Türkiye’de İşçilerin Sendikalaşma Oranı Yüzde 14.76

Türkiye genelinde 16 milyon 413 bin 359 işçiden 2 milyon 421 bin 940’ının sendika üyeliği bulunuyor. Bu sayı yüzde 14,76 sendikalılaşmaya işaret ediyor. Bundan önce Ocak ayında açıklanan verilerde sendikalı oranı yüzde 14,42 seviyesinde bulunuyordu.

Haber Merkezi / Hizmet-İş sendikası 276 bin 360 üyeyle Türk Metal Sendikası’nı geride bırakarak en fazla üyeye sahip sendika oldu. Türk Metal Türk Metal Sendikası 268 bin 385 üyeyle ikinci sırada yer aldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “6356 Sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Gereğince; İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2023 Temmuz Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bakanlığın tebliğinde işkollarındaki çalışan sayıları ve sendikalaşma oranlarına yer verildi.

Bakanlığın verisinde toplam işçi sayısı 16 milyon 413 bin 359 olarak kaydedilirken, sendikaya üye olan işçi sayısı 2 milyon 241 bin 940 oldu. İşçinin sendikalaşma oranı yüzde 14.76’da kaldı.

Buna göre, genel hizmetler Türkiye’de sendikalaşmanın en fazla olduğu işkolu oldu. “Genel İşler”deki sendikalaşma oranı yüzde 58 olarak görüldü.

Genel hizmetleri yüzde 39.2 ile ‘Sağlık ve Sosyal Hizmetler’, yüzde 34.1 ile ‘Banka, Finans ve Sigorta’, yüzde 32.8 ile ‘Savunma ve Güvenlik’, yüzde 31.1 ile ‘Enerji’ ve yüzde 26,7 ile ‘İletişim’ işkolları takip etti.

Türkiye’de sendikalaşmanın en düşük olduğu sektör ise ‘İnşaat’ işkolu oldu. İnşaat sektöründe sendikalaşmanın oranı yüzde 3.3’te kaldı.

Diğer işkollarındaki sendikalaşma oranları ise şöyle oldu:

Avcılık, Balıkçılık, Tarım ve Ormancılık – yüzde 22,2
Çimento, Toprak ve Cam – yüzde 20,2
Madencilik ve Taş Ocakları – yüzde 20
Metal – yüzde 18,3

Gıda Sanayii – yüzde 13,4
Petrol, Kimya, Lastik, Plastik ve İlaç – yüzde 11,3
Taşımacılık – yüzde 10,7
Dokuma, Hazır Giyim Deri – yüzde 8,8

Ağaç ve Kağıt – yüzde 8,1
Gemi Yapımı, Deniz Taşımacılığı, Ardiye ve Antrepoculuk – yüzde 8,1
Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar – yüzde 7,5
Konaklama ve Eğlence İşleri – yüzde 4,4

Paylaşın

“Asgari Ücret” İçin İkinci Toplantı Sona Erdi: Rakam Konuşulmadı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesi için yaptığı ikinci toplantı sona erdi. Komisyonun bu hafta üçüncü kez toplanacağı belirtildi. Komisyon, ilk toplantısını 13 Haziran’da yapmıştı.

Haber Merkezi / Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete yapılacak ara zam oranını belirleme çalışmaları kapsamında 2’nci kez toplandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıya, Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi kesimini temsilen Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar ve işveren kesimini temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Akansel Koç katıldı. Toplantı, yaklaşık 2 buçuk saat sürdü.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapmıştı. Toplantıya bakanlığı temsilen Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi tarafını temsilen Türk-İş heyeti temsilcisi Türkiye Haber-İş Sendikası Başkanı Veli Solak, işveren tarafını temsilen ise Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç katılmıştı. Toplantı, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürmüştü.

Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Bu hafta üçüncü toplantının yapılacağını söyleyen Ağar’ın açıklamaları şöyle:

“Uzun uzun görüşmeler yaptık. Çalışma hayatı ile ilgili görüşmeleri sunduk. Rakam olarak bir yere gelinmedi. Bu hafta içerisinde üçüncü defa komisyon olarak bir araya geleceğiz. Komisyonda bir karara vardıktan sonra Cumhurbaşkanımız açıklama yapar diye düşünüyorum. Bayramdan önce rakam konusunda bir karar verilir diye düşünüyorum.

Şu anda 500 dolar karşılığı rakamını o dönem bakanımız söylemişti. Türk parası olarak görüşüyoruz, dolar üzerinden pazarlık yapmıyoruz. Günün şartlarına göre, insanların alım gücünün artmasını istiyoruz. 500 dolar üzerinden değil, günün şartlarına göre pazarlık yapılacak. Bu hafta sonuçlanacağını düşünüyoruz.”

“Kafamızdaki rakam olmazsa muhalefet şerhimizi koyarız. Gönlümüz üçlü olarak kararın alınması ” diyen Ağar, işveren ya da hükümet tarafından bir rakamın masaya gelmediğini söyledi.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor. 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye 13 Haziran itibarıyla, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke konumunda.

Paylaşın

“Asgari Ücret” İçin İkinci Toplantı 19 Haziran’da

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesi için yapacağı ikinci toplantı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde 19 Haziran Pazartesi günü gerçekleştirecek.

Haber Merkezi / Toplantıda işçi kesimini Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu( TÜRK-İŞ), işveren kesimini temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapmıştı. Toplantıya bakanlığı temsilen Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi tarafını temsilen Türk-İş heyeti temsilcisi Türkiye Haber-İş Sendikası Başkanı Veli Solak, işveren tarafını temsilen ise Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç katılmıştı. Toplantı, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürmüştü.

Toplantının ardından açıklama yapan Türk-İş heyeti temsilcisi Veli Solak, “Bizim talebimiz; ‘Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde bitmesi. Asgari ücretle çalışan kardeşlerimizin maaşlarının günün şartlarına göre, yaşanan ekonomik krize göre, ev kiralarına göre, hayat pahalılığına göre güncellenmesini istiyoruz” demişti.

Solak, toplantıda rakam konuşulup konuşulmadığı yönündeki soruya, “Resmi belgeler istendi. Önümüzdeki günlerde, ilerleyen saatlerde açıklama yapacağız” cevabını vermişti.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor. 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye 13 Haziran itibarıyla, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke konumunda.

Paylaşın

Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplandı: İkinci Toplantı Ne Zaman?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının ardından açıklamada bulunan Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Solak, “Görüşmelerin bayramdan önce bitmesini istiyoruz. İkinci toplantıyla ilgili herhangi bir tarih yok. Yarın olabilir, ertesi gün olabilir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bizim TÜRK-İŞ olarak talebimiz, Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde bu toplantının bir an önce bitmesi. Asgari ücretin, günün şartlarına göre, yaşanan ekonomik krize göre, ev kiralarına göre, hayat pahalılığına göre güncellenmesini istiyoruz.”

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete yapılacak ara zam oranını görüşmek üzere ilk toplantısını gerçekleştirdi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesi için ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yaptı.

Toplantıya bakanlığı temsilen Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi tarafını temsilen Türk-İş heyeti temsilcisi Türkiye Haber-İş Sendikası Başkanı Veli Solak, işveren tarafını temsilen ise Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç katıldı. Toplantı, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü.

Toplantının ardından açıklama yapan Türk-İş heyeti temsilcisi Veli Solak, “Bizim talebimiz; ‘Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde bitmesi. Asgari ücretle çalışan kardeşlerimizin maaşlarının günün şartlarına göre, yaşanan ekonomik krize göre, ev kiralarına göre, hayat pahalılığına göre güncellenmesini istiyoruz” dedi.

Solak, toplantıda rakam konuşulup konuşulmadığı yönündeki soruya, “Resmi belgeler istendi. Önümüzdeki günlerde, ilerleyen saatlerde açıklama yapacağız” cevabını verdi.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Paylaşın

Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplanıyor: Açlık Sınırını Geçecek Mi?

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde bugün ilk toplantısını yapacak. İşçi kesimini temsilen TÜRK-İŞ, işveren kesimini temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyeti katılacak.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Paylaşın

Hükümetin Kamu İşçisi İçin Yeni Zam Teklifi Belli Oldu

Hükümetin kamu işçisi için yeni zam teklifini değerlendiren TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay, “Sayın Bakan işveren sendikasının verdiği 11 bin 500 lirayı yeterli bulmadığını, 12 bin liraya çektiğini ifade etti. Önceki yüzde 30’luk artışı da yine yeterli bulmayıp yüzde 40’a yükselttiğini bildirdi.” dedi ve ekledi:

“Bu, önemli ve güzel bir gelişme ama bu aşamada karar verme durumunda değiliz. Şu anda geldiğimiz noktada yeni teklif 12 bin lira taban ücret ve ilk altı ay için yüzde 40 zam düzeyinde. Bayrama yetişmez, imkanı yok ama bayram bitiminde bir neticeye varırız.”

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, hükümetin kamu işçisi için yeni teklifinin 12 bin lira taban ücret ve ilk altı ay için yüzde 40 zam olduğunu açıkladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü kapsamında işçi sendikası konfederasyonları TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ heyetlerini kabul etti.

Basına kapalı yaklaşık 1 saat süren görüşmelerin ardından, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu.

Atalay müzkere sürecinin devam ettiğini belirtti ve şunları söyledi:

“Sayın Bakan’ın daveti üzerine buraya geldik. Sayın Bakan işveren sendikasının verdiği 11 bin 500 lirayı yeterli bulmadığını, 12 bin liraya çektiğini ifade etti. Önceki yüzde 30’luk artışı da yine yeterli bulmayıp yüzde 40’a yükselttiğini bildirdi. Bu, önemli ve güzel bir gelişme ama bu aşamada karar verme durumunda değiliz.

“Şu anda geldiğimiz noktada yeni teklif 12 bin lira taban ücret ve ilk altı ay için yüzde 40 zam düzeyinde. Bayrama yetişmez, imkanı yok ama bayram bitiminde bir neticeye varırız.”

Atalay beklentilerinin daha yüksek olduğunu şu sözlerle ifade etti:

“Taban ücretin 11 bin 500 liradan 12 bin liraya yükseltilmesi iyi ama bunun daha yukarıya çekilmesi lazım. Yüzdelik artışın 30’dan 40’a çıkartılması güzel ama bizim için yeterli değil. Toplumun alım gücüyle ilgili sıkıntısı devam ediyor. Bizim görevimiz, temsil ettiğimiz insanların alım gücünü artırmak. Gayretimiz bu yönde. Bugün gelen teklifi küçümsemiyorum ama yüzde 40’ı bir geçelim istiyoruz.”

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

TÜRK-İŞ’ten ‘Asgari Ücret’ Tepkisi: Beklentiyi Karşılamadı

Yeni asgari ücretin 8 bin 500 TL olarak belirlenmesine tepki gösteren TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “TÜRK-İŞ temsilcileri, bugünkü mevcut sosyal ve ekonomik şartlarda,  2023 yılı için belirlenen asgari ücretin, çalışanların aileleriyle birlikte geçim şartlarını karşılamadığı görüşündedir. Kamuoyunun beklentisi de giderilmemiştir” dedi ve ekledi

Haber Merkezi /“Asgari ücretin yürürlükte kalacağı dönem boyunca meydana gelecek fiyat artışlarının gerisinde kalması söz konusudur. Ücretli çalışanların satın alma gücü bu nedenle azalmaktadır. Çalışanların satın alma gücünü koruyacak tedbirler uygulanmalıdır.”

Asgari ücret çalışmalarında işçi kesimi tarafından öncelikli olarak, “çalışanların kendileri ve aileleri için insana yakışır bir gelir elde etmeleri için çaba gösterildiği” belirtilen Atalay, “Ancak bu talebimiz dikkate alınmamıştır. Yaklaşımımız işveren ve hükümet temsilcileri tarafından dikkate alınmış olsaydı, işçi kesiminin de onayıyla asgari ücretin oy birliğiyle tespit edilmesi ihtimali ortaya çıkabilirdi” ifadelerini kullandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından net 8 bin 500 TL olarak açıklanan 2023 yılında uygulanacak asgari ücret, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda çalışan kesimi temsil eden TÜRK-İŞ tarafından yetersiz bulundu.

Erdoğan’ın yeni asgari ücreti açıkladığı sırada yanında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile işveren kesimini temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol yer alırken çalışanların temsilcisi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) yer almadı.

TÜRK-İŞ yeni asgari ücretin açıklanmasının ardından bir yazılı açıklama yaptı. Yeni asgari ücretin oy çokluğuyla, işveren ve hükümet temsilcileri tarafından belirlendiği ifade edilen açıklamada, “Komisyonda görev yapan işçi kesimi karar toplantısına katılmamıştır” denildi.

“Geçim şartlarını karşılamıyor”

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay imzasıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer aldı:

“Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi kesimi adına görev yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsilcileri, bugünkü mevcut sosyal ve ekonomik şartlarda, 2023 yılı için belirlenen asgari ücretin, çalışanların aileleriyle birlikte geçim şartlarını karşılamadığı görüşündedir. Kamuoyunun beklentisi de giderilmemiştir. Asgari ücretin yürürlükte kalacağı dönem boyunca meydana gelecek fiyat artışlarının gerisinde kalması söz konusudur. Ücretli çalışanların satın alma gücü bu nedenle azalmaktadır. Çalışanların satın alma gücünü koruyacak tedbirler uygulanmalıdır.”

Asgari ücret çalışmalarında işçi kesimi tarafından öncelikli olarak, “çalışanların kendileri ve aileleri için insana yakışır bir gelir elde etmeleri için çaba gösterildiği” belirtilen açıklamada, “Ancak bu talebimiz dikkate alınmamıştır. Yaklaşımımız işveren ve hükümet temsilcileri tarafından dikkate alınmış olsaydı, işçi kesiminin de onayıyla asgari ücretin oy birliğiyle tespit edilmesi ihtimali ortaya çıkabilirdi” denildi.

Asgari ücreti belirleme çalışmalarının sadece ücretli kesimi değil toplumun tümünü yakından ve doğrudan ilgilendirdiğine vurgu yapılan açıklamada, kamuoyunun beklentisinin karşılanmamadığı kaydedilerek, “Özelikle sendikasız işçilerin önemli bir bölümünün temel meselesi olan asgari ücretin işçi kesiminin savunduğu ilkeler çerçevesinde karara bağlanması, ülkemiz çalışma hayatı açısından önemli bir açılım sağlayacaktı” görüşü dile getirildi.

Anayasaya atıfta bulunuldu

Anayasada asgari ücretin tespitinde “çalışanların geçim şartları” göz önünde bulundurulması hükmünün yer aldığına işaret edilerek, “Ancak TÜİK bu konuda bir çalışma yapmaktan kaçınmıştır” ifadesi kullanıldı.

Açıklama şöyle sona erdi: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda görev yapan işçi temsilcileri, bu görüş ve düşüncelerle çalışmalara katkı yapmış ve asgari ücretin bu çerçevede belirlenmesi için çaba göstermiştir. Ancak, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücret olması gereken asgari ücret -bir kez daha- pazarlık konusu edilmiş ve karar oy çokluğuyla, işveren ve hükümet temsilcileri tarafından belirlenmiştir. İşçi kesimi alınan karara katılmamıştır.”

Paylaşın

Asgari Ücret Belli Oldu: Net 8 Bin 500 TL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücretin 8.500 TL olduğunu açıkladı, Erdoğan, ancak tarafların asgari ücrette anlaşamadığını da ekledi. TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, resmi tekliflerinin 9 bin lira olduğunu belirtmişti.

Haber Merkezi / Ergün Atalay bu rakamın kabul edilmemesi durumunda masaya oturmayacaklarını söylemişti. Bu sebeple TÜRK-İŞ Başkanı Atalay, basın toplantısına katılmadı. Öte yandan TÜRK-İŞ’in karara muhalefet şerhi koyması bekleniyor.

Türkiye’de “genel ücret” haline gelmesi nedeniyle milyonlarca yurttaşı ilgilendiren asgari ücrette 2023 yılı rakamı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol’un katılımıyla düzenlendi.

İşçileri temsil eden Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) taleplerinin karşılanmaması nedeniyle görüşmede yer almadı.

Erdoğan, 2023 yılı asgari ücretini net 8 bin 500 TL olarak açıkladı. 2022 yılının ikinci yarısında net 5 bin 500 TL olan asgari ücrete böylece yeni yılda yüzde 54,5 oranında zam yapılmış oldu.

Açıklanan rakamla asgari ücret, bir kez daha yoksulluk sınırının da altında kaldı. Birçok kurum ve sendika çalışmasına göre yoksulluk sınırı 25 bin TL’yi aşarken, bir yıl boyunca uygulanacak asgari ücret de bir kez daha açlık sınırında belirlendi.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Açıklayacağımız asgari ücret rakamı ülkemizin genel ekonomik ve sosyal görünümü ile de uyumludur. Ne emekçilerimizin hakkının yenmesine ne de işverenlerimizin üzerine altından kalkamayacakları bir yükün bindirilerek istihdamın zarar görmesine rıza gösteririz.

Geçtiğimiz haftalarda kamu görevlilerinin pek çok talebini çözüme kavuşturduk. 2002 yılında 184 lira olan asgari ücret reel olarak yüzde 142 oranında artmıştır.

Geçtiğimiz sene yüzde 50 oranında artış yaparak 4 bin 250 liraya yükseltmiş, gelir ve damga vergisini kaldırmıştık. Yıl içinde asgari ücrette ortalama yüzde 80 oranında artış sağlamıştık. Ülkemizi faiz, kur, enflasyon cenderesinden çıkarmaya çalıştığımız bir süreçte meyveleri toplamaya başlayacağız.

Enflasyon oranının aşağıya düşüşüne şahit olacağız, yüzde 20’lere indirmeye kararlıyız.

Şayet beklenmedik bir tabloyla karşılaşırsak geçen yıl olduğu gibi ara düzenleme yapmaktan da kaçınmayız. Asgari ücrette geçtiğimiz yılın ocak ayına göre yüzde 94, temmuz ayına göre yüzde 50 artış sağlanmıştır. Asgari ücreti net 8 bin 500 lira oldu. Devlet olarak bizim sırtımızda önemli bir küfe var.”

Patronlardan ‘sağduyu’ talebi

TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol da Erdoğan’ın ardından söz alırken, “3 tane önceliğimiz vardı İşçi tarafıyla bazı görüş ayrılıkları olabilir ama yarın başka konularda yine mutabakatlar sağlayacağız” dedi. Akkol, basın mensuplarına da çağrı yapmak istediğini söyleyerek, “Sağduyuyla yaklaşmalarını bekliyorum. Kutuplaşmak bize yakışmaz” ifadelerini kullandı.

Bakan Bilgin’den ‘refah’ iddiası

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise “Bu rakam, bütün çalışanların refahtan pay alacakları yeni bir ücret skalasına ulaştıracaktır. Bu Türkiye’nin büyümesine, büyürken emekçilerini düşünen bir sosyal devlet anlayışına yakışan bir tutumdur” diye konuştu.

Asgari Ücret görüşmeleri

İşçi kesimini Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş), patronları ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) temsil ettiği Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 3 toplantısında anlaşma sağlanamamıştı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 3. toplantıda anlaşma sağlanacağını açıklarken; Bilgin’in açıklamanın aksine taraflar arasında anlaşma sağlanamadı ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 9 bin TL talep ettiklerini ve talebin karşılanmaması halinde masada olmayacaklarını belirtti.

Erdoğan, asgari ücrete ilişkin açıklamasında “sırtlarında bir küfe” olduğunu ve herkesin istediği konuştuğunu söyledi. Akşam saatlerinde ise Erdoğan ve Bilgin, Saray’da bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmelerde anlaşma sağlanamaması nedeniyle Türk-İş, toplantı öncesinde duyurduğu gibi toplantıda yer almadı. Asgari ücret Erdoğan tarafından duyuruldu.

Paylaşın

Erdoğan’dan Bakanlara ‘EYT’ Talimatı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e hem de Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye “Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunu kimseyi mağdur etmeden çözün. Bana çözmeden gelmeyin” talimatı verdiği öğrenildi. 

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sigortalı olduktan sonra ‘oyunun kuralı değiştiği’ için iş hayatına başladığında vaat edilenden daha geç emekli olacak geniş bir kitle. Her siyasi görüşten, meslekten ‘üyesi’ var. 8 Eylül 1999’daki düzenlemeyle emeklilikleri ertelendi.

Düzenleme yapıldığında iktidarda olmayan AKP’nin yönetiminde geri adım atılmadı. Aksine 31 Mayıs 2006’da çıkarılan 5510 sayılı kanunla nihai emeklilik yaşı 65’e kadar çıkarıldı. Muhalefetin mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin teklifleri reddedildi. Gerekçe olarak, ‘oluşacak mali yük’ gösterildi.

Ekonomik krizin etkisiyle seçmen desteğini önemli ölçüde kaybeden iktidar, son dönemde EYT sorununu yeniden gündeme aldı. EYT’li sayısının, Mayıs 2022 itibariyle 4 milyon 683 bin 441 kişi olduğu belirtiliyordu.

Düzenlemeden ilk etapta 1.5 milyon kişinin yararlanması bekleniyor.

Ancak AKP iktidarı, aylardır üzerinde çalıştığı emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ile ilgili ilerleme kaydedemedi. Daha önce EYT düzenlemesi için aralık ayını işaret eden hükümet, takvimi ocak ayına çekti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Bu ayın sonuna kadar (aralık) Meclis’e getireceğimi söylemiştim, inşallah sözümü tutarım ocak ayına sarkmaz” açıklamasında bulunmuştu. Ancak AKP kaynakları, EYT’ye yönelik düzenlemenin, aralık ayında görüşülmesi olanağının ‘olmayabileceğini’ açıkladı. Gerekçe olarak ise ‘bütçe takvimi’ gösterildi.

‘Nebati itiraz ediyor’

Cumhuriyet gazetesinden Selda Güneysu’nun haberine göre kulislerde, EYT ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında da ‘uzlaşmazlık’ yaşandığı kaydediliyor.

EYT ile ilgili daha önce 1.5 milyon kişi için etki analiz çalışmalarının yapıldığına ancak EYT çevrelerinden gelen yoğun baskı ve itiraz nedeniyle EYT’li sayısının 4 milyona çıktığı ve kapsamının genişlediğine işaret edilirken, bu duruma Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Hazine’ye yük getireceği” gerekçesiyle itiraz ettiği belirtiliyor.

Bu kez bakanlığın 4 milyona çıkan EYT’liler ile ilgili etki analiz çalışması yaptırdığı ifade edilirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın itirazı üzerine “Hükümet EYT ile ilgili beklentiyi yükseltti. Sadece 1.5 milyon insan emekli olursa, geriye kalanlarda ‘mağdur algısı’ oluşacak. Seçim dönemine giderken bu görüntünün oluşması zarar verir” çıkışını yaptığı kaydediliyor.

Erdoğan’dan talimat

Her iki bakanlık arasında yaşanan ‘uzlaşmazlık’ için de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Bakan Bilgin’e hem de Bakan Nebati’ye “Bu işi kimseyi mağdur etmeden çözün. Bana çözmeden gelmeyin” talimatı verdiği de öğrenildi.

Öte yandan EYT ile ilgili AKP’nin ekonomi kurmayları da devreye girdi. AKP’nin ekonomi kurmayları da Erdoğan’ın talimatı üzerine EYT ile ilgili çalışmalar yürütecek.

Paylaşın

İktidarın ‘EYT Ve Sözleşmeliler’ Formülü Tutmadı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sözleşmeliler ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusundaki çalışmalarını hızlandırdı. Sözleşmeliler konusunda art arda sosyal taraflarla görüşmeler yapılıyor.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre, kamuoyunun beklediği gibi sözleşmeli uygulaması kaldırılmıyor, bir süreye bağlanıyor. Üzerinde durulan formüller ise şöyle:

İsteyene kadro: Şu anda 600 bine yakın sözleşmeli personel var. Öncelikle bu personelden “şartları taşıyanlar” kadroya alınacak. Ancak bu isteğe bağlı olacak. Çünkü bazı sözleşmeli personel kadroya geçtiğinde maaşında düşme olacağına dikkat çekiliyor.

3+1 formülü: Bundan sonra ise “3+1” formülü işleyecek. Yine sözleşmeli personel istihdam edilecek. Yeni işe giren sözleşmeli personel üç yıl sonra kadroya geçecek. Ardından bir yıl sonra da tayin hakkı kazanacak. Bir anlamda kadro öncesi “deneme” sürecine tabi tutulacak. Yani iktidar sözleşmeli uygulamasını kaldırmayacak, süreye bağlayacak.

Tayin kısıtı: Yeni işe giren sözleşmeli personelin dört yıl tayin hakkı olmayacak. Tayin kısıtlamasına gerekçe olarak da “bir yere gönderilen sözleşmeli personelin bir süre sonra araya birilerini sokarak başka bir yere tayin olabilmesi” gösteriliyor.

EYT yıl sonunda

Bakanlık, EYT konusunda da çalışmalarını sürdürüyor. Düzenlemenin aralıkta Meclis’e gelmesi bekleniyor. Alınan bilgiye göre, EYT konusunda yapılacak düzenlemenin ayrıntıları da şöyle:

Eylül 1999 ayrıntısı: “EYT’liyim diyen herkesin EYT’li olmadığına” dikkat çekiliyor. Bu konuda kritik tarihin yasanın yürürlüğe girdiği Eylül 1999 olduğuna işaret ediliyor. EYT konusunda iki formül konuşuluyor.

Prime göre maaş: Birinci formül prime göre maaş verilmesi. EYT kapsamındaki bazı çalışanların örneğin 9 bin prim gün sayısı olduğu, buna karşın bazı çalışanların da 5 bin prim günü olduğu belirtiliyor. Prim gün sayısı fazla olana daha fazla maaş bağlanacağı yorumları yapılıyor. Böylece bütçe üzerindeki yükün de azaltılacağı belirtiliyor.

Yaş sınırı: Diğer bir değerlendirmeye göre de yine bir yaş sınırı getirilebileceği kaydediliyor. 1999’dan bu yana geçen süreye işaret edilerek bazı çalışanların 40’lı yaşlarının başlarında emekli olabilecekleri yorumları yapılıyor. Bunun önüne geçebilmek için de örneğin kadınlar için 45, erkekler için 48 gibi bir alt sınır getirilebileceği konuşuluyor.

Paylaşın