 9 ay sonraki seçimler için uğraşa atılma zamanıdır.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan MYK Açıklaması: Toplum Yenilenme İstiyordu, Bunu Yaptık

“Yeni MYK’yı belirlerken neleri dikkate aldınız?” sorusuna CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Toplumun beklentilerini dikkate aldım. Yenilenme istiyordu toplum, biz de bunu yaptık” şeklinde cevap verdi.

Kılıçdaroğlu, “İmamoğlu’yla son görüşmenizde bir sıkıntı olduğu yazılıp çiziliyor, doğru mu?” sorusunu ise, “Hayır niye sıkıntı olsun ki? Ekrem bey bizim bir metropolümüzün başarılı bir belediye başkanı. Diğer belediye başkanlarıyla nasıl görüşüyorsam kendisiyle de öyle görüştüm. Bir sıkıntımız yok” şeklinde yanıtladı.

Yeni kabineyi de değerlendiren CHP Lideri, “Mehmet Uçum demişti ya ‘tek kişilik hükümet’ diye. Yine öyle. Bir tek şimdi Mehmet Şimşek pazarlıkla gelmiş gibi görünüyor. Onun dışında Erdoğan ne derse onu yapacak kişiler olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında seçimi kaybetmesi sonrası parti içinde değişim sesleri yükselmeye başladı. Kamuoyu ve parti tabanında da Kılıçdaroğlu’na eleştiriler ve istifa talepleri gündeme geldi.

Adı genel başkan adayları arasında geçen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da ‘değişim’ mesajı vermişti. CHP’de ise Merkez Yönetim Kurulu(MYK) toplu şekilde istifa etmesi sonrası yeni MYK oluşturuldu.

Sözcü TV’den gazeteci İpek Özbey’e konuşan Kılıçdaroğlu yeni MYK’ya dair soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Özbey’in sorularına verdiği yanıt şu şekilde:

Yeni MYK’yı belirlerken neleri dikkate aldınız?

Toplumun beklentilerini dikkate aldım. Yenilenme istiyordu toplum, biz de bunu yaptık.

Neden tüm teşkilatları kendinize bağladınız?

Bu da bir beklentiydi. Tabii ki kendime bağladım diye her şeyi ben yapmayacağım. Tek başına çalışmayacağım. Bölge bölge çalışacak yetkililerimiz olacak. Örgütün önümüzdeki dönemdeki durumunu bölge bölge ele alacağız.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla son görüşmenizde bir sıkıntı olduğu yazılıp çiziliyor, doğru mu?

Hayır niye sıkıntı olsun ki? Ekrem bey bizim bir metropolümüzün başarılı bir belediye başkanı. Diğer belediye başkanlarıyla nasıl görüşüyorsam kendisiyle de öyle görüştüm. Bir sıkıntımız yok.

Yeni kabineyi nasıl buldunuz?

Mehmet Uçum demişti ya ‘tek kişilik hükümet’ diye. Yine öyle. Bir tek şimdi Mehmet Şimşek pazarlıkla gelmiş gibi görünüyor. Onun dışında Erdoğan ne derse onu yapacak kişiler olarak görüyorum.

Erdoğan, yemin törenine geldiğinde neden ayağa kalkmadınız?

Bir parti genel başkanı geldiğinde neden ayağa kalkayım ki…

Kendisini bir tek parti genel başkanı olarak mı görüyorsunuz?

Evet öyle.

Erdoğan’ın bu dönem kutuplaşmayı gidereceği, yumuşayacağı, kabineyi de ona göre dizayn ettiği görüşü var

Erdoğan yumuşamaz. İki konuşmasından da o sinyali almadım.

Paylaşın

Meclis Başkanlığı Yarışı: Muhalefetin Adayları Belli Olmaya Başladı

İYİ Parti Cihan Paçacı’yı, Yeşil ve Sol Parti Tülay Hatimoğulları’nı, TİP ise tutuklu milletvekili Can Atalay’ı TBMM) Başkanlığı aday gösterdi. Ana muhalefet partisi CHP’nin adayı henüz netleşmedi.

Haber Merkezi / Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) çarşamba günü yapılacak başkanlık seçim için başvurular başladı.

Yeşil ve Sol Parti, Adana Milletvekili Tülay Hatimoğullarını Meclis Başkan adayı olarak gösterirken İYİ Parti, parti yöneticisi ve İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı’nın aday olduğunu Meclis Başkanlığı’na bildirdi.

Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Meclis Başkanı adayı ise tutuklu milletvekili Can Atalay oldu. TİP’in önümüzdeki günlerde başvuru yapması bekleniyor. CHP’nin aday göstereceği ismin henüz netleşmediği ifade edildi.

TBMM Genel Kurulu, 7 Haziran’da geçici Meclis Başkanı Devlet Bahçeli Başkanlığı’nda toplanacak. Yeni atanan kabine üyeleri ile milletvekili seçilen eski bakanlar, Genel Kurul’da yemin edecek. Daha sonra Meclis Başkanlığı için siyasi partilerin gösterdikleri adayların seçimi yapılacak.

Gizli oylama ile yeni Meclis başkanı seçiminin ilk turu yapılacak. İlk 2 oylamada 400, sonuç alınamazsa 3. oylamada salt çoğunluk olan 301 kabul oyu ile başkan seçilebilecek. 3. oylamada da salt çoğunluk sağlanamazsa; bu oylamada en çok oy alan 2 aday için 4. oylama yapılacak ve en fazla oy alan üye başkan seçilmiş olacak.

Öte yandan AK Parti ve MHP Grubu TBMM Başkanlığı’na aday olarak, AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtuluş’u gösterme kararı aldı.

Numan Kurtulmuş’un ismi akşam saatlerinde AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu. AK Parti’nin başkan adaylığı için başvuru dilekçesi TBMM’ye iletildi.

Paylaşın

CHP’nin Yeni MYK’sı Belli Oldu; Kişi Sayısı 17’den 15’e Düştü

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) merakla beklenen Merkez Yürütme Kurulu (MKY) belli oldu. Parti örgütü ve örgüt yönetimi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bağlanırken MYK üye sayısı 17’den 15’e düştü.

Haber Merkezi / CHP MYK üyeleri, 14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimler sonrası Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlatmak ve yeni yönetimini belirlemesi için istifalarını sunmuştu.

Merkez Yönetim Kurulu’nun yeni üyeleri ve görevleri şu şekilde:

Ahmet Akın: Yerel Yönetimler
Aylin Yaman: Sosyal Politikalar
Aysu Bankoğlu: Tanıtım ve Halkla İlişkiler
Bülent Kuşoğlu: İdari ve Mali İşler

Devrim Barış Çelik: Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Eren Erdem: Sosyal Medya Yönetimi
Faik Öztrak: Ekonomi Politikaları – Parti Sözcüsü
Hasan Efe Uyar: İşçi sendikaları, STK ve Meslek Kuruluşları
Lale Karabıyık: İşveren Örgütleri

Neslihan Hancıoğlu: Genel Sekreter
Semra Dinçer: Doğa Hakları
Tahsin Tarhan: Yurtdışı Örgütlenme
Yunus Emre Bilim: Yönetim ve Kültür Platformu
Zeynel Emre: Hukuk ve Seçim İşleri

İstifa eden Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ise şöyleydi:

Ahmet Akın, Ali Öztunç, Bülent Kuşoğlu, Bülent Tezcan, Devrim Barış Çelik, Faik Öztrak, Fethi Açıkel, Gamze Akkuş İlgezdi, Gökçe Gökçen, Gülizar Biçer Karaca, Lale Karabıyık, Muharrem Erkek, Oğuz Kaan Salıcı, Selin Sayek Böke, Seyit Torun, Veli Ağbaba, Yüksel Taşkın.

CHP Meclis Grup Yönetimi

CHP Parti Meclisi toplantısının ardından CHP’nin yeni Meclis grup yönetimi de belli olmuştu.

CHP’de Meclis Grup Başkanı, Manisa Milletvekili Özgür Özel olurken, CHP Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın, Burcu Köksal, Ali Mahir Başarır, TBMM Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca olmuştu.

Burcu Köksal da Oya Araslı ve Emine Ülker Tarhan’dan sonra CHP’nin üçüncü kadın grup başkanvekili seçilmişti.

CHP’nin Meclis Katip Üyeleri Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Osmaniye Milletvekili Asu Kaya ve Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş olurken, İdari Amiri ise Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin olmuştu.

CHP PM üyesi olarak Gülizar Biçer Karaca, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır’ın üyelikleri düştü. Bu isimlerin yerine Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan ve Akif Hamzaçebi gelmişti.

Paylaşın

CHP’de Kurultay Kararı; Meclis Grup Yönetimi Belli Oldu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında yapılan ve beş saatten uzun süren Parti Meclisi (PM) toplantısında kurultay sürecinin başlatılması kararı çıktı.

Haber Merkezi / Kurultay kararının çıktığı toplantıya ilişkin yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Cumhurbaşkanlığı seçimi siyasi tarihimizin en eşitsiz koşullarında gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan yalan, iftira, montaj, kutuplaştırma gibi çirkin yöntemlere başvurmuştur.

Bu süreç, siyasal iktidarın ve Cumhurbaşkanı adayının ahlaki meşruiyetini sorgulanır hale getirmiştir.”

Tüm bu olumsuzluklara karşın partimiz, yönetim organlarında seçim süreçlerini ve sonuçlarını ilk andan itibaren detaylı bir şekilde değerlendirmeye başlamıştır.

Bugünkü Parti Meclisi toplantımızda da seçim sonuçları detaylı bir şekilde değerlendirilmiş, ‘bilgi ve iletişim teknolojilerinden’ sorumlu birimimiz seçimlerde kullandığımız sistemimize ilişkin detaylı sunumlar gerçekleştirmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi, seçmenin verdiği mesajı, seçim sonuçlarını sandık sandık, köy köy, ilçe ilçe, il il dikkatle incelemeye ve analiz etmeye -parti kurul ve karar organlarında- devam edecektir.

Bu değerlendirme sürecinde özeleştiriler samimiyetle dikkate alınacak ve gereği hızla yerine getirilecektir.”

Partimizin Kurultay takviminin düzenlenmesi ile ilgili karar Parti Meclisimizce değerlendirilmiş ve takvimlendirme çalışmalarına başlanmıştır.

Kurultay sürecinin parti içi demokrasi kültürümüze yaraşır bir şekilde gerçekleşmesi için yapılacak gerekli hazırlıklar ve alınacak kararlar yeni Merkez Yönetim Kurulu tarafından açıklanacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak giderek derinleşen ekonomik krizden çıkışın yollarını göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz.

On milyonların demokrasi, özgürlük, adalet ve refah mücadelesinde buluşan ve büyüyecek olan iradesine sahip çıkacak, eşit ve özgür bir Türkiye’yi kurma mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

CHP Meclis Grubu Başkanı Özgür Özel oldu

CHP Parti Meclisi toplantısının ardından CHP’nin yeni Meclis grup yönetimi de belli oldu.

CHP’de Meclis Grup Başkanı, Manisa Milletvekili Özgür Özel olurken, CHP Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın, Burcu Köksal, Ali Mahir Başarır, TBMM Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca oldu.

Burcu Köksal da Oya Araslı ve Emine Ülker Tarhan’dan sonra CHP’nin üçüncü kadın grup başkanvekili seçildi.

CHP’nin Meclis Katip Üyeleri Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Osmaniye Milletvekili Asu Kaya ve Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş olurken, İdari Amiri ise Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin oldu.

CHP PM üyesi olarak Gülizar Biçer Karaca, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır’ın üyelikleri düştü. Bu isimlerin yerine Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan ve Akif Hamzaçebi geldi.

Paylaşın

CHP’li 43 İl Başkanı’ndan “Olağanüstü Kurultay” Talebi

CHP’li 43 İl Başkanı, olağanüstü tüzük kurultayı talebiyle bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “Partimizin sosyal demokrasinin evrensel ilke ve değerlerine daha sıkı sarılarak, ekonomik ve sosyal adalet duygusunu ön plana çıkartarak, toplumla ve sivil toplum örgütleri ile işçi sınıfı ve emek cephesi ile daha sıkı bağlar kurması gerekmektedir” denildi.

Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “Bizler bu partide görev yapmış ve hala görev yapan il başkanları olarak partimizin sosyal demokrat ilkelere, emek cephesine daha duyarlı olmasını istiyoruz. Yapılacak olağan kurultayın demokratik bir tüzükle yapılması için acilen olağanüstü bir tüzük kurultayı çağrısı yapıyoruz” ifadelerine yer verildi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 43 İl Başkanı, Ankara’da yaptıkları toplantı sonrası, olağanüstü tüzük kurultayı talebiyle bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“37. olağan kongrede seçilen ve bir kısmı hala görevde olan il başkanlarından kurultay delegelerinden 14 Mayıs 2023 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinin değerlendirilmesi sonucunda CHP genel merkezine ve kamuoyuna Demokrasi ve Adalet Hareketi olarak çağrı bildirgemizdir.

28 Mayıs 2023 seçimlerine büyük bir beklenti ile giren fakat seçim sonucunda büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluğun yaşandığı partimizde bir çok noktada değişim kaçınılmaz bir hale gelmiştir.

CHP’nin hiçbir döneminde CHP örgütleri bu kadar örselenmemiş bu kadar ikinci plana itilmemiştir. Seçilen 169 milletvekili içinde parlamentoya giren 37. dönem seçilmiş ve aday olan il ve ilçe başkanlarının oranı sadece %5’e tekabül etmektedir. Bu bağlamda önceliğimiz tüzükte, demokratik tüzük olgusuyla değişiklik yapılmasıdır.

Demokratik bir tüzük parti emekçilerinin, partide siyaset yapan gençlerin, kadınların ve herkesin emeklerinin güvence altına alınması demektir. Hiçbir örgüt emekçisinin kaderinin bir kişinin veya birkaç kişinin iki dudağı arasında olmamasıdır. Bu amaçla sosyal demokrat bir parti de tüzüğün demokratikleşmesi en önemli olgudur.

Ayrıca üst düzey CHP kadrolarının seçiminde liyakat, emek ve birikim ön planda olmalıdır. Bu kadroların görevlendirilmesi Genel Başkanın isteğiyle değil Parti Meclisinin Görevlendirmesi ile gerçekleştirilmelidir.

Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri parti içi seçimlerle belirlenmelidir. Bu partide siyaset yapan herkesin emeğinin karşılığını alabilmesi ve geleceğe güvenle bakabilmesi için demokratik tüzük zorunluluktur. Partimizin sosyal demokrasinin evrensel ilke ve değerlerine daha sıkı sarılarak, ekonomik ve

sosyal adalet duygusunu ön plana çıkartarak, toplumla ve sivil toplum örgütleri ile işçi sınıfı ve emek cephesi ile daha sıkı bağlar kurması gerekmektedir. Bizler bu partide görev yapmış ve hala görev yapan il başkanları olarak partimizin sosyal demokrat ilkelere, emek cephesine daha duyarlı olmasını istiyoruz.

Yapılacak olağan kurultayın demokratik bir tüzükle yapılması için acilen olağanüstü bir tüzük kurultayı çağrısı yapıyoruz. Bu çağrımıza olumlu bir cevap gelmezse mevcut tüzüğümüzün bize verdiği yetki ile imza sürecini kurultay delegeleri olarak başlatacağımızı tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Olağan Kurultayımızı Yasalara Göre Yapacağız

Partisinin olağan kurultayını seçim nedeniyle ertelediklerini hatırlatan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Olağan kurultayımızı yasalara göre yapacağız. Ona da Parti Meclisimiz karar verecek. Bunun için hukukçu arkadaşlarımız bir tarihlendirme yapıyor. O tarihlendirme içerisinde belli aşamalarda ilçe, il kongreleri, sonra kurultay yapılacak. Belli bir süreç var ve o süreç içerisinde bunları tamamlayacağız” dedi ve ekledi:

“Şimdi, MYK’da konuşulan bir konuyu benim ayrıntılara girerek anlatmam doğru değil. O toplantıda ittifak da dahil olmak üzere her konu bütün ayrıntılarıyla sağduyu içerisinde, büyük bir sorumluluk içerisinde konuşuldu. Yüklendiğimiz sorumluluğun ağırlığı, o sorumluluğun gereklerinin yerine getirilmesi bütün bunların hepsi konuşuldu.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından gündeme dair açıklamalar yaptı.

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin ahlaki meşruiyet sorunu var. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan kişinin ahlaki meşruiyet sorunu var” diye konuştu.

Montaj videolara ilişkin Kılıçdaroğlu, “Siyasetçi ahlaklı olmak zorundadır. Siyasetçi elbette belli konuları abartabilir, bunda hiçbir mahsur yoktur. Abartırsınız, eksecere edersiniz ama yalan söylemezsiniz, iftira atmazsınız karalama yapmazsanız” ifadelerini kullandı.

Partisinin başında olup olmayacağına dair ise Kılıçdaroğlu, “Ona parti karar verir tabi doğal olarak” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Söyleyeceklerim şu: Bir seçim süreci yaşadık. Hayatım boyunca ilk kez bu kadar yalan üzerine inşa edilen, karalama üzerine inşa edilen bir seçim süreci yaşadık. Dolayısıyla bu karalama üzerine, yalan üzerine, montaj videolar üzerine seçim stratejisini oturtan bir kişi şu an cumhurbaşkanı oldu. Dolayısıyla burada bir ahlaki meşruiyet sorunu var. İki siyasal meşruiyet sorunu var. Siyasetçi ahlaklı olmak zorundadır.

Siyasetçi elbette belli konuları abartabilir, bunda hiçbir mahsur yoktur. Abartırsınız, eksecere edersiniz ama yalan söylemezsiniz, iftira atmazsınız karalama yapmazsanız. Eğer yalan söylüyorsanız, iftira atıyorsanız ve bunu da çıkıp kendiniz itiraf ediyorsanız o zaman siz cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturamazsanız. Çünkü sizin ahlaki meşruiyetiniz tartışılır. Şu an Türkiye’de ahlaki meşruiyet sorunu var.

Biz isteriz ahlaktan, erdemden dem vuran birisinin cumhurbaşkanlığı koltuğunda otursun. Rakip evet, herkes bir başka partiden siyasi rakibidir. Biz bunu da anlayışla karşılarız. Ama yalan üzerine, iftira üzerine, karalama üzerine, montajlar yaparak, yalan yanlış montajları da itiraf ettikten sonra hala kalkıp bunu sürdürmek, ahlak sorunu gündeme getirir.

Siyasetçi her şeyden önce ahlaklı olmak zorundadır, erdemli olmak zorundadır. Türkiye’nin böyle bir sorunu var. Türkiye’nin ahlaki meşruiyet sorunu var. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan kişinin ahlaki meşruiyet sorunu var. Dolayısıyla ahlaki olmayan, ahlakı savunmayan bir kişinin yalan üzerine, iftira üzerine kalkıp da belli bir koltuğa oturan kişinin ahlakı her zaman sorgulanır. Başka ne söyleyeyim.

CHP Parti Meclisi üyeleri her seçimden sonra olduğu gibi, bu seçim sonrası da doğal olarak kendileri istifa dilekçelerini verdiler. Daha önceki seçimlerde de veriyorlardı. Bu partimizde geleneksel bir durum. Parti Meclimiz de bugün (Cumartesi) toplanacak. Doğal olarak seçim sürecini konuşacağız. MYK da arkadaşlar görüşlerini ifade ettiler. Partimizin seçim süreci, yapılan harcamalar ve diğer konularla ilgili Merkez Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlara bilgi verildi. Her konu bütün ayrıntılarıyla ele alındı, konuşuldu.

Onların soruları, görüşleri alındı. Artılarımız eksilerimiz değerlendirildi. Şimdi bunu Parti Meclisi’ne bir rapor olarak sunacağız. Doğal olarak Parti Meclisi ile de görüşeceğiz. Biz, 100 yıllık bir partiyiz. Dolayısıyla böyle her şeyi inceden inceye araştıran, sorgulayan, eksiğimiz nerede, hatamız varsa hatamız nerede, bütün bunları bir şekilde masaya yatıran, gelenekleri, örfü, adeti olan bir partiyiz. O çerçeve içinde değerlendirme yapılacak.”

“Artılar, eksiler sorun varsa nasıl çözeriz konuşuyoruz”

Hakkındaki eleştiriler nedeniyle partinin başında kalıp kalmayacağı sorusuna Kılıçdaroğlu “Ona parti karar verir tabi doğal olarak. Partinin kendi gelenekleri vardır. O gelenekler içerisinde hareket edilir” karşılığını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile görüşmeleriyle ilgili soruyu da şöyle cevaplandırdı:

“Canan Hanım, İstanbul’daki gelişmeleri aktarmak için ayda bir gelirdi. Ekrem İmamoğlu da büyükşehir belediye başkanımız. O da geliyordu. Dolayısıyla o çerçevede zaman zaman Mansur Yavaş Bey’le de bir araya geliriz. Artılar, eksiler sorun varsa nasıl çözeriz konuşuyoruz.

Bunlar olağanüstü olay değil bildiğimiz rutin, sıradan olan gelişmeler bu olağan. Oturup, konuştuk. Ben İstanbul’a gittiğimde orada da beraber oluruz. Onlar belli aralıklarla Ankara’ya gelirler, Ankara’da beraber oluruz. Karşılaştıkları sorunlar varsa onları anlatırlar. Bu şekilde yolumuza devam ediyoruz.”

Partisinin olağan kurultayını seçim nedeniyle ertelediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bundan sonraki süreci ise şöyle anlattı:

“Olağan kurultayımızı yasalara göre yapacağız. Ona da Parti Meclisimiz karar verecek. Bunun için hukukçu arkadaşlarımız bir tarihlendirme yapıyor. O tarihlendirme içerisinde belli aşamalarda ilçe, il kongreleri, sonra kurultay yapılacak. Belli bir süreç var ve o süreç içerisinde bunları tamamlayacağız.”

Kılıçdaroğlu, MYK üyelerine seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruya da “Şimdi, MYK’da konuşulan bir konuyu benim ayrıntılara girerek anlatmam doğru değil. O toplantıda ittifak da dahil olmak üzere her konu bütün ayrıntılarıyla sağduyu içerisinde, büyük bir sorumluluk içerisinde konuşuldu. Yüklendiğimiz sorumluluğun ağırlığı, o sorumluluğun gereklerinin yerine getirilmesi bütün bunların hepsi konuşuldu” yanıtı verdi.

Paylaşın

CHP’li Cihaner: Seçim Kampanyalarına İndirgenmiş Siyaset Anlayışı Terk Edilmeli

Seçimler sonrası ortaya çıkan tabloyu değerlendiren CHP’li İlhan Cihaner, “Bugünkü parlamento, Türkiye tarihinin gördüğü belki de en gerici, en sağcı parlamento olarak ortaya çıktı” dedi ve ekledi:

“Orada yeni ittifaklar, yeni dinamikler nasıl oluşacak? Deneyimledik ki en büyük muhalif olarak görünen aktörler bile bir anda olgusal hiçbir karşılığı ya da bir gerekçesi olmadığı halde taraf değiştirebiliyor ya da işte kendi politik örgütlerinin çıkarları çerçevesinde -ki haklıdır da- farklı pozisyon alabiliyor.”

Cihaner, açıklamasının devamında, “2019’da kazanılan büyükşehirlerin ne şekilde kazanıldığının dinamiklerinin çok iyi ölçülmesi lazım. “X yerde bir başarı elde edildi, bu başarının mimarı şudur” gibi bir tutum içine girilmemeli. Baktığımız zaman 2019 yerel seçimlerin öncesindeki referandumda “Hayır” blokunun oyu neyse yerel seçimlerde elde edilen oy da o oldu.

Dolayısıyla burada kişiye indirgenmiş yaklaşımın da terk edilmesi lazım diye düşünüyorum. Ve elbette her şeyin şeffaf bir şekilde yürütülmesi lazım. Siyaset mühendisliğinin, işte partinin özellikle seçim kampanyalarına indirgenmiş bir siyaset anlayışının terk edilmesi lazım.” ifadelerini kullandı.

CHP’nin sol kanadında yer alan ve partinin ana hattının da bu doğrultuda olması gerektiğini savunan “Gelecek İçin Biz” grubu, seçimlerin ardından ortaya çıkan tabloyu “net bir yenilgi” olarak nitelendirerek parti içi değişim çağrısında bulundu.

Grubun kurucusu, aynı zamanda üç dönem CHP milletvekili ve Parti Meclisi üyesi olarak görev yapan, eski cumhuriyet başsavcısı İlhan Cihaner’le seçim sonuçlarını ve önümüzdeki süreçte nasıl bir sorumluluk alacaklarını bianet’ten Vecih Cuzdan’a değerlendirdi

14 ve 28 Mayıs seçimlerine iki büyük krizin gölgesinde gidildi: Ekonomik kriz ve 6 Şubat depremleri. Deprem sonrası CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İktidarla hizalanmayı reddediyorum” çıkışı önemliydi. Ancak seçim sürecinde bu gündem öne çıkarılmadığı gibi, Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışının da özellikle ittifak içerisinde sahiplenilmediği görüldü. Hatta seçim sonuçlarından doğru tersine hareket edildiğini bile söyleyebiliriz. Siz bu konuda nasıl düşünüyorsunuz?

Deprem bölgesindeki özellikle ikinci tur sonuçlarına bakıldığı zaman tabii ki bu yenilginin depremzedelere kesilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Sizin söylediğiniz yaklaşımın belki en uç noktası bu oluyor. Ama deprem sonrası “İktidarla hizalanmayacağız” denilmesine rağmen bu sürecin politikleştirilmediğini de görüyoruz.

Bu belki çok insancıl bir gerekçeyle, insanların acıları çok sıcakken anlaşılabilir bir şey. Ancak nihayetinde bir siyasi partiden söz ediyoruz ve siyasi partilerin attığı adımların, aynı zamanda kendilerini siyaseten güçlendirecek şekilde formüle edilmesi lazım. Bu ikisi birbirini dışlayan şeyler değil.

Hem yurttaşın ihtiyaçlarını karşılayıp, acılarını dindirmeye çalışıp dayanışmayı yükseltebilirsiniz hem de bu süreci politikleştirebilirdiniz. Bence bu süreçte de çok doğru bir hat izlenmedi.

Bakın deprem bölgesinde ikinci günden itibaren vardık. Dayanışma mekanizmalarına katkı vermeye çalıştık ve o sahada özellikle büyükşehir belediyelerinin insanüstü gayretleri vardı. Şimdi herkesin şapkayı önüne koyup niçin buradan bir politik sonuç, bir politik kitle elde edilmediğini düşünmeleri lazım.

İktidar uydurma temel atmalarla, gerçekleştirilmesi imkânsız vaatlerle oraya gitti ama hatırlayacak olursanız bakanların da arabaları tekmeleniyordu, yuhalanıyorlardı. Deprem, özellikle ortaya koyduğu sonuçlar itibariyle tabii ki politikti.

Nihayetinde depremin bir doğal afet olduğu kuşkusuz ama ortaya çıkardığı sonuçlar da bir o kadar politiktir. Dolayısıyla deprem gündeminin, seçim sürecine politikleştirerek taşınamadığını düşünüyorum.

Nitekim iktidar deprem bölgesinin önemini düşünerek ağırlıklı olarak o bölgede propagandasını yaptı, o bölgeye dair projeler üretti. Bunların gerçekçi olup olmaması önemli değil. Özellikle ikinci turda doğrudan doğruya oraya çalıştı AKP.

Ama ne olursa olsun burada temel mesele CHP’nin ideolojisizleştiği, siyasetsizleştiği gerçeğidir. Sonuçta attığınız tüm adımların büyük bir politik tutumun parçası, onu güçlendiren, onu taşıyan şeyler olması lazım. Birbirinden kopuk işler yapıldı. Sadece depreme özgü de değil bu.

Ben çok sık şu örneği veriyorum: Türkiye siyasi tarihinin bence en önemli iki olayı, Gezi Direnişi -ki işte tam da 10. yıl dönümündeyiz- ve bir diğeri de Adalet Yürüyüşü’dür. Bu iki olgu da ıskalandı. Oradaki dinamikler iyi okunarak politikleştirilemedi. Bu belki genel olarak sosyalist solu da ilgilendiren bir durum olabilir. Ama özellikle Cumhuriyet Halk Partisi gibi değişimin öncülüğünü yapmış, işte Adalet Yürüyüşü’nün ne kadar heyecan yarattığını düşünün, o orada kaldı.

Özet olarak tüm bu süreçler, sahip olduğumuz siyasi bakış açısına mal edilmedi. Rumuzsuz, sembolsüz bir siyaset tarzı izlendi. Bunların da büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.

CHP MYK üyelerinin istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir değişim, dönüşüm şart derken bu sadece birkaç istifa ya da MYK’nin bu şekilde değiştirilmesinden ziyade bunun bir özeleştiri sonrasında ve sorumluluk tarifiyle olması gerekiyor.

Dünkü istifalar aslında rutin, her seçim sonrası ya da parlamentonun yenilendiği zaman MYK üyelerinin Genel Başkan’ın elini rahatlatmak için verdikleri istifa olarak görülüyor. Mesela burada, “x” MYK üyesinin özeleştiri yaptığı, yenilenmenin ve dönüşümün önünü açarak attığı bir adım yok.

Öyle olsa bile burada yeni MYK üyeleri yine Parti Meclisi (PM) içerisinden seçilecek ve PM de aslından bu süreçte yaşanan hatalardan sorumludur. Birçok taktik ve stratejik hata yapılırken bir eleştiri yaptıklarını duymadık. Buna dair bir tartışma olmadı.

Çünkü nereden biliyoruz? PM toplantısı olmadığı halde söylemde ya da politikada radikal değişiklikler oldu. Anlaşılıyor ki bunların hiçbiri PM içerisinde tartışılarak alınmış kararlar değil.

Dolayısıyla partinin kurultaydan sonra en üst organı olan PM’nin de bypass edildiğini görüyoruz. Buna göz yuman, buna izin veren PM’den oluşturulacak yeni MYK’nin de bizim kastettiğimiz hem ideolojik ve siyaset anlamında hem de kadro anlamında bir yenilenmeye işaret edeceğini çok düşünmüyorum.

Son olarak, önümüzdeki süreçte “Gelecek İçin Biz” olarak nasıl bir sorumluluk alacaksınız?

Biz, CHP içerisinde büyümeye çalışıyoruz ve parti içerisinde siyaset yapıyoruz. Bu eleştirilerimizi dönem dönem dile getirdiğimizde “her şeyden memnuniyetsiz insanlar” ya da aday olup olmama üzerinden hedef alındık. Bunu kabul etmiyoruz. Parti Meclisi’ndeyken de milletvekiliyken de bu eleştirileri dillendiriyorduk.

Geldiğimiz noktada, parti tabanının ‘şimdi yeri ve zamanı değildir’ bakış açısının hâkim olmasına izin vermemesi gerekiyor. Bu tartışmaların tüketilmesi lazım ki yerel seçimlere güçlü bir şekilde gidilebilsin.

Ve yerel seçimler konusunu tekrar vurgulamak istiyorum: Yerel seçimlerin kazanılmasının dinamiği çok ama çok yanlış okunuyor. Biraz önce detaylandırdığım gibi, ana dinamik destekler ve ittifaklardır, isimler değildir. Orada izlenen, ortaya konulan çiçek, böcek politikaları değildir. Bu destek mekanizmaları ve dinamikleri aynı şekilde işleyecek mi? Bundan çok emin değilim. Çünkü artık başka bir siyasi tablo var önümüzde.

“Kişiye indirgenmiş yaklaşım terk edilmeli”

Bugünkü parlamento, Türkiye tarihinin gördüğü belki de en gerici, en sağcı parlamento olarak ortaya çıktı. Orada yeni ittifaklar, yeni dinamikler nasıl oluşacak? Deneyimledik ki en büyük muhalif olarak görünen aktörler bile bir anda olgusal hiçbir karşılığı ya da bir gerekçesi olmadığı halde taraf değiştirebiliyor ya da işte kendi politik örgütlerinin çıkarları çerçevesinde -ki haklıdır da- farklı pozisyon alabiliyor.

2019’da kazanılan büyükşehirlerin ne şekilde kazanıldığının dinamiklerinin çok iyi ölçülmesi lazım. “X yerde bir başarı elde edildi, bu başarının mimarı şudur” gibi bir tutum içine girilmemeli. Baktığımız zaman 2019 yerel seçimlerin öncesindeki referandumda “Hayır” blokunun oyu neyse yerel seçimlerde elde edilen oy da o oldu.

Dolayısıyla burada kişiye indirgenmiş yaklaşımın da terk edilmesi lazım diye düşünüyorum. Ve elbette her şeyin şeffaf bir şekilde yürütülmesi lazım. Siyaset mühendisliğinin, işte partinin özellikle seçim kampanyalarına indirgenmiş bir siyaset anlayışının terk edilmesi lazım.

Paylaşın

CHP Nasıl Bir Yol Haritası İzleyecek?

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun ve parti yönetiminin seçimlerde başarısız olduğunu düşünen parti tabanındaki isimler hemen kurultaya gidilmesini isterken CHP liderinin bu konuda henüz net bir tutum almadığı belirtildi.

Yapılacak Parti Meclisi sonrası tablo netleşecek. Kılıçdaroğlu’nun yeni MYK’yı belirlemesi ve ilk MYK toplantısı sonrası kurultay sürecine dair bir açıklama yapması da bekleniyor.

CHP’de tüzük gereği haziran ayında kurultay sürecinin başlaması gerekiyor. Önce ilçe ardından il ve devamında da genel başkan ve parti yönetiminin belirleneceği büyük kurultay yapılacak. Bu süreçte büyük kurultay takvim uzatılırsa 2024 Mart ayında gerçekleşecek yerel seçimlerin sonrasına da bırakılabilir.

Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istediği sonuçları alamayan CHP’de kritik toplantıların ilki olan MYK toplantısı gerçekleşti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni yönetimi belirlemesi için MYK üyeleri istifalarını sundu.

5 saatlik MYK toplantısında üyeler kendi sorumluluk alanlarına göre seçim sürecine dair bilgilendirme yaptı. Bu toplantının ardından 2 Haziran’da milletvekilleri Meclis’te bir araya gelecek. 3 Haziran Cumartesi günü de Parti Meclisi toplanacak. Parti Meclisi sonrası yeni yönetimin belirlenmesi için MYK üyeleri istifalarını da Kılıçdaroğlu’na sundu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifaları kabul ederek, yeni görevlendirmeleri Parti Meclisi toplantısı sonrası yapacağını söylediği öğrenildi.

Parti Meclisi’nin ise oldukça tartışmalı geçeceği ifade ediliyor.

Kurultay ne zaman yapılacak?

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun ve parti yönetiminin seçimlerde başarısız olduğunu düşünen parti tabanındaki isimler hemen kurultaya gidilmesini isterken CHP liderinin bu konuda henüz net bir tutum almadığı belirtildi. Yapılacak Parti Meclisi sonrası tablo netleşecek. Kılıçdaroğlu’nun yeni MYK’yı belirlemesi ve ilk MYK toplantısı sonrası kurultay sürecine dair bir açıklama yapması da bekleniyor.

DW Türkçe’den Kıvanç El‘e konuşan üst düzey bir CHP kurmayı, kurultay tartışmalarına ilişkin “Genel Başkanımız herkesi, her görüşü titizlikle dinliyor. Kurultaydan kaçacak bir lider değil. Süreç zaten başlayacak. Bu sürecin hızlı ilerleyeceğini ve Eylül, Ekim gibi yapılarak yenilenmiş bir yapı ile yerel seçimlere hazırlanacağımızı öngörüyorum. Gerçekleşecek toplantılar sonrası ‘süreç başladı, sonbaharda kurultay olacak’ açıklamasını Kemal Bey’den duyabiliriz” değerlendirmesi yaptı.

CHP’de tüzük gereği haziran ayında kurultay sürecinin başlaması gerekiyor. Önce ilçe ardından il ve devamında da genel başkan ve parti yönetiminin belirleneceği büyük kurultay yapılacak. Bu süreçte büyük kurultay takvim uzatılırsa 2024 Mart ayında gerçekleşecek yerel seçimlerin sonrasına da bırakılabilir.

İlçe ve il kongrelerinde il başkanlıklarına dair bir yarış beklentisi de partide konuşuluyor. İl başkanlığı seçimlerinde belirlenen kurultay delegelerinin genel başkanı belirlemede önemli olduğuna vurgu yapılırken burada Kılıçdaroğlu kadar İmamoğlu’nun da özellikle delege belirlenmesinde etkin olma çalışmaları yaptığı iddia ediliyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da özellikle parti yöneticilerine dair eleştirilerini Kılıçdaroğlu ile paylaşacağı ifade ediliyor.

İmamoğlu’nun görüşleri dinlemesi sonrası Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na yakın bazı isimleri parti yönetimine alabileceği de ifade ediliyor.

Öte yandan CHP’de mevcut parti yönetiminde de bir değişim talebi var. Ancak kurmaylar, “değişimi yönetecek isim Kılıçdaroğlu’dur. Birlikte ve onun liderliğinde değişim sağlanacaktır” yorumunu yapıyor.

Meclis yenilenecek

CHP’nin TBMM Grubunda da 3 Haziran Cumartesi günü 16.00’da yapılacak toplantıda değişim olacak. Kılıçdaroğlu milletvekili olmadığı için grup başkanı olamayacak. CHP’de grup başkanının mevcut Grup Başkanvekili Özgür Özel olmasına kesin gözüyle bakılıyor. 3 grup başkanvekilinden birisi kadın olacak. Bunun için ismi geçen isim ise Afyon Milletvekili Burcu Köksal. Diğer 2 ismi de Kılıçdaroğlu’nun belirleyeceği kaydediliyor.

Meclis Başkanvekilliği için ise Ankara milletvekili Tekin Bingöl aday olmuştu.

Paylaşın