Erdoğan: Asla Yalan Söylemedik

Yerel seçim çalışmaları kapsamında Aydın’da halka seslenen Erdoğan, “Geleceğe yönelik yol haritamızda hep sizlerin huzurunda olduk. Milletimize asla yalan söylemedik. Yapamayacağımız işin sözünü vermedik” dedi ve ekledi:

“Sözünü verdiğimiz her iş için de canla başla çalıştık. Asla milletimizin karşısında başımızı eğecek yalanımız hele hele ihanetimiz asla vaki değildir. 31 Mart seçimleri için sizlerin karşısına çıkarken arkamızda 21 yıllık eser ve hizmet karnemiz.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında Aydın’da vatandaşlara seslendi. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

“31 Mart günü sandıkları patlatmaya hazırlanıyoruz. Bu şehir bize ‘Yeter, söz milletin’ diyerek Türk demokrasisine adını altın harflerle yazdıran şehit Adnan Menderes’in emanetidir. Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma yolculuğu her darbede her cunta girişiminde her siyasi ve ekonomik krizde ne yazık ki kesintiye uğradı. Bu defa durum farklı. Bizimle aynı seviyede olan ülkeler aldı başını gitti.

28 Şubat postmodern darbesi demokrasi tarihimizin utanç verici sayfalarından birisidir. Menderes’i darağacına gönderen zihniyet, 28 Şubat darbesinde kendince daha incelikli yöntemler kullandı. Bu darbe girişiminin elebaşlarından birinin, ülkemizin nüfusunun birkaç milyon azalmasından zarar gelmeyeceğini söylediği rivayet edilir.

Kılık kıyafetinden dolayı kadınların okuma ve çalışma haklarının gasp edildiği, milli irade hazımsızlığının sergilendiği, bazı medya organlarının darbe bülteni gibi yayınlar yaptığı; demokrasi, hukuk, adalet ve özgürlük namına değerlerin çiğnendiği o kara günleri unutmadık.

Kendi siyasi serencamımızda darbecilerle sık sık yüz yüze geldik. Partimizi kurup başbakanlık görevini üstlendikten sonra sürekli darbeci zihniyetin oyunlarıyla boğuştuk. Cumhuriyetimize, milli iradeye, demokrasiye kast eden tuzaklarla, karanlık cinayetlerle karşılaştık.

“15 Temmuz’da milletimize silah çektiler”

Ardından uyduruk gazete kupürleriyle, internet haberleriyle partimizi kapatmaya kalktılar. Bu badireleri aştıkça önümüze yeni yeni engeller çıkardılar. Gezi olayları, FETÖ’nün emniyet/yargı darbe girişimi, PKK ile vatan topraklarını parçalamaya, 15 Temmuz’da milletimize silah çektiler.

Teröristlerle vatan topraklarına kast ettiler. Hiçbirinde başarılı olamayınca işi ekonomimizi mahvetme tehditlerine kadar vardırdılar. Saldırıların gerisinde Türkiye’yi istedikleri gibi yönetmek isteyen emperyalist güçler olduğunu biliyoruz. Asıl büyük kavgayı bunlara karşı verdik.

Lafarge Türkiye’ye geldi, teröristlere mağara yaptılar. Fransa terörün baş destekçisi oldu. Kuzey Suriye’deki Laferge’ın bütün barınaklarını gömdük.

Ülkemizi siyasetiyle, diplomasisiyle, üretimiyle, ihracatıyla, savunma sanayiyle güçlendikçe bize karşı kurulan tuzakların çapı da büyüdü. Covid-19 ve Rusya-Ukrayna savaşıyla kendi canlarının peşine düşmeseler daha neler yaparlardı, Allah bilir…

En büyük başarımız ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasında tutmak olmuştur. Bugün de milletimizi yılgınlığa sürükleyerek, ülkemizi yeniden darbe iklimine sokmayla yanıp tutuşanlar olduğunu biliyoruz. Artık işleri daha zor, Türkiye eski Türkiye değil. Bambaşka bir Türkiye, devlet var.

Sağda solda kendi kendilerine gelin güvey olan varsa, Aydın’dan hepsini ikaz ediyorum. Hayalinizde 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi bir darbe veya cunta girişimi varsa, karşılaşacakları gerçek en hafif tabirle 15 Temmuz olacaktır.

Bugün de çözmemiz gereken sıkıntılar var. Bunları milli irade hırsızlarının, demokrasi hazımsızlarının eline teslim ederek değil, daha çok mücadele vererek, daha çok alınteri dökerek çözeceğiz. Çalışarak, üreterek, alınteri dökerek, tehditlere direnerek büyütmeyi sizlere taahhüt ediyoruz.

“Kimsenin inancına, meşrebini, kökenine, hayat tarzına bakmadık”

Biz bu ülkede 21 yıldır eser ve hizmet siyaseti yaptık. Türkiye’nin asırlık ihmallerin bin ürünü tüm altyapı eksiklerini gidermek milletimizi hayalleriyle buluşturmak bize nasip oldu. Sadece somut projelerle kalmadık. Hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda da devrim niteliğinde düzenlemeleri hayata geçirdik. Kimsenin inancına, meşrebini, kökenine, hayat tarzına bakmadık. Siz, birilerinin yaptıkları eski Türkiye güzellemelerine sakın kulak asmayın.

Milletçe, Cumhuriyet tarihinin en demokratik dönemini son 21 yılda yaşadık. 2023 hedeflerini biz hayata geçirdik… Türkiye ekonomisi geçen yıl depreme ve diğer olumsuzluklara rağmen yüzde 4,5 büyüyerek çok önemli bir başarıya imza attı. Hani ekonomi kötüydü, ekonomi kötüye gidiyordu? İşte buyurun.

Böylece ekonomimiz üst üste 14 çeyrektir büyüme başarısı gösterdi. Bu oranla Avrupa Birliği ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke olduk. Gayrisafi yurt içi hasılamız 1 trilyon 119 milyar dolarla ilk kez 1 trilyon dolar sınırın üzerine çıktı. Muhalefet hani ‘Yandık, bittik, öldük’ diyordunuz, ne oldu.

Geleceğe yönelik yol haritamızda hep sizlerin huzurunda olduk. Milletimize asla yalan söylemedik. Yapamayacağımız işin sözünü vermedik.

Sözünü verdiğimiz her iş için de canla başla çalıştık. Asla milletimizin karşısında başımızı eğecek yalanımız hele hele ihanetimiz asla vaki değildir. 31 Mart seçimleri için sizlerin karşısına çıkarken arkamızda 21 yıllık eser ve hizmet karnemiz.”

Paylaşın

Yüz Binler Newroz Alanlarına Akın Etti

Türkiye’nin pek çok kentinde vatandaşlar Newroz kutlamaları için bir araya gelirken, kutlamaların İstanbul’daki adresi Yenikapı’daki miting alanı, Ankara’da Newroz’un adresi Anıtpark oldu.

Haber Merkezi / İstanbul Yenikapı Meydanı’nda, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde organize edilen ve “Hükümet istifa” sloganlarıyla başlayan etkinliğe, olumsuz hava koşullarına rağmen halkın ilgisi büyük oldu.

Başkent Ankara’daki Newroz etkinliği de Kahramanmaraş depremleri sebebiyle, İstanbul’da olduğu gibi, geçen yıllara oranla daha durgun, ağıtlar eşliğinde yapıldı.

İstanbul

İstanbul Yenikapı’daki miting alanı tamamen dolarken, vatandaşlar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri; “Newroz ateşiyle özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla düzenlenen kutlamalar için sloganlarla miting alanına yürüdü.

“Hükümet istifa” sloganlarının atıldığı miting alanında Newroz ateşi, Barış Anneleri tarafından yakıldı.

İstanbul Yenikapı Meydanı’nda, “Her der Newroz, her dem azadî” ve “Newroz ateşiyle özgürlüğe” şiarıyla yüz binlerin katılım gerçekleştirdiği Newroz’un son bulmasının ardından dağılan kitleye müdahale eden polis, yaklaşık 200 kişiyi gözaltına aldı.

Gözaltına alınanların Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği’ne götürüldüğü belirtildi.

Ankara

Ankara Anıtpark’ta gerçekleşen Newroz’da flama ve “Kapitalizmi Newroz ruhuyla enkaza çevireceğiz”, “ Bedeniyle newrozlaşanların ruhuyla tecridi kıracak, faşizmi yeneceğiz” yazılı pankartlar açılırken, “Newroz piroz be”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Jin, jiyan, azadi”, “katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Diyarbakır Newroz’unda katledilen Kemal Kurkut şahsında tüm yaşamını yitirenler anısına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi, ardından program başlatıldı.

İzmir

İzmir’de çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Newroz Tertip Komitesi tarafından düzenlenen Newroz kutlamaları başladı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Cumhuriyet Meydanı olmak üzere iki noktada toplanan yüzlerce kişi, kutlamaların yapılacağı Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.

Yürüyüşte sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Newroz piroz be”, “Berxwedana zindana” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atılırken, “Deprem değil iktidar öldürdü”, “Newroz piroz be”, “Dem dema HDP’ye” ve “Emeğin özgürlüğün ülkesini kurmak için geliyoruz” dövizleri dikkat çekti.

Bursa

Bursa’daki Newroz’un adresi ise Arabayatağı Pazar Alanı oldu. 7’den 70’e her yaştan katılımın olduğu coşkulu Newroz’da, giyilen yöresel kıyafetler, alanda renkli görüntüler oluşturdu. Yeşil Sol Parti ve HDP bayraklarıyla süslenen alana “6 Şubat 2023 Yastayız”, Edî bes e, geçinemiyoruz” ve “Faşizme karşı halkın iradesini savunuyoruz” pankartları asıldı. Binlerin bir araya geldiği Newroz’da binlerce kişi hep bir ağızdan “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî berxwedana zindanan” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları atıldı.

Kocaeli

Kocaeli’nde halk, Gebze ilçesindeki Mevlana Kapalı Pazar alanında bir araya geldi. Soğuk ve yağmurlu havaya rağmen 7’den 70’e herkesin katıldığı Newroz alanı, “Her der Newroz, her dem azadî”, “ Newroz ateşiyle özgürlüğe”, “Newroz zalim Dehak’ların saltanatına son verecektir”, “Çağdaş Kawaların izinde Newroz ateşini büyütüyoruz” ve “Newroza gelê şoreşger pîroz be” pankartları ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti bayraklarıyla donatıldı.

Tekirdağ

Tekirdağ’da, Newroz HDP öncülüğünde Ergene ilçesinde kutlandı. Yöresel kıyafetleriyle Newroz alanında bir araya gelen halk Newroz halayına durdu. Alandan sık sık, “Bijî Newroz”, “Newroz pîroz be” sloganları yükseldi. Tekirdağ’daki Newroz, yapılan konuşmaların ardından son buldu. Halkın dağılımı esnasında ise 1 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

Muğla

Muğla’nın Bodrum ilçesine Bağlı Yalıkavak Pazar Yeri’nde Newroz ateşi yakıldı. Kadınlar Newroz’a yöresel kıyafetleriyle katılırken, gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti. Newroz’a HDP ve Yeşil Sol Parti flamaları ile katılan yurttaşlar sık sık, “Direne direne kazanacağız”,”jin, jiyan, azadî”,”Bijî Serok Apo” sloganları attı. Öfke ve isyanın hakim olduğu Newroz’da yurttaşları selamlayan Muğla Newroz Tertip Komitesi üyeleri, 2023 Newrozu’nun sorumlulardan hesap sorma Newrozu olduğunu belirtti.

Aydın

Aydın’da Newroz ateşi Efeler ilçesi Osmanyozgatlı Mahallesi Newroz Alanı’nda yakıldı. Newroz, sanatçı Ayşenur Kolivar ve Dengbej Erhan Kaya’nın seslendirdiği ezgilerle sona erdi.

Denizli

Denizli’de Newroz ateşi Esenetepe Pazar Yeri’nde yakıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı Newroz’da “Hükümet istifa”, “HDP halktır, halk burada”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.

Balıkesir

Balıkesir’de Newroz ateşi Ayvalık ilçesine bağlı Yenimahalle’de yakıldı. Newroz’da “Newroz Pîroz Bê”, “Direne Direne Kazanacağız” ve “Jin, Jiyan, Azadî” sloganları atıldı.

Konuşmaların ardından Koma Servan ve Ömer Ökkeş Ruhurevan’ın seslendirdiği şarkıların ardından Newroz programı son buldu.

Batman

Batman’da sağanak yağışa rağmen alanları dolduran yüzbinler, depremde yaşamını yitirenleri anarak 14 Mayıs’ta hesap soracaklarını mesajını verdi.

Van

Van’da yağışlı havaya rağmen Van Kalesi’nde bulunan Newroz Parkı alanını dolduran yüz binler Newroz coşkusunu yaşadı.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, “Bu seçim, barışın gerçekleşmesi için aklını, fikrini barış için harcayan İmralı’ya 24 aydır tecrit uygulayan iktidardan kurtulma seçimidir” diye konuştu.

Mersin

Mersin’de Newroz Akdeniz İlçesi’nde bulunan Tırmıl  Alanı’nda gerçekleştirildi. Yurttaşlar, ulusal kıyafetleri ile Newroz alanına girerken, alanda kurulan platforma “NEWROZ 2023″ yazılı büyük pankart asıldı.

Antalya

Antalya’da Newroz, “Her der Newroz, her dem azadî” şiarıyla Turgut Özal Spor Salonu önünde gerçekleştirildi. Alan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Partisi) bayraklarıyla donatıldı.

Manisa

Manisa’da Lale Meydanı’nında bir aya gelen halk Newrozu çoşku ile karşıladı. Mersin’deki programa HDP Amed Milletvekili Remziye Tosun ve HDP MYK Üyesi Naci Sönmez katıldı.

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’a: Edep Yahu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “14 Mayıs’ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar” sözlerine tepki gösteren İYİ Parti Lideri Akşener, Erdoğan’ın bu sözlerinin yer aldığı bir haberin linkini “Edep yahu” ifadeleri ile paylaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın’da toplu açılış törenine katıldı. Seçmen desteğinin çok önemli olduğunu belirten Erdoğan, vatandaşlardan oy isterken tepki çeken ifadeler kullandı.

Açılış konuşmasında Millet İttifakını hedef alan Erdoğan, “Küresel siyaset ve maşalarına 14 Mayıs’ta bir kez daha ‘Yeter söz milletin’ diyor muyuz? 14 Mayıs’ta ‘Söz de karar da gelecek de milletindir’ diyerek Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa ediyor muyuz? Bir türlü yerli ve milli olamayan zata 14 Mayıs’ta bay bay Kemal diyor muyuz?

Menderes’in hatırasını kirletecek yüzsüzlükle onun ‘Yeter söz milletindir’ sloganına çökmeye çalışanlar var. ‘Yeter söz milletindir’ sloganı bize aittir. Hangi yüzle bu sloganı sahipleniyorsun? Şimdi işte diyorum ki, 14 Mayıs’ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar. İşte ülkemize kazandırdığımız eserlerin, milletimize getirdiğimiz hizmetlerin en yakın şahidi sizlersiniz…”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Erdoğan’ın bu sözlerine tepki gösterdi. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin yer aldığı bir haberin linkini “Edep yahu” ifadeleri ile paylaştı.

Paylaşın

Erdoğan Aydın’da Konuştu: Bunlara Öyle Bir Çakalım Ki…

Aydın’daki Atatürk Kent Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küresel siyaset ve maşalarına 14 Mayıs’ta bir kez daha ‘Yeter söz milletin’ diyor muyuz? 14 Mayıs’ta ‘Söz de karar da gelecek de milletindir’ diyerek Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa ediyor muyuz? Bir türlü yerli ve milli olamayan zata 14 Mayıs’ta bay bay Kemal diyor muyuz?” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Menderes’in hatırasını kirletecek yüzsüzlükle onun ‘Yeter söz milletindir’ sloganına çökmeye çalışanlar var. ‘Yeter söz milletindir’ sloganı bize aittir. Hangi yüzle bu sloganı sahipleniyorsun? Şimdi işte diyorum ki, 14 Mayıs’ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar. İşte ülkemize kazandırdığımız eserlerin, milletimize getirdiğimiz hizmetlerin en yakın şahidi sizlersiniz…”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın’daki Atatürk Kent Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“Aydın’a son gelişimizde yine bir toplu açılış töreninde sizlere rahmetli Menderes’in idamdan önce kendisini Yaslı Ada’ya kapatanlara ve ardından ipe götürenlere ithafen yazdığı son mektubu okumuştum. Şimdi rahmetlinin 1961’in eylülünde yazdığı bu mektubu bir kez daha hatırlayalım. Ne diyor rahmetli; Size dargın değilim.

Sizin ve diğer zavallıların iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna ortaya koyduğu başını 17 sene içinde almadığınız için sizlere müteşekkirdir.

İdam edilmek için ortada hiç bir sebep yok. Ölüme bu kadar metanetle gittiğimin, silahların gölgesinde yaşayan efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz?

Şunu da söyleyiniz ki, milletçe bir gün mutlaka kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi, efendilerinizi yine ben 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim.

Dirimizden korkmamalıydınız ama şimdi milletle ele ele vererek Adnan Menderes’in ölüsü ölünceye kadar sizleri takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen merhametim sizinledir. Millet sağ olsun.

14 mayıs

14 Mayıs’ta bir kez daha hep beraber sizlerle sandığa gidip sandıkları patlatmaya var mıyız? Desteğiniz çok önemli. Durmak yok yola devam.

Milli Mücadele’nin resmen ilanının adı olarak gördüğümüz 23 Nisan 1920’den Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 14 Mayıs 1950’den oradan 14 Mayıs 2023’e varan uzun ve meşakatli süreçte ödediğimiz her bedelin karşılığını alacağımız döneme giriyoruz.

Biz Türkiye Yüzyılı vizyonuyla çıkıyoruz. Bırakın dirisine, ölüsüne bile tahammül edemeyenler onun “Yeter söz milletindir” sloganına çökmeye çalışanlar, kim bu? Bay bay Kemal. 14 Mayıs, Kemal’in Bay Bay Kemal olacağı gündür.

Efendilerinin emriyle kurdukları masadan yeniden tarihe yüz karası olarak geçecek işler yapmanın peşindeler. Program diye sundukları metinlerin çoğu ya bizim tarafımızdan 20 yılda yapılmış ya da yapılmakta olan işler.

Kalan başlıklar da bu ülkenin tüm kazanımlarını yok ederek efendilerinden aferin almak için güvensizliğin, istikrarsızlığın sembolü eski Türkiye’yi hortlatmaktan ibarettir.

“Bunlara öyle çakalım ki”

Bu “Bay Bay Kemal” hangi yüzle Menderes’in sloganına çöküyor. Rahmetliden sonra bu slogan bize aittir. Sen hangi yüzle bu sloganı sahipleniyorsun. 14 Mayıs’ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Uyuşturucu Baronlarının Defterlerini Düreceğiz

Aydın’da partisinin üye katılım töreninde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu uyuşturucuya yönelik yaptığı açıklamada, “Uyuşturucu baronlarıyla kol kola giren siyasetçilerin ve baronların defterlerini düreceğiz. Gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Polis kardeşlerimize ‘Yetki sende’ diyeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Konuşmasında, “Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bir parti olayı olmaktan çıkmıştır” diyen Kılıçdaroğlu, “Sorunların ne olduğunu da biliyoruz. Sorunların ne olduğunu da biliyoruz. Biz, 6 lider bir araya gelerek Türkiye’nin kaderini değiştirmek istiyoruz. Bir yüzyılı devirdik. 2023’e giderken Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak istiyoruz. Bu amaçlarla yola çıktık. Bu amaçları gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde gerçekleştirdiği Suudi Arabistan ziyaretlerini de eleştiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Hiçbir devlet başkanı para dilenmek için yurt dışına gitmedi. Suudi Arabistan’a gideyim, BAE’ye gideyim acaba bana para verirler mi vesaire… Bu duruma Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç düşmedi. Şimdi el avuç açıyoruz ‘birileri bize para verir mi’ diye. Türkiye’yi bundan çıkaracağız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da partisinin üye katılım töreninde konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Bu ülkede yaşayan herkesin huzur içinde yaşamasını isteriz. Bize oy verir veya vermez hiç önemi yok. Ona hizmet götürmek bizim temel görevimizdir. Belediye başkanlarımız burada. Onlara 7 madde vermişim, ‘her ay okuyun’ diyorum. ‘Belediye başkanı seçildiğinizde önce yoksul mahallelerden başlayarak hizmet götüreceksiniz’, ‘bol miktarda kreş açacaksınız’ diyorum.

“Türkiye’yi ayağa kaldırmak zorundayız”

Çok sorun var Türkiye’de farkındayım. Sorunların ne olduğunu da biliyoruz. Biz, 6 lider bir araya gelerek Türkiye’nin kaderini değiştirmek istiyoruz. Bir yüzyılı devirdik. 2023’e giderken Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak istiyoruz. Bu amaçlarla yola çıktık. Bu amaçları gerçekleştireceğiz. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bir parti olayı olmaktan çıkmıştır. Sorun bir Türkiye sorunudur ve biz Türkiye’yi ayağa kaldırmak zorundayız.

Hiçbir devlet başkanı para dilenmek için yurt dışına gitmedi. Suudi Arabistan’a gideyim, BAE’ye gideyim acaba bana para verirler mi vesaire… Bu duruma Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç düşmedi. Şimdi el avuç açıyoruz ‘birileri bize para verir mi’ diye. Türkiye’yi bundan çıkaracağız. Bütün komşularımızla huzur içinde yaşayacağız. Bir sözüm var. Allah nasip eder sizlerin oyları oylarıyla eğer ittifak iktidar olursa Suriyeli kardeşlerimizi kendi iradeleri ile ülkelerine göndereceğiz.

Gençlerimiz işsiz biliyorum. Yazılı da kazanıp sözlü de eleniyorsa onun hakkı, hukuku yeniyor demektir. Bu millete sözüm var. KPSS olacak, kim sınavı kazanmışsa ataması yapılacak. Mülakat kaldırılacak. Devlette liyakat olacak. Bir işi ehline teslim etmek sadece insanlığın gereği değil aynı zamanda inancımızın da bir gereğidir.

Çocuklarına vakıf kuruyorlar. Bir burada bir ABD’de. Buradan milyon dolarları ABD’ye transfer ediyorlar. Manhattan’da gökdelen yapıyorlar, Muhammed Ali’nin çiftliğini satın alıyorlar. Kendi dünyalıklarını ABD’de yapıyorlar ama benim bu millete sözüm var o paraların tamamını Türkiye’ye getireceğim ve sizlere teslim edeceğim. Göreceksiniz yolsuzluk yapanların burnundan fitil fitil getireceğim. Hiç endişe etmeyin. Hakkı, hukuku ve adaleti savunmak için bu kardeşiniz yürüdü. Tek başına yürümedi, milyonlarla yürüdü. Adaleti birlikte sağlayacağız.

İnsanların hataları olabilir. Bazen kurumların da eksiklikleri, yanlışlıkları olabilir. Bizim de CHP olarak hatalarımız, eksikliklerimiz oldu. Bugün de olabilir. Bütün mesele hatalardan ders çıkarmaktır. Biz oturduk Ankara’da güzel nutuklar attık ‘Bize niye oy çıkmıyor’ dedik. Sen gittin vatandaşın sofrasına oturdun mu? Derdini dinledin mi? Gezmek, konuşmak lazım. Biz bir ara başörtüsü sorununu Türkiye’nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Sana ne kardeşim kadının giyim kuşamından? Bizim sadece saygı duymamız lazım.

Adımız Halk Partisi. Gerçek anlamda halkın partisi olmak için çalışıyoruz. Doğudan, batıdan, güneyden, kuzeyden halkın partisi olmak için. Halkın her katmanına gidiyoruz, konuşuyoruz. Sandık günü elinizi vicdanınıza koyup oy kullanın. Önümüzdeki seçimlerin kaderini gençler belirleyecek, biz değil. 7.5 milyon genç ilk kez gidip sandığa oy kullanacak. Türkiye’nin kaderini belirleyecek. İlk kez sandığa oy kullanacak 7.5 milyon gencimiz var.

“Uyuşturucu baronlarının defterlerini düreceğiz”

Bu 7.5 milyon genç dünya siyaset tarihine önemli bir miras bırakacak. Bir otoriter yönetimi, demokratik yöntemlerle sonlandırmak gibi bir görevi ifade edecek. Hep beraber sarayda oturanı Allah’ın izniyle emekli edeceğiz. Diktatör sözünü ilk kez Aydın’da bir mitingde kullanmıştım. Kullandığım zaman yadırganmıştı ama şimdi ne kadar doğru olduğu biliniyor. Bugün Türkiye’nin geldiği durum iç açıcı değil ama düzelteceğiz. Kadınlar da çok mutlu değiller. Kadınlar da bu iktidara gerekli dersi verecekler. Evlerde huzur yok biliyorum.

Uyuşturucu baronlarıyla kol kola giren siyasetçilerin ve baronların defterlerini düreceğiz. Gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Polis kardeşlerimize ‘Yetki sende’ diyeceğiz. Hangi siyasi müdahale ederse onunda defterini düreceğiz. Bütün sıkıntıların farkındayız, nasıl çözeceğimizi de biliyoruz. Bizi yetkilendirin.”

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener: Haram, Zehir, Zıkkım olsun!

Aydın’ın Nazilli İlçesi’nde halka seslenen İYİ Parti Lideri Akşener, iktidarın ekonomi politikalarını ve çok maaşlı bürokratları eleştirerek, “11 maaş alan müdürler var bu ülkede, yan gelip yatıyorlar. Haram olsun, zehir olsun, zıkkım olsun.” dedi.

Konuşmasında, Türk Telekom’un hisselerinin 1.6 milyar dolara yani 24 milyar liraya Varlık Fonu’na devredildiğini bu para ile haririlerin borçlarının ödendiğini söyleyen Akşener, “24 milyar lira ile yoksul kadınlara bir sene boyunca ayda 500 lira destek verilebilirdi. Çiftçiye iki katı bir yıllık para ödenebilirdi.

Bu para ile bütün girdi maliyetleri yüzde 50 düşürülebilirdi. Tarım üretiminde şahlanabilirdik. Devlet okullarında okuyan öğrencilerimize bir yıl boyunca sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği verilebilirdi. Bunları yapmak yerine haririlerin borcunu sildiler. 24 milyar lirayı vatandaşın cebinden aldılar” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin herkesin birbirine hakaret ettiği bir dönemden geçtiğini belirten Akşener, konuşmasının devamında, “Uzun zamandır herkesin birbirine hakaret ettiği bir süreçten geçiyoruz. Herkesin birbirine hakaret ettiği bir ortama ben hayır diyorum. Vatandaşlarımız ile el ele vererek kutuplaştırma düzenini değiştireceğiz. Bu değişim helal oy ve demokrasi ile gelecek” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener, Aydın programına Nazilli’den başladı. Sabah saatlerinde parti otobüsü ile Nazilli’ye gelen Akşener, Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan ve partililer tarafından karşılandı. Akşener, daha sonra beraberindeki heyetle Nazilli Uzun Çarşı’da bulunan esnafları ziyaret etti, meydanda açıklamalarda bulundu:

“Aranızda olmaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Bugün Nazilli burada gibi görünüyor. Bugün, hayatımda ilk defa bir geleneği beraber yaşadık. Pazar duası. Bereketli olmasını diliyorum. Allah hayırlı bol kazanç nasip etsin. İki yılı geçti il il, ilçe ilçe esnaf dolaşıyorum. Bu ziyaretlerin içinde kadınlarımızla karşılaşıyorum, kazan kaynatmakta zorlanıyorlar.

O gün dükkanların içinde bugüne kadar herhangi bir partiyi hiç yermedim. Kendi partimi hiç övmedim. Türkiye çok uzun zamandır şuculuk, buculuk üzerinden öyle bir kavga ettirildi ki, seçmen velinimet olmaktan çıktı. İsterim ki hepsi buraya gelsin, size hesap versin. İşte o zaman seçmen velinimet olur. Çok uzun zamandır herkesin birbirine hakaret ettiği bir süreçten geçtik, ben buna ‘Hayır’ diyorum. Biz sizinle el ele verip Türkiye’deki bu kutuplaşma düzenini değiştireceğiz. Neyle değiştireceğiz? Demokrasiyle sandıkta değiştireceğiz.

Telekom gitti biliyor musunuz? 1.6 milyar dolara Telekom’un hisselerini Varlık Fonu’na bıraktılar. Halbuki 2026 yılında kendiliğinden devlete geçecekti. Ama Hariri bunların arkadaşı, beraber tatil yapıyorlar. Dünyanın en büyük soygunu yapıldı bu ülkede. En son 1.6 milyar doların karşılığı 124 milyar lira. Ayda beş yüz lira ev kadınlarına para verilebilirdi. Çiftçilere iki katı bir yıllık para ödenebilirdi. Tarım üretiminde şahlanabilirdik.

Öğrencilere, ilköğretimden lise son sınıfa kadar devlet okulunda okuyan bütün çocuklara sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilebilirdi bir yıl boyunca. 124 milyar lirayı sizin benim cebimizden aldılar. ‘Haram olsun, zıkkım olsun’ demeyeyim de ne diyeyim? 11 maaş alan müdürler var bu ülkede, yan gelip yatıyorlar. Haram olsun, zehir olsun, zıkkım olsun.”

“Çocuğuma harçlık veremiyorum”

Akşener’in mikrofonu uzattığı bir kadın, 3 yetim çocuğu olduğunu söyleyerek, “Kimine 5 yerden maaş gidiyor, kimine de…Benim çocuğum delik deşik ayakkabıyla gidiyor. Ben çocuğuma harçlık veremiyorum sabahleyin. Delik deşik ayakkabıyla gidiyor. 2 senedir kan kusuyorum, kan. Sabaha kadar konuşuyorum. Kendi kendime delirdim. Vallahi, billahi delirdim. 3 tane çocuğum, yetimim var. Eşime söz verildi, dilekçe yapıldı ölüm aylığı için. 6-7 ay bizden prim ödememizi istediler, prim ödedik. Ondan sonra da bize tekmeyi attılar. Aklımı yitirdim artık.” diyerek isyan etti.

Mikrofonu alan Akşener, “Onlar seni burada duymaz. Ben senin sesini duyuracağım. En önemli ceza sandığa gideceksiniz, derdi olan sandıkta cezalandıracak” dedi. Daha sonra bir kuyumcu dükkanına giren Akşener, işlerin nasıl olduğunu sordu. Sektörün kötü durumda olduğunu belirten kuyumcu esnafı şu ifadeleri kullandı:

“İnsanımız kendi karnını doyuramıyor ki, gelsin alışveriş yapsın, takısını alsın. Vatandaşlar düğünde takı takıp, sonra geri iade etmek istiyorlar çünkü insanımızın alım gücü yok artık. Evine ekmeği zor götüren bir insan bu durumda gelip de düğünde takısını alması mümkün değil. Bu yüzden bizim sektörümüzde artık bu yüzden yavaşladı.

Hani diyorlar ya, ‘yastık altındaki altınları çıkarın’ onlar zamanında ülke çok iyi durumdayken yapılmış altınlardı ve onları koruyamıyorlar şuan. Koruyamadıkları için de zaten şuan yastık altındakileri de çıkarın diyorlar. Çıkardıkları için de zaten bu durumdayız. Pandemiden dolayı da iyice işler kötü. Pandemide belli bir birikimimiz olduğu için zaten bu dükkan ayakta.”

Paylaşın

Alevi Örgütleri, Pek Çok Kentte Alanlara Çıktı

Alevi örgütleri, zorunlu din dersi eğitimine karşı İstanbul başta olmak üzere Adana, Adıyaman, Antalya, Aydın, Balıkesir (Altınoluk ve Bandırma, Burnaniye), Dersim, Eskişehir, İzmir, Kırklareli, Kayseri, Muğla ve Samsun’da da “Demokrasi ve laiklik” mitingi düzenledi.

“Eşit yurttaşlık hakkı tanınsın, diyanet lağvedilsin. Cemevleri ibadethanemizdir, dergahlarımızı istiyoruz, zorunlu din dersleri kaldırılsın” pankartının açıldığı mitinglerde, “parasız, bilimsel anadilde eğitim”, “Halklara özgürlük inançlara özgürlük” dövizleri taşındı.

İzmir

İzmir’deki eylem Alsancak’ta yapıldı. Eyleme  Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri şubeleri , Alevi Kültür Dernekleri şubeleri, Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi , Narlıdere Cemevi, Yamanlar Cemevi, Öğrenci Veli Derneği Karşıyaka 2 Nolu Şube’nin yanı sıra siyasi partiler ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Kurumlar adına açıklamayı okuyan Narlıdere Cemevi Başkanı Mustafa Aslan, “Her seviyedeki zorunlu din dersleri, sözde seçmeli olanlar dâhil kaldırılmalı, din derslerini ana sınıfına kadar indiren tavsiye kararı yok sayılmalı, ayrıca altına imza atılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyulmalı, AİHM’in Alevi çocukların zorunlu din derslerinden muafiyetiyle ilgili kararları bir an önce uygulanmalıdır. Eğitim sisteminin vakıflar üzerinden düzenlenmesine, gerici, dinci vakıflara kamu kaynakları aktarımına son verilmelidir. Daha da önemlisi, eğitim programları ve müfredatı bilimsel normlara göre yeniden düzenlenmelidir. Eğitimin ticarileştirilmesine son verilmelidir” dedi.

Adana

Adana’da Alevi kurumları ve demokrasi güçleri İnönü Parkı’nda bir araya geldi. ‘Zorunlu Din Dersleri Kaldırılsın’ pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Adana Şube Başkanı Sevim Alkan okudu.

Alkan, okul öncesi çocuklara din dersi eğitimi kararını hatırlatan şöyle konuştu:  “Milli Eğitim Şuraları demokratik ve bağımsız bir danışma kuruluna dönüştürülmeli, bu kurullarda toplumun her kesimi temsil edilmelidir. Eğitim ile ilgili kararlar, bilim insanları ve pedagogların öncülüğünde, toplumun sosyolojik yapısını da dikkate alarak oluşan bağımsız kurullarca alınmalıdır. Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, insan onurunu, tüm hak ve özgürlükleri korumanın, çoğulcu demokrasinin ön koşuludur”

Dersim

Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, Seyit Rıza Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, ‘Halklara özgürlük, inançlara eşitlik’ pankartı açıldı. Yapılan basın açıklamasını Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri adına Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Dersim Şube Başkanı Ekber Kaya okudu.

Halklara özgürlük, inançlara eşitlik demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu ifade eden Kaya, “Halklar ve inançlar kimlikleri, dilleri, kültürleri inançları dolayısıyla asimilasyona uğruyor. Alevilerin bu ülkede maruz kaldığı zulmün fotoğrafı misali; devlet temsilcileri inançların kutsalına saldırarak, silahla fotoğraf vermekten geri durmuyor. Alevilerin inanç merkezleri olan Cemevleri ibadethane olarak değil ticarethane ve konut statüsü kapsamında tutulup Alevi inancına yönelik asimilasyon ve ayrımcılık politikalarına her gün bir yenisi ekleniyor” dedi.

Ankara

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yenimahalle Şube ve Cemevi öncülüğünde yapılan eylemde ise “Zorunlu din dersleri kaldırılsın! Demokratik ülke, laik ülke istiyoruz” pankartı açıldı.

Ortak basın açıklamasını PSAKD Yenimahalle Şube Başkanı Onur Şahin okudu. Şahin, şöyle konuştu: “Biz bu ülkede vergilerimizi, siz şeriata yatırım yapın ve çocuklarımızın geleceğini çalın diye vermiyoruz. 1950’lerden itibaren okullarda seçmeli olarak uygulanan din dersleri, ABD destekli 12 Eylül faşist darbesinin şefleri tarafından hazırlanan 1982 Anayasası ile zorunlu hale getirildi.

Darbe sonrası kurulan sağ iktidarlar; tekçi, asimilasyoncu, inkarcı, cinsiyetçi eğitim sistemi inşa edip bunun üzerinden yükseldiler. Yine tarikatçı vakıfların isteğiyle seçmeli dersler adı altında 4 tane daha dinsel içerikli ders, müfredatta zorunlu hale getirildi”

Onur Şahin, 20. Millî Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş çocuklar için alınan din dersi kararının derhal geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.  Alevi örgütleri ve demokrasi güçleri zorunlu din dersleri başta olmak üzere 4-6 yaşındaki anaokulu çocuklarına din dersi verilmesi, ülkede yaşanan hak ihlalleri, asimilasyon politikaları tepki gösterdi.

Paylaşın

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanından Ortak Bildiri

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) büyükşehir belediye başkanı, teftiş ve denetimlerle ilgili, “Yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız” açıklamasını yaptı.

CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın çağrısıyla çevirmiçi toplandı. Telekonferans yöntemiyle düzenlenen toplantı; Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Mansur Yavaş (Ankara), Tunç Soyer (İzmir), Muhittin Böcek (Antalya), Zeydan Karalar (Adana), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Osman Gürün (Muğla), Vahap Seçer (Mersin), Kadir Albayrak (Tekirdağ) ve Lütfi Savaş’ın (Hatay) katılımıyla yapıldı.

Yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve sübvansiyon desteği verilmesi yönünde taleplerin dile getirildiği bildiride, teftiş ve denetimlerle ilgili hiçbir rahatsızlık yaşanmadığının da altı çizilerek, “Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz” denildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 50’ye yakınının yaşadığı kentleri yöneten 11 büyükşehir belediye başkanı, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin, yönetimsel yanlışlardan kaynaklandığı saptamasında bulundu.

Yaşanan ekonomik krizin, yurttaşın cebini yaktığı kadar, yönettikleri devlet kurumlarının bütçelerine de olumsuz yönde etki ettiğini vurgulayan başkanlar, yayımladıkları ortak bildiride şu noktalara dikkat çekti:

“Türkiye nüfusunun yarıya yakınını barındıran 11 kentin yöneticileri olarak, geçtiğimiz 2021 yılının Kasım ayında, bütçelerimizi belediye meclislerinde oylamaya sunduk. Meclisten onaylanarak geçen bütçelerimiz, döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalardan kaynaklı yaşanan ekonomik belirsizlik ortamında ‘geçersiz bütçeye’ dönüşmüştür. Bu, ‘belirsizlik ve ön görülemezlik’ ortamından, Büyükşehir Belediyelerimiz kadar, bütün yerel yönetimler ve hatta kamu kurumları ciddi anlamda olumsuz etkilenmektedir. Bu kapsamda hem belediyelerimizin hem de diğer kamu kurumlarının ‘yeni bütçe’ yapmaya ihtiyaç duydukları, önümüzde duran bir gerçektir.

Belediyelerimiz, vatandaşa sundukları hizmetleri aksatmama konusunda, çok ciddi mücadeleler vermektedir. Verilen hizmetlerin, devam eden ve devreye alınması planlanan projelerin sürdürülebilir hale dönüştürülmesi hususunda, hükümet yetkililerini Türkiye’deki bu ekonomik zorluklar sırasında, yerel yönetimleri desteklemeye davet ediyoruz. Mazot, elektrik, doğalgaz, un vesaire gibi maliyetlerin etkisiyle, tüm Türkiye’deki belediyeler, hizmetleri devam ettirme noktasında oldukça zorlanmaktadır. Kentlerimiz için hayati öneme sahip hizmetlerle ilgili ihaleler dahi yapılamayacak noktaya gelmiştir. Bu durum, ihalelere katılan firmaları da zora düşürmektedir.

Bu kapsamda, merkezi hükümetten beklentimiz ve talebimiz; yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve hayati öneme sahip konularda sübvansiyon desteği verilmesidir. Örneğin; toplu ulaşımda, KDV ve ÖTV istisnası getirilmelidir. Artan enerji maliyetlerini, özellikle raylı sistemler, elektrik ve su gibi giderlerini düşürecek bazı vergi indirimlerine gidilmelidir. Bu ve benzeri seçeneklerin düşünülmesi, Türkiye’deki bütün yerel yönetimler için önemli olacaktır. Bu sayede, ekonomik sıkıntılar altında ezilen vatandaşlarımızın da bir nebze olsun rahatlaması sağlanacaktır. Zira, devletin her kurumunun yapacağı hizmet ya da hizmetler, vatandaşlarımız içindir. Tüm kamu kurumlarımızın varlık nedeni, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve ülkemizi ziyaret eden turistlere hizmettir.

Sosyal belediyecilik vurgusu

Hiçbir belediyemiz, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, hukuki sistemde, hukuki zeminde teftişten veya denetimden çekinmemektedir. Hiçbir belediyemiz, usulüne uygun her türlü teftiş ve denetime tabi olmaktan asla rahatsızlık duymaz. Ama yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere de karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız. Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz. Biz, 11 büyükşehrin yöneticileri, her zaman olduğu gibi, yaşanan bütün sıkıntılara, zorluklara ve engellemelere rağmen, bu kara kışta da vatandaşlarımızın yanında olacağız. Sosyal belediyecilik yapmaya, kararlılıkla, sonuna kadar devam edeceğiz.”

Paylaşın

CHP’li 11 Başkandan Deklarasyon: Belediyelerimiz Üzerinden Sürekli Kirli Siyaset Üretiliyor

Ankara’da bir araya gelen CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, görüşmenin ardından bir deklarasyon yayımladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek veren belediye başkanları CHP’li belediyeler üzerinden kirli siyaset üretilmeye çalışıldığını söyledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın okuduğu deklarasyonda ekonomi, tarım, turizm, iklim değişikliği gibi konular ele alınırken İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başlattığı ‘özel terör teftişi’ de gündemdeydi.

Deklarasyonu okuyan Mansur Yavaş kurdaki ani yükseliş ve büyük değişimlerle ekonomik koşulların önümüzdeki sene için mali yükü arttığını söyledi. Kaynaklarının büyük kısmınının Cumhur İttifakı belediyelerine gittiğini belirten Yavaş bunun adaletsiz olduğuna vurgu yaptı. Yavaş şöyle konuştu:

“Bizler örnek belediyecilik uygulamalarımızı sürdürürken hükümet tarafından dile getirilen ‘Bütün belediyelere eşit mesafedeyiz’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Türkiye Belediyeler Birliği’nin gelirinin yarısından fazlasını Millet İttifakı belediyeleri sağlarken, kaynaklarının büyük kısmını Cumhur İttifakı belediyelerine ve diğer kamu kurumlarına aktarması adaletsiz bir vakıadır.

Birçok belediyemiz kamu bankalarından ve İller Bankası’ndan kredi alabilmek bir yana, teminat mektubu dahi alamamaktadır. Gelir kalemlerinin büyük bir kısmını belediyelerimizin oluşturmasına rağmen, bütçesi valilikler tarafından yönetilen Kalkınma Ajanslarının gider kalemlerinden kurumlarımız etkin olarak faydalanamamaktadır. Birçok kredi onayı ise uzun süredir Cumhurbaşkanlığı makamının onayını beklemektedir. ‘Eşit mesafe’ değil, sadece ‘mesafe’ ile sürecin yürütüldüğü ve mesafenin Millet İttifakı belediyeleri olmamız sebebiyle gittikçe açıldığı yadsınamaz bir gerçektir.

“Bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkartılıyor”

İki buçuk yıl boyunca belediyelerimizin yaptığı ve büyük takdir toplayan çalışmaların bir kesime rahatsızlık verdiğini görmekteyiz. Bu durumu anlayışla karşılıyoruz. Kabul etmediğimiz durum ise hukukun dışına çıkılarak, baskı ortamının oluşturulması, haksız ve mesnetsiz ithamlarla kurumlarımızın zan altında bırakılması ve devlet kurumu olan belediyelerimiz üzerinden sürekli olarak kirli siyaset üretilmesidir.

Gelinen noktada, vatandaşlarımızı ayırt etmeden hizmet eden belediyelerimize ayrımcılık yapıldığı, millet iradesi ile seçilen bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkarıldığı, demokrasi ve hukuk kurallarıyla işlemesi gereken bir düzenden baskı ve engel düzenine geçiş yapıldığı açıktır.

İstanbul Büyükşehir Belediyemize yapılan haksızlığın, tüm belediyelerimize yapıldığını düşünüyor ve bu haksızlığı reddediyoruz. Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır.

Millet İttifakı Belediye Başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bu güçlü irade baskılardan bırakın yılmayı, aksine her zorlukta daha da güçlenecek ve vatandaşlarımıza daha çok hizmet etme azmimizi perçinleyecektir.”

Deklarasyon, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş’ın imzasını taşıyor.

Paylaşın

Aydın: Hasan Çelebi Camii

Hasan Çelebi Camii; Aydın’ın Efeler İlçesi, Batı Gazi Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Halk arasında Eski-Yeni Cami olarak da bilinmektedir. Avlu içerisindeki cami, kare planlı ve tek kubbeli bir harime sahiptir. Kuzeyinde üç bölümlü ve üzeri kubbelerle örtülü bir son cemaat yeri ile batı cephenin kuzey ucunda bir minaresi vardır. Şadırvan avlunun kuzeyindedir.

Kesme taştan inşa edilen yapı 1950 yılında onarım geçirmiştir. Cepheler dikdörtgen şekilli, sivri kemerli alınlıklar olan pencerelere sahiptir. Kuzeydeki girişten harime ulaşılır. Kubbeye tromplarla geçilmektedir. Mihrap mermerdir. Çokgen nişi mukarnaslı kavsarayla örtülüdür. Caminin süslemeleri mihrapta yoğunlaşmıştır. Kaynaklara göre yapı 1585’ten önce inşa edilmiştir.

Paylaşın