Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘Hodri Meydan’ Yanıtı: TV Canlı Yayın Teklifi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik yaptığı adaylık çağrısına, TV canlı yayınına çıkma teklifiyle karşılık verdi: “TV kanalında, önünde prompter, arkanda danışmanların, karşında sadece ben. Hodri meydan kiiim, sen kim…”

Haber Merkezi / AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin bugünkü grup toplantısında, “Madem kendine bu kadar güveniyorsun, madem siyaset tarzının doğruluğundan bu kadar eminsin, öyleyse hodri meydan. Gücün yetiyorsa, yüreğin varsa, kendi özgür iradenle hareket edebiliyorsan seçimlerde çık karşımıza, birikimlerimizi, vizyonlarımızı, programlarımızı, projelerimizi, heyecanlarımızı yarıştıralım” diyerek, Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanlığı adaylığı için çağrıda bulunmuştu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bu sözlerine sosyal medya hesabından yanıt verdi. Erdoğan’a “prompter balonu” diyen CHP lideri şunları söyledi:

“Erdoğan bugün yine bazı laflar etmişsin. Vizyonlarımızı karşılaştıralım demişsin… Korkmuyorsan, bir “prompter balonu” olduğunun ortaya çıkmasından çekinmiyorsan, istediğin TV kanalında, önünde prompter, arkanda danışmanların, karşında sadece ben. Gel vizyon konuşalım.

Halkımız da Bay Kemal’in vizyonu ile Erdoğan ve danışmanlarının vizyonunu görsün. Yakın bir gelecekten bahsetmiyorum, gel bu akşam yapalım. Korkaklıktan bahsetmişsin, net söylüyorum, korkak sensin ve bu akşam gelemeyeceksin. Hodri meydan kiiim, sen kim…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce yaptığı bir konuşmada da, “Seçime kısa bir süre kaldı ama daha adayları ortada yok. Burada Kılıçdaroğlu’na açık bir çağrı yapmak istiyorum. Hodri meydan. Gücün varsa, kendi iradenle hareket edebiliyorsan seçimde çık karşıma. Bırakalım kararı millet versin. Yok eğer aday olmak istiyor ama birilerinin şantajına, tehdidine maruz kalarak ilan edemiyorsan da korkma. Kürsüye çıkıyor, “Ya benimle olun, ya önümden çekilin” diyor. Efeleniyor. Bay Kemal senin nasıl bir devrimci olduğunu bilmiyorum. Ama ben muhafazakar bir devrimciyim” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Yetkiyi Verin Türkiye’yi Değiştirelim’ Çıkışı

ABB’nin düzenlediği açılış töreninde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Seçimde karne önünüze gelecek. Notları siz verecek, iktidarı siz değiştireceksiniz.  Bütün Türkiye’ye söz veriyoruz: Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz. Adana’dan söz veriyorum hepinize: Bu ülkeye adaleti getireceğim, Adalet ya gelecek ya gelecek. Bundan emin olmanızı istiyorum” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Yetkiyi verin Türkiye’yi değiştirelim, yetkiyi verin Türkiye’yi verin Türkiye’yi büyütelim, yetkiyi verin sanayicinin, esnafın, gençlerin yüzü gülsün. Türkiye’nin önü açık, açacak olan sizlersiniz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) düzenlediği açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:

“Hepinizin huzurunda Adana gibi adam dediğiniz Zeydan Başkanı da yürekten kutluyorum. Adana’nın ne kadar bereketli bir kent, büyükşehir olduğunu biliyorum. Bizim bütün büyükşehir belediyelerimiz aynı çabayı gösteriyorlar, aynı çabada hizmet ediyorlar. Kentin soru varsa soruna kilitleniyor.

Arkadaşlarımıza söyledim: Sakın ola şikayet etmeyin. Siz bütün engelleri aşıp halka hizmet edeceksiniz. Halka hizmet hakka hizmettir. Biz halka hizmet etmeyi temel ilke edindik. Biz bu ülkeye hizmet etmeyi hizmet etmek için adanmışlığı kabul etmek için gelen bir gelenekten geliyoruz.

Seçimde karne önünüze gelecek. Notları siz verecek, iktidarı siz değiştireceksiniz.  Bütün Türkiye’ye söz veriyoruz: Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz. Adana’dan söz veriyorum hepinize: Bu ülkeye adaleti getireceğim, Adalet ya gelecek ya gelecek. Bundan emin olmanızı istiyorum.

Hiçkimseyi düşüncesinden ötürü yargılamayacağız. Gazeteler etik kurallar çerçevesinde iktidarı eleştirecekler. Gençler tweet attığımda başıma bir şey gelecek mi diye düşünmeyecek. Sevgili gençler sizin hayalleriniz bu kardeşinizin hedefi olacaktır. Onların tamamını gerçekleştireceğiz.

7 buçuk milyon genç Türkiye’nin kaderini değiştirecek. Hedefimiz çağdaş uygarlığı yakalamak ve aşmak.  Kadınların kılık kıyafetine siyaset müdahale etmeyecek. Onların başında, sırtında olan siyasi vesayeti kaldıracağız.  Temel hedefimiz katma değeri yüksek ürünlere üretmek.

Yetkiyi verin Türkiye’yi değiştirelim, yetkiyi verin Türkiye’yi verin Türkiye’yi büyütelim, yetkiyi verin sanayicinin, esnafın, gençlerin yüzü gülsün. Türkiye’nin önü açık, açacak olan sizlersiniz.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Peş Peşe Mesajlar: Kasım Ayını Bekleyin

ABD ziyaretine ilişkin kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ya her zamanki gibi Meclis’e gidip mücadele edecektik ancak saray elindeki sayısal çoğunlukla yasayı geçirecekti. Ya da gençlerin, yeni bir Türkiye’nin mümkün olduğunu görmelerini sağlayacaktım. Ben bu yolu seçtim” dedi.

Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında, “Bu topraklarda bugün, Atatürk sonrası birinci ve ikinci yüzyılın iki farklı Türkiye’sini konuşmaya başlamamız lazım. Çünkü bu iki tablo arasında seçim yapacağımız çok kritik bir eşikteyiz. İlkinde sansür, yasaklar, zorbalıklar var. İkincisinde ise ümit, bilim, gelecek var.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi’ Meclis’te oylanırken ABD’ye gitmesini eleştirenlere sosyal medya hesabından yanıt verdi. Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan CHP lideri, şu ifadeleri kullandı:

“ABD’nin önemli bilim merkezlerini kapsayan bir vizyon programını yeni tamamladım. Bu ziyaretleri eleştirenler var, “Sansür yasası oylanırken neden gittiniz” diyenler var. Eleştiriler ve eleştirenler her zaman başımın üstünde oldu. Ama bu oylamalar öncesinde düşündüm taşındım…

Ya her zamanki gibi Meclis’e gidip mücadele edecektik ancak saray elindeki sayısal çoğunlukla yasayı geçirecekti. Yani gençlere yeni bir şey söylemeden bu süreç tamamlanacaktı. Ya da gençlerin, yeni bir Türkiye’nin mümkün olduğunu görmelerini sağlayacaktım. Ben bu yolu seçtim.

Bu topraklarda bugün, Atatürk sonrası birinci ve ikinci yüzyılın iki farklı Türkiye’sini konuşmaya başlamamız lazım. Çünkü bu iki tablo arasında seçim yapacağımız çok kritik bir eşikteyiz. İlkinde sansür, yasaklar, zorbalıklar var. İkincisinde ise ümit, bilim, gelecek var.

İlkinde sansür, yasaklar, zorbalıklar var. İkincisinde ise ümit var, bilim var, gelecek var. İlkinde Silivri var, hapis var. İkincisinde özgürlükler var, müzik var, kültür var, sanat var.

İlkinde 5’li çeteler, varlıkçılar, ihaleciler, dolandırıcılar, pudracılar, aile gökdelenleri var. İkincisinde dinamik, teknolojik yeni bir Türkiye var.

İlkinde fıtratla kandırıp 1000 araçlık konvoylarla, koruma ordularıyla Saray’a dönmek var. İkincisinde akıl var, bilim var, tedbir var, cana kıymet vermek var.

Birincisinin sonuna geldik, ikincisi doğuyor. Ben ülkemizi bu çukurdan çıkartacak kendi bilim insanlarımızla büyük koalisyonumuzu gençlere göstermek istedim. Bu bilim insanları, girişimciler, insan hakları aktivistleri, yatırımcılar Türkiye’yi darboğazdan çekip almaya hazırlar.

Yine tekrar ediyorum. Kasım ayını bekleyin. Bay Kemal’i bekleyin…”

Paylaşın

CHP, ‘Dezenformasyon Yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne Taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), muhalefetin ve basın meslek örgütlerinin “sansür yasası” olarak adlandırdığı “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun” hapis cezası öngören 29. Maddesinin yürürlüğünün durdurulması talebi ile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, iktidarın dezenformasyonla mücadele yasası olarak nitelendirdiği yasayı “Bu bir Stalin yasasıdır,” sözleriyle eleştirdi. Altay şöyle konuştu:

“Bu bir Stalin yasasıdır. Bu yasa muhalefeti, medyayı, basını, sosyal medyayı susturmaktır. Kendi yalanlarını gerçek gibi sunmak, gerçekleri yalan diye nitelemek yasasıdır ve kabulü mümkün değildir. Yüksek mahkemenin kararı var. 153’e ve kararın bağlayıcılığına aykırı.

29. Madde ile ilgili başvuruyu bekletmeksizin yürürlüğün durması bakımından bir an önce ele alınmasını yüce mahkemeden talep ediyorum. Bu kanun Türkiye’de demokrasiyi tahrip etmekle kalmaz, Türkiye’yi dünya milletler ailesi içinde demokrasi liginden düşürür, kategori dışında tutar.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da partisinin TBMM’deki grup konuşmasında konuya ilişkin yasayı AYM’ye götüreceklerini söyleyerek şu ifadeleri kullanmıştı:

“Meclis’ten sansür yasası geçirdiler. Bu konuda altı aydır mücadele veriyoruz. Bazıları tv’lere çıkıp CHP ne yapıyor Meclis’te diye soruyorlar. CHP parlamentoda demokrasinin bir numaralı aktörüdür. Sansür düzenlemelerine de karşıdır.

Sansür yasası kabul edildi. 29. Maddeyi yürütmeyi durdurma talebiyle AYM’ye gideceğiz, ardından da yasanın tamamı ile ilgili AYM’ye gideceğiz. Bu kanun çıksa da çıkmasa da Türkiye bir otoriter yönetimle karşı karşıyadır. Ya Anayasa kararını uygulamıyorum diyor. Daha ne yapacaksınız. Geçmişte AKP ve MHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, dur demeyecek misiniz, adalet istemeyecek misiniz?”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: 29. Maddeyi AYM’ye Götürüyoruz

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, muhalefetin ve basın meslek örgütlerinin ‘Sansür Yasası’ olarak nitelendirdiği ‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, açıklamasında, “Sansür yasası kabul edildi. 29. Maddeyi yürütmeyi durdurma talebiyle AYM’ye gideceğiz, ardından da yasanın tamamı ile ilgili AYM’ye gideceğiz” dedi ve ekledi:

“Bu kanun çıksa da çıkmasa da Türkiye bir otoriter yönetimle karşı karşıyadır. Ya Anayasa kararını uygulamıyorum diyor. Daha ne yapacaksınız. Geçmişte AKP ve MHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, dur demeyecek misiniz, adalet istemeyecek misiniz?”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) TBMM’deki grup toplantısı, Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden patlaması sonucu yaşamını yitiren 41 işçi için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Saygı duruşunun ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“41 kardeşimizi toprağa verdik. 41 evde yangın var. Her birimizin yüreğinde derin acı var. Anne, eş, kardeşler tabutun başında. Hiç kimse bu ölümün ona yakıştığını söylemiyor. Tamamı genç. Yazıktır günahtır. Bir memleket böyle yönetilemez. 20 yıldır ya önlem alacağız diyorlar. 20 yıldır hala önlem mi alacaksın sen. Dünyada maden kazalarında bir numarayız ya. Ya bu ölüm niye bizim karşımıza çıkıyor. Dünyada herkes maden çıkarıyor neden en çok ölüm bizim ülkemizde oluyor.

Müfettiş raporu var görmüyorsun, Sayıştay raporu var görmüyorsun. Soma faciasından sonra komisyon kuruldu. TBMM araştırma komisyonunun 111 önerisi var birisini dahi yapmadılar. Şimdi ben TBMM Başkanlığına açık ve net herkesin önünde sesleniyorum. O araştırma komisyonu göstermelik mi? Değilse o 111 öneriden birisi neden yapılmadı? Sen o koltukta neden oturuyorsun? Senin o koltukta oturmanın temel nedeni TBMM’nin itibarını saygınlığını korumaktır.

Türkiye bir taraftan bu tür acılar yaşarken bir de Meclis’ten sansür yasası geçirdiler. Bu konuda altı aydır mücadele veriyoruz. Bazıları tv’lere çıkıp CHP ne yapıyor Meclis’te diye soruyorlar. CHP parlamentoda demokrasinin bir numaralı aktörüdür. Sansür düzenlemelerine de karşıdır.

Sansür yasası kabul edildi. 29. Maddeyi yürütmeyi durdurma talebiyle AYM’ye gideceğiz, ardından da yasanın tamamı ile ilgili AYM’ye gideceğiz. Bu kanun çıksa da çıkmasa da Türkiye bir otoriter yönetimle karşı karşıyadır. Ya Anayasa kararını uygulamıyorum diyor. Daha ne yapacaksınız. Geçmişte AKP ve MHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, dur demeyecek misiniz, adalet istemeyecek misiniz?”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ABD Gezisi ‘Gizemli’ Miydi?

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin iç siyasetteki yansımalarını değerlendiren Gazeteci Fehmi Koru, Kılıçdaroğlu’nun gezisine “gizem” kattığını söyledi ve bunu acemice bulduğu görüşünü dile getirdi.

Fehmi Koru, “Kazalar kaderimiz olmamalı.. CHP Kılıçdaroğlu’nun gezisine gizem katmak zorunda mıydı?” başlıklı yazısında gündemi değerlendirdi. Koru’nun kişisel blogunda kaleme aldığı köşe yazısının Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisiyle ilgili kısmı şöyle:

“CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi de yine beklendiği türden tepkilerle tartışılıyor. İktidar ortakları geziyi gizli ve gizemli toplantılar yapıldığı gerekçesiyle ‘şaibeli’ buluyor; CHP ise…

Geziyi CHP cephesinin nasıl değerlendirdiğini, Kılıçdaroğlu ile birlikte ABD’ye giden heyetten CHP İstanbul milletvekili Yunus Emre’nin kaleminden Karar gazetesinde bugün okumak mümkün.

Emre’ye göre “Bu seyahat, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bilimin ışığında ilerleme amacı için bir dönüm noktası.”

Kılıçdaroğlu’nun ‘İkinci Yüzyıl Vizyonu’ adı verilen bir yaklaşımı var; o çerçevede orada iş çevreleri, öğrenciler ve düşünce kuruluşlarıyla temas kurmak üzere ABD’ye gidilmiş.

Yazıda ABD’nin eğitim kurumlarıyla bizim üniversitelerimiz mukayese ediliyor, Harvard ve MIT gibi üniversitelerde bilimsel araştırmalarıyla öne çıkan Türkler’in bilim dünyasına katkıları övülüyor, bu arada yurtdışı eğitimlerini ABD’de almakta olan öğrencilerimizin ülkeleriyle yakından ilgilendikleri izlenimi özellikle vurgulanıyor.

İyi de, bu tür tespitler için bir parti liderinin o kadar zahmete katlanması gerekir miydi? Şu sırada hem de? Harvard ve MIT gibi ABD’nin öndegelen bilim yuvalarında eğitim görmüş herhangi bir kişiyle oturulup konuşulsa, benzer bir sonuca hiç zahmetsiz ulaşılabilirdi. Yazar, iktidar cephesinin geziye ilişkin eleştirilerine cevap teşkil edecek pek bir şey söylemiyor.

Gizli ve gizemli toplantılar iddiasıyla ilgili… Birlikte gidilen seyahati izlemekte olan gazetecilerden habersiz geçirilen sekiz saat ile ilgili… Temasları ve görüşmeleri izlemeleri için ABD’de bulunan gazetecilerin toplantıların çoğuna alınmamaları biraz garip değil mi? İktidar cephesinin eleştirileri daha çok gezinin bu yönleriyle ilgili ve onları önemseyip geçersiz kılacak herhangi bir açıklama milletvekili Yunus Emre’nin yazısında yok. Yoksa gezinin özellikle ‘gizemli’ kalması mı isteniyor?

Önemli mi bütün bunlar? Aslında önemsiz. İktidar cephesinin geziye atfettiği ‘gizlilik ve gizem’ özelliği günümüz gerçekleri açısından fazla anlamlı değil. Bugünün dünyasında birileriyle yüz yüze görüşmek için on saatlik zahmetli bir yolculuğa çıkmak gerekmiyor; cep telefonuyla bile görüntülü görüşmeler yapılabiliyor. Ülkelerin diplomatları gerektiğinde temas kurulmakla da görevliler. Liderinin gezisini, öncesi ve sırasında iyi planlamadığı görüntüsü vermekteydi CHP, galiba sonrasında da acemilik sürüyor. Kritik bir seçime gidilen bir ülkede muhalefetin acemiliği gerçekten şaşırtıcı.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan CHP’li Belediye Başkanlarına ‘Bartın’ Talimatı

Partisinin belediye başkanlarına bir yazı gönderen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, maden faciası nedeniyle önceden planlanmış konser, kutlama vb. müzikli etkinliklerinin ertelenmesi talimatını verdi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun tarafından 248 CHP’li belediye başkanına yazı gönderildi. Yazıda, Bartın Amasra’daki maden faciasının ülkeyi derin bir üzüntüye boğduğu hatırlatılarak, belediyelerden; daha önceden planlanmış konser, kutlama vb. müzikli etkinliklerin ertelenmesi istendi.

Amasra’daki kömür madeninde üretime ara verildi

Öte yandan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, patlamanın meydana geldiği TTK Amasra maden sahasında açıklamalarda bulundu.

Bakan Dönmez, Amasra’da patlama meydana gelen maden ocağında işlemler bitinceye kadar kömür üretimine ara verildiğini bildirdi. Bakan Dönmez şu bilgileri paylaştı:

Yangınla mücadele devam ediyor. O alanı komple kontrol altına alabilmek için kapatma kararı alındı. Şu an baraj yapma işlemleri devam ediyor. Arkasından da azot ve gerekirse su ve diğer kimyevi maddeleri ocağa basma suretiyle kontrol altına alacağız. Sonrasında tesisin yeniden üretime hazırlanabilmesi için oluşan hasarların tespiti ve bunların tesis edilmesi vs. teknik işlemleri devam edecek. Bu işler bitinceye kadar da Amasra müessesemizde de kömür üretimine ara veriyoruz.

Bugün Adalet Bakanımız işletmemizi ziyarete geldi, kısa bir bilgi alışverişinde bulunduk. Başsavcılığımızın araştırma soruşturma ile ilgili tahkikat başlatılması söz konusuydu. Başsavcılığımız ve görevli arkadaşlara kimlik tespiti alanında görevler düşüyordu, çok seri hareket ettiler.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada patlamada yaralanan ve madende mahsur kalanlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Bozdağ şu ifadeleri kullandı:

“Yaralı işçilerimize acil şifalar diliyorum. Madende mahsur kalan işçilerimize ulaşmak, onları sağ ve salimen kurtarmak için çalışmalar devam etmektedir. Devletimiz, tüm imkan ve kabiliyetlerini seferber etmiştir. Madende mahsur kalan işçilerimizin sağ ve salimen kurtarılması hepimizin en büyük dileğidir. Patlamayla ilgi Amasra Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmıştır. Hadise bütün boyutlarıyla soruşturulacaktır,” ifadelerini kullandı.

Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı, patlamayla ilgili soruşturma başlattı. Başsavcılık, olayla ilgili 3 savcının görevlendirildiğini duyurdu.

Ayrıca, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında arama kurtarma çalışmaları sona erdi.

Paylaşın

‘Beyaz Saray, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu İzliyor’ İddiası

Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı, CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının, Center for American Progress kuruluşu ile yaptığı toplantıya, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görevlendirilmiş 5-6 yetkili, birkaç senatör ve başkan yardımcısı Kamala Harris’in bürosundan da katılanlar olduğunu söyledi.

Orhan Bursalı, ayrıca savunma bakanlığından görevliler de toplantıyı izlediğini ifade etti.

Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’deki temasları hakkında bir köşe yazısı kaleme aldı.

Bursalı’nın bugünkü köşe yazısının bir kısmı şöyle:

Önceki gün Center for American Progress kuruluşu ile toplantısı vardı Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının. Toplantıya katılanların arasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görevlendirilmiş 5-6 yetkili, birkaç senatörün ve başkan yardımcısı Kamala Harris’in bürosundan da katılanlar olduğunu öğrendik. Ayrıca savunma bakanlığından görevliler de toplantıyı izlediler.

Toplantıya katılanlar söz aldıklarında isimlerini söylüyorlar ancak söz almayanlar sadece dinleyici pozisyonunda kalıyorlar ve görevleri tam olarak bilinmiyor.

Hükümet kanadından katılımcılar sadece dinlemekle yetinmiş, soru sormamışlar.

Kılıçdaroğlu çok kısa konuşma yapmış ve soruları yanıtlamış. Katılanlar çoğunlukla Türkiye üzerine uzmanlar.

Amerikan hükümeti tarafından alt düzeyde bile olsa 10 kişiyi aşkın yüksek katılım, şüphesiz siyasi ilginin bir göstergesi.

Kılıçdaroğlu doğrudan siyasetle bir ilişki istemedi ama bu tabii ki siyasetin konuşulduğu bir toplantı. Edindiğimiz bilgiye göre Kılıçdaroğlu çeşitli konularda bugüne kadar yaptığı açıklamalar çerçevesinde yanıtlar verdi. Seçim güvenliği üzerine sorular arasında “Daha önceki seçimlerde RTE’nin söylediği ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ gibi bir durum ortaya çıkar mı” sorusu da vardı. Ve meraklar aynı zamanda seçim güvenliği üzerindeydi.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Hazine Ve Maliye Bakanı Nebati, 10 Ayda Neler Dedi?

CHP Milletvekili Kılıç, ”Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöroekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır.” sözleriyle uzun süre gündemde kalan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 10 ayda gündeme gelen diğer sözlerini hatırlattı.

Kısa Dalga‘da yer alan habere göre, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Sevda Erdan Kılıç’ın, “AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fiyat artışları hakkında yaptığı açıklama” ile ilgili soru önergesini yanıtladı.

Bakan Nebati’nin geçen günlerde Ekonomik Dönüşüm Zirvesinin açılışında yaptığı konuşmada, ”Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöroekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır.” şeklindeki ifadelerini hatırlatan Kılıç, şunları kaydetti:

“Bakan Nebati enflasyonun neden arttığını; ‘Salgın döneminde jeopolitik gelişmeler ile birlikte, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki görünümün sebep olduğu negatif arz şokları ve tedarik zincirindeki bozulmalar enflasyonun artmasında etkili olmuştur.’ cümlesi ile açıklamayı tercih etmiştir

Nebati’nin ilk röportajında, ekonominin çok hızlı bir şekilde düzeleceğini savunurken, ‘sen maaş alıyorsun, en fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin; ama ben bu işi düzeltmezsem eğer bin çalışanımla beraber bütün varlığımı kaybederim, bunu göze alır mıyım?’ demesi, ileride ‘epistemolojik kopuş, heterodoks yaklaşım, nöroekonomi’ gibi ilginç kelimeleri kullanacağının ilk sinyallerini verdiriyordu aslında!

Henüz bu sözlerin şoku atlatılmamışken Nebati, bu sefer devlet televizyonu TRT’de, ‘gözlerime bakar mısınız? Ne görüyorsunuz? Ekonomi gözlerdeki ışıltıdır’ gibi hamaset kokan ifadeler kullandı.

‘Herkesin Nureddin Nebati’nin gözlerindeki ışıltıyı aradığı!’ bir ortamda Bakan, bu sefer bir televizyon programında, “ekonomi ile olan müktesebatınız nedir?” sorusuna, ‘piyasadan geliyorum demek şu: Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğmuşsunuz. Doğal olarak benzin istasyonunuz olur. Akaryakıt işini bilirim, otomobil işini bilirim.’ diyerek ekonomi ile olan bağlantısını ortaya koydu!

Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen uluslararası yatırımcı kahvaltısındaki sözleri, Türkiye’nin nasıl yönetildiğini, halkımızın yanı sıra yabancıların da öğrenmesini sağladı! Bakanın, ‘en sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz.’ sözleri ülke gündemine oturdu!

Antalya’daki bir toplantıda söylediği, ‘faiz ve kur odağında, sığ bir alanın içerisinde Türkiye ekonomisini kurtardık’ sözleri, ‘Türk ekonomisi kimden kurtarıldı? Zira 20 yıldır aynı parti iktidarda. Nebati’nin de mensubu olduğu partinin ekonomisini kim batırdı? Ya da kurtarılmış Türk ekonomisi bu mu?’ sorularının sorulmasına neden oldu. Ancak göstergeler ekonominin kurtarılmak bir yana her geçen gün daha da kötüye gittiğine işaret ediyordu.

Bakan Nebati’nin, ‘Türk Lirası en zayıf durumda. Gideceği bir yer yok. Vatandaş rahat olsun.’ ifadeleri vatandaşlarımızı rahatlatmasa da Bakanın ekonomi literatüründe yerini aldı!

Nureddin Nebati’nin gözlerini kapatarak dediği, ‘şimdi uyuyun, 6 ay sonra uyanın. Çok farklı noktalara gideceğiz.’ sözleri de ekonomi gündemine damga vurdu! Ancak bu 6 aylık süreçte; enflasyon yüzde 36.08’den yüzde 73.50’ye fırlayınca, 11.86 TL olan Dolar kuru 16.74 TL’yi görünce, 12 kiloluk mutfak tüpü 218 liradan 335 liraya çıkınca, benzin 11.64’ten 27.37’ye, motorin de 11.43’ten 29.94’e yükselince uykusundan uyananlar, yaşananların rüya olması temennisinde bulundu!”

Ekonominin ‘E’ sinden anlamayan bir yapı Türkiye’yi uçurumun dibine attı. Faturayı ise halk ödüyor. Parayı zenginler paylaşıyor, borcu halk ödüyor.”

Paylaşın

“Dezenformasyon Yasası” Meclis’te İpleri Gerdi

“Dezenformasyon Yasası” yasasının görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda gerginlik yaşandı. Erdoğan’ın “yolsuzluk ve rüşvet” sözlerini hatırlatan CHP’ye AK Parti ve MHP’den tepki geldi, Meclis’te ipler gerildi.

TBMM Genel Kurulunda, gündem dışı konuşmaların ardından, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İleri Haber’in aktardığına göre, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliğinde siyasi partilere dağılım hesabı olduğunu ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasındaki “Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz. Şu an itibarıyla onun hazırlığı içindeyiz.” ifadelerini aktaran Altay, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Sansür yasasını görüşüyoruz. Gördüğüm kadarıyla Cumhur İttifakı çok kararlı. Çözdüm ben meseleyi. Tayyip Bey’in 3 gün önce söylediğini şöyle okuyalım; ‘yolsuzlukların konuşulmadığı, rüşvetin konuşulmadığı, yoksulluğun konuşulmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz.’ İşte o hazırlık bu yasa. Hodri meydan. TBMM İçtüzüğünün bize verdiği bütün hakları kullanacağız. Kimse kusura bakmasın.”

MHP’den tepki geldi

Altay’ın konuşmasını eleştiren MHP İstanbul Milletvekili Fethi Yıldız ile Altay arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı.

AK Parti’den açıklama

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Meclis’te kullanılan üslubu eleştirerek, şunları kaydetti:

Kendileri hukuktan, hukuk devletinden, anayasal düzenden bahsederken kendilerine uygun olmayan hiçbir hukuki yapıyı, anayasal düzenlemeyi ve yasayı geçerli ve gerçek görmeyen, istedikleri gibi her konuyu kendilerine göre yontan bir dile karşı söyleyebileceğim tek bir şey var: Jung diyor ki ‘Hiç kimse bir başkasını yargılayacak kadar mükemmel değildir, kendisinde bu hakkı görecek kadar hadsizdir sadece.’

Dolayısıyla bizim yaptığımız bir yasal düzenlemeden yola çıkarak kullandığı ifadeleri Sayın Altay’a iade ediyorum. En ufak bir tepkiyle karşılaştığınızda karşınızdaki insana ‘Terbiyesizlik yapma’ diye bağıramazsınız.

Alınan kararlar kendileriyle ilgili olumlu çıktığında alkışlayan, olumsuz çıktığında hakaret eden, aşağılayan bir dille karşı karşıyayız. Bu dil kaybedecek. Kazanamayacaklar.

Paylaşın