CHP’de Adaylık Hesapları: Kriter Kazanabilirlik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylığını açıklamasının ardından gözler bir kez daha muhalefetin adayına çevrildi. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için çalışmalarını yürüten altılı masada henüz aday ismi dile getirilmese de CHP’de son dönemde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi tartışılıyor. Ancak hem diğer partiler açısından hem de CHP içerisinde halen soru işaretleri bulunuyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Nisan ayının sonunda partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada partililere “Ya bana katılın ya da yolumdan çekilin” çağrısında bulunmuştu. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri adaylık sinyali olarak değerlendirilmişti. Kılıçdaroğlu’nun üç hafta önce İstanbul Maltepe’de düzenlediği miting için de parti içerisinde “Adaylığını ilan etti” yorumları yapıldı. Mitingin ardından parti yöneticileri son dönemde “Adayımız Kılıçdaroğlu” açıklamalarında bulundu.

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün genel merkez yöneticileri ve parti örgütünden edindiği bilgiye göre CHP’de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda henüz tam bir fikir birliğine varılabilmiş değil.

Örgüt de “kazanabilirlik” diyor

Altılı masayı oluşturan diğer partilerin yöneticileri tarafından da sık sık dile getirilen “kazanabilirlik kriteri”ni Kılıçdaroğlu da öncelik olarak görüyor. Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresine yaptığı değerlendirmelerde “Aday olacak kişinin en az 3-4 puan önde olması gerekiyor. Bu kriterin göz önünde bulundurulması gerekiyor” dediği belirtiliyor. Genel merkez yöneticileri ile milletvekillerinin il ziyaretlerinde de örgütler tarafından yapılan değerlendirmelerde bu kriterin önemine dikkat çekiliyor.

Parti örgütü yöneticilerinin “tek adam yönetiminden kurtulmak için bu seçimin çok önemli olduğunu, bu nedenle de kazanabilirlik kriterini öncelik olarak gördükleri” görüşünde oldukları ifade ediliyor.

Genel başkanlık beklentisi

Parti içerisinde de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda farklı görüşler dile getiriliyor. CHP’li bazı yetkililer, adaylık konusunda genel merkezde farklı ekiplerin oluştuğuna dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına inanan ve şimdiden anketlerde önde çıktığını savunan yöneticiler, altılı masanın aday olarak Kılıçdaroğlu’nu göstermesi gerektiğini savunuyor.

Bunun yanında genel merkezde Kılıçdaroğlu sonrasında genel başkanlık beklentisi oluşan bazı isimler de bulunuyor. Bu isimlerin Kılıçdaroğlu’nu adaylık konusunda koşulsuz şartsız desteklediği iddia ediliyor. Diğer yandan siyasi geleceğini Kılıçdaroğlu ile birlikte gören ve seçimi kazanacağına inanan partililer de aynı şekilde Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Bir ekip ise Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanamayacağı ve seçim sonrasında genel merkezdeki konumlarını kaybedeceklerini düşündüğü için Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı destekleyen ekipler arasında da İmamoğlu destekçilerinin son dönemde sessiz kaldığı gözlemleniyor. İmamoğlu’nun Karadeniz turu sonrası aldığı eleştirilerin bu sessizlikte etkili olduğu ifade ediliyor. Belediye başkanlarını destekleyen partililerin de gerekçelerinden birini kazanabilirlik kriteri oluşturuyor.

İYİ Partililer çekinceli

Parti içerisinde adaylıkla ilgili değerlendirmeler yapılırken “Alevilik” tartışması da gündeme geliyor. Bazı Alevi örgütlerinin “Kemal Kılıçdaroğlu seçilemezse partideki etkimizi yitiririz, güç kaybederiz” şeklinde uyarılarda bulunduğu iddiaları gündeme gelirken İYİ Parti cephesinden gelen açıklama tartışmayı başka bir boyuta taşıdı.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Halil İbrahim Oral, önceki gün katıldığı bir programda “Alevi kimliği Sünniler için endişe” ifadesini kullanmış, ardından da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bu sözler için Kılıçdaroğlu’ndan özür dilemişti. Daha sonra Oral da Kılıçdaroğlu’ndan özür diledi.

İYİ Partili yetkililer ise Oral’ın açıklamalarını doğru bulmasa da adaylık konusundaki çekincelerini kulislerde dile getiriyordu. İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu da geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önündeki ankette Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olmak üzere üç ismin bulunduğunu belirtmiş ancak Kılıçdaroğlu’ndan bahsetmemişti. İYİ Partililer, bir süredir kulislerde yaptıkları değerlendirmelerde Kılıçdaroğlu’na saygı duyduklarını, ancak adaylık için kazanabilirlik kriterinin olmazsa olmaz şartlardan biri olduğunu ifade ediyor.

Paylaşın

Altılı Masa 128 Milyar Doları Araştıracak

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmalarını sürdüren altı muhalefet partisinin kurduğu Kurumsal Reformlar Komisyonu, ilk çalışmasını büyük ölçüde tamamladı. Komisyon, ilk raporunu pazartesi açıklayacak.

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün haberine göre komisyon, seçim sonrası TÜİK verileri, altın rezervi gibi konular ile 128 milyar dolar iddialarına ilişkin araştırma yapılması için anlaşmaya vardı. Merkez Bankası’nın Ankara’ya taşınması konusunda da mutabakat sağlandı.

Altılı masa tarafından kurulan Kurumsal Reformlar Komisyonu’nda eski Hazine Müsteşarı CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, eski Merkez Bankası Başkanı İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, eski Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, eski Devlet Bakanı Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir, eski Ulaştırma Müsteşarı Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feridun Bilgin ile eski Hazine Müsteşarı DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakçı yer alıyor. Ekonomi alanında kamuda üst düzey görevlerde bulunmuş isimlerden oluşan komisyon, hazırladığı sekiz sayfalık raporu pazartesi günü saat 11.00’de açıklayacak.

128 milyar dolar nerede sorusuna yanıt aranacak

Edinilen bilgiye göre seçim sonrası ekonomi alanında yol haritasını belirleyecek olan ilke ve esasları içeren rapor dört başlıktan oluşacak. Komisyon, ilk olarak seçim sonrasında Özel İnceleme Ekibi kurulmasını kararlaştırdı. 10 civarında bakanlığın yanı sıra Sayıştay ve Devlet Denetleme Kurulu’ndan da yetkililerin yer alacağı ekip, en fazla tartışılan konuların başında yer alan 128 milyar dolar iddiasını araştıracak.

Merkez Bankası’nın 2019 yılı Mart ayından itibaren faizleri düşük tutmak amacıyla rezervlerden 128 milyar dolar harcadığı iddiaları gündeme gelmişti. CHP de “128 milyar dolar nerede?” kampanyası başlatmıştı. Özel İnceleme Ekibi, aynı zamanda verilere yönelik duyulan güvensizliği de araştıracak. Bu kapsamda TÜİK verileri, Merkez Bankası’nın altın rezervi gibi başlıklarda da çalışmalar yapılacak.

KÖİ projeleri mercek altına alınacak

Komisyonun gündeminde olan bir diğer başlık da Ekonomik Sosyal Konsey’e işlerlik kazandırılması olacak. Konseyin faaliyete geçirilmesi, nasıl işleyeceği, hangi konularda çalışacağı ve hangi sıklıkla toplanacağına yönelik ilke ve esaslar raporda yer alacak.

Ekonomik Sosyal Konsey’e işlerlik kazandırılarak özel sektörün kamu karar alma mekanizmalarına katılımı sağlanacak. Komisyon raporunda Strateji ve Planlama Teşkilatı’na ilişkin ilkeler de yer alacak. Varılan mutabakata göre Strateji ve Planlama Teşkilatı, özellikle müteahhitlere garanti ödemeleri içeren Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri ile ilgili çalışma yapacak.

Komisyonun açıklayacağı rapordaki diğer başlık da Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sağlanmasına yönelik ilkeler olacak. Buna göre Merkez Bankası’nın kurumsal yapısı güçlendirilecek ve bağımsızlığı teminat altına alınacak. Raporda Merkez Bankası Başkanı’nın nasıl göreve geleceği, nasıl görevden alınacağı ve niteliklerine ilişkin ilkelere yer verilecek. Öte yandan seçim sonrasında Merkez Bankası Ankara’ya taşınacak.

Paylaşın

CHP’de Kılıçdaroğlu Kulisleri: Parti Rozetini Çıkaracak, Yetkilerini Paylaşacak

AK Parti ve MHP liderlerinin “cumhurbaşkanı adayını açıkla” baskısına karşın, altılı masada yer alan muhalefet partilerinin seçim sürecini bekleme tutumunda şimdilik değişiklik yok.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, ancak muhalefetin adayının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmasına “yüksek ihtimal” gözüyle bakılan CHP’de, hesaplar da büyük ölçüde buna göre yapılıyor.

CHP kulislerinde seslendirilen görüşe göre altılı masadan aday olarak çıkması halinde Kılıçdaroğlu, genel başkanlık rozetini çıkarıp yerine bir vekil atayacak, seçimi kazanması halinde de parti görevinden istifa edecek ve partide kurultay süreci başlayacak.

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde geçiş süreci boyunca birçok yetkisini parlamenter sistem ilkelerine göre paylaşacak.

Siyasi kulislerde en çok konuşulan konuların başında, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı geliyor.

Altılı masada yaygın görüş, adayın CHP’li bir ismin olacağı yönünde.

CHP ise hesaplarını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına göre yapıyor.

Hatta Kılıçdaroğlu’nun aday olması ve cumhurbaşkanı seçilmesi halinde atılacak adımlara ilişkin strateji üzerinde çalışılıyor.

‘Parti rozetini çıkaracak, yerine vekil atayacak’

CHP kulislerinde aday olması halinde Kılıçdaroğlu’nun yapacağı ilk işinin parti rozetini çıkarmak olacağı ifade ediliyor.

Parti içinde bazı yöneticiler, partinin seçim sürecinde genel başkansız kalmaması ve seçimden hemen sonra kurultay telaşı yaşanmaması için 5-6 ay gibi görevde kalabileceğini savunsa da ağırlıklı görüş, aday olması halinde Kılıçdaroğlu’nun parti rozetini hemen çıkaracağı yönünde.

Kılıçdaroğlu’nun bu konuda son derece hassas olduğuna dikkat çeken bazı parti yöneticileri, 2018 seçimlerinde partinin adayı Muharrem İnce’nin de parti rozetini çıkardığını anımsatıyorlar.

Ancak İnce’den farklı olarak Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu için, genel başkan vekilliği formülü düşünülüyor.

CHP tüzüğü, genel başkanın yokluğunda Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinden birisini yerine vekaleten atamasına ve genel başkanın yetkilerini kullanmasına olanak tanıyor.

Bu çerçevede, seçim sürecinde partinin genel başkansız kalmaması ve bir kurultay zorunluluğu doğmaması için Kılıçdaroğlu’nun aday olduktan sonra yerine genel başkan vekili atayacağı aynı zamanda genel sekretere de, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde genel başkanlıktan istifa edeceğine ilişkin bir dilekçe verebileceği ifade ediliyor.

Bu hesaba göre Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde genel başkanlık istifa edecek ve genel başkanvekili partiyi tüzükte öngörülen süreler içinde kurultaya götürecek.

Yetki kullanımına dört kriter

Güçlendirilmiş parlamenter sistem taahhüdüyle seçime gidecek olan altılı masada yer alan partilerin temsilcilerinden oluşan komisyon, geçiş süreci planlaması için çalışmalarını sürdürüyor.

Ancak masada yer alan partilerde ortak görüş, fiili parlamenter sistem uygulanması ve bu çerçevede mevcut sisteme göre seçilecek cumhurbaşkanın yetkilerinin de buna göre dizayn edilmesi yönünde.

CHP kulislerinde cumhurbaşkanının yetkilerine ilişkin dört temel kriter dile getiriliyor.

Bunlar;

  • Kullanabileceği yetkiler,
  • Anayasa ve yasalarda olmasına karşın kullanmayacağı yetkiler,
  • Hükümet ile müştereken kullanacağı yetkiler
  • Ve Cumhurbaşkanı’nın yerine kullanılacak yetkiler olarak ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanının kullanmayacağı yetkilerle ilgili “Mesela, partisinin il başkanını atamayacak veya kayyum atamayacak” değerlendirmesi yapılırken, “yerine kullanılacak yetkiler” kapsamında da rektör ataması gösteriliyor.

Seçilecek cumhurbaşkanının rektör atama yetkisi bulunmasına karşın, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerin seçimi doğrultusunda atama yapabileceğine dikkat çekiliyor.

Müştereken kullanacağı yetkilere de hükümette görev alacak cumhurbaşkanı yardımcısı ve kabine üyelerinin atanması veya eşgüdümü gibi parlamenter sistemde kullanılan yetkiler örnek gösteriliyor.

Paylaşın

Karamollaoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na Destek

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Alevi kimliği Sünniler için endişe” sözlerine tepki gösterdi.

Haber Merkezi / SP Lideri Karamollaoğlu, “Aday belirleme kriterlerinde liyakatin değil de ırkın veya mezhebin aranması; ülkemize, insanımıza ve geleceğimize yapılabilecek en büyük kötülüktür” dedi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:

”Sayın Kılıçdaroğlu ve Alevi vatandaşlarımıza yönelik sarf edilen ayrıştırıcı ve ötekileştirici ifadelerden dolayı üzüntümü belirtmek isterim.

Yöneticide aranan vasıf mezhep değil; dürüstlük, adalet, ehliyet ve liyakat olmalıdır. Aday belirleme kriterlerinde liyakatin değil de ırkın veya mezhebin aranması; ülkemize, insanımıza ve geleceğimize yapılabilecek en büyük kötülüktür.”

Ne olmuştu?

İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Kılıçdaroğlu’na ilişkin “Alevi olması benim açımdan bir engel değil, çünkü ben tanıyorum, ilkelerini biliyorum. Ancak siyasette maksat kazanmaktır. Türkiye’deki genel objektif açısından baktığımda bir çekince görürüm. Türkiye’nin yüzde 65’i yüzde 70’i muhafazakâr profil çiziyorsa, ona hitap edebilen, farklı bir isimle çıkılır” demişti. İYİ Parti, Ankara Milletvekili Halil İbrahim Oral’ı disiplin kuruluna sevk etti.

Akşener, Kılıçdaroğlu ve Alevilerden özür diledi

Sakarya ziyaretinde halka seslenen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İbrahim Halil Oral’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığı ile ilgili sözlerini değerlendirdi.

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum” diyen Akşener konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi sizinle bir başka üzüntümü paylaşacağım. Ankara milletvekilimiz Halil İbrahim Oral, bir YouTube kanalında bir konuşma yaptı. Ben başkalarının yaptıklarını bizlerin yapmasını kesinlikle tasvip etmiyorum. Alevilik üzerinden yapılan her türlü tarifi, kim üzerinden olursa olsun şiddetle reddediyorum.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum. Bizim gibi ailelerin her birinin evinde mutlaka Ali, Hüseyin, Hasan vardır. Ali merttir, Ali cesurdur. Ali zor zamanımızda ‘Medet Ya Ali’ dediğimiz bir büyüğümüzdür. Dolayısıyla Hz. Ali’yi sevenlerin üzülmesine, incinmesine müsaade etmeyeceğim gibi çok üzüldüğümü ifade ediyor ve her bir kardeşimden ayrı ayrı özür diliyorum.”

Paylaşın

Akşener’den Kılıçdaroğlu Ve Alevilere Özür

Sakarya ziyaretinde halka seslenen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığı ile ilgili sözlerini değerlendirdi.

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum” diyen Akşener konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi sizinle bir başka üzüntümü paylaşacağım. Ankara milletvekilimiz Halil İbrahim Oral, bir YouTube kanalında bir konuşma yaptı. Ben başkalarının yaptıklarını bizlerin yapmasını kesinlikle tasvip etmiyorum. Alevilik üzerinden yapılan her türlü tarifi, kim üzerinden olursa olsun şiddetle reddediyorum.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum. Bizim gibi ailelerin her birinin evinde mutlaka Ali, Hüseyin, Hasan vardır. Ali merttir, Ali cesurdur. Ali zor zamanımızda ‘Medet Ya Ali’ dediğimiz bir büyüğümüzdür. Dolayısıyla Hz. Ali’yi sevenlerin üzülmesine, incinmesine müsaade etmeyeceğim gibi çok üzüldüğümü ifade ediyor ve her bir kardeşimden ayrı ayrı özür diliyorum.”

İbrahim Halil Oral özür diledi

İbrahim Halil Oral da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla özür diledi. Oral, “Bir YouTube kanalında yaptığım açıklamaların yanlış anlaşılması ve kullandığım bazı özensiz ifadeler sebebiyle başta Sayın @kilicdarogluk ve Alevi kardeşlerim olmak üzere tüm milletimizden özür diliyorum” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral katıldığı canlı yayında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası cumhurbaşkanı adaylığı konusunda şu ifadeleri kullanmıştı;

“Alevi olması benim açımdan bir engel değil, çünkü ben tanıyorum, ilkelerini biliyorum. Ancak siyasette maksat kazanmaktır. Türkiye’deki genel objektif açısından baktığımda bir çekince görürüm. Türkiye’nin yüzde 65’i yüzde 70’i muhafazakar profil çiziyorsa, ona hitap edebilen, farklı bir isimle çıkılır. Türk toplumu açısından, yani sünni diyebileceğimiz daha Müslüman kesim tarafından bu bir endişedir. Bu bir oy verilmemesi gereken bir problemdir. Bu açıdan bakılabilir. Ama alevi olduğu için Kılıçdaroğlu’nun (aday) yapılmaması, bence bir engel değil.”

Paylaşın

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na Açtığı Davayı Kaybetti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yolsuzluk, sözde Cumhurbaşkanı…” eleştirilerine karşı aleyhinde açtığı 1 milyon liralık tazminat davasını kazandı.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, sosyal medya hesabından Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bugün görülen davanın kararını duyurdu.

Celal Çelik, “Onurlu Yargıçlar, kararları ile Erdoğan’a ders vermeye devam ediyor! Genel Başkanımızın, “yolsuzluk, sözde Cumhurbaşkanı…” eleştirilerine karşı 1 milyon TL talepli dava açmış olan Erdoğan, bugünkü duruşmada yine kaybetti! @kilicdaroglu yine kazandı! Zira hep haklı..” dedi.

Ne olmuştu?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 10 Ocak 2021’de düzenlediği basın toplantısında, basına getirilen yasakları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sözcü gazetesi ile ilgili “okumayın” çağrısını eleştirirken, “2020 yılında bir ülkenin sözde cumhurbaşkanı, bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip ‘ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın almayıp, okumayın’ diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti ve baskıyı düşünün. Sıradan bir kişi bunu söylemiyor, devleti yöneten en tepedeki koltukta oturan zat söylüyor” demişti.

Paylaşın

SADAT’tan Kılıçdaroğlu’na 1 Milyon Liralık Tazminat Davası

Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (SADAT), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 1 milyon lira tazminat davası açtığını duyurdu.

Haber Merkezi / SADAT Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi imzasıyla yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13.05.2022 tarihinde beraberinde 70’e yakın milletvekili ve toplamda 150’ye yakın partilisiyle birlikte şirket merkezimize gelerek şirketimizin kapılarını zorlamıştır. Sözde görüşme isteğinin karşılık bulmaması sonucunda şirketimizin saygınlığını ve itibarını hedef alan haksız ithamlarda bulunmuş, bu saldırısı tüm basın-yayın organlarında yayınlanarak kamuoyunda şirketimiz hakkında olumsuz algının oluşmasına sebep olmuştur.

Gelinen noktada, Kemal Kılıçdaroğlu; bir aya yakın bir süredir şirketimize yönelik gerçekleştirdiği hukuka aykırı saldırılarıyla şirketimizin itibarını zedelemekle kalmayıp şirketimizin yöneticilerini, hissedarlarını ve çalışanlarını da seçmeni ve kamuoyu nezdinde hedef göstererek şirketimize karşı adeta topyekün savaş açmıştır.”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, geçen haftalarda İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan SADAT’ın önüne gitmişti. Çok sayıda CHP’li vekilin de eşlik etiği Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı;

“Türkiye asla paramiliter kuruluşlara, kurumlara, kişilere teslim edilmeyecektir. Seçim güvenliği önemlidir. Önünde bulunduğumuz SADAT bir paramiliter kuruluştur. Daha düne kadar Erdoğan’ın danışmalığını yapıyordu bunlar. Bu kuruluşun hedefleri arasında gayri nizami harp eğitimi de var.

Dikkatini çekmek isterim kamuoyunun; gayri nizami harp eğitim var. Yani sabotaj, baskın, pusu kurma, suikast ve tedhiş… Tedhiş Arapça terör olarak tanımlanıyor, Türkçesi de terör. Burası terörist yetiştiren bir kurumdur.

Dolayısıyla eğer bugün Türkiye’de milyonlarca insan varsa ve Suriye’den gelmişlerse bunların buraya gelişlerinde en büyük rolü oynayan da SADAT’tır. Erdoğan’a sormak isterim, sen bu kuruluşu niçin danışman yaptın ve hangi gerekçeyle çalıştın.

“SADAT’çılardan korkacak değiliz”

Şunu herkesin bilmesini isterim, CHP demokratik yollarla bu ülkede seçimin yapması için her türlü çabayı gösterecektir. SADAT gibi kuruluşlar, ki olursa olsun, seçimi gölgeleyecek herhangi bir şey olursa sorumlusu burası ve Saray’dır. Bunu bütün Türkiye’ye ve halkımıza açıkça ifade ediyoruz.

Biz öyle SADAT’çılardan, tedhişçilerden korkacak değiliz. Korkaklar, kapılarını açmayanlardır. Buraya geldik bilgi almak istedik ama korkularından yuvalarına sığındılar. O yuva onları korumaz. Biz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Paylaşın

‘Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı Net, Yakında Açıklanacak’ İddiası

Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Çalışmalar Uzmanı Murat Gezici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının net olduğunu ve kısa süre içinde açıklanacağını söyledi. Muhalefet için doğru yöntemin “ortak aday” olduğunu belirten Gezici, “Çatı tamamlanmazsa muhalefet kaybeder” dedi.

Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’ya konuşan Gezici, 6’lı masanın, belirsizliğe yatkın seçmen gruba karşı ikna edici, somut şeyler söylemesi gerektiğini, muhalefetin söyleminin ise ağırlıklı olarak iktidar eleştirisi üzerinden şekillendiğini kaydetti.

‘Kürtlere nasıl seslenileceğinin sorgulaması yapılacak’

Gezici, şunları söyledi: “Ne yapılacak? Nasıl yapılacak? sorularına yanıtların somut ve yoğun şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerekecek. Sistem değişikliği için anayasa başta olmak üzere daha temel düzenlemeler yapılması gerekiyor. Özellikle Kürtlere nasıl seslenileceğinin sorgulamasının yapılacağını düşünüyorum.”

‘Kemal Bey stratejisini değiştirdi’

Gezici daha önce yaptığı, “Akşener’in istediği aday çıkmaması durumunda sahneye çıkması intihar olur” yorumuna da açıklık getirdi. Gezici, “‘İntihar’ dememin esas sebebi, CHP artık eski CHP değil. Kemal Bey stratejisini değiştirdi. Daha tepkisel, direnişçi, girişimci bir strateji takip etmeye başladı. Empati yapan, proaktif karar alan, gençlerden oy alan ve CHP’nin oyunu 2018’e göre artıran bir Kılıçdaroğlu var” dedi.

‘Ortak aday doğru’

Gezici, halka sorulduğunda yüzde 74’ünün ittifakı bir arada tutan ismin Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söylediğini belirterek, halkın Kılıçdaroğlu’nu seçim sonrasında ittifakı bir arada tutacak, yasaları ortak bir şekilde çıkarabilecek sağduyulu bir lider olarak gördüğünü söyledi. Gezici, “CHP paradigmada keskin bir değişim yaratmış oldu. Akşener, 2018’de aday oldu ve partisinin altında oy aldı. Kılıçdaroğlu bu kadar parlakken, aynı şey tekrarlanabilir. Bu açıdan baktığımızda ortak aday daha doğru bir yöntem, bu çatı tamamlanmazsa muhalefet kaybeder” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Muhafazakar Kadınlara Çağrı: Bize Katılın

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bize katılın derken çiftçileri üreticileri taksiciyi herkesi istiyorum ama muhafazakar genç kadınların da bize katılmasını istiyorum” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Muhafazakar genç kadın kardeşlerim size de iki çift lafım var. Bunların ne yaptığını biliyorsunuz. Gezi olayları dolayısıyla bu ülkenin kadınlarına nasıl hakaret edildiğini biliyorsunuz. Yarın döner bunlar size de hakaret eder. Ama biz şuna inanırız cennet anaların ayakları altındadır. Ve kadına saygı duyarız. Efendim CHP diyecekler bize hep CHP’yi kötülediler diyecekler şuna inanmanızı isterim; CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz. Artık beraberiz artık birlikteyiz aynı değerleri savunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gençlere de hitap eden Kılıçdaroğlu, “Her türlü haklarını koruyacağız. O gençlere yine sesleniyorum. İktidar değiştiğinde tweet atarsam başım belaya girer mi diye sakın düşünmeyim. Bizim iktidarımızda bizi rahatlıkla eleştirebileceksiniz. Her gencimiz düşüncesini özgürce ifade edecek, bunun sözünü veriyorum” dedi.

Bakan Nebati’nin “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor” sözünü eleştiren Kılıçdaroğlu, “Bir ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı var olan sistemden dar gelirlerin zarar gördüğünü itiraf ediyor ve bu zarar aynen devam ediyorsa, hiçbir önlem alınmıyorsa bu iktidar kendi kuyusunu kazıyor demektir. Bu iktidarı hep birlikte göndereceğiz tepedekini de emekli edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının büyük bölümünü ekonomik krize ayıran Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

“TÜİK’e müdahale ediyorlar. Enflasyonu düşük göster diye. Bu ne demektir işçiye emekliye dul ve yetime düşük maaş vereceğim. Düşük maaş vermek için baskı kuruyorlar.

İşçinin emeklinin hakkını niye vermiyorsunuz? Bunlar enflasyona sebep olmadılar ki. Enflasyonu yapan büyüten gerekçe olan sensin. İşçilere de emeklilere de dul ve yetimlere memurlara da sesleniyorum, hakkınızın yenmesini istemiyorsanız bize katılacaksınız.

Enflasyon için de bir sürü gerekçe buldular. Her seferinde uyduruyorlar. Ukrayna ile Rusya savaş halinde. Ukrayna’da yüzde 16,4; Rusya’da 21,7 enflasyon rakamları. Savaş halindeki iki ülkede enflasyon böyle.

Gerçek tüketici enflasyonu yüzde 160

TÜİK’in bütün baskılardan sonra kamuoyuna açıkladığı enflasyon ise yüzde 73,50. ENAG’ın yaptığı araştırmaya göre de gerçek tüketici enflasyonu yüzde 160,76. Bunu zaten vatandaş alışveriş yaparken görüyor.

Yaşanan ekonomik buhran dolayısıyla öyle bir noktaya geldiler ki şimdi sıra vatandaşı suçlamaya geldi. Erdoğan söylüyor; ‘Sorunun bir tarafında vatandaşlarımızın bir kısmının tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarı var’. Sen dolarla borçlanıyorsun. Sen Türkiye’deki ihalelere avro dolar bazında nasıl garanti verdin? Kendisini suçlayacağına vatandaşı suçluyorsun.

Muhafazakar kadınlara seslendi

Bize katılın derken çiftçileri üreticileri taksiciyi herkesi istiyorum ama muhafazakar genç kadınların da bize katılmasını istiyorum. Muhafazakar genç kadın kardeşlerim size de iki çift lafım var. Bunların ne yaptığını biliyorsunuz. Gezi olayları dolayısıyla bu ülkenin kadınlarına nasıl hakaret edildiğini biliyorsunuz.

Yarın döner bunlar size de hakaret eder. Ama biz şuna inanırız cennet anaların ayakları altındadır. Ve kadına saygı duyarız. Efendim CHP diyecekler bize hep CHP’yi kötülediler diyecekler şuna inanmanızı isterim; CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz. Artık beraberiz artık birlikteyiz aynı değerleri savunuyoruz.”

Paylaşın

Altılı Masa ‘Seçim Güvenliği’ Adımlarını Açıkladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi tarafından oluşturulan Seçim Güvenliği Komisyonu, hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı. Komisyon 6 partinin seçim sürecinden atacakları adımları açıkladı. Rapora göre, 200 bin sandık görevlisi eğitilecek.

Altı Parti’nin bir araya gelerek oluşturdukları Seçim Güvenliği Komisyonu, seçim güvenliğinin sağlanması için gerekli unsurları belirleyerek, bu konularda alacakları önlemleri kamuoyu ile paylaştı.

Sputnik’ten Osman Nuri Cerit’in haberine göre; Partilerin ortak çalışması; seçim öncesi, seçim sürecinde yapılacak çalışmalar, seçim günü yapılacak çalışmalar ve seçim sonrasında yapılacaklar şeklinde 4 başlıkta sıralandı.

Komisyonun çalışmalarını CHP’den Oğuz Kaan Salıcı, DEVA Partisi’nden İdris Şahin, Demokrat Parti’den İlay Aksoy, Gelecek Partisi’nden Ayhan Sefer üstün, İYİ Parti’den Şenol Sunat, Saadet Partisi’nden Hasan Bitmez birlikte açıkladı.

Seçim öncesi alınacak önlemler

  • Her parti seçim kütüklerini YSK’dan alarak bunlar üzerinde çalışma yürütecek. ‘Anormal sayıda seçmen kaydı, vefat ettiği halde kütüğe yazılanlar’ gibi başlıklar değerlendirilecek.
  • Sandık başı işlemlerini takip edecek kadrolar belirlenecek. Yaklaşık 200 bin civarında kurulacak sandık için görevlisi belirlenecek. Bu görevliler eğitimden geçirilecek.
  • Partiler ortak seçim alt yapısı sayesi oluşturacak. Bu konuda partiler iş birliği yapacak

Seçim takvimi boyunca yapılacaklar

  • Sandık kurulu başkanı ve memur üye belirleme süreci takip edilecek
  • Her siyasi parti seçim sürecinde düzenleyeceği, miting, toplantı benzeri faaliyetler konusunda diğer partileri bilgilendirecek.
  • Altılı masayı oluşturan partiler propaganda faaliyetlerinin sağlıklı, eşit ve adil şekilde yürütülmesi için iş birliği yapacak.

Seçim günü yapılacaklar

  • Seçim günü bütün sandık kurullarının mevzuata uygun şekilde oluşumu takip edilecek.
  • Sandık başından gerçekleşecek, usulsüz işlemleri, mükerrer oy kullanımı, kamu gücü kullanarak yapılan manipülasyonlar ile yerel ve yöresel müdahaleler konusunda şikayet ve itiraz yolarını kullanılacak.
  • Seçmenin oy vermesi teşvik edilerek ve kolaylaştırılacak

Seçim sonrasında yapılacaklar

  • Seçim sürecinde yapılan itirazlar takip edilecek.
  • Islak İmzalı sandık sonuç tutanağının alınması ve yetkili birimlere iletilmesi sağlanacak.
  • Oy torbasının ilçe seçim kuruluna ulaşması takip edilecek.
  • YSK tarafından resmi sonuçların ilanına kadar her türlü itiraz mekanizması takip edilecek.
Paylaşın