Kılıçdaroğlu: Demokrasiye İnanmayanları Sandık Yoluyla Göndereceğiz

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz. Demokrasinin bize sağladığı bütün imkanları kullanacağız. Baskı mı kuruyorlar göğsümüzü açacağız, yasak mı getiriyorlar yasağa karşı yürüyeceğiz. Sanattan kültürden mi korkuyorlar sanatı ve kültürü yücelteceğiz.” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu konuşmasında, “AK Parti’ye oy veren bütün kardeşlerimin kendi vicdanlarına sormak istiyorum; AK Parti hangi fabrikayı kurdu? Satmanın dışında ne yaptılar?” sözlerinin ardından “Samani, et, mercimek, buğday ne varsa ithal ediyorduk en son şeker de ithal etmek zorunda kaldık. Devlet iyi yönetiliyor diyebilir misiniz?” diye sordu.

Kılıçdaroğlu sınır ötesi operasyon konusunda ise, “Operasyon yapacağım diyor, sınır ötesi operasyon. E senin oğlun var, milyon dolarları var. Ok atmakta da başarılı, gönder. Garibanın çocuğunu gönderiyorsun, şehitler geliyor. Senin çocukların milyon dolarlarla oynuyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormak boynumuzun borcudur” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“İstanbul İl Başkanımız adaletsiz, hukuksuz kararlarla mahkum edildi. Bugün savcılığa gitti. Silivri’de şu anda. Sabah evden ayrılmadan önce beni aradı kendisiyle konuştuk morali gayet iyi. Çünkü biliyor ki bir suç işlediği için değil onurlu ve dik durduğu için cezalandırılıyor.

Biz onların hiçbir siyasi hükmünü tanımıyoruz. Ne derlerse desinler. Duruşumuz, onurumuz, insanlığımız, hedefimiz bellidir. Hapse atarlar, tutuklarlar, gözaltına alırlar. Ne yaparlarsa yapsınlar asla ve asla onurumuzdan ödün vermeyeceğiz. Vermeyenlerden birisi de CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu.

İBB Başkanımız içinde yarın duruşma var. İstanbullulara hizmet ediyor, hala İstanbul’u kaybettiklerine inanamıyorlar. Hala ‘Acaba Ekrem Başkanı oradan nasıl alırız’ arayışı içindeler. ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişti. Zaten kaybedecekler. Bıçak kemiğe dayandı. Beyler Türkiye-ABD arası paraları transfer ediyorlar. Hiç kimse unutmasın, hiçbir CHP’li yönetici sahipsiz değildir. Arkasında milyonlar vardır. Arkadaşlarımızın arkasındayız.”

Bu arada birisi de beni hapse göndermekle tehdit etmiş. Yahu sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez. Kimsiniz siz? Eğer biz hapislerden korksaydık bu kadar cesur olmazdık, biz hapislerden korksaydık sizin gibi olurduk. Biz sizin gibi değiliz. Dün söylediklerimizi, dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız biz. Ne söylediysek sözümün arkasındayız. Çünkü bizim sözümüz erkek sözüdür, insan sözüdür.”

“Biz bölen değil, beraber olmayı düşleyen insanlarız”

Hiçbir gücün karşısında hiçbir arkadaşımız, genel başkandan başlayarak en aşağıdaki üyeye kadar hiçbir gücün, adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. skı şiddet kimden gelirse gelsin asla boyun eğmeyeceğiz. Çünkü biz Kuvayı Milliye ruhunu taşıyan, ülkesini seven, bizim gibi düşünmeyen insanların da özgürlüğüne kapı aralayan insanlarız. Çünkü biz herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı duran insanlarız. Biz bölen değil, beraber olmayı düşleyen insanlarız.

Biz ülkemizi, bayrağımızı, vatanımızı seviyoruz. Bölmek istiyorlar, ayrıştırmak istiyorlar, kavga istiyorlar inadına barış diyeceğiz. İnadına demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz. Asla onlar gibi yapmayacağız. Demokrasinin bize sağladığı bütün imkanları kullanacağız. Baskı mı kuruyorlar göğsümüzü açacağız, yasak mı getiriyorlar yasağa karşı yürüyeceğiz. Sanattan kültürden mi korkuyorlar sanatı ve kültürü yücelteceğiz. O açıdan hiç ama hiç çekinmiyoruz her baskıya karşı dik ve onurlu duruşumuzu her zaman her yerde sergileyeceğiz.

Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devleti adalet üzerine inşa etmişseniz, adaleti savunuyorsanız, adaletten yana tavır alıyorsanız o ülkede yaşayan herkes huzur içinde yaşar. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez. Bir kişiye teslim ederseniz sonu felakettir. Tarihte hangi devlet olursa olsun güç bir kişiye teslim edilmişse o devletin sonunda hüsran vardır. O nedenle devlette güçler ayrılığı ilkesi diyoruz.

Devletin özünü oluşturan liyakati ve adaleti büyütmek, sağlamak zorundasınız. Devlet halk egemenliğine dayanmak zorundadır. Devleti yönetenler şeffaf, erdemli, ahlaklı olmak zorundadırlar. Devleti yönetenler baskı kurmaz, vatandaşın özgürlük alanını genişletir. O zaman o devlette adalet var demektir. Eğer devleti yönetenler şeffaf değilse, açıklık politikasını izlemiyorsa o devlette yolsuzluk var, siyasetçiler zengin oluyor demektir.

Aileleri ile beraber köşeyi dönüyorlar demektir. Devleti yönetirken katılımcı bir anlayışı yönetim içinde egemen kılmanız lazım. Yeri geldiğinde referandum, seçim yapacaksınız. Devlet yönetiminde asıl olan halkın çıkarlarıdır. Vatandaşın cebi para görecek, huzur ve refah içinde yaşayacak. Devleti yönetenler kaynakları en verimli şekilde kullanmak zorundalar. Devleti yönetmek ciddi ve ahlaklı bir iştir. Şeker fabrikaları kurduk. İlk yaptıkları iş geçmişte yapılanların tamamını satmak oldu. Şu soruyu geçmişte AK Parti’ye oy veren bütün kardeşlerimin kendi vicdanlarına sormasını istiyorum. AK Parti Hükümetleri hangi fabrikayı kurdu? Bana bir fabrika örneği versinler.

Satmanın dışında ne yaptılar? Biz her fabrika bir kaledir diyoruz. Her fabrika bir istihdamdır diyoruz. Şeker fabrikalarını sattılar ve 24 yıl sonra yurt dışından şeker ithalat etmek zorunda kaldı. Saman, et, buğday ithal ediyordu en sonunda şeker de ithal etmek durumuna geldi. Her vatandaşımın kendi vicdanına sormasını istiyorum ne oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışardan şeker ithal etmek zorunda kaldı? Buna devletin sağlıklı yönetimi diyebilir misiniz?

“Dışarıya gidiyoruz el avuç açıyoruz”

Sadece Nisan ayında bir aylık faiz 19 milyar lira. 10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya satıyorsun ama bir ayda 19 milyar lira faiz ödüyorsun. Bu mu devlet yönetimi, ahlak, erdem? Üreticiye destek vermediler, gübre fiyatları ilaç fiyatları bunların hepsi arttı. Sonunda fabrikaları sattılar, dışarıya gidiyoruz el avuç açıyoruz şeker istiyoruz.

Düzelteceğiz. Hiç kimse endişe etmesin. Halkın iktidarında çiftçinin, esnafın, sanayicinin yüzü gülecek. Evde kadınların yüzü gülecek. Gençler bu ülkenin fabrikalarında caddelerinde, sokaklarında parklarında gülerek özgürlüğü teneffüs edecekler. Göreceksiniz, Türkiye’yi ayağa kaldıracağız, göreceksiniz.

27-28’inde Van’daydık. Selahattin beyin çok sevildiğini gördüm. Haksız, adaletsiz uygulamalardan şikayet ediliyor. Ben de bu kürsüden defalarca şikayet ettim. Bir kişi adaletsizlikle karşı karşıyaysa ona sahip çıkmak insani görevimizdir, politik değil. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Mahkeme kararlarını uygulamıyorlar, AİHM kararlarını uygulamıyorlar.

Yine Vanlı kardeşlerime söyledim Osman Kavala’dan da Selahattin Demirtaş’tan da Harp okulu öğrencilerinin de hakkını, hukukunu savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. Beşli çetelerden şikayet ediyorsanız, uyuşturucu baronlarından şikayet ediyorsanız adres belli, bize katılacaksınız. Bütün Mardinli kardeşlerime sözümdür. İktidarımızda 6 ilde, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Siirt ve Batman’da çiftçiye elektriği ücretsiz vereceğiz. Yatırım yapacağız.”

 

Paylaşın

‘Altılı Masa’nın Ortak Metnine Kim Karşı Çıktı?

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi Genel Başkanları, dördüncü kez altılı masada bir araya geldi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantı, 7 saat 15 dakika sürdü.

Altılı masanın çalışma süreci hakkında ise “En erken seçim sonuçları resmi olarak açıklanana kadar bir arada hareket edilmesi” kararı alındı.

Kasım ayında olası bir erken seçimin artık ciddi bir ihtimal haline geldiği tespitiyle yola çıkılan liderler toplantısında, genel başkan yardımcıları tarafından çalışmaları sürdürülen komisyonda gündeme geldi.

Komisyonların çalışma programlarını inceleyen liderler, bu kapsamda ilk olarak Seçim Güvenliği Komisyonu’nu ele aldı.

Seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere dört aşamada yapılacak ortak çalışmaları ele alan liderler, yüzde 98’e ulaşan sandık görevlilerinin atanması konusunda elde edilen ilerlemeyi kamuoyu ile paylaşmaya karar verdi.

Bu kapsamda, komisyondan sorumlu genel başkan yardımcılarının 6 Haziran Pazartesi günü kamuoyunun önüne çıkması kararlaştırıldı.

Sürecin ortak ilkeleri

BirGün’ün haberine göre, görüşmede ev sahibi Ahmet Davutoğlu’nun öncülüğünde kaleme alınan metne, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın “Haberimiz yok” diyerek çekincelerini belirttiği öğrenildi.

Metnin üzerinde çalışılması isteğini ileten Uysal’ın ikna edildiği ve metne imza atmasının sağlandığı bildirildi.

Henüz resmi ittifak sürecine girilmediği için, altılı masanın çalışmalarından, “İşbirliği Süreci” olarak bahsedilen ortak ilkeler metninde, özetle şu ifadeler yer aldı:

“İşbirliği Süreci’nde yer alan bütün partilerin genel başkanları olarak önümüzdeki kritik tarihi süreçte aşağıdaki ilkelere sadık kalacağımızı taahhüt ve ilan ediyoruz.

•Hukuk devletinin yeniden tesisi için güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir an önce geçilmesi gerektiğine inanıyoruz.

•Demokratik hak ve özgürlüklerin evrensel ilkelerini savunan bizler, insan haklarına dayalı bir siyasal düzenin kurulması gerektiğine inanıyoruz.

•Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal ve yasal güvenceleri temin edeceğiz.

•Hiç kimse siyasi tercihleri nedeniyle suçlanmayacak, toplumsal barışımızın rövanşist bir tavır ve kolektif suç anlayışı üzerinden zarar görmesine müsaade edilmeyecektir.

•Türkiye’yi Anayasa’mızda yer aldığı şekliyle gerçek bir sosyal devlet haline getireceğiz.

•Sosyal devlet ilkesiyle adil bir gelir dağılımını önceleyen bir ekonomi politikası benimseyeceğiz.

•Devlet yapısını kurumsal kültür, ehliyet ve liyakat temelinde yeniden inşa edeceğiz.

Paylaşın

Altılı Masada Planlamalar, ‘Kasım’da Erken Seçim’ Olasılığı Gözetilerek Yapıldı

İlk olarak “güçlendirilmiş parlamenter sistem” konusunda mutabakata varan 6 muhalefet partisi, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğindeki dördüncü toplantısında, “işbirliği süreci”ne ilişkin “tutum belgesi”, “temel ilkeler ve hedefler” başlığı altında 10 maddelik bildiri üzerinde de uzlaşmaya vardı.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, toplantıdan çıkan ikinci somut sonuç ise daha önce kurulan 4 komisyonun çalışmalarını kamuoyuna açıklamak için takvim ortaya koymaları oldu. Kulislere yansıyan bilgilere göre, bu kararlarda, Kasım ayında yapılabilecek bir “erken seçim olasılığı” etkili oldu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğini üstleneceği bir sonraki toplantının tarihi ise 3 Temmuz olarak belirlendi. Muhalefet liderlerinin Pazar günü bir araya geldiği toplantı yaklaşık 7 saati buldu ve gece saat 02:20’de, alınan kararlar yazılı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.

Seçim öncesi ve sonrasına dönük işbirliği ilkelerini içeren 10 maddelik “temel ilkeler ve hedefler” bildirisinin yanısıra, “parlamenter sisteme geçiş süreci”, “seçim güvenliği”, ekonomi konusundaki temel hedefleri içeren çalışma yapmakla görevlendirilen, “kurumsal reformlar” ve parlamenter sisteme geçiş için anayasal ve yasal değişikliklerle ilgili çalışmayı yürüten komisyonun çalışmaları da büyük ölçüde takvime bağlandı.

6 parti temsilcisinden oluşan seçim güvenliği komisyonu, hazırladığı çalışmayı 6 Haziran’da, kurumsal reformlar komisyonu 13 Haziran’da, anayasal ve yasal değişiklikler komisyonu da bir sonraki toplantıya kadar çalışmasını tamamlayacak. Ancak geçiş süreci komisyonu için net bir takvim konulmadı ve çalışmalarının daha uzun soluklu olacağı değerlendirildi.

Liderlerin ortak metin için önerileri

Edinilen bilgiye göre liderlerin en uzun süren görüşmesinde, ekonomiden, dış politikaya kadar hemen her alandaki gelişmeler ele alındı. Liderlerin mesaisinin büyük bölümünü ise 10 maddelik “temel ilkeler ve hedefler” bildirisinin hazırlanması oluşturdu.

Daha önce her siyasi partinin yaptığı çalışmalar doğrultusunda, ortak başlıklar belirlendi. Ayrıca her lider, diğer partilerle çelişmeyecek önerilerini de masaya getirdi. Bildiride yer alan 10 madde içinde “Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı güçlendirilmiş parlamenter sistem”, “siyasi etik reformu” gibi başlıklar ortak öneri olarak yer alırken, Kılıçaroğlu’nun temel söylemlerinden olan “hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği” vaadi de “sosyal devlet ve gelir adaleti” başlığı içinde yer buldu.

6’lı masa kurulmadan önce “dinsel kazanımların korunacağı” taahhüdü içeren bildiri hazırlanması önerisini ilk gündeme getiren isim olan Davutoğlu da bu önerisini masaya taşıdı. “Din ve vicdan özgürlüğü” başlığı altında, “Kamusal ve özel yaşamda herkesin inanç pratiğine saygılı olmayı özgürlükçü laiklik anlayışın zorunlu bir gereği olarak görüyoruz. Bu bağlamda din ve vicdan özgürlüğü çerçevesindeki kazanımların koruyucusu ve güvencesi olacağız” ifadeleri temel ilkeler bildirisine girdi.

“Hiçkimsenin siyasi tercihleri nedeniyle suçlanmayacağı, toplumsal barışın rövanşist bir tavır ve kolektif suç anlayışı üzerinden zarar görmesine izin verilmeyeceği” taahhüdünü içeren “toplumsal barış ve tarafsız-bağımsız yargı önünde hesap verebilirlik” başlığı ise Babacan’ın önerisi doğrultusunda metinde yer aldı.

Erken seçim göstergeleri

Edinilen bilgiye göre masada, 6 ya da 27 Kasım’da bir erken seçim olabileceği güçlü olasılık olarak ifade edildi. İktidarın, ekonomik göstergeler dikkate alındığında, “zamanında bir seçimi” göze alamayabileceği görüşünün ağırlık kazandığı masada bazı liderler, AKP’nin teşkilatlarına “seçime hazır olun” talimatı verdiğine dikkat çekti.

İktidarın Temmuz ayında memur zamları, asgari ücrete ara zam, tarım kesimine dönük bazı iyileştirmeler, 3600 ek gösterge gibi adımlarla, hayat pahalılığına karşı geçici bir olumlu hava oluşturabileceği görüşü dile getirildi.

Suriye’ye yönelik olası operasyonun, “erken seçimin en önemli göstergesi” olacağı değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda, bu nedenle muhalefetin hazırlıksız yakalanmaması için başta temel ilke ve hedeflerin belirlenmesi olmak üzere çalışmaların hızlandırılması görüşü benimsendi.

Edinilen bilgiye göre Davutoğlu, temel hedefler ve ilkeler bildirisinin yanısıra 4 komisyonun yaptığı çalışmaların da kamuoyuna açıklanmasını istedi, ancak komisyonların çalışmalarını henüz sonuçlanmadığı gerekçesiyle diğer liderlerce bu öneri kabul görmedi. Müzakereler sonucunda her bir komisyonun çalışmalarının takvime bağlanması ve komisyon üyeleri tarafından basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulması görüşü benimsendi. Toplantıda “aday” ve “ittifak”larla ilgili takvimin belirlenmesi önerisinin ise masa gündemine gelmediği öğrenildi.

Davutoğlu’nun “takvim ısrarı”nın altında, evsahipliğindeki toplantıda, “somut adımlar atıldığı” mesajını vermek istediği, toplantı öncesinde “Türkiye Masası” vurgusunun yapıldığı video mesajın da buna dönük bir hamle olduğu yorumu yapılıyor.

6’lı masada yer alan partilerin büyük bölümü, erken seçim olması halinde, ittifak hesapları değişeceği için, hem adayın, hem de ittifakların nasıl şekilleneceğinin, seçim kararının netleşmesinden sonra açıklanması gerektiğini savunuyor.

Göç sorununu Kılıçdaroğlu masaya getirdi

Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, “kapsamlı göç politikası geliştirilmesi” için çalışma yapılacağı da vurgulandı. Edinilen bilgiye göre bu öneriyi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu gündeme getirdi ve bu konunun seçim sürecinin en önemli başlıklarından biri olacağına dikkat çekti. Bu çerçevede her siyasi partinin kendi içlerinde yaptığı çalışmaların ortaklaştırılması ve bu konuda bir komisyon kurularak, ortak bir “göç politikası” belirlenmesi konusunda da uzlaşmaya varıldı.

Davutoğlu, Fatih temalı tablo hediye etti

Haziran sonunda yapılması düşünülen Akşener’in evsahipliğindeki beşinci toplantı için liderlerin programının uygun olmaması nedeniyle, yeni toplantı tarihi de 3 Temmuz olarak belirlendi. Toplantının sonunda Davutoğlu, konuk liderlere, parti kurucularından, ebru ve kaligrafi sanatçısı Ahmet Çoktan’ın, İstanbul ve Fatih Sultan Mehmet temalı birer tablosunu hediye etti.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Saray, Halkı Yoksullukla Terörize Etmektedir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile TÜRGEV ve Ensar Vakfı hakkında yaptığı açıklamaları yayımlayan dört kanalın Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından cezalandırılmasını eleştirdi.

Haber Merkezi / “Yoksullaştırma şiddetin, terörün en kötüsüdür. Bu Saray, halkı yoksullukla terörize etmektedir. Bu yoksullaştırma terörü sürerken, Saray evlatları vakıflar üzerinden yüzlerce milyon dolarlarla oynuyor. Baba ‘Eeey Amerika’ edebiyatında, evlatlar dolar transferlerinde…” diyen Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı;

Belgeler ortaya çıkınca, emir verildi, atanmışlar aHaber’e koştu. Tabii her taraf belge dolu olunca, baktılar olmuyor, RTÜK üzerinden de beni yasaklamaya giriştiler. Ki RTÜK, bu devrin ekonomik terör aparatlarından biridir; sadece bu!

Gelelim ‘Kılıçdaroğlu susturulabilir mi?’ sorusuna. Senin paramiliterlerin, mafyaların, derin devlet müptezellerin, kullanışlı aparatların beni durduramaz. Ey Saray, senin meselen bana kimin, neyi izin vereceği değildir; senin meselen, beni durdurabilecek gücünün olmamasıdır!”

RTÜK, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin ülkeden kaçmak için hazırlık yaptığını” ve “TÜRGEV ile Ensar Vakfı aracılığıyla ABD’ye para transferi yapıldığını” öne sürdüğü videoyu eşzamanlı yayımlayan Tele1, KRT, Flash TV ve Halk TV kanallarına oy çokluğuyla üst sınırdan yüzde 3 para cezası vermişti.

Paylaşın

RTÜK’ten Dört Kanala ‘Kılıçdaroğlu’ Cezası

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Salı akşamı “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin ülkeden kaçmak için hazırlık yaptığını” ve “TÜRGEV ile Ensar Vakfı” aracılığıyla ABD’ye para transferi yapıldığını öne sürdüğü videoyu eşzamanlı yayımlayan Tele1, KRT, Flash TV ve Halk TV kanallarına oy çokluğuyla üst sınırdan yüzde 3 para cezası verdi.

RTÜK Üst Kurul Üyesi Okan Konuralp, RTÜK’ün ceza kestiği beşinci kanalın FOX TV olduğunu paylaştı. Konuralp, “Selçuk Tepeli’nin tarımın ve çiftçilerin durumuna ilişkin itirazını/ üzüntüsünü yayın masasındaki bardağa vurarak ifade etmesinden de bir ihmal çıkartan RTÜK, FOX TV’ye de para cezası verdi.” ifadelerini kullandı.

TÜRGEV kanallarla ilgili şikayetini geçen hafta RTÜK’e iletmişti. TÜRGEV’in dilekçesinde Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının “asılsız ithamlar içerdiği ve Vakıf “aleyhine asılsız yalan, iftira ve karalama kampanyası başlatıldığı” ifadelerinin yer aldığı ileri sürülmüştü.

RTÜK’ün hazırladığı dosyalarda, 4 kanalın RTÜK Kanunu’nda yer alan “Yayınlar tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz” ilkesine aykırı hareket ettiği iddia edilmişti.

RTÜK Üst Kurul Üyesi İlhan Taşçı, Twitter’da paylaştığı kararı: “RTÜK yayıncılara ‘Kılıçdaroğlu’nun elinde belge de olsa, söyledikleri doğru da olsa yayınlarsanız ceza keserim, sansürlerim’ gözdağını veriyor. Bu bakışla, partilerin canlı verilen grup toplantıları sansürlenir, muhalefin sesi duyulmasın diye Meclis TV’nin fişi de çekilebilir” sözleriyle eleştirdi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, RTÜK’ün dört TV kanalına Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ile ilgili “kaçış planı” iddialarının yer aldığı videosunu yayımlaması nedeniyle ceza verilmesine tepki gösterdi.

Twitter hesabından bir paylaşım yapan Faik Öztrak, “Ana muhalefet liderinin iddialarını yayımlamak ne zaman suç oldu?” diye sordu. Söz konusu ceza karar nedeniyle iktidarı eleştiren Öztrak, “Karar, yaptıklarından değil; yaptıklarının ortaya çıkmasından rahatsız olduklarını gösterir” dedi.

Kılıçdaroğlu ne demişti? 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 24 Mayıs’ta Twitter hesabından yayınladığı videoda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ailesi hakkında önemli iddialarda bulunmuştu.

“Belgeler elimizde, para akışlarının hepsi elimizde” diye konuşan Kılıçdaroğlu, ABD’de bir vakıf kurdurulduğunu ileri sürmüştü. Kılıçdaroğlu, “Paravan bir vakıf kuruyorlar, başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar ama vakfın asıl yönetimi Erdoğan ailesi üyelerine ait. Bu paravan yapının izin çıkarma hakkı kazanması için paraya ihtiyacı var. Türkiye’den iki vakıf seçiliyor; öğrenciler için kurulmuş süsü verdikleri vakıflar. Bu vakıfların asıl var olma sebeplerini de bugün öğreneceksiniz; TÜRGEV ve Ensar.. Bu vakıflar başlıyor paraları bir Amerikan vatandaşına göndermeye…” diye konuşmuştu.

CHP lideri söz konusu vakıfların 20 milyon, 10 milyon dolar şeklinde havaleler yaptığını belirterek, “Bir TÜRGEV bir Ensar, durmuyorlar para gönderme listesinin sonu yok. Hepsinin dökümleri elimizde…1 milyar lirayı şıp diye transfer ediyorlar ABD’ye” demişti. Kılıçdaroğlu ayrıca aynı gün partisinin TBMM Meclis Grup Toplantısı’ndan yaptığı açıklamada da, “Toplu bir kaçış planı yürürlükte” diyerek Erdoğan ve ailesinin kaçacağını iddia etmişti.

Paylaşın

‘Altılı Masa’dan 10 maddelik Temel İlkeler Ve Hedefler Bildirgesi

Güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakat metnine imza atan CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin liderleri dördüncü kez toplandı. Toplantı sonrası 10 maddelik Temel İlkeler ve Hedefler Bildirgesi yayımlandı.

Yayımlanan metinde, “Ülkemizi insan hakları temelinde ve gerçek manada demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti kılmayı kaçınılmaz bir sorumluluk olarak görüyoruz” ifadeleri yer aldı.

Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, özgürlükçü kamu düzeni ve özgürlükçü demokrasi, ilk 3 madde arasında yer alıyor. Bu maddeleri, düşünce ifade ve basın özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü ile bağımsız yargı önünde hesap verirlilik takip ediyor.

Sosyal devlet ve gelir adaletine ilişkin maddeler de açıklamada kendisine yer bulurken, “Hayat pahalılığı ile mücadele eden, üretim ve istihdam odaklı, insan onuruna yaraşır sosyal politikalarla desteklenmiş bir anlayışı hayata geçireceğiz” ifadelerine yer veriliyor.

Metin son olarak siyasi etik reformu ve “itibarlı dış politika” maddeleriyle tamamlanıyor: “Türkiye’nin AB perspektifine odaklanarak, çok boyutlu dış politikayla ülkemizin demokratik dünyanın ve uluslararası kurumların saygın bir üyesi olması sağlanacaktır.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğindeki akşam yemeğinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu buluşmuştu.

Açıklanan 10 maddelik taahhüdün tam metni şöyle:

“Yüzyıl önce mazlum milletlere örnek olmuş bir zaferle kurulan Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak hedefiyle önkoşulsuz olarak bir araya geldik. Ülkemizi insan hakları temelinde ve gerçek manada demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti kılmayı kaçınılmaz bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Kendi parti programlarımızdan ve söylem ve hedeflerimizden vazgeçmeksizin, karşılıklı güven ve saygıya dayalı fedakarlıklarda bulunarak Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılına taşıyacağız.

Bu amaçla 6 parti arasında başlamış olan İŞBİRLİĞİ SÜRECİ’nde yer alan bütün partilerin genel başkanları olarak önümüzdeki kritik tarihi süreçte aşağıdaki ilkelere sadık kalacağımızı taahhüt ve ilan ediyoruz:

1. Kuvvetler Ayrılığı İlkesine Dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem: Hukuk devletinin yeniden tesisi, siyasetin normalleşmesi ve ekonomimizin tekrar refah üretmesi için gerçek anlamda güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir an önce geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde, denge ve denetim mekanizmaları ile yapılandırıldığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” bütün kurumlarıyla hayata geçireceğiz.

2. Özgürlükçü Kamu Düzeni: Vatanseverliğimizin gereği olarak farklılıklarımıza saygı çerçevesinde geçmişte yaşanmış kırgınlıkların geleceğimizi esir almasına izin vermeyecek, demokratikleşme anlayışıyla ve empati bilinciyle ülkemizin huzurlu geleceğini hep birlikte kuracağız. Toplumsal barışı ve kamu düzenini tehdit eden terör örgütleri dâhil her tür yapılanmaya karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

3. Her Tür Ayrımcılığa Son Verecek Çoğulcu, Katılımcı ve Özgürlükçü Demokrasi: Demokratik hak ve özgürlüklerin evrensel ilkelerini savunan bizler, insan haklarına dayalı bir siyasal düzenin kurulması gerektiğine inanıyoruz. Vatandaşlarımız arasında ayrımcılığa yol açan her türlü engeli ortadan kaldırarak, milletimizin hiçbir ferdinin etnik, mezhebi ve dini kimliği, felsefi ve siyasi görüşü dolayısıyla dışlanmadığı çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyi hep birlikte inşa edeceğiz.

4. Düşünce, İfade ve Basın Özgürlüğü: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal ve yasal güvenceleri temin edeceğiz. Düşünce, ifade ve basın özgürlüklerinin kullanımını engelleyen mevzuatı yeniden düzenleyecek, demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son vereceğiz. Basının ve sosyal medyanın demokrasi açısından taşıdığı önemi dikkate alarak, özgür bir şekilde görev yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlayacağız.

5. Din ve Vicdan Özgürlüğü: Ortak hedefimiz, bugüne kadar vatandaşlarımızın elde ettiği insan hakları kazanımlarını daha da ileri götürerek evrensel standartlara tam anlamıyla ulaştırmaktır. Kimseyi, yaşamın hiçbir alanında ayırımcılığa maruz bırakmayacak, kimseye de özel bir ayrıcalık tanımayacağız. Kamusal ve özel yaşamda herkesin inanç pratiğine saygılı olmayı özgürlükçü laiklik anlayışının zorunlu bir gereği olarak görüyoruz. Bu bağlamda din ve vicdan özgürlüğü çerçevesindeki kazanımların koruyucusu ve güvencesi olacağız.

6. Toplumsal Barış ve Tarafsız/Bağımsız Yargı Önünde Hesap Verirlik: Hiç kimse siyasi tercihleri nedeniyle suçlanmayacak, toplumsal barışımızın rövanşist bir tavır ve kollektif suç anlayışı üzerinden zarar görmesine müsaade edilmeyecektir. Demokratik hukuk devleti anlayışı temelinde her kişi ve işlem hukuki denetime tabi tutulacaktır. Ülkenin zenginliklerini, kamu kaynaklarını hukuk ve ahlak dışı yol ve yöntemlerle elde edenler ise bağımsız ve tarafsız yargının karşısına çıkartılacaktır.

7. Sosyal Devlet ve Gelir Adaleti: Türkiye’yi Anayasa’mızda yer aldığı şekliyle gerçek bir sosyal devlet haline getireceğiz. Sosyal yardım ve güvenlik mekanizmalarıyla bütün dezavantajlı kesimlerin insana yaraşır bir hayat sürmelerini sağlayacağız. Tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye inşa edeceğiz. Kadınlarımızı toplumsal eşitsizlikten ve şiddetten, çocuklarımızı her türlü istismardan, gençlerimizi ise gelecek kaygısından kurtaracağız.

8. Üretim ve İstihdam Odaklı Ekonomi: Ülkemizi yaşanan ekonomik krizden çıkaracak şekilde makroekonomik dengeleri rasyonel bir yaklaşımla gözeten, sosyal devlet ilkesiyle adil bir gelir dağılımını önceleyen, AR-GE ve üretim-odaklı bir ekonomi politikası benimseyeceğiz. Ekonomi ile ilgili tüm kurumların etkin biçimde çalışmasını ve kuralların tüm taraflara adil biçimde uygulanmasını sağlayacağız. Hayat pahalılığı ile mücadele eden, üretim ve istihdam odaklı, insan onuruna yaraşır sosyal politikalarla desteklenmiş bir anlayışı hayata geçireceğiz.

9. Siyasi Etik Reformu: Mevcut iktidar koalisyonunun sorumsuzca zaafa uğrattığı devlet yapısını kurumsal kültür, ehliyet ve liyakat temelinde yeniden inşa edeceğiz. Bu geçiş sürecinde devlet sürekliliği ve kamu düzeni zaafa uğratılmayacak, kaos senaryosu çizenlere asla fırsat verilmeyecektir. Demokratik meşruiyete sahip olmayan hiçbir yapının devlet kurumlarını organize bir şekilde kontrol etmesine izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızın kamu istihdamında görünen ve görünmeyen bir dezavantaj veya avantajla karşılaşmasına engel olacağız. İsrafı ve yolsuzluğu önleyecek, kamuda denetimi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği temel alacak siyasi etik reformunu hayata geçireceğiz.

10. Etkin ve İtibarlı Dış Politika: Ülkemizin çıkarlarını ve itibarını korumak, uluslararası alandaki etkinliğini ve saygınlığını en üst seviyeye çıkarmak ana önceliğimizdir. Türkiye’nin AB perspektifine odaklanarak; çok boyutlu dış politikayla ülkemizin demokratik dünyanın ve uluslararası kurumların saygın bir üyesi olması sağlanacaktır. Tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesine önem verilecektir. Dış politikamızın ve dış ilişkilerimizin iç siyasetin malzemesi yapılmasına müsaade edilmeyecektir. Güvenliğimizi ve sınırlarımızı korumak üzere savunma sanayimiz daha da güçlendirilecek, TSK’nın caydırıcılığı azami seviyeye çıkarılacaktır.

Birbirinden farklı siyasi geleneklere sahip partiler olarak bizler, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken ülkemizin daha huzurlu, daha mutlu, daha müreffeh, daha özgür ve daha demokratik olmasını sağlamak üzere iş birliği ve güç birliği yaptık. Bu birlikteliğimizi, milletimizin desteği ile hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar sürdüreceğiz.

‘Beraber çalışmaya devam edeceğiz’

Liderlerin ortak basın açıklamasında komisyonların çalışmaları ve güncel gelişmelere ilişkin ise şu ifadeler kullanıldı:

“Seçim Güvenliği Komisyonu” seçim öncesi, seçim dönemi, seçim günü ve seçim sonrası olmak üzere dört aşamada yapılacak ortak çalışmaları ele almış ve atılacak adımları planlama aşamasına geçmiştir. Bu çerçevede, şu temel hususu kamuoyumuza duyurmak isteriz: Altı siyasi parti olarak yol haritamızda belirlediğimiz şekilde, seçim sonuçları YSK tarafından ilan edilip kesinleşene kadar ortak çalışmaya ve işbirliğine devam edeceğiz. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar, bir tek oylarının dahi zayi olmaması için gece gündüz çalışacak, seçimlerin adil, serbest, şeffaf ve güvenlik içinde gerçekleşmesi için her türlü tedbiri alacağız. Komisyonumuzun bu konuda yaptığı çalışmaların geldiği aşama, 6 Haziran 2022 Pazartesi günü kamuoyumuzla paylaşılacaktır.

Kurumsal reform için somut öneriler

“Kurumsal Reformlar Komisyonu” Kamu Maliyesindeki gerçek durumun ve geleceğe yönelik yükümlülüklerin tesbitinin yanı sıra Stratejik Planlama Teşkilatı’nın kurulması, TCMB’nin kurumsal yapısının güçlendirilmesi ve bağımsızlığının teminat altına alınması ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yeniden yapılandırılarak işlevsel hale getirilmesine yönelik ilkesel ve yapısal reformların çerçevesini oluşturmuş bulunmaktadır. Komisyonumuz bu kurumlardaki tahribatı tespit ve bu tahribatın giderilmesi için atılacak kurumsal reform adımları için geliştirdiği somut önerileri 13 Haziran 2022 Pazartesi günü kamuoyumuzla paylaşacaktır.

“Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu”nun Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecinde gerekli görülen anayasal ve yasal reformlarla ilgili çalışmaları çerçevesinde Anayasa’nın yasamaya ilişkin 75. ile 91. maddeleri arasında yapılacak değişiklikler değerlendirilmiştir. Komisyonumuz çalışmalarını aynı kararlılıkla sürdürecek, anayasal düzenleme konusundaki hazırlıklarını önümüzdeki toplantıya kadar tamamlayacaktır.

‘Rasyonaliteden uzak tezler’

Toplantımızda komisyon çalışmalarını değerlendirmenin yanı sıra gündemdeki siyasi ve ekonomik konular ele alınmıştır.

Ekonominin en önemli unsurlarından olan fiyat istikrarı; iktidarın akıldan, bilimden ve rasyonaliteden uzak tezleri nedeniyle maalesef ağır bir tahribat almıştır. Ülkemiz dünya enflasyon sıralamasında 6. sıraya yükselmiş, oluşan hayat pahalılığı sosyal istikrarı bozacak düzeye ulaşmıştır. Kur Korumalı Mevduat (KKM) Sistemi ile 85 milyon vatandaşın kamuya emaneti olan kaynaklar, ülkemizin az sayıdaki varlıklı insanına adaletsiz bir servet transferi şeklinde aktarılmaya başlanmıştır. İktidar acilen KKM uygulamasına son vermeli, para politikasını normalleştirmelidir.

‘Göç komisyonu kurulacak’

Son dönemde bir taraftan provokatif açıklamalarla diğer taraftan yanlış uygulamalarla tırmanan göçmenler sorunu da kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Kapsamlı bir “Göç Politikası” geliştirilmesi için partilerimiz arasındaki istişarelerin derinleştirilmesi amacıyla bir komisyon kurulması hususunda mutabakata varılmıştır.

‘Maceradan uzak durmalı’

Ukrayna-Rusya savaşının getirdiği gerilimli konjonktürde gündeme gelen NATO’nun genişlemesi konusu da ülkemizin stratejik çıkarlarının gerektirdiği çok boyutlu dış politika perspektifinden ele alınmıştır. Türkiye’nin terörle mücadele bağlamında ortak tavır ve işbirliği konusundaki haklı talepleri sadece NATO üyeliğine baş vuran İsveç ve Finlandiya için değil halihazırda üye olan bütün NATO üyeleri ve esasen bütün BM üyeleri için de geçerlidir. Bir taraftan bu konuda haklı taleplerimiz dile getirilirken diğer taraftan Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengelerinin aleyhimize değişmesine sebep olacak ve Türkiye’nin çok boyutlu dış politika gerekliliklerine zarar verecek gerilimlerden ve maceracı söylem ve politikalardan uzak kalınmalıdır.

‘Operasyonlar siyaset malzemesi olmasın’

Son MGK toplantısı sonrasında gündeme gelen muhtemel sınır ötesi operasyon konusu da toplantımızda değerlendirilmiştir. Terörle mücadele ve sınır güvenliği konusunda gerekli tedbirlerin alınması ülkemizin hakkı, iktidarın ise sorumluluğudur. Ancak milli güvenliği ilgilendiren konular olağanüstü bir sürece girildiği intibaı verilerek önümüzdeki seçim sürecini de etkileyecek şekilde iç siyasette malzeme olarak kullanılmasına karşı ortak bir tavır geliştirme konusunda da kararlıyız. İlgili devlet kurumlarının, muhalefet partilerini olası operasyonun gerekçeleri, süresi, kapsamı ve hedefleri konusunda bilgilendirmeleri şarttır.

Son olarak, çok zor şartlar altında hayat mücadelesi veren milletimize ortak mesajımız şudur: Her gün derinleşen sorunlara son verme hedef ve iradesiyle bir araya gelen liderler olarak, iktidarın gündem mühendisliklerini boşa çıkararak ülkemizi bu darboğazdan kurtaracak, milletimizi hak ettiği demokratik ve müreffeh Türkiye hedefine ulaştıracağız.”

Paylaşın

Altılı İttifakın Gündemi Söylem Birliği

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nden oluşan altılı masada Gelecek Partisi’nin ev sahipliğinde bugün dördüncü liderler buluşması gerçekleştirilecek.

Birgün’de yer alan habere göre, toplantı öncesinde genel başkan yardımcıları tarafından yürütülen çalışmalarda hazırlanan metinler, toplantının ana gündem maddelerini oluşturacak. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmaları kapsamında mutabakat metni imzalayan ve daha önce üç kez liderler nezdinde buluşmalar gerçekleştiren altı muhalefet partisi, dördüncü buluşmada ilk olarak Siyasi Etik Kanunu’nu ele alacak.

Seçimlerin kazanılması durumunda yürürlüğe girmesi planlanan kanunlar arasında ilk sırada yer alan Siyasi Etik Kanunu ile çeşitli etik davranış ilkelerinin belirlenmesi amaçlanıyor. AK Parti döneminde kapatılan Devlet Planlama Teşkilatı’nın yenilenerek hizmete açılması konusunda da hemfikir olan altı parti genel başkanı, bu konu üzerinde de duracak.

Genel başkanların önüne gelecek bir diğer konu, kurmaylar tarafından yürütülen ekonomik gidişat çalışması olacak. Ekonomik krizden çıkışın formülleri ve iktidarın hataları görüşülecek. Bu konuların, sonuç bildirgesinde yer alması da bekleniyor. Temel ilkeler birlikteliği de toplantının önemli gündem maddeleri arasında yer alacak. Altılı masanın zarar görmemesi için bazı adımların ortak bir dil ve çalışma ile atılması gerektiği tespitiyle yola çıkan liderler, bu konuda çeşitli tartışmalar yürütecek.

Altı partiden ortak paylaşım

Altı siyasi parti lideri, toplantı öncesinde sosyal medya hesaplarından aynı ifadelerin yer aldığı paylaşımlara imza attı. Paylaşımda yer alan videoda, altılı masa için, “Memleket Sevdası, Türkiye’nin Masası” ifadeleri kullanıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, videoyu, sosyal medya hesaplarında “Türkiye’nin masası” notuyla paylaştı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise paylaşımını, “Bu masada ülkemizin problemlerini çözmeye ve insanımızın yüzünü güldürecek adımları atmaya kararlıyız. Birlikte kazanacak, birlikte başaracağız” mesajıyla yaptı.​

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Adayının Özelliklerini Açıkladı

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışmaları devam ederken Kılıçdaroğlu’ndan bu konuda dikkat çeken açıklama geldi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayının devleti tanıması, iktisatı bilmesi ve egosunu yenmesi gerektiğini kaydetti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesi yazarı Emre Kongar’a, Cumhurbaşkanı adayından beklentilerini anlattı.

Kılıçdaroğlu’yla yaptığı görüşmeyi, köşesinde aktaran Kongar, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayıyla ilgili söylediklerini aktardı:

“Her sağduyulu vatandaş bu beklentilere katılır, katılmalıdır.

‘Çalmayacak, yolsuzluk yapmayacak…

Yalan söylemeyecek…

İnsanlara hakaret etmeyecek…

Ayrımcılık yapmayacak…

En önemlisi de adil olacak’ dedi.

Bu girişten sonra devam eden sohbetimizde ilk olarak üç nokta üzerinde durdu:

1) “Adalet en önemli sorun. Cumhurbaşkanı mutlaka adil olmalı” dedi.

2) “Meslek, uzmanlık önemli. Cumhurbaşkanı devleti tanımalı, iktisat bilmeli” dedi.

3) “Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı tanımı da sizinkilerle uyuşuyor” dedi.”

Emre Kongar, yazısını şöyle sürdürdü:

“Konuşma sırasında en çok vurguladığı husus bir kişilik özelliğine ilişkin olduğu için beni biraz şaşırttı.

‘Cumhurbaşkanı, egosunu yenmiş olmalı’ dedi.

Bu söylemiyle, sadece kibirli ve kendini beğenmiş olmamayı değil, aynı zamanda egoist (bencil) olmamayı ve ceberut cumhurbaşkanlığı yetkilerinden vazgeçmeyi de kastediyordu:

‘Yetkilerini devretmeye hazır olmalı’ dedi.”

Paylaşın

Altılı Masanın Gündemi: Kararnameler

Gelecek Partisi ev sahipliğinde bu Pazar günü dördüncü kez bir araya gelmeye hazırlanan altılı masanın gündeminde seçim güvenliğine yönelik yapılan çalışmalardan, seçim sonrası geçiş sürecine kadar pek çok konu olacak.

Gündem maddeleri arasında seçimin ardından hayata geçirilmesi planlanan dört yasal düzenleme var. Liderler, toplantıda olası ittifakın ilke ve esaslarını ve buna ilişkin hazırlanması öngörülen mutabakat metnini de değerlendirecek.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmalarını sürdüren altı muhalefet partisinin lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde Pazar günü bir araya gelecek.

Son olarak Gültekin Uysal ev sahipliğinde toplanan liderlerin gündeminde bu kez pek çok başlık bulunuyor. Toplantıda, farklı alanlarda çalışmalarını sürdüren Ekonomi, Seçim Güvenliği, Anayasa ve Mevzuat ile Siyasi İşler komisyonlarının raporları gündeme gelecek.

Dört başlıkta kararname hazırlığı

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün muhalefet partisi yetkililerinden edindiği bilgiye göre toplantıda iki önemli başlık ön plana çıkacak. Liderler ilk olarak seçim sonrasında acil olarak hayata geçirilmesi planlanan dört başlıkla ilgili hazırlık süreci devam eden kararnameleri ele alacak.

Geçtiğimiz ay yapılan toplantının ardından çalışmalarına başlanacağı açıklanan başlıklar, Siyasi Ahlak Yasası, Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması, Merkez Bankası bağımsızlığı ile planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması şeklindeydi. Partilerin, seçimin hemen ardından yayınlanması hedeflenen kararnamelere ilişkin hazırladıkları metinler, liderler tarafından değerlendirilecek ve son hali verilmek üzere yeniden komisyonun gündemine sunulacak.

Toplantının bir diğer gündem başlığı ise olası bir seçim ittifakının ilke ve esasları üzerine olacak. Bu başlık ile ilgili de Siyasi İşler Komisyonu’nun hazırlamış olduğu çalışmalar masaya yatırılacak. Daha önceki toplantılarda Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın, bir seçim ittifakı kurulacaksa öncelikle bu ittifakın ilke ve esaslarının belirlenmesi ve bunun da mutabakat altına alınması yönündeki taleplerini dile getirdiği iddia edilmişti. Söz konusu ilke ve esasların seçim sonrası geçiş döneminde cumhurbaşkanının yetki ve sorumlulukları ile Meclis’in işleyişine ilişkin süreçleri kapsaması bekleniyor.

Sahadan gelen veriler de değerlendirilecek

Toplantıda bir diğer gündeme gelecek konu ise seçim güvenliği. Seçim Güvenliği Komisyonu’nda yer alan muhalefet partilerinin genel başkan yardımcıları bir süredir, çeşitli illerde partilerinin örgütleriyle toplantılar düzenliyordu. Bu toplantılardan alınan veri ve analizler rapor halinde genel başkanlara sunulurken, genel başkanlar da kendi aralarında bu verileri değerlendirecek. Diğer yandan, seçim öncesi, seçim günü ve seçim sonrasına yönelik kurulması planlanan ortak veri altyapısı da masaya yatırılacak.

Muhalefet partileri bir süredir seçim günü alınacak ıslak imzalı tutanakların tek bir platform üzerinden takibine yönelik bir sistem üzerinde çalışıyor. Özellikle CHP ve İYİ Parti’nin altyapısından faydalanılması planlanan sistemle tüm sandık görevlilerinin ellerindeki tutanakları tek bir platform üzerinden sisteme girebilmesi ve bu verilerin de tek bir merkez üzerinden takip edilebilmesi hedefleniyor.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Bu Memleketi Soydurtmayacağız

Partisinin Van’da düzenlediği Belediye Başkanları Çalıştayı’nda konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Dışarıya kaynak aktarıldığını da gayet iyi biliyorum. Ensar’dır Türgev’dir. Bakın bizim belediye başkanlarımızın kooperatifleri var. kadın kooperatifleri var üretim yapıyorlar. Bu memleketi soydurtmayacağız” dedi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiği konuşmasında Kılıçdaroğlu “Dışarıya kaynak aktarıldığını da gayet iyi biliyorum. Bu memleketi kimseye soydurtmayacağız. Makamı ve mevkii ne olursa olsun her karanlık odağın üstüne gitmek bizim görevimizdir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın ‘Aç kalan yok’ açıklamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Hayatımda Türkiye gerçeklerinden bu kadar kopuk hiç kimseyi görmedim. Gerçi söylediği doğru; Saray’a baktığınızda hiç kimse aç değil. Hepsinin keyfi gayet iyi. 1 değil, 5 yerden maaş alıyorlar” dedi.

Sandık güvenliğine ilişkin iddiaların odağındaki SADAT’ın yöneticilerinden Ersan Ergür’ün “Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz” sözlerine de tepki gösteren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “SADAT’ın önüne gittiğimde korkudan içeri kaçtılar. Bizi korkutacaklarını sanıyorlar. Bizim adımız Cumhuriyet Halk Partisi. Sizin feriştahınız gelse bizi korkutamaz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da düzenlenen Belediye Başkanları Çalıştayı’nda açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Sınır ticareti Van’da çok önemli. Sınır ticaretinin gelişmesi için her türlü çabayı göstereceğiz. Vanlı kardeşlerime sözümdür. İktidarımızda, Millet İttifakı’nın iktidarında görecekler Vanlılar nasıl büyüdüğünü. Sadece Vanlıların değil, söz veriyorum Türkiye’nin kaderini değiştireceğiz.

Bölgede yerel yönetimler ile ilgili ciddi bir sorun var. Kayyum ataması var. Kayyum atamasından duyulan ciddi bir rahatsızlık var. Vanlı kardeşlerime ve yine kayyum atanan bütün belediyelerin bulunduğu vatandaşlarıma seslenmek isterim. Kayyum uygulamasına karşıyız.

6 liderin bir araya geldiği ve kamuoyu ile paylaştığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metninde de kayyum uygulamasına son vereceğimizi, seçimle gelenin seçimle gideceği bir şekliyle ifade edildi.

CHP’li belediyelerin çalışmaları

248 belediye başkanımız var. Toplam nüfusun yarısından fazlasına CHP’li belediyeler hizmet veriyor. 2019’dan bu yana 4 milyon 800 bin haneye sosyal yardım yapıldı. Eğer bu sosyal yardımlar yapılmasaydı bugün çok daha ciddi sosyal patlamalar ile Türkiye karşı karşıya kalabilirdi. Var olan iktidar yapısının bizim topluma verdiği hizmetler dolayısıyla teşekkür etmesi lazım. Biz aynı zamanda çevreyi de savunan, çevrenin de değerini bilen gelenekten geliyoruz. CHP’li belediyeler kentteki insanların mutlu olmaları için ellerinden gelen bütün çabayı gösteriyorlar. Kreş sayımız 2019’da 162 iken bugün 316’ya çıkmış durumda.

20 yılda yurt sorununu çözemediler. Millete söz verdik ‘Bir yılda yurt sorununu çözeceğiz’ diye. Belediye başkanlarımız bu konuda büyük adımlar attılar. 2019’da 22 yurt varken 54’e çıkmış vaziyette. Üretim ve üreticiye de belediyelerimiz büyük destekler veriyorlar. 50 milyondan fazla meyve ve sebze fidesi 50 milyondan fazla dağıtıldı.

Dün “Vicdansızlık yapmayın, aç kalan yok” demiş Erdoğan. Hayatımda Türkiye gerçeklerinden bu kadar kopuk hiç kimseyi görmedim. Gerçi söylediği doğru; Saray’a baktığınızda hiç kimse aç değil. Hepsinin keyfi gayet iyi. 1 değil, 5 yerden maaş alıyorlar. Ama sahaya inip vatandaşı görmüyorlar. Bu sabah Vanlı bir kardeşim medya aracılığıyla ‘Kılıçdaroğlu acaba bizim eve gelebilir mi? Uzun süredir elektriğimiz yok, ödeyemiyoruz’ demiş. Gittim ziyaret ettim. ‘Yoksulluk diz boyu’ dediler. Eğer sosyal devlet, sosyal devletliğini yapmazsa, bölge halkını bana oy vermedi diye cezalandırırsa Vanlılardan şunu bekliyorum bize katılacaksınız, bize destek vereceksiniz.

SADAT yöneticisinin açıklaması

SADAT ve benzeri kuruluşlar, onlardan birisi şöyle bir ifade kullanmış: “Efendim biz bu vatanı Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz”. Yani ‘demokrasiye inanmıyoruz, yani kimse sandıkta galip gelirse ben izin verirsem iktidar olabilir’ diyor. Senin boyunu görmek isterim ben. Sen bu lafı ediyorsan, arkanda birileri var ona güveniyorsan asla ve asla ona güvenmeyeceksin. Güveneceğin birisi varsa onu da açık söyleyeyim; bu ülkede Kuvayi Milliyeciler var. Bu ülke sahipsiz bir ülke değil. Sizler öyle kalkıp tehditle, şantajla, ‘yok efendim sandıktan çıksa da biz sizi iktidar yapmayız’. Ne derlerse desinler, SADAT’ın önüne gittiğimde korkudan içeri kaçtılar. Bizi korkutacaklarını sanıyorlar. Bizim adımız Cumhuriyet Halk Partisi. Biz savaş meydanlarında kurulan bir partiyiz. Biz öyle avukat bürolarında kurulan bir parti değiliz. Bizi tanımıyorlar. Sizin feriştahınız gelse bizi korkutamaz.

“Bu memleketi kimseye soydurmayacağız”

Dışarıya kaynak aktarıldığını da biliyorum. Ensar’dır, TÜRGEV’dir. Bakın bizim belediye başkanlarımızın kooperatifleri var, kadın kooperatifleri var, üretim yapıyorlar. Malları alıyorlar, satıyorlar, her şey belgeli. Bu memleketi kimseye soydurmayacağız. Makamı ve mevkisi ne olursa olsun her karanlık odağın üstüne gitmek bizim görevimizdir.

Van’ın görkemli tarihinin ve doğa güzelliklerinin sadece bölgede değil bütün Türkiye’de ve dünyada duyulmasını istiyorsanız bize katılacaksınız. Sınır ticaretinin gelişmesini, komşu ülkelerle ekonomik ve sosyal ilişkilerin gelişmesini istiyorsanız bize katılacaksınız. Düşüncesini ifade etti diye hapse atılan kişilerin ya da düşüncesinden ötürü hiç kimsenin hapse atılmasını istemiyorsanız, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istiyorsanız, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız.”

Paylaşın