Türkiye’de Her Üç Öğrenciden Biri Okula Aç Gidiyor

Türkiye’de her 3 öğrenciden biri okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor. Öğrencilerin yüzde 19,2’si ise parasızlık nedeniyle haftada en az 1 gün aç kalıyor.

Haber Merkezi / Çocukların yüzde 2’si okuldan sonra hiç akşam yemeği yiyemiyor, yüzde 1,9’u ise yine ekonomik sebeplerle her gün aç kalıyor.

2024 – 2025 eğitim öğretim yılının ilk ders zili ekonomik krizin gölgesinde çaldı.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı veriler ile öğrencilerin beslenme sorununa dikkat çekti.

Buğra Gökce, paylaşımda şu istatistiki verileri paylaştı: “Her 3 öğrenciden 1’i okula aç gidiyor. Türkiye’de her 3 öğrenciden 1’i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor.

Çocuklarımızın yüzde 60’ı haftada en az 1 gün kahvaltı yapmıyor. Öğrencilerin yüzde 19,2’si parasızlık nedeniyle haftada en az 1 gün aç kalıyor.

Çocukların yüzde 2’si okuldan sonra hiç akşam yemeği yiyemiyor, yüzde 1,9’u ise yine ekonomik sebeplerle her gün aç kalıyor.

Bu nedenle 2024 – 2025 eğitim – öğretim döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilk ve orta okul öğrencilerine 2 milyon okul beslenme paketi dağıtacak.

Bu konu yalnızca yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli. Okullarda 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek sunulması gerekiyor. 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek bir ihtiyaç ve zorunluluk. Bu talebin karşılanmasını bekliyoruz.”

Paylaşın

Eğitim Harcamaları Yüzde 120 Arttı

Yeni eğitim – öğretim yılı başlarken, eğitim masrafları velilerin belini büküyor. Eğitim harcamaları son bir yıl içerisinde rekor kırarak yüzde 120 artış gösterdi.

Öğrencilerin temel kırtasiye harcamaları yüzde 71,9, okul için giyim harcamaları yüzde 62,5, okula başlama masrafı ise yüzde 64,9 oranında arttı.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya platformu üzerinden 9 Eylül’de başlayacak olan yeni eğitim – öğretim yılına ilişkin ekonomik verileri paylaştı. Gökce’nin açıklamaları şu şekilde:

“Eğitim – Öğretim yılı başlarken eğitim sistemindeki sorunlar ağırlaşarak devam ediyor. Her 5 okuldan 1’i özel okul MEB’in örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde 17,5 milyon öğrenci bulunmaktadır. Toplam 75 bin 19 eğitim kurumu içinde devlete ait kurum sayısı 60 bin 734 iken, özel okulların sayısı 14 bin 281’dir. Özel okulların tüm okullar / kurumlar içerisindeki oranı tarihimizde ilk kez yüzde 19’a çıkmış durumdadır.

Bir başka ifadeyle eğitim’de piyasa dinamikleri baskın hale gelmiştir. 442 bin 643 çocuk sistem dışı Türkiye’de resmi ve özel okullarda zorunlu örgün eğitim sisteminde kayıtlı 17 milyon 558 bin 25 öğrenciden, 442 bin 643’ü sistemin dışındadır. Çocuğunu okula göndermeyen velilere idari para cezası veya bir yıl hapis cezası verilmesi gerekiyor olsa da bu yaptırım fiilen uygulanmıyor.

Orta öğretimdeki öğrenci sayısı geçtiğimiz 22 yılda 2 kattan fazla artarak 3 milyon 23 bin 602’den 6 milyon 789 bin 681’e ulaştı, sadece açık lisedeki toplam öğrenci sayısı son 22 yılda dört kattan fazla artarak 464 bin 935’ten 2 milyon 9 bin 480’e çıktı. Başka bir ifadeyle halen ortaöğretimdeki öğrenci sayısının üçte birini açık liseye giden öğrenciler oluşturuyor.

“850 bin ile 2 milyon arasında çocuk işçi var!”

TÜİK verilerine göre, 15-17 yaş arasında çocukların işgücüne katılma oranı 2020’de yüzde 16,2 iken, bu oran 2023 yılına gelindiğinde yüzde 22,1 ile son 10 yılın zirvesine çıktı. Resmi verilere göre çocuk işçi sayısı 853 bin olurken uzmanlara göre kayıt dışı olanlarla birlikte bu sayı 2 milyonun üzerine çıkıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından paylaşılan bilgide 2013 – 2024 yılları arasında 695 çocuk işçinin çalışırken yaşamını yitirdiği yer aldı.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sıradadır. Son dönemde hızlı artan yoksullaşma Türkiye’de önce en hassas durumdaki çocukları vurmuştur. Türkiye’de bugün her 5 çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır.

Ülkemizin eğitime yatırım yapılmasına her gün daha fazla ihtiyacı varken, bilinçli bir şekilde yatırım azaldı. Milli Eğitim Bakanlığı 2002 yılında eğitim bütçesinin yüzde 17’sini yatırıma ayırırken, 2023 yılında bu pay yüzde 9’a düştü.”

Paylaşın

Türkiye’deki Gıda Enflasyonu 45 Afrika Ülkesinin 43’ünden Daha Yüksek

Türkiye’deki gıda enflasyonu 45 Afrika ülkesinin 43’ünden daha yüksek. Güney Sudan ve Zimbabve hariç Türkiye’ye en yakın gıda enflasyonu yüzde 41,9 ile Malavi’de bulunuyor.

Haber Merkezi / Türkiye gıda enflasyonu bakımından Kuzey ve Güney Amerika’da Arjantin hariç bütün ülkeleri geride bıraktı. İç sıkıntıları devam eden ambargo altındaki Venezuela’da gıda enflasyonu yüzde 41,4 olurken, Kolombiya’da 5,2, Brezilya’da 4,1 oldu.

Asya ülkeleri arasında Türkiye gıda enflasyonu bakımından en kötü durumdaki ülke. Pakistan’da gıda enflasyonu yüzde 2,4, Azerbaycan’da -0,6, Gürcistan’da -0,2 olarak kaydedildi.

Tüm dünyada Türkiye gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 4’üncü ülke. Filistin’de gıda enflasyonu yüzde 30,8 olurken, savaş halindeki Rusya’da 9,8, Ukrayna’da -0,1 olarak gerçekleşti.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Dr. Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ağustos ayı enflasyon verilerini değerlendirdi.

Paylaşımına, “Mutfakta yangın büyüyor: Gıda enflasyonu açısından OECD üyeleri arasında en kötü durumdaki ülkeyiz” notunu düşen Buğra Gökce, şu ifadeleri kullandı: “Mutfakta yangın büyüyor: Gıda enflasyonu açısından OECD üyeleri arasında en kötü durumdaki ülkeyiz!

TÜİK verilerine göre Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 44,88 olarak açıklandı. AB ülkelerinde gıda enflasyonu ortalama yüzde 1,6 olurken, Türkiye hariç OECD ülkelerinde gıda enflasyonu ortalama yüzde 1,9.

OECD ülkeleri arasında Türkiye’den sonra en yüksek gıda enflasyonu yüzde 7,7 ile Meksika’da. Türkiye ile Meksika arasında yaklaşık 6 kat fark var.

Türkiye’de 2017 Ocak ayında 339 olan gıda endeksi 2024 Ağustos ayında yaklaşık 10 kat artış göstererek 3.374’e çıktı. Aynı dönemde dünyada gıda endeksi 98’den sadece 120’ye ulaştı.

Tüm dünyada Türkiye gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 4’üncü ülke. Filistin’de gıda enflasyonu yüzde 30,8 olurken, savaş halindeki Rusya’da 9,8, Ukrayna’da -0,1 olarak gerçekleşti.

Asya ülkeleri arasında Türkiye gıda enflasyonu bakımından en kötü durumdaki ülke. Pakistan’da gıda enflasyonu yüzde 2,4, komşumuz Azerbaycan’da -0,6, Gürcistan’da -0,2 olarak kaydedildi.

Türkiye’deki gıda enflasyonu 45 Afrika ülkesinin 43’ünden daha yüksek. Güney Sudan ve Zimbabve hariç Türkiye’ye en yakın gıda enflasyonu yüzde 41,9 ile Malavi’de bulunuyor.

Türkiye gıda enflasyonu bakımından Kuzey ve Güney Amerika’da Arjantin hariç bütün ülkeleri geride bıraktı. İç sıkıntıları devam eden ambargo altındaki Venezuela’da gıda enflasyonu yüzde 41,4 olurken, Kolombiya’da 5,2, Brezilya’da 4,1 oldu.

Son söz: Kamu yönetiminde yapılan hataların bedelini 85 milyon ödüyor. Eğitim öğretim dönemi açılırken, Türkiye’de her 5 çocuktan biri yeterli beslenemiyor. Yönetimde katılımcılık, şeffaflık, hukuka saygı, liyakat, akıl, bilim olursa sorunlar çözülüyor.”

Paylaşın

Emekliler İçin 2024, 2023’den De Kötü Olacak

Emeklilerin ekonomik durumu ile ilgili dikkati çeken veriler paylaşan İPA Başkanı Buğra Gökce, “Emekli aylıkları yaklaşık 16 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen bir konu” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu konuda ‘ben yaptım oldu’ zihniyeti ile değil ortak akılla, toplumun ilgili tüm kesimlerini karar alma süreçlerine katarak, çoğulcu bir yöntemle uygulamaların geliştirilmesi gerekiyor. Emeklilerin karşı karşıya olduğu sorunlar ağır ve derin. Gerçekçi, akılcı ve bilimsel çözümlere ihtiyaç var.”

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden, emeklilerin ekonomiden aldıkları paya ilişkin yıllara göre karşılaştırmalı veriler paylaştı.

Emeklilikte maaş sisteminin değişmesine değinen Gökçe, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: ”Emekli maaş sisteminin değişmesi gündemde. Peki emeklilerin durumu ne?

Son 20 yılda Türkiye’de emekliler için en kötü yıl 2023 oldu. 2024, 2023’den de kötü olacak. Türkiye’de emekli aylıklarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 5,36’ya düşerken, AB’de emekli aylıklarını GSYH’ye oranı yüzde 12,9 olarak gerçekleşti.

Türkiye’de ortalama emekli aylığı 385 euroyken, İspanya’da 1.417, Fransa’da 1.485, Almanya’da 1.552, İtalya’da 1.582, Belçika’da 1.717, Hollanda’da 2.003 euro. 2002 sonunda bir işçinin emekli aylığı asgari ücretin yaklaşık yüzde 30 üstündeydi. Son yapılan düzenlemeyle 12 bin 500 olan en düşük emekli aylığı, 17 bin lira olan asgari ücretin yüzde 26,5 altında.

2002’de ortalama emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46,4 iken 2024’te yüzde 27,7’ye geriledi. 2014 yılında en düşük emekli aylığı ile 11 gram altın alınabilirken, bugün 4,5 gram altın alınabiliyor.

Emekli aylıkları yaklaşık 16 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen bir konu. Bu konuda ‘ben yaptım oldu’ zihniyeti ile değil ortak akılla, toplumun ilgili tüm kesimlerini karar alma süreçlerine katarak, çoğulcu bir yöntemle uygulamaların geliştirilmesi gerekiyor. Emeklilerin karşı karşıya olduğu sorunlar ağır ve derin. Gerçekçi, akılcı ve bilimsel çözümlere ihtiyaç var.”

Paylaşın

İstanbul’da Yaşayanların Yüzde 9,1’i Yatağa Aç Giriyor

İPA Başkanı Buğra Gökce, “İstanbul’da yaşayanların yüzde 6.5’i yani yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi tüm gün ve gece hiçbir şey yemeden yatağa giriyor. Yüzde 9.1’i gece aç yatıyor. Yüzde 19.2’si maddi yetersizlikler nedeniyle evde yiyecek bulamıyor. Yüzde 67’si ise maddi yetersizlikler nedeniyle tercih ettiği gıdayı alamıyor” dedi.

Buğra Gökce, İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyetinin 66 bin 550 lira, ortalama kira bedeli ise 19 bin lira olduğunu söyledi. Türkiye’de asgari ücret 17 bin, en düşük emekli maaşı ise 12 bin lira.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç‘a açıklamalarda bulundu. Gökce, “Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir yerde insanlar evinin depreme karşı dayanıklı olmadığını bile bile 30 bin TL kira verip nitelikli bir konuta taşınamıyor. Tabutunda yaşamaya razı oluyor” dedi.

İstanbul’un birinci gündeminin ekonomi olduğunu söyleyen Gökce, “Hem evde hem sokakta en çok konuşulan konu ekonomi. Hane ekonomisinde büyük bir yangın var. Hane halkının önceliği tenceresi. Eve ekmek götüremiyorum, tencerem kaynamıyor, diyor” ifadelerini kullandı.

Buğra Gökce, “İkinci sorun olarak ulaşımı görüyor. Deprem üçüncü sırada. Bu dönem İsrail-Gazze savaşı hanelere konuşulan dördüncü problem, beşinci sırada ise köpek katliamı ile gündeme gelen hayvan hakları var” diye ekledi.

İstanbulluların Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik karamsar olduğunu belirten Gökce, şunları söyledi: “Ağustos ayında yaptığımız araştırmaya göre İstanbulluların yüzde 31.6’sı ekonominin değişmeyeceğini düşünüyor. Yüzde 48.9’u ekonominin kötüleşeceğini vurguluyor. Halk uygulanan ekonomi politikalarının ekonomik sorunları çözeceğine inanmıyor. Bugün Ayşe teyze markete gitse Londra’dan pahalı fiyatlarla karşı karşıya.

Ayşe teyze için ev almak zaten hayal. Ev kiralamaya kalksa Barcelona’nın bazı bölgelerinden fazla kira ödeyecek. Yeni bir ev kiralamanın ortalama maliyeti 96 bin 424 lira. Geçen sene aynı maliyet 63 bin 388 liraydı. Yani A’dan Z’ye her alanda Ayşe teyze zorlanıyor. Gelir eşitsizliği derinleşti, hepimiz fakirleştik. Yurttaşın yüzde 33.6’sı kredi kartı borcunun sadece asgari tutarını ödeyebiliyor. Yüzde 40.3’ü kıt kanaat geçiniyor. Her 2 kişiden biri yeterli gıdaya ulaşamıyor, porsiyonlarını küçültüyor.

Açlık tablosu

Gökçe, devamla şunlar söyledi: “İstanbul’da dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 2020’de 7 bin lirayken bu yıl 66 bin 550’ye çıkmış. İstanbulluların yüzde 6.5’i yani yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi tüm gün ve gece hiçbir şey yemeden yatağa giriyor. Yüzde 9.1’i gece aç yatıyor. Yüzde 19.2’si maddi yetersizlikler nedeniyle evde yiyecek bulamıyor. Yüzde 67’si ise maddi yetersizlikler nedeniyle tercih ettiği gıdayı alamıyor.

İstanbul’da insanlar barınma sorununu çözemiyor. Ortalama kira bedeli 19 bin TL oldu. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir yerde insanlar evinin riskli olduğunu bile bile 30 bin TL kira verip nitelikli bir konuta taşınamıyor. Maalesef insanlar öleceğini bilse de tabutunda yaşamaya razı oluyor. Sorunu çözecek kaynak, kurum, kanun amacı dışında kullanıldı.

Sonra tek başına belediye bu sorunu çözsün diye bekliyorsunuz. Nasıl çözecek? 1999 depreminden sonra cep telefonlarına özel iletişim vergisi kondu. Toplanan o paralarla 96 m2’lik 1 milyon 300 bin konut yapılabilirdi. 2018’de çıkan imar barışından toplanan parayla nitelikli 135 bin konut yapabilirdi. Bu paraların bir kısmıyla yol yaptılar. Halbuki o kaynaklar afetlere karşı güçlendirme yapmak için toplanmıştı.

1999 Ağustos’tan 2000 Temmuz başına kadar olan süreçte 38 kanun ve kanun hükmünde kararname, 28 kararname, 6 yönetmelik, 17 tebliğ, 9 genelge çıkarıldı. 1999 depreminden sonra çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, yapı denetim süreçlerini kâğıt üzerinde bırakmış, uygulamada ise rant odaklı bir yapılaşma süreci devam etti. 2023’teki 6 Şubat depremi, yeni yönetmeliklere rağmen, denetim süreçlerindeki aksaklıklar nedeniyle binaların yıkılmasıyla sonuçlandı. 2001’den bu yana 8 kez imar affı çıkarıldı.

Araştırmamıza göre ağustos ayında İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın aynı ayına göre yüzde 71.40 arttı. 2023’te İstanbul’a 412 bin kişi taşınmış ama 581 bin kişi göç etmiş. İstanbul deprem illerinden yaklaşık 46 bin kişilik bir göç aldı. Daha iyi konut ve yaşam koşullarına sahip olmak için İstanbul’dan göç edenlerin sayısı gelenlerden oldukça fazla.

Aile fertlerinden birine bağımlı olarak göç edenlerin sayısı gelenlerin yaklaşık üç katı. Memlekete dönmek, ev almak, emekli olmak gibi sebeplerle İstanbul’dan göç edenlerin sayısı da gelenlerden oldukça fazla. İş için genelde Kocaeli ve Tekirdağ’a göç ediyorlar, emekli olanlar ya da deprem kaynaklı ağırlıklı Ege Bölgesi’ne göç ediyor.

Paylaşın

İstanbul’da Evlenmek Hayal Oldu!

Singapur’da evlenme maliyeti 518 bin 670, Hollanda’da evlenme maliyeti 467 bin 820, İsviçre’de 461 bin 440 lira olurken, İstanbul’da evlenme maliyeti 589 bin 405 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / İstanbul’da yeni evlenen çiftler eğer kır düğünü yapmak isterse evlenme maliyeti 754 bin 405 liraya çıkıyor. Üstelik bu maliyetlere kına, nişan, takılar ve balayı masrafları dahil değil.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Dr. Buğra Gökçe, sosyal medya hesabı üzerinden İstanbul’da evlenme maliyetlerine ilişkin bir paylaşımda bulundu.

Gökçe, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de evlenmek Almanya’dan, Singapur’dan, İsviçre ve Norveç’ten pahalı!

Türkiye’de gıda fiyatları Londra’dan, kira ve ev fiyatları Barcelona’dan pahalıyken, evlenmek de dünyanın en zengin ülkelerinden daha pahalı hale geldi.

Kişi başına düşen geliri 82 bin dolar olan Singapur’da evlenme maliyeti güncel kurdan 518 bin 670 lira olurken, Hollanda’da evlenme maliyeti 467 bin 820, İsviçre’de 461 bin 440 lira.

İPA araştırmasına göre İstanbul’da evlenme maliyeti 589 bin 405 lira. Yeni evlenen çiftler eğer kır düğünü yapmak isterse evlenme maliyeti 754 bin 405 liraya çıkıyor. Üstelik bu maliyetlere kına, nişan, takılar ve balayı masrafları dahil değil.

Maliyetlerdeki artış evlilik sayısını da azalttı. 2023 yılında evlenen çiftlerin sayısı 2022’ye kıyasla yüzde 1,82 azalarak 565 bin 435’e geriledi.

Evlilik maliyetleri zamlanınca evlilik yaşı da yükseldi. 2023 yılında her iki cinsiyette de ilk evlenme yaşı arttı. Ortalama ilk evlenme yaşı, 2023 yılında erkekler için 28,3, kadınlar için 25,7 olarak kaydedildi.

Evlenirken İstanbul’da sadece kiralık ev tutma maliyeti kira, depozito ve emlak komisyon ücreti dahil olmak üzere 63.388 liradan 1 yılda yüzde 52,1 zamla 96.424 liraya çıktı. Yeni evlenen gençler için ev tutmak bile önemli bir sorun haline geldi.”

Paylaşın

Kıymanın Kilosu, Londra’da 282, İstanbul’da 420 Lira

Kıymanın kilosu, Londra’da 282, İstanbul’da 420 liraya satılırken, Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 296 kilo kıyma alırken İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla sadece 40 kilo kıyma alabiliyor.

Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 994 kilo tavuk kanat, 3 bin 93 litre süt, 2 bin 896 paket makarna alırken, İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli sadece 57 kilo tavuk kanat, 425 litre süt, 871 paket makarna alabiliyor.

İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, İstanbul ve Londra kentlerindeki market araştırmalarını yayımladı. 20 temel ürünü esas aldıklarını açıklayan Buğra Gökce, araştırma sonucu, Londra’da 2 bin 972 lira, İstanbul’da ise 3 bin 297 lira harcandığını belirtti.

Ardından bir paylaşım daha yapan Gökce, “Londra’da yaşayan bir asgari ücretli ile İstanbul’da yaşayan asgari ücretli arasındaki fark ne?” sorusunun yanıtını açıkladı.

Gökce paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Londra’da yaşayan bir asgari ücreti bu 20 ürünü maaşının sadece yüzde 3’ü ile alırken, İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli aynı ürünler için maaşının yüzde 19’unu harcamak zorunda.

Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 296 kilo kıyma alırken İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla sadece 40 kilo kıyma alabiliyor.

Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 994 kilo tavuk kanat, 1070 yumurta, 3093 litre süt, 2896 paket makarna alırken, İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli sadece 57 kilo tavuk kanat, 425 litre süt, 871 paket makarna alabiliyor.

Türkiye’de çok ciddi bir gıda sorunu var. Bu sorun yalnızca yüksek enflasyondan kaynaklanmıyor. Üretim de yeterli değil. Yıllarca uygulanan tarım ve hayvancılık politikalarının ağır bedelini halkımız ödüyor.”

Paylaşın

İstanbul’da Yaşayan Annelerin Gündemi Ekonomik Sorunlar

2023 yılının ilk üç ayında İstanbul’da yaşayan annelerin ev içi gündemi yüzde 52,2 ile ekonomik sorunlar ve yüzde 17,8 ile 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler oldu.

Ekonomik sıkıntılar altında, İstanbul’da yaşayan annelerin yalnızca yüzde 39’u eğer isterse iki günde bir etli yemek yiyebileceğini, yüzde 33,6’sı yeni kıyafet alabileceğini, yüzde 30,7’si yılda bir haftalık tatil yapabileceğini düşünüyor.

İstanbul’da yaşayan annelerin yüzde 33,1’i çalışıyor, yüzde 66,9’u ise çalışmıyor. Çalışmayan annelerin yüzde 65,2’sinin çalışmama sebebi ev işleri ve bakım emeğiyken, diğer sebepler arasında iş bulamama (yüzde 5,6) ve aile izni olmaması (yüzde 1) bulunuyor.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Dr. Buğra Gökce, İPA’nın hazırladığı ‘İstanbul’da Anne Olmak’ raporunun ayrıntılarını paylaştı. Gökçe, İstanbul’da yaşayan annelerin temel gündeminin ekonomi olduğunu belirtti.

Gökce, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Annelerimizin hayatını kolaylaştırmak için yeni yatırımlar, yeni atılımlarla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Gökce’nin açıklaması şöyle: İstanbul’da yaşayan annelerin gündemi ekonomi ipaistanbul tarafından yayınlanan “İstanbul’da Anne Olmak” raporuna göre:

Yılın ilk 3 ayında İstanbullu annelerin ev içi gündemi yüzde 52,2 ile ekonomik sorunlar ve yüzde 17,8 ile 31 Mart yerel seçimleri oldu.

Ekonomik sıkıntılar altında, İstanbullu annelerin yalnızca yüzde 39’u eğer isterse iki günde bir etli yemek yiyebileceğini, yüzde 33,6’sı yeni kıyafet alabileceğini, yüzde 30,7’si yılda bir haftalık tatil yapabileceğini düşünüyor.

İstanbullu annelerin yüzde 33,1’i çalışıyor, yüzde 66,9’u ise çalışmıyor. Çalışmayan annelerin yüzde 65,2’sinin çalışmama sebebi ev işleri ve bakım emeğiyken, diğer sebepler arasında iş bulamama ( yüzde 5,6) ve aile izni olmaması ( yüzde 1) bulunuyor.

İstanbul’da annelerin hayatını kolaylaştırmak ve annelere destek olmak için istanbulbld çok önemli adımlar attı:

İBB’nin “Yenidoğan Destek Paketi”nden 28.788 anne, “Yuvamız İstanbul Hizmeti”nden 10.000’den fazla anne ve “İstanbul Bebek Projesi”nden 5.713 anne faydalandı. Toplam 69.607 Anne-Bebek Destek Paketi, ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldı.

Anne Kart uygulamasıyla 0-4 yaş çocuk anneleri, İstanbul’da ücretsiz toplu taşıma hakkı kazandı. Anne Kart uygulamasından yararlananların sayısı 650 bini aştı.

Günümüz ulaşım fiyatları üzerinden hesaplandığında geçtiğimiz 4 yılda Anne Kart sayesinde 3 Milyar 484 Milyon TL annelerimizin cebinde kaldı. Annelerimizin hayatını kolaylaştırmak için yeni yatırımlar, yeni atılımlarla çalışmaya devam edeceğiz.

Paylaşın

30 Büyükşehirde Kira Artış Oranı Yüzde 697

Nisan 2019 – Nisan 2023 dönemini kapsayan 4 yıllık süre zarfında Türkiye genelinde konut kiraları yüzde 583 artarken, Nisan 2019’da 81 ilde ortalama kira bedeli aylık 728 liradan 5 bin 58 liraya yükseldi.

Büyükşehirlerde ise Türkiye ortalamasından çok daha fazla bir fiyat artışı görüldü. Söz konusu dört yıllık dönemde 30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı ise yüzde 697 olarak ölçüldü.

Antalya’da artış yüzde bin 109, Mersin’de yüzde 963, Muğla’da yüzde 935, Ankara’da yüzde 833, İstanbul’da yüzde 713 olarak tespit edildi.

Türkiye genelinde 2019 yılı Nisan ayında kira bedeli ortalama ücretin sadece yüzde 27’si kadarken, bugün yüzde 45’e ulaştı.

Muğla’da kira bedelinin ortalama ücretin yüzde 187’si, Antalya’da yüzde 120’si, İstanbul’da yüzde 117’si kadar olduğu tespit edildi.

30 büyükşehirde ortalama kira bedeli de asgari ücretin yüzde 79’unu aştığı hesaplandı. Antalya ve İstanbul’da ortalama kira bedelinin asgari ücretin 1,5 katına tekabül ettiği belirlerken, Muğla’da ise kira bedelinin asgari ücretin 2,5 katına çıktığı hesaplandı.

Sığınmacıların yoğun yaşadığı ilk 10 ilde ise kira bedelindeki artışın Türkiye ortalamasının üstünde olduğu, buralarda kira bedellerinin yüzde 702 zamlandığı ifade edildi.

Bu illerde kira bedelinin asgari ücrete oranı 2019’da yüzde 46 iken bugün yüzde 86’ya çıktığı da vurgulandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, Türkiye genelinde kira artış oranlarına ilişkin analizini sosyal medya hesabından paylaştı.

“Kira artış oranlarını derinlemesine analiz ettik” diyen Gökçe, Nisan 2019 ile Nisan 2023 dönemindeki değişime dikkat çekti.

Nisan 2019’da 81 ilde ortalama kira bedelinin aylık 728 TL olduğunu, Nisan 2023’te ise bu ortalamanın 5 bin 58 TL’ye çıktığını vurgulayan Gökçe, artış oranının yüzde 583 olduğunu kaydetti.

“30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı yüzde 697”

Gökçe, “Önemli bir gösterge” diyerek kiraların ortalama ücretler karşısındaki durumuna dair de istatistikleri şöyle paylaştı:

“Tüm Türkiye’de 2019 yılı Nisan ayında kira bedeli ortalama ücretin sadece yüzde 27’si kadarken, bugün yüzde 45’e ulaşmış. Muğla’da kira bedeli ortalama ücretin yüzde 187’si, Antalya’da yüzde 120’si, İstanbul’da yüzde 117’si kadar.

Büyükşehirlerde manzara Türkiye ortalamasından çok daha farklı. Nisan 2019 – 2023 döneminde 30 büyükşehirde kira bedelinde ortalama artış oranı yüzde 697. Antalya’da artış yüzde bin 109, Mersin’de yüzde 963, Muğla’da yüzde 935, Ankara’da yüzde 833, İstanbul’da yüzde 713.

Örneğin Antalya ve İstanbul’da ortalama kira bedeli asgari ücretin 1,5 katı. Muğla’da kira bedeli asgari ücretin 2,5 katına çıkmış. 30 büyükşehirde ortalama kira bedeli asgari ücretin yüzde 79’unu aşmış bir halde.

Sığınmacıların yoğun yaşadığı ilk 10 ilde ise kira bedelindeki artış Türkiye ortalamasının üstünde. Kira bedelleri yüzde 702 zamlanmış. Bu illerde kira bedelinin asgari ücrete oranı 2019’da yüzde 46 iken bugün yüzde 86’ya çıkmış. Yani asgari ücret kira bedeli karşısında erimiş.”

Konut krizininin düşünüldüğünden daha derin olduğunu ifade eden Gökçe, devrim niteliğinde adımları atılması gerektiği konusunda uyardı ve aksi durumda tarihin en vahim barınma krizinin yaşanacağını söyledi.

Gökçe, paylaşımlarının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Yaşanılan konut krizi düşünüldüğünden daha derin. Özellikle Türkiye nüfusunun yüzde 75’inin yaşadığı 30 büyük şehirde çalışanların, ücretlilerin gelirlerinin önemli bir kısmı konut kirasına gidiyor. Yeni işe başlayan gençlerin maaşlarıyla neredeyse konut kiralama şansı yok.

Büyükşehirlerde görev yapan memurların, kamu görevlilerinin de maaşlarından konut kirası çıktıktan sonra gıda, ulaşım, giyinme ve temel ihtiyaçlar için sadece çok küçük bir kaynak kalıyor. Tasarruf edebilmeleri ise maddeten mümkün değil.

Türkiye önümüzdeki yıllarda konut krizini çözmek için çok ciddi, devrim sayılabilecek adımlar atmazsa bu kriz derinleşecek ve Cumhuriyet tarihimizin en vahim barınma krizi ile karşı karşıya kalacağız. Bu acı tabloyu hepinizin dikkatine sunarım.”

Paylaşın

İstanbul’da Konut Kiraları 5 Yılda Yüzde 654 Arttı

Kira artışlarıyla ilgili açıklama yapan İBB Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe, “Bir emlak sitesi verilerine göre; sığınmacıların yoğun yaşadığı İstanbul’daki 15 ilçemizde 5 yılda konut kirası artış oranı ortalama yüzde 654. 15 ilçede kiralar 1640 lira seviyesinden ortalama 12 bin 111 lira seviyesine çıkmış durumda” dedi ve ekledi:

“Sosyal konut üretiminin yanı sıra, makroekonomik politikaların akılcı hale getirilmesi ve yabancılara konut satışının piyasaya denge gelene kadar durdurulması lazım. Sığınmacıları da ülkelerine kavuşturmalıyız. Sığınmacı nüfusunun artması, konut piyasasının dengesini de bozuyor.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, İstanbul’daki kira artışlarıyla ilgili sosyal medyadan açıklama yaptı.

Dr. Buğra Gökçe, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 5 yılda kira fiyat artış oranlarının yüzde 654’e ulaştığını belirtti.

2019 yılından bu yana ilçe ilçe kira artış oranlarını aktaran Gökçe, “Bir emlak sitesi verilerine göre; sığınmacıların yoğun yaşadığı İstanbul’daki 15 ilçemizde 5 yılda konut kirası artış oranı ortalama yüzde 654. 15 ilçede kiralar 1640 lira seviyesinden ortalama 12 bin 111 lira seviyesine çıkmış durumda” dedi.

Atılması gereken adımlar olduğunu belirten Gökçe, şöyle devam etti: “Sosyal konut üretiminin yanı sıra, makroekonomik politikaların akılcı hale getirilmesi ve yabancılara konut satışının piyasaya denge gelene kadar durdurulması lazım. Sığınmacıları da ülkelerine kavuşturmalıyız. Sığınmacı nüfusunun artması, konut piyasasının dengesini de bozuyor.”

Paylaşın