8 Yılda 29 Binden Fazla Göçmen Avrupa Yolunda Öldü

2014’ten bu yana Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenlerden 29 bini yollarda hayatını kaybetti. 2022’nin başından beri en az 5 bin 684, 2021 yılında ise 2 bin 836 göçmen Avrupa’ya gitmeye çalışırken yollarda yaşamını yitirdi.

Göçmenler için en ölümcül göç rotası, Libya ve Tunus’tan Malta ve İtalya…

Birlemiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) son raporuna göre 2014’ten bu yana Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenlerden 29 bini yollarda hayatını kaybetti.

IOM, bu sayının 2022’nin başından beri en az 5 bin 684 olduğunu belirtti. Bu sayı 2021 yılında 2 bin 836’da bulunuyordu.

Rapora göre en ölümcül göç rotası, Libya ve Tunus’tan Malta ve İtalya’ya giden göçmenlerin dayanıksız sal ve botlarla geçmeye çalıştığı Akdeniz olmaya devam etti.

“Ölümler hızlı ve etkili yardımlarla engellenebilirdi”

Ölümlerin birçoğunun “zor durumdaki göçmenlere hızlı ve etkili bir şekilde yardım edilerek önlenebileceği” belirtilen raporda, “yeterli güvenli yolların sağlanmasında yapısal bir başarısızlık” olduğu da ileri sürüldü.

Avrupa yolunda en fazla hayatını Suriyelilerin kaybettiği belirlenirken, onları Faslılar ve Cezayirliler takip etti.

IOM ayrıca denizde habersiz batan göçmen tekneleri nedeniyle gerçek kayıp sayısının daha yüksek olabileceğini de kabul etti.

Rapordaki çarpıcı bir diğer detay da en az 252 göçmenin “Avrupalı yetkililer” tarafından yapıldığı iddia edilen yasadışı geri itmeler veya zorla sınır dışı etmelerin doğrudan bir sonucu olarak öldüğünün belirtilmesi oldu.

Rapora göre geri itmeye bağlı ölümlerin 97’si Orta Akdeniz’de, 70’i Doğu Akdeniz’de, 58’i Türkiye-Yunanistan kara sınırında, 23’ü Batı Akdeniz’de ve dördü Belarus-Polonya sınırında belgelendi.

IOM raporunda, “Şeffaflık eksikliği, erişim yetersizliği ve bu tür olayların son derece siyasallaşmış doğası nedeniyle bu tür vakaları tam olarak doğrulamak neredeyse imkansız” deniliyor.

Raporun yazarı Julia Black, “Devam eden bu ölümler, göç için daha yasal ve güvenli yollara ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha hatırlatıyor” dedi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Afrika, Su Krizi Tehdidiyle Karşı Karşıya

Küresel iklim değişikliği ve nüfus artışı nedeniyle su ihtiyacı artan Afrika kıtası, temiz su ihtiyacına çözüm arıyor. Birlemiş Milletler (BM), yayımladığı yeni raporunda, kıtada sadece 13 ülkenin makul seviyede su güvenliğine sahip olduğunu belirtirken, su ihtiyacının aratacağı uyarısında bulundu.

Halihazırda 1,3 milyar nüfuslu kıtada 350 milyon kişinin temiz suya erişimi bulunmazken, bu rakamın yeterli yatırım yapılmaması halinde artacağından endişe ediliyor.

Afrika’da 2015’te şehirlerde yaşayan 560 milyonluk nüfusun 2050’ye gelindiğinde 1,1 milyara çıkması bekleniyor. Artan nüfusun şehirlerde altyapı imkanlarının gelişmemesi halinde su sorununu da büyütmesi bekleniyor.

Kuraklığın yanı sıra sık sık sel felaketlerinin görüldüğü Afrika şehirlerinde bu sorun için de önerilen başlıca çözüm altyapının geliştirilmesi.

Kanallar ve barajlar inşa etmek için milyarca dolar harcaması gereken Afrika ülkeleri, dünyanın geri kalanının aksine altyapı yetersizliğinden ötürü kullanılmış suları ise dönüştüremiyor.

Kaynaklarının bolluğuna rağmen kuraklık ve susuzluk çeken Afrika ülkelerinde, yeterli yatırımların yapılmaması halinde şu anda Doğu Afrika’da olduğu gibi susuzluk nedeniyle yüz binlerce kişinin evini terk etme riski bulunuyor.

Afrika’da su güvenliği

Birleşmiş Milletlerin (BM) kıta ülkelerinin suya erişimini mercek altına aldığı raporunda, 54 Afrika ülkesinden sadece 13’ünün makul seviyede su güvenliğine sahip olduğu ifade edildi.

Mısır, Botsvana, Gabon, Morityus, Tunus ve Güney Afrika gibi ülkeler su güvenliği endeksinde en üst sırada yer alırken, 100 üzerinden 70 puana ulaşabilen tek ülke Mısır oldu.

Suya erişimin yanı sıra su altyapısı, suyun verimli kullanımı ve atık su yönetimi gibi farklı başlıkların da değerlendirildiği endekste, kıta nüfusunun yüzde 29’unun, yaklaşık 353 milyon kişinin temel içme suyu hizmetine erişimi olmadığı kaydedildi.

Endekste en alt sırada yer alan ülkeler ise Eritre, Sudan, Gine Bissau, Somali, Çad ve Nijer oldu.

Yer altı suları 5 yıllık ihtiyacı karşılayabilir

Su ihtiyacının giderilmesi için önerilen bir diğer çözüm ise kuyular vasıtasıyla kırsalda yaygın olarak kullanılan yeraltı suları.

WaterAid ve İngiliz Jeolojik Araştırmaları (BGS), yaptığı son araştırmada, yeraltı sularının birçok Afrika ülkesinin en az 5 yıllık temiz su ihtiyacını karşılayabileceği belirtildi.

WaterAid Başkanı Tim Wainwright, “Bulgularımız, Afrika’nın suyunun bittiği efsanesini çürütüyor. Buna karşın kıtada milyonlarca kişinin hala temiz içme suyu bulamaması bir trajedi” dedi.

Hastalık riski artıyor

Temiz suya erişim sıkıntısı en büyük tehdidi sağlığa yöneltiyor. Kıtada her saat başı yaklaşık 115 kişi hijyen, yetersiz temizlik ve kirli suların yol açtığı hastalıklardan hayatını kaybediyor.

Madenler ve sanayi alanlarından çıkan atık suların arıtılmadan doğaya bırakılması temiz suların kirlenmesine ve hastalıkların da yayılmasına yol açıyor.

Afrika’da atık suların sadece yüzde 16’sının artıma işleminden geçtiği belirtiliyor.

1980’lerden bu yana görülen en şiddetli kuraklık

Afrika kıtasının doğusunda 1980’lerden bu yana görülen en şiddetli kuraklık dalgası, yaklaşık 13 milyon kişiyi şiddetli açlığa mahkum etti.

BM, bölgede son 40 yılın en kurak döneminin yaşandığını, besi hayvanlarının ölmeye başladığını, susuzluk ve gıda sorunu nedeniyle ailelerin evlerini terk ettiğini açıkladı.

Susuzluk göçle birlikte salgın hastalıkların yayılmasını da tetikledi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın