Nallıhan Kuş Cenneti; Ankara’nın Nallıhan İlçesi sınırları içerisinde yer alan Davutoğlan Milli Parkı içerisindedir. Nallıhan Kuş Cenneti, Ankara’ya 130 km, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerine ise 30 km mesafededir.
Nallıhan Kuş Cenneti ülkemizin önemli kuş alanlarından biridir. Barındırdığı kuş varlığı nedeniyle “Nallıhan Kuş Cenneti” olarak tanımlanmıştır. Aladağ Çayı’nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde, kuşların daha yoğun olarak görüldüğü 425 ha’lık alan 1994 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tefrik edilmiş ve avcılık yasaklanmıştır. Sahada avcılığın yasaklanması, insan faaliyetlerinin sınırlandırılması ve kamuoyunda farkındalık düzeyinin artmasıyla, kuşlar güvenle üreyebilecekleri ve barınabilecekleri bir alana kavuşmuştur.
Aladağ Çayı ve çayın baraja döküldüğü yerde oluşan söğütlükler, sazlıklar ve ılgınlar ile geniş tarım arazileri, kavaklıklar, bozkır alanları, kayalık yarlar ve tepelikler gibi ekolojik karakteri farklı yaşam alanları ve zengin besin varlığı değişik türden kalabalık kuş gruplarının alanda barınmasına imkan sağlamaktadır.
Bugüne kadar Nallıhan Kuş Cenneti’nde 191 kuş türü gözlenmiştir. Sadece Nallıhan Kuş Cenneti değil, Sarıyar Barajı’nın tamamı kuş yaşamı açısından önemlidir. Sarıyar Barajı kışın binlerce su kuşunun alanda barınmasına imkan sağlamaktadır. Ülkemizde uzun yıllardır yapılan Kış ortası su kuşu sayımları (KOSKS) sırasında bazı yıllar barajda kışlayan su kuşu sayısının 50.000’i geçtiği gözlenmiştir. Alanda kışlayan kuşların önemli bir kısmını yeşilbaş, angıt, elmabaş patka, sakarmeke, karabatak ve karabaş martı türleri oluşturmaktadır.
Aladağ Çayı’nın baraja döküldüğü yerde oluşmuş söğütlük, balıkçı türleri için ülkemizdeki en önemli üreme habitatlarından biridir. 5 ha’lık söğütlük alanda; 190 çift küçük akbalıkçıl, 170 çift gri balıkçıl ve 140 çift gece balıkçılı üremektedir. Gri balıkçıl yuvalamak için söğüt ağaçlarının üst ve orta dallarını tercih ederken, küçük akbalıkçıl yuvalama alanı olarak üst dallara yakın ve/veya orta dalları kullanmaktadır. Gece balıkçılı ise söğüt ağaçlarının en alt dallarını kullanmaktadır. Her söğüt ağacında 8 ile 15 arasında yuva yapmaktadırlar. Koloninin yakınlarındaki söğüt ağaçlarında ise kuluçkaya yatan 2 çift kara çaylak kaydedilmiştir. Kuş Cenneti’ndeki sazlık alanda ise küçük batağan (>5 çift), bahri (2 çift), alaca balıkçıl (2 çift), angıt (20-30 çift), yeşilbaş (15-20 çift), sakarmeke (10 çift) kuluçkaya yatmaktadır.
Kuş Cenneti’nin arka sırtlarında yer alan ve doğu ve güney yönünde uzanan kayalık yarlar kara leylek ve yırtıcı kuş türleri için önemli üreme habitatları oluşturmaktadır. Bu bölgede 4 çift kara leylek, 1 çift kızıl şahin, 2 çift kukumav ve kaya kırlangıcı ile kaya sıvacı kuşunun üredikleri kaydedilmiştir. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları Güncellemesi’nde ise bölgede 20 çift kara çaylak ve kara leyleğin ürediği belirtilmiştir (2004). Alanda şimdiye kadar geniş çaplı bir üreme çalışması yapılmamış olmasından dolayı bu rakamların daha da fazla olduğu tahmin edilmektedir. Yapılacak detaylı bir üreme çalışması sonucunda başta yırtıcılar olmak üzere alanda kuluçkaya yatan çok sayıda kuş türünün tespit edileceği düşünülmektedir.
Alanda üreyen, kışlayan, beslenen ve barınan kuş popülasyonları için Aladağ Çayı’nın varlığı ve baraj su seviyesindeki mevsimsel salınım büyük önem taşımaktadır. Kuş Cenneti’nde üreyen balıkçıl ve leylek türlerinin hemen tamamı Aladağ Çayı ve Çay’ın etkilediği alanlarda beslenmektedir. Kuşların üreme dönemi olan Mayıs- Temmuz ayları arasında barajdaki su seviyesinin yükselmesi ağaçlarda ve sazlıklarda kuluçkaya yatan kuşlar için güvenli ve korunaklı ortamların oluşmasını sağlarken, alanda kuşların besinini oluşturan kurbağa, böcek, balık vs. canlıların popülasyonlarının artmasını da sağlar. Kurak geçen yıllarda özellikle balıkçıl ve leylek türlerinin popülasyonlarında düşüşler görülmesinin nedeni baraj sularının alana ulaşamaması ve kuşların beslenmesi için uygun ortamların oluşmamasıdır. Bu nedenle alandaki kuş varlığının devamlılığı için Aladağ Çayı’nın korunması ve ilkbaharda baraj sularının söğütlüklerin bulunduğu alana yayılması hayati önem taşımaktadır.
Alan jeolojik yapısı ile adeta bir açık hava laboratuarı niteliği sunmaktadır. Ayrıca, çökelme ortamının özelliklerini yansıtan sarı, kahverengi ve kırmızımsı tabakaların üst üste tekrarlanması ile görsel açıdan da olağanüstü bir peyzaja sahiptir.
Nallıhan Kuş Cenneti gerek her mevsim barındırdığı kuş topluluklarıyla, gerekse jeolojik ve peyzaj değerleriyle doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemciliği için ideal bir ortam oluşturmaktadır. Nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye’nin ikinci büyük şehri olan başkent Ankara’ya günübirlik ziyaret mesafesinde olması ve alandaki alt yapı imkanları gerek günübirlik doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemciliğine yönelik ziyaretler, gerekse Ankara’daki her düzeydeki öğrencilere doğa koruma bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri için ülkemizdeki en uygun bir kaç sulak alandan biri olma özelliğine sahiptir.