Metabolizma, bir canlının yaşamını sürdürmek adına vücudunda gerçekleştirdiği biyokimyasal işlemlerin bütününe denir. Bazal Metabolizma hızı ise, vücudun dinlenme halindeyken harcadığı enerjidir.
Solunum, kan dolaşımı, vücut ısısının kontrolü, hücre büyümesi ve yenilenmesi, beyin ve sinir fonksiyonları için gerekli olan enerji miktarı bazal metabolizma hızını oluşturur. Bu enerji miktarı aynı zamanda günlük harcanan enerjinin en büyük yüzdesini (yaklaşık %50-80) oluşturur. Bazal metabolizma hızı, bir insanın günlük harcadığı kalori miktarını, yani kilo alıp – vermesini ya da kilo kontrolünü doğrudan etkiler.
Metabolizma hızını etkileyen faktörler;
Yaş: Metabolizmanın en hızlı çalıştığı dönem 15-30 yaş aralığıdır. Özellikle ergenlik döneminde ve bayanların hamilelik dönemlerinde metabolizma hızı artmaya başlar.
Cinsiyet: Kadınlardaki kas miktarı erkeklere oranlara hem daha az hem de daha zayıftır. Bu da kadınların daha az enerji harcaması ve kadınların metabolizma hızının erkeklerin metabolizma hızına göre daha yavaş çalışması demektir.
Genetik: Genetik olarak ailesinde metabolizma sorunu olan kişilerde metabolizma doğuştan yavaş çalışabilmektedir.
Diyet: İnsanların sürekli kilo alıp vermeleri de metabolizma hızını etkileyen faktörlerdir. Özellikle yanlış uygulanan diyetler metabolizma hızını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Hastalıklar: Özellikle hormonal etkisi olan Troit bezlerinin hızlı veya yavaş çalışması, vücudun kortizon veya insülin salgılama miktarları metabolizma hızını etkileyebilmektedir.
Karbonhidrat-Protein: Karbonhidrat ağırlıklı beslenmek ve protein tüketiminin az olması metabolizma hızını yavaşlatabilmektedir.
Sıcaklık: Yaz aylarında metabolizma daha hızlı çalışırken, soğuk günlerde vücudun kendine koruma güdüsüyle daha yavaş çalışmaktadır.
Metabolizma hızını artıracak faktörler;
Dengeli beslenme: Güne kahvaltıyla başlayın, öğün atlamayın.
Fiziksel aktivite: Gün içerisinde fiziksel aktiviteyi arttırmak ve haftada en azından 2-3 gün 40 dakika süren egzersizler sonucunda hem vücut enerji harcar hem de vücutta yağ kitlesi azalıp, kas kitlesinin artması sonucunda metabolizma hızı hızlanır.
Yeterli protein tüketimi: Gün içerisinde vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineralleri dengeli almalıyız, bu besin öğelerinin içinden özellikle proteinlerin termik etkisi (vücut proteini sindirirken daha fazla enerji harcar) yüksektir. Bu yüzden süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, tavuk, balık, kurubaklagiller gibi protein içeren besinleri diyetimizde yeteri kadar almalıyız.
Kendinizi hazır hissettiğinizde diyet yapın: Bazı dönemlerde bireyler kilo vermek isterler fakat çevresel veya psikolojik etmenlerden dolayı buna hazır değildirler. Bu durumda kendinizi test edin ve gerçekten diyete hazır olduğunuz dönemde diyete başlayın. Çünkü sık sık diyet yapmak metabolizma hızınızı yavaşlatır.
Bol su için: Su içmek dolaşım sisteminizi hızlandırır ve vücudunuzu temizler.
Kendinizi az yemeye alıştırmayın: Ne kadar az besin tüketirseniz, metabolizma hızınızda o kadar yediğiniz besinlerden aldığınız kaloriye kendini adapte eder. Bu yüzden az besin tüketmeyin, dengeli ve sağlıklı beslenin.
Hep aynı şekilde beslenmeyin: Bazı kişiler her gün aynı saatte aynı besinleri tüketirler, sürekli aynı besinleri tüketmek yerine diyetinize çeşit katınız.
Baharatları yemeklerinizde kullanın: Kırmızı acı biber, karabiber, zencefil gibi baharatlar metabolizmayı hızlandırır.
Günde 2-3 fincan kahve tüketin: Kahve tüketimi metabolizmayı hızlandırır (hamilelikte, reflü / gastriti olanlarda, çarpıntısı olan kişilerde önermiyoruz.)
Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırdığı yapılan çalışmalarda görülmüştür.
Metabolizma hızını düşüren faktörler;
Metabolizma hızımız kışın yavaşlıyor: Mevsimler değiştiğinde, beynimiz insülin direncini artırması için vücudumuza sinyaller gönderiyor. Karaciğerimiz buna bağlı olarak yağ üretimini hızlandırıyor ve böylece yağ dokusu ile diğer dokular kış mevsimine hazırlık olarak yağ depolamaya başlıyor. Vücut yağ depolamasını artırıp kas dokusu paralelinde azalma gösterdiği için de metabolizmamız kış aylarında daha yavaş çalışıyor. Buna bir de hatalı alışkanlıklarımız eklenince hız daha da düşüyor ve kilo almak kaçınılmaz hale geliyor.
Düşük kalorili diyet uygulamak: Aşırı düşük kalorili diyetler metabolizmayı olumsuz etkileyen etmenlerin başında geliyor. Bunun nedeni ise düşük kaloriyle beslenen kişilerde vücudun açlık durumunu fark etmesi ve birçok kimyasal süreçleri enerjiden tasarruf etmek için yavaşlatması. Bu nedenle yo-yo diyeti (kısa sürede kilo verilen ve dikkat edilmediği taktirde tekrar alınan diyetler biçimi) uygulayan kişilerin metabolik hızları uzun vadede olumsuz yönde etkilenebiliyor.
Hareketsizlik: Vücudumuzdaki kas dokusu ne kadar çok olursa, bazal metabolizmamız da o kadar hızlı oluyor. Bunun nedeni ise kas dokusunun yağ dokusunun aksine metabolik olarak aktif olması, istirahat halinde bile enerji kullanması. Kadınların metabolizmalarının erkeklerden daha yavaş çalışmasının en önemli sebebi, vücuttaki kas miktarının daha az olması. Kadınların vücutlarındaki kas dokusu az, yağ dokusu ise erkeklere göre daha fazla. Kilo verme amacıyla yapılan egzersizlerle artan kas dokusu metabolizma hızını önemli ölçüde yükseltiyor. Egzersiz metabolizma hızını yükseltmekle kalmıyor bu etki egzersizden birkaç saat sonra da devam ediyor.
Metabolizma, bir otomobil motoru gibidir. Dinlenme sırasındayken rölantide çalışır, hareket etmeye başladığında enerji harcar ve daha hızlı hareket ettiğinde daha fazla yakar. Dolayısıyla sürekli egzersiz yapıldığında metabolizma hızı asla eskisi kadar düşük olmaz. Bu yüzden ne kadar sık egzersiz yaparsanız metabolizma hızınız o kadar yüksek olacaktır. Uzmanlar da bu etkisinden dolayı haftada en az 3-4 gün 30 dakikanın üzerine çıkan, kişinin sağlık durumuna uygun egzersizler yapılmasını tavsiye ediyorlar.
Günde sadece 1 veya 2 öğünle beslenmek: Kilo vermek veya kilo almamak için günde sadece bir öğün yemek de metabolizmayı yavaşlatıyor. Bu durum metabolizmayla ilgili hormon olan insülinin etkisinden dolayı oluyor. İnsülin, kandaki glikoz seviyeleri arttığında salınıyor. Daha sonra hücrelere enerjiyi bırakıp bırakmayacaklarının sinyalini veriyor, böylece yağ olarak depolanacak miktarı etkiliyor. Vücudumuz, büyük bir öğünde, küçük bir atıştırmalıktan daha fazla insülin üretiyor. Bu yüzden çok yemek yediğimizde daha fazla insülin üretiyoruz, bu da daha fazla enerjinin yağ olarak depolanmasına neden oluyor. Sonuçta hem kilo alımına hem de metabolizmanın yavaşlamasına yol açıyor. Bu yüzden mutlaka düzenli saatlerde 3 ana öğünü, porsiyon kontrolü yaparak ve her besin örüntüsünde olacak şekilde düzenleyerek almalısınız. Gerekli durumlarda sağlık durumunuza göre, uygun besinlerle ara öğün eklemeleri yapabilirsiniz.
Fazla alkol tüketimi: Alkol karaciğerde parçalanıp yağ aktarım mekanizmalarını etkiliyor, bu nedenle kan dolaşımında daha fazla yer kazanabiliyor ve daha fazla yağ olarak depolanıyor. Vücutta yağ dokusu arttıkça kas dokusu azalıyor, buna paralel olarak metabolizma yavaşlıyor.
Hormon düzensizliği: Ürettiği tiroksin hormonu sayesinde tiroit bezi metabolizmanızın anahtarını oluşturuyor Tiroksin seviyesi metabolik kimyasal reaksiyonların ne kadar hızlı veya yavaş olduğunu belirliyor. Aşırı aktif bir tiroit ile daha fazla kalori yakarsınız, bu nedenle zayıf, sinirli ve çok aktif olma eğilimi gösterirsiniz. Aksine daha yavaş bir tiroit, metabolik hızının çok yavaş olduğunu gösteriyor. Bu da sizin kilolu ve daha yavaş hareket eden bir kişi olmanıza yol açabiliyor.