AK Parti’nin Görüşme Talebine HDP’den Ret: Görüşme Zemini Ortadan Kaldırıldı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hazine yardımına bloke koyması kararı sonrası “AKP grup yönetimi ile Anayasa değişikliği teklifi hakkında görüşmeme kararı aldık” dedi.

Meclis’te gündeme dair basın toplantısı yapan Saruhan Oluç, “Bu kadar hak gaspının ayrımcılığın, eşitsizliğin, hukuksuzluğun yaşandığı özgürlüklerin ve demokrasinin ağır saldırı altında olduğu bir süreçte sadece başörtüsü ile ilgili getirilen değişiklik teklifi ‘Türkiye’deki özgürlükler sorununa çözüm üretmek konusunda yetersizdir’ demiştik” dedi.

Başörtüye ilişkin geçmişte ve bugün sorunları olmadığını belirten Oluç, 2015 yılından beri başörtülü vekillerinin olduğunu vurguladı. Kürtler, Aleviler, tüm inanç ve kimlikler başta olmak üzere bütün vatandaşların eşit yurttaşlık hakkının olmadığı bir ülke ortamında bu toplumsal talepleri karşılayacak bütünlüklü düzenleme gerektiğine işaret eden Oluç, şöyle dedi:

“Bu adımı seçim manevrası olmaktan çıkarmanın yolu bütün ayrımcılıkları ortadan kaldıracak, özellikler Anayasanın 10’uncu maddesinde bir değişiklik yapılması gerekir. Manevradan çıkarılacak tutum bu olurdu. Ama bu konudaki önerilerimize cevap verilmedi.”

“Görüşme zemini ortadan kaldırıldı”

AKP Grup yönetiminin Anayasa değişikliği teklifi için görüşme talebinde bulunduklarını aktaran Oluç, bu talebi grup ve parti yönetimince tartışıldığını söyledi. Söz konusu talebin yetkili kurullar ve eş genel başkanlarınca değerlendirdiğini ifade eden Oluç, şöyle dedi:

“HDP’ye yönelik bir intikam davası olan kapatma davasının bütün hızıyla devam ettirilmesi, en son partimizin anayasal hakkı olan hazine yardımının iktidar blokunun baskısı sonucu bir hak gaspı olarak AYM tarafından ve Anayasa’ya aykırı bir şekilde bloke edilmesi ve bunun gerçekleşmesi için cumhur ittifakının bileşenlerinin ağır baskısının AYM üzerinde yaşanması nedeniyle AKP grup yönetimi ile Anayasa değişikliği teklifi hakkında görüşmeme kararı aldık.

Randevu taleplerine olumlu cevap vermedik bu nedenle. Elbette AKP Meclis Grup Yönetiminin diyalog çabalarını olumsuz görmüyoruz. Ancak iktidarın bizlere yönelik politikaları nedeniyle böyle bir görüşme zemini ortadan kaldırıldığını düşünüyorum.”

“Bu teklifi samimi değil”

Mevcut Anayasa’nın her gün çiğnendiğine ve hukukun askıya alındığına dikkat çeken Oluç, bu süreçte yapılan Anayasa değişikliğini samimi, inandırıcı ve güven verici bulmadıklarını belirtti. Oluç, şöyle devam etti:

“Seçim ortamına girmiş bir ülkeden bahsediyoruz. 3-4 ay bilemediniz 5 ay içerisinde seçimlerin yapılacağı bir ortamda yargı vesayetinin HDP’ye yönelik işletilmesi yargı vesayeti ile siyasetin dizayn ediliyor olması ve HDP’ye yönelik demokratik siyasetten ağır tasfiye politikalarının devam etmesi seçimlerin adil, demokratik adil bir ortamda yapılmayacağına dair önemli işaretlerdir. Demokratik siyasete kast edilmiştir iktidar tarafından. Bu nedenle AYM üzerindeki Cumhur ittifakının açık baskı ortamını göz önünde bulundurduğumuzda bu teklifin tartışılmasını samimi ve güven verici bulamadığımızı vurguluyor.”

Ne olmuştu?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki AKP heyeti, başörtüsü konusunda hazırlanacak anayasa değişikliği için MHP, CHP, HDP ve İYİ Parti gruplarını ziyaret etmişti. Bozdağ, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş HDP’yi 2 Kasım’da ziyaret etmişti.

Ziyarette, HDP Sözcüsü Ebru Günay ile HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç yer almıştı. Görüşme sonrası açıklama yapan Beştaş, Anayasa teklifine dair henüz yazılı bir metin olmadığını belirterek

“Anayasa’nın 24 ve 41’inci maddelerinde bir değişiklik olacağını ve kapsamını genel olarak paylaştılar. Biz de tutumumuzu Eş Genel Başkanlarımız ve MYK’da yaptığımız görüşmeler sonucunda kamuoyuyla paylaşıyor olacağız.

“Sohbet ettik. Kıyafet özgürlüğü, türban, kadın hakları konusunda tutumumuz çok net. Negatif tutumumuz olmadı ama böyle bir dönemde nasıl bir karar alacağımızı ilgili kurullarımızla karar vereceğiz” demişti.

AKP’nin HDP parlamento grubunu ziyaret etmesi AKP içinde tepkilere neden olmuştu. AKP’li eski milletvekili Mehmet Metiner, “AK Parti karar vermeli: HDP’yi kendisiyle oturulup konuşulacak ve desteği önemsenecek bir parti olarak görüyorsa o vakit HDP’ye dair dilini ve yaklaşımını değiştirmeli” demişti.

AKP MKYK üyesi Şamil Tayyar ise “AK Parti, HDP’ye nasıl bakıyorsa o düzlemde ilişkisini yürütmelidir. PKK ayrı HDP ayrıysa aynileştiren dil ve üsluba niye ihtiyaç duyduk? Bu muhakemeyi yapmalıyız” diye sormuştu.

6 Kasım 2022’de AKP Urfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, partisinin HDP ziyaretiyle ilgili olarak, “Gidilmemesi abes” demişti.

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: 2 Kişi Daha İdam Edildi

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolara katıldıkları için tutuklanan  Mohammad Mehdi Karimi ve Seyed Mohammad Hosseini, bu sabah idam edildi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı milis gücü Besiç Ruhollah Ajamian’in öldürülmesiyle suçlanan Karimi ve Hosseini, İran Yüksek Mahkemesi’nin verdiği kararla idama mahkum edilmişti.

Ruhollah Ajamian’ın öldürülmesiyle ilgili olarak Kasım ayında görülen davada 5 kişi idama, 11 kişi de uzun süreli hapis cezalarına çarptırılmıştı.

İdam kararlarının verilmesi ardından Karaj Cezaevi’nde bulunan kadın tutukluların, idama karşı  başlattığı açlık grevi 14 gündür devam ederken, Yargıtay Halkla İlişkiler Direktörü Amir Hashemi, Karimi ve Hosseini’nin bu sabah idam edildiğini Yargı Haber Ajansı Telegram kanalı üzerinden duyurdu.

İdam edilenlerin sayısı 4’e yükseldi

Karimi ve Hosseini ile İran rejiminin idam ettiği eylemci sayısı 4’e yükseldi. Tahran’daki protestolar sırasında gözaltına alınan Muhsin Şikari, 8 Aralık 2022 tarihinde idam edilmişti.

Meşhed kentinde “iki kolluk kuvvetini bıçaklayarak öldürme” iddiasıyla yargılanan Macit Rıza Rahnavard adlı protestocu ise 12 Aralık 2022’de ‘halka açık bir şekilde’ idam edilmişti.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Başörtüsü Anayasa Değişikliği Teklifi: Altılı Masada İki Farklı Ret Senaryosu

İktidarın başörtüsüne Anayasa değişikliği teklifine ilişkin Altılı Masa’nın kararını bekleyen muhalefet milletvekilleri, bir yandan da atılması gereken adımlara yönelik önerilerini dillendiriyor. Bu kapsamda CHP milletvekillerinin önemli bir bölümünün ve bazı İYİ Parti milletvekillerinin, parti yöneticilerine iki ayrı “dolaylı ret” seçeneğini ilettiği öğrenildi.

Bu seçeneklerden biri, oylamaya katılmama önerisi oldu. Muhalefet milletvekilleri, doğrudan ret yerine, oylamaya katılmamanın “tavır koyma” anlamında önemli olduğunu savunuyor. AKP ile müzakereye girilmemesini isteyen milletvekilleri, kabul oyunun iktidara yarayacağı görüşünde. Muhalefet temsilcilerinin bir diğer seçeneği, “çekimser oy kullanma” yönünde. Bu seçenek şimdilik son alternatif olarak gösteriliyor.

AK Parti ve MHP’nin başörtüsünün yanı sıra peçe, çarşaf, burka gibi kıyafetlerin kamu görevlileri tarafından kullanılmasının yolunu açan ve aileye ilişkin LGBTİ karşıtı ifadeler barındıran Anayasa değişikliği teklifine yönelik tartışmalar sürüyor. Hafta içi muhalefet ile “ikna için” TBMM çatısı altında bir araya gelecek olan iktidar, aynı zamanda Anayasa Komisyonu’nu da toplayarak teklifin görüşmelerine başlayacak.

AK Parti, MHP, BBP’nin yanı sıra Saadet Partisi’nin de imzacısı olduğu teklife HDP “ilkesel olarak” karşı olduğunu açıkladı. CHP’nin son karar için Altılı Masa buluşmasına işaret ettiği teklifin, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki görüşmede de “sohbet konusu” olduğu bildirildi.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre; TBMM Anayasa Komisyonu’nda gerçekleştirilecek görüşmeler öncesinde, muhalefet kulislerinde “oylama ihtimalleri” tartışılmaya devam ediyor. Altılı Masa’nın 5 Ocak’taki onuncu zirvesi öncesinde CHP ve İYİ Parti’yi ziyaret eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, seçimlerin kazanılmasına giden yolda Anayasa değişikliği teklifinin büyük öneme sahip olduğu, destek vermemenin olumsuz sonuçlar doğurabileceğine yönelik fikrini paylaştığı ifade edildi.

Davutoğlu’nun CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede, 5 Ocak’taki zirvede son şekli verilecek Hükümet Programı’nı gündeme getirdiği de bildirildi. Davutoğlu’nun, uzlaşı ve birliktelik görüntüsünün önemine vurgu yaptığı ve program görüşmelerinin buna göre yapılmasını istediği öğrenildi.

İki farklı ret önerisi

Bir yandan Altılı Masa’nın kararını bekleyen muhalefet milletvekilleri, bir yandan da atılması gereken adımlara yönelik önerilerini dillendiriyor. Bu kapsamda CHP milletvekillerinin önemli bir bölümünün ve bazı İYİ Parti milletvekillerinin, parti yöneticilerine iki ayrı “dolaylı ret” seçeneğini ilettiği öğrenildi. Bu seçeneklerden biri, oylamaya katılmama önerisi oldu.

Muhalefet milletvekilleri, doğrudan ret yerine, oylamaya katılmamanın “tavır koyma” anlamında önemli olduğunu savunuyor. AK Parti ile müzakereye girilmemesini isteyen milletvekilleri, kabul oyunun iktidara yarayacağı görüşünde. Muhalefet temsilcilerinin bir diğer seçeneği, “çekimser oy kullanma” yönünde. Bu seçenek şimdilik son alternatif olarak gösteriliyor.

Daha önce teklife gerekli düzeltmeler yapılması koşuluyla “Evet” denilmesi yönünde tavsiye kararı alan İYİ Parti yönetimine de çeşitli öneriler sunuluyor. CHP’nin olası “Hayır” kararını ya da iktidarın taktik oylarla teklifi referanduma taşıyabileceği ihtimalini dile getiren bir grup İYİ Partili, “Hayır oyu kullanalım” önerisini parti yönetimine iletti. İYİ Parti kurmaylarının ise Altılı Masa zirvesine işaret ederek, “Bu toplantıdan sonra yeniden görüşme yapılabilir” yanıtını verdiği öğrenildi.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Kararı ‘Altılı Masa’nın Seçim Planlarını Nasıl Etkiler?

“CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmiş değil” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Tanju Tosun, “‘Öncelikle aday konusu Altılı Masa’ya bağlı, ısrarla buradan çıkacağının altını çiziyorlar. Kemal Beyin adaylık konusunda istekli olduğunu ve son açıklamalarıyla da sürecin olağan akışında devam edeceğini anlıyoruz” dedi ve ekledi:

“Muhtemel ocak sonuna doğru aday açıklanacak. Benim anladığım kadarıyla Kemal Bey aday olma konusunda aynı noktada. Ama Meral Hanımın tavrı çok önemli, eğer Ekrem Bey yönünde bir ısrarı olursa Kemal bey bu noktada geri adım atar. Böyle bir senaryo Altılı Masa’nın elini güçlendirir, ve AKP’nin de başından beri kurduğu oyunda elini zayıflatır.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkanı ve üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararıyla birlikte Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı bir kez daha gündemin en sıcak başlığı oldu.

Bir yandan İmamoğlu’na verilen cezanın hukuki ve siyasi yansımaları tartışılırken bir yandan da muhalefetin İmamoğlu’nda karar kılarak, yakalanan bu ivmenin sürdürülmesi gerektiğine dair yorumlar yapılıyor. Farklı düşünenler de var…

Optimar Araştırma’nın sahibi Hilmi Daşdemir’e göre tüm bu olup bitene bakarak Altılı Masa’nın adayı İmamoğlu’dur denilemez.

Fakat düne göre elinin daha da güçlendiği ve yargılamanın İmamoğlu lehine bir katkısı olduğu kanaatinde Daşdemir.

”Her ne kadar İmamoğlu genel başkanı için zaman zaman destek açıklamaları yapsa da ben hiç bir zaman da oyunun dışında kaldığını düşünmedim. Yargılama süreci hukuki bir süreç, ‘ahmak’ sözünün hakaret olduğunu söyleyenler ve söylemeyenler var ama ben daha çok toplumsal boyutu ile ilgili konuşabilirim. Buradan bakınca siyasi anlamda bir rantı var bu durumun. Dolayısıyla bu yargılamanın İmamoğlu lehine bir katkısı oldu elbette.”

Hilmi Daşdemir halihazırda yargılama süreci devam ederken, İmamoğlu hakkında verilen cezanın onanmış olarak kabul edilmesinin hükümete dair oluşturulan algı ile alakalı olduğu düşüncesinde.

”Hükümet müdahale etmiş olarak algılanıyor… Fakat siyasi olarak bir mağduriyet üzerinden bu durumun İmamoğlu’na bir faydası olur mu bilinmez. Çünkü her zaman da bu mağduriyet hikayeleri tutmaz. Toplumun nasıl algıladığına çok bağlıdır bu… Fakat Sayın Erdoğan ve Sayın İmamoğlu hakkındaki kararların benzer olduğuna dair yorumlar var, buna da katılmıyorum. Erdoğan bir şiir okuyarak fikirlerini ifade etmeye çalıştığı için ceza aldı, İmamoğlu ise bir hakaret davasına maruz kalarak ceza aldı ki bu ceza daha onanmadı. Karara göre bir değerlendirme yapılmalı ancak iki konu birbirinden bağımsız.”

İmamoğlu’nun olası adaylığı karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl bir siyaset izleyeceği de merak konusu.

Hilmi Daşdemir’e göre Erdoğan, İmamoğlu’nun şimdiye kadar belediye başkanlığı döneminde yapmış olduğu hizmetlere bakacak. Bununla birlikte, Erdoğan ‘dış politika, Cumhuriyet ve AK Parti döneminde yapılan yatırımların mukayesesi ve de İmamoğlu’nun yetersizliği’ tezi üzerinden bir siyaset izleyecek…

”Olur da İmamoğlu Altılı Masa’nın adayı olursa, Sayın Erdoğan İmamoğlu’nun belediye hizmetlerine bakacaktır. Başkanlığı döneminden beri yaptığı yatırımlar ve toplu taşıma hizmetlerinde ciddi aksama var, kamuoyunun da gündeminde bu durum. Bir yıl öncesine yaptığımız kamuoyu araştırmalarında İmamoğlu’na verilen destek on puan kadar düşmüş durumdaydı. Bence bu faaliyetler ve hizmetler denetlenecek, gözardı edilmeyecek.”

Ayrıca İmamoğlu’nın 23 Haziran sonrasında Cumhurbaşkanı gibi hareket etmesi ve bunun üzerinden bir kurgu yapılması ciddi anlamda ayağını yerden kesti ve iletişim kazalarına neden oldu. Bu iletişim kazalarına yenileri de eklenebilir… Böyle bakıldığında Sayın Erdoğan belediye faaliyetleri, dış politika, Cumhuriyet ve AK Parti döneminde yapılan yatırımların mukayesi üzerinden bir değerlendirme yapacak… Ve İmamoğlu’nun yetersizliği üzerinden bir siyaset izleyecek.”

”Kemal Kılıçdaroğlu aday olmak istiyor fakat Meral Akşener’in tavrı çok önemli”

Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun’a göre, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmiş değil.

Fakat bu noktada da İYİ Parti lideri Meral Akşener’in tutumunun belirleyici olacağını söylüyor.

”Öncelikle aday konusu Altılı Masa’ya bağlı, ısrarla buradan çıkacağının altını çiziyorlar. Kemal Beyin adaylık konusunda istekli olduğunu ve son açıklamalarıyla da sürecin olağan akışında devam edeceğini anlıyoruz. Muhtemel ocak sonuna doğru aday açıklanacak. Benim anladığım kadarıyla Kemal Bey aday olma konusunda aynı noktada. Ama Meral Hanımın tavrı çok önemli, eğer Ekrem Bey yönünde bir ısrarı olursa Kemal bey bu noktada geri adım atar. Böyle bir senaryo Altılı Masa’nın elini güçlendirir, ve AKP’nin de başından beri kurduğu oyunda elini zayıflatır.”

Prof. Dr. Tanju Tosun Yargıtay’ın, İmamoğlu hakkındaki kararı onaması halinde oluşan mağduriyetin Altılı Masa’nın elini güçlendireceği kanısında.

Prof. Dr. Tosun, Ekrem İmamoğlu’nun yasaklı hale gelmesi durumunda ise Meral Akşener’in aday belirleme sürecinde etkin rolü olacağını ifade ediyor.

”Belki Yargıtay kararı onarsa Ekrem Bey siyasetin dışında kalır, aday yapılmaz. Ama özellikle buradaki mağduriyet Altılı Masa’nın adayının seçmen nezdinde milli irade adına__meşruiyetinin__artmasına katkı yapar. Eğer İmamoğlu yasaklı hale gelirse bu kez Sayın Kemal Kılıçdaroğlu mu yoksa Sayın Mansur Yavaş üzerinde mi durulur. Burada Meral Hanımın özellikle belirleyeci rol oynayacağı kanaatindeyim. Mansur Yavaş, hala bu denklemin içinde, edindiğimiz izlenim ve kamuoyu araştırması bunu gösteriyor. İYİ Parti teşkilatında Mnasur Beyin adaylığı öne çıkıyor.”

Ekrem İmamoğlu verilen cezanın hukuki sürecinin hızlandırılacağını da düşünmüyor Prof. Dr. Tanju Tosun. Çünkü aksi durumun bumerang etkisi yaratacağını söylüyor.

”Aday gösterildiği takdirde sürecin hızlandırılacağını düşünmüyorum, bu bumerang etkisi yaratır. Milli irade üzerinden meşruiyet arayan bir hareketin, bizahiti bu iradenin meşruiyeti konusunda atacağı adımlar, Altılı Masa’nın seçmen nezdinde daha fazla itibar kazanmasına yol açar. Seçmen ne yapılmak istendiğini görür, eski siyasilere yasak getirildiğinde iktidara gelen isimler var. Halk asla bu müdahalalere olumlu bakmıyor.”

”Erdoğan’ın karşısında bu haliyle yarışacak olan İmamoğlu, ceza almamış bir İmamoğlu’ndan çok daha güçlü”

Siyaset Bilimci ve istanpolinst Genel Direktörü Seren Selvi Korkmaz’a göre ise İmamoğlu Saraçhane’ye bu çağrıyı yaparak ve de yanına Akşener’i alarak altı lideri etrafında topladı.

Korkmaz, İmamoğlu’nun kendisine dair soru işaretleri olanları bile tarafına çekmeyi başardığına dikkat çekiyor.

”İmamoğlu Saraçhane’ye bu çağrıyı yaparak, yanına da Akşener’i alarak altı lideri etrafında topladı. Bu da oyun değiştirici olduğunu ve toplumun desteğini aldığını gösterdi. İmamoğlu’na dair soru işaretleri olanlar bile bugün çok farklı düşünüyor. Öte yandan daha önceleri yaptığımız araştırmalarda iktidar seçmeni yerel seçimlerdeki adaletsizliğe vurgu yapmıştı. O yüzden baktığınızda Erdoğan’ın karşısında bu haliyle yarışacak olan İmamoğlu, ceza almamış bir İmamoğlu’ndan çok daha güçlü.”

Bu tablodan sonra İmamoğlu’nun adaylığının güçlendiğini fakat yine de Cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair son kararın Kemal Kılıçdaroğlu’na ait olduğunun altını çiziyor Siyaset Bilimci Korkmaz.

Siyaset Bilimci ve istanpolinst Genel Direktörü Seren Selvi Korkmaz her ne kadar daha önce Altılı Masa liderlerinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığında bir uzlaşı olsa da İmamoğlu etrafında oluşan havanın masadaki liderleri de etkileyebileceği görüşünde.

”Bu saatten sonra İmamoğlu’nun adaylığı Kılıçdaroğlu’na bağlı. Ama özellikle bu süreçte İmamoğlu’nun açıkçası adaylığının daha da kuvvetleneceğini düşünüyorum. Altılı Masa’daki liderlerde de fikir değişikliği olmuş olabilir. Çünkü daha önce Kılıçdaroğlu’nda bir konsodilasyon vardı ama İYİ Parti’nin fikir değişikliğini gözlemleyebiliyorduk. Ama bu atmosferin diğer liderlerini etkileyeceğini düşünüyorum.”

Paylaşın

Başörtüsü Teklifi: Altılı Masa Yeni Metin Sunabilir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti (DP), Gelecek Partisi ve Demokrasi Ve Atılım (DEVA) Partisi’nden oluşan Altılı Masa’nın, başörtüsü ve ailenin korunması başlıkları altına sunduğu anayasa değişikliği teklifi ile ilgili komisyon görüşmeleri sırasında iktidarın teklifine ilişkin çekincelerin düzeltildiği yeni bir metin sunmasının da ihtimal dahilinde olduğu belirtiliyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsünün yasa değişikliği teklifi ile teminat altına alınmasını önermesinin ardından iktidar konuyu anayasa değişikliği ile yapmak için çalışmalara başlamıştı. Bu kapsamda “başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” ile ilgili anayasa değişikliği önerisi, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve BBP ile birlikte toplam 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na geçen Cuma günü sunulmuştu.

İYİ Partililerden Kılıçdaroğlu’na tepki

İktidarın teklifini sunmasının ardından Altılı Masa’yı oluşturan partiler içinde nasıl tutum izleneceğine dair toplantılar düzenlendi. CHP’nin Merkez Yönetim Kurulu ile İYİ Parti’nin ise Genel İdare Kurulu Pazartesi günü yaptıkları toplantılarda konuya ilişkin nasıl bir yol çizilmesi gerektiği ele alındı.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in edindiği bilgilere göre İYİ Parti’nin GİK toplantısında hemen hemen her üye söz olarak böyle bir konunun gündeme gelmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi ve halkın ekonomik sıkıntılarla mücadele ettiği bir dönemde aslında günümüzde sorun olmayan başörtüsü meselesinin yeniden gündemde olmasını doğru bulmadıklarını belirttiler.

Toplantıda söz alan İYİ Partililer Kılıçdaroğlu’nun böyle bir teklifi Altılı Masa ile istişare etmeden gündeme getirmesini eleştirerek “Şimdi ekonomide vatandaşın en canının yandığı böyle bir dönemde gündem ekonomi olması gerekirken Ocak sonu Şubat ayına kadar iktidar bunu gündeme taşıyabilir” endişesini paylaştılar.

Bu kapsamda toplantıda şu anda anketlere göre önemli bir oranda olduğu gözlemlenen arada kalan kararsız seçmenin bu tartışmalar nedeniyle AKP’ye doğru kayma riski de dile getirildi.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu da toplantının ardından yaptığı açıklamada iktidarın teklif metnine ilişkin bazı düzeltmeler yapılması gerektiği ifade edilmekle birlikte GİK’teki genel eğilimin “olumlu” olduğunu belirtmişti. Zorlu, “Burada iki önemli hususun altı çizildi. Bir; metin içerisinde riskli gördüğümüz, ileride problem yaratacağını düşündüğümüz bazı ifadeler var. Bunların değiştirilmesi gerekmektedir. Genel İdare Kurulumuzdan çıkan ortak görüş budur. Bununla birlikte Genel İdare Kurulumuzda çoğunluğun eğilimi, temayülü ise olumlu bir kanaat içerisinde olduğumuz yönündedir. Yani, evet yönündedir” demişti.

Altılı Masa’dan yeni bir teklif mi gelecek?

Kılıçdaroğlu ise dün gazetelerin Ankara temsilcileri ile düzenlenen toplantıda soru üzerine anayasa değişikliği ile ilgili anayasa hocalarından görüş alacaklarını belirterek “Bir bakacağız. Ondan sonra oturup karar vereceğiz. Büyük bir olasılıkla önümüzdeki süreçte, altılı masada da konuşulabilir. Oturur konuşuruz. Ona göre bir karar veririz, birlikte” ifadelerini kullandı.

Her ne kadar şu ana çeşitli açıklamalar yapılmış olsa da genel beklenti altılı masa liderlerinin 26 Aralık’taki toplantı öncesinde karşılıklı görüşmelerle bu konuda bir eşgüdüm sağlamaya çalışacakları yönünde.

İYİ Parti konuyu gündeme getiren parti CHP olduğu için çözümünü ya da eşgüdümü sağlaması gereken tarafın yine CHP olduğunu düşünüyor. Bu arada gerek CHP gerekse İYİ Parti bu aşamada teklifi toptancı bir şekilde reddetmeyi ise doğru bulmuyor.

Peki Altılı Masa bu konuda eşgüdümü sağlamaya yönelik nasıl bir çözüm bulabilir?

Edinilen bilgiye göre teklifin TBMM’deki komisyon görüşmeleri sırasında muhalefet üyeleri anayasa hukukçularının da katkılarının bulunacağı, çekince görülen ifadelerin düzetilmiş halinin yer alacağı yeni bir metin sunabilir.

Macaristan’dakine benzer referandum tuzağı endişesi 

Öte yandan gerek İYİ Parti gerekse CHP ailenin korunması başlığı altında eşcinsel evliliklerin yasaklanmasını getiren hükmün iktidar tarafından Macaristan’dakine benzer şekilde yeni bir kutuplaştırma yöntemi olarak kullanılacağını düşünüyor.

İktidarın teklifi ile Anayasa’nın 41’nci maddesin “Ailenin korunması” ile ilgili başlık altındaki birinci fıkraya, “Evlilik birliği ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” hükmünün eklenmesi öngörülüyor.

Muhalefet ise Türkiye’de eşcinsel evliliklerin yasal olarak zaten mümkün olmadığına dikkat çekerek bunu Macaristan’daki referanduma benzer bir tuzak olarak görüyor.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin de teklifin sunulması ile ilgili düzenlediği basın toplantısında “Hem Nüfus Kanunu’na hem de Medeni Kanunu’na göre zaten evlilik birlikteliği bir kadın ve bir erkekten oluşur. Ama ailenin korunması ile ilgili toplumsal ihtiyaç vardı” demişti.

Oylama süreci nasıl işliyor?

Anayasa değişikliği tekliflerinde Genel Kurul’da, iki ayrı madde için iki tur oylama düzenleniyor. Milletvekillerinin oylarını gizli kullandığı oylamada maddeler ayrı ayrı oylanıyor.

Cumhur İttifakı’nın oy kullanamayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop haricinde toplam 334 sandalyesi bulunuyor. Referanduma gidilebilmesi için 360 milletvekili gerekiyor ve bu sayıya ulaşmak için muhalefetten herhangi bir partinin teklife “evet” demesi ya da AKP’nin en az 26 milletvekili bulması gerekiyor. AKP ile MHP’nin 400 milletvekilini bulabilmesi durumunda ise referanduma gerek kalmadan anayasa değişikliği geçebiliyor.

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: Tahran’daki Gösteriler Nedeniyle 400 Kişi Mahkum Edildi

İran’da ‘tesettüre uygun olmayan’ giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestolar devam ederken, Tahran’daki eylemlerde tutuklanan 400 kişiye 10 yıla kadar hapis cezaları verildi.

Haber Merkezi / Tahran Başsavcısı Ali Alkasimehr, 160 “isyancının” beş ila 10 yıl, 80’inin iki ila beş yıl, 160 kişinin de iki yıl ya da daha az hapis cezası aldığını duyurdu. Başsavcı 70 kişiye de para cezası aldığını belirtirken, başka bir ayrıntı vermedi.

İran’da iki kişi hükümet karşıtı eylemlere katıldıkları suçlamasıyla idam edilmişti. Hükümet karşıtı protestolara karıştığı ve geçen ay iki güvenlik görevlisini bıçaklayarak öldürmekle suçlanan Majidreza Rahnavard adlı kişi idam edildi. Rahnavard, “Allah’a savaş açmak” anlamına gelen “moharebeh” suçundan mahkum edilmişti.

Protestolarla ilgili olarak Muhsin Şekari adlı kişi perşembe günü idam edilmişti. İran Devrim Mahkemesi, Muhsin Şikari’yi protestolar sırasında “ateşli olmayan silahla vatandaşları tehdit ettiği ve bir güvenlik görevlisini yaraladığı” gerekçesiyle idama mahkum etmişti.

İran’da ülke geneline yayılan rejim karşıtı protestolarla ilgili en az 24 göstericinin “Allah’a savaş açma suçu” ile karşı karşıya olduğu ve idam edilebileceği öne sürüldü. İran’da geçerli İslami yasalara göre, “Allah’a savaş açma” suçunu işleyenler idam cezası ile cezalandırılıyor.

IHR: Ölen protestocu sayısı 458’e yükseldi

IHR, İran’da güvenlik güçlerinin şiddetle karşılık verdiği protestolarda hayatını kaybeden protestocu sayısının 458’e yükseldiğini duyurdu.

Ülkedeki 31 eyaletten 26’sına dair verilerin yer aldığı IHR raporuna göre, Sistan-Beluçistan’da 128, Kürdistan’da 53, Batı Azerbaycan’da 53, Tahran’da 46, Mazenderan’da 37, Kirmanşah’ta 25, Gilan’da 25, Elborz’da 18, İsfahan’da 14, Huzistan’da 10, Fars’da 8, Rezevi Horasan’da 7, Zencan’da 5, Doğu Azerbaycan’da 4, Merkezi, Kazvin, Hemedan ve Loristan’da üçer, Kohgiluye-Buyer Ahmed, Erdebil, İylam, Buşehr, Hürmüzgan’da ikişer, Simnan, Gülistan ve Kirman’da ise birer gösterici hayatını kaybetti.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Başörtüsü İçin Anayasa Değişikliği Teklifi: Muhalefet Ortak Tutum Arayışında

Cumhur İttifakı ortakları AK Parti, MHP ve BBP, başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği teklifini 336 milletvekilinin imzasıyla, geçen cuma günü TBMM Başkanlığı’na sunmuştu. Muhalefet partilerinin öneri ile ilgili nasıl bir tutum alacakları merak ediliyor.

CHP’nin bugün yapacağı Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında konu ve sunulan teklif tüm detayları ile siyasi ve hukuki açılardan masaya yatırılacak. İYİ Parti’nin de yine bugün yapacağı Genel İdare Kurulu toplantısında konunun ele alınması bekleniyor.

Teklife ilişkin Meclis’te geniş bir grubu bulunan HDP’nin nasıl tavır alacağı da önemli olacak. HDP şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda inanç özgürlüğünün sadece başörtüsü ile ilgili alınmasından rahatsız olduğunu belirterek, AK Parti’nin hamlesinin seçime yönelik olduğunu kaydetmişti.

AK Parti’nin başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliğini TBMM’ye sunmasının ardından muhalefetin nasıl bir tavır alacağına ilişkin parti içi toplantılar devam ederken önümüzdeki günlerde Altılı Masa üyelerinin konuyu istişare için çeşitli görüşmeler yapabileceği belirtiliyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ile ilgili yasa değişikliği teklifi önerisini getirmesinin ardından iktidarın gündeme getirdiği “başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” ile ilgili anayasa değişikliği önerisi, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve BBP ile birlikte 336 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığı’na geçen Cuma günü sunulmuştu.

Şimdi muhalefet partilerinin öneri ile ilgili nasıl bir tutum alacakları merak ediliyor. CHP’nin bugün yapacağı MYK toplantısında konu ve sunulan teklif tüm detayları ile siyasi ve hukuki açılardan masaya yatırılacak. İYİ Parti’nin de yine bugün yapacağı Genel İdare Kurulu toplantısında konunun ele alınması bekleniyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, her ne kadar şu ana kadar partilerin kesin görüşleri oluşmasa da altılı masa üyeleri arasında bu konuda eşgüdümün sağlanacağı genel bir beklenti. Bu amaçla parti liderlerinin bu ay sonu yapılacak altılı masa toplantısı öncesinde belki telefonla ya da yüz yüze konuşabilecekleri belirtiliyor.

400 milletvekili bulunamazsa referandum gerekecek

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da hafta sonu Samsun’da başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifine ilişkin olarak, “Bunlar parlamentoda işi çözmezse çözüm yeri millet, gideriz millete. Ülkede artık böyle bir sorun olmaması lazım” diye konuşmuştu.

Cumhur İttifakı’nın oy kullanamayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop haricinde toplam 334 sandalyesi bulunuyor. Referanduma gidilebilmesi için 360 milletvekili gerekiyor ve bu sayıya ulaşmak için muhalefetten herhangi bir partinin teklife “evet” demesi ya da AK Parti’nin en az 26 milletvekili bulması gerekiyor. AK Parti ile MHP’nin 400 milletvekilini bulabilmesi durumunda ise referanduma gerek kalmadan anayasa değişikliği geçebiliyor.

Teklif şu anda komisyonda beklemede. AK Parti, komisyon görüşmelerinin Ocak sonu ya da Şubat ayında yapılmasını, Genel Kurul’a ise yine Şubat’ta gelmesini planladığını belirtmişti.

Teklife ilişkin Meclis’te geniş bir grubu bulunan HDP’nin nasıl tavır alacağı da önemli olacak. HDP şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda inanç özgürlüğünün sadece başörtüsü ile ilgili alınmasından rahatsız olduğunu belirterek, AK Parti’nin hamlesinin seçime yönelik olduğunu kaydetmişti.

Oylamada AK Parti nasıl davranır?

Muhalefet aralarında eşgüdümü teklifin matematiği açısından da sağlamaya gerek görüyor. Çünkü iktidarın bu konuyu referandum sandığı ile Macaristan’dakine benzer bir şekilde halkın önüne koyarak yeni bir kutuplaşma malzemesi olarak kullanmak istediğini düşünen muhalefet, bu nedenle istişare halinde giderek ortak bir tutum almak için çalışacak.

Muhalefet partilerinin Genel Kurul aşamasındaki bir çekincesi ise siyasi strateji olarak referanduma gitmek isteyen AK Parti’nin oylama sırasında bazı AK Partili milletvekillerine boş oy attırabileceği ve ardından da 360-400 oy arasında kalan teklif için muhalefeti suçlayarak, referandumda bunu kullanmak isteyebileceği.

Anayasa değişikliği tekliflerinde Genel Kurul’da, iki ayrı madde için iki tur oylama düzenleniyor. Milletvekillerinin oylarını gizli kullandığı oylamada maddeler ayrı ayrı oylanıyor.

CHP’nin tutumu hemen netleşmeyebilir

Bu arada anayasa değişikliği ile ilgili Kılıçdaroğlu’nun yaptığı son açıklamanın “Acaba CHP evet mi diyecek?” sorularına da yol açmasının ardından parti yetkililerine göre konu bugünkü MYK’da ele alınacak ancak net bir karar bugün çıkmayabilir. Altılı masa liderlerinin istişare edebileceğini belirten yetkililer, CHP’nin temel görüşünün “anayasayı sürekli çiğneyen bir iktidar ile anayasa değişikliği yapılamayacağı” olduğuna işaret ediyorlar.

CHP’li kurmaylara göre anayasalarda iktidarın teklifinde yer verdiği şekilde bazı konularda bu kadar detaylı hükümlerin bulunması anayasanın ruhuna aykırı. Anayasaların genel ve özgürlükçü maddeler içermesi gerektiğini belirten yetkililer, zaten Türkiye’de yargıda çıkan sıkıntıların anayasadan kaynaklanmadığını ve uygulamanın yanlış gittiğini belirtiyor.

Buna örnek olarak basın ile ilgili anayasa maddesini, yani “Basın hürdür ve sansür edilemez” hükmünü örnek gösteren CHP’li bir yetkili, buna rağmen basınla ilgili uygulamadaki örneklerin bu maddeye aykırı olduğunu, her konu başlığının detaylı bir şekilde anayasalarda yer almasının söz konusu olamayacağını belirtiyor.

Paylaşın

AK Parti, Başörtüsü Teklifini Meclis’e Sundu

Başörtüsüne anayasal güvence” getiren ve ailenin yeniden tanımlandığı anayasa değişikliği teklifi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) milletvekillerinin imzası ile Meclis’e sunuldu. Teklife Bağımsız Milletvekili Fatih Mehmet Şeker de imza verdi.

Haber Merkezi / AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, konuya ilişkin Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Teklifimizde; başörtülülerin de başı açıkların da hakkını savunuyoruz. Kısaca kadınların özgürlüğünü savunuyoruz” dedi.

Özlem Zengin, açıklamasının devamında, “Diğer konu da aile müessesine dair. Bizim anayasamızda aile toplumun temeli olarak görüşmüştür. Eğer bir toplumu tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir. Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz”  ifadelerini kullandı.

Teklifte neler var?

Toplam 3 maddelik teklifin birinci maddesi ile anayasanın 24. Maddesine bazı fıkralar ekleniyor. Bu kapsamda eklenecek fıkralardan biri “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının açık veya örtülü olması şartına bağlanamaz” hükmü.

Teklifin aile düzenlemesi ile ilgili ikinci maddesinin gerekçesinde ise aile kurumunun “sapkınlıklara” karşı korunmasının önemine dikkat çekilerek, anayasanın 41. Maddesi “evlilik birliği ancak kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” şeklinde değiştiriliyor.

Bundan sonra süreç nasıl ilerleyecek?

AK Parti’nin teklifini sunmasının ardından daha önce bir kez yaptığı gibi destek için muhalefet partilerinin kapısını çalması bekleniyor.

Çünkü AK Parti ile MHP’nin TBMM’de anayasa değişikliği teklifini geçirebilecek sandalye çoğunluğu bulunmuyor.

Cumhur İttifakı’nın oy kullanamayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop haricinde toplam 334 sandalyesi bulunuyor. Referanduma gidilebilmesi için 360 milletvekili gerekiyor ve bu sayıya ulaşmak için muhalefetten herhangi bir partinin teklife “evet” demesi ya da AK Parti’nin en az 26 milletvekili bulması gerekiyor. AK Parti ile MHP’nin 400 milletvekilini bulabilmesi durumunda ise referanduma gerek kalmadan anayasa değişikliği geçebiliyor.

Muhalefet partileri genel olarak birkaç aydır AK Parti’nin teklifini sunmasını beklediklerini ve teklifin içini görmeden yorum yapmanın doğru olmadığını söylerken, teklifin içine aile düzenlemesiyle eşcinsel evliliklerin önlenmesiyle ilgili maddenin konulmasını ise doğru bulmuyor. Ancak İYİ Parti ve HDP gibi partiler net tutum belirlemek için önce teklifin sunulmasını beklemek gerektiği yönde açıklamalar yapmışlardı.

Başörtüsü konusunda ilk yasa teklifini veren CHP ise temel hakların referandum konusu yapılmaması gerektiğini belirtirken, aynı zamanda “yeni anayasa, yeni parlamentonun işi olmalı” diyerek iktidara destek olmayacağını belirtiyor.

Teklifle ilgili takvimi biraz da muhalefet partileri ile yapılacak görüşmeler ışığında AKP’nin takip edeceği strateji belirleyecek.

Seçimde üçüncü sandık mı konulacak?

Peki anayasa değişikliği ile seçim takvimi neden bağlantılı görülüyor?

Çünkü Ankara kulislerinde anayasa değişikliği teklifine aslında Türkiye’de yasal olarak mümkün olmayan eşcinsel evliliklerin önünü kesen düzenlemenin konulmasının muhalefet partilerine seçim için kurulan bir tuzak olduğunu düşünenler de var.

İktidarın genel seçimde cumhurbaşkanı ve milletvekili seçim sandıklarının yanına üçüncü bir sandık koyarak gerek başörtüsü düzenlemesinin olumlu gerekse toplumda eşcinsellikle ilgili olumsuz eğilimin ivmesiyle sonuç almayı planladığı yorumları yapılıyordu. AK Parti’nin teklifini sunmayı bu nedenle seçim takvimine uygun şekilde geciktirdiği belirtiliyordu.

Teklifin AK Parti’nin planları değişmezse Ocak sonunda komisyona Şubat ayında ise Genel Kurul’a gelmesi bekleniyor.

Tartışma nasıl başladı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 Ekim’de bir video tweet yayımlayarak başörtüsü tartışmalarını ortadan kaldırmak için yasa teklifi vereceklerini açıklamıştı.

Teklif, 4 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu.

İkisi yürürlük ve yürütme maddesi olmak üzere toplam 3 maddelik kanun teklifinin birinci maddesinde şu hüküm yer almıştı:

“Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Ekim’de partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Gelin başörtüsü konusunda çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım” demişti.

Paylaşın

Mahsa Amini Protestoları: Polisler Kadınların Cinsel Organlarını Hedef Alıyor

İraan’da Mahsa Amini protestolarında yaralananlarla ilgilenen doktorlardan biri, “Genital bölgesine isabet eden iki saçma mermiyle yaralanan 20’li yaşlarındaki bir kadını tedavi ettim. 10 saçma mermi de üst bacakların iç kısmına gelmişti” dedi.

Eylemciyi vajinal enfeksiyon riski nedeniyle jinekoloğa yönlendirdiğini belirten doktor, “O benim kızım da olabilirdi” ifadelerini kullandı.

Başkent Tahran’ın 20 kilometre batısında yer alan Kerec şehrindeki bir hastanede çalışan doktor ise, “Kadınların yüzlerine ve genital bölgelerine ateş ediyorlar çünkü aşağılık kompleksleri var. Cinsel komplekslerinden gençlere zarar vererek kurtulmaya çalışıyorlar.” dedi.

İran’da eylemcileri tedavi eden sağlık çalışanları, güvenlik güçlerinin özellikle kadın göstericilerin yüzlerini, göğüslerini ve genital bölgelerini hedef aldığını öne sürdü.

Birleşik Krallık’ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian’a konuşan ve kimliklerini paylaşmayan sağlık görevlileri, polisin söz konusu saldırıları saçma mermi kullanarak gerçekleştirdiğini söyledi.

Çalışanlar, hastaneye getirilen erkeklerin, kadınlardan farklı olarak genellikle bacaklarında, kalçalarında ve sırtlarında saçma mermisi izleri olduğunu belirtti.

Protestocularla ilgilenen doktorlardan biri şu ifadeleri kullandı: Genital bölgesine isabet eden iki saçma mermiyle yaralanan 20’li yaşlarındaki bir kadını tedavi ettim. 10 saçma mermi de üst bacakların iç kısmına gelmişti.

Eylemciyi vajinal enfeksiyon riski nedeniyle jinekoloğa yönlendirdiğini belirten doktor, “O benim kızım da olabilirdi” ifadelerini kullandı.

Başkent Tahran’ın 20 kilometre batısında yer alan Kerec şehrindeki bir hastanede çalışan doktorsa şunları söyledi: Kadınların yüzlerine ve genital bölgelerine ateş ediyorlar çünkü aşağılık kompleksleri var. Cinsel komplekslerinden gençlere zarar vererek kurtulmaya çalışıyorlar.

Öte yandan sağlık çalışanları, dikkat çekmemek için protestocuları gizli şekilde tedavi etmek durumunda kaldıklarını belirtti.

Tahran’da çalışan bir doktor da yüzüne, başına ve gözlerine saçma mermi isabet eden 25 yaşındaki bir eylemciyi tedavi ettiğini belirterek, “İki gözü de neredeyse kör oldu. İyi durumda değil” dedi.

Haberde, ülkedeki 400’den fazla göz doktorunun, İran Oftalmoloji Topluluğu’nun genel sekreteri Mahmud Cebbarvand’a mektup gönderdiği de belirtildi. Doktorlar, güvenlik güçlerinin protestocuları kasten kör etmeye çalışıyor olabileceğine dikkat çekti.

Mektuba imza atan doktorlardan biri, tedavi ettiği 4 eylemcinin de kısmen ya da tamamen görme yetisini kaybettiğini söyledi.

BK merkezli Af Örgütü’nden Brian Castner, saçma mermilerin av amaçlı tasarlandığına ve polis tarafından kullanılmasının yasadışı olduğuna dikkat çekti. İran Dışişleri Bakanlığı, Guardian’ın iddialarla ilgili yorum talebine yanıt vermedi.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Başörtüsünde Anayasa Değişikliği Teklifi, Dördüncü Kez Ertelendi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti ve MHP kurmayları tarafından defalarca propagandası yapılan başörtüsünde Anayasa değişikliği teklifi, dördüncü kez “bir başka tarihe” ertelendi. Teklifin doğrudan TBMM’de kabul edilmesi için 400, referanduma gidebilmesi içinse 360 oya ihtiyaç duyuluyor. AKP, MHP ve BBP tek başına referandum sayısına ulaşamıyor.

Teklifin ertelenmesi talebinin AK Parti’den geldiği öğrenilirken 28 Kasım’daki Altılı Masa toplantısı, etken olarak öne çıktı. Bugün Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e yönelik Anayasa değişikliği teklifini kamuoyuna duyuracak Altılı Masa’da liderler daha sonra rutin toplantısını gerçekleştirecek. Bu toplantıda tekliflerinin ele alınmasını istemeyen ve öncelikle muhalefetin Anayasa değişikliği teklifini görmek isteyen AK Parti yönetiminin bu nedenle böyle bir karar verdiği ifade edildi. Teklifle ilgili son bilgileri, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ verdi.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, CHP’nin kamuda kıyafet düzenlemesini öngören kanun teklifini fırsata çevirmek için harekete geçen AK Parti-MHP ittifakı, aradan geçen iki aya rağmen hala “uygun koşullar oluşmadığı” gerekçesiyle teklifi TBMM Başkanlığı’na sunamadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti ve MHP kurmayları tarafından defalarca propagandası yapılan Anayasa değişikliği teklifi, dördüncü kez “bir başka tarihe” ertelendi.

Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifi, iktidarın gündemine CHP’nin kendi teklifini duyurmasının hemen ardından girdi. İktidar kurmayları, kabine toplantısına da taşınan teklif ile muhalefetin de bir “samimiye testi”ne tabi tutulacağını kaydetti. Başörtüsüne Anayasal güvence sağlayacağı öne sürülen ‘‘ailenin korunması’’ kılıfıyla hazırlanan tartışmalı hükümler içereceği bildirilen teklifin TBMM’ye sunulması konusunda ilk tarih olarak Ekim ayının son haftası gösterildi. Ancak bu tarihte teklifle ilgili Erdoğan’dan son onayın alınmamış olması gerekçe gösterilerek “erteleme” kararı duyuruldu. Teklifin TBMM’ye sunulacağı bir sonraki tarih olarak 2 Kasım gösterildi. İktidar kurmayları, bu tarihte de teklifi TBMM’ye sunmadı.

Son tarih 24 Kasım’dı

Başörtüsü teklifi ile muhalefeti köşeye sıkıştırmayı, Altılı Masa’da görüş ayrılığı yaratmayı planlayan AK Parti ve MHP ittifakı, CHP ve HDP’nin net bir şekilde teklife karşı çıkmasının ardından gözlerini İyi Parti’ye çevirdi. Bu teklifle muhalefet arasında ayrım olduğu yönünde izlenim uyandırmak isteyen iktidar, teklifi her an TBMM’ye sunabileceklerini belirterek 17 Kasım tarihini işaret etti. Bir erteleme de bu tarihte yaşandı. Bütçe görüşmeleri sırasında TBMM kulislerinde gazetecilere konuşan MHP’li Feti Yıldız, teklif hakkında, “24 Kasım’da bu iş tamam” değerlendirmesini yaptı. Kamuoyu, önceki gün teklifi görmeyi beklerken AK Parti ve MHP ittifakı, teklifi dördüncü kez başka bir tarihe erteledi.

Altılı Masa beklenecek

Teklifin ertelenmesi talebinin AK Parti ’den geldiği öğrenilirken 28 Kasım’daki Altılı Masa toplantısı, etken olarak öne çıktı. Bugün Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e yönelik Anayasa değişikliği teklifini kamuoyuna duyuracak Altılı Masa’da liderler daha sonra rutin toplantısını gerçekleştirecek. Bu toplantıda tekliflerinin ele alınmasını istemeyen ve öncelikle muhalefetin Anayasa değişikliği teklifini görmek isteyen AK Parti yönetiminin bu nedenle böyle bir karar verdiği ifade edildi. Teklifle ilgili son bilgileri, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ verdi.

Bozdağ, başörtüsü ile ilgili Anayasa’nın 24’üncü maddesinde, ailenin korunması ile ilgili ise 41’inci maddesinde değişiklik yapılacağını söyledi. Teklifin doğrudan TBMM’de kabul edilmesi için 400, referanduma gidebilmesi içinse 360 oya ihtiyaç duyuluyor. AK Parti , MHP ve BBP tek başına referandum sayısına ulaşamıyor.

Paylaşın