Yerel Seçimler: İttifaklar Dağılsa Da “Kötü Ekonomi” CHP’ye Yarıyor

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin değerlendirme yapan Avrasya Araştırma Genel Müdürü Kemal Özkiraz, “CHP ve İYİ Parti ittifakının bittiği, DEM’in aday çıkardığı halde CHP elindeki şehirleri koruyabiliyor durumda görünüyor” dedi ve ekledi:

“Hemen hemen tüm firmaların anketlerine de yansıyor. Medyada konuşulan da bu. Sahada da gerçekten görünen bir şey var, dar gelirli milliyetçi muhafazakar seçmenin sandığa gitmeme eğilimi mevcut. Seçmen aslında muhalefetten de şikayetçi. Ancak ekonomi o kadar kötü noktada ki seçim sonuçları yine CHP’nin daha fazla büyükşehir kazanma ihtimalini güçlendiriyor.”

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere kalırken, seçimlere ilişkin değerlendirmeler gelmeye devam ediyor. Avrasya Araştırma Genel Müdürü Kemal Özkiraz ve Siyaset Bilimci Pınar Uyan Semerci Gazete Duvar’dan Osman Çaklı‘ya seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Siyasetten bir kopuş var”

Kamuoyu araştırmacısı Kemal Özkiraz, bu seçimde ekonominin ‘belirleyici’ olacağını gözlediklerini söyledi. Özellikle bordrolu ve emeklilerin iktidar partisine tepkili olduğunu anlatan Özkiraz, tepkinin seçmeni nereye sevk ettiğine ilişkin şöyle konuştu:

“CHP ve İYİ Parti ittifakının bittiği, DEM’in aday çıkardığı halde CHP elindeki şehirleri koruyabiliyor durumda görünüyor. Hemen hemen tüm firmaların anketlerine de yansıyor. Medyada konuşulan da bu. Sahada da gerçekten görünen bir şey var, dar gelirli milliyetçi muhafazakar seçmenin sandığa gitmeme eğilimi mevcut. Seçmen aslında muhalefetten de şikayetçi. Ancak ekonomi o kadar kötü noktada ki seçim sonuçları yine CHP’nin daha fazla büyükşehir kazanma ihtimalini güçlendiriyor.”

Adayların kendi görev ve yetkisinde olmamasına rağmen ekonomiyle ilgili vaatlerinin olduğuna değinen Özkiraz, seçmenin ekonomik vaatlerle ilgilendiğini belirtti: “Emekliler birçok yerde belediyenin eline bakar hale geldi. Bunun dışında Mehmet Şimşek politikası denilen şey var; sıkılaştırma. Krediye erişimde zorluk, faizin artması vs. gibi nedenlerden dolayı iş dünyası ve esnaf da zor durumda. Bir kısım seçmen sandığa gitmeyecek, bir kısım seçmen iktidara tepki olarak oyunu değiştirecek ya da iktidara yakın partilere oy verecek. Siyasetten bir kopuş var. CHP’ye İYİ Parti’ye oy verecek olanlar da onun daha iyi olduğuna inanarak oy vermiyor. Bu seçim herkes için kerhen seçimi. Muhalefet için de geçerli iktidar için de.”

Özkiraz, son olarak sonucu en çok merak edilen İstanbul için kendi yaptıkları anketlerde görünen tabloyu şu ifadelerle anlattı: “İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun rahat kazanacağı görülüyor. Bizim anketimize göre İmamoğlu 47,5 civarında. AKP seçmeninin bir kısmı sandığa gitmek istemiyor. MHP seçmeni pusulada partisinin olmaması nedeniyle diğer partilere gidebilir. Bir de Yeniden Refah gerçeği var, onlar da ciddi oranda sandığı etkiliyor. CHP’de mevcut yönetimi beğenmeyenler bile Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı beğeniyor. Oy vermeme eğilimi olanlar da AKP kazanmasın diye oy vermeye gidecek.”

“Sosyal politikalar geliştirmek zorunluluk”

Siyaset Bilimci Pınar Uyan Semerci de ekonominin günlük hayata olan etkilerinin seçmeni etkileyen en temel başlıklardan biri olduğunu ifade etti. Semerci, “Oy verme davranışlarına dair çalışmalara baktığımızda da bu noktanın en başta gelen açıklamalardan biri olduğunu görüyoruz” diyerek, ekonominin kötüleştiği durumlarda iktidar partisinin oy kaybettiğini, iyi olduğu durumlarda da arttığını söyledi.

Sunulan hizmetlerin doğrudan ya da dolaylı da olsa ekonomiye etki ettiğini ve bunun da belirleyici olabileceğini sözlerine ekleyen Semerci, şöyle devam etti: “Yerelde sunulan kütüphane, kreş gibi birçok imkan tercihleri belirleyebilir. Bu noktada Türkiye’nin içinde bulunduğu kutuplaşmış siyasetin tüm bu belirttiğimiz noktaları aşan ve seçmen davranışı açısından da çoğu seçmenin aslında bir seçim yapmadan, kendi kimliği haline gelmiş parti aidiyetleri ile seçim yapacağını söylemek mümkün.

Son seçimde de olduğu gibi seçmenlerin büyük bir kısmı adaylar ve adayların politikaları, programlarından daha ziyade içinde bulunulan medya ekosisteminin de etkisi ile oy vereceği adaydan çok, oy vermeyeceği adayın, partinin net olması sebebi ile tercihinin en çok istediği adaydan çok, en fazla istemediği üzerinden belirlenmesi. Yine belirtmek gerekir ki ekonomik olarak da içinde yaşanan koşulların zorluğu herkes tarafından kabul edilse de bu ekonomik duruma kimin yol açtığı, müsebbibinin kimin olduğu yine partizan gözlüklerle bakılarak, içinde bulunulan fanuslarla çok farklı yanıtlanabilir.”

Semerci, seçim sonucunu belirleyebilecek kitlenin kararsızlar olduğuna işaret ederek, seçmen davranışının ‘kemikleştiğine’ dikkati çekti: “Bu sebeple de asıl sonucu belirleyen nokta kararsız olan seçmenlerin sandıktaki tercihi. Yine bu bağlamda sandıkta kime oy verileceği kadar, sandığa gidip gitmemek de belirleyici olacak. Özellikle bu partizan aidiyetleri çok güçlü hissetmeyenler için adayların inandırıcılıkları, seçmenlere sundukları projeler ve geleceğe dair yarattıkları umut onları sandığa götürmeye yetecek mi göreceğiz.”

Ekonomik zorlukların oluşma sebepleri, sorumlularının kim olduğu ve buna bağlı olarak da çözüm yolları düşünüldüğünde; çok sayıda seçmen için parti aidiyetlerinin önemli olduğuna değinen Semerci, yanıtların çoğunlukla partizanlıkla üretildiğini söyledi:

“Günlük yaşamımızı derinden etkileyen sosyal politika alanları ülkedeki diğer siyasi gündemlerle kıyaslandığında arka planda kalabiliyor. Ayrıca yine belirtmek gerekir ki bu bir yerel seçim, bu yerel seçimin sonucunda yoksullukla mücadele de makro politikalar açısından hareket alanı daha kısıtlı. Ancak bir açıdan da yoksullukla mücadele, yereldeki uygulamalar, günlük yaşamamızla, haklara ve hizmetlere erişimimiz açısından da çok hayati. Oysa şu an tüm dünyada içinde olduğumuz döneme ‘çoklu krizler’ dönemi, çağı deniyor. Bu çoklu, üst üste binen krizler döneminde sahada gördüğümüz birçok acil ihtiyacı sürdürülebilir biçimde çözebilmek için sosyal politikalar geliştirmek zorunluluk.”

Böylesi bir dönemde kapsayıcı belediyeciliğin önemli olduğuna vurgu yapan Siyaset Bilimci Semerci, “Kapsayıcılık çok hayati, kadınlar başta olmak üzere katılımı arttıracak, farklı ihtiyaçları görünür kılacak ‘kapsayıcı bir belediyecilik’. Bu seçim döneminde yoksullukla mücadeleye dair politikalar belli ölçüde ifade buldu ama açıkçası seçmenlere verilen vaatlerin yarışmasından çok daha temel, kapsayıcı bir bakış açısı ile ele alınması seçmenlerin davranışları da farklılaştırabilir” diye konuştu.

Paylaşın

Üç Anket Şirketi: Kılıçdaroğlu Seçimi İlk Turda Kazanıyor

14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine haftalar kala kamuoyu şirketleri de partilerin ve liderlerin oy oranlarına ilişkin değerlendirmelerini açıklamaya devam ediyorlar.

Kemal Özkiraz, Özer Sencar ve Mehmet Pösteki, 14 Mayıs’ta CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turda kazanacağını aktardı.

14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. Seçime giderken Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve Ata İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’ın Cumhurbaşkanı adaylıkları netleşti.

Seçimlerin gündeme girmesi ile kamuoyu şirketlerinin seçim anketleri önem kazanıyor. Peki adaylıkların kesinleşmesiyle birlikte seçim sonuçları ile ilgili anket şirketleri ne diyor?

Artı Gerçek’ten Cengiz Anıl Bölükbaş’ın haberine göre, ORC Araştırma Genel Müdürü Mehmet Pösteki, MetroPOLL Araştırma Genel Müdürü Prof. Dr. Özer Sencar ve Avrasya Araştırma Merkezi Kurucusu Kemal Özkiraz seçimleri değerlendirdi.

ORC Araştırma Genel Müdürü Mehmet Pösteki,1,5 – 2 yıldır Cumhur İttifakı’nın mecliste çoğunluğu kaybetmesinin verilerine yansıdığını aktardı. Cumhur İttifakı’nda yüzde 53’lerden yüzde 38-40’lara bir gerileme olduğunu söyleyen Pösteki’ye göre, bunun en önemli sebepleri arasında ekonomi, adalet ve sığınmacı konuları yer alıyor:

“Başta ekonomi, sığınmacı ve adalet konusundan dolayı iktidarı hedef alma söz konusu. Gençlerde de özgürlük endişesi, kendilerini dünyanın diğer ülkelerindeki yaşıtlarıyla karşılaştırıyor olmaları ve ekonomik konuda sıkıntı yaşıyor olmaları söz konusu. Diğer taraftan baktığımızda muhalefet bloğunun hem psikolojik üstünlük olarak hem de oy üstünlüğü olarak önde olduğunu görüyoruz. Muhalefet bloğu içinde sadece Millet İttifakı yok. HDP, Zafer ve Memleket Partisi de var. Türkiye’de şu an yüzde 60’lık gözüken ve ileride daha da artacak bir değişim talebi olduğunu söyleyebiliriz. Tabii adaylar belli olana kadar cumhurbaşkanlığı ile ilgili eğilimlere de baktık. Erdoğan, karşısındaki aday kim olursa olsun yüzde 38-40 bandında bir oya sahip”

Paylaşın

Avrasya Araştırma Başkanı Özkiraz: İnce’nin Oyları Kılıçdaroğlu’na Dönecek

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığını değerlendiren Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, Memleket Partisi’nin kendi seçmeni haricinde dışarıdan 1,3 oranın da oy aldığını belirtti.

İnce’nin oylarının bir kısmını Zafer Partisi ve İYİ Parti seçmeninden, küçük bir kısmını ise; AK Parti ve CHP seçmeninden aldığını ifade eden Özkiraz, şöyle konuştu:

“Seçime az bir zaman kala muhalefetten gelen oyların muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na döneceğini sanıyorum. 2018’te  Muharrem İnce’nin adaylığında da benzer bir durum yaşanmıştı.

İnce’yi politik olarak benimseyenler dahi ona oy verdiler çünkü ikinci tura kalma ihtimali yüksekti. Bugün de aynı düşünceyle hareket edilecek, seçmen bakacak ilk turda kazanma ihtimali yüksek ya da ikinci tura kalma ihtimali yüksek adaya oy verecek.”

14 Mayıs seçimlerine geri sayım başladı. Partiler ve ittifakların adayları yavaş yavaş belli olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı adayları arasında dikkat çeken isimlerden biri ise; 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce.

İnce’nin adaylığı kamuoyunda bir kesimden destek görürken, büyük bir kesimin de Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oylarının bölünmesine neden olacağı üzerinden tepki gösteriyor.

İnce’nin adaylığı Kılıçdaroğlu’nun oylarının bölünmesine neden olur mu? İnce’ye giden oylar hangi partinin seçmeninden gidiyor, adaylığını son dakikaya sürdürmesi risk barındırır mı?

Araştırma şirketi yöneticileri İnce’nin adaylığını Bianet’ten Ruken Tuncel’e değerlendirdi.

ORC Araştırma Şirketi Başkanı Mehmet Pöseki, “Muharrem İnce’nin adaylığının Cumhur İttifakının Adayı Erdoğan veya Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nun seçim kazanması ya da kaybetmesine etki etmeyeceğini” söylerken, Aksoy Araştırma Başkanı Ertan Aksoy, “İnce’nin oy pusulasına girmesinin risk yaratacağını” vurguladı.

Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz ise; “İnce’nin adaylığının Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’a yaradığını” belirtti.

Ancak üç isim de “Kemal Kılıçdaroğlu’nun her koşulda seçiminin galibi olacağını” söylediler.

“İnce çekilirse Kılıçdaroğlu yüzde 60’a çıkar”

Mehmet Pösteki, mart ayı araştırmalarına dikkat çekti ve “Bizim yaptığımız araştırmalar, İnce ile veya İnce’siz Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçim alacağını gösteriyor. Fakat Muharrem İnce geri çekilecek olursa Kılıçdaroğlu ilk turda yüzde 55 yerine 60 alır” dedi.

İnce’nin aldığı oyların daha çok muhalefet bloğundan olduğunu belirten Pösteki, şöyle devam etti:  “Bazı yerlerde Memleket Partisi’nin oy oranın yüzde 8 olduğu ifade ediliyor. Böyle bir durum yok, oy oranı 2,5- 3,5 arasında bir oy oranı var.

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’ndan rahatsız olan ulusalcı küçük bir kesim ve İYİ Parti’den Zafer Partisi’ne geçen 1-2 puanlık bir  kesim şu an İnce’yi destekliyor. Fakat Muharrem İnce’ye oy vermek istediğini söyleyenler onu da Millet İttikı içinde görmek istediklerini belirtiyorlar.

Muharrem İnce adaylığını sürdürürse Kemal Kılıçdaroğlu ilk turda seçimi kazanamaz” söylemlerine katılmadığını ifade eden Pösteki, “İnce adaylığını geri çekerse 2-3 puan Kılıçdaroğlu’na katkı sağlamış olur ama İnce’nin adaylığı Kılıçdaroğlu’na seçim kaybettirmez.”

Pösteki, son olarak Erdoğan’ın 2018 seçimlerindeki oy oranını hatırlattı ve “Erdoğan’ın oylarında 2018’e göre; yüzde 25’lik bir kayıp olduğunu söyledi: “AKP’den kopan seçmen  DEVA ve Gelecek gibi yeni kurulan partilere kayıyor. Bu oy kaybıyla  Erdoğan’ın maksimum oy oranının yüzde 41-42 olduğunu görüyoruz.

Kılıçdaoğlu ile arasında 10 puanlık bir fark var. Bu farkın kapatılması için çok büyük şeyler yapılması gerekiyor, iki ayda ekonomiyi düzeltmek veya depremzedelere yardım etmekle olacak bir şey değil. Seçmende ciddi anlamda bir değişim isteği ve iktidara karşı bir güvensizlik var.”

“Kılıçdaroğlu ittifak dışındaki oyları toplayacak”

Ertan Aksoy ise; en son yaptıkları şubat ayı araştırmasında Muharrem İnce’nin oy oranının 1,9 olduğunu belirtti ve ekledi:

“Son zamanlarda başka şirketler daha yukarıda buluyor. İnce’nin adaylığını açıkladıktan sonra yükseldiğine dair veriler var. Bu ay sonunda yapacağımız araştırmada net bir sonuç göreceğiz.

Millet İttifakı’nda birkaç potansiyel aday vardı, hangisinin ismi açıklansa bir tepki oyu ortaya çıkacaktı. Muhalefette bölünerek gidilirse seçimin kaybedileceği gibi bir algı var, haklı bir kaygı çünkü yakın geçmişte çok fazla örneği var.

Millet İttifakı’nda aday açıklamasından sonra bir tepki ortaya çıktı. Yani Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını isteyenler tepki olarak şu an için Muharrem İnce’ye yöneliyor ancak Kılıçdaroğlu seçim kampanyasına başladıktan sonra tepki nedeniyle ittifak dışına çıkan oyları toplayacağını ve birleştireceğini düşünüyorum.”

Aksoy, şu an yapılan araştırmaların çok yol gösterici olmadığını asıl sonuçların kampanyalar başladıktan sonra görüleceğini vurguladı. Aksoy, sözlerini “İnce çekilecekse bunu pusula basılmadan yapmalı, pusulaya girerse ciddi soru olabilir. Son dakika çekilmenin pek bir önemi yok” diye bitirdi.

“İnce’nin oyları Kılıçdaroğlu’na dönecek”

Kemal Özkiraz, Memleket Partisi’nin kendi seçmeni haricinde dışarıdan 1,3 oranın da oy aldığını belirti.

İnce’nin oylarının bir kısmını Zafer Partisi ve İYİ Parti seçmeninden, küçük bir kısmını ise; AK Parti ve CHP seçmeninden aldığını ifade eden Özkiraz, şöyle konuştu:

“Seçime az bir zaman kala muhalefetten gelen oyların muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na döneceğini sanıyorum. 2018’te  Muharrem İnce’nin adaylığında da benzer bir durum yaşanmıştı.

İnce’yi politik olarak benimseyenler dahi ona oy verdiler çünkü ikinci tura kalma ihtimali yüksekti. Bugün de aynı düşünceyle hareket edilecek, seçmen bakacak ilk turda kazanma ihtimali yüksek ya da ikinci tura kalma ihtimali yüksek adaya oy verecek.”

“İnce’nin adaylığının Recep Tayyip Erdoğan’a faydalı olacağını söyleyenlere kızıyor ama matematiksel olarak baktığınızda adaylığı Erdoğan’a yarayacak” diyen Özkiraz, şunları söyledi:

“Millet İttifakı’nın oy oranı yüzde 47 seviyesinde, Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde 53’ün üstünde demek ki Kılıçdaroğlu ittifak dışında oy alıyor.

Yüzde 11 civarında bir kararsız seçmen var, kararsızların büyük çoğunluğu muhalif parti seçmenleri olarak görülüyor. Kararsızlar içinde AKP ve MHP seçmeni çok az çıkıyor. Kararsızlar dağıtıldığında Erdoğan ciddi bir oy almıyor.”

Paylaşın

Erdoğan Ve Kılıçdaroğlu Arasındaki Oy Farkı Yüzde 1’e Düştü

Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin son anket sonuçlarını sosyal medya hesabından paylaştı. Ankete göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde bire düştü.

Araştırmaya katılanlara, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm partiler ayrı aday gösterirse kime oy verirsiniz?” diye  sorulduğunda “Kemal Kılıçdaroğlu” yanıtını verenleri oranı yüzde 28,8 oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyu oranı ise yüzde 29,8 olarak ölçüldü.

Akşener, Sancar ve Babacan yükselişte

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e oy vereceklerin söyleyenlerin oranı  yüzde 12,5, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar aday olursa oy vereceklerini söyleyenler de yüzde 9,8 oldu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Cumhurbaşkanı adayı olması halinde anket araştırmasına göre yüzde 6,3 oy alacak.  Bahçeli’ye oy vereceklerini söyleyenlerin oranı ise yüzde 6,0.

Yüzde 2’nin altında kalanlar

Mültecilere karşı ırkçılık ve nefret söylemleriyle gündeme gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın oy oranı da yüzde 1,9 olarak ölçüldü.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce  ve Gelecek Partisi Genel Başkanı  Ahmet Davutoğlu Cumhurbaşkanı adayı olursa oy vereceklerini söyleyenlerin oranı ise aynı, her iki isminde alacakları oy oranı yüzde 1.5 olarak tespit edildi.

Millet İttifakı’nda yer alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun oy oranı ise yüzde 1,2 olarak açıklandı.

Paylaşın

Erdoğan Dönemi Çoktan Bitti; Her Şey Soylu İçin

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Adalet Bakanlığında yapılan Abdulhamid Gül-Bekir Bozdağ değişikliğini değerlendiren Kemal Özkiraz, “AKP artık dağılma sürecinin en sonunda. Erdoğan dönemi çoktan bitti. Her şey Süleyman Soylu’ya göre hazırlanıyor” iddiasında bulundu. 

Haber Merkezi / Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, gece yarısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Adalet Bakanlığında yapılan Abdulhamid Gül-Bekir Bozdağ değişikliğini yorumladı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin zoru ile değişiklik olduğunu vurgulayan Özkiraz, “Her şey Soylu için” dedi.

Sosyal medya hesabı üzerinden yorum yapan Özkiraz, “AKP artık dağılma sürecinin en sonunda. Erdoğan dönemi çoktan bitti. Her şey Süleyman Soylu’ya göre hazırlanıyor” iddiasında bulundu. Özkiraz’ın yorumu şöyle:

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül görevinden istifa etmiş yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Bekir Bozdağ adalet bakanı olarak atanmıştı. Atama kararı Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.

Abdülhamit Gül, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 19 Temmuz 2017 tarihinden beri sürdürdüğüm Adalet Bakanlığı görevinden ayrılmış bulunuyorum. Kendilerine görevden af talebimi kabulleri için şükranlarımı arz ediyor, yeni Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ’a başarılar diliyorum” demişti.

Bekir Bozdağ da sosyal medya hesabından Erdoğan’a teşekkür etti. Bozdağ “Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı görevini şahsıma emanet eden Cumhurbaşkanımız Sn.R.Tayyip Erdoğan’a takdir/tensipleri için şükranlarımı sunuyorum. Adalet Bakanımız Abdülhamit Gül kardeşime hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Allah yardımcımız olsun” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın