Marşmelov Yoğunluğuna Sahip Gezegen Keşfedildi

Bilim insanları, Dünya’dan yaklaşık 580 ışık yılı uzaklıktaki bir soğuk, kırmızı cüce yıldızın yörüngesinde marşmelov yoğunluğuna sahip bir gezegen keşfetti. Gezegen çözmesi gereken birtakım gizemler barındırıyor.

Bunların en büyüğüyse gezegenin, özellikle de düşük yoğunluğuyla nasıl oluştuğu. Bir açıklama, gezegenin kayalık çekirdeğinde diğer gaz devlerine kıyasla daha az sayıda ağır element bulunması olabilir ki bu da belki gazın birikmesini geciktirmiş ve gezegenin yoğunluğunu azaltmıştır.

Arabacı takımyıldızında, Dünya’dan yaklaşık 580 ışık yılı uzaklıktaki bir soğuk, kırmızı cüce yıldızın yörüngesinde dönen ve TOI-3757 b olarak adlandırılan bu gezegen, şimdiye kadar bulunan en pofuduk gezegen.

150 bin kilometre çapındaki yıldız, Jüpiter’den biraz daha büyük ve her 3,5 günde bir ana yıldızının yörüngesinde dönüyor. Araştırma ekibi TOI-3757 b’nin ortalama yoğunluğunu, suyun yoğunluğunun yaklaşık 4’te birine tekabül eden küp başına 0,27 gram olarak hesapladı. Bu gezegen, yeterince büyük bir küvete yerleştirilse batmazdı.

Kırmızı cüce yıldızlar, en küçük ve en loş “anakol” türüdür. Bu yıldızlar sabit bir oranla, hidrojeni çekirdeklerinde helyuma dönüştürür. Bu yıldızlar Güneş’e kıyasla daha soğuk olsa da güçlü alevlerle patlayabildiği için etraflarında nadiren gezegenler oluşur.

Carnegie Bilim Enstitüsü Earth and Planets Laboratory’den (Dünya ve Gezegenler Laboratuvarı) araştırmacı Shubham Kanodia, “Geleneksel olarak, dev gezegenlerin kızıl cüce yıldızların etrafında zor oluştuğu düşünülür” dedi ve ekledi:

“Bu şimdiye kadar, genelde bu kırmızı cüce yıldızlardan daha uzaktaki dev gezegenleri bulan Doppler incelemelerinden alınan küçük örneklerle incelendi. Bugüne dek yakın gaz gezegenlerini hatasız şekilde bulacak kadar büyük bir gezegen örneğine sahip değildik.”

TOI-3757 b’yle ilgili, bilim insanlarının hâlâ çözmesi gereken birtakım gizemler saklı. Bunların en büyüğüyse gezegenin, özellikle de düşük yoğunluğuyla nasıl oluştuğu. Bir açıklama, gezegenin kayalık çekirdeğinde diğer gaz devlerine kıyasla daha az sayıda ağır element bulunması olabilir ki bu da belki gazın birikmesini geciktirmiş ve gezegenin yoğunluğunu azaltmıştır.

İkinci faktörse gezegenin hafif eliptik yörüngesinin, yıldızına yaklaştığında aşırı derecede ısınmaya yol açması ve gezegenin atmosferini şişirmesi olabilir.

Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden doktora sonrası araştırmacı Jessica Libby-Roberts, “NASA’nın yeni James Webb Uzay Teleskobu’nu kullanarak bu gezegenin atmosferine yönelik yapılacak gelecekteki olası gözlemler, onun kabarık doğasına ışık tutmayı sağlayabilir” diyor. Araştırma, gökbilimcilerin gezegenlerin neyden ve nasıl oluştuklarını ve yaşanabilir olması muhtemel kayalık dünyaların yaşamı destekleyip destekleyemeyeceklerini anlamalarını sağlayabilir.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın