Anayasa Mahkemesi, Belediyelerin Yetkilerinin Kısıtlanmasına “Dur” Dedi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkisini genişleten Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni iptal etti. Kararın gerekçesinde; mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile ilgili yetkilerin kanunla düzenlenebileceğine yer verildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yetkisini genişleten Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan 3 maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşımıştı.

15 Ekim 2023’te yayımlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan imzalı kararnameyle, belediyelerin kentsel dönüşüm, altyapı, köprülü ve katlı kavşak yapımındaki yetkileri; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na verildi.

CHP, kararnamedeki 3 maddeyi iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. DW Türkçe’den Alican Uludağ‘ın haberine göre AYM, 3 maddeyi de “Konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal etti. Karar 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Kararın gerekçesinde; mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile ilgili yetkilerin kanunla düzenlenebileceğine yer verildi. Ayrıca iyileştirme, yenileme, dönüşüm ve imar uygulamaları kapsamında her türlü altyapı, katlı ve köprülü kavşak gibi yapıların mülkiyet hakkına ilişkin olduğu ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmeyecek yasak alan içinde kaldığı vurgulandı.

Mahkeme, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ile yenileme alanı ilanına ilişkin gerekli hazırlık işlemlerini yürütme ve görevinin de kanunla düzenlenebileceğini belirtti.

Paylaşın

AYM’den Dikkat Çeken Karar: “Bijî Serok Apo” İfade Özgürlüğü Kapsamında

“Yeni Çözüm Süreci” tartışmaları gündemdeki yerini korurken, Anayasa Mahkemesi (AYM) dikkat çeken bir karara imza attı: “Bijî Serok Apo” ile “PKK halktır halk burada” sloganlarını düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; Diyarbakır’ın Lice ilçesinde düzenlenen kalekol protestosunda Medeni Yıldırım’ın katledilmesi karşı 7 Haziran 2014’te yapılan eylemde, “Çerxa Şoreşe” şarkısına eşlik eden, “Biji Serok Apo” ile “PKK halktır halk burada” sloganlarını atan Merve Nur Tekin’e Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi “terör örgütü propagandası yapmaktan” hapis ve para cezası verdi.

Kararın Yargıtay tarafından onanmasının ardından Tekin, AYM’ye 11 Şubat 2022’de “düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının ihlali” talebiyle bireysel başvuruda bulundu. AYM, Tekin’in başvurusunu kabul ederek, ihlal kararı verdi.

Kararda, propaganda suçunun soyut tehlike suçu olarak kabul edilmesinin başta ifade özgürlüğü olmak üzere anayasal hak ve özgürlükler üzerinde bir baskı oluşturma potansiyeli olduğuna dönük AYM’nin çok sayıda kararının bulunduğuna dikkat çekildi. Kararda, bir propaganda faaliyetinin cezalandırılabilmesi için olayın somut şartlarında belirli oranda tehlikeye neden olduğunun gösterilmesi gerektiği aktarıldı.

Kararda, PKK lideri Abdullah Öcalan’ı politik bir lider ve toplumsal sorunların demokratik yollarla çözümünde meşru bir aktör olarak ilan eden söylemlerine karşı, AYM’nin söz konusu ifadeleri “terör eylemlerinin failini öven ve dolayısıyla terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine başvurmayı teşvik eden mesajlar olarak değerlendirilmediği” yönündeki kararları hatırlatıldı.

Kararda, AYM’nin daha önce “Çerxa Şoreşe” marşına dair daha Meki Katar hakkında verdiği ihlal kararına işaret edildi. Kararda, Katar hükmünde yer alan “bahse konu marş ve sloganın şiddeti yaymasının muhtemel olduğuna, potansiyel olarak tehlikeli bir etkisi olduğunu gösteren bir delil gösterilmediği ve şiddeti teşvik edecek nitelikte de olmadığına” dönük değerlendirme hatırlatıldı.

Kararda, “marş vasıtasıyla kamuya aktarılan görüşlerin başkaları açısından değersiz, yararsız, kışkırtıcı veya rahatsız edici görülse bile kişilerin sübjektif değerlendirmelerinden bağımsız olarak ifade özgürlüğünün korumasında olduğu, öznel değerlendirmeler veya varsayımlarla kişilerin cezalandırılmasının ve düşünce açıklamalarına bu şekilde müdahale edilmesinin temel hakkı ihlal edeceği” tespitini yapıldı.

“İfade özgürlüğü hakkı ihlal edildi”

AYM, Tekin hakkında verilen mahkûmiyet kararının zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediği ve Tekin’in Anayasa’nın 26’ncı Maddesi’nde güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmetti. AYM, başvurucuya 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. AYM, tespit edilen ihlalin sonucun ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar vererek, dosyayı Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Oy çokluğuyla alınan karara, üyeler Yıldız Seferinoğlu ve Ömer Çınar katılmadı.

AYM 2008 yılında aralarında Demokratik Toplum Partisi (DTP) üye ve yöneticileri, çeşitli dernek üye ve yöneticileri ile düzenlenen “Sayın Öcalan” kampanyası kampsamında “Sayın Öcalan”, “Bijî Serok Apo” “PKK halktır halk burada” sloganları nedeniyle Hanefi Biçimli verilen cezanın “düşünce ve ifade özgürlüğü” ihlali yönünde olduğuna karar vermişti.

AYM’nin ilgili kararı için TIKLAYIN

Paylaşın

CHP, Vergi Paketi’ni Anayasa Mahkemesi’ne Taşıdı

CHP, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren vergi kanunlarında değişiklik yapan düzenlemenin bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, sosyal medya hesabı üzerinden, partisinin “Vergi Paketi Kanunu” olarak tanımlanan yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) başvurduğunu açıkladı.

Günaydın, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Mülkiyet hakkının ve mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ilkesinin aksine; kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin; mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine ödeme yapmaları durumunda; istihkak sahibinden borcu yoktur belgesi istemesi.

Mülkiyet hakkının ve verginin kanuniliği ilkesinin aksine; gelir ve kurumlar vergisinde, vergi tevkifatı ve vergi kesintisi yapılacak sektör veya faaliyet konularının kanuni ölçüt olmaksızın Cumhurbaşkanınca belirlenmesi.

Devletin engellilerin korunmasına yönelik pozitif yükümlülüğünün aksine; malul ve engellilerin kullanımına mahsus eşyanın ithalinden katma değer vergisi alınması. Mülkiyet hakkının aksine; faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerin bünyesinde bulunan sonraki döneme devreden KDV tutarlarının, devralan şirkette indirilecek KDV olarak kullanılabilmesi için yapılacak vergi incelemelerinin zamanaşımına tabi olmaması.

Mülkiyet hakkının aksine; beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin, hesaplanan katma değer vergisinden indirilememesi ve bu tutarın özel hesaba alınması. Ölçülülük ilkesinin aksine; bazı tütün mamulleri bakımından Cumhurbaşkanının birim ambalaj itibarıyla maktu vergi tutarı belirlemeye yönelik yetkisinin genişletilmesi.

Eşitlik ilkesi bağlamında sosyal güvenlik hakkının aksine; Türkiye Kızılay Derneği ile bu derneğe ait veya bağlı işletmelerde çalışanların (varsa) emeklilik veya yaşlılık aylıklarının kesilmemesi. Sosyal güvenlik hakkının aksine; Cumhurbaşkanına kısa vadeli sigorta kollarının prim oranını belirleme yetkisi verilmesi. Bütçe hakkının aksine; Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertibine 2024 yılında ödenek eklemeye Cumhurbaşkanının yetkili kılınması.

Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin sıfır olarak kabul edilebileceği güvenli limanların kanuni ölçüt olmaksızın Cumhurbaşkanınca belirlenmesi. Cumhurbaşkanın kanuni ölçüt olmaksızın sayılı türden küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerler ile sayılı türden yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin uygulandığı yerleri belirlemesi.

Seyahat özgürlüğünün aksine; yurt dışına çıkış harcının 500 TL olarak belirlenmesi ve Cumhurbaşkanına üç katına kadar artırma yetkisi verilmesi. Kamu görevlilerinin özlük haklarının kanuniliği ilkesinin aksine; Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’nda istihdam edilen kişilerin özlük haklarının idarece belirlenmesi.”

Paylaşın

AYM Başkanı Özkaya’dan “Tarafsızlık” Vurgusu

AYM Başkanı Kadir Özkaya, “Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da ancak bağımsız ve tarafsız hakimlerle mümkündür. Haksız olduğu halde haklıymış gibi davrananlardan, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullananlardan taraf olmayın. Daima hukuka uyun” dedi ve ekledi:

“Bizler adalet dağıtıyoruz, her şeyi ve herkesi sorguya çekiyoruz. Lakin bizi de bir gün sorguya çekecekler unutmayalım. Bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, bir gün sıranın bize de geleceğini unutmayalım.”

Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Metin Kıratlı için yemin töreni düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törende AYM Başkanı Kadir Özkaya açıklama yaptı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Kadir Özkaya’nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: “Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da ancak bağımsız ve tarafsız hakimlerle mümkündür. Haksız olduğu halde haklıymış gibi davrananlardan, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullananlardan taraf olmayın. Daima hukuka uyun.

Bizler adalet dağıtıyoruz, her şeyi ve herkesi sorguya çekiyoruz. Lakin bizi de bir gün sorguya çekecekler unutmayalım. Bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, bir gün sıranın bize de geleceğini unutmayalım. Ameli ilmine, ilmi ameline düşman olanlardan olmayalım. Görevimize ihanet etmeyelim.

Anayasa mahkemeleri, insanı ve devleti adalet temelinde yaşatma ortak amacının gerçekleşmesine hizmet eder.

2004-2024 yılları arasında mahkememizce 148 dava ve itiraz başvurusu kapsamında 422 kuralın anayasaya uygunluk denetimi yapılmış ve karara bağlanmıştır. Elimizde incelenmeyi bekleyen 125 dava ve itiraz başvurusu kapsamında 524 kural bulunmaktadır.”

Paylaşın

Can Atalay: AYM Kararı Derhal Uygulanmalı

AYM’nin hak ihlal kararına ilişkin açıklama yapan Can Atalay, “Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum.”

Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Ağustos’ta Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla, milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etti.

Can Atalay, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaptı. Atalay, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Anayasa’nın açık, hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın “olmayan hükümlerle”, “olmayacak işlemlerle” seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğini “düşürdüler”. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Anayasa’nın açıkça çiğnenmesine ortak ettiler. Tepkim, itirazım, uğradığım haksızlığın yanı sıra ülkemize yaşatılan “anayasal kriz”dir. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duydum.

Anayasa Mahkemesi’nin bir kez daha gelişmeyi hukuk zeminine çekme kararını hem kendim hem de ülkem için çok önemli buluyorum. Milli iradeye ve kolu bacağı budanmış dahi olsa demokrasiye zerre saygısı olanlar memlekete daha fazla zarar vermemelidir. Artık söz konusu olan meclisin hukukudur. Artık söz konusu olan meclisin saygınlığıdır. Artık söz konusu olan meclise talimatla işlem yaptırılmasına itirazdır.

Anayasa Mahkemesi Kararı’nın derhal uygulanarak hukuka dönülmesini, Anayasa açık hükümlerinin uygulanmasını, zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını, hakkımda art arda verilen hak ihlalleri kararlarının doğal sonucu olarak tahliye edilmemi bekliyorum.

Yenileyerek diyorum ki: Anayasa Mahkemesi kararının gereklerinin ivedilikle uygulanmasını, Anayasa’nın açık hükümlerine daha fazla direnilmemesini, zaten hiç düşmediği tespit edilen milletvekilliğine ilişkin tüm prosedürün yerine getirilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili üç kararının doğal ve zorunlu sonucu olarak bekliyorum.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığının İki Yetkisini İptal Etti

Anayasa Mahkemesi (AYM), 17 Eylül 2020 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, İletişim Başkanlığı’na basın ve ifade özgürlüğüne müdahale yetkisi veren mevzuat hükümlerinin iptali ettiğini duyurdu.

Yüksek mahkeme “Anayasa’nın 104. maddesinde Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümü’nde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle düzenlenemeyeceğinin belirtildiğini” vurguladı.

Anayasa Mahkemesi, dava konusu kurallar uyarınca alınacak tedbirler ve yapılacak faaliyetlerin Anayasa’nın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile basın hürriyetine müdahale teşkil edeceğinin açık olduğuna hükmetti. Kararda, “Bu bağlamda kuralların, kapsamları itibarıyla Anayasa’nın İkinci Kısım İkinci Bölümü’nde yer alan kişi hakları ve ödevleri ile ilgili düzenlemeler içerdiği görülmüştür” denildi.

Sonuç olarak da kuralların Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile düzenlenemeyecek yasak alana ilişkin düzenlemeler içerdiğinin anlaşıldığı, kuralların konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verildiği kaydedildi.

İptal kararı, gerekçesinin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte bugün yürürlüğe girdi. Karara, üyeler İrfan Fidan ve Muhterem İnce muhalefet etti.

Bu arada AYM’nin iptal kararını duyurduğu sosyal medya paylaşımı kısa süre sonra silindi. Bir süredir AYM’nin internet sitesine de girilemiyor. AYM’den yapılan açıklamada, “66 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Bazı Kurallarını iptal eden 2020/88 esas sayılı kararımız 2/8/2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmış olup erişime açıktır. İnternet trafiğindeki yoğunluk nedeniyle sitemize erişim şu anda sağlanamamaktadır” denildi.

İletişim Başkanlığı, iptal edilen düzenlemeyi dayanarak yaparak bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezi kurmuştu.

Bu merkez, her hafta “dezenformasyon bülteni” çıkarıyordu. Ayrıca sosyal medya üzerinden bazı mesajların doğru olup olmadığına yönelik açıklamalarda bulunuyordu. Burada görevli editörler, 24 saat esasıyla sosyal medya taraması yapıyor, yayımlanan haberleri inceliyordu. Bu araştırmalar sırasında merkez, yapay zekadan da yararlanıyordu.

Paylaşın

Can Atalay’dan AYM Kararı Açıklaması: Derhal Uygulanmalı

AYM kararını değerlendiren Can Atalay, “AYM’nin kararının yorumlanabilir, tartışılabilir, geçiştirilebilir bir karar olmadığını vurguladı. AYM kararının derhal uygulanmalı” dedi.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi (AYM), TBMM’de tezkerenin okunarak Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi. Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti:

“TBMM’nin Genel Kurulu’nun 31.07.2024 tarihli 53. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil’in karşı oyları ve oy çokluğuyla 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

Anayasa’nın 85’inci maddesinde, “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar” ifadesi yer alıyor.

“AYM kararı derhal uygulanmalı”

Avukat Özgür Urfa, milletvekilliği düşürülen müvekkili Can Atalay ile cezaevinde görüştü. Görüşmenin ardından Evrensel’den Birkan Bulut’a konuşan Avukat Urfa, AYM’nin gerekçeli kararını Atalay’a verdiklerini söyledi. Urfa, “Atalay kararın çıktığı geceden itibaren süreci takip ediyor. Kararı da kendisiyle paylaştık. Hem TİP ve avukatları hem de diğer muhalefet partileriyle neler yapılabileceğini konuştuk. Kendisiyle konuştuğumuzda özetle, AYM’nin kararının yorumlanabilir, tartışılabilir, geçiştirilebilir bir karar olmadığını vurguladı. AYM kararının derhal uygulanması gerektiğini söyledi” dedi.

Bundan sonraki süreci değerlendiren Urfa, AYM’nin kararına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Yok hükmünde denilmesi, böyle bir işlemi olmamış kabul etmektir. Dolayısıyla Meclisin Atalay’ın yeniden milletvekili kaydını yapması gerekiyor. Prosedür olarak AYM kararının Genel Kurul’da okunması dahi gerekmiyor. Fakat bu yapılacaksa da Meclisin olağanüstü toplanması lazım. Süreç artık Meclis’te ve Meclis Başkanı’nda. Meclis Başkanı’nın yetkisini kullanmaması durumunda avukatları ve TİP olarak da gerekli girişimlerde bulunacağız.”

Atalay’ın tahliye edilmemesi sürecinin başından beri yargısal değil siyasal işlediğini anlatan Urfa, “Siyasi müdahalelerle, yönlendirmelerle bu noktaya geldi. O nedenle yargı alanında bir inisiyatif kullanılacağını düşünmüyoruz. Bu yüzden Meclisin çözmesi, mahkemelerin önünü açması gerekiyor” dedi.

Can Atalay’ın avukatları, AYM’nin bugün Resmi Gazete’de yayımlanan kararının ardından mahkemeye tahliye başvurusunda bulundu.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi: Can Atalay’ın Vekilliğinin Düşürülmesi Yok Hükmünde

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır. Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen ve TBMM’de milletvekilliği düşürülen Can Atalay hakkındaki gerekçeli kararı bugünkü (1 Ağustos) Resmi Gazete’de yayımlandı.

AYM, TBMM’de tezkerenin okunarak Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde” olduğuna karar verdi. Mahkeme, 4’e karşı 10 üyenin oyuyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki değerden yoksun olduğunu belirtti:

“TBMM’nin Genel Kurulu’nun 31.07.2024 tarihli 53. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil’in karşı oyları ve oy çokluğuyla 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

Anayasa’nın 85’inci maddesinde, “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar” ifadesi yer alıyor.

AYM’nin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen Atalay hakkında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği karar Meclis Genel Kurul’unda 30 Ocak’ta okunmuş, Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü.

“Yok hükmünde olduğu tespit edildi”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da şu açıklamayı yaptı: “TBMM’nin Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine dair kararının yok hükmünde olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından açıkça tespit edildi ve gerekçeli karar Resmi Gazete’de yayınlandı.

Ülkemize yaşatılan bu büyük utanç derhal giderilmeli, Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır. Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Anayasa Mahkemesi, Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etmiştir. Can Atalay tahliye edilmeli, hızla milletvekili yemini etmesi sağlanmalı ve tüm hakları iade edilmelidir” dedi.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi’nden “Kürdistan” Yazılı Tişörte Cezaya Hak İhlali Kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), üzerinde “Kürdistan” yazısı ve “Mezopotamya Güneşi” amblemi bulunan tişört giymesi nedeniyle Abdurrahim Kılıç’a verilen cezanın Kılıç’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Abdurrahim Kılıç’a 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine de karar verdi.

Mardin’in Dargeçit ilçesinde Abdurrahim Kılıç adlı kişi hakkında üzerinde “Kürdistan” yazısı ile kırmızı ve yeşil renk şeritler arasında 21 saçaklı Mezopotamya Güneşi amblemi bulunan tişört giymesi nedeniyle dava açıldı.

Midyat Ağır Ceza Mahkemesi, 2016 yılında Abdurrahim Kılıç’ı terör örgütü propagandası yapmak suçundan 7 bin 300 TL adli para cezasına çarptırdı. Kararın gerekçesinde, “Beyaz renkli üzerinde göğsünün sağ kısmında kırmızı ve yeşil renk şerit ile bu şeritler arasında 21 saçaklı Mezopotamya Güneşi amblemi ve göğsün ön kısmında ‘Kürdistan’ yazılı olan tişörtün giyilmesinin terör örgütü propagandası suçunu oluşturduğu” belirtildi. Bu karar, Yargıtay tarafından da 2021 yılında onandı.

Bireysel başvuruyu 12 Haziran’da değerlendiren Anayasa Mahkemesi (AYM), Kılıç’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme yeniden yargılama kararı verirken Kılıç’a 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.

AYM, yerel mahkemenin başka hiçbir gerekçeye yer vermeksizin bu cezayı verdiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kararda, söz konusu amblem ve simgelerin ne anlama geldiği, herhangi bir terör örgütüyle bağlantısı olup olmadığı, şiddete yol açma potansiyelinin bulunup bulunmadığı açıklanmamıştır. Ayrıca anılan tişörtün giyilmesinin ne şekilde şiddete teşvik ettiği, şiddet ve tehdit yöntemlerini meşru gösterdiği veya övdüğü hiçbir şekilde irdelenmediği gibi somut koşullar dikkate alınarak belirli oranda tehlikeye neden olduğu veya şiddet kullanımını, silahlı direnişi ya da başkaldırıyı doğrudan veya dolaylı teşvik ettiği yönünde de herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.”

Kararda ayrıca ilk derece mahkemesinin başvurucunun mahkûmiyetinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı ifade edildi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi, Erdoğan’ın Bir Yetkisini Daha İptal Etti

Anayasa Mahkemesi (AYM), AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a vali yardımcısı, kaymakam ve hudut mülki idare amirleri atama yetkisi veren düzenlemeyi iptal etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), daha öncede Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başkanını görev süresi dolmadan değiştirme yetkisini iptal etmiş ve TBMM’den yetki alınmadan yapılan bu değişikliklerin anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti.

T24’ten Sibel Yükler’in haberine göre, Anayasa Mahkemesi (AYM) 2021 tarihli ve 70 numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bazı maddelerini iptal etti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle getirilen bazı düzenlemelerin iptali ve yürürlüğün durdurulması talebiyle AYM’ye başvurdu.

Başvuruyu Şubat 2024’te karara bağlayan Yüksek Mahkeme, ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ndeki çok sayıda düzenlemeyi iptal ederken, yürürlüğün durdurulması taleplerini de reddetti. Yüksek Mahkeme, iptal nedeniyle doğacak hukuksal boşluğu kamu yararını ihlal edecek nitelikte gördüğünden kararın 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi. Bu sürede yeni yasal bir düzenlemeye gidilmesi gerekiyor.

AYM’nin iptal kararlarından biri, 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin (CBK) 271. maddesine eklenen 2 ve 3 numaralı fıkralara ilişkin oldu.

Kararname ile getirilen söz konusu kuralda, İçişleri Bakanlığı taşra teşkilatında hudut mülki idare amiri istihdam edilebileceği hükme bağlanmıştı. Aynı kuralda, hudut mülki idare amirlerinin, mali ve sosyal hak ve yardımlar ile diğer özlük hakları bakımında vali yardımcısı ve bakanlığın taşrada görev yapan il mahalli idareler müdürüne denk oldukları düzenlenmişti.

Ancak memurlar ve diğer kamu görevlilerinin kadroları ile bunların atamasına ilişkin zaten kanunla düzenleme yapıldığını vurgulayan AYM, bu noktada CBK ile bir düzenleme yapılamayacağını bildirerek kuralı iptal etti.

Yüksek Mahkeme, Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle “vali yardımcıları ve kaymakamlar” ifadesinin “vali yardımcıları, hudut mülki idare amirleri ve kaymakamlar” şeklinde değiştirilmesini de inceledi.

İlgili kadrolara atanma şartlarının da kanunla düzenlendiğini hatırlatan AYM, “Vali yardımcıları, hudut mülki idare amirleri ve kaymakamların üst kademe yöneticisi olduğu söylenemez. Zira söz konusu unvana sahip kişilerin görev yaptıkları kurumun genel olarak politikalarının belirlenmesi sürecine katılmadıkları, yönetim yetkilerinin ağırlıklı olarak bu politikaları uygulamakla sınırlı olduğu anlaşılmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Bu noktada üst kademe yöneticisi olmayan vali yardımcıları, hudut mülki idare amirleri ve kaymakamların atamasının CBK ile düzenlenemeyeceğini bildiren AYM, kuralı iptal etti.

CBK yetkisiyle yapılacak bir düzenlemenin ancak üst kademe kamu yöneticileriyle ilgili olabileceğine dikkat çeken AYM, “Zira Anayasa koyucu sadece üst kademe kamu yöneticileriyle sınırlı olarak atanma esaslarının belirlenmesi yetkisini Cumhurbaşkanına bırakmıştır. Kendilerini atayan Cumhurbaşkanı ile göreve gelme esasına tabi olmayan diğer kamu görevlilerinin atanma esaslarının CBK ile belirlenmesi mümkün değildir. Diğer kamu görevlileri yönünden Anayasa’nın 128. maddesindeki atanma esaslarının kanunla düzenlenmesi güvencesi varlığını devam ettirmektedir” dedi.

Paylaşın