Akşener, Kılıçdaroğlu’nun Adaylığına Karşı Mı? CHP Lideri’nden Açıklama

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile aralarında herhangi bir sıkıntı olmadığını açıklayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Adaylık konusunu da konuşmadık. Bunun acelesi yok. Önce ülke sorunlarını nasıl çözeceğimiz konusunu berraklaştırmamız gerekiyor” dedi ve ekledi:

“Nasıl bir yol haritası izleyeceğiz: Bu konuyu çalışıp netleştirmemiz gerekiyor. Daha önce de söylediğimiz gibi cumhurbaşkanı adayını 6’lı Masa belirleyecek. Henüz seçim takvimi bile belli değil. Seçim takvimi belli olunca 6’lı masa olarak toplanacağız ve adayımızı belirleyeceğiz.”

6’lı masada yer alan siyasi partilerin liderleri, ikinci tur görüşmelerin ilkini, 2 Ekim Pazar günü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirecek.

Görüşme öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6’lı masaya ilişkin Halk TV yazarı Fikret Bila’ya değerlendirmelerde bulundu.

6’lı masada kriz yaratmak isteyenlerin boşuna uğraştıklarını belirten Kılıçdaroğlu “Biz 6 lider sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ülkeyi iktidarın getirdiği bu durumdan birlikte çıkaracağız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluk duygusu ve bilinciyle hareket ediyoruz, etmeye devam edeceğiz” dedi.

Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı mı?

Akşener’in geçen günlerde katıldığı canlı yayın programında “6’lı masanın noter görevi olmadığı” yönündeki çıkışıyla çok konuşulmuştu.

Öte yandan Akşener’in başlangıçta, daha sert bir konuşma yapmayı planladığı, ancak bunun daha büyük sıkıntı yaratacağı düşünülerek vazgeçtiği de iddia edilmişti.

Kılıçdaroğlu, Akşener ile aralarında herhangi bir sıkıntı olup olmadığı sorusuna ise “Bir sorun yok. Yandaş medya bir kriz varmış gibi yansıtıyor ama bir kriz yok. Biz ortak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Meral Hanım, soru sorulunca daha önce mutabakata vardığımız ilkeleri söyledi. Ancak bizim aramızda en küçük bir sorun yok” yanıtını verdi.

Adaylık konusunu konuşmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Adaylık konusunu da konuşmadık. Bunun acelesi yok. Önce ülke sorunlarını nasıl çözeceğimiz konusunu berraklaştırmamız gerekiyor. Nasıl bir yol haritası izleyeceğiz: Bu konuyu çalışıp netleştirmemiz gerekiyor. Daha önce de söylediğimiz gibi cumhurbaşkanı adayını 6’lı Masa belirleyecek. Henüz seçim takvimi bile belli değil. Seçim takvimi belli olunca 6’lı masa olarak toplanacağız ve adayımızı belirleyeceğiz.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Kılıçdaroğlu-Babacan Görüşmesi: Önce Kural Sonra Aday

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede, “Önce kurallar ve yol haritası sonra aday”, “5 lidere cumhurbaşkanı yardımcılığı” istemlerini gündeme getirdi.

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Akşener’le yaptığı görüşmede ise Akşener’in TV’de yaptığı, “6’lı masa noter değil, doğru adayı bulmamız lazım. Ciddi endişelerim var” açıklamasının gündeme gelip gelmediği merak ediliyordu.

CHP kulislerine yansıyan bilgilere göre, görüşmede “bu söyleme ilişkin bir diyalog olmadı.” Akşener’in, “Ortak aday konusunu 6’lı masanın kararına Kılıçdaroğlu bağlamak istedi” ifadesi de görüşme öncesi tartışılan bir diğer konu başlığıydı.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatını imzalayan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa, ikinci tur görüşmelerin ilkini, 2 Ekim Pazar günü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirecek.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Altılı Masa’nın ikinci tur görüşmeleri öncesinde yaptığı lider ziyaretleri önceki gün tamamlandı.

Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’in haberine göre, Kılıçdaroğlu’nun Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’yla görüşmeleri sorunsuz geçti.

‘Ekonomi rekabeti’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan yaklaşık 3.5 saat süren görüşmede, “Seçim birlikteliği kurallarının önceden belirlenmesi”, “6’lı masanın yol haritasının adaydan önce açıklanması”, “Seçmenin karşısına hazır ve güven veren şekilde çıkılması” ayrıca “seçimde başarılı olunması durumunda parti liderlerinin mutlaka cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirilmesi” gerektiğini Kılıçdaroğlu’na aktardı. İki lider arasında bu konu konularda “tam mutabakat sağlandığı” öğrenildi.

Öte yandan oluşturulacak yol haritasında 6’lı masada yer alan “Parti kadrolarının yeni hükümette alacağı görevlerin de önceden belirlenebileceği” kaydediliyor. Bu kapsamda, “DEVA Partisi’nin özellikle ekonomi yönetimine aday olacağı ancak İYİ Parti’nin de güçlü bir ekonomi kadrosu oluşturmaya çalıştığı” biliniyor. Kadroların belirlenmesi aşamasında “iki parti arasında bir rekabet oluşabileceğine” dikkat çekiliyor.

‘Farklılık olabilir’

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Akşener’le yaptığı görüşmede ise Akşener’in TV’de yaptığı, “6’lı masa noter değil, doğru adayı bulmamız lazım. Ciddi endişelerim var” açıklamasının gündeme gelip gelmediği merak ediliyordu.

CHP kulislerine yansıyan bilgilere göre, görüşmede “bu söyleme ilişkin bir diyalog olmadı.” Akşener’in, “Ortak aday konusunu 6’lı masanın kararına Kılıçdaroğlu bağlamak istedi” ifadesi de görüşme öncesi tartışılan bir diğer konu başlığıydı.

CHP’li kaynaklar, bu açıklamanın “İYİ Parti’de cumhurbaşkanı adayının 6’lı masa yerine CHP ve İYİ Parti tarafından belirlenmesi yönünde bir eğilim” olabileceğini kaydediyor. Söz konusu yaklaşımın “İYİ Parti’nin elini güçlendirme amaçlı olabileceği ve bu tür yaklaşım farklılıklarının normal karşılanabileceğini” ifade ediyor.

Paylaşın

Altılı Masa Görüşmelere Başlıyor: Ana Gündem Geçiş Süreci

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa, ikinci turun pazar günü (2 Ekim) yapılacak ilk toplantısına İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarının gölgesinde hazırlanıyor.

Akşener’in, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık tartışmalarında öne çıktığı bir süreçte “Kazanacak aday” vurgusu yapması, yine “Noter değiliz” sözleri “Masada kriz mi var” sorusuna neden oldu. Ancak Altılı Masa’da yer alan partilerin kurmayları tartışmaların “sarsıcı” olduğunu kabul etse de bunun masayı yıkmayacağı, tersine masayı güçlendirmeye katkı yapacağı görüşünde.

‘Önemli olan ittifakı devam ettirme iradesi’

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, 2018 genel ve 2019 yerel seçimlerindeki iş birliği süreçlerinde de sorunlar yaşandığını hatırlatan CHP’li bir kurmay, “Farklı partileriz. Hem seçmenimize hem parti teşkilatlarına hem de diğer partilere mesajlar vermek gerekebiliyor. Arada kırgınlıklar da olabiliyor. Önemli olan ittifakı devam ettirme iradesi. Bu iradeyi sürdürme açısından ne Sayın Kılıçdaroğlu’nda ne de Sayın Akşener’de sorun olduğunu düşünmüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

‘Kendinize gelin’ uyarısı

İYİ Parti’de de Akşener’in çıkışı uzun süredir devam eden bazı rahatsızlıkların ifadesi olarak açıklandı, bir “sarsma” hareketi değerlendirmesi yapıldı. “Muhalefetteki ‘kazanıyoruz’ özgüveni ve bunun yaratacağı rehavete karşı Akşener’in “Kendinize gelin” uyarısı yaptığı ifade edilirken, açıklamaları “Kontrollü gerilim” olarak nitelendirenler de oldu.

‘Tartışmalar masayı devirmez, pekiştirir’

Bugüne kadar yapılan her toplantı öncesi ve sonrasında birçok tartışma yaşandığını, ancak tüm bunlara karşın işbirliğinde kararlılığı güçlendiren yeni adımlar atıldığına dikkat çeken bir başka Altılı Masa kurmayı da “Bizler farklı siyasi partileriz. Bütün bu açıklamalar bir mayalanma, masanın olgunlaşma süreci, yarının tortularını yok etme, ortaya çıkacak bazı sorunlu alanları törpüleme olarak değerlendirilebilir. Bu çıkışlar önümüzdeki aylarda da olabilir. Ama bunlar masayı devirmez, pekiştirir. Çünkü masanın bir araya gelişi 6 siyasi partiyi aştı. Masayı aşan bu irade ülkenin yakıcı sorunlarına çözüm umudu taşıyan milletin iradesi. Liderler de bunu görüyor. Sayın Akşener’in açıklamalarına bakıldığında temel vurgusunun da ‘mutlaka kazanmalıyız’ olduğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Ana başlık ‘geçiş sürecinin yol haritası’

‘Altılı Masa’ya dair Akşener’in açıklamalarıyla alevlenen tartışmalar kısa sürede sönümlenecek gibi durmuyor, ancak 2 Ekim’de yapılacak toplantının gündemini değiştirmiş gibi de görünmüyor. Seçimi kazanmanın yanı sıra, seçim sonrası parlamenter sisteme geçiş sözü doğrultusunda çalışmalar yapan altı partinin pazar günü yapacağı toplantının ana başlıklarından biri “geçiş süreci yol haritası” olacak. Bu konuda birçok parti kendi içindeki çalışmasını tamamladı. Liderlerin, seçilecek cumhurbaşkanının geçiş sürecinde yetkilerini nasıl devredip paylaşacağı, temel konularda Altılı Masa’daki liderlerle nasıl bir istişare süreci işleteceği, Bakanlar Kurulu’nun nasıl oluşturulacağı, kurumlara atamaların yine nasıl bir yöntemle yapılacağı gibi konuları içerecek çalışmanın bir-iki toplantıda ele alıp tamamlaması hedefleniyor.

Cumhurbalkanı seçim beyannamesine hazırlık

Pazar günü yapılacak toplantının gündem maddelerinden biri de dış politikadan ekonomiye, adalet sorunundan eğitime, temel alanlardaki sorunlarla ilgili ortak yaklaşımları daha somut hale getiren çalışma grupları kurmak olacak. Geçiş sürecinin ilk 3 ayı, 1 yılı gibi belli sürelerde yapılacakların takvimini de içerecek bu çalışma bir bakıma cumhurbaşkanı adayının da seçim beyannamesi anlamına gelecek. Ayrıca toplantıda cumhurbaşkanı adayıyla ilgili seçim dönemindeki iş birliği sürecinin nasıl şekilleneceği, kampanya sürecinde partilerin alacağı rolün de ele alınması bekleniyor.

Aday belirleme takvimi değişmeyecek

Altılı Masa’da yer alan partilerin kurmaylarına göre ikinci tur toplantıları bugüne kadar ele alınan birçok konunun somutlaştırılacağı, çok hızlı bir süreç olacak. Ancak aday belirleme takvimi, liderlerin beyanlarında da olduğu gibi değişmeyecek. Cumhurbaşkanı adayı, geçiş süreci, koalisyon protokolü gibi konular tamamlandıktan sonra en erken aralık ya da ocak ayında konuşulacak.

Paylaşın

Altılı Masa, ‘Aday Tartışmalarının’ Gölgesinde Görüşmelere Başlıyor

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatını imzalayan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa, ikinci tur görüşmelerin ilkini, 2 Ekim Pazar günü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirecek.

Ancak ilk tur görüşmelerin aksine, ikinci turun ilk toplantısı, özellikle  CHP ile İYİ Parti arasında cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki görüş ayrılığı ve son olarak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, “6’lı masa noter değildir” açıklamaları nedeniyle,  “masada çatlak mı var, masa dağılabilir mi?” tartışmalarının gölgesinde yapılacak.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın aktardığına göre, toplantının gündeminde ise geçiş sürecinin yol haritasının netleştirilmesi, cumhurbaşkanı adayının “seçim beyannamesi” ve “ön koalisyon protokolü” olarak da ifade edilen, iktidara gelinmesi halinde ülkenin nasıl yönetileceğine ilişkin ilkelerin ele alınması bekleniyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan oluşan 6’lı Masa,  Pazar günü saat 14.00’de CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelecek.

İlk toplantısını 12 Şubat’ta gerçekleştiren ve ilk günden itibaren, “ortak aday”, “yarının Türkiye’sini kurma” seçim öncesi ve sonrasına dönük işbirliği konusunda kararlılık ifadesi içeren bildiriler açıklayan 6’lı Masa’nın, ikinci tur toplantıları daha “sancılı” bir  atmosferde başlıyor. Masanın iki büyük partisi, CHP ve İYİ Parti arasında en kritik konu başlıklarını oluşturan  “cumhurbaşkanı adaylığı” ve “HDP ile ilişkiler” konusunda partinin ikinci isimlerinin açıklamalarıyla başlayan gerilim, İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in bir kez daha “kazanacak aday” vurgusu yapıp, adaylık konusunda “6’lı Masa’nın noterlik görevi yok” sözleri ve  2018 seçimlerinde partisine 15 milletvekilini “ödünç vermesini” kastederek,  CHP’ye artık “diyet borçlarının kalmadığı” yönündeki açıklaması nedeniyle 6’lı Masa’nın geleceğine ilişkin soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu.

‘Masanın görünmez eli millet’

Gerek İYİ Parti, gerekse masada yer alan diğer siyasi partilerin kurmaylarına göre, Akşener’in  bu sert çıkışına karşın “masanın dağılması”, çok olağanüstü bir gelişme olmadıkça, mümkün değil.

Muhalefet kulislerinde, ilk tur toplantılarda, seçim işbirliği, ortay adaylık, “Yarının Türkiye’sini kurma”, gibi iddialı hedefler ortaya konulduğuna dikkat çekilerek, “6 siyasi parti bir araya gelmiş, bu metinleri imzalamış, kimsenin başına silah dayanmamış. Şimdi 6 ay sonra bu metinleri imzalayan liderler, bunun tersi bir yol haritası mı belirleyecek?” görüşü dile getiriliyor.

Masanın “istişare, müzakere ve uzlaşma” anlayışıyla hareket ettiği, hiçbir liderin masayı dağıtmayı göze alamayacağı şu ifadelerle dile getiriliyor:

“Önümüzdeki birkaç ay içinde bir kısım çıkışların olmasını çok doğal. Ama bunlar masayı pekiştirir. Masanın bir araya geliş nedeni, masayı oluşturan siyasi partileri aşmıştır. Ekonomide, arz talep dengesi oluşması konusunda ‘görünmez el’ ifadesi kullanılır. Masanın görünmez eli millet olmuş, uyumsuzluk göstereni uyumlu hale getirir.”

Akşener kime, ne mesaj veriyor?

6’lı Masa’yı oluşturan siyasi partilerin kulislerinde Akşener’in özellikle “6’lı masanın noter görevi olmadığı” yönündeki çıkıyla, hem parti içine, hem de parti dışına, özellikle de CHP’ye mesaj verdiği ifade ediliyor.

Gerek İYİ Parti’de ve gerekse masada yer alan bazı partilerde, CHP’nin, henüz masada konuşulmamasına karşın Kılıçdaroğlu’nun adaylık niyetine ilişkin yaptığı açıklamalar, “dayatma” olarak yorumlanıyor. Akşener’in de henüz masada konuşulmadan CHP’lilerin, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını pekiştirmeye yönelik yeni hamlelerinin önüne geçmek için bu çıkışı yaptığı kulislerde yapılan yorumlardan.

Kulislerde, CHP’nin bu hafta sonu, Ordu’da yapılacak Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısından “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek” bildirisi çıkması olasılığı konuşuluyordu. Akşener’in, son açıklamasında Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları’nın isimlerini anarak, adaylık denklemi içinde tutmasının ardından, böyle bir bildiri açıklama olasılığının da önüne geçildiği yorumları yapılıyor.

‘Seçmeni korkuyla, umut arasında bir yerde tutmak gerekiyor’

Akşener’in böyle sert mesaj vermesinin esas nedeni olarak ise özellikle CHP’lilerin şimdiden “seçimi kazanıyoruz rehaveti” gösteriliyor.

İYİ Parti kurmayları, CHP’lilerde, “Kimi aday çıkarsak,  kazanırız” havasının egemen olduğunu, oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazanmak için iktidar olanaklarını sonuna kadar kullanacağını savunuyorlar. Akşener’in aslında bu çıkışıyla, herkesin “silkelenip, kendisine gelmesini” sağladığı yorumu yapılıyor. Hatta Akşener’in başlangıçta, daha sert bir konuşma yapmayı planladığı, ancak bunun daha büyük sıkıntı yaratacağı düşünülerek vazgeçtiği de ifade ediliyor.

Sadece İYİ Parti’de değil, 6’lı masada yer alan bazı siyasi partilerin yöneticilerine göre de Akşener, hem kendi tabanından Kılıçdaroğlu’nun adaylığından hoşnut olmayacak kesimlere mesaj verdi, hem de “seçmeni zinde tutmak” için bu çıkışı yaptı:

“Akşener, güçlü bir liderlik yürütüyor ve bugünkü gidişattan memnun olmayanları veya erken rehavete kapılanları önlemek de liderliğin gereğidir. Seçim akşamına karar, seçmeni korkuyla umut arasında bir yerde tutmak gerekiyor. Çünkü şimdiden, ‘seçimi kazandık, derseniz, seçmen, nasılsa kazanıyoruz, duygusuyla sandığa gitmeyebilir. Veya iktidarın propagandasından etkilenebilir. Onun için seçmeni zinde tutmak gerekiyor. Nasıl ki gözü dönmeyen asker zafer kazanamaz, seçmenin de gözünün dönmesi gerekiyor.”

CHP: Kendi tabanına yönelik

CHP’de Akşener’in bu çıkışının masanın devamlılığı açısından bir sorun olmayacağı düşünülüyor. CHP kulislerinde ne Kılıçdaroğlu, ne de parti yöneticilerinin, İYİ Parti’ye yönelik “diyet borcu” imasında bulunmadığı, 15 milletvekilinin de “demokrasinin önünü açma” amacıyla İYİ Parti’ye ödünç verildiği vurgulanıyor.

Akşener’in, bazı CHP’li yöneticilerin açıklamalarından rahatsız olabileceği, ancak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kurmaylarına adaylık konusunda “konuşma yasağı” getirerek olası bir krizin önüne geçtiği dile getiriliyor.

CHP kulislerinde, Akşener’in partisi içindeki Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan kesimlere mesaj vermek için de bu çıkışı yapmış olabileceği yorumu yapılıyor. İYİ Parti ile ittifak süreçlerinde de zaman zaman krizler yaşandığını ve aşıldığını anımsatan CHP kurmayları, 6’lı Masa’da da zaman zaman tartışmalar yaşanabileceğini, ancak müzakereyle bunların aşılabileceği görüşünde.

CHP’lilere göre Akşener isimlerini gündeme getirse de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu adaylığı gündemden kalkmış durumda. CHP kulislerinde, “Kılıçdaroğlu’nun adaylığının önündeki tek engel yine kendisi olabilir.  Yani adaylık niyetinden vazgeçerse. Ama adaylık iradesi devam ettiği sürece, bir başka aday çıkmaz” yorumu yapılıyor.

Masada ne olacak?

6’lı Masa’ya ilişkin tartışmalar sürerken, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta başından itibaren başlattığı ve son olarak dün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le yaptığı görüşmenin ardından, Pazar günkü toplantının gündemi de netleşti.

Cumhurbaşkanı adaylığı, ittifak gibi konu başlıklarının şimdilik masa gündeminde olmadığı belirtilirken, Ocak ayından önce de bu konuda somut bir karar alınmasının beklenmiyor.

Edinilen bilgiye göre gündemin ana konusu “güçlendirilmiş parlamenter sistemin yol haritası” olacak. Geçtiğimiz günlerde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın liderlerle yaptığı görüşmelerde bu konuda büyük oranda ilerleme sağlandığı ve büyük olasılıkla, masadan geçiş sürecinin yol haritasının netleştirileceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı adayının “seçim beyannamesi” ve “ön koalisyon protokolü ” olarak da ifade edilen, iktidara gelinmesi halinde ülkenin nasıl yönetileceğine ilişkin ilkelerin ele alınması bekleniyor. Bu çerçevede 6 siyasi partinin ekonomiden, eğitim, dış politikaya kadar temel konularda ortak söylem ve politika oluşturulmasına dönük komisyonlar oluşturulması planlanıyor.  Ayrıca cumhurbaşkanının başta önemli kamu kurumlarına atamalar olmak üzere yetkilerini nasıl kullanacağının da yine bu toplantıda büyük ölçüde netleştirilebileceği ifade ediliyor.

Yetkiler nasıl paylaşılacak?

Bu konuda iki seçenek üzerinde duruluyor. İlk seçeneğe göre cumhurbaşkanı, liderleri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atayabilir ve icra yetkilerini  bu şekilde liderlerle paylaşabilir. Ancak bu durumda, liderlerin milletvekili adayı olmamaları gerekiyor veya milletvekili olmaları halinde istifa etmeleri gerekiyor.

İkinci seçenek ise siyasi partilerin önereceği isimlerin cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanması, ancak cumhurbaşkanının kararlarını, liderlerden oluşacak kurulla birlikte alması. Bu çerçevede liderlerin içinde yer aldığı bir “yüksek istişare kurulu” benzeri bir yapı oluşturulabileceği ifade ediliyor.

Paylaşın

‘Altılı Masa’ Krizi Yönetebilecek Mi?

Karar yazarı Akif Beki, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önceki gün yaptığı açıklamaları değerlendirdiği yazısında “Masanın dağıldığını, ortaklığın bozulduğunu, artık bir arada duramayacaklarını söylemek için erken. Film henüz kopmadı, inceldi” dedi.

Beki, bugünkü “Altılı Masa krizi yönetebilecek mi?” başlıklı köşe yazısında “Akşener’in, Habertürk’te Fatih Altaylı’ya söyledikleri, kriz çıkardı” dedi ve şunları yazdı:

Noter olmadıklarını, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına onay vermek zorunda bırakılamayacaklarını, kazanacak bir aday bulmaları gerektiğini söylemişti.

İYİ Parti’nin, CHP çevrelerinden dayatmaya ve parmak sallamalara maruz kaldığı gibi serzenişleri de oldu. CHP sessiz; öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu konuşmayacak, en azından şimdilik. Cevap; Kılıçdaroğlu’na yakın bir isimden, Politikyol sitesinin başındaki Ali Haydar Fırat’tan geldi.

Fırat, bir tweet dizisiyle Akşener’i sertçe eleştirdi. “İmamoğlu ve Yavaş’a varız” sözlerini, Kılıçdaroğlu’nun önünü kesmek için CHP’nin içini karıştırma olarak okuyordu. Kılıçdaroğlu’nun masaya getirmeyeceğini bile bile o isimleri öne sürmekte ısrar ettiği ama masaya getirilseler Akşener’in onları da istemeyeceği gibi bir fikirden hareketle… Fırat, sonunu da şu reste bağladı: “Bugün itibariyle ortaya çıkan tablo şudur; @kilicdarogluk kendisini halka emanet etmiştir. Halk bütün siyasi oyunları boşa çıkaracak tek güçtür. Yeni bir düzen ancak halkın iktidarı ile mümkündür, kurulacaktır.”

Kılıçdaroğlu’nu etiketlemesi de gösteriyor ki Fırat’ın mesajı, CHP yönetiminin tepkisini yansıtıyor. Fevri bir çıkış değil. CHP lideri, kendini halka emanet edecekse masanın onayını aramaktan vazgeçti, ortak adaylık bahsi de Altılı Masa’dan kalktı demektir.

“Peki masa da ortadan kalkacak mı?” diye soran Karar yazarı, şöyle devam etti:

Yazının tam burasındayken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in açıklaması kulağıma geldi. Fırat’ın keskinliğinden uzaktı. Topu, göğsünde epey yumuşatmıştı. Özel’e göre; Akşener’in sözleri, Kılıçdaroğlu’nun söylemiyle çelişmiyordu. Bilakis uyumluydu, masanın karar vericiliği konusundaki mutabakatlarına vurgu yapıyordu. Zaten 4 gün sonra masa toplandığında, herkes bunu görecekti. Nabız tutan ağızları da biraz yokladıktan sonra şunu çıkardım; Altılı Masa kalıyor. Kılıçdaroğlu, masadan kalkmak niyetinde değil.

Bu saatten sonra yürür mü derseniz… Diğer liderler de ortak adayda uzlaşamamanın, masanın sonu olmayacağını dile getiriyordu. Öncelikleri ortak aday çıkarmaktı. Ancak şart değildi. Başaramazlarsa diğer ortak hedefler etrafında ilerlerdi işbirlikleri. Dolayısıyla Altılı Masa’dakiler, bu ihtimali bir kenarda tutuyordu. Masada kriz çıktığı muhakkak. Fakat beklemedikleri, hazırlıksız yakalandıkları, hiç hesapta olmayan, atlatılamayacak bir kriz olmayabilir. Masanın dağıldığını, ortaklığın bozulduğunu, artık bir arada duramayacaklarını söylemek için erken.

Film henüz kopmadı, inceldi. Klişe tabirlerle ipler gerildi, aralarında soğuk rüzgarlar esti. Kara kedi değil de şeytan geçmiş gibi kısa sürebilir, uzayabilir de. Her halükarda; ortak aday için bile iş işten geçti denilemez. Bu hamur çok su kaldırır daha.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi’nden Seçim Kanunu’nun İptali İstemine Ret

Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), Seçim Kanunu’nun 5. 6., 11. ve 12. maddenin iptali için yaptığı başvuruyu oy çokluğuyla reddetti. Karar 5’e karşı 10 üyenin oyu ile alındı.

Haber Merkezi / CHP, 7393 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. CHP, 7393 sayılı kanunun seçim kurullarının oluşumunu düzenleyen 5 ve 6’ncı, cumhurbaşkanını propaganda yasakları dışında tutan 11’inci ve seçim kurullarının 3 ay içinde yenilenmesini öngören 12’nci maddelerinin iptalini istemişti.

CHP’nin iptalini istediği maddeler şöyle;

Madde 5- 298 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İl seçim kurulu bir başkan, iki asıl ve iki de yedek üyeden oluşur. İl seçim kurulu başkan ve asıl üyeleri, iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından ilk derece adli yargı adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle tespit edilir. Kura çekiminde ilk çıkan başkan, sonraki iki üye asil ve en son çıkan iki üye de yedek üye olarak belirlenir. Birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hakimin olmaması durumunda en kıdemli hakimden başlayarak eksikler tamamlanır. Bu suretle kurulan il seçim kurulu iki yıl süre ile görev yapar. Hakimlerin kıdemi, 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 15 inci maddesine göre belirlenir. ”

Madde 6- 298 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “İlçedeki en kıdemli hakim kurulun başkanıdır” İfadesi çıkartılarak yerine “İlçelerde, ilçede görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından, merkez ilçelerde ise il seçim kurulu başkan ve üyelere ilişkin kura çekiminden sonra kalan listeden olacak şekilde il merkezinde görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından ilk derece adli yargı adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle belirlenen hakim üye kurula başkanlık eder. Birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hakimin olmaması durumunda en kıdemli hakim kurulun başkanı olur. Kura çekimine dahil olmak istemeyen hakimler yazılı olarak komisyona başvur. Görev için yeterli sayıda başka hakimin olması halinde kuraya dahil olmak istemeyenler listeden çıkartılır. ” ifadesi eklenmiştir.

Madde 11- 298 sayılı Kanunun

a) 65 inci maddesinin başlığı “Bakanlara ilişkin yasaklar:” şeklinde değiştirilmiş ve maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “Başbakan ve” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
b) 66 ncı maddesinde yer alan “Başbakan, ” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
c) 155 inci maddesinin başlığı “Bakanların yasaklara uymamaları. şeklinde değiştirilmiştir.

Medde 12- 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Seçim sonucuna göre, ilk sırada yer alan muhtar adayı seçilme yeterliliğine sahip olduğunu en geç bir ay içinde belgelendirmesi halinde kendisine seçim kazandığına dair ilçe seçim kurulunca Mazbata verilir. Aksi halde ikinciye, daha sonra üçüncüye ve nihayet seçilme ehliyetine sahip aday bulunana kadar bu işlem yapılır. İlçe Seçim kurulunun bu hususta vermiş olduğu kararlara karşı iki gün içerisinde İl Seçim Kuruluna itiraz edilebilir. İl Seçim Kurulunun vermiş olduğu kararlar kesindir. “

Paylaşın

Erdoğan’ın ‘Birkaç Başörtülü’ Sözlerine Kılıçdaroğlu’ndan Yanıt

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İşte şimdi CHP ne yapıyor? Sembolik olarak her zaman yaptığı gibi istismar. Birkaç tane başörtülüyü nereden buluyorsa buluyor, geliyor yakasına bir rozet takıyor. ‘Bak işte biz sizden yanayız, sizinle beraberiz’ buradan ben o kardeşlerime de sesleniyorum. Gelmeyin bu oyuna” sözlerine yanıt verdi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından şöyle cevap verdi:

“Ah Erdoğan ah… Kafandaki tilkiler kaçınılmaz olarak diline vuruyor. Kadınlara ‘tane’ mi dersin, ‘birkaç başörtülü’ mü dersin, ‘konu mankeni’ mi dersin, ‘sembolik’ mi dersin. Neler neler dersin… Kadın haklarına inanmayan sen, bunu sadece oy almak için bir iş gibi görürsün.

Diline de vurur işte böyle. Çünkü sen busun. Muhafazakar genç kadınlara sesleniyorum. Siz ‘tane’ değisiniz. ‘İş’ değilsiniz. ‘Konu mankeni’ değilsiniz. ‘Sembolik’ değilsiniz.

Hepiniz bireysiniz ve kazanımlarınız sizin başarınızdır. Bu kazanımları size kimse vermedi, bahşetmedi; siz aldınız. Bay Kemal de her zaman bu konuda haddini bilir ve bilecektir.”

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Altındağ Kültür Sarayı’nda AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen, ‘Kadın Kolları Kuruluşundan Bugüne MYK ve İl Başkanları ile Toplantı’ programına katıldı. Erdoğan, burada konuya ilişkin şunları söyledi:

“Yıllarca sadece sorunlarıyla, istismarlarıyla, dramlarıyla, mağduriyetleriyle gündeme gelen kadınlarımızı ülkemizin beşeri sermayesinin ana unsuru haline dönüştürdük.

Sadece başörtüleri sebebiyle maalesef polis copları altında, üniversite kapılarında kızlarımızın analarıyla beraber inletildiği durumları herhalde yok sayamayız. Bunları bu ülke yaşadı, yaşadık. Kızlarımızın okul kapılarında neler çektiğini gayet iyi biliriz. Artık bu ülkenin hiçbir kurumunda başörtü sebebiyle kızlarımıza, kadınlarımıza zulmedilemez. O dönem bitti. Bunu biz başardık.

Bu beşeri yanlışları, inancımıza ve kültürümüze mal etmek hem büyük bir haksızlık hem büyük bir bühtandır. İşte şimdi CHP ne yapıyor? Sembolik olarak her zaman yaptığı gibi istismar. Birkaç tane başörtülüyü nereden buluyorsa buluyor, geliyor yakasına bir rozet takıyor. ‘Bak işte biz sizden yanayız, sizinle beraberiz’ buradan ben o kardeşlerime de sesleniyorum. Gelmeyin bu oyuna. Sizin bu oyuna gelişiniz, bilesiniz ki bu işi bu ülkede hakkıyla yapanlara da saygısızlık olur.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun En Güçlü Rakibi: ‘Seçilmesi Zor’ Algısı

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı Adayının kim olacağı gündemdeki yerini korurken, Halk TV yazarı İsmail Saymaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “en güçlü rakibinin ‘seçilmesi zor’ algısı” olduğunu söyledi.

Saymaz bugünkü köşe yazısında Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının kesinleştiğini görüşünü dile getirdi. Anketlerde CHP liderinin önde olduğunu ifade eden Saymaz, şunları yazdı:

“CHP liderinin isim vermeden eleştirdiği Özer Sencar’a ait olan MetroPoll Araştırma’nın anketlerinde bile Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın en az beş puan önünde görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun beğenisi ve puanı gitgide yükseliyor üstelik.

Kılıçdaroğlu seçilebilir mi? Evet, seçilebilir. Peki, en büyük rakibi Erdoğan mı? Değil. En büyük rakibi ‘seçilmesi zor’ algısı.

İyi Partililerdeki direnişin gerekçesi Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği değil. Hatta Kılıçdaroğlu bürokratik deneyimi, harama el sürmemiş olması, örnek aile yaşantısı, milliyetçi ve muhafazakarlarla kurduğu bağ esas alındığında İyi Partililerin ilk tercih edeceği isim. Ancak ‘seçilmesi zor’ algısı İyi Partilileri düşündürüyor.

“Bu algının üç dayanağı var” diyen Saymaz, şöyle devam etti:

Biri anketler. Anketlerde Yavaş ve İmamoğlu’nun isimleri de sıralandığı için Kılıçdaroğlu, daha az şanslı görülüyor. Yavaş ve İmamoğlu seçenek olmaktan çıkar, Kılıçdaroğlu tek aday olarak anketlerde yerini alırsa bu algı değişir.

İkincisi, Erdoğan’ın inşa ettiği ‘Bay Kemal’ imajı. Erdoğan, CHP liderliğine seçildiği günden beri Kılıçdaroğlu hakkında “CHP’nin genel müdürü”, “SSK’yı batırdı” ve “Girdiği her seçimi kaybetti” şeklinde argümanlar türeterek, sık sık kullanıyor. Kılıçdaroğlu, ‘Bay Kemal’ lakabını sahiplenerek, tersyüz etme yolunu seçti. Zekice bir hamle yaptı. Fakat bu dakikadan sonra Kılıçdaroğlu’nun ‘Bay Kemal’i yeni bir imajla yüklemesi gerekir. Kılıçdaroğlu’nun birikimi ve yetenekleri bu güncellemeyi sağlayabilir. Elazığ buna örnektir. Elazığ’da aslında söylemediği “Selahattin Demirtaş’ın göğsüne şeref madalyası takacağım” sözünün yazılı olduğu afişin önünde poz vermesi, yalnızca HDP’lilerin değil, eli CHP’ye oy vermeye gitmemiş muhafazakar Kürtlerin de sempatisini kazandı. Bu irade ve kararlılık ‘seçilmesi zor’ algısını yıkabilir.

Üçüncüsü… Gözardı etmemek gerekir ki Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını yine kutuplaştırarak yürütecektir. Kılıçdaroğlu’nu HDP’lilerin, Alevilerin ve solcuların adayı diye göstermek, yüzde 30’luk sosyolojiye sıkıştırmak isteyecektir. Kılıçdaroğlu, sosyoloji tuzağını ‘Herkesin Cumhurbaşkanı’ iddiasıyla bozabilir. Bay Kemal, 31 Mart’ta İstanbul ve Ankara’yı getiren başarının asıl mimarı. Bir kere başardı. Bir kere daha başarabilir.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

‘CHP, 29 Ekim’de Kılıçdaroğlu’nun Adaylığının Açıklanmasını İstiyor’ İddiası

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Şunu da artık bilmek zorundayım; siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz?” çıkışının ardından kulisler hareketlendi.

CHP yönetiminin, Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da açık desteğini alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda açıklanmasını istediği belirtildi.

Kısa Dalga’dan Mahmut Aydın’ın Ankara kulislerinden aktardıklarına göre, Kılıçdaroğlu 2 Ekim’de CHP Genel Merkezinde 6’lı masanın ikinci turunun ilk görüşmesine ev sahipliği yapacağı toplantıda, konuyu liderlerin görüşüne sunacak. CHP Lideri Kılıçdaroğlu daha sonra ABD’ye gidecek.

Bu süreçte başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olmak üzere 11 büyükşehir belediye başkanı ile ilçe belediye başkanları Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek açıklaması yapacak.

Sivil toplum örgütleri ile bazı meslek örgütlerinin de desteğini alan Kılıçdaroğlu’nun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda cumhurbaşkanı adaylığını resmen açıklayacağı bildirildi. Kampanya döneminde de İmamoğlu ve Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’nun bazı program ve mitinglerine katılarak destek verecekleri ifade edildi.

CHP’li bir kaynak, İmamoğlu ve Yavaş’ın açık desteğinin 6’lı masanın desteği kadar önemli önemli olduğuna dikkati çekerek “Alanlara bir yanında Yavaş diğer yanında İmamoğlu ile çıkacak Kılıçdaroğlu bu seçimi ilk turda kazanır” yorumunu yaptı.

‘Altılı Masa’nın gündemi

Başkent kulislerindeki iddialara göre, CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 2 Ekimde yapılacak 6’lı masa toplantısının daveti ve gündemi için lideri ayrı ayrı ziyaretine 27 Eylül’de başlayacak. Kılıçdaroğlu, bu ziyaretlerde liderlere adaylığını açıklayacak ve 2 Ekim toplantısında da gündeme getirecek. Toplantıda Güçlendirilmiş Parlementer Sisteme geçiş süreci, cumhurbaşkanı adayının bu süreçteki görevi için imzalayacağı protokol, koalisyon protokolü, kabine dağılımı da ele alınacak.

‘Kılıçdaroğlu’nın yanındayız’ atağı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İzmir’de yapılan grup toplantısın açılışında, “Şunu da artık bilmek zorundayım; siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz?” demiş ve bu sözlerin hemen ardından Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Twitter’dan açıklama yaparak Kılıçdaroğlu’nun “yanında” olduklarını açıklamıştı.

CHP örgütleri ve belediye başkanları da gün boyu “yanındayız” etiketiyle paylaşımlarını sürdürmüştü. Ankara’da Kılıçdaroğlu’nun partisinin arkasında olduğunu gösterdiği ve CHP’nin 6’lı masaya Kılıçdaroğlu’nun adaylığını götüreceğinin neredeyse kesin olduğu belirtiliyor.

Akşener’in ‘şükranım’ sözleri

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener da CHP’li İzmit Belediyesinin töreninde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ölene kadar şükranlık duyacağını ifade ederek “Partili Cumhurbaşkanlığı’nın yerine güçlendirilmiş parlamenter sistem adına mücadele ederek bunu konuşarak yaptığımız son seçimdir. Bu seçimi almak zorundayız” demişti. Akşener’in bu sözleri de Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda tereddütleri bulunduğu ifade edilen İYİ Parti’nin pozisyonunun değişebileceği ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz etmeyebileceği yorumlarına neden oldu.

Babacan ve Davutoğlu farklı görüşte

CHP yönetiminin Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için 29 Ekim’i işaret etmesinin 6’lı masada nasıl yanıt bulacağı ise henüz belirsiz. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, cumhurbaşkanı adayının açıklanmasında CHP’lilerden farklı düşünüyor.

Babacan bugüne kadar 6’lı masada henüz herhangi bir ismin konuşulmadığını söylemiş ve adayın bu aşamada açıklanmasını erken bulduklarını kaydetmişti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ise “12 Şubat’ta Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu seçim tarihi açıklanana kadar aramızda tartışmayalım dedik” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Emek ve Özgürlük İttifakı, CHP Lideri’nin Adaylığını Destekler Mi?

Emekçi Hareket Partisi (EHP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı kuruluşunu ilan etti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Kılıçdaroğlu’nun aday olması durumunda nasıl bir tavır alacakları hakkında Halk TV’de değerlendirmelerde bulundu.

İnan Demirel’in ‘Kılıçdaroğlu’nun ortak aday olmasına sıcak bakıyor musunuz?’ sorusuna ‘Zor bir soru sordunuz’ diye yanıt veren Oluç şu ifadeleri kullandı:

“Kemal Kılıçdaroğlu çok değer verdiğimiz bir kişidir. Türkiye siyasetine demokratik bir düzey getirmek için mücadele ediyor. Aday olup olmayacağı 6’lı masanın kararıdır. Biz hem Kılıçdaroğlu’na saygısızlık yapmak istemeyiz hem de 6’lı masaya isim dayatmak istemeyiz.

İsteriz ki her şey kendi yolunda yürüsün. Bu sorunuza bu kadarıyla cevap vermek isterim. Parti kurullarımız karar verecekler. Biz aday çıkarmak konusunda bir isim konuşmadık. Kimsenin iradesini çiğnemek istemem. HDP olarak biz de isim konuşmadık. Yakın zamanda bütün bunlar değerlendirilecektir.”

Haliç Kongre Merkezi’nde kuruluşunu ilan ederek yol haritasını açıklayan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın deklarasyonunda; ekonomi, yoksulluk, Kürt meselesi, temel hak ve özgürlükler yer aldı. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, ‘ortak aday’ konusunda görüşlerini aktardı.

Paylaşın