12 Şubat 1938 yılında Giresun’da dünyaya gelen Ergin Günçe, 1983 yılında Libya’dan Türkiye’ye dönerken Esenboğa Havalimanında meydana gelen uçak kazasında hayatını kaybetti. İlkokulu Gelibolu ve Merzifon gibi Anadolu’nun farklı kentlerinde okuyan Günçe, 1955’te İstanbul Erkek Lisesi’ni birincilikle bitirdi.
Haber Merkezi / Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi. Buradan 1960’ta mezun olan şair, ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi’nde asistan olarak çalışmaya başladı. Aynı yıl doktor olan Gülseren Eronat ile hayatını birleştirdi. Bu evlilikten 1963’te Dadal adında bir oğlu oldu.
1962’de master için gittiği İngiltere’de London School of Economics’ten 1964’te yüksek lisans derecesini alarak yurda döndü. Doktorasını 1968’de Sorbonne Üniversitesi’nde tamamlayan Günçe, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden “Millî Gelirde Makro-Paylaşım Sorununun Doğuşu ve İlk Temel Modeller: (Ricardo ve Marx) ” adlı teziyle doktorasına denklik aldı.
ODTÜ’deki asistanlık görevine devam ederken 1969’da ODTÜ işgaline adının karışması gerekçesiyle işten çıkarılan ve daha sonra görevi iade edilen Günçe, 12 Mart 1971 muhtırası ile birlikte görevinden tekrar uzaklaştırıldı. ODTÜ işgal davasından yargılanmakta olan şair, 1973’te beraat etti. Pasaportunu ise ancak 1974’te aldı ve yurtdışına çıktı. İsviçre, Fransa ve Almanya gibi farklı ülkelerde özel şirketlerde çalıştı. 1978-1979 yıllarında başbakanlık danışmanlığı yaptı.
Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Günçe’nin, ilk şiiri “Cebrik Şiir” 1954’te Onüç adlı bir edebiyat dergisinde yayımlandı. Sonraki yıllarda şiirlerini; ekonomik, siyasi ve toplumsal alandaki yazılarını Papirüs, Dost, a Dergisi, Değişim, Pazar Postası, Yelken, Yeni a, Sosyal Adalet gibi dergilerde yayımlamayı sürdürdü.
1964’te Dost Yayınları tarafından basılan ve “İkinci Yeni döneminin ortak çizgilerini taşıyan” Gencölmek adlı kitapta çocukluk ve ölüm duygusu temalarını “yan-yana, hatta içiçe” işledi. İmgeye dayalı bir şiir dilini önceleme, dilsel deformasyon ve anlamın kısmen kapalı oluşu gibi özelliklerinden dolayı İkinci Yeni ile bir bağ kurulabilecek nitelikte olan bu kitap Günçe’nin hayatındayken yayınladığı tek şiir kitabıdır.
Ölümünden beş yıl sonra yayımlanan Türkiye Kadar Bir Çiçek ‘te yer alan şiirlerde Günçe’nin tema ve dil anlayışında değişimler oldu. Dönemin sosyal ve siyasi ortamının bir yansıması olarak şiir anlayışı siyasi bir taraf kazandı. Gencölmek’te bireysel düzlemde ilerleyen ölüm ve çocukluk gibi temalar bu kitapta yer alan şiirlerde sosyal ve siyasi bir anlam ile birlikte sunuldu.
Ayrıca 68 Öğrenci Hareketleri, 68 Kuşağı, 12 Mart 1971 muhtırası gibi önemli tarih ve oluşumlar Günçe’nin şiirlerinde gelir eşitsizliği, tutukluluk, kavga, idamlar vb. gibi toplumsal izlekleri işlemesinde etkili oldu. Ancak toplumcu söylem ve şiirlerin siyasi içerik taşıması Günçe şiirinin sloganik bir biçime dönüşerek şiir estetiğinin önüne geçmesine yol açmadı. Bunda şairin imgeden tamamen uzaklaşmamasının yanında şiirindeki ironi ve alaycı-eleştirel dilin öneminin fazla olduğu söylenebilir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)