1975 yılında Eskişehir’de dünyaya gelen Bilal Kolbüken, ilk ve orta okulu Eskişehir’de okudu, Gümüşhane Adalet Meslek Lisesini, Ankara Üniversitesi Adalet Yüksek Okulu’nu bitirdi.
Haber Merkezi / 18 yaşında başladığı Adliye memuriyetinden 2002 yılı nisan ayında istifa ederek ayrıldı. Selçuk Üniv. Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Bilal Kolbüken, halen aylık “Kül” edebiyat dergisini ve iki aylık “Külöykü” dergisini yayımlıyor. Şiire ortaokul yıllarında başlayan Kolbüken’in şiirleri birçok dergide yayımlanmaktadır.
“Haluk Bilginer’in gözyaşları”
reklamlardan sonra devam edecek
bir yaşamın izini sürüyor, trapezde
traşlanmamış bir kadının kaba etleri-
ne hazırlıyor keskisini
(yazabilmek için saçlarını kazıtıp
odalara kapanan bir eksik etikti
yüzünde şarkılar )
ağlıyordu ve örtülen bir erkek sesi
gövdesinde iki ejder
ve son halini almamış bir kara defterin
kalkıyordu sisi, yazıldıkça
”bir aşkın darmadağınık parmak izleri
ve ahşap çerçevede içkanama”
(yarı gece sokaklara çıkar eski sevgilisine
aşık bir yarım yazar)
“Kolay değildi”
işte böyle böyle, sizi unuttum
başka kadınlar denedim anlatmaya değmez
başka avlularda başka biçimlerde dikildim
gözlerim, uzağı pek seçemez
başka uzakları başka başka düşlerim
fena değildi ve
sayılmaz
işte böyle böyle sizi unuttum
kadınlar denedi beni sizden mi saklicam
başka gecelerde
başka otobüsler kaçırdım
böyle böyle işte, sizi unuttum
başka kadınlar da terk etti beni laf aramızda
başka kapıları başka sözlerle çarptılar suratıma
gözlerim, uzağı pek seçemez -hâlâ mı, hâlâ-
“Örümcek”
(saati durmuştu zamanın
siz saate bakıyordunuz
ağzınızın kenarında bir kızçocuğu
saçlarınızdaki gecekonduları okşuyordu)
babaların ağladığı saatlerde biterdiniz yanımda
kendi kendine konuşan saatlerde
fosforlu saatlerde ahşap saatlerde
kendine geç kalmış saatlerde
(zamanı durmuştu saatin
siz zamana bakıyordunuz
örümcek ağını örüyordu)
babaların ağladığı saatlerde biterdiniz yanımda
kendi kendine konuşan babaların
fosforlu babaların ahşap babaların
kendine geç kalmış babaların–
“Gri”
birbirine düşen iki boşluktunuz, zamanla
mürekkep salgılayan ve suları kirleten
bir apartmanın sarışın uykusuyla uyanıp
kalıyordunuz geride
çizgilere basmadan yürüyen bir peygamber
birbirine düşen iki boşluktunuz, zamanla
mürekkep salgılayan ve suları kirleten
bir apartmanın sarışın uykusuyla uyanıp
kalıyordunuz geride
çizgilere basmadan yürüyen bir peygamber–