Anayasa Mahkemesi, Belediyelerin Yetkilerinin Kısıtlanmasına “Dur” Dedi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkisini genişleten Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni iptal etti. Kararın gerekçesinde; mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile ilgili yetkilerin kanunla düzenlenebileceğine yer verildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkisini genişleten Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan 3 maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşımıştı.

15 Ekim 2023’te yayımlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı kararnameyle, belediyelerin kentsel dönüşüm, altyapı, köprülü ve katlı kavşak yapımındaki yetkileri; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na verildi.

CHP, kararnamedeki 3 maddeyi iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. DW Türkçe’den Alican Uludağ‘ın haberine göre AYM, 3 maddeyi de “Konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal etti. Karar 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Kararın gerekçesinde; mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile ilgili yetkilerin kanunla düzenlenebileceğine yer verildi. Ayrıca iyileştirme, yenileme, dönüşüm ve imar uygulamaları kapsamında her türlü altyapı, katlı ve köprülü kavşak gibi yapıların mülkiyet hakkına ilişkin olduğu ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmeyecek yasak alan içinde kaldığı vurgulandı.

Mahkeme, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ile yenileme alanı ilanına ilişkin gerekli hazırlık işlemlerini yürütme ve görevinin de kanunla düzenlenebileceğini belirtti.

Paylaşın

Mahkemeden Dikkat Çeken Karar: Kanal İstanbul’un İmar Planı İptal Edildi

Mahkeme, İBB’nin tarım topraklarına, orman alanlarına ve su havzalarına geri dönülemez zararlar vereceği gerekçesiyle Kanal İstanbul’a yönelik açtığı davada, bakanlığın imar planı değişikliğinin hukuka uygun olmadığına hükmetti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik diğer davaları ise yargıda devam ediyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna ilişkin dava, Danıştay’da görülüyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 15 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği’ni onayladı. Plan, 16 Temmuz 2021’den itibaren bir ay süreyle askıya çıkarıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), bu plan değişikliğine itiraz ederek konuyu yargıya taşıdı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; İBB, başvurusunda plan değişikliklerinin kamu yararına aykırı olduğunu ve İstanbul’un geleceği için hayati önem taşıyan tarım topraklarına, orman alanlarına ve su havzalarına geri dönülemez zararlar vereceğini savundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise İBB’nin itirazını zımnen reddetti.

İstanbul 11. İdare Mahkemesi, İBB’nin itirazını haklı bularak imar planını iptal etti. 2023/3120 numaralı kararda, “15/07/2021 onay tarihli, İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile bu plan değişikliklerine yapılan 16/08/2021 tarih ve BK No:4274, İBB No:138918 sayılı itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı” belirtildi.

Mahkeme kararında, dava konusu revizyon imar planı değişikliklerinde nüfusun nasıl tespit edildiğinin bilinmediği ve bu durumun belirsizlik yarattığı vurgulandı. Bilirkişi raporuna göre, nüfus hesaplarının eksik olduğu ve yatırımcı kurum ve kuruluşlarının görüşlerine dair bilginin bulunmadığı belirtildi. Ayrıca, mezarlık alanlarının ağaçlandırılacak alan olarak gösterilmesinin mevzuata uygun olmadığı kaydedildi.

İBB’nin Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik diğer davaları ise yargıda devam ediyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna ilişkin dava, Danıştay’da görülüyor.

Paylaşın

Dikkat Çeken Rapor: Türkiye’de Milyonlar Kirli Hava Soluyor

Hava Kalitesi İzleme Raporu’na göre, Türkiye’nin birçok kentinde hava kirliliği yaşanıyor. Türkiye’de havası en kirli illerin başında metreküpte 125 mikrogram ortalama değerle Kahramanmaraş geliyor.

Partiküler maddenin esas kaynakları fabrikalar, enerji tesisleri, yakma tesisleri, inşaat faaliyetleri, yangınlar ve rüzgâr olarak sıralanıyor. Partiküllerin boyutu aerodinamik çapları 2,5 mikrometreden (μm) küçük olanlar PM2,5 ve 10 mikrometreden küçük olanlar PM10 olarak tanımlanırken, bu partiküller solunum sisteminde depolanabiliyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2023 yılına ait Hava Kalitesi İzleme Raporu’nu açıkladı.

DW Türkçe’den Pelin Ünker’in aktardığına göre; raporda Türkiye’de ölçüm yapılan istasyonların yarıdan fazlasında partikül madde kirleticisi (PM10) için ulusal limit değer aşıldığı belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) limit değeri açısından ise hava kalitesi iyi olan sadece 7 istasyon bulunuyor.

Bakanlığın verileri hava kalitesinde alarm zillerinin çaldığını gösterse de durum bundan da kötü olabilir.

Rapora göre mevcut 20 istasyonda hiç PM10 ölçümü yapılmazken, çalıştırılan istasyonların dörtte birinden yüzde 90’ın altında veri alındı. Hangi istasyonun kaç gün çalıştırıldığı ise bilinmiyor.

Partikül madde nedir?

Partiküler maddenin esas kaynakları fabrikalar, enerji tesisleri, yakma tesisleri, inşaat faaliyetleri, yangınlar ve rüzgâr olarak sıralanıyor. Partiküllerin boyutu aerodinamik çapları 2,5 mikrometreden (μm) küçük olanlar PM2,5 ve 10 mikrometreden küçük olanlar PM10 olarak tanımlanırken, bu partiküller solunum sisteminde depolanabiliyor.

Türkiye’de PM10 için yıllık ortalama limit değer bir metreküpte 40 mikrogram (µg m-3) iken Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu değer 15.

Dünya Sağlık Örgütü, PM2,5 için ise yıllık ortalama metreküpte 5 mikrogram limit değer belirlerken, Türkiye’de bu partikül madde için Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’nde belirlenen herhangi bir ulusal limit bulunmuyor.

Çevre, Şehirlik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Hava Kalitesi İzleme Raporu’na göre PM10 ölçülen 324 istasyonun 20’sinden veri alınamazken kalan 304 istasyonun 157’sinde yıllık ulusal limit değer aşıldı. 76 istasyondan ise yüzde 90’ın altında veri alınabildi.

Geçen yılın PM10 ölçümlerine göre Türkiye’de havası en kirli illerin başında metreküpte 125 mikrogram ortalama değerle Kahramanmaraş geliyor.

Paylaşın

Deprem Bölgesi İçin 10 Maddelik Yeniden İnşa Planı

Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’ı içeren deprem bölgesinin yeniden inşasıyla ilgili 10 maddelik bir plan açıklandı.

Haber Merkezi / Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem bölgesinden yeniden inşa sürecine ilişkin 10 maddelik bir plan açıkladı.

Bakan Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Afet risk durumu, zemin kalitesi çalışmalarıyla sosyolojik, demografik, kültürel yapıyı koruyarak, il yöneticileri, STK, akademisyenlerle istişare ederek, vatandaşımızı mağdur etmeden yeni yerleşim yerlerimizi belirliyoruz. İhya ve inşa sürecinde yol haritamız netleşiyor.” dedi.

Kurum’un paylaşımında sıralanan 10 madde şöyle:

– Yerleşime açılacak alanlarda tüm afet risklerinin tespiti yapılacak. Morfolojik, jeolojik, jeofizik, jeoteknik, hidrojeolojik, sismotektonik arazi kullanımı incelenecek.

– Zeminin depreme dayanıklılığını ortaya koyan mikro-bölgeleme ve jeolojik etüt çalışmaları devam edecek.

– Eski yerleşim alanlarının zemin incelemelerine göre, imar kısıtlaması, bina yoğunluğunda azaltım dahil seçenekler değerlendirilecek.

– Sağlam zemin için sıvılaşmanın olmayacağı yerler belirlenecek.

– Fay hatlarına mesafe hesaplanacak.

– Dirençli şehirler için ‘ovadan dağlara doğru yerleşim modeli’ üzerinde durulacak.

– Radye temel tünel kalıp sistemi tüm yapılarda uygulanacak.

– Şehrin kültürüne, sanatına, doğal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapısına uygun şekilde tasarlanacak.

– İki ay içerisinde TOKİ eliyle 200 bin konutun inşasına başlanacak. Konutların hiçbiri zemin artı 3-4 katı geçmeyecek.

– Sürecin her aşamasında üniversiteler, bilim insanları, mühendis, mimar, şehir planlamacıları olacak.

AFAD açıkladı: Can kaybı 42 bin 310’a yükseldi

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde, 42 bin 310 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’dan toplam 448 bin 18 vatandaşın tahliye edildiği bildirildi.

Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 14 bin 740 personelin görevini sürdürdüğü kaydedildi.

Ayrıca afet bölgesinde toplam 13 bin 700 aracın kullanıldığı belirtildi.

Açıklamada bölgede 301 bin 289 çadır ile 6 bin 375 konteynerin kurulumunun yapıldığı, toplamda 3 milyon 354 bin 316 battaniyenin sevk edildiği, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 78 bin 500 kişiye ayrıca geçici barınma hizmeti sağlandığı söylendi.

Bölgede toplam 375 mobil mutfak, 86 ikram aracı, 40 mobil fırın ve 361 hizmet aracının görev yaptığı, 55 milyon 785 bin 367 sıcak yemek, 9 milyon 487 bin 845 çorba, 13 milyon 465 bin 878 kumanya ve paketli gıda, 27 milyon 59 bin 350 su, 60 milyon 377 bin 166 ekmek, 3 milyon 189 bin 954 içecek dağıtımı yapıldığı belirtildi.

Ayrıca deprem bölgesinde 497 bin 93, deprem bölgesi dışında 201 bin 151 olmak üzere toplam 698 bin 244 kişiye psikososyal destek verildiği de bildirildi.

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar bugün yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından 41’i 5-6 arası, 450’si 4-5 arası büyüklükte 7 bin 242 artçı deprem yaşandığını söylemişti.

Paylaşın

3 Yılda 796 Bin Taşınmaz Bankalar Tarafından İpotek Edildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2019 yılından 2022 yılının ağustos ayına kadar 796 bin 968 taşınmazın (konut, arsa, tarla) özel ve kamu bankalarınca ipotek edildiğini açıkladı.

Manisa’da 36 bin 944, İzmir’de 28 bin 151, Denizli’de 26 bin 97, Aydın’da 24 bin 685, Afyon’da 23 bin 990, Antalya’da 23 bin 683, Yozgat’ta 21 bin 866 taşınmaz ipotek edildi.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ekonomik krizin ülkemizde giderek derinleşmesi her kesimi ciddi ölçüde etkileyip mağdur etti. Dar ve sabit gelirliler ile gelir gider dengesi bozulan kesimlerin elde avuçta olanı tüketmesi, taşınmazlarının da borç ya da icra yoluyla elden çıkmasına yol açtı” dedi.

Emeğiyle yaşayan yurttaşar geçim sıkıntısı nedeniyle bankalara yönelirken, ipotek verileri de ekonomik krizi ortaya koydu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2019 yılından 2022 yılının ağustos ayına kadar 796 bin 968 taşınmazın (konut, arsa, tarla) özel ve kamu bankalarınca ipotek edildiğini açıkladı. Manisa’da 36 bin 944, İzmir’de 28 bin 151, Denizli’de 26 bin 97, Aydın’da 24 bin 685, Afyon’da 23 bin 990, Antalya’da 23 bin 683, Yozgat’ta 21 bin 866 taşınmaz ipotek edildi.

Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre, bu sayı Ankara’da 19 bin 451, İstanbul’da 9 bin 994 oldu. Cebri satış ile el değiştiren taşınmaz sayısı da 35 bin 828 oldu. Öte yandan, aynı tarihlerde 8 bin 985 arsa, tarla, 171 bin 914 adet konut ve iş yeri yabancılar tarafından satın alındı.

Genelde ipotek tesis edilen taşınmazların incir, zeytin, fidan, kavak, meyve, sebze, çay, narenciye, elma, sera, fındık, fıstık, pamuk, tütün, pirinç, çeltik gibi alanları kapsadığını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ekonomik krizin ülkemizde giderek derinleşmesi her kesimi ciddi ölçüde etkileyip mağdur etti. Dar ve sabit gelirliler ile gelir gider dengesi bozulan kesimlerin elde avuçta olanı tüketmesi, taşınmazlarının da borç ya da icra yoluyla elden çıkmasına yol açtı” dedi.

Paylaşın

5 Yılda Yabancılara 200 Bin Konut Ve İş Yeri Satıldı

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, son 5 yılda ve 2021 yılında yabancılara ne kadarlık veya kaç adet konut, arsa, gayrimenkul satışı yapıldığına ilişkin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesine gelen yanıtla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Kılıç, “Bakan Kurum’un cevabı ülkemizin ve topraklarının parsel parsel yabancılara peşkeş çekildiğini ortaya koymaktadır” dedi. Bakan Kurum’un, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün “İstatistik Bilgi Sistemi” kayıtlarından alınan bilgilere göre önergesine yanıt verdiğini belirten Kılıç, şunları kaydetti:

“Türkiye’de son beş yılda yabancı gerçek kişiler 10 bin 419 ana taşınmaz (arsa, arazi, tarla, bağ, bahçe vb.) 197 bin 555 de konut, işyeri vb. taşınmaz satın aldı. Yabancılar son beş yılda en çok İstanbul’da ana taşınmaz ile konut ve işyeri satın aldı. Yabancıların son beş yılda İstanbul’da aldığı ana taşınmaz 2 bin 492 adet; konut, işyeri vb. taşınmaz ise 93 bin 909 adet olarak gerçekleşti. Bakan Murat Kurum, cevabında 2021 yılında yabancı gerçek kişilere yapılan ana taşınmazlar ile konut ve işyeri satışları hakkında da bilgi verdi. Buna göre; geçen yıl yabancılar 3 bin 794 ana taşınmaz, 62 bin 124 adet de konut ve işyeri satın aldı. Yabancılara geçen yıl en çok ana taşınmaz ile konut ve işyeri satışı yine İstanbul’da yapıldı. İzmir’de 2021 yılında yabancılara 76 adet ana taşınmaz (arsa, arazi, tarla, bağ, bahçe vb.), bin 518 de konut ve işyeri satışı gerçekleştirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum cevabında, taşınmaz satışı ile ilgili verilen rakamların ‘aktif taşınmazları’ içerdiğini, süreç içerisinde yabancıların Türk vatandaşı veya tüzel kişilere yaptıkları devirlerin ‘pasif istatistikler’ olduğunu ve hesaba dahil edilmediğini kaydetti.”

“Gerçek rakam daha yüksek”

Sevda Erdan Kılıç, Kurum’un verdiği yanıtı şöyle değerlendirdi:

“Bakanın bu cevabı ülkemizin ve topraklarının parsel parsel yabancılara satıldığını ve peşkeş çekildiğini tüm gerçekliği ile ortaya koymaktadır. 2017 yılından beri yabancılara 200 bin konut ve işyeri satılmış ve bu satışın 62 bini de geçen yıl gerçekleşmiş. Yani son beş yıldaki toplam satışın yaklaşık üçte biri 2021 yılında gerçekleşmiş. Bu da yıllar içerisinde yabancılara ülkemizde satılan konut ve işyeri sayısının arttığını ortaya koymaktadır. Tabi bunda AKP iktidarının ‘Önce 250 bin dolara sonra 400 bin dolara konut alanlara Türk vatandaşlığı vermesinin’ de etkisi olduğu muhakkak. Üstelik cevapta belirtilen yabancılara satış rakamlarının, bakanın da ‘Süreç içerisinde yabancıların Türk vatandaşlarına yaptıkları devirlerin hesaba dahil edilmediği’ sözleri ile belirttiği gibi daha yüksek olduğu gerçeği ortadadır.

“Oy hesabı yapıyorlar”

Ülkemizi, ormanlarımızı, dağlarımızı, ovalarımızı, en verimli arazilerimizi, deniz kenarlarındaki hazine arazilerimizi yabancılara peşkeş çektikleri yetmezmiş gibi, üstüne bir de 400 bin dolara Türk vatandaşlığını yabancılara sattılar ve satıyorlar. Ülkemiz adeta istila edilmektedir, işgale uğramaktadır. Tabi yabancılara vatandaşlık hakkını niye bu kadar kolay verdiklerini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Yapılacak seçimde yabancıların AKP’ye oy vermelerinin hesabını yapmaktadırlar. Ama istediklerini yapsınlar, ister tüm yabancılara vatandaşlık vererek oy hakkı tanısınlar isterlerse mezarda bulunanlara oy hakkı tanısınlar, Türkiye’nin geleceğinin belirleneceği seçimde, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı iktidarını engelleyemeyecekler.”

(Kaynak: Gerçek Gündem)

Paylaşın