TİP’ten Anayasa Mahkemesi’ne Can Atalay Başvurusu

Türkiye İşçi Partisi (TİP), vekilliği düşürülen Can Atalay için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Başvuruda; Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin yokluğunun tespiti ve iptali istendi.

Haber Merkezi / Türkiye İşçi Partisi (TİP), Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespit edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) cezaevindeki Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin iptali için bugün Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Can Atalay ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş adına avukatları aracılığıyla Yüksek Mahkemeye yapılan başvuruda; Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin yokluğunun tespiti ve iptali istendi.

Sol Haber’in edindiği bilgilere göre, başvuru dilekçesinde; Meclis’te Yargıtay’ın 3 Ocak 2024 tarihli kararının okunduğu belirtildi ancak bu karar ile ilgili “Mecliste okunan Yargıtay’ın 03.01.2024 tarihli kararı milletvekilliğinin düşmesine esas olabilecek Can Atalay ile ilgili ‘kesin hüküm içeren’ bir karar değil, AYM’nin ikinci ihlal kararının uygulanmama kararıdır” denildi.

Dilekçede; “Açıkça yanlış bir karar okunarak milletvekilinin düşürülmesi yok hükmündedir” değerlendirmesinin yapıldığı öğrenildi.

Can Atalay hakkında, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararı sonrasında da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara uyulmaması ve karar verilmemesinin; dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesinin ve Dairenin 3 Ocak kararı ile Anayasa Mahkemesi kararına uymayarak yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmemesinin ve cezanın infazının devamına neden olunmasının; Anayasanın 83 ve 67 maddelerinin ve kişi özgürlüğü ve güvenliğinin düzenlendiği 19. maddesinin ihlali olduğu ifade edildi.

Anayasa Mahkemesi’ne sunulan dilekçede; şu değerlendirmeler yapıldı: Anayasa Mahkemesi 25.10.2023 tarihli kararında, milletvekili seçilmiş olması nedeniyle infazın durdurulmasına ve bulunduğu cezaevinden salıverilmesinin sağlanmasına karar verdiğine ve yine Anayasa Mahkemesi 21.12.2023 tarihli kararı ile bir kez daha infazın durdurulmasına ve bulunduğu cezaevinden salıverilmesinin sağlanmasına karar verdiğine göre, ortada; tutmayı sona erdirmeyi zorunlu kılan, Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş ve uyulması zorunlu olan yargısal bir karar vardır. AYM’nin TBMM’nin milletvekilliği düşürme işleminin yokluğunu tespit ederek iptaline kararı vermesi gerekmektedir.

Ne olmuştu?

Gezi Davası’nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan sekiz sanıktan biri olan Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 26 Nisan 2022’de darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 25 Nisan 2022’de verdiği karara ilişkin temyiz incelemesini 23 Eylül 2023’te tamamladı ve Atalay’ın yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi talebini reddetti.

Karar üzerine dava, Atalay’ın bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. 12 Ekim’de bir üyenin dosyaya hazırlanamadığını beyan etmesi gerekçesiyle Atalay’ın bireysel başvurusunu erteleyen AYM, cezaevinde tutuklu bulunan Atalay’ın ‘seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği’ haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin Atalay hakkında verdiği kararını reddetti. Davayı yeniden değerlendiren AYM, Atalay’a karşı ikinci kez hak ihlali yapıldığı yönünde karar aldı ve Atalay’a 100 bin TL manevi tazminat ödenmesi, mahkumiyet kararının infazının durdurulması ve tahliyesi için kararın İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine oybirliğiyle hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin ikinci hak ihlali kararına uyulmaması yönünde hüküm verdi ve kararında, AYM kararının “hukuki değerinin olmadığı”nı belirtti. Yargıtay’ın AYM’nin kararını tanımayarak mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması hukuk tartışmalarını alevlendirmişti.

Paylaşın

CHP’den Anayasa Mahkemesi’ne Can Atalay Başvurusu

CHP, milletvekilliği düşürülen Can Atalay için AYM’ye başvurdu: Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir. 15 gün içinde karar Meclis’e gönderilmeli.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespit edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, başvuru sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Günaydın, şunları ifade etti:

“Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir. 15 gün içinde karar Meclis’e gönderilmeli. Kurtulmuş bugüne kadar neden bu kararı okumadı? Tek hakimli bir üst yazı ile üst derece kararı temyiz merciine yollamış ve Yargıtay 3. Dairesinin genel başkanı bir yazı ile kararı TBMM’ye iletmiş bu karar da okunmuştur. Bu durum açıkça Anayasa’nın başlangıç hükümleri ila 2. 6. Ve 153. Maddesine aykırıdır.

Bunun yanında meclis başkan vekilliği yapan Bekir Bozdağ’ın tarafsızlığını yitirdiği ortaya çıkmıştır. Danışma kurulunda parti grup başkanvekillerine saat 14.55te kararın okutulacağı ifade edilirken, AKP’nin grup başkanvekili öğleden önce bir televizyon kanalında kararı okutacaklarını ifade etmiştir. Dolayısıyla meclis AKP tarafından mı yoksa tarafsız olması gereken meclis başkanvekiliyle yönetilmektedir? Anayasanın 2,6, 153. Maddeleri uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesi için tezkere okutması hükmünün yok sayılmasını ve bunun tespit edilmesini AYM’den talep ediyoruz.

Ayrıca Meclis iç tüzüğünün eylemli olarak ihlal edilmesi sonucu oluşan parlamento kararının da Anayasa’ya aykırı olduğu açıktır. Bu nedenle de parlamento kararının iptal edilmesini ve yürütmesinin durdurmasını da talep ediyoruz. Biz AYM’nin daha önceki kararlarına uyarlı olarak, hem yok hükmünde sayılma hem de iptal ve yürütmenin durdurmasına yönelik taleplerimizi olumlu karşılamasını ve kararı TBMM’ye göndermesini bekliyoruz.”

Ne olmuştu?

Gezi Davası’nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan sekiz sanıktan biri olan Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 26 Nisan 2022’de darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 25 Nisan 2022’de verdiği karara ilişkin temyiz incelemesini 23 Eylül 2023’te tamamladı ve Atalay’ın yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi talebini reddetti.

Karar üzerine dava, Atalay’ın bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. 12 Ekim’de bir üyenin dosyaya hazırlanamadığını beyan etmesi gerekçesiyle Atalay’ın bireysel başvurusunu erteleyen AYM, cezaevinde tutuklu bulunan Atalay’ın ‘seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği’ haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin Atalay hakkında verdiği kararını reddetti. Davayı yeniden değerlendiren AYM, Atalay’a karşı ikinci kez hak ihlali yapıldığı yönünde karar aldı ve Atalay’a 100 bin TL manevi tazminat ödenmesi, mahkumiyet kararının infazının durdurulması ve tahliyesi için kararın İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine oybirliğiyle hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin ikinci hak ihlali kararına uyulmaması yönünde hüküm verdi ve kararında, AYM kararının “hukuki değerinin olmadığı”nı belirtti. Yargıtay’ın AYM’nin kararını tanımayarak mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması hukuk tartışmalarını alevlendirmişti.

Paylaşın

Kurtulmuş’tan “Can Atalay” Kararı Sonrası İlk Açıklama: Anayasa Değişikliği Vurgusu

TİP Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi sonrası konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Meclis’in üzerine düşen sorumluluk Anayasa’da var olan bu konudaki çelişkileri ortadan kaldırmaktır. Yüksek yargı birbirleriyle çelişen, kararları farklılaşan kurumlar olmanın ötesine geçmelidir” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik ilk kez konuştu. BBC Türkçe’nin aktardığına göre; Numan Kurtulmuş, yaptığı açıklamada, kendisinin Türkiye’de olması halinde de kararı Bekir Bozdağ’ın okuyacağını söyledi.

Siyasi tartışmaların ‘köpürtüldüğünü’ ve bunu doğru bulmadığını belirten Kurtulmuş, “Biz burada, milletimizin verdiği yetkiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, milletimizi temsilen ülkeler arasında diplomatik ilişkileri arttırmak ve parlamenter diplomasinin imkanlarından istifade etmek için görüşmeler yaparken, böyle bir çalışmanın içerisindeyken benim şahsımı da işin içerisinde katan, hatta bu ziyaretle Atalay’ın kararının okutulmasını bir şekilde ilişkilendiren bazı açıklamaları kategorik olarak reddettiğimi ifade etmek isterim. Bunlar haksız ve doğru olmayan yorumlardır. Bu ziyaretler aylar öncesinden planlanmıştır” dedi.

“Meclis Başkanı’nın teamüller gereği Meclis’i ne zaman yöneteceği bellidir. Biz bu hafta Ankara’da olsaydık dahi kararı yine Sayın Bozdağ okutacaktı” diye konuşan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: Çünkü Meclis’in çalışmalarında Genel Kurul yönetimi nöbetçi başkanvekili tarafından deruhte edilmektedir. Dolayısıyla bu süreci, hele hele buradan doğacak siyasi tartışmaları sokakta halletmeye kalkmak doğru değildir.

Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’a atıfla, iki yargı kurumu arasındaki hukuki ihtilafın tarafının Meclis olmadığını söyleyen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Bu süreçte Meclis’in tavrı bellidir. Bizim yerel mahkeme adına karar verip Meclis olarak Atalay’ın tutukluluk halini kaldırmak gibi bir yetkimiz yok. Dolayısıyla fiili olarak tutukluluk süreci devam etti” dedi.

Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü: Bu anlamda esas itibarıyla Meclis’in üzerine düşen sorumluluk Anayasa’da var olan bu konudaki çelişkileri ortadan kaldırmaktır. Yüksek yargı birbirleriyle çelişen, kararları farklılaşan kurumlar olmanın ötesine geçmelidir. Her birisinin fonksiyonu bellidir. Her birisinin vazifesi bellidir. Hiçbir mahkeme devletin diğer kurumlarının üzerinde bir hak ve yetkiye sahip değildir.

“Dolayısıyla bütün bunların yeniden düzenlenmesi, örneğin; 153. Madde, 138. Maddelerin yeniden düzenlenmesi ve 14. Maddesi’nde devlete karşı işlenen suçları belirleyen faaliyetlerin daha sarih, daha açık bir hale getirilmesi için bazı değişikliklerin yapılması gerekir. Meseleyi şahsileştirmemek gerekir derken, bu ya da benzeri problemleri sistemik olarak çözmenin Meclis’in görevi olduğunu hatırlatmak isterim.”

Anayasa’nın 153. Maddesi’nde, “Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığı” vurgulanıyor. Anayasa’nın 138. Maddesi’nde ise “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” deniliyor.

Anayasa’nın 14. Maddesi ise şöyle: Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

Can Atalay’ın avukatları Anayasa Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulunacak

Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezası alan Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı Salı günü TBMM Genel Kurulu’nda okunmuş, kararın okunmasıyla birlikte Atalay’ın vekilliği resmen düşürülmüş, TİP’in milletvekili sayısı 3’e inmişti.

Kararın okunmasının ardından TİP, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri pankartlarla başkanlık kürsüsünü işgal etmiş, birleşimi yöneten Bekir Bozdağ’a Anayasa kitapçığı fırlatılmıştı.

Bozdağ, protestolar nedeniyle çalışmalara devam edilemeyeceği gerekçesiyle birleşimi kapatmıştı. Atalay’ın avukatları milletvekilliğinin düşürülmesi kararına itiraz ederek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracak. AYM daha önce Atalay hakkında iki kez “hak ihlali” kararı vermiş, Yargıtay bu kararlara uymamıştı.

Paylaşın

Bahçeli’den Bekir Bozdağ’a “Can Atalay” Teşekkürü

Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin açıklamada bulunan MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ’a da teşekkür ederek, “Adalet yerini bulmuştur” dedi.

Haber Merkezi / Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Bahçeli, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Gezi Parkı davası kapsamında hüküm giymiş olan Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında Yargıtay 3.Ceza Dairesi’nin verdiği adil, hakkaniyetli ve hukuk temelli kararın, TBMM’nin dünkü birleşiminde okunmasıyla ilgili şahsın milletvekilliği düşürülmüş, nitekim adalet yerini bulmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü, suçluyu koruma imtiyazı veya bir yargı kararını darbe iddiasıyla yok sayma hakkı olamaz. Demokrasiye, milli huzur ve güvenliğimize darbeye tevessül eden Anayasa Mahkemesi’dir.

Milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa Mahkemesi’nin medya gücünü arkasına alarak ilerlettiği vesayetçi, art niyetli, peşin hükümlü, siyasi hüviyetli sakat ve sancılı tutumunu reddetmiş, Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde kesinleşmiş mahkeme kararının gereğini yapmıştır.

Bekir Bozdağ’a teşekkür

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sayın Bekir Bozdağ’ı cesur, dirayetli ve tavizsiz yönetiminden dolayı tebrik ediyor, Gazi Meclis’in saygınlığını muhafaza ve müdafaa gayreti nedeniyle de teşekkürlerimi paylaşıyorum. Başkanlık kürsüsü önüne toplanan, sıra kapaklarına vuran, Meclisi’mizi yuhalayarak kendileriyle müsemma olan nefret ve şiddet gösterisine heveslenenler kınanmaya müstahak demokrasi cellatlarıdır.

Millet iradesi demokrasi ve hukuk namusuna sahip çıkmıştır. Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin hitamında yeni bir gezi provokasyonu telaffuz edenler gaflettedir. Sokağı ve kanunsuz direnişi adres gösterenler, dahası ülkemiz aleyhine her türlü pozisyonun alınmasından bahsedenler husumet figüranlarıdır.

Hiç kimse bedeli ve sonuçları çok ağır olacak bir yanlışın faili olmamalıdır. Türkiye’nin anarşiye ve sokak diline teslimiyeti sadece ham bir hayaldir. Demokrasiye ve hukuka saygı herkesin, hepimizin temel sorumluluğudur. Şuur kaybının pençesinde bu sorumluluğun hilafına hareket edenleri ne tarih ne de millet affetmeyecektir.”

Ne olmuştu

Anayasa Mahkemesi, (AYM) Gezi Davası’ndan tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’la ilgili ikinci kez hak ihlali kararı vermişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk ihlal kararında olduğu gibi, dosyayı Yargıtay’a göndermişti.

Daire, “Anayasa Mahkemesi’nce verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa’nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını” belirterek Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmamasına karar vermişti.

Paylaşın

TBMM Genel Kurulu’nda “Can Atalay” Gerilimi

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda muhalefet ve iktidar milletvekilleri arasında gerilime neden olmaya devam ediyor.

Haber Merkezi / TBMM Genel Kurulu’nda devam eden görüşmelerde AK Parti adına söz alan Grup Başkanvekili Özlem Zengin, konuşması sırasında kendisine tepki gösteren milletvekillerine “Bir grup milletvekili Meclis’i terörize ederek, toplumu terörize ederek iş yapabileceğini zannediyor” sözleriyle tepki gösterdi.

Zengin, şu ifadeleri kullandı: “Bir grup milletvekili Meclis’i terörize ederek, toplumu terörize ederek iş yapabileceğini zannediyor. Meclis’in asli dili kelimelerdir. Meclis’in asli dili hukuktur. Dün burada yapılan (Yargıtay’ın Atalay kararının okunması) Anayasa’ya uygun bir eylemdir. Şunun altını çizmek istiyorum; her şey hukuk zemininde varlık kazanmıştır.”

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in konuşması sırasında muhalefet sıralarından sık sık sesler yükseldi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Bu işler babayiğit olmakla değil anayasayı iyi bilmekle geçiliyor. Sokaklar, mahallerle bilir babayiğitliğimizi” derken, AK Partili bir vekil “Bir okusana 14. maddeyi” diye bağırdı.

Bunun üzerine Gökhan Günaydın, “Usül tartışması yapıyoruz. Ya AYM üyelerini de Yargıtay üyelerini de siz atadınız. Atadığınız adamlar aralarında kapışıyor. Utanmadan bunu sorun haline getiriyorsunuz. Biz mi atadık AYM üyelerini, Yargıtay üyelerini. Aranızda anlaşamıyorsunuz. Bana laf ettiriyorsun” diye yanıt verdi.

Bunun üzerine AK Parti sıralarından bağrışmalar devam etti. Günaydın bu kez bir AK Partili vekile “Sen bir susar mısın, susmazsan başka bir şey yapacağım” diye seslendi.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’e de tepki gösteren Günaydın “Grup başkanısın yakışıyor mu, bir sakin ol. Gel istediğin yerde istediğin kadar konuşalım. Hukuktan, Meclis’ten konuşalım. Ne kadar meraklısın ya milletvekilliğini düşürmeye. İçinizde faşizm nasıl bu kadar ortaya çıktı. Bir milletvekilliği düşürülüyor, biraz bunun utancını, hüznünü yaşa ya. Yargılanan adama iki kez kovuşturma yok kararı, beraat kararı verildi. Siyasi yargılama nedir, başınıza gelince anlarsınız. Dünyada hiçbir parlamento bir milletvekilliğini düşürmek için bu kadar hevesli olmaz mı ya?” ifadelerini kullandı.

CHP’nin itirazı reddedildi

CHP’nin, Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararı okunurken yaşanan protestolar nedeniyle kararın duyulmadığı, bu nedenle geçersiz sayılması gerektiğine ilişkin usul itirazı ise reddedildi. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Kesin hüküm okundu, karar tutanağa geçirildi” ifadeleriyle itirazı reddetti.

Ne olmuştu

Anayasa Mahkemesi, (AYM) Gezi Davası’ndan tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’la ilgili ikinci kez hak ihlali kararı vermişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk ihlal kararında olduğu gibi, dosyayı Yargıtay’a göndermişti.

Daire, “Anayasa Mahkemesi’nce verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa’nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını” belirterek Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmamasına karar vermişti.

Öte yandan Can Atalay’ın avukatlarının bundan sonra izleyecekleri hukuki yollar ve Anayasa Mahkemesi’ndeki süreç yakından takip ediliyor. Atalay’ın avukatlarının milletvekilliğinin düşürülmesi kararının iptali için Anayasa Mahkemesine başvuracağı bildirildi.

Başvurunun, TBMM Genel Kurulu’nda okunan Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararının “yok hükmünde olduğu” gerekçesi ile yapılacağı da belirtildi.

Paylaşın

Can Atalay’ın Milletvekilliği Bu Hafta Düşürülecek

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın durumuna ilişkin açıklamada bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, “Tutuklu milletvekili Can Atalay’ın bugün veya bu hafta düşecek” dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay’ın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili aldığı kararların ardından gözler Meclis’e çevrildi.

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Can Atalay kararının bu hafta TBMM’de okutulmasını planladıklarını açıkladı. Usta, “Can Atalay kararı bugün veya bu hafta Meclis’te okunarak milletvekilliği düşecek” şeklinde konuştu.

Son olarak Ankara, İstanbul ve İzmir baro başkanlarının da aralarında bulunduğu 57 baro başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) Numan Kurtulmuş’a hitaben Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüleceği iddialarına ilişkin açık mektup yayımlamıştı.

Ne olmuştu?

28 Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın avukatları, “müvekkillerinin milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtay’a başvurmuştu.

Yargıtay’ın talebi reddetmesi üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurusunda bulunmuş, mahkeme de “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine ve Atalay’ın yeniden yargılanarak tahliyesine karar verilmesine hükmetmişti.

Anayasa Mahkemesince Atalay’ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle yerel mahkemeye gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne iletilmiş, söz konusu ceza dairesi ihlal kararına uymamıştı.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi Üyesinden Yargıtay’a Hikayeli Gönderme!

Yargıtay ile AYM arasındaki “Can Atalay” kriz devam ederken Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyesi Kenan Yaşar, karıncalar ve fil arasında geçen bir hikayeyi sosyal medya hesabından paylaştı: Yerdeki karıncalar filin sırtındaki karınca için tempo tutmuşlar -Ez onu! Ez onu!

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyesi Kenan Yaşar, Yargıtay’ın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında AYM’nin ikinci kez verdiği “hak ihlali” kararına uymamasına sosyal medyadan paylaştığı hikaye ile gönderme yaptı.

Kenan Yaşar, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: Karıncalar fili çok kıskanır ‘O canlıysa biz de canlıyız o büyükse biz de büyüğüz’ derlermiş. Bir gün fil geçerken hepsi filin sırtına atlamışlar. Fil silkinmiş hepsi yere düşmüş, sadece biri kalmış. Yerdeki karıncalar filin sırtındaki karınca için tempo tutmuşlar. Ez onu! Ez onu!

Yaşar’ın paylaşımı kısa sürede sosyal medyada gündem oldu. Paylaşımının gündem olmasının ardından Kenan Yaşar, paylaşımını sildi.

Ne olmuştu?

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi Davası’nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi Davasında Osman Kavala’yı “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay’ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs seçimlerinde TİP’ten Hatay milletvekili seçildi. AYM, Gezi Davası’nda tutuklanan Can Atalay’ın 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesiyle ilgili yapılan başvuruda 25 Ekim’de oy çokluğuyla “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek tahliyesinin gerektiğine hükmeden AYM kararını reddederken, hak ihlali kararı veren AYM üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

Tahliye kararının uygulanmaması üzerine AYM’ye yapılan ikinci başvuruda 21 Aralık’ta ikinci kez, oy birliği ile hak ihlali kararı verildi. AYM’nin kısa kararı Gezi Davası’na bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Mahkeme, AYM’nin ikinci hak ihlali kararına rağmen yine Can Atalay’ı tahliye etmeyerek dosyayı yeniden Yargıtay’a gönderdi.  Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 3 Ocak’ta Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının ‘hukuki değeri olmadığını’ ileri sürerek bir kez daha tahliye kararı vermedi.

Paylaşın

Yargıtay’dan Can Atalay Kararı: AYM’nin Hukuki Değeri Yok

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını görüşen Yargıtay, “AYM’nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyerek, karara uyulmamasını kararlaştırıldı.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi (AYM), 14 Mayıs 2023 seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ı, milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesinin “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Can Atalay’ın tahliye edilmesi için gerekçeli kararı göndermişti.

AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim’de 5’e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye göndermişti.

Yargıtay, AYM’nin Can Atalay’a yönelik 25 Ekim tarihli ilk hak ihlali kararını da tanımamıştı. Yargıtay ayrıca, 25 Ekim tarihli kararda hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma kararı almıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını görüştü.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını belirterek AYM’nin kararına uyulmamasına karar verdi. Daire, AYM’nin kararının “jüristokratik” bir davranış olduğunu savundu.

Jüristokrakrasi, yargıçlar yönetimi anlamına geliyor. Demokrasinin aksine, yargıçların oligarşik bir yönetim oluşturmasını tanımlıyor ve eleştirel bir anlam taşıyor.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi için bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) yazı yazdığı aktarıldı.

Kararda şu ifadeler yer aldı:

“Anayasa Mahkemesi’nin Şerafettin Can Atalay’ın bireysel başvuruları hakkında 25.10.2023 ve 21.12.2023 tarihli hak ihlali kararlarına hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği cihetle, bu bağlamda Anayasa’nın 153. maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmamakla; keza Şerafettin Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda 28.09.2023 tarihinde Dairemizin 2023/12611 esas 2023/6359 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen ve infazı kabi! bir hükmün mevcudiyeti karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararlarına uyulmasına yer olmadığına,

2- Şerafettin Can Atalay’ın mahkumiyet hükmünün 28.09.2023 tarihinde Dairemiz tarafından onanması ile bükümlü sıfatını kazandığı ve Anayasa’nın 84/2. maddesinde milletvekilliğinin düşmesi sebeplerinden biri olarak “kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinin” düzenlenmiş olduğu, Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan ve milletvekilliğiyle bağdaşmayan suçlardan kurulan suçlardan kurulan mahkumiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceği,

Anayasa’nın 84/2. maddesi yönünden Anayasa Mahkemesi’ne müracaat imkan tanınmadığı ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda inceleme yetkisinin de bulunmadığı gözetilerck; Anayasal zorunluluk gereği hükümlü Şerafettin Can Atalay hakkında verilen iş bu kararın bir örneğinin gereğinin takdir ve ifası için TBMM Başkanlığı’na tekrar gönderilmesine,

3- Dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde Yargıtay Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasına uygun ve oy birliği ile kesin olarak 03.01.2024 tarihinde karar verildi.” denildi.

Ne olmuştu?

Anayasa Mahkemesi, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ı, milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesinin “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Can Atalay’ın tahliye edilmesi için gerekçeli kararı göndermişti.

Kararı inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, yetkinin kendilerinde olmadığını öne sürerek, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne sevk etmişti.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen Can Atalay hakkında tahliye kararı verilmeyeceğine hükmetmiş ve Can Atalay hakkında hak ihlali kararına imza atan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması yönünde karar vermişti.

Can Atalay’ın avukatları bu durum üzerine AYM’ye ikinci bir başvuru yapmış ve Atalay’ın “bireysel başvuru” hakkının da ihlal edildiğine dikkat çekmişti.

21 Aralık’ta ikinci kez Can Atalay’ın dosyasını görüşen AYM, Can Atalay’ın seçilme hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla, ilk AYM kararının uygulanmayarak Can Atalay’ın tahliye edilmemesi sebebiyle bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine ise oybirliğiyle karar vermişti.

AYM, hak ihlali kararının giderilmesi için dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiş ve bu konuda yetkinin Yargıtay 3. Ceza Daire’sinde değil, yerel mahkemede olduğuna dikkat çekmişti.

Dosyayı görüşen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bir kez daha tahliye kararı vermeyerek dosyayı Yargıtay’a göndermişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında 2. kez verilen hak ihlali kararına direndi ve Can Atalay hakkında verilen hak ihlali kararını tanımadı.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda “Anayasa Mahkemesi” Sorunu

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki gerekçeli kararı, ana omurgasını AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı‘ndaki çatlağı derinleştirmeye aday olduğu öne sürüldü:

“TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Yargıtay’ın uyarısını dikkate almayıp Atalay kararını Genel Kurulda okutmaması oldu. Bu da MHP liderinin bütün çıkışlarına rağmen AK Parti’nin -ilk günlerdeki heyecanlı tartışmalardan sonra- AYM ve Yargıtay kavgasına girmek istemediğini gösterdi.”

Gazeteci Murat Yetkin, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki gerekçeli kararının Cumhur İttifakı‘ndaki çatlağı derinleştirmeye aday olduğunu söyledi.

Yaşananları yetkinreport.com’da yayımlanan yazısında değerlendiren Yetkin, şunları kaydetti:

“(…) AYM, Gezi Davasında 18 yıl hapse çarptırılmış durumda TİP Milletvekili seçilen Can Atalay’ın daha önce Yargıtay’dan dönen tahliye kararında ısrar etmişti. Bu arada öne çıkmayan ancak en önemli etken, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Yargıtay’ın uyarısını dikkate almayıp Atalay kararını Genel Kurulda okutmaması oldu.

Bu da MHP liderinin bütün çıkışlarına rağmen AK Parti’nin -ilk günlerdeki heyecanlı tartışmalardan sonra- AYM ve Yargıtay kavgasına girmek istemediğini gösterdi. AYM gerekçeli kararının Resmi Gazetede yayınlanmasından birkaç saat önce Bahçeli’nin hala DEM ve CHP’yi kapatmıyorsa AYM’nin kapatılmasından söz etmesi bu Cumhur’da bu alandaki rahatsızlığın da arttığına işaret. (…)”

Ne olmuştu?

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi Davası’nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi Davasında Osman Kavala’yı “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay’ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs seçimlerinde TİP’ten Hatay milletvekili seçildi. AYM, Gezi Davası’nda tutuklanan Can Atalay’ın 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesiyle ilgili yapılan başvuruda 25 Ekim’de oy çokluğuyla “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek tahliyesinin gerektiğine hükmeden AYM kararını reddederken, hak ihlali kararı veren AYM üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

Tahliye kararının uygulanmaması üzerine AYM’ye yapılan ikinci başvuruda 21 Aralık’ta ikinci kez, oy birliği ile hak ihlali kararı verildi. AYM’nin kısa kararı Gezi Davası’na bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme ikinci hak ihlali kararını da uygulamadı.

Paylaşın

Can Atalay Kararının Gerekçesi Açıklandı: AYM Kararları Bağlayıcı

Gezi Davası’ndan cezaevinde bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay milletvekili Can Atalay’a ilişkin ikinci kararının gerekçesini açıklayan Anayasa Mahkemesi (AYM), “Herhangi bir yargısal makamın AYM kararlarının bağlayıcılığını tartışma yetkisi verilmediği” vurguladı.

Haber Merkezi/ Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Atalay’la benzer durumda olan Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkında AYM’nin vermiş olduğu kararlarına daha önce Yargıtay Ceza Kurulu’nun uyduğunun da altını çizerek bu konuda “bağlayıcılık” olduğuna işaret etti.

AYM, kararında, “Kamu gücü eylemi, işlemleri ve ihmallerinin Anayasa’ya uygunluğu kesin ve bağlayıcı olarak karara bağlama yetkisi münhasıran Anayasa Mahkemesine aittir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verdiğinde herhangi bir merciin bu kararın Anayasa’ya veya kanuna uygun olup olmadığı incelemesi ve yetersizliği yok” ifadelerine yer verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), hakkında iki kez hak ihlali kararı vererek tahliyesine hükmettiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’la ilgili son kararının gerekçesini açıkladı.

2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle AYM’ye bireysel başvuru imkanının getirdiği belirtilen kararda “Yapılan düzenlemeyle bireysel başvuruları inceleme görevi verilmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’ne özgürlükleri koruma ve yükseltme misyonu da yüklenmektedir” ifadeleri yer aldı.

Karara AYM üyeleri İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal’ın ortak ‘karşı oy’ gerekçesi yazdı. Gerekçeli kararında süreci ve ilk kararın uygulanmamasının hukuksuzluğunu anlatan AYM, Yargıtay’a da kendi kararıyla yanıt verdi.

Yüksek Mahkeme, bireysel başvurular üzerine verdiği kararların Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.2015 tarihli kararına atıf yaptı:

“Anayasa Mahkemesi’nin diğer kararları gibi, bireysel başvuruları inceleyen bölüm kararları da yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamaktadır. Bu itibarla Anayasa Mahkemesi’nin emsal niteliğindeki bu kararı karşısında mevcut içtihadların yeniden gözden geçirilmesi gerekmiştir.’ şeklinde açıklandığı üzere Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ve içtihadi anlamda yol gösterici niteliği tartışmasızdır.”

AYM, akşam saatlerinde de Can Atalay dosyasına ilişkin web sitesinden açıklama yapmış, “Yargıtay’ın Anayasa hükümlerini gözardı ederek verdiği kararla şekillenen süreç Anayasa’nın sözüne açıkça aykırı” demişti.

Ne olmuştu?

Anayasa Mahkemesi, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ı, milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesinin “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Can Atalay’ın tahliye edilmesi için gerekçeli kararı göndermişti.

Kararı inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, yetkinin kendilerinde olmadığını öne sürerek, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne sevk etmişti.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen Can Atalay hakkında tahliye kararı verilmeyeceğine hükmetmiş ve Can Atalay hakkında hak ihlali kararına imza atan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması yönünde karar vermişti.

Can Atalay’ın avukatları bu durum üzerine AYM’ye ikinci bir başvuru yapmış ve Atalay’ın “bireysel başvuru” hakkının da ihlal edildiğine dikkat çekmişti.

21 Aralık’ta ikinci kez Can Atalay’ın dosyasını görüşen AYM, Can Atalay’ın seçilme hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla, ilk AYM kararının uygulanmayarak Can Atalay’ın tahliye edilmemesi sebebiyle bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine ise oybirliğiyle karar vermişti.

Paylaşın