Ogün Kaymak Kimdir? Hayatı, Eserleri

13 Aralık 1964 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ogün Kaymak’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları Ünye, İzmir ve İstanbul’da geçti. İlkokulu Ünye ve İzmir’de, ortaokul ve liseyi İzmir ve İstanbul’da okudu. 1981 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1987’de mezun oldu.

Haber Merkezi / Radyodiagnostik Uzmanı olarak sırasıyla Sulakyurt, Güdül, Samsun, Edirne ve yine Samsun’da çalıştı. Şu anda Mersin’de görev yapıyor. 1998’de ikiz kızları Nur ve İnci doğdu. Ogün Kaymak’ın “Bulunduğumuz Yer” adlı ilk şiiri 2000’li yılların başında Son Kişot dergisinde basıldı. Daha sonra Kaymak’ın şiirleri başta Ada, Agora, Akatalpa, Alaz, Bireylikler, Deniz Suyu Kasesi, Dize, E, Edebiyat ve Eleştiri, Eliz, Hayâl, İmlasız, Mühür, Şarapya, Şiiri Özlüyorum, Ünlem ve Yasakmeyve olmak üzere birçok dergide yayımlandı.

Şairin ilk şiir kitabı Parantez Kuşağı 2003’te çıktı. Bu ilk kitabın sonunda elli bir sözcüğün bulunduğu “Parantez Kuşağı İçin Nadir Sözcükler Kılavuzu” yer aldı. Acemiliğin güzel izlerini taşıyan ilk kitaptan sonra 2005’te yayımlanan Henüz’de kendi sesini arayan bir şair vardı. 2006’da basılan Kırık Dans adlı şiir kitabında Kaymak, kendi dilini ve şiir anlayışını bulma yolundaki farkındalığını gösterdi. Velut bir şair olma yoluna giren Kaymak, 2008’de Rüzgâr Alfabesi adlı beş kitaptan oluşan şiir setini bastırdı: Aşk Kere Aşk, Hüzündeki Mavilik, Rüzgâr Alfabesi, Gün Boyunda Güneşi ve Henüz Kuşak Kırılmadan. Bu beş kitap arasında yer alan Henüz Kuşak Kırılmadan’da şair, ilk üç kitabındaki (Parantez Kuşağı, Henüz, Kırık Dans) seçtiği şiirleri bir araya getirdi. Şair, 2009’da, Gayb Suyu adlı düzyazı şiirlerini yayımladı. 2008-2010 arasında Samsun’da yaşarken gördüğü düşleri 2010’da basılan Düş/Görümlüğü adlı kitabında topladı. Şair, Rüzgâr Alfabesi, Hüzündeki Mavilik, Aşk Kere Aşk, Parantez Kuşağı, Henüz, Kırık

Dans, Gün Boyunda Güneşi, Düş/Görümlüğü adlı şiir kitaplarından seçtiği şiirleri 2012’de çıkardığı Günerken (Yeniden Okunmuş Seçme Şiirler, 1984-2010) adlı kitabında bir araya getirdi. Aynı yıl Bu Bir Sır Değil! adlı şiir kitabını da yayımladı. 2014’te Her Şey Dün Oldu piyasada görüldü. Kitabın başındaki “Renga”nın italik kısımları şairin adını belirtmediği on yedi şair arkadaşına aitti. 2015’te şairin ardarda üç kitabı basıldı: Okunaklı Harfler, “Bas ve Ben”, Altını Çiz Üstünü Ört. Şair, “Bas ve Ben”in adını koyarken Ron Carter’ın “The Bass and I” albümünden esinlendi. Burada daha önceki kitabı Gayb Suyu’nda olduğu gibi düzyazı şiirlerine yer verdi. Altını Çiz Üstünü Ört’te kitabın adından da anlaşılacağı gibi bazı kelimelerin altını ve üstünü çizerek hayatta ve şiirde başka seçenekler olabileceğini gösterdi.

Kaymak, şiir üzerine yoğun olarak çalışan bir şair. Sürekli olarak şiiriyle hesaplaştığı için kendi şiir kitaplarından seçmeler yayımladı. Deneysel şiir yazmasa da şiirin olanakları üzerinde çaba sarfetti. Sözdizimi, kelime ve anlam üzerine düşündü. Şiirini besleyen kaynaklar yalnızca edebiyat değil, aynı zamanda felsefe, sinema, müzik ve hatta mesleği oldu. Şiirin sesine önem veren Kaymak, şairanelikten uzak durdu. Hayri K. Yetik’in dediği gibi “bir karşı şairanelik” (Yetik, 2017: 67) geliştirdi. Şiirlerinde hem bireysel hem de toplumsal temaları işledi. Şirvan Erciyes de onun şiirlerinde insan olmanın getirdiği açmazlarla birlikte toplumsal sorunların da yer aldığını belirtti. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Özlem Tezcan Dertsiz Kimdir? Hayatı, Eserleri

31 Ocak 1972 yılında Edirne’de dünyaya gelen Özlem Tezcan Dertsi, ilkokulu İnönü İlkokulu, ortaokulu Atatürk Ortaokulu, liseyi Kız Öğretmen Lisesi’nde yine bu kentte tamamladı. 1992’de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünden mezun oldu.

Haber Merkezi / 1992’de Edirne’nin Tayakadın köyünde öğretmenlik görevine başladı. Görevini İstanbul, Kastamonu, Bursa, İzmir illerinde sürdürdü. 1999 yılından itibaren şiirleri dergilerde yayımlanmaya başladı.

2000 yılında Varlık dergisinin Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nü kazandı. Uzun yıllar şiir yazmayı sürdürdü. 2014 yılından itibaren çocuklar için de yazmaya başladı. Yazar, halen İzmir’de yaşamakta, öğretmenlik görevini sürdürmekte ve yazma çalışmalarına devam etmektedir.

İlk şiiri Damar dergisinde yayımlanan Özlem Tezcan Dertsiz’in ilk kitabı 2004 yılında Pervaz Yayınları tarafından basılan Şimdi Gitsem Güz adını taşıyan şiir kitabıdır. Yazarın ikinci şiir kitabı 2011’de basılan Faili Mecnun’dur. 2013’te ise Ateş Alfabesi adını verdiği şiir kitabı ile okuru kucaklar. Şiiri hakkında yapılan eleştiriler, bu türe verdiği emeği ispatlar niteliktedir.

Özlem Tezcan Dertsiz’in şiirini incelediğimizde biçim ve lirizm yönünden titizliğini görmek mümkün. Onun için dil ve sözcük işçisi denebilir. Her kitabında yeni şeyler deneyen, ustalarına saygılı ama kendi olmaya da özen gösteren bir şairdir.

2014 yılında babası şair-yazar Necdet Tezcan’la birlikte bir çocuk şiirleri kitabı çıkaran Dertsiz, çocuk edebiyatına adım atmış olur. 2015’te Aysel Kaymaz’la birlikte yazdığı Siyah Pelerinli Dev adlı çocuk öyküleri kitabı yayımlanır. 2016’da Tudem Edebiyat Ödülleri kısa öykü dalında mansiyon ödülü alır. 2018 yılında da Çikolata Ağacı adlı masal kitabı ile Alkım’ın Renkleri isimli çocuk romanı yayımlanır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Melek Özlem Sezer Kimdir? Hayatı, Eserleri

21 Aralık 1971 yılında Ankara’da dünyaya gelen Melek Özlem Sezer Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitirdi. Ankara Üniversitesi’nde Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı’nda master yaptı ve masallarda toplumsal cinsiyetin işlenişi konulu tezini hazırladı.

Haber Merkezi / Osmangazi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Çocuk ve Gençlik Edebiyatı yan alan dersi olarak “Masalın Tarihsel Gelişimi” dersini veriyor. Alman Lingua-Mundi Yayınevine bağlı olarak iki dil üzerinden yayınlanmak üzere çocuk kitapları hazırlıyor.

Yetişkin edebiyatında şiir, öykü, masal; çocuk yazınında ise şiir, masal, roman, eleştiri, editörlük, çocuk tiyatrosu, ayrıca senaryo ve TV programları alanlarında uğraş veriyor. 2005 yılından beri Milliyet Çocuk (Miço) dergisine Mustafa Delioğlu ile birlikte Peterica Pan sayfaları hazrlıyor. TRT Ankara Radyosu için masal bölümleri hazırladı.

Şiirleri ve yazıları; Varlık, Adam Öykü, Cumhuriyet Kitap, E dergisi, Edebiyat ve Eleştiri, Hayvan, Öküz, Kum, Kül, Akatalpa, Başka, Uç, Düse-yaza, Portakal, Bahçe, Simge, Papirüs, Kavram ve Karmasa, Bâya (Tahran-Iran), Ayrıntı (Almanya), Körebe (Altı Nokta Körler Derneği Çocuk Dergisi), Milliyet Çocuk Dergisi gibi dergilerde yayımlandı. Derin adlı dosyasıyla Yayımlanmamış yapıt dalında 1998 Cemal Süreya Şiir Ödülü; Sevişne adlı dosyasıyla 2000 Behçet Aysan Şiir Ödülü; Evvel Zaman İçinde Yok İken adlı çalışmasıyla da 2001 Arıburnu En İyi Uzun Metrajlı Film Öyküsü Ödülü’nü kazandı.

Eserleri;

Şiir;

Derin (1998),
Sevişne (2003)

Ödülleri;

1998 Cemal Süreya Şiir Ödülü
2000 Behçet Aysan Şiir Ödülü
2001 Arıburnu En İyi Uzun Metrajlı Film Öyküsü Ödülü

“Yaz Ve Şarap Dervişleri”

gözlerin buğulanarak açmıştın kapıyı
bağda asmaların altındaki toprak ışıyordu
şarap testisini öbür yanına almıştın
beni omuz başının ısındığı yere
kilimlerin üstünde yaz sararıyordu

göğsünün genişliğini
kollarının endamını seviyordum
gözlerinin uzaklara dalıp gitmesini
çanakta şarap içmeyi dudak izlerinin üstünden
bir kırlangıç geçiyorsa meşelerin arasından onu
göğe bakarken, bir elinin yangının
saçlarımın arasında gezinmesini
ve alacalı uykularını seviyordum senin

iğde ağacının bereketi vardı yaz akşamlarında
boynuna sokulup dinlediğim öyküler
senin apansız karşıma çıkıveren sesin
ve sesindeki gölgeler, pembelere toz konduran
özlemin, haykırışın yürekteki gizil adı…sus!
seni andıkça soğuyor yüreğimin hançeri

geceleri köylerden köpek çığlıkları gelirdi
vahşi ve karanlık feryatlar, korku dolu avlular…
göğsümde üç tane diş izi hatırlıyordum
içim sızlıyordu…
köpekler hızla koşuyordu ve müthiş üşüyordum
ki kucağında avunmaya sana sığınmasam
üzümler korlanmasa, dudaklarımı avuçlarına kattığımda
bütün yeryüzü ayağımın altından çekilecekti

hatırlar mısın
beni kucağına aldığında bir başka iklimde
sevişirdim seninle, uzaktan seslerini alırdım
dağlardaki çoban ateşlerinin,
bir güvercin konardı göğsüme
yaz boyu benimle kalırdı
yaz boyu sen, ben ve bütün dünya
asmaların rüyalarını uyurduk

şarap testisini öbür yanına almıştın
beni omuz başının ısındığı yere…

“Deniz bitti”

Öyle dalgalıydı ki saçların…
Bir damla yağmur düşse, hemen yolunu kaybeder
O dalga, bu dalga ha babam dolaşırdı
Sonra yorgun başını bir köşeye yasladığında
Aklından hiçbir şey geçirmekesizin
Masum uykulara dalardı…

Öyle hırçındı, öyle dalgalıydıki saçların
Bir anda alabora ederdi ellerimi
Koştukça koşardım, dalgaların yamaçlarına
Bir kez daha kaybolurdu damla
Şöyle bir karıştıracak olsam denizi
Fırtınalar kopardı baktığım yerden
O zaman batık gemiler çıkardı su üstüne
Ve yağmur yağardı hepsinin içinde

Öyle dalgalıydı, öyle bir dalgalanırdı ki saçların
Tuz ve kum kokusu birbirine karışırdı
Çölde mi yoksa denizde mi kaybolur bilemezdi damla
Ben de bilemezdim işte, yüreğime sığınırdım anca
İçimizi bir kalmak endişesidir alıp giderdi
Saçlarının örgüsünü açsan uçurumlara varacaktık oysa

Ne uykum kalmıştı benim, ne uyanışım
Ne vakit yastığa düşse başım
Öyle bir dalgalanırdı ki saçların
İçimde ne var ne yok hepsini
Hem de ellerimi alabora ederdi
Nasıl da korkardı denizler senden
Yüzü gülerdi ya limanların
Kanaya kanaya akardı yağmur
Balıklar pullarını kayalıklara bırakır
Martılar çığlık çığlığa kaçışırdı

Bir fırtına kopacak olsa, suları ürküterek
Ben hep kasırgaları özlerdim
Neden bilmem severdim, dalgalara karışmayı
Ama sen çok mu usandın benden bilmem
Bir yaz gecesizdi, kestirdin saçlarını

Oysa ne güzel yağmurlar birikirdi saçlarına
Yosun kokardın sen ne yapsan
Hem de balıklar kayıp giderdi
Tuzlu kayalıkların arasından

Oysa ne zaman saçlarını tarasam
Kırık mısralar dökülürde omuzlarına
Güneş sızardı, sözlerin araladığı dudaklardan
Bilsen ne çok sözcük biriktirmiştim ben
Ne çok yol vardı da, uzar giderdi içimde
Seni bulsam dalgalarını okşardım
Ama hiç geçit vermezdi ki saçların
Anca kıyıları hırpalardın

Öyle bir dalgalıydı
Öyle bir dalgalanırdı ki saçların!…

Paylaşın

Özkan Satılmış Kimdir? Hayatı, Eserleri

28 Ekim 1986 yılında Ankara’da dünyaya gelen Özkan Satılmış, Dokuz Eylül Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı’nda öğrenim gördü. Sevilay Hanım ile Hayati Satılmış’ın oğludur.

Haber Merkezi / Özkan Satılmış’ın şiirleri ve söyleşileri Ada (Samsun), Akatalpa, BH Sanat, Denizsuyukasesi, Dize, Eliz Edebiyat, Eski, Ihlamur, İle, İmgelem, Kitap-lık, Mavi Liman Mor Taka, Mühür, Patika, Ünlem, Varlık, Yazılıkaya vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı/yayımlanıyor.

Eserleri:

Şiir; Şiir Koy Alnıma (2009, Komşu Yayınları: 41, Şiir: 37, İst., 56 s.)

Ödülleri: Adnan Yücel Şiir Ödülü (ikincilik), Ali Rıza Ertan Şiir Yarışması (Başarı), Attila İlhan Şiir Ödülü (üçüncülük), Bodrum 5. Gençler Arası Şiir Yarışması (birincilik), Dize Şiir Ödülü (birincilik), Doğan Şadıllıoğlu Şiir Yarışması (birincilik), Salah Birsel Şiir Ödülü (ikincilik), II. Yunus Emre Şiir Yarışması (üçüncülük), “21.yy. Hayyamları Aranıyor” şiir yarışması (birincilik) “Şiir Koy Alnıma” adlı dosyasıyla 2008 Memet Fuat Genç Şiir Ödülü’nü aldı.

“Bakaç”

Vapur size binmişti, martılar size
Bir parlak dili konuşuyordunuz

Saatiniz gece yarısını ısırmıştı kıyıda
Tuzlu bir adam dövüyordu taşları
Oysa sizin kulağınıza çiçekler doluyordu

İçeri taşıdım gözlerinizi
Karanlığın göbek deliğine

Damarlarınızı sıvadı bir kaplan dişleriyle
Kanınızı kovaladı

Körlüğü hızla yoldunuz lambadaki

“Öncü rengi”

annem nisanın biriydi hep
babam her ayın otuz ikisi

saksılar sahiplendi beni
saksılar: dünyanın en aydınlık yeri

bÜyÜmek gelişen bir omurga yangını

yağmalanmak iyidir
her vuruluşumda şiir kaldırır alnımı

cevizden bir kadını bekliyorum
gelse, şehrin yapışkan metalini yarsak

o zaman masal takardım öcülerin rengine
ışıkla yontmama gerek kalmazdı ödümdeki volkanı

hep terlerdi bayram sabahları
soğuk güller yıkardı derimin içini

hiç susmazdı ömür kağıdım.

“Sevda mermeri”

Sana açılıyor çiçeklerim

Kasığındaki süsenin gölgesinde duruyorum

Sesin zeytin topluyor, sesin ilk anahtar tanrımı kilitlemeye

Göğsüm, süt yanığı.
kaşısam, bir ırmak ters dönüyor
kaşısam, küsüyor kurt elmasına

Bir sandalyedeyim, her ayağı sevda mermerinde

Dil uzatsan, dağılıyor damak.
sözcükler; güneşsiz, kadınsız, dalsız,
narçiçeksiz …

sanki yüreğin başka bir evrenden,
avuç içleriyle gül yaratanlardan

yüreğim senin, ilk insandan bu yana.

Paylaşın

Özkan Mert Kimdir? Hayatı, Eserleri

21 Ekim 1944 yılında Erzurum’da dünyaya gelen Özkan Mert, İzmir Namık Kemal Lisesi’ni bitirdi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sinoloji bölümüne yazıldı, fakat devam etmedi. Bir süre TEK’de topoğraf olarak çalıştı.

Haber Merkezi / “Kuracağız Her Şeyi Yeniden” adlı ilk kitabı yayımlandı. (1969) Kitap toplatıldı. Bu kitap yüzünden mahkum edilince yurt dışına gitti. Almanya’da, Germershein kentinde bir dilokulunda öğrencilik yaparken, kaçak olarak da çalışmaya başladı. On aylık Almanya serüveninden sonra isveç’e geçti. Gemicilikten aşçılığa, çilek toplayıcılığından hastabakıcılığa ve öğretmenliğe kadar pek çok işte çalıştı. Lund Üniversitesinde Drama!Tiyatro/Film derslerini izledi.

1981 yılından bu yana program Yapım ve sunucusu olarak çalıştığı isveç Radyosundan, 2004 yılında istifa ederek kendini tümüyle yazmaya verdi. 2006 yılında isveç Devlet Tiyatrosunda, Uluslararası Kültür ve Tiyatro Projeleri Yönetmeni olarak çalışmaya başladı. Şu anda bu görevini sürdürüyor. Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği,Türk PEN Yazarlar Derneği, isveç Yazarlar Birliği, isveç Pen Kulübü tutuklu yazarlar komitesi, isveç Gazeteciler Sendikası, isveç SIF sendikası üyesi.

60 kuşağının protestocu, atılgan, coşkulu, önde gelen şairlerindendir. İlk kitabı ‘Kuracağız Her şeyi Yeniden’ ile adını duyurdu ve bir anda üniversite gençliğinin sesi oldu. 1970’te Ant Dergisi’nde Ataol Behramoğlu, İsmet Özel ve Süreyya Berfe’nin başlattığı çıkış hareketine katıldı. Toplumcu gerçekçi şairler arasında yer aldı.

Uzun ve soluklu şiirleri, benzetme, metafor zenginliği ve tema çeşitliliğiyle dikkat çeken şiirleri Ant, Devrim, Dönem, Evrim, Halkın Dostları, Türk Solu dergilerinde şiirleri yayımlandı. 1970’li yılların başında kendisiyle birlikte sürgüne gönderilen ‘Dil’inin yeni olanaklarını araştırdı. Yeni ‘Dilsel ülkesinde’ başından beri sürdürdüğü yaşamla kucaklaşan militan çizgisini evrensel boyutlara taşıdı. Çin’den Afrika’ya, Akdeniz’den Baltık’a uzanan bir şiir coğrafyasında, zengin. çalkantılı ve renkli imgelerle dolu, yarına açık bir ‘NEHiR şiiR’in temsilcisi oldu.

Yapıtları;

Kuracağız Her Şeyi Yeniden
Kırlangıçlar Kırlangıçlar
Irgatoğlu Atcalı Mehmet
Işte Hayat, Işte Ölüm ve Tarih
Stockholm’de Mavi Saatler
Dünya Çarpıyor Yüzüme (Toplu Şiirler)
Allah ve Tango
Mozart ve Akdeniz
Bir Irmakla Düello Ediyorum
Sürgün Şarkıları
Kentlerin Senfonisi
Gelincikya

Ödülleri;

1990 Yunus Nadi Şiir Mansiyon Ödülü
1990 İlhan Demiraslan Şiir Büyük Ödülü
2007 Cemal Süreya Şiir Ödülü / Gelincikya ile – Eren Aysan ile paylaştı-

(Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Özgen Seçkin Kimdir? Hayatı, Eserleri

23 Ocak 1951 yılında Artvin’in Şavşat ilçesinin Yavuz Köyü’nde dünyaya gelen Özgen Seçkin, ilkokulu köyünde, ortaokulu ise Şavşat’ta ve Ardanuç’ta okudu. Artvin Lisesinden mezun olduktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden 1978 yılında mezun olan sanatçı Ankara’daki Keçiören ve Demetevler liselerinde edebiyat öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra Refahiye Yatılı Bölge Okulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görevine devam etti.

Haber Merkezi / 1993 Mayıs’ında Dört Mevsim Türküleri II adlı şiir kitabının içeriğinin sakıncalı bulunması nedeniyle gözaltına alındı. 1402 sayılı yasaya göre öğretmenlikten uzaklaştırıldı. Kitabı toplatılan şair ancak beş yıl sonra suçsuzluğunu ispatlayarak öğretmenlik mesleğine geri dönebildi. İlk öyküsü ve ilk şiiri Tarla Degisi’nde, İstanbul’da 1965’te yayınlandı. Öğrencinin Dünyası adlı öykü ve denemelerini içeren ilk kitabını 1968 yılında çıkaran sanatçı Böldüm Yüreğimi Avuçlarına adlı ilk şiir kitabını ise 1976’da yayınladı. Şiir yazmayı aralıksız sürdüren şair şiir hakkında yazdığı düzyazılarını da kitaplaştırdı.

Devrimci Sanatçılar Derneği, AYKO (Ankara Yayın Üretim Kooperatifi), Edebiyatçılar Derneği ve Cumalı-Seferis Gökyüzü Kültür ve Sanat Derneği kurucularından olan Özgen Seçkin, aynı zamanda bu derneklerin yönetim görevlerini de çeşitli zaman aralıklarıyla üstlenmiştir. Ortaokullar için Türkçe, edebiyat ders kitapları yazdı. Birçok derleme yapan sanatçı, eğitim dergileri ve antolojiler hazırladı. 1991’de başlattığı Damar Edebiyat Dergisini onyedi yıl (201 sayı) sürdürdü ve 1989’da kurduğu Damar Yayınlarını yirmi yıl yönetti.

Sanatçının eserlerinin yayınlandığı başlıca dergiler şunlardır: Varlık, Karşı, Yapıt, Evrensel, Kıyı, İnsancıl, Lacivert, Kum, Kurgu, Deliler Teknesi, Çini Kitap, Damar, Karakalem, Eliz, Şiir Saati, Cumhuriyet Kitap vb…

Dört Mevsim Türküleri adlı kitabı 1993’te Çocuk Hakları Derneği “En İyi Çocuk Şiiri” ödülünü kazandı. 2004 yılında da Yaşadığımız Kimi Saatler adlı kitabıyla Avni Ölmez şiir ödülünü aldı. Ayrıca “İnsanım Arıyorum” başlıklı tek şiiri ile 1994 yılı TC Kültür Bakanlığı Şiir Ödülüne layık görüldü..

Özgen Seçkin, sanatçının toplumsal sorumluluklarının olduğuna inanan bir aydın kimliğiyle eserler vermesi gerektiğine inanmıştır. Onun sanat anlayışı seçkin bir sınıfın sanat zevkiyle ilişkili değildir. O daha çok sokağın, halkın ve emekçinin şiirini yazmak istemiştir. İdeolojik bakış açısının da bu tutumunda önemli bir etkisi olduğu göz ardı edilemez. Bunun yanı sıra şiirlerini basit slogan şiiri olmaktan uzak tutmayı da ihmal etmeyen şairin sanat ve toplumsal sorumluluk arasında bir denge kurduğunu söyleyebiliriz. Özgen Seçkin’in söyleminde topluma yönelik mesajlar her zaman önceliğini korumuştur.

Şairin Hayat Eğrisi adlı kitabında yayın dünyasını değerlendiren yazılarını bir araya getiren sanatçı, uzun yıllar Damar Dergisi çevresinde birçok sanatçının sesini duyurmasına olanak sağladığını göstermektedir. Şairin hayat karşısındaki sorumluluğunu sanatta esas alan Özgen Seçkin şunları söyler: “ömrümü bir suç bilmişimdir, kısacık ömürler karşısında; aklıyla emeğini yoğurup kendini insanlık için çürüten ömürler karşısında. Sen de ömrünü bir suç bilmelisin, insanlık uğrunda sürmüyorsa ömrün.” (2004: 5). Şairin bu tutumu şiirlerinde özneyi dışlayan ve ben’i ötekiyle birlikte anlamlı bulan bir tutuma dönüşmüştür.

Özgen Seçkin, öğretmen kimliğinin etkisiyle olsa gerek çocuklar ve gençler için hikâyeler kaleme almıştır. Bu hikâyelerde eğitme ve mesaj iletme kaygısının öne çıktığı söylenebilir. Deneme ve incelemeleri ise daha çok sanatın ne olduğu ya da olması gerektiği hakkındadır. Sanatçı, toplumcu gerçekçi sanat anlayışını benimsemiş ve eserlerini bu doğrultuda kaleme almıştır. Dolayısıyla denemelerinde de bu ideolojik çizginin izdüşümünde sanatın ne olduğu hakkında yazılar kaleme almış, edebiyatın güncel sorunlarını değerlendirmiştir. Ayrıca toplumcu gerçekçi anlayışı benimsemiş Bedrettin Cömert ve Enver Gökçe gibi şairler hakkında yaptığı araştırma ve incelemelerini de kitaplaştırarak yayınlamıştır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Özge Dirik Kimdir? Hayatı, Eserleri

14 Ekim 1978 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Özge Dirik, 27 Ağustos 2004 yılında İstanbul’da yaşadığı binanın 10. katından atlayarak yaşamına son verdi. Şiirleri; Öteki-Siz, Pencere, Varlık, Kuzey Yıldızı,.. dergilerinde yayımlandı.

Haber Merkezi / ODTÜ iktisat bölümünü bitiren Özge Dirik, bir süre Pamukbank’ta çalıştıktan sonra Akbank geçti ve kredi kartları bölümünde çalıştı.

Özge Dirik’in intihar haberi gazetelerde şöyle yer aldı:

ODTÜ mezunu bankacı ‘ölüme atladı

Kadıköy Kozyatağı’nda Akbank Kredi Kartları Servisi’nde çalışan ODTÜ mezunu Özge Dirik, oturduğu apartmanın 10’uncu katından atlayarak intihar etti

Sabancı Center’deki Akbank Merkezi’nde Kredi Kartları Servisi’nde çalışan ODTÜ İşletme Bölümü mezunu Özge Dirik, önceki gece saat 23.30 sıralarında bir miktar ilaç aldıktan sonra Kozyatağı Sinan Sokak Arzu Apartmanı 10’uncu kattaki evinin penceresinden ölüme atladı. Yaklaşık 25 metre yüksekten sert zemine çakılan Özge Dirik, olay yerinde yaşamını yitirdi.

Bankacı Dirik’in cesedi SSK Hastanesi morguna kaldırıldı, üzerinden imzalı bir mektup çıktı. Mektupta “Kendimi cennette hissediyorum. Ölüme mutlu gidiyorum” yazıyordu. Dirik’in bankacı olan eşi Deniz Dirik, acı haberi duyunca sinir krizi geçirdi ve Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Özge Dirik ODTÜ İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra Pamukbank’ta çalışmış, 3 ay önce Akbank’ta işe başlamıştı. Yakınları mutlu bir evlilikleri bulunan Dirik çiftinin maddi sorunu bulunmadığını, intihara anlam veremediklerini söyledi. / (Vatan Gazetesi, 29.08.2004)

Bankacı ağlattı

İstanbul – Kadıköy’de, Akbank’ta çalışan Özge Dirik (26), hava almak için çıktığı Kozyatağı’ndaki evinin 10. katındaki balkonunda dengesini kaybedince, yere çakıldı. 3 ay önce askerden gelen talihsiz Dirik, yaşamını yitirdi. Eşinin ölümüyle sinir krizleri geçiren Deniz Dirik ise, hastaneye kaldırıldı. (Takvim Gazetesi, 29.08.2004)

“Abaküs”

Kırmızının deliliklerinden kurtardın hayatını.
Aşk denilen sır;
iki ayağın altına sabun bağlayıp,
koşmaktı peşinden salıncakların.
Gümüş ve geniş yollar ıssızlığında,
kardeş ıslıklarla aynı gözleri ağlattık.
Gün geceliklerinin içinde uyanamayınca,
doyamadım, dayanamadım yalın yanlışlarıma.
Hangi geçmişler için kestiysen parmaklarını,
onlar için büyüttüm ellerimi.
Şimdi yaşa diyen ağzının içine yakışmıyor,
kupkuru deliliklerim.
Bugün kızıyor yollarıma,
senin tarihinin bildiği tüm ipuçları.
Ama yalınayak bir çocuk bağırıyor içimde;
kızma baba çocuk sabrı elliye kadar sayar
en fazla…

“Çorak”

Karınca kararıyla uyuşan bedenim,
iğnelenmeye amade, uyanılası bir kâbus.
Yeni yılla beraber harlayan şöminem,
noel annenin tükürüğüyle söndü yine.
Varsın, hayra yorsun ellerin ellerimi.
Ki onlar, çoğalamayan iki eştiler önce.
İkileşemediler,
iki leştiler ya da sıvışamadılar dünyaya.
Bir gün daha bekleyebilseydik,
yıllanacaktı güneşe yatan şarabımız.
Uçmamam için kanatlarının arasına aldığında,
güven de acı verdi bana.
Kısır bir arıyım işte,
üçgen üçgen yapıyorum peteklerimi.
Birbirini tanımayan iki elementtik biz.
İlkel bir kimyaperestin kötü kokan ellerinde,
-bakır ile kalay diyelim-
gittikçe tunçlaştı kilitlerimiz.
Şimdi pençelerini körlenmesin diye içeri çeken senin,
gençliği parmaklarına emanet yaşarken,
ilk ve tek kavga etmişliğin kalemsiz,
salıncağa işeyen bir öteki mahalle çocuğuylaydı.
Bense hayalerime kaldığım yerden devam ediyorum,
başka kuşların yuvalarında.

“Üç Soru”

İki farklı yol türküsü,
bedenimizi ayrı otobüslerin
camlarına yapıştıran.
İki farklı zafer çabası.
Birimiz yenilmemek için hayatta,
birimiz diğeri yenilmesin diye.
Elinizdeki valizin anılara yaptığı gibi
bir evi gaz odasına dönüştürmüş
bir galibiyet tanımlanacaksa eğer akıllara.
İki farklı serzeniş.
Her insana bir çuval doldururken ben,
bir ellerim istediğiniz.
Elele tutuşmak marifetken
önümüzden geçen iki elsiz sevdalı.
Hüzün nereye uzanırsa, gözleriniz de oraya.
Satranç masası üstü hayalleri,
iki kare çıkış hakkı,
hakkıdır insanın çocukluğu.
Kimin tırnağı varsa o çözmeli düğümü,
kırılıncıya, incininciye kadar.
Kayalar da ağlasa çamur olurlar mı?
ne zaman üç yanlış bir doğruyu götürse,
elindeki sıfırı eksileme korkusu.
Şehvetle kaldırılmış mutluluk varlığımız;
iyi ki iki yanlışız…

Paylaşın

Özdemir İnce Kimdir? Hayatı, Eserleri

1 Eylül 1936 yılında Mersin’de dünyay gelen Özdemir İnce, Mersin Lisesi’nden mezun oldu. Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Sandıklı Ortaokulu’nda Fransızca öğretmenliği yaptı. Askerliği sonrası Aydın Lisesi’nde görev yaptığı dönemde Fransız hükümetinin açtığı sınavı kazanarak Pariste Sorbonne Üniversitesi’nde çağdaş Fransız edebiyatı ve fonetik okudu.

Haber Merkezi / Fransızca öğretmenliği görevine döndü, Aydın ve Muğla liselerinde öğretmen olarak çalıştı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nda göreve başladı. Dış Haberler Müdürlüğünde çevirmen, Televizyonda metin yazarı, Öndenetim ve Redaksiyon Müdürü,Program ve Yayın Planlama Müdürü, Genel Müdürlük Müşaviri ve Uzman görevlerinde bulundu. 1982 yılında kurumdan emekli edildi. İstanbul’a yerleşti. Can Yayinlari’nda editörlük, ardından Telos Yayınları’nda editörlük ve genel yayın yönetmenliği yaptı.

Mallarme Akademisi üyeliği, Uluslararası Şiir Araştırma Merkezi Muhabirliği, Uluslararası Şiir Büyük Ödülü Seçici Kurul Üyeliği, Şiir İçin Avrupa-Akdeniz Şiir Ağı kurucu üyeliği, Fas Şiir Evi Dostlar Kurulu Üyeliği, Uluslararası Şiir Evi Genel Kurul Üyeliği, Avrupa Şiir Akademisi Üyeliğinde bulunan İnce, halen Hürriyet Gazetesi’nde yazarlığını sürdürüyor.

İlk şiiri 1954’te “Kaynak” dergisinde yayınlandı. İkinci Yeni akımına bağlı şiirleri ile öne çıktı, zamanla toplumsalcı yönelim kazandı. Türk şiirinde şiir üzerine düşünen/yazan şairlerimizden birisidir. Şiirleri, şiir üzerine kuramsal yazıları ve değişik konularda denemeleri, eleştiri yazıları Pazar Postası, Türk Dili, a, Değişim, Dost, Şiir Sanatı, Papirüs, Soyut, Türkiye Yazıları, Milliyet Sanat, Yusufçuk, Adam Sanat gibi dergilerde yayınlandı. Şiirleri değişik dillere çevrildi.

Eserleri;

Şiir;

Kargı 1963
Tutanaklar 1967
Kiraz Zamanı 1969
Karşı Yazgı 1974
Rüzgara Yazılıdır 1979
Elmanın Tarihi 1981
Kentler 1981
Yedi Deryalar Geçsen 1983
Siyasetname 1984
Eski Şiirler 1985
Hayatbilgisi 1986
Zorba ve Ozan 1987
Başak ile Terazi 1989
Burçlar Kuşağı 1989
Can Yelekleri Tavandadır 1989
Gürlevik 1990
Gündönümü Gündönümü 1992
Yazın Sesi 1994
Uykusuzluk 1996
Mani-Hayy 1998
Evren Ağacı 2000
Ot Hızı 2002
Keskindoreke Fındınfalava 2006
Magma ve Kör Saat 2007
Annemin Karnında Son Bir Ay 2008
Bir Ana Heykeli 2008
Güneş Saati (1990)
Seçme Şiirler (1998)
Tekvin, Toplu Şiirler 1. (1994)
Delta, Toplu Şiirler 2. (1994)
Tohum Ölürse, Toplu Şiirler 3. (1994)
Yağmur Taşı, Toplu Şiirler 4. (1995)
Bütün Şiirlerim 1. (2001)
Bütün Şiirlerim 2. (2002)
Bütün Şiirlerim 3. (2003)

Eleştiri / Deneme;

Yazmasam Olmazdı, Doğan Kitapçılık, Ekim 2004
Mahşerin Üç Kitabı, Doğan Kitapçılık, Nisan 2005
Şiir ve Gerçeklik 1986, 2001
Söz ve Yazı [1991,)
Tabula Rasa 1992, 2002
Yazınsal Söylem Üzerine 1993,2002
Dinozorca 1993
Tarih Bağışlamaz 1994
Çile Törenleri 1995
Bu Ne Biçim Memleket 1996
Yaşasın Cumhuriyet 1999
Şiirde Devrim 2000, 2008
Mevsimsiz Yazılar 2002
Gördüğünü Kitaba Yaz, 2002
Pazar Yazıları 2002
Tersi Yüzü2003
Isırganın Faydaları 2004
Yedi Canlı Cumhuriyet2004
100 Pazar Yazısı 2004
Denek Taşı 2006
Fesatlar Sarmalında Türkiye 2007

Antoloji;

Bulgar Şiiri Antolojisi 1971
Çağdaş Bulgar Şiiri Antolojisi 1983 (Ataol Behramoğlu ile birlikte)
Genç Bulgar Şiiri 1984 (F. Erdinç ile birlikte)
Dünya Şiiri Antolojisi 1997 (Ataol Behramoğlu ile birlikte)

Çeviri;

Comte de Lautreamont / Maldoror’un Şarkıları
Arthur Rimbaud / Ben Bir Başkasıdır
Aloysius Bertrand / Gaspar de la Nuit
Yorgo Seferis / Bütün Şiirleri (Herkül Millas ile)
Konstantinos Kavafis / Bütün Şiirleri (Herkül Millas ile)
Yannis Ritsos / Şiirler (İoanna Kuçuradi ve Herkül Millas ile)
Yannis Ritsos / Erotika (Herkül Millas ile)
Yannis Ritsos / Graganda
Yannis Ritsos / Rumluk & Yaşlı Kadınlar ve Deniz (Herkül Millas ile)
Alain Bosquet / Evren İçinde Evren
Alain Bosquet / Söyle Alain
Rene Char / Sessiz Oyun
Adonis / Newyork’a Mezar
Abdellatif Laabi / Acı ve Gülümseme
Nicolas Guillen / Küba Şarkıları
Yevgeni Yevtuşenko / Zima Kavşağı

Ödülleri;

May Edebiyat Ödülü (1968)
Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü (1978)
Dünya Kitap Yılın Kitabı Ödülü (Uykusuzluk ile) (1996)
Abdi İpekçi Dostluk Özel Ödülü (1999)
Truva Kültür-Sanat Ödülleri Şiir Ödülü (2002) *
MAX JACOB Şiir Ödülü (Fransa, 2006)
Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü (2007)
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Röportaj Başarı Ödülü (2001)
Bülent Dikmener Ödülü Özel Jüri Ödülü (2004)
Çağdaş Gazeteciler Derneği “Mustafa Ekmekçi Gazetecilik Ödülü” (2006)

(Kaynak: siirakademisi.com)

Paylaşın

Özdemir Asaf Kimdir? Hayatı, Eserleri

11 Haziran 1923’te Ankara’da dünyaya gelen Özdemir Asaf, 28 Ocak 1881 yılında hayatını kaybetti. Özdemir Asaf, gerçek adı Halit Özdemir Arun’dur. İlk ve orta öğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi’nde yaptı. Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldu.

Haber Merkezi / Üniversite öğrenimine, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde başladı, sonra İktisat Fakültesi’ne, bir süre sonra da Gazetecilik Enstitüsü’nde devam etti. Daha sonra yüksek öğrenimini yarıda bırakarak sigorta prodüktörlüğü başladı. ‘Zaman’ ve ‘Tanin’ gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. 1951’de Sanat Basimevi’ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Dört yıl sonra ‘Yuvarlak Masa Yayınları’nı kurdu. ilk kitaplarını kendi yayınevinde bastı.

İlk yazısı 1939’da ‘Servetifünun-Uyanış’ dergisinde çıktı. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taslama şiirine egemen olan öğelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır.

Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yaşadığı çağla ve kendisiyle hesaplaşmasının öfkesi sezilir. Bu yaklaşımla yeni taşlama biçimleri üreterek hiciv şiirinin öğelerini ustaca kullandı. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel düzlemlerdeki çelişkilerini “sen-ben” ikilemini, Özgün ve etkileyici bir dille işledi.

Yuvarlağın Köseleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. Özellikle son dönem şiirlerinde dize sayısını azaltarak duygu ve zeka pırıltılarının kaynaştığı kısa şiirler yazdı. Şiirlerinde çok sık kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son şiirlerinde yerlerini kaçış, umutsuzluk ve tedirginliğe bıraktı.

Eserleri;

Şiir; Dünya Kaçtı Gözüme (1955), Sen Sen Sen (1956), Bir Kapı Önünde (1957), Yumuşaklıklar Değil (1962), Nasılsın (1970), Çiçekleri Yemeyin (1975), Yalnızlık Paylaşılmaz (1978), Benden Sonra Mutluluk (ölümünden sonra 1984)

Etika; Yuvarlağın Köşeleri (1961), Yuvarlağın Köşeleri – 2 (ö.s. 1986)

Öykü; Dün Yağmur Yağacak (ö.s. 1987)

Otokopi, deneme; Özdemir Asaf’ça (ö.s. 1988)

Çeviri; Oscar Wilde-Reading Zindanı Baladı

“Lavinia”

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia

“Seni saklayacağım”

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya…
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım…
Anlayacaksın.

“Aşk şarkısı”

Ellerini ver, öpeceğim,
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ellerini…
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ellerini…
Seni öldüreceğim.

Paylaşın

Özcan Oğuz Yalım Kimdir? Hayatı, Eserleri

19 Eylül 1931 yılında Giresun’da dünyaya gelen Özcan Oğuz Yalım, 22 Aralık 2011 hayatını kaybetti. Özcan Oğuz Yalım, babasının görevi sebebiyle sık sık yer değiştiren şair yedi ilkokul, üç ortaokul ve üç lise değiştirdi. Kastamonu Lisesi’ni 1952’de bitiren Özcan Yalım daha sonra bir rastlantı sonucu girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne başladı ve buradan iki yıl gecikme ile 1958’te mezun oldu.

Haber Merkezi / 1960 yılında Muğla’da maiyet memurluğu yapmaya başladı. Bir yıl bu işte çalıştıktan sonra istifa etti. Kısa süreli olarak kaymakam yardımcılığı ve kaymakamlıkta bulunan Yalım, daha sonra İstanbul’da Elif Kitabevinde ve Ankara’da Bilgi Kitabevi’nde çevirmen olarak çalıştı ve yabancılara Türkçe öğretmenliği yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. 1979-1980 yılları arasında Ali Püsküllüoğlu ile birlikte çıkardığı Yusufçuk dergisinin yirmi dört sayısını yönetti. Üç çocuk babası olan sanatçı eşi ile ayrıldı. 1994’te ölümcül bir trafik kazası geçiren şair bu kazadan sonra çalışmakta zorlandığı için 1995’te emekli oldu ve Ankara’dan ayrılarak İzmir, Çiğli’ye yerleşti. Hayatının son dönemlerini huzurevinde geçirdi.

Kastomonu Lisesinde son sınıf öğrencisi iken yitirdiği öğretmeni Rauf Mutluay’ın yönlendirmesi ile Özcan Yalım şiire ilgi duymaya başladı. Üniversite yıllarında aralarında Cemal Süreya, Sezai Karakoç, Tevfik Akdağ, Ece Ayhan, Ergin Günçe ve Erdoğan Alkan gibi şairler ile arkadaşlık kuran şair, Kumluca’da kaymakam vekili iken edebiyata yönelmek amacıyla işinden istifa etti. İlk şiiri ”Baş Dönmesi” 1953 yılında Kaynak dergisinde yayımlanmıştır. Arayış, Dize, Kaynak, Oluşum, Pencere, Rüzgâr, Türk Dili, Varlık ve Yusufçuk gibi dergilerde şiirlerini yayımlayan şairin ilk şiir kitabı Aramıza Gül Girdi 1982’de yayımlandı.

Bu eserinden on yıl sonra Yaşadık mı? adlı şiir kitabı ve aynı yıl bir mizah eseri olarak Brezinta Öyküleri adlı kitabı yayımlandı. 1988 yılını oldukça verimli geçiren yazar, Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü adlı eserini de bu yıl içerisinde yayımladı. Yalım, bu eserinde yaklaşık elli bin yakın ve karşıt anlamlı sözcük ve deyimi inceledi. Şair, 2003’te Sonra Tufan isimli şiir kitabını yayımladı. Aynı yıl Şiir De Çocuktu Bir Zamanlar ve Gülmece Güldürmece adlı iki çocuk kitabı da yayımladı. 2008 yılında, elli beşinci yıl armağanı olarak Mülkiyeliler Birliği Yayınları, şairin 1952-2007 yıllarında yazdığı şiirlerinden bir seçme yaptı ve Issızlıkta adlı şiir kitabı çıkarıldı.

Şiirlerinde aşk, yalnızlık, deniz ve çocuk sevgisi gibi konuları işleyen şair, edebiyatın farklı alanlarında eserler verdi. Çevirmen kimliğiyle de bilinen Yalım, Horace Mccoy ve Giovanni Guareschi’den çeviriler yapmıştır. Şaire göre şiirin anahtarları vardır ama maymuncuğu yoktur. Yalım’a göre sözcükler ve imgeler şiirin takılarıdır. Resimsel öğelere ağırlık veren şair, sezgiden ziyade duyumsanmayı amaçlar. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın