Boyundaki Yaşlanma Belirtileri Nasıl Önlenebilir?

Yaşlanma süreci doğal, kaçınılmaz ve kesindir, ama bu süreç yavaşlatılabilir. Cilt bakımı söz konusu olduğunda, genellikle yüze odaklanılır ve boyun gibi diğer bölgeler unutulur.

Haber Merkezi / Ancak, bu bölgeleri ihmal etmek yaşlanma belirtilerine, hiperpigmentasyona ve yüz ile vücudun alt yarısı arasında uyumsuz bir görünüme yol açabilir. İşte boyun bakımı için temel adımlar:

Temizlik: Günde iki kez (sabah ve akşam) nazik bir temizleyici ile boynunuzu yıkayın. Yüz temizleyicinizi boyun için de kullanabilirsiniz. Makyaj, kir ve ter kalıntılarını temizlemek cilt sağlığı için kritik.

Nemlendirme: Boyun cildi ince ve hassastır, bu yüzden nemlendirici kullanmak şart. Hyaluronik asit, gliserin veya seramid içeren bir nemlendirici tercih edin. Gündüzleri SPF içeren bir nemlendirici kullanarak güneş hasarına karşı koruma sağlayın.

Güneş koruması: Boyun bölgesi güneş ışınlarına çok maruz kalır. En az SPF 30 içeren bir güneş kremi her sabah uygulayın, bulutlu günlerde bile. Şapka veya atkı ile fiziksel koruma da ekleyebilirsiniz.

Peeling ve maskeler: Haftada 1-2 kez nazik bir kimyasal peeling (örneğin AHA veya BHA içeren) veya enzim peeling ile ölü derileri temizleyin. Boyun cildi hassas olduğundan fazla ovalamaktan kaçının. Nemlendirici veya sıkılaştırıcı maskeleri boynunuza da uygulayabilirsiniz.

Serum ve özel ürünler: Retinol, C vitamini veya peptit içeren serumlar kırışıklıkları azaltmaya ve cildi sıkılaştırmaya yardımcı olur. Retinol kullanırken düşük konsantrasyonla başlayın ve gece uygulayın. Boyun için özel tasarlanmış kremler (örneğin niasinamid veya kolajen destekleyici) tercih edilebilir.

Masaj ve egzersiz: Boynunuza yukarı doğru hafif masaj yaparak kan dolaşımını artırın. Bu, ürünlerin emilimini destekler ve sarkmayı önlemeye yardımcı olur. Çene ve boyun kaslarını güçlendirmek için basit yoga veya yüz egzersizleri yapabilirsiniz (örneğin, başınızı yavaşça geriye yatırıp çenenizi sıkma hareketi).

Yaşam tarzı: Bol su için, cildin nem dengesini koruyun. Dengeli beslenin; omega-3, E vitamini ve antioksidanlar cilt sağlığını destekler. Telefon veya bilgisayar ekranına uzun süre aşağı bakmaktan kaçının, bu “teknolojik boyun” kırışıklıklarına neden olabilir.

Uyku pozisyonu: Sırt üstü uyumaya çalışın, böylece boynunuzda kırışıklık oluşma riski azalır. İpek yastık kılıfı kullanarak ciltteki sürtünmeyi azaltabilirsiniz.

Paylaşın

Kovid 19’un Belirtileri Değişti

Britanya’da rastgele seçilen 150 bin kişinin verilerine dayanan React-1 araştırmasına göre, pandeminin başından bu yana Kovid 19 semptomları değişti. Bilim insanları, bu değişikliğin nedeninin, virüsün zaman içerisindeki değişimi ya da mutasyonu olabileceğini kaydediyor.

BBC Sağlık Editörü Michelle Roberts’ın haberine göre, ülkede Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) listesinde ilk sıralarda yer alan yüksek ateş ve koku/tat kaybı, son dönemdeki hastalarda eskisine göre çok daha nadir görülüyor.

Artık ses kısıklığı, hapşırma, yorgunluk, kas ağrısı ve baş dönmesi, sık bildirilen belirtilerden.

Önce BA.1 ve BA.2, sonra BA.4 ve BA.5

Orijinal Wuhan varyantından bu yana birçok virüsün birçok varyantı ortaya çıktı. Son olarak Omicron varyantı ve önce alt varyantları BA.1 ve BA.2, ardından BA.4 ve BA.5 hakim türler haline geldi. Bu değişim virüsün yayılma hızını da artırdı.

Imperial College London’dan React-1 araştırmacıları, bu varyantta koku ve tat kaybının en az görülen belirtiler olduğunu kaydetti. Bunun yerine hastalar daha çok grip benzeri semptomlar bildiriyor.

En çok görülen belirti, boğaz ağrısı

Zoe App adlı uygulamanın verilerine göre, öne çıkan 20 Kovid belirtisi sırasıyla şöyle:

  • Boğaz ağrısı – yüzde 58
  • Baş ağrısı – yüzde 49
  • Burun tıkanıklığı – yüzde 40
  • Kuru öksürük – yüzde 40
  • Burun akıntısı – yüzde 40
  • Balgamlı öksürük – yüzde 37
  • Ses kısılması – yüzde 35
  • Hapşırma – yüzde 32
  • Yorgunluk – yüzde 27
  • Kas ağrısı – yüzde 25
  • Baş dönmesi – yüzde 18
  • Lenf bezlerinin şişmesi – yüzde 15
  • Göz ağrısı – yüzde 14
  • Koku hissinde değişim – yüzde 13
  • Göğüs ağrısı – yüzde 13
  • Ateş – yüzde 13
  • Terleme – titreme – yüzde 12
  • Nefes darlığı – yüzde 11
  • Kulak ağrısı- yüzde 11
  • Koku kaybı – yüzde 10 oranda bildirildi.
Paylaşın

Bigoreksiya Nedir? Teşhis ve Tedavisi

21.Yüzyılda popülerliği artan vücut geliştirme sporuna paralel, hasta sayısı artış göstermektedir.  Bigoreksiya (Kas Dismorfisi) bireyin yapısı normal, hatta olağanüstü büyük ve kaslı olmasına rağmen kendi bedenini küçük, zayıf ve yetersiz olarak tanımlaması durumudur.

Bigoreksiya henüz yapılmış bir klinik araştırma olmadığı için fizik tedavi uzmanları tarafından teşhis edilemez.
Yakın zamanda, psikiyatristler tarafından “Anoreksiyanın zıttı” olarak ifade edilmiştir. Bigoreksiya artık yüzlerce, binlerce kişiyi etkilemektedir.

Vücut geliştirmek, bazı insanların zihnini o kadar çok kurcalamaktadır ki bu kişiler, bir çok önemli olayla ilgilenmezler, ağrıları ya da kırık kemikleri olmasına rağmen çalışmaya devam ederler ve hatta fiziksel gelişim programlarına uymak uğruna işlerini bile kaybedebilirler.

Vücut Geliştirme Nedir?

Vücut geliştirme kaslı bir beden sahibi olabilmek için bir takım ağırlık çalışmaları ve uyarlanmış beslenme programlarının tümünü içerir. Her ne kadar bayan vücut geliştiricileri olsa da daha çok erkek ağırlıklı bir aktivitedir. Vücut geliştiren bireyler vücutlarını bir panelde sergiliyorlar. Bu durum da spor içerisinde rekabete neden olmaktadır. Vücut geliştirmedeki estetik kaygılar, bu sporu diğer güç sporlarından ayırmaktadır. Güç sporlarındaki ana hedef mümkün olan en büyük ağırlığı kaldırmak iken, vücut geliştirme de estetik kaygılar ön plandadır.

Bigoreksiyanın belirtileri;

Bigoreksiyalı bireyler zamanlarının büyük bir çoğunluğunu egzersiz yaparak ,spor merkezlerinde geçirirler ve bu kişiler vücutlarının güçsüz olduklarını düşündükleri için  başkalarının kendi vücutlarını örmelerini istememektedirler.

Semptomlarında bu kişilerin profesyonel hayatlarındaki başarılarına da tesir ettiği ve fiziksel gelişim programları uğruna işlerini aksattıkları hatta işlerini kaybettikleri gözlemlenmiştir.

Kas dismorfunda en çok görülen tutumlardan biri ise sürekli olarak bedenlerini kontrol etmeleridir. Ayna ve benzeri metaryallerle bedenlerinde mevcut olan kaslarını sürekli kontrol etme ve tetkik etme davranışında bulunurlar.

Bu bireyler daha cüsseli görünmek için de çoğu kez kat kat giyinmeyi tercih etmektedirler. Ayrıca  bu kişiler spor takviyelerine çok miktarda para harcamaları, proteinli besinleri daha çok tercih etme, anormal yeme davranışları ve hatta bazı maddelerin kötüye kullanımınıda belirtiler arasında gösterilebilir.

Bigoreksiya oluşumunu etkileyen faktörler;

Bigoreksiya gelişiminde etkili olan faktörler; sosyokültürel baskılar, psikolojik ve fizyolojik faktörler, ailenin rolü ve çeşitli baskılar gibi faktörler arasındaki etkileşim bigoreksiya oluşumuna yol açabilir.

Ayrıca erkek bireylerin medyada ve fitness dergilerinde bulunan erkek modelleri örnek almaları bununla birlikte kişilerin kendi vücutlarından memnun olmama, kendi bedenleri ile ilgili takıntılar oluşturma bigoreksiya oluşumunda etkilidir.

Yapılan bir çalışmada gelecekteki dönemlerde kas dismorfik bozukluğu oluşumunda çocukluk döneminde yaşanan istismarların ilişkili olduğu kabul edilmiştir.

Bigoreksiyanın tedavisi;

Bigoreksiya teşhisi konulmuş kişiler genellikle tedavi olmayı kabul etmemektedirler. Bu bireyler için tedaviyi kabul etmek yenilgiyi kabul etmek anlamına gelir. Bu yüzden bireyleri tedaviye ikna etmek zor olabilir. Tedavileri ilaç tedavisi ve psikolojik tedavi şeklinde olup bireyler için olumlu sonuçlar vermektedir.

Paylaşın