Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “Asgari Ücret” Mesajı

Yeni asgari ücrette ilişkin sosyal medya hesabından bir mesaj paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşçi ve işveren tarafları başta olmak üzere, uzlaşı kültürü içerisinde asgari ücretin belirlenmesinde emeği geçen tüm paydaşlara milletim adına teşekkür ediyorum” dedi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni asgari ücretin açıklanmasının ardından bir mesaj paylaştı. Erdoğan, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“Asgari ücret Temmuz ayından itibaren net 11 bin 402 TL olarak uygulanacaktır. Milletimize hayırlı ve uğurlu olsun. İşçi ve işveren tarafları başta olmak üzere, uzlaşı kültürü içerisinde asgari ücretin belirlenmesinde emeği geçen tüm paydaşlara milletim adına teşekkür ediyorum.”

Asgari ücret 11 bin 402 TL

Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün üçüncü kez toplandı. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş ve TİSK başkanları da katıldı. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan toplantının ardından asgari ücret zammını açıkladı. Ara zamla birlikte asgari ücret 11 bin 402 TL oldu.

Bakan Işıkhan “Asgari ücret 1 Ocak’tan itibaren bir yıl geçerli olan bir şeydir. Bugünkü açıklama çalışanlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için yapılan bir ara zamdır,” ifadelerini kullandı.

Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay da “İnşallah bu enflasyon kontrol altına alınır, zamlar olmaz. Asgari ücreti artırıp enflasyon belli bir noktaya gelmezse önemi kalmıyor. Marketteki fiyatların bir an önce kontrol altına alınması gerekiyor,” dedi.

TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ise “Dengeli bir rakam için çalıştık. Bütün imkânlarımızı sonuna kadar zorlayarak istihdamını gözeten bu rakama evet demenin memnuniyeti içindeyim,” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da “Süreci ortak akıl, istişare ve uzlaşı ile neticelendiren işçi ve işveren temsilcilerimize teşekkür ediyorum,” ifadelerini kullandı.

Asgari ücrete ara zam için görüşmeler 13 Haziran’da başlamıştı. İkinci toplantı ise 19 Haziran’da gerçekleştirilmişti. Asgari ücret ara zam öncesinde bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyordu.

Seçim öncesinde asgari ücrete verileceği vaat edilen 500 dolar sınırının altında kaldı. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin asgari ücretin 500 dolardan az olmayacağını açıklamıştı. Seçim sonrası ise bu vaat gerçekleşmedi. Yeni asgari ücret tutarı olan 11 bin 402 lira şu anda 482 dolar yapıyor.

Paylaşın

Asgari Ücrete Yüzde 34 Zam: 11 Bin 402 Lira

Asgari ücrete yapılacak ara zammı belirlemek için üçüncü kez toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücretin 1 Temmuz itibarıyla net 11 bin 402 liraya yükseltilmesini kararlaştırdı.

Haber Merkezi / Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete yapılacak ara zammı belirlemek için bugün saat 11:00’de üçüncü kez toplandı. Toplantıda asgari ücretin 2023’ün ikinci yarısında yüzde 34 zamla net 11 bin 402 lira olması kararlaştırdı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, toplantıya ilişkin şu açıklamayı yaptı: Asgari ücreti hem işçimizi koruyacak hem de yatırımların devamını sağlayacak şekilde belirleyeceğiz. Asgari ücret çalışmalarımız işçi ve işveren taraflarının uzlaşmasıyla sonuçlanmıştır. 2023’ün ikinci yarısında asgari ücret brüt 13 bin 414 liradır. Net ücret ise 11.402 lira olarak belirlenmiştir. Asgari ücrete uygulanan 400 liralık desteği önümüzdeki aylarda 500 lira olarak uygulamaya devam edeceğiz.

“İstihdamı gözeten bu rakama evet demenin memnuniyeti içindeyim”

Bakan Işıkhan’dan sonra söz alan Türkiye İşveren Sendikası (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol ise şu açıklamayı yaptı: Bugün çok kıymetli bir kararı paylaşmak için bir aradayız. Yeni asgari ücretin hayırlı olmasını diliyoruz. Bu mutabakatta başlı başına özverili bunun altını çizmek istiyorum. Her paydaşlarımızın faydası için azami gayret gösterdik. Dengeli bir rakam için çalıştık. Bugün bütün imkanlarımızı zorlayarak hem çalışanlarımızı hem işletmelerimizi hem de istihdamı gözeten bu rakama evet demenin memnuniyeti içindeyim.

“Pazardaki, marketteki fiyatların kontrol altına alınması temennimiz”

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederek, “13 gündür taraflar yoğun bir çalışma yapıyor. Bugün son noktaya geldik bakan bey rakamı açıkladı. Bugün geldiğimiz noktada yüzde 34 bir zam var. İnşallah enflasyon belli bir noktaya gelir de alım gücümüz korunur. Pazardaki, marketteki fiyatların kontrol altına alınması temennimiz. Yoksa bu zamların anlamı kalmıyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da “Süreci ortak akıl, istişare ve uzlaşı ile neticelendiren işçi ve işveren temsilcilerimize teşekkür ediyorum,” ifadelerini kullandı.

Dün yapılan ikinci toplantının ardından TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, işveren veya hükümet tarafından bir rakamın ortaya konulmadığını söylemişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise asgari ücretin belirlenmesi üzerine çalışmaların devam edeceğini ifade etmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’la AK Parti Genel Merkezi’nde görüşmüş Atalay bu görüşmenin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na geçmişti. Bakanlıktaki toplantıda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Atalay ve TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ile bir araya gelmişti.

Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyordu. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruştu. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyordu.

Seçim öncesinde asgari ücrete verileceği vaat edilen 500 dolar sınırının altında kaldı. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin asgari ücretin 500 dolardan az olmayacağını açıklamıştı. Seçim sonrası ise bu vaat gerçekleşmedi. Yeni asgari ücret tutarı olan 11 bin 402 lira şu anda 482 dolar yapıyor.

Paylaşın

DİSK’ten “Asgari Ücret” Tepkisi: Milyonların Meselesidir

Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkum edildiğini söyleyen DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, yapılan ücret artışlarının adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kelepçelendiğini ekledi ve şöyle devam etti:

“17 milyon kişinin gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10 bin 72 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.”

Çerkezoğlu, açıklamasının devamında, “TÜİK’in baskılanmış enflasyon rakamlarına referans vererek sık sık dile getirilen ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemleri hakikatten uzaktır. TÜİK hem enflasyona esas madde fiyat listesini mahkeme kararlarına rağmen gizlemeye devam ederek hem de doğalgazdaki devlet desteğini dahi enflasyonu düşük göstermek için kullanarak, inandırıcılığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), asgari ücrete dair tespit, öneri ve taleplerini duyurmak amacıyla genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin hükümet ve işverenler tarafından tek taraflı olarak belirlendiği eleştirisini yöneltti. Çerkezoğlu, Asgari ücret belirlenirken, komisyonun en düşük ücreti değil aslında ortalama ücreti belirlediğini ifade etti.

Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de milyonlar asgari ücret civarında ve hatta asgari ücretin bile altında ücretlerle çalıştırılıyor. AB ülkelerinde asgari ücret civarında bir ücretle çalışanların oranı ortalama yüzde 4 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 50 civarında” dedi ve işçilerin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini söyledi.

İşçilerin yüksek enflasyon karşısında geçim mücadelesi verdiğini dile getiren Çerkezoğlu, gelir adaletsizliğinin tarihte görülmemiş ölçüde arttığı bir süreç yaşandığını anlattı. Çerkezoğlu, “Siyasi iktidarın ve işverenlerin elbirliğiyle asgari ücret belirlemesinin ağır sonuçlarını bugün hep beraber yaşıyoruz.” diye konuştu.

Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkum edildiğini söyleyen Çerkezoğlu, yapılan ücret artışlarının adaletsiz vergi sistemi ve yüksek enflasyon yoluyla kelepçelendiğini ekledi ve şöyle devam etti:

“17 milyon kişinin gelirlerinin üçte ikisi kiraya ve gıda harcamalarına gidiyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM), Mayıs 2023 dönemine ait verilerine göre açlık sınırı 10 bin 72 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL liradır. Türkiye’de ortalama ücretleri bu rakamlarla karşılaştırdığımızda bir kez daha vurgulamak isteriz ki asgari ücret milyonların meselesidir.

TÜİK’in baskılanmış enflasyon rakamlarına referans vererek sık sık dile getirilen ‘asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemleri hakikatten uzaktır. TÜİK hem enflasyona esas madde fiyat listesini mahkeme kararlarına rağmen gizlemeye devam ederek hem de doğalgazdaki devlet desteğini dahi enflasyonu düşük göstermek için kullanarak, inandırıcılığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiştir.”

Çerkezoğlu, Türkiye’de sendikalaşmanın baskı altına alınması, toplu pazarlık kapsamının daraltılması ve grevlerin yasaklanması sonucunda özel sektörde asgari ücretle çalışanların oranının hızla yükseldiğinden de bahsetti.

“Asgari ücret tespit sürecinin demokratikleşmesi gerekiyor”

Asgari ücret tespit sürecinin demokratikleşmesi gerektiğini vurgulayan Çerkezoğlu, bu sürece Türk-İş dışındaki diğer işçi konfederasyonlarının da katılması gerektiğini söyledi. Asgari ücret tespitinin Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verileri üzerinden değil, gerçek veriler üzerinden değerlendirilmesini gerektiğini sözlerine ekleyen Çerkezoğlu, şu önerilerde bulundu:

“İşçinin sadece kendisinin değil ailesiyle beraber geçiminin sağlanması gerektiğini söyleyen uluslararası standartlar göz önüne alınmalıdır. Her zaman söylediğimiz gibi, asgari ücret belirlenirken bir evde iki kişinin çalışması halinde o eve yoksulluk sınırının üstünde gelir girmesi güvence altına alınmalıdır. Kamu işçileri ve özel sektör işçileri arasındaki ücret farkları ortadan kaldırılmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyinde belirlenmelidir.”

Paylaşın

“Asgari Ücret” İçin İkinci Toplantı Sona Erdi: Rakam Konuşulmadı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesi için yaptığı ikinci toplantı sona erdi. Komisyonun bu hafta üçüncü kez toplanacağı belirtildi. Komisyon, ilk toplantısını 13 Haziran’da yapmıştı.

Haber Merkezi / Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete yapılacak ara zam oranını belirleme çalışmaları kapsamında 2’nci kez toplandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıya, Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi kesimini temsilen Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar ve işveren kesimini temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Akansel Koç katıldı. Toplantı, yaklaşık 2 buçuk saat sürdü.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapmıştı. Toplantıya bakanlığı temsilen Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi tarafını temsilen Türk-İş heyeti temsilcisi Türkiye Haber-İş Sendikası Başkanı Veli Solak, işveren tarafını temsilen ise Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç katılmıştı. Toplantı, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürmüştü.

Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Bu hafta üçüncü toplantının yapılacağını söyleyen Ağar’ın açıklamaları şöyle:

“Uzun uzun görüşmeler yaptık. Çalışma hayatı ile ilgili görüşmeleri sunduk. Rakam olarak bir yere gelinmedi. Bu hafta içerisinde üçüncü defa komisyon olarak bir araya geleceğiz. Komisyonda bir karara vardıktan sonra Cumhurbaşkanımız açıklama yapar diye düşünüyorum. Bayramdan önce rakam konusunda bir karar verilir diye düşünüyorum.

Şu anda 500 dolar karşılığı rakamını o dönem bakanımız söylemişti. Türk parası olarak görüşüyoruz, dolar üzerinden pazarlık yapmıyoruz. Günün şartlarına göre, insanların alım gücünün artmasını istiyoruz. 500 dolar üzerinden değil, günün şartlarına göre pazarlık yapılacak. Bu hafta sonuçlanacağını düşünüyoruz.”

“Kafamızdaki rakam olmazsa muhalefet şerhimizi koyarız. Gönlümüz üçlü olarak kararın alınması ” diyen Ağar, işveren ya da hükümet tarafından bir rakamın masaya gelmediğini söyledi.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor. 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye 13 Haziran itibarıyla, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke konumunda.

Paylaşın

HDP’den “Asgari Ücret” Açıklaması: En Az 16 Bin 250 Lira Olmalı

Asgari ücret tartışmalarına dair HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, “Asgari ücret tartışmalarına bakıldığında; asgari ücret artışının refah artışını sağlayamayacağını, hatta mevcudu koruyamayacağını, kozmetik iyileştirmelerin de kısa sürede enflasyonla geri alınacağını vurgulamak gereklidir. Kaldı ki iktidarın asgari ücret politikası, çalışan nüfusun yarıdan fazlasının asgari ücrete mahkûm olmasına sebep olmaktadır. Her geçen gün de daha çok çalışan da reel ücretlerinin düşmesi ile bu kümeye dâhil olmaktadır.” dedi ve ekledi:

“O yüzden öncelikli olarak hedefine emekten yana tercihlere sahip bir enflasyonu düşürme hedefini koymayan bir anlayışın asgari ücret üzerinden refah artışı sağlayabilmesi olanaksızdır. Kaldı ki iktidar mahfillerince dillendirilen artış miktarı ile asgari ücretin açlık sınırının altında kalmayı sürdüreceği açıktır. Bu sebeple asgari ücretin, geçen dönem önerdiğimiz 12,500 liralık net asgari ücretin yüzde 30 enflasyon farkıyla en az net 16,250 liraya çıkması gerekmektedir.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomi ve Tarım Komisyonu’ndan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, devam eden asgari ücret tartışmalarına dair yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Geçen hafta Saray’da yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında enflasyonla mücadelenin temel öncelik olduğunun vurgulanmasının ardından yeni Ekonomi Bakanı Şimşek’in iş dünyası ve bankalar ile gerçekleştirmiş olduğu görüşmelerde ifade ettiği, “refah artışını sağlayacak model”in ne olduğu, enflasyonun nasıl düşürüleceği, hayat pahalılığının nasıl ortadan kaldırılacağı merak konusu olmaya devam ediyor.

Bu arada milyonlarca işçi asgari ücret tartışmalarına dikkat kesilmiş durumda. Ekonomi Bakanlığına Mehmet Şimşek’in, MB Başkanlığı’na Hafize Gaye Erkan’ın getirilmesi ile gömlek değiştiren ekonomi politikalarının muhtevası itibariyle geniş işçi emekçi kesimlerde refah artışı sağlayamayacağını, asgari ücrette neye karar kılınırsa kılınsın refah artışının mümkün olmayacağını hatta mevcudu koruyamayacağını biliyoruz.

Türkiye ekonomisi son derece ağır yapısal sorunlarla maluldür. Bu yapısal sorunların bir kısmı ülkenin uluslararası sermayeye eklemlenme biçiminin doğal sorucuyken, bir diğer kısmı da Erdoğan’ın ekonominin kendi rasyonalitesine dahi uymayan “dehası”dır.

Ekonominin yeni önceliği, yerel seçimlere kadar bir döviz krizinin patlamasının engellenmesi, krizin ötelenmesidir. Bunun tek yolu da uluslararası sermayenin portföy yatırımları ile ülkeye çekilmesi ve yeni borçların bulunmasıdır. Bu sayede ülkenin yapısal sorunları çözülmüş olunmasa da yerel seçimlere kadar durumun daha vahimleşmesi engellenmeye çalışılacaktır.

Seçime yönelik olarak bu yılın merkezi yönetim bütçesinde öngörülen açık, deprem ve EYT gibi faktörlerle daha da artmış ve bu yılın ilk dört ayındaki bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre %312 oranında artarak 264 milyar TL’ye çıkmıştır. Faiz giderleri %95’in üzerine çıkmıştır. Cari açık bu yıl 58 milyar dolar ile finansmanı olanaksız bir noktaya taşınmıştır. Bu yıl ödenmesi gereken kısa vadeli borç stoku 200 milyar dolardır. Merkez Bankasının iç ve dış borçları ve toplamda bu borçları çevirebilmek için gereken döviz rezervlerinin kuru tutma inadıyla eritilmesi de durumu vahimleştiren bir başka tablodur.

Ez cümle bu verili durumda; iktidar sınıfsal tercihleri nedeniyle bütçe açığını kapatmak için para basmaya, vergi gelirlerini arttırmaya, cari açığın finansmanı ve borçların çevrilebilmesi için de dış kaynağa yönelmektedir. Bu politikaların bundan evvel olduğu gibi işçi sınıfını ve yoksulları vuracağı, enflasyonu tırmandıracağı, işsizliği arttıracağı, iddiaların aksine gelir dağılımı adaletsizliğini derinleştireceği ortadadır.

Bu eksenden asgari ücret tartışmalarına bakıldığında; asgari ücret artışının refah artışını sağlayamayacağını, hatta mevcudu koruyamayacağını, kozmetik iyileştirmelerin de kısa sürede enflasyonla geri alınacağını vurgulamak gereklidir. Kaldı ki iktidarın asgari ücret politikası, çalışan nüfusun yarıdan fazlasının asgari ücrete mahkûm olmasına sebep olmaktadır. Her geçen gün de daha çok çalışan da reel ücretlerinin düşmesi ile bu kümeye dâhil olmaktadır.

O yüzden öncelikli olarak hedefine emekten yana tercihlere sahip bir enflasyonu düşürme hedefini koymayan bir anlayışın asgari ücret üzerinden refah artışı sağlayabilmesi olanaksızdır.

Kaldı ki iktidar mahfillerince dillendirilen artış miktarı ile asgari ücretin açlık sınırının altında kalmayı sürdüreceği açıktır. Bu sebeple asgari ücretin, geçen dönem önerdiğimiz 12,500 liralık net asgari ücretin yüzde 30 enflasyon farkıyla en az net 16,250 liraya çıkması gerekmektedir.

Halkların Demokratik Partisi, bir kez daha nihai kazanımın asgari ücret tartışmalarına sıkıştırılmadan sürdürülecek sistematik, örgütlü ve birleşik bir ekonomik demokratik siyasal mücadeleyle kazanılacağını vurgular.”

Paylaşın

“Asgari Ücret” İçin İkinci Toplantı 19 Haziran’da

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesi için yapacağı ikinci toplantı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde 19 Haziran Pazartesi günü gerçekleştirecek.

Haber Merkezi / Toplantıda işçi kesimini Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu( TÜRK-İŞ), işveren kesimini temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapmıştı. Toplantıya bakanlığı temsilen Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi tarafını temsilen Türk-İş heyeti temsilcisi Türkiye Haber-İş Sendikası Başkanı Veli Solak, işveren tarafını temsilen ise Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç katılmıştı. Toplantı, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürmüştü.

Toplantının ardından açıklama yapan Türk-İş heyeti temsilcisi Veli Solak, “Bizim talebimiz; ‘Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde bitmesi. Asgari ücretle çalışan kardeşlerimizin maaşlarının günün şartlarına göre, yaşanan ekonomik krize göre, ev kiralarına göre, hayat pahalılığına göre güncellenmesini istiyoruz” demişti.

Solak, toplantıda rakam konuşulup konuşulmadığı yönündeki soruya, “Resmi belgeler istendi. Önümüzdeki günlerde, ilerleyen saatlerde açıklama yapacağız” cevabını vermişti.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor. 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye 13 Haziran itibarıyla, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke konumunda.

Paylaşın

Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplandı: İkinci Toplantı Ne Zaman?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının ardından açıklamada bulunan Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Solak, “Görüşmelerin bayramdan önce bitmesini istiyoruz. İkinci toplantıyla ilgili herhangi bir tarih yok. Yarın olabilir, ertesi gün olabilir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bizim TÜRK-İŞ olarak talebimiz, Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde bu toplantının bir an önce bitmesi. Asgari ücretin, günün şartlarına göre, yaşanan ekonomik krize göre, ev kiralarına göre, hayat pahalılığına göre güncellenmesini istiyoruz.”

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücrete yapılacak ara zam oranını görüşmek üzere ilk toplantısını gerçekleştirdi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin belirlenmesi için ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yaptı.

Toplantıya bakanlığı temsilen Çalışma Genel Müdürü Sadettin Akyıl, işçi tarafını temsilen Türk-İş heyeti temsilcisi Türkiye Haber-İş Sendikası Başkanı Veli Solak, işveren tarafını temsilen ise Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç katıldı. Toplantı, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü.

Toplantının ardından açıklama yapan Türk-İş heyeti temsilcisi Veli Solak, “Bizim talebimiz; ‘Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde bitmesi. Asgari ücretle çalışan kardeşlerimizin maaşlarının günün şartlarına göre, yaşanan ekonomik krize göre, ev kiralarına göre, hayat pahalılığına göre güncellenmesini istiyoruz” dedi.

Solak, toplantıda rakam konuşulup konuşulmadığı yönündeki soruya, “Resmi belgeler istendi. Önümüzdeki günlerde, ilerleyen saatlerde açıklama yapacağız” cevabını verdi.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Paylaşın

Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplanıyor: Açlık Sınırını Geçecek Mi?

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde bugün ilk toplantısını yapacak. İşçi kesimini temsilen TÜRK-İŞ, işveren kesimini temsilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyeti katılacak.

Toplantı ile doğrudan yedi milyondan fazla çalışanı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç de resmen başlamış olacak. Asgari ücret, toplam çalışanların yüzde 49’unu, özel sektörde çalışanların da yüzde 70’ini ilgilendiriyor.

Ocak’ta asgari ücrete cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı yapılmış, yüzde 54,66 zam ile net 8 bin 506 liraya yükselmişti. Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 10 bin 8 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 11 bin 759 lira 40 kuruş. Bunun 10 bin 8 lirasını brüt asgari ücret, 1551 lira 24 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 200 lira 16 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Yoksulluk sınırının dörtte biri

Birleşik Kamu İş’in mayıs ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11 bin 810, yoksulluk sınırı ise 31 bin 152 lira seviyesinde bulunuyor.

Türk-İş verilerine göre ise mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 362 TL’ye yükselirken, yoksulluk sınırı 33 bin 752 liraya ulaştı. Böylece, açlık sınırı mevcut asgari ücretin en az bin 856 TL üzerine çıkarken yoksulluk sınırı asgari ücretin neredeyse dört katını buldu.

Yoksulluk sınırı saptanırken ortalama dört kişilik bir ailenin standart bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan ihtiyaçlar belirlenerek hesaplama yapılıyor. Açlık sınırı için ise minimum kalori ve minimum maliyet hesaplanıyor.

Asgari ücretle ilgili işçi temsilcilerinin gündemini yüksek enflasyon ve artan kurlar karşısında alım gücündeki düşüş oluşturuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0,04 ile neredeyse yerinde sayarken, yıllık enflasyon yüzde 40’ın (yüzde 39,59) altına geriledi. Enflasyonun düşüşünde, Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın seçim yatırımı olarak mayıs ayında bedava verilmesi nedeniyle TÜİK’in bu kalemi hesaplamada sıfır alması etkili oldu.

TÜİK’in resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise mayıs ayına ilişkin enflasyonu doğalgaz fiyatının değişmediği varsayımıyla aylık yüzde 7,35, yıllık yüzde 109,01 olarak açıkladı.

Enflasyonun daha düşük hesaplanması üzerinden asgari ücretin de bu düşük hesaplama ile daha düşük belirlenmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), geçen hafta TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını gizlediği gerekçesiyle Kurum’un İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı.

Yapılan basın açıklamasında, iktidarın baskısına dikkat çekilerek, “On milyonlarca insanımızın geliri, işte bu baskı altına alınmış TÜİK enflasyonuna göre belirlenecek. Tezgâhın farkındayız. TÜİK’in düşük enflasyonuna göre ücretleri artırıp sonra da ‘Milleti enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ diye politik nutuklar atacaklar.

Özetle Türkiye İstatistik Kurumu hayatın gerçeklerini sahte enflasyon rakamlarının arkasına saklayarak politikacıların iktidar sahiplerinin emrinde bir araç olarak kullanılmaya, emekçilerin ve emeklilerin karşısında durmaya devam ediyor” denildi.

Paylaşın

“Asgari Ücret” İçin Dört Formül Masada

Yeni asgari ücret için 500 dolarlık (1 dolar=23,30 TL) yani 11 bin 650 TL alım gücünü işçi tarafının masaya getirmesi bekleniyor. Asgari ücret için 6 aylık enflasyon rakamları ve refah payı önemli bir kıstas olacak.

5 aylık enflasyon rakamları yüzde 15,26 oldu. 6 aylık enflasyon rakamlarının da yüzde 18-20 bandında olması bekleniyor. Buna refah payı da eklenmesi bekleniyor. Bu veriler beraber değerlendirildiğinde asgari ücretin yüzde 30-35 bandında bir artışla net 11 bin-12 bin TL bandı arasında bir rakamla belirlenmesi ortaya çıktı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın çağrısı üzerine 13 Haziran’da toplanacak.

Duvar Gazetesi’nde yer alan habere göre yeni kabinenin ilk toplantısı asgari ücret, emekli ve memur zammı başta olmak üzere ekonomi ağırlıklı gündemle toplanmıştı. Kabine toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan kapsamlı bir sunum gerçekleştirmişti.

TÜRK-İş, TİSK ve hükümetten oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu 13 Haziran’da toplanarak taleplerini ileterek ellerindeki verileri paylaşacak. Bununla beraber Asgari Ücret Tespit Komisyonu resmen toplantılarına başlamış olacak.

İşçi, işveren ve hükümetten 5’er kişi olmak üzere komisyon 15 kişiden oluşuyor. Asgari ücret belirlenirken başta enflasyon olmak üzere ücretler ve geçim üzerindeki tüm rakamlar masaya yatırılıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ve yeni ekonomi ekinin alacağı yeni tedbirlerle artan alım gücünün korunması için yüzde 5 enflasyon hedefi stratejisi doğrultusunda orta vadeli plan açıklanacak. Merkez Bankası da burada maliye politikasını yöneten Şimşek ile koordineli olarak çalışacak.

Yeni asgari ücret için 500 dolarlık (1 dolar=23,30 TL) yani 11 bin 650 TL alım gücünü işçi tarafının masaya getirmesi bekleniyor.

Asgari ücret için 6 aylık enflasyon rakamları ve refah payı önemli bir kıstas olacak. 5 aylık enflasyon rakamları yüzde 15,26 oldu. 6 aylık enflasyon rakamlarının da yüzde 18-20 bandında olması bekleniyor. Buna refah payı da eklenmesi bekleniyor.

Bu veriler beraber değerlendirildiğinde asgari ücretin yüzde 30-35 bandında bir artışla net 11 bin-12 bin TL bandı arasında bir rakamla belirlenmesi ortaya çıktı. Asgari ücret için refah payı dahil masada 4 formül bulunuyor:

1. Yüzde 20 zam ile belirlenmesi durumda net asgari ücret 10 bin 208 TL, brüt asgari ücret 12 bin 10 TL, işveren maliyeti ise bu durumda 14 bin 111 TL olacak.

Paylaşın

Açlık Sınırı 8 Bin 130, Asgari Ücret 8 bin 506 TL

Aralık ayında açlık sınırı kasım ayına göre 343 lira artarak 8 bin 130 liraya, yoksulluk sınırı da bin 119 lira artarak 26 bin 483 liraya yükseldi. Asgari ücret bir hafta önce hükümet ve işverenler tarafından 8 bin 506 lira olarak belirlenmişti.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Aralık ayına dair açlık ve yoksulluk sınırı verilerini paylaştı. Buna göre açlık sınırı Kasım ayına göre 343 TL artarak 8 bin 130 TL’ye, yoksulluk sınırı da bin 119 TL artarak 26 bin 483 TL’ye yükseldi.

TÜRK-İŞ’in yıllık çizelgesine göre açlık sınırının, yılın başından beri her ay ortalama olarak 300-400 TL civarında arttığı görülüyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçiyi temsil eden TÜRK-İŞ 9 bin TL talebinde bulunmuş, ancak teklifleri kabul edilmediği için son toplantıya katılmamıştı. Hükümet ve işverenlerin imzasıyla 2023 asgari ücreti 8 bin 506 TL olarak belirlenmişti. TÜRK-İŞ’in açıkladığı Aralık rakamlarına göre yeni asgari ücret açlık sınırından sadece 376 TL fazla ve yoksulluk sınırı asgari ücretin yaklaşık 3 katına denk geliyor.

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı açlık sınırı olarak tanımlanırken yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalar da hesaba katılıyor.

“Fiyat artışlarının önüne geçilmeli”

TÜRK-İŞ Aralık ayı verilerine göre aylık gıda harcamalarının tutarı yetişkin erkeklerde 2 bin 452, yetişkin kadınlarda bin 951, 15-19 yaş grubunda 2 bin 422 ve 4-6 yaş grubundaki çocuklarda bin 306 TL olarak hesaplandı.

TÜRK-İŞ’in açıklamasında, ücret gelirlerindeki artışın kısa vadede ferahlık sağladığı, önceliğin fiyat artışlarının önüne geçilmesi olduğu vurgulanarak “Vatandaş, geçen aya göre -yüzde 138 olan ve baz etkisi ile 39 puan azalan yıllık gıda enflasyonuna değil- cebinden çıkan ek harcamaya bakmaktadır” denildi.

“Çocuk sağlığı” vurgusu

Özellikle çocukların beslenmeleri konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çeken TÜRK-İŞ, “Türkiye’de çocuklarına beslenme koymaya maddi durumu yetmeyen aileler, okul kantinlerindeki yiyecekleri satın almakta zorlanan çocuklar, marketlerde bebek mamalarına konulan alarmlar ve çocuk ürünlerinde gerçekleşen polisiye vakalar bunun göstergeleri niteliğindedir” dedi.

Açıklamada, yetersiz beslenmenin bodurluk gibi yansımalarına dikkat çekilerek gelecek nesillerin fizyolojik ve bilişsel gelişimindeki sıkıntıların tüm ülkenin geleceğini olumsuz etkileyeceğine vurgu yapıldı.

Paylaşın