Türkiye ‘olası erken seçimi’ konuşmaya devam ederken, kesin bir dille ‘erken seçim’ iddialarını reddeden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada seçim tarihinin ‘mevsim şartlarına göre güncellenebileceğini’ söylemişti.
Korkusuz yazarı Can Ataklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne gelen seçim anketlerinde istediği sonuç çıkmaması durumunda iki durumun gerçekleşebileceğini savundu.
Ataklı’ya göre bunlar, “üçüncü kez aday olamayacağı gerçeğini kabullenip, gürültü-patırtı çıkarmadan kenara çekilmek ya da milletvekilliğine aday olmak” ya da “muhalefetin parlamenter sisteme geçme vaadini kendisi sahiplenip seçimden önce hayata geçirmek”
Can Ataklı’nın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:
Şunu artık herkes biliyor olmalı: Erdoğan anketleri en iyi okuyan ve yöneten siyasetçidir. Hiçbir anket şirketi, Erdoğan’ı yanıltacak bir sonuçla karşısına çıkamaz. Daha öz bir ifadeyle, Erdoğan anketlerin gazına gelmez asla. Önüne 100 tane “kazanacağını” gösteren anket çıksa bile bunlar arasında sadece kesin doğruluğuna emin olduğu anketin sonucuna bakar. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Erdoğan mutlaka yayınlanan her ankete bakıyordur ama kamuoyuna açıklanmayan hatta kimsenin bilmediği bir ekibe de sürekli araştırma yaptırıyordur. Öyle sanıyorum ki Erdoğan bütün seçim tartışmaları arasında sadece güvendiği anket hangisiyse ona güveniyor, ona inanıyor.
Ancak sorun başka. Erdoğan elbette kendi güvendiği ekibe araştırma yaptırıyordur, buna karşı yine sarayın hizmetinde olan anket şirketlerinin hiçbiri şu ana kadar Erdoğan’a “Kesinlikle kazanıyorsunuz, hiç endişe etmeyin” diyemiyor. Oysa bundan önceki seçim anketlerinde Erdoğan hep “kazanacak” isim olarak çıkıyordu. Bazılarında belki kıl payı kazanıyordu, ama çoğunda açık ara kazanacağı görülüyordu. Bu kez öyle değil.
Erdoğan’ın en güvendiği araştırma ekibi hangisi bilemiyorum, ancak yayınlanan hiçbir ankette Erdoğan’ın kazandığı açıkça belirtilemiyor. İşte Erdoğan bu nedenle muhalefetin adayının bir an önce açıklanmasını istiyor. Şu anda muhalefetin kesinleşmiş bir adayı yok. Sadece kimi anket şirketlerinin şişirdiği balonla aday gösterilen iki belediye başkanı var. Buna bir de Kılıçdaroğlu’nu ve Demirtaş’ı ekleyerek anket yapanlar var. Saray yazarları üç dört adaya bölünen muhalefet adaylarının karşısında Erdoğan’ın açık ara önde olduğunu göstermeye çalışıyorlar. Oysa Erdoğan bunlara asla kanmıyor.
Karşısına kim olursa olsun bir aday çıkmadıkça yapılacak kamuoyu araştırmalarının sağlıksız sonuç vereceğini biliyor. Muhalefet bir aday belirlese Erdoğan rahatlayacak ve tek adaya karşı yapılacak kamuoyu araştırmalarının sonucuna bakacak. Peki, muhalefet aday belirledikten sonra Erdoğan hala seçilecek oranı yakalayamadığını görürse ne yapacak.
Elbette ilk hamle olarak kamuoyunu etkileyecek “daha da parlak müjdeler” üzerine yoğunlaşacaktır. Devletin kasası elinde, buradaki parayı son kuruşuna kadar harcayarak oyunu yükseltmeye çalışacaktır. Görünen o ki, herkese para dağıtarak da sonuca ulaşamayacaktır. O zaman önünde iki yol kalıyor.
BİRİNCİSİ: Üçüncü kez aday olamayacağı gerçeğini kabullenip, gürültü-patırtı çıkarmadan kenara çekilmek ya da milletvekilliğine aday olmak.
İKİNCİSİ: Muhalefetin parlamenter sisteme geçme vaadini kendisi sahiplenip seçimden önce hayata geçirmek.
Ataklı, “Ocak ve şubat ayı çok hareketle geçecek emin olun…” yorumunu da yazısına ekledi.
Yazının tamamı için TIKLAYIN