Erdoğan’ın Bütçeyi Sunmamasına Kılıçdaroğlu’ndan Tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütçeyi sunmamasına tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Tek kişilik hükümetse o tek kişi gelecek parlamentoda bütçeyi sunacak. O tek kişi bütçesinin arkasında durmalıdır. Bizim sorularımıza da açık ve net cevaplar vermelidir. Meclis’e gelmeyerek kaçarak bu iş olmaz” dedi.

Meclis’te bütçe görüşmelerindeki konuşması sırasında yaptığı el hareketine ilişkin olarak açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, “Öyle bir kastım yoktu. Ellerime değil sözlerime baksınlar” ifadelerini kullandı.

Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu’nun sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı ortağı İyi Parti’nin lideri Meral Akşener’le Cumhurbaşkanı adaylığı üzerine konuşup konuşmadığına ilişkin soruya, şöyle yanıt verdi:

“İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile evet sık sık buluşuyoruz. Hatta aracısız sık sık telefon ile uyum içinde görüş alışverişi yapıyoruz. Hayır, Meral Hanım’la da kimseyle de görüşmedim. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’la da bu konuyu konuşmadım.”

128 milyar dolar tepkisi

Helalleşme açıklaması tartışma yaratan CHP lideri Kılıçdaroğlu, 128 milyar doların hesabını sorup sormayacağına ilişkin sorulara da şöyle yanıt verdi:

“128 milyar doları kaçtan sattılar? 6 liradan sattılar. Şimdi dolar oldu 14 lira. Yaklaşık 70 milyar dolar rant var. Bu para kimin cebinden çıkacak? Vatandaşın cebinden çıkacak. Vatandaş ödeyecek, Erdoğan cebinden ödemeyecek… Dolar ile ihale yapıyorsun, aslında bu doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir ihale yapıyorsa kendi parası ile yapar. Yetmiyor dolar ile kâr etme güvencesi veriyorsun. Yani alım güvencesi veriyorsun. Yeteri kadar kazanmıyorsa aradaki farkı ben ödeyeceğim diyorsun. Benim torunlarımı da borçlandırıyorsun

Bütün bunların üstüne ben vergimi de veriyorum. O da yetmiyor Dolar ile ihale verdiysen ABD’deki enflasyonu 83 milyonun üzerine yıkıyorsun. Eğer EURO ile güvence vermişsen AB’deki enflasyonu bu milletin sırtına yıkıyorsun. Bu isyan edilecek bir şey.”

‘Tek kişilik hükümetse o tek kişi gelecek parlamentoda bütçeyi sunacak’

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütçeyi sunmamasına da şöyle tepki gösterdi:

“Tek kişilik hükümetse o tek kişi gelecek parlamentoda bütçeyi sunacak. O tek kişi bütçesinin arkasında durmalıdır. Bizim sorularımıza da açık ve net cevaplar vermelidir. Meclis’e gelmeyerek kaçarak bu iş olmaz. Bu tavır Meclis’in saygınlığına gölge düşürmektedir. Meclis’in itibarı kalmadı. 27’nci dönem bitmeden 27 bin soruya bakanlar cevap vermedi. Bir kişi karar verir, Türkiye’de her şey olur, anlayışı ülkemizde hâkim olmuş durumda. Bu Meclis sadece benim değil, 600 milletvekilinin Meclisi’dir. TBMM vesayet altındadır.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

İYİ Parti Ve CHP Arasında ‘Cumhurbaşkanı Adaylığı’ Tartışması

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığına ilişkin değerlendirme yapan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’ın açıklaması Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İYİ Parti arasında tartışma konusu oldu.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, “Kazanma riski görünen, anket ilmiyle belirlenen bir adayı, İYİ Parti olarak kabul etmiyoruz. Millet İttifakı’nın varlığı seçimi ilk turda kazanabilecek genişlikte, o bakımdan en uygun adayın istişarelerle belirlenerek ortaya konulması Türkiye’ye yapılabilecek en iyi iyilik. Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz, sonuç odaklı düşüneceğiz.” demişti.

Partinin bir diğer genel başkan yardımcısı Cihan Paçacı ise Aydın’ın sözlerini değerlendirdi ve bu açıklamaların Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktıkları anlamına gelmediğini savundu.

Habertürk’e konuşan Paçacı, “Kemal Bey cumhurbaşkanı olması halinde doğru bir isimdir. Ancak tespiti sırasında birinci turda seçilmeyi sağlayacak bunu riske sokmayacak adayın tercihi doğru olur” dedi.

İttifak ortağı CHP’den ise parti sözcüsü Faik Öztrak, İYİ Partili Aydın’ın cumhurbaşkanı adayı açıklamasına ilişkin, ”Genel başkanımızın Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı hakkındaki görüşleri artık kamuoyuna mal olmuştur. Bunların üzerine yorum yapmak gereksizdir. Genel başkanımızın açıklamaları nettir” dedi.

Paylaşın

AK Parti İle CHP’li Milletvekilleri Arasında Yumruklu Kavga

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında yumruklu kavga yaşandı.

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın kürsüdeki konuşmasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya dönerek Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına neden bindiğini sordu. Aydın “Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına neden bindiniz? Fotoğrafınız çıktı başka uçak yoktu dediniz. Cumhurbaşkanı’na söyleseydiniz” dedi.

Buna karşılık Bakan Soylu, Aydın’a, “Yalan söylüyorsun, sahrekarsın” diye bağırdı. Aydın Soylu’ya “Aynen iade ediyorum” diyerek karşılık verdi. Araya giren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da Süleyman Soylu tepki gösterdi.

Sözlü atışmanın ardından ayağa kalkan milletvekilleri arasında önce sözlü, sonra yumruklu kavga çıktı. Bunun üzerine oturuma ara verildi.

Oturumun yeniden açılmasının ardından TBMM Başkan Vekili Bilgiç, Meclis’in mehabetine yakışmayan hareketler yaşandığını belirterek, milletvekillerini, görüşmelerin Meclis’in saygınlığına ve İçtüzük hükümlerine göre yürütülmesine yardımcı olmaya çağırdı.

“Beni İçtüzük hükümlerini, disiplin hükümlerini uygulamakla baş başa bırakmamanızı rica ediyorum” diyen Bilgiç, kürsüye gelen milletvekillerinin kaba ve yaralayıcı ifadeler kullanmamasını istedi. Bilgiç, bu yönde tutum sergileyenlerin sözünü keseceğini vurguladı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Mersin’de Gövde Gösterisi: Onu Edeple Göndereceğiz

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mersin mitinginde, alandaki vatandaşların ‘Tayyip istifa’ sloganlarına, “Onun istifa etmesine gerek yok onu göndereceğiz, edeple göndereceğiz. Geliyor gelmekte olan ama birileri de gidecek ve göndereceğiz onları” şeklinde cevap verdi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, “Kurtuluş savaşı verdiğini söylüyor ama senin ne kurtuluş ile ne savaşla ilgin var. Sen sarayımda nasıl otururumun düşüncesini taşıyorsun. Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Çiftçilerin borçlarının faizlerini ilk bir hafta içinde sileceğiz. Türk Lirası pul oldu. TL’yi hak ettiği yere getireceğiz” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracağım. Saray’ın vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracağız. Dostlarımızla birlikte kurtaracağız” ifadelerini kullandı.

“Saray ve şurekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenleri, onların uçaklarına binenleri, paralarını alanları devlet kadrolarında yaşatmayacağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Sizin paranız. Bu parayı harcarken size hesap vermek namus borcum olacak. 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler. Vergilerin büyük kısmı oraya gidiyor. Üreten, alın teri döken herkesin hakkını ve hukukunu koruyacağım. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Mersinlilere söz veriyorum. Türkiye’ye söz veriyorum.” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Kutuplaşmaktan yana değiliz. Kucaklaşmadan yanayız. Beraber olmaktan, birlik olmaktan yanayız. Biz dünyada yurtta sulh, cihanda sulh diyenleriz. Kendi ülkemizde de dünyada da huzurdan, barıştan yanayız. Mısır’la barışacağız, Suriye’yle barışacağız, İsrail’le barışacağız, Libya’yla barışacağız” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, acil seçim isteğiyle gerçekleştireceğini açıkladığı mitinglerin ilkini Mersin’de düzenledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Hepinizin şunu çok iyi bilmesini isterim bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu yüreğim acıdı. İki üniversite mezunu kardeşim iş bulamıyorum. Size söz veriyorum bu sorunları çözeceğiz. Demokrasiye inanıyoruz o yüzden diyoruz, geliyor gelmekte olan. Mersin küçük bir Türkiye’dir.

Milletin sesi dedik, milletimiz konuşsun dedik. Ama onlar duymazlar onlar sağırlar ve onlar başka şeyleri görürler. Dün saat 11.00’de TÜİK’e gittim. Aylık yüzde 3.51 yıllık yüzde 21 enflasyon açıkladılar. Ya sizin eşiniz çocuğunuz alışveriş yapmıyor mu? Faturalara bakmıyor mu? Ekmek alırken görmüyor mu? Talimat gelmiş indireceksiniz. TÜİK rakamları üzerinden emeklinin, asgari ücretlinin aylığını belirliyorlar.

“Türkiye’ye her türlü vesayetten kurtaracağız”

Ben TÜİK’e sizin hakkınızı sormak için gittim ama kapı duvar. İlk kez Cumhuriyet tarihinde vekiller bir yere gidiyorlar önümüze duvar örüyorlar. Sizin duvarlarınız vız gelir bize. Vesayet diyorlardı, dün vesayetin ne olduğunu Türkiye gördü. Asgari ücretlinin, memurun hakkını savunmak ortak görevimizdir. Mersinlilerin huzurunda söz veriyorum; Türkiye’ye her türlü vesayetten kurtaracağız. Sarayın vesayetinden birlikte, dostlarımızla birlikte kurtaracağız.

Alın teri döken bir çiftçi neden zarar ediyor? Bu soruyu vicdanlı olan herkesin kendisine sormasını isterim. Toprağımız var, çalışkan insanımız var. Neden arpayı, buğdayı, eti dışarıdan getirip gümrük vergisini sıfırlarız. Hepimiz muhakeme yapmak zorundayız. Yarın hep birlikte sandığa gideceğiz ve dikta bir yönetimi sandıkta al aşağı edeceğiz. Öncelik bizim insanımız, çalışan insanımız, muz ithalatını durduracağız.

Kurtuluş savaşı verdiğini söylüyor ama senin ne kurtuluş ile ne savaşla ilgin var. Sen sarayımda nasıl otururumun düşüncesini taşıyorsun. Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Çiftçilerin borçlarının faizlerini ilk bir hafta içinde sileceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu, ‘Çiftçi milletin efendisidir’. Söz veriyorum çiftçimizi bu milletin efendisi yapacağız.

“Hiçbir rüşvetçiyi devlet kadroları içinde barındırmayacağım”

Diyor ya faize karşıyım, neden esnafın borcunun faizini silmiyorsun. İktidar olduğumuzda ilk işimiz esnaf bakanlığı kuracağız. Bu memlekete barışı getireceğim. Bu memlekete huzuru, demokrasiyi, adaleti getireceğim. Mafya düzenini değiştireceğim. Uyuşturucu baronlarıyla işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Siyaseti tümüyle kirlilikten arındıracağım. Hiçbir rüşvetçiyi devlet kadroları içinde barındırmayacağım.

Saray ve şürekası duysun. Rüşvet alanları, uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenlerin hepsinin görevine son vereceğiz. Harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize vereceğiz. Sizin paranızı harcarken bunun hesabını vermek namus borcudur. Vergilerin büyük kısmı Londra’daki tefecilere gidiyor. Herkesin hakkını hukukunu koruyacağım. Söz veriyorum, Mersinlilere, Türkiyelilere söz veriyorum. Bu ülkede yoksulluk olmayacak.

Yine söz veriyorum, üniversite mezunları iş bulamazken, 4-5 yerden maaş alanların düzenlerini sonlandıracağım. Hakça bir düzen gelecek. KPSS’den 85, 90 puan alıyorlar ama sözlüye gelince eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinizin boynunun borcudur. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında da duracağım. 20 yıldır iktidardalar ve yurt sorununu çözemediler. Söz veriyorum bir yıl içinde yurt sorunu kalmayacak.

EYT’liler hiç korkmayın, sarayla köşkle bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın sofrasındaki bereket. Hepsini birlikte gerçekleştireceğiz. Sevgili Peygamberimiz, ‘Cennet anaların ayaklarının altındadır’ der. Her gün kadın cinayeti haberleri alıyoruz. İyi halden az ceza veriyorlar. Bunu da değiştireceğiz. İyi hal, kravat bunu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde hayata geçireceğiz.

Bizim Merkez Türkiye Projemiz vardı. Bunu geliştiriyoruz, kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağı’ndan Mersin’e bir hilal şeklinde burası yatırıma doyacak ve işsizlik olmayacak. Fabrikasını buraya getirenin parasını biz ödeyeceğiz. Yeni bir hamle ile çığır açacağız. Akdeniz havzasında yükselen bir Mersin’i tüm Türkiye ve dünyaya tanıtacağız. Sevgili Mersinliler, geçmişte AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerim: Dönem kavga değil, çekişme değil. Sorun bayrak sorunudur, sorun milletimizin, vatanımızın sorunudur.

“Biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi de insanlarımızı da seviyoruz”

Bizler Atatürkçüyüz, bizler Kuvayi Milliye’nin ne olduğunu biliriz. Bizler sosyal demokratız, herkesin yaşam tarzına saygı duyulmasını isteriz. Biz vatandaş güzel hizmet alıyor mu almıyor mu onun derdindeyiz. Türkiye’nin bölgesinde kimseye boyun eğmemesinin yolu, birlikte beraber olmaktır. Biz ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyenleriz. İktidar olduğumuzda Suriye ile Mısır ile İsrail ile barışacağız. Göreceksiniz o zaman Mersin’in nakliye TIR’ları, sanayicileri Ortadoğu’ya nasıl çalışıyor.

Türk Lirası’nı pul yaptılar, Türk Lirası’nı hak ettiği yere getirmek bizim boynumuz borcudur. Bizim fakirliğimizi Batı’nın emperyallerine satmak istiyorlar. Sevgili gençler sizin hayalleriniz benim hedeflerim olacaktır. Umutsuzluğa kapılmayın. 6 ay içinde Türkiye’nin nasıl rahatladığını, feraha kavuştuğunu göreceksiniz. Biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi de insanlarımızı da seviyoruz. Değişim rüzgarları esiyor Türkiye’de. Buna duvar örmek mümkün değil. Mersin’de, Hakkari’de tüm Türkiye’de.

Hiç meraklanmayın göreceksiniz Erzurum’dan, Kars’tan, Rize’den, Edirne’den halkın şaha kalktığını, adalet istediğini göreceksiniz. Ey saray duy diyeceğiz duy; geliyor gelmekte olan. Lütfen birlikte tekrar edelim. Mersin’den, Hakkari’ye, Denizli’ye, Uşak’a, Almanya’ya, Fransa’ya. Paris’e, Hamburg’a, selam olsun geliyor gelmekte olan.”

Paylaşın

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” Çalışmalarında Sona Gelindi

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin TBMM’de sürdürdükleri “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmalarında sona gelindi. Ortak komisyonun bu hafta son kez yüz yüze toplandığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, partiler bu aşamadan sonra çalışmalarını video konferans ve yazılı iletişimle sürdürecek. Bu süreçte mutabakat metni yazımı tamamlanacak ve düzeltmeleri yapılacak.

Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’ın haberine göre; mutabakat metninin aralık ayının ikinci haftasında genel başkanlara sunulması hedefleniyor. Genel başkanların metni incelemesinin ardından, aralık ayının sonu ya da yeni yılın ilk günlerinde 6 genel başkanın ortak bir açıklama yaparak özet bir metni kamuoyu ile paylaşması bekleniyor.

Edinilen bilgiye göre partiler, kamu alımlarında torpile yol açtığı gerekçesiyle eleştirilen mülakat sisteminin kaldırılmasında uzlaştı. Buna göre mülakat bir istisna haline gelecek ve bu istisna kayıt alınacak. İstisnai yapılan tüm mülakatlar videoya kaydedilecek ve arşivlerde saklanacak. Mülakat sonuçlarına itiraz edilmesi durumunda kayıtlar mahkeme kararıyla istenebilecek ve yargı tarafından incelenebilecek.

Muhalefet masasında “merkez yerel-dengesi” üzerine yapılan görüşmede, yerel yönetimlerin hem merkezi bütçeden elde ettikleri gelirlerin hem de öz kaynaklarının artırılması ilkesinde görüş birliği sağlandı.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan Market Yöneticilerine ‘Mektup’

Market sahipleri ve yöneticilerine mektup gönderen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mektubunda, un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit sebzeye zam yapılmamasını istedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, mektubunda, bu talebin, sizden, bu ürünlerde açıkça zarar etmenizi istemek olduğunun farkında olduğunu belirterek, “Ancak bunu halkımız adına yapmak zorundayız. Ve bu mektup vesilesiyle bir kez daha vurgulamak isterim ki, sizden istediğim bu fedakarlıktan doğacak zararı, iktidara geldiğimizde karşılayacağız” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Güldük eğlendik… Şimdi şahsın tuhaflıklarını bir kenara bırakalım ve gerçek işimize dönelim. Söz verdiğim gibi, market sahibi ve yöneticilerine gönderdiğim mektubu paylaşıyorum. Milletimi de şahit olmaya davet ediyorum” notuyla market yöneticilerine gönderdiği mektubu paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun mektubu şöyle:

“Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik buhran, hepimizin malumudur. Özellikle temel gıda ürünlerine yapılan zamlar, hali hazırda alım gücü azalan milletimizi ekonomik olarak bir çıkmazın içine sokmaktadır. Bildiğiniz üzere, 20 Kasım 2021 günü, gıda sektörümüzün değerli paydaşları ile bir video konferans toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıda, ekonomik buhran sürecinde hem sektörümüzü hem de halkımızı koruyacak tedbirler üzerinde konuştuk. Ardından gerçekleştirdiğim basın açıklamasında da hükümetin acilen atması gereken 6 adımı açıkladım. Değerli Sektör Yöneticisi, Söz konusu basın açıklamasında, halkımızı korumak adına, büyük marketlerden de bir talebim olduğunu ifade etmiş, “10 Hayatta Kalma Ürünü” için, kış aylarında zam yapılmamasını istemiştim. Bu ürünler: Un, yoğ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit sebzedir. Bu talebin, sizden, bu ürünlerde açıkça zarar etmenizi istemek olduğunun farkındayım. Ancak bunu halkımız adına yapmak zorundayız. Ve bu mektup vesilesiyle bir kez daha vurgulamak isterim ki, sizden istediğim bu fedakarlıktan doğacak zararı, iktidara geldiğimizde karşılayacağız. Kara Kışı atlatabilmek adına, halkımız için bu adımı atacağınıza inanıyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “Helalleşme” Yanıtı

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘helalleşme’ sözlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Helalleşme tek taraflı olmuyor. Eğer siz Türk Liranızın değerini düşürüyorsanız, sizi eleştirmek benim en doğal hakkımdır. Helalleşmenin ne olduğunu henüz anlayamamış zaten. Bu konuda adım atması gereken kişi kendisidir. Benim kimseyle özel bir kavgam yoktur. Şahsi olarak da bir kavgayı alıp bir yerlere taşımam. Kin, öfke tutmam. Kibirli asla davranmam.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik açıklamalarına da yanıt veren Kılıçdaroğlu, “AK Parti kazansın diye kendi partinizi ve ülkücüleri feda etmeye hazır bir pozisyon takınmışsanız siz artık siyaset üretmezseniz. Bahçeli’nin düştüğü pozisyon budur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrası dövizin hareketlenmesine ilişkin ise Kılıçdaroğlu, “Erdoğan faizden şikayet ediyor ama enflasyonu onu bağlıyor. Aslında gelir dağılımındaki adaletsizliğin birinci amiri enflasyondur. Her şeye zam yapıldı. Bu kadar zammın nedeni nedir? Faiz midir? Biz faizi savunmuyoruz ama nereden inecek faiz? Siz, esnafın, çiftçinin, banka kredilerinin faizini indirdiniz mi? Hayır. Gelir dağılımında olağanüstü bir dengesizlik var. Zam yapılmayan hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV’de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat’in konuğu oldu. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başlıkları şu şekilde:

“Erdoğan faizden şikayet ediyor ama enflasyonu onu bağlıyor. Aslında gelir dağılımındaki adaletsizliğin birinci amiri enflasyondur. Her şeye zam yapıldı. Bu kadar zammın nedeni nedir? Faiz midir? Biz faizi savunmuyoruz ama nereden inecek faiz? Siz, esnafın, çiftçinin, banka kredilerinin faizini indirdiniz mi?

Hayır. Gelir dağılımında olağanüstü bir dengesizlik var. Zam yapılmayan hiçbir şey yok. Gübreye dünyanın zammı geldi. Ekilebilir topraklara gübrenin ancak yüzde 20’si atıldı. Vatandaş gübre alamıyor. Çiftçi üretmezse ne olacak?

Arpayı, buğdayı, nohutu, canlı hayvanı dışardan alıyorsun. 19-20 yıldır bu ülkeyi kimler yönetiyordu? Doları sabit tutmak için 128 milyar doları sattılar. Niye sattılar bunu arka kapıdan? Kayınpeder-damat sattılar. Yönetemiyor. Yönetmeyi tamamen bırakmış vaziyette.

Sen Merkez Bankası’nın faizini bırak, indiriyorsan çiftçinin, esnafın faizini indir. Allahın izniyle iktidar olacağız önce esnafın ve çiftçinin faizini sileceğim. Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığını kendi söylüyor zaten. Grup toplantısındaki konuşmasında, ‘Merkez Bankası’nın başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyordu’ diyor.

Asgari ücret

CHP’li belediyelere bu sene de asgari ücret söyleyeceğim. Bunu söylemeden bütün belediye başkanlarımıza soruyoruz, ‘Siz bunu ödeyebilecek misiniz?’ diye.

Böyle bir rakam söyleyeceğim. Bizim belediyelerde asgari ücret 3 bin 100 liradır. Bu sene için rakamı sonra söyleyeceğim. En küçük belediyemizden, en büyük belediyemize kadar dikkate alıyoruz bunu. En küçük belediyemizin bile ‘Ben bunu ödeyebiliyorum’ demesi lazım.

Bahçeli’ye Mansur Yavaş yanıtı

Aslında şöyle ifade etmek isterim. Sayın Bahçeli uzun zamandır Türk siyaset sahnesinde olan bir isim. Böyle bir olayı araştırmadan doğrudan Mansur Yavaş’ı hedef alıp onu suçlama yönüne gitmesi doğru değil. Mansur Yavaş, siyasi tartışmalardan uzak duran birisi. 6 milyon Ankaralıyı kucaklıyor.

Neden böyle bir suçlama yapıldı akıl alır bir şey değil. Alparslan Türkeş’i anma töreni var ve Kuran tilaveti sırasında bu baskın yapılıyor. Arkadaş siz neden böyle bir şey yapıyorsunuz?

Bahçeli’nin yapması gereken baskın yapanları eleştirmesiydi. Bunu yapmadı tam tersine hiç ilgisi olmadığı halde Mansur beyi suçladı. Eğer siz bir siyasi partinin genel başkanı olarak kendinizi başka bir yere vakfetmişseniz, AK Parti kazansın diye kendi partinizi ve ülkücüleri feda etmeye hazır bir pozisyon takınmışsanız siz artık siyaset üretmezseniz. Bahçeli’nin düştüğü pozisyon budur. Bahçeli’nin pozisyonuna emin olun üzülüyorum.

Mansur Yavaş’ın açıklaması doğru. Belediye başkanı, belediye başkanı olarak görev yapıyor. Biz yeni bir siyaset anlayışı, toplumu kucaklayan bir siyaset anlayışını savunan bir partiyiz. Belediye başkanlarının aynı felsefe ile hareket etmesi lazım.

Tank Palet Fabrikası, Türkiye’nin gözbebeği olan fabrikalarından birisi. Değerinin 20 milyar dolar olduğu söyleniyor. Bunun yüzde 49’unu Katar’a verdiler. Bizim bilmediğimiz sırları Katarlılar biliyor. Tank üretimine başlanacakken birden bire Katarlılar devreye girdiler olay başka bir yere gitti. Türkiye şu an tank üretemiyor.

Siz 5 tane tank üretmişken seri üretime geçecekken neden Katar ordusuna bunu devrettiniz? Bunu para için yaptılar. Bir devletin onuru vardır. Siz para gelecek diye her şeyi feda edemezseniz. Bu ülke kanla kuruldu.

Birleşik Arap Emirlikleri neden geliyor? Hani bunlar 15 Temmuz’u planlamışlardı? Nasıl oldu da Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ‘şerefsiz’ diye tanımladığı biriyle nasıl tokalaşır? Düne kadar bunlar kötüydü, darbe girişimine destek vermişleri, ne oldu birden bire?

10 milyar dolar para getireceklermiş. Neymiş bu para? Tank Palet için satma biz 50 milyon dolar buluruz demiştim. Aselsanı, Havelsanı, Roketsanı alacaklar diye haberler çıktı. Bunları satın alacaklarmış gibi haberler gazetelerde yayımlandı. Bekledim bir açıklama. Ne MSB’den, ne de Erdoğan’dan bir açıklama gelmedi.

Öyle olunca ben mecburen, ‘Bunları satarsanız sizin burnunuzdan fitil fitil getiririm’ dedim. Getiririm de böyle bir rezalet olamaz. Tank Palet Fabrikası’nı da iktidar olunca ilk bir hafta içinde satıl alıp ordumuza teslim edeceğiz.

Sedat Peker’in açıklamaları

Peker’in söylediklerinin tamamı doğru. Çünkü işin içinde olan kişi. Yaşadığını söylüyor, itiraf ediyor her şeyi. O kadar ki İçişleri Bakanlığı’nın bulamadığı şeylerin fotoğrafını yayınlıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’ne neler yaptılar, ‘Sedat Peker konuşmasın’ dediler. Yalansa çıkar ‘Yalandır, işte belgesi’ dersiniz. Onların gazetecileri, bakanları, milletvekilleri, yandaşları, sanayicileri, beşli çeteleri var. Çıksın açıklama yapsınlar. ‘Bunların tamamı yalandır’ desin. Hiç kimse yalanlayamıyor.

Çağırıyorsunuz Sezgin Baran Korkmaz’ı. ‘Yurtdışına git’ diyorsunuz. Yaptılar bunu. İçişleri Bakanı, bakanlar uçağına biniyordu. Her türlü imkanı vardı, her şey yapılıyordu zaten.

Aldılar tutukladılar önce sonra serbest bıraktılar. Mal varlığı üzerindeki hacizi kaldırdılar. Bunu yapan başsavcıyı HSK’ya atadılar. Kendi talimatlarını yerine getirdikleri için ödüllendirildiler.

Şimdi niye yazı yazıyorsun ‘Sezgin Baran Korkmaz’ı bize iade edin’ diye. ABD istedi tutukladılar, hapse attılar. ABD istedi diye bunlar da istemeye başladılar. Tıpkı Reza Zarrab gibi. En büyük korkuları Sezgin Baran Korkmaz’ın ABD’de itirafçı olması. Sezgin Baran Korkmaz, ABD’ye verilirse itirafçı olacak.

“Ekonomi bilmiyor”

Konuştukça batırıyorsun ülkeyi. Allah aşkına bir sus ya. Bu ülkenin bir sanayicileri çiftçisi konuşsun bir dinle ya. Konuşuyor. Bilerek konuşma eyvallah diyeceğim.

Vallahi billahi, yemin ediyorum ekonomi de bilmiyor. Maliye politikasından haberi bile yok. Bütçe getirdiler Meclis’e, bütçe zaten eskidi. İki sene sonra öngördükleri dolar kuru, iki sene sonrasını geçti.

Erken seçim çare. Ekonomi bu haldeyken nasıl düzelecek? Devletin kurumlarını, devleti çürüttüler. Yeniden ayağa kalkmamız lazım. Bunun için var olan iktidarın değişmesi lazım. Devlette liyakat olması lazım. Böyle bir yapının iktidar olması lazım bunun yolu da seçim. Buradan seçimle çıkacağız. Biz erken seçim yapalım diyoruz.

Bazı liderler ‘Erken değil derhal seçim olması lazım’ dediler. Halkın iradesinden korkmanın mantığı var mı? Kimse önünü göremiyor. Türkiye üretimden koparılıyor.

Yüzde 36,20 doğru. TÜİK’e talimat veriyor, enflasyonu düşük göster diyor. TÜİK’in de verdiği rakama kimse güvenmiyor zaten. Vatandaş pazara gidiyor görüyor. Ekmek alıyor görüyor. 19,89 olmadığını görüyor. Devletin bütün kurumlarını çürüttükleri gibi, TÜİK’i de çürüttüler. Cumhurbaşkanı bir kararname ile 36,20’yi 19’a düşürebilir. Madem faizden şikayet ediyorsun bunu da düşürebilirsin.

Helalleşme tek taraflı olmuyor. Eğer siz Türk Liranızın değerini düşürüyorsanız, sizi eleştirmek benim en doğal hakkımdır. Helalleşmenin ne olduğunu henüz anlayamamış zaten. Bu konuda adım atması gereken kişi kendisidir. Benim kimseyle özel bir kavgam yoktur. Şahsi olarak da bir kavgayı alıp bir yerlere taşımam. Kin, öfke tutmam. Kibirli asla davranmam.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı

(Cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusu) Bu konuda Cumhur İttifakı adayını belirledi millet ittifakında demokrasi var, henüz bu konuyu masaya getirmiş değiliz. Konuşmadığımız bir konuyu benim dillendirmem yanlış olur. Bu konuyu hiç konuşmadık.”

Mersin’de güzel şeyler söyleyeceğim. Şunu ifade edeyim, umutsuzluğu topluma aşılamak gibi bir anlayışım yok. Karamsar olmaya hakkımız yok. Hepimiz güzel ve huzurlu bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz. Hepimizin umudu var, umudumuzu büyütmek istiyoruz.

Üretmenin ne kadar değerli olduğunu, alın terinin ne kadar değerli olduğunu, insan sevgisinin ne kadar değerli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunları anlatacağız. Sloganımız ‘milletin sesi’ olacak. Orada göreceksiniz milletten kişiler çıkacak konuşacak.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’dan Erdoğan’a: Millete Gaz Vermeyi Bırak

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Milli Kurtuluş Savaşı veriyoruz” sözlerine ilişkin yaptığı eleştiride, “Millete gaz vermeyi bırak. Otur, görevini yap. Tüpün fiyatı 170 TL’den 340 TL’ye çıkmış. Tüpün dış güçlerle ne alakası var?” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Erdoğan’ın “Faize karşıyım” ifadelerine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Sen faize karşıysan çiftçinin, esnafın faiz borcunu sileceksin kardeşim” dedi. Asgari ücret tartışmaları ile ilgili de açıklamarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Asgari ücret vergi dışı tutulmalı” önerisini yaptı.

Ekonomiye ilişkin değerlendirmeler yapan Kılıçdaroğlu, “Tüm arkadaşlarımız Türkiye genelinde olağanüstü bir çaba harcıyorlar. Bizzat vatandaşı dinliyorlar. Çözümlerimizi anlatıyorlar. Herkesten talebim, söylediğimiz her sözü dillendireceksiniz. Ortak bir ses yankılanmalı. Elbette sorunları biliyoruz, elbette derdini anlatacak. Ama biz çözümleri de anlatmalıyız. Umudu yeşertmek zorundayız” dedi.

Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ekonomi mesajına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Şimdi bir de kendisini güçlü kımak için MGK’yı meze yapmaya başladı. Kendi ikbalin için onu nasıl meze yaparsın? Hani askeri vesayet vardı?” diye sordu.

BAE prensinin Türkiye ziyaretini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Düne kadar bu adama şerefsiz diyordunuz ne oldu? Koskoca Türkiye, 15 Temmuz’u finanse edenler, imkanı sağlayanları turkuaz halıyla ağırladı” dedi. Kılıçdaroğlu, “Buradan Erdoğan’a da BAE Prensine de söylüyorum, ordunun ROKETSAN’ına, HAVELSAN’ına, ASELSAN’ına el koyar satarsanız fitil fitil burnunuzdan getiririm” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğl, partisinin TBMM’deli grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Hepsinden ortak talebim bütün il , ilçe başkaları, kadın ve gençlik kolları herkesten ortak talebim söylediğimiz her sözü gittiğiniz her yerde dillendireceksiniz. Ortak bir ses Türkiye coğrafyasında yankılanmalı. Biz Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmeye hazırız diyeceksiniz özgüvenle.

“Milli Kurtuluş Savaşı veriyoruz” diyor. Millete gaz vermeyi bırak. Otur, görevini yap.

Bir lokantacı esnaf “Dış güçler una zam yaptı. Dış güçler yüzünden tüpçüyle tartıştık, tüpün fiyatını 170 TL’den 340 TL’ye çıkarmış. Dış güçler bizi perişan etti. Hani diyor Avrupa bitmiş tükenmiş, nereye bitmiş abi hepsi yalan dolan” diyor. Haklı. Tüpün dış güçlerle ne alakası var.

Tarım Kredi Kooperatifi üst üste ilave ederek yüzde 71 faiz uyguluyor. Bir çiftçimiz hapse girdi, İbrahim Kaya. Avukatlar devreye giriyor ve hapisten çıkıyor. Tarım Kredi Kooperatifi’nden mazot ve gübre alıyor, bankadan kredi çekiyor, fakat ödeyemiyor. Ankara’ya geliyor, otelde yakalanıp tutuklanıp hapse atılıyor.

Esnafın faiz borcunu indirdin mi yok! “Ben faize karşıyım” diyor. Faizi indirdiysen bu rezalet ne! Faize karşıysan çiftçinin, esnafın faiz borcunu sileceksin!

Ekonomide kurtuluş savaşını vermek… Şimdi sen savaş veriyorsun, iyi de bu noktaya memleketi kim getirdi? 19 yıldır bu ülkeyi Bay Kemal mi yönetiyordu? Sen yönetiyordun.

5 maddelik öneri

Sen ekonomide kurtuluş savaşı veriyorsan sana 5 madde sayacağım. Amacımız vatandaş perişan olmasın.

  • 1- Ekonomik Sosyal Konseyi topla. İşçiyi, çiftçiyi, sanayiciyi, emekliyi topla. Önce bunları bir dinle.
  • 2- Bana ‘haramın helalin ne olduğunu sorun’ diyor. İsraf haramdır. Ben ülkemi seviyorum, haramdan, kul hakkı yemekten çekinirim. Genelge çıkarıp “Benim 13 uçağım var, bunun beşini altısını satıyorum” diyeceksin.
  • 3- Dövizle verdiğin garantilerin tamamını Türk Lirası’na çevireceksin. Biri itiraz ederse hiç korkma, bu kardeşin senin yanında olacaktır. Ve diyeceksin ki: Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milli parasına güven duyulmasına istiyorum.
  • 4- Adaletsizliklerden kaçınacaksın. Devletin dini adalettir. Adaleti sağlamak sadece mahkeme kararlarını uygulamak değildir. Milletin vergilerinin nereye gittiğini de açıklayacaksın.
  • 5- Rüşvetçiler, Beyt-ül mal’a el uzatanları, yolsuzluk yapanları devlet yönetiminden süratle uzaklaştıracaksın. Önce 10 bin dolar alan siyasetçi kimse İçişleri Bakanı’na soracaksın. Rüşvetçi büyükelçileri süratle geri çekeceksin.

Bu beş maddeyi, vicdanı olan herkes, hangi partiden olursa olsun bir tek Allah’ın kulu çıkıp da yanlış diyemez. Bunları Erdoğan’ı sevdiğim için mi söylüyorum? Hayır efendim ülkemi sevdiğim için.

Birleşik Arap Emirlikleri veliahdı geldi… Havaalanında kırmızı halılarla karşılandı. Düne kadar bu adamlara şerefsiz diyordun, ne oldu bir anda? 15 Temmuz’u finanse edenleri kırmızı halıyla davet ettin. Buradan Erdoğan’a söylüyorum, Birleşik Arap Emirlikleri veliahdına da söylüyorum: Havelsan’a, Aselsan’a, Roketsan’a el koyarsanız fitil fitil burnunuzdan getiririm.”

 

 

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Yoksuluz Ve Bizi Daha Da Yoksullaştırmak İstiyorlar

Sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Beni kulağınızla değil, kalbinizle dinleyin; çünkü yoksulluğumuzu konuşacağız. Yoksuluz ve bizi daha da yoksullaştırmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Paylaşımında, “Gidiyoruz hep beraber bir kıyamete. Ancak kanımca, halkımız gerçekte olup biteni henüz tam olarak idrak etmiş değil. Amacım, bu videoyla olup biteni anlaşılır bir şekilde anlatabilmek” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından bazı detaylar şöyle:

“Bu topraklarda hiç bitmedi bir dilim kuru ekmeğin kavgası. Söyledim, yine söylüyorum. İktidar olmak bana yetmiyor.

Hayatımın bu aşamasında ardında bırakacağım mirası düşünüyorum ben geceleri. Bu fukaralığı, bu kuru ekmek kavgasını bitiremiyorsam ne yapayım ben iktidarı?

Sevgili gazeteciler, lütfen artık strateji falan demeyin. Strateji bizim işimiz değildir, o gençlerin işidir. Ben milletimle helalleşme aşamasına geçmiş bir siyasetçiyim. Benim öyle stratejilerle falan işim olmaz.

Sevgili dostlarım, Allah biliyor ya, ben hiç sevmedim bu çağı. Bu ismine modern dediğimiz hakkaniyetsiz çağda öyle bir bencillik seviyesine gelmiş durumdayız ki, milyonlarca çocuğumuz derin bir yoksulluk içinde yaşıyor. Farkında bile değiliz. Soğuk odalar uyuyor yavrularımız, aç karnına ders çalışıyorlar, okula gidemiyorlar bir kısmı. Yetersiz beslenme hasta ediyor onları.

Bu çocuklara mutlu bir yaşam sürme hakkını tanımak hem iktidarların ahlaki bir yükümlülüğüdür, hem de ekonomik bir zorunluluktur. Bunu sağlam, bu çocukların Kemal dedesinin en önemli hedefi olacak.

Nefsine yenilen sorumsuz liderler ve iktidarlarının yapamadığını ben yapmak istiyorum. Hayatımın bu aşamasında ne eyleyim ben sarayları, paraları. Ben nefsimi körelteli çok uzun yıllar oldu. Tek bir muradım var; o da milletimin gelecekte bana dua etmesidir. Bu kadar.

Bugüne iktidarlar nefislerini köreltemediler ancak bu saray hükümeti farklı. Türkiye tarihinde ilk defa bir iktidar, yani bu saray hükümeti, bile isteye halkımızı daha da fakirleştiriyor.

Bu, karnı aç çocukların anne ve babalarının emeğini daha da değersizleştirerek, ucuz emek olarak emperyalistlere satacağını açık bir dille, bağırarak her yerde söylüyor. Fakirliğimizi satmaya hazırlanan bir iktidarla karşı karşıyayız.

Emeğinizin değeri ucuzlayacak ki batılının dolarına peşkeş çekilebilsin. Sarayın gelecek için ülkemize artık tek bir vaadi var, o da emekçinin sömürüsü. Siz çalışacaksınız sevgili halkım, batının refahı daha da artacak. Budur vaatleri.

Peki ben neye inanıyorum? Ben ekonomik büyümeye inanıyorum elbette. Ama benim için eşit bir gelir dağılımı, hakkaniyetsiz ve fakirleştiren bir büyümeden çok daha önemli. Benim hedefim yoksulluk oranını çok hızlı bir şekilde azaltmak ve sosyal adaleti sağlamak.

Ben hem büyümenin, hem de daha fazla eşitliğin mümkün olduğuna inanıyorum. Ben fakir fukaranın iyice fakirleştirilmesi üzerinden ihracatçıların daha çok dolar kazanmasına katiyen karşıyım.

Ben yoksul kesimlerimizin en azından orta gelir düzeyine taşınması gerektiğine inanıyorum.

Ben sosyal demokratım arkadaşlar. Cumhuriyet Halk Partisi de sosyal demokrat bir partidir Ben, sosyal devlete inanıyorum.

Ben fakirliği söküp atarsam bu topraklardan halkımın duasını alırım. İşte o da bana yeter.

Açık ve net olarak bir kez daha söylüyorum. Bu fakirleştirme süreci kabul edilebilir bir şey değildir. Nasıl olursa iktidar oy kaybedecek diye arkama yaslanıp bu olup biteni izleyemem. Oy değildir mesele. Çocuklarımızdır. Hiçbir çocuğumuzun yatağa aç girmemesidir. İşte bu yüzden, bu organize kötülükle kavga edeceğiz.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Önümüzde Zor Bir Süreç Var

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı bir etkinlikte yaşanan ekonomik krize değinerek, “Önümüzde zor bir süreç var. Ekonomideki ciddi bozulma artı belediyelerin yapacakları yatırım üzerinde negatif etkisinin olacağı yönünde de zaten ifadeleri de oldu. Daha ötesi, bu kışı vatandaş nasıl geçirecek? Hepimizin, daha doğrusu her siyasetçinin üzerinde durması gereken temel konulardan birisi budur. Bu kışı asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek? Çok iyi niyetle, ülkeyi yönetenlere teklifte bulundum bir karakış fonu kurun dedim. Bu fon vatandaşın en azından bu kışı rahat geçirebileceği bir ortamı sağlamak için çok değerli bir fon olabilir.” dedi.

Haber4 Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Elektrik parasını ödeyemeyen, doğalgaz parasını ödeyemeyen, su parasını ödeyemeyen vatandaşlarımız çıkacaktır ve çıkacak. Ve bunlar için bugünden önlem alınması lazım. Gayet iyi niyetlerle kaynak da söyledik, yer de söyledik, imkan da söyledik. Bunu yaptığınız takdirde en azından ekonomi belli bir şekilde rayına girerse en azından bu kara kışı vatandaşlarımız biraz daha rahat atlatabilirler” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında seçimlere de değinen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Türkiye 13. Cumhurbaşkanını seçecek ve Türkiye yeni bir sürecin içine girecek. Hiç kimse endişe duymasın en geç 6 ay içinde ekonominin çarkları sağlıklı bir şekilde dönecek. Bu memlekete huzuru, bu memlekete bereketi, bu memlekete güzelliği getirmeye kararlıyız. İnşallah dostlarımızla beraber getireceğiz.” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Kemerburgaz’da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Açılışına katıldı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Efendim çok teşekkür ederim. Sayın Genel Başkanım, biliyorsunuz bu protokolü saymak biraz zor ama kıymetli hazirun diyelim. Sayın Genel Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Yol arkadaşlarımla beraber olmaktan, sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum.

Gerçekten bugün çok güzel bir tesisi hizmete açıyoruz. Başında Avrupa’nın en büyük tesisi olduğu ifade ediliyor. İstanbul kadim bir kent, İstanbul’a ve İstanbulluya hizmet etmek de gerçekten ayrıcalıklı bir olay. 16 milyon insanı mutlu edeceksiniz, 16 milyon insanın yarattığı sorunları onların haberi olmadan çözmeye çalışacaksınız, binlerce ton çöp toplanacak ve bunlar çevreyi kirletmeden bir şekliyle aynı zamanda hizmet olarak halka geri dönecek. İstanbul sadece İstanbulluların değil, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gözbebeği olan bir kent ve bu kentte insanlar mutlu yaşamak isterler ve bu kentte yaşarken doğanın tahrip edilmesini istemezler. 1971 – 82 yıllarında İstanbul’da yaşadım. Karşıdaydım Göztepe’de, çok yeşil alan vardı hafta sonları top oynardık. Ama bugün biraz acı ama ifade etmek zorundayım beton ormanına dönüşen bir İstanbul var. Böyle bir İstanbul’u Sayın Başkan devraldı. Şimdi yeşil alanlar yaratmaya çalışıyorsun, İstanbulluya hizmet ediyorsun, İstanbullunun yeşil görmesi, doğayla barışık olması için elinden gelen çabayı gösteriyorsun. Bu çabaya sadece ben değil, sadece Sayın Genel Başkanım değil, aslında bu çabaya bütün Türkiye tanık. O açıdan verilen mücadele, gösterilen çaba hepimizin takdirindedir.

Bu tesisle doğayı koruduğunuzu söyledi Sayın Başkan. Evet, bu tesisle doğa korunmuş oluyor bu önemlidir. Sera gazı salınımı azalmış oluyor yine iklim için son derece değerli bir hedef. Milyonlarca insanımıza enerji sağlıyor aynı zamanda bu yine önemli bir hedef. Yani artı hizmetler vermeye başlıyor. Enerji hatlarına giden parayı azaltıyoruz diyorsunuz. Doğru biraz daha artılar geliyor sistemin içerisine. Yani belediye de buradan bir şeyler kazanıyor artı istihdam yaratıyorsunuz. Burada yeni insanlar gelecek, genç insanlar gelecek işsizliğe en azından bir şekliyle küçükte olsa katkı veriyor. Bunu anlatmamın nedeni şu, yatırım yaptıklarını söylüyorlar güzel yatırım yapılsın. Yollar, köprüler, hastaneler yapıyorlar yapılsın itirazımız yok.

Ama bu yatırımlar benim ödediğim vergilerle yapılsın benim torunlarım borçlandırılarak değil. Benim torunlarım borçlandırılıyorsa ben bu vergiyi neden şimdi ödüyorum? Artı bir şey daha var. Yatırım yapıyorlar gayet güzel yapsınlar teşekkür ederiz. Kaça yapıyorsunuz bu yatırımları? Efendim ticari sır biz bilmiyoruz. Niye bilmiyoruz? Benim parasını ödediğim bir yatırımın maliyetini ben neden bilmeyim? Devletin şeffaf olması lazım, saydam olması lazım, vatandaşına hesap verebilir nitelikte ve çerçevede hareket etmesi lazım. Bunlarda yok. O nedenle Belediye Başkanlarımızın ana hedefi yaptıkları harcamanın her kuruşunun hesabını millete vermek. O nedenle bu yatırım ve sizin gösterdiğiniz çabayı son derece değerli bulduğumuzu ifade etmek isterim.

“Bu kışı asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek?”

Önümüzde zor bir süreç var. Sayın Başkan kısmen değindi Sayın Genel Başkanım. Ekonomideki ciddi bozulma artı belediyelerin yapacakları yatırım üzerinde negatif etkisinin olacağı yönünde de zaten ifadeleri de oldu. Daha ötesi, bu kışı vatandaş nasıl geçirecek? Hepimizin, daha doğrusu her siyasetçinin üzerinde durması gereken temel konulardan birisi budur. Bu kışı asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek? Çok iyi niyetle, ülkeyi yönetenlere teklifte bulundum bir karakış fonu kurun dedim. Bu fon vatandaşın en azından bu kışı rahat geçirebileceği bir ortamı sağlamak için çok değerli bir fon olabilir. Elektrik parasını ödeyemeyen, doğalgaz parasını ödeyemeyen, su parasını ödeyemeyen vatandaşlarımız çıkacaktır ve çıkacak. Ve bunlar için bugünden önlem alınması lazım. Gayet iyi niyetlerle kaynak da söyledik, yer de söyledik, imkan da söyledik. Bunu yaptığınız takdirde en azından ekonomi belli bir şekilde rayına girerse en azından bu kara kışı vatandaşlarımız biraz daha rahat atlatabilirler diye ifade ettim.

Şunu ifade edeyim Sayın Genel Başkanım; Belediye Başkanlarımız var olan hükümetin yapmadığını yapmaya çalışıyorlar. Kara kış fonu dolayısıyla 3 ile 16 Kasım tarihleri arasında 35 bin 407 aileye 3 milyon 180 bin 460 liralık nakdi yardım yaptılar. 215 bin 124 aileye 4 milyon 566 bin 916 liralık gıda yardımı yaptılar. 21 bin 271 aileye 9 milyon 504 bin 844 liralık 4 bin 597 ton kömür dağıttılar. 108 bin 708 aileye 3 milyon 217 bin liralık eğitim yardımında bulundular. 60 bin 324 aileye 1 milyon 21 bin 66 liralık ulaşım yardımı sağladılar. 291 ailenin 54 bin 870 liralık elektrik faturası ödendi. 3 bin 638 ailenin 153 bin 831 liralık su parası ödendi. 198 ailenin 64 bin 546 liralık doğalgaz faturası ödendi.

Şunu bütün İstanbulluların bilmesini isterim. Belediye Başkanlarımız kendi beldelerinde eğer bir çocuğun yatağa aç girdiğini görürler veya tanığı olurlarsa veya duyarlarsa Türkiye genelinde tamamına yardım için koşmak bizim görevimizdir. Hiçbir çocuğun, hiçbir evladımızın yatağa aç girmesini istemeyiz. Hiçbir annenin çocuğunu yatağa aç yatırmasını istemeyiz. Onun vebalini birileri çeker ama biz o vebalin tanığı olmak istemeyiz. Her birimize düşen görevdir bu. İktidar sahipleri bunun farkında değil. Emin olun farkında değiller. İki dünyamız oluştu Türkiye’de. Bir sarayın dünyası, bir de saray dışındaki dünya. Arada 180 derece fark var. Biz halkın dünyasıyla ilgileniyoruz, var olan sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bütün baskılara, bütün engellemelere rağmen bunu yapmaya çalışıyoruz.

“Bütün kaynaklarımızı halkımız için seferber edebiliriz ve edeceğiz de”

Sayın Genel Başkanım ifade etti, az kaldı Türkiye 13. Cumhurbaşkanını seçecek ve Türkiye yeni bir sürecin içine girecek. Hiç kimse endişe duymasın en geç 6 ay içinde ekonominin çarkları sağlıklı bir şekilde dönecek. Bu memlekete huzuru, bu memlekete bereketi, bu memlekete güzelliği getirmeye kararlıyız. İnşallah dostlarımızla beraber getireceğiz.

Var olan acı tabloyu Türkiye hak etmiyor aslında. Gücümüz var, imkanımız var. Eğer biz İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de, Aydın’da, Eskişehir’de, İzmir’de çok güzel şeyleri gerçekleştirebiliyorsak ve harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize verebiliyorsak düşünün Türkiye’yi yönettiğimizde bütün dünya büyük bir imrenle bakacaktır bize, gıptayla bakacaktır bize. Evet bütün kaynaklarımızı halkımız için seferber edebiliriz ve edeceğiz de.

Daha güzel bir Türkiye’de yaşamak umuduyla hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Hizmeti yapan, yatırımı bitiren, temeli atanlara şükran borçluyuz. Kadir Topbaş’a Allah’tan rahmet diliyoruz ve bu hizmeti bitiren artı İstanbullulara armağan eden Belediye Başkanımıza da yürekten teşekkür ediyoruz.”

Paylaşın