Bekir Sıtkı Erdoğan Kimdir? Hayatı, Eserleri

8 Aralık 1926 yılında Karaman’da dünyaya gelen Bekir Sıtkı Erdoğan, 24 Ağustos 2014 yılında İstanbul‘da tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde hayatını kaybetti. Kuleli Askeri Lisesinde mezun oldu. Sonra Harp Okulunu 1948 yılında bitirdi.

Haber Merkezi / Askeri birliklerde 10 yıl görevini yaparken bir yandan da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde eğitime devam ederek oradan da mezun oldu. Ardından Heybeliada Deniz Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı.

Daha sonra ise İstanbul Alman Lisesinde ve Marmara Koleji’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Şiirleriyle tanındı. Kıdemli albaylıktan emekli oldu. Bunlardan divan ve halk şiirimizin sadeleşmiş şekline benzer yazdığı ilk 22 şiirini bir kitap halinde 1949‘da çıkardı. Çeşitli edebiyat ve sanat dergilerinde şiirleri yayınlandı.

Aruz, hece ve serbest vezinle şiirler yazdı. Şiirlerinden bazıları bestelendi. 1963 yılında yaptığı “Kara Gözlüm Efkarlanma Gül Gayri” adlı eseri pek meşhurdur. En çok tanınan şiiri, Hancı adıyla meşhur olan Binbirinci Gece adlı manzumesidir. Şiirleri his ve hasret yüklüdür. Aruzla yazdıklarında bir varlık gösterememiştir.

1977 yılında yazdığı “Gurbetten Gelmişim Yorgunum Hancı” adlı şiiri de bestelendi. Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı Şuraya, bir yatak ser yavaş yavaş… Aman karanlığı görmesin gözüm! Beyaz perdeleri ger yavaş yavaş.

Eserleri;

Bir Yağmur Başladı (1949-1957)
Dostlar Başına (1965)
Kışlada Bahar (1970)
Binbirinci Gece

Ödülleri;

Cumhuriyet’in 50. Yılı Şiir Yarışmasını Ellinci Yıl Marşı ile kazandı (1973).

“Acı salkım”

Vakit yaklaşıyor toparlan ahbap
Yarın bir gün bu meydanda talan var
Nasıl olsa görülecek şu hesap,
Sanma bu dünyada baki kalan var!

Nic’oldu ticaret, hani karımız?
Yağmaya gidiyor bütün varımız
Görmesek, şahittir kulaklarımız
Duymasak da kapımızı çalan var

Haramdan bir eksik tartıp helalı
Dengeye getirdik zehirle balı
Has diye yutturduk en sahte malı
Sanki kendimizden başka alan var.

Ne haklı iş tuttuk ne doğru sanat
Ayağa baş dedik, kuyruğa kanat
Komaz yakamızı şol meşhur inat
Ağızda gem, arkamızda palan var.

Bir kuru mantıkla kalmışız yayan
Menzile varır mı yerinde sayan
Bu dünyada ab-ı hayat tatmayan
Beklesin, ahrette kevser falan var.

Bekir Sıtkı’m kalem banıp özüne
Uykuları haram ettin gözüne…
Oysa kim aldanır şair sözüne
Sende dokuz köyden dönmüş yalan var!…

“Ayak sesleri”

Her akşam işte böyle gam gelir bana,
Benden kederli bir adam gelir bana!

Dostum değil gelen, benim garipliğim,
Dostum mu var ki bir selam gelir bana?

Zehr oldu yar elinden içtiğim kadeh
Zemzem de sunsalar, haram gelir bana!

Ağlar gönül o yemyeşil baharlara,
Meltemlerin hayali sam gelir bana!

Hüzzam olup giden o gizli yankılar,
Hala döner, makam makam gelir bana…

Toprak bu ızdırabı örtmez yarın,
Taş yağsa kubbe kubbe tam gelir bana!..

Dinler elif adım adım bu sesleri,
Her akşam işte böyle gam gelir bana

Paylaşın