Ankara: Zağfiran (Safran) Han

Zağfiran (Safran) Han; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Atpazarı Mahallesi, Salman Caddesi üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Aslen Kayserili olup, Ankara’ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır. Hanın yarısı mülk olup, yarısı ise vakıfın ruhuna cüz-i şerif okumak ve Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir.

İçinde bir mescit yer almaktadır. Klasik Osmanlı hanları tipinde olup, alt ve üst kattaki hücreler iç avluya bakmaktadır. Etrafındaki dükkanlara bitişik 20 adet dükkan yer almaktaydı. 28 Eylül 1806 tarihli bir belgeden, hanın beşbinbeşyüz kuruş masrafl a tamir edildiği, bundan sonra da eserin bakımının vakıf ile mülk yönetimlerince ortak olarak yapılacağı öğrenilmiştir. Bu dönemlerde hem han hem de etrafındaki dükkanlar işler durumda bulunuyordu.

Paylaşın

Ankara: Julianus Sütunu

Julianus Sütunu; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Hacı Bayram Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kare bir kaide üzerinde üst üste kurulmuş daireler şeklindeki tuğlalardan yapılmış olan 15 m yüksekliğindeki sütun, Bizans dönemi korinth başlığı ile sona erer. Sütunun MS 362 yılında imparator Julianus’un Ankara’yı ziyareti anısına dikilmiş olduğu düşünülmektedir.

 

Paylaşın

Ankara: Roma Tiyatrosu

Roma Tiyatrosu; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Ulus Semti, Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

İlk defa 1982 yılında keşfedilmiş, kurtarma kazıları Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 15 Mart 1983 tarihinde başlatılmış, Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazılarını 1986 yılına kadar sürdürmüştür.

Kazılar sonucu, MS II. yüzyılın başlangıcına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosu’nun kalıntıları çıkarılmıştır. Bunlar arasında, tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea) ile sahne odasından (scene) arta kalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçaları bulunmuştur.

Paylaşın

Ankara: Augustus Tapınağı

Augustus Tapınağı; Ankara’nın Altındağ İlçesi Ulus Semti sınırları içerisinde yer almaktadır. Hacı Bayram Camisi’nin bitişiğindedir. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Son Galat kralı Amintos’un oğlu Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Agustus’a bağlılık nişanesi ve Galatya eyaletinin Roma’ya katılışını kutlamak amacıyla MS 25 yılında yapılmış olmalıdır. Tapınak kolonadının kuzeybatı uzantısı üzerindeki yazıttan tapınağın Agustus ve Tanrıça Roma’ya adandığı bilinmektedir.

Hristiyanlar tarafından kiliseye dönüştürülen tapınağın kuzeybatı köşesine 15. yüzyılda Hacıbayram Camisi eklenmiştir. Tapınak kısa yanlarında 8, uzun yanlarında ise 15 sütunu kapsayan korinth düzenindeki bir peristasis ile çevrilmiştir. Yalnız iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı eski hali ile ayakta durmaktadır. Bu büyük ve görkemli kapıdan kutsal yapının iç bölümüne ve pronaos denilen üstü kapalı bir geçide ulaşılır.

Tapınağın öteki ucunda ise anteler arasında korinth düzeninde iki sütunu bulunan opisthodomos yer alır. Tapınağın duvarlarında, İmparator Agustus tarafından ölümünden sonra Ocak Rahibeleri’ne teslim edilen dört belgeden, yaşamı boyunca yaptığı işleri anlatan index rerum gestarum adlı son belge Yunanca ve Latince yazılmış olarak yer alır.

Paylaşın

Ankara: Nallıhan Kuş Cenneti

Nallıhan Kuş Cenneti; Ankara’nın Nallıhan İlçesi sınırları içerisinde yer alan Davutoğlan Milli Parkı içerisindedir. Nallıhan Kuş Cenneti, Ankara’ya 130 km, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerine ise 30 km mesafededir. 

Nallıhan Kuş Cenneti ülkemizin önemli kuş alanlarından biridir. Barındırdığı kuş varlığı nedeniyle “Nallıhan Kuş Cenneti” olarak tanımlanmıştır. Aladağ Çayı’nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde, kuşların daha yoğun olarak görüldüğü 425 ha’lık alan 1994 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tefrik edilmiş ve avcılık yasaklanmıştır. Sahada avcılığın yasaklanması, insan faaliyetlerinin sınırlandırılması ve kamuoyunda farkındalık düzeyinin artmasıyla, kuşlar güvenle üreyebilecekleri ve barınabilecekleri bir alana kavuşmuştur.

Aladağ Çayı ve çayın baraja döküldüğü yerde oluşan söğütlükler, sazlıklar ve ılgınlar ile geniş tarım arazileri, kavaklıklar, bozkır alanları, kayalık yarlar ve tepelikler gibi ekolojik karakteri farklı yaşam alanları ve zengin besin varlığı değişik türden kalabalık kuş gruplarının alanda barınmasına imkan sağlamaktadır.

Bugüne kadar Nallıhan Kuş Cenneti’nde 191 kuş türü gözlenmiştir. Sadece Nallıhan Kuş Cenneti değil, Sarıyar Barajı’nın tamamı kuş yaşamı açısından önemlidir. Sarıyar Barajı kışın binlerce su kuşunun alanda barınmasına imkan sağlamaktadır. Ülkemizde uzun yıllardır yapılan Kış ortası su kuşu sayımları (KOSKS) sırasında bazı yıllar barajda kışlayan su kuşu sayısının 50.000’i geçtiği gözlenmiştir. Alanda kışlayan kuşların önemli bir kısmını yeşilbaş, angıt, elmabaş patka, sakarmeke, karabatak ve karabaş martı türleri oluşturmaktadır.

Aladağ Çayı’nın baraja döküldüğü yerde oluşmuş söğütlük, balıkçı türleri için ülkemizdeki en önemli üreme habitatlarından biridir. 5 ha’lık söğütlük alanda; 190 çift küçük akbalıkçıl, 170 çift gri balıkçıl ve 140 çift gece balıkçılı üremektedir. Gri balıkçıl yuvalamak için söğüt ağaçlarının üst ve orta dallarını tercih ederken, küçük akbalıkçıl yuvalama alanı olarak üst dallara yakın ve/veya orta dalları kullanmaktadır. Gece balıkçılı ise söğüt ağaçlarının en alt dallarını kullanmaktadır. Her söğüt ağacında 8 ile 15 arasında yuva yapmaktadırlar. Koloninin yakınlarındaki söğüt ağaçlarında ise kuluçkaya yatan 2 çift kara çaylak kaydedilmiştir. Kuş Cenneti’ndeki sazlık alanda ise küçük batağan (>5 çift), bahri (2 çift), alaca balıkçıl (2 çift), angıt (20-30 çift), yeşilbaş (15-20 çift), sakarmeke (10 çift) kuluçkaya yatmaktadır.

Kuş Cenneti’nin arka sırtlarında yer alan ve doğu ve güney yönünde uzanan kayalık yarlar kara leylek ve yırtıcı kuş türleri için önemli üreme habitatları oluşturmaktadır. Bu bölgede 4 çift kara leylek, 1 çift kızıl şahin, 2 çift kukumav ve kaya kırlangıcı ile kaya sıvacı kuşunun üredikleri kaydedilmiştir. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları Güncellemesi’nde ise bölgede 20 çift kara çaylak ve kara leyleğin ürediği belirtilmiştir (2004). Alanda şimdiye kadar geniş çaplı bir üreme çalışması yapılmamış olmasından dolayı bu rakamların daha da fazla olduğu tahmin edilmektedir. Yapılacak detaylı bir üreme çalışması sonucunda başta yırtıcılar olmak üzere alanda kuluçkaya yatan çok sayıda kuş türünün tespit edileceği düşünülmektedir.

Alanda üreyen, kışlayan, beslenen ve barınan kuş popülasyonları için Aladağ Çayı’nın varlığı ve baraj su seviyesindeki mevsimsel salınım büyük önem taşımaktadır. Kuş Cenneti’nde üreyen balıkçıl ve leylek türlerinin hemen tamamı Aladağ Çayı ve Çay’ın etkilediği alanlarda beslenmektedir. Kuşların üreme dönemi olan Mayıs- Temmuz ayları arasında barajdaki su seviyesinin yükselmesi ağaçlarda ve sazlıklarda kuluçkaya yatan kuşlar için güvenli ve korunaklı ortamların oluşmasını sağlarken, alanda kuşların besinini oluşturan kurbağa, böcek, balık vs. canlıların popülasyonlarının artmasını da sağlar. Kurak geçen yıllarda özellikle balıkçıl ve leylek türlerinin popülasyonlarında düşüşler görülmesinin nedeni baraj sularının alana ulaşamaması ve kuşların beslenmesi için uygun ortamların oluşmamasıdır. Bu nedenle alandaki kuş varlığının devamlılığı için Aladağ Çayı’nın korunması ve ilkbaharda baraj sularının söğütlüklerin bulunduğu alana yayılması hayati önem taşımaktadır.

Alan jeolojik yapısı ile adeta bir açık hava laboratuarı niteliği sunmaktadır. Ayrıca, çökelme ortamının özelliklerini yansıtan sarı, kahverengi ve kırmızımsı tabakaların üst üste tekrarlanması ile görsel açıdan da olağanüstü bir peyzaja sahiptir.

Nallıhan Kuş Cenneti gerek her mevsim barındırdığı kuş topluluklarıyla, gerekse jeolojik ve peyzaj değerleriyle doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemciliği için ideal bir ortam oluşturmaktadır. Nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye’nin ikinci büyük şehri olan başkent Ankara’ya günübirlik ziyaret mesafesinde olması ve alandaki alt yapı imkanları gerek günübirlik doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemciliğine yönelik ziyaretler, gerekse Ankara’daki her düzeydeki öğrencilere doğa koruma bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri için ülkemizdeki en uygun bir kaç sulak alandan biri olma özelliğine sahiptir.

 

Paylaşın

Ankara’nın tarihi kadar eski ‘Ankara Kalesi’

Ankara Kalesi; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Ulus Semti sınırları içerisinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Ankara’nın sembollerinden biri  olan Ankara Kalesi’nin tarihi, kent tarihi kadar eskidir. Galatlar’ın Ankara’ya yerleşmesi sırasında var olan ve Romalılar döneminde onarım gören kalenin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir.

İç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşan kalenin iç surları, 7.yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilmiştir. Bizans saldırıları sırasında tahribata uğramış ve 9. yüzyılda Bizanslılar tarafınan yeniden onarılmıştır. Dış surların ne zaman eklendiği kesin olarak saptanamamıştır.

Malazgirt Savaşı’ndan iki yıl sonra Selçuklular bölgeye hakim olmuşlardır. Bu dönemde kale onarılıp genişletilmiştir. Kurulduğu tepenin yanında akan Hatip Çayı, Bent Deresi’nden 110 m yüksektedir. Kalenin 20’den fazla kulesi vardır. Dış kale Ankara’yı bir yürek şeklinde çevirir.

Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara Taşı’ndan, kısmen de toplama taşlardan yapılmıştır. İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi Dış Kapı diğeri de Hisar Kapısı adını alır. Bu kapı üzerinde İlhanlılar’a ait bir kitabe yer alır. İç kale yükseklikleri 14-16 m arasında değişen beşgen şekilli 42 kuleden oluşur.

Kuzeybatı kısmında Selçuklu hükümdarının yaptırdığı onarımları gösteren bir yazıt bulunmaktadır. Bugün kale içinde Osmanlı Ankarası’ndan kalan çok sayıda ev bulunmaktadır. Bunların bazıları onarılarak lokanta, dükkan vb. olarak kulanılmaktadır.

Paylaşın

Ankara: Türkpusat Savaş Pusatları Müzesi

Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Kale Mahallesi, Gözcü Sokak üzerinde yer almaktadır.

Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Geleneksel pusatları tanıtmayı ve bu doğrultuda kültürel mirası yaşatmayı amaçlar. Müzede başta okçuluk olmak üzere savaş sanatının inceliklerine dair tarihi, felsefi ve teknik alanda bilgi edinmek mümkündür.

Ziyaretçilerinin tarihe dokunmasını ve hissetmesini amaçlayan müzede savaş ve spor tarihimizin farklı dönemlerine ait orijinal koleksiyonlar ziyarete açılmıştır. Koleksiyon tanıtılırken nitelikli anlatım hizmeti ile geleneğin korunması ve aktarılmasına hizmet edilmektedir.

Ayrıca müzede, kültürel mirası geleceğe aktarma misyonu çerçevesinde devam ettirilen kültür turları etkinlikleri mevcuttur. Pusat Kültür Tur Etkinlikleri çerçevesinde ziyaretçiler; rehberli müze gezisine ek olarak, temel düzeyde geleneksel okçuluk eğitimiyle birlikte atölyede teçhizatların imalat sürecine de katılabilmektedir.

Paylaşın

Ankara: Azimi Türbesi

Azimi (İsmail Paşazade Hacı Esad) Türbesi; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Sakarya Mahallesi, Ulucanlar Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kare planlı ve ahşap tavanlı türbenin büyük bir özelliği bulunmamaktadır. Tamamı tuğladan yapılmış olan eserin iki köşesi 2 metre yüksekliğinde kesilmiş ve duvarlar ağaç hatıllarla desteklenmiştir. Pahlanmış olan köşelerde bir taş ve dört sıra tuğla kullanılmıştır. Türbeyi örten ahşap tavan ve kiremitli çatı çok sadedir.

Kıble yönünde yarım silindirik mihrabın iki yanında iki adet, batı yönünde ise bir adet dikdörtgen pencere bulunur. Doğu kenarı ortasında bulunan ağaç kapının üzeri tuğladan sivri kemer alınlık şeklinde düzenlenmiştir. Türbede bir mezar bulunmakta ve mezar taşındaki kitabede 1171 tarihi okunmaktadır. Tavan pervazları 19’uncu yüzyıl nakışları ile süslüdür.

Paylaşın

Ankara: Eskicioğlu Camii

Eskicioğlu Camii; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Anafartalar Mahallesi, Eskicioğlu Sokak üzerinde yer almaktadır.

Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Taş kaideli, kerpiç duvarlı, ahşap hatıllı ve kiremit çatılı bir yapıdır. 1906–1907 yılları arasında tamir edilen camii 17’nci yüzyıl sonu ile 18’inci yüzyıl Ankara camileri tipindedir.

Paylaşın

Ankara: Cenabi Ahmet Paşa Türbesi

Cenabi Ahmet Paşa Türbesi; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Sakarya Mahallesi, Ulucanlar Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Cenabi Ahmet Paşa Camii’nin solundadır. Cami ile aynı stildedir ve kesme Ankara taşından yapılmıştır. Kubbesi kasnaksız olarak doğruca duvarın üzerine oturtulmuştur.

Klasik Osmanlı mimarisinin Ankara’daki güzel örneklerinden biri olan cami ve türbe1595 yılında yapılmıştır. Türbede yatan zat camiye adı verilen ve Anadolu Beylerbeyliği yapmış olan Cenabi Ahmet Paşadır.

Paylaşın