TUSAŞ’a Saldırı: 5 Ölü 22 Yaralı

TUSAŞ’ın (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.) Ankara Kahramankazan yerleşkesine yönelik silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda, 5 kişinin öldüğü ve 22 kişinin de yaralandığı açıklandı.

Haber Merkezi / Saldırıda yaralananlar, Bilkent ve Etlik Şehir Hastaneleri ile Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TUSAŞ tesislerine yapılan saldırının ardından olay yerinde açıklamalarda bulundu. Yerlikaya, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Ankara Kazan ilçemizde yerli ve milli sanayimizin gözbebeği TUSAŞ’a maalesef 15.26 da terör saldırısı olmuştur. Saldırı duyulur duyulmaz süratle jandarma ve emniyet birimlerimiz, özel harekatımız buraya geldi. 1’i kadın, 1’i erkek olmak üzere 2 terörist etkisiz hale getirilmiştir.

Maalesef 4 şehidimiz, 14 yaralımız var. Yaralılarımızdan 3’nün durumu ağır. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Terörü lanetliyoruz. Kimlik tespiti devam etmekte. Kimlikleri belli olur olmaz hangi terör örgütü olduğuyla ilgili aziz milletimizle bunu paylaşacağız. TUSAŞ’a, medar-ı iftaharımız TUSAŞ’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm aziz milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

İlk anından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan operasyon ile ilgili bilgi arz ettik. Çok büyük bir üzüntü duyuyoruz. Milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize kim pusu kuruyorsa ister terör örgütü olsun, ister organize suç örgütü, şehir eşkiyası olsun hiç durmadan duraksamadan azimle kararlılıkla bunların da nefeslerini kesmekte kararlıyız. Bizim kardeşliğimiz, bizim birliğimiz, beraberliğimiz, devletimizin ve milletimizin iradesi ve gücü her zaman ama her zaman galip gelecektir. Bundan da hiçbirinizin şüphesi olmasın.”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son açıklamasında ise hayatını kaybedenlerini sayısının 5’e yaralı sayısının ise 22’ye yükseldiğini duyurdu.

Saldırı sonrası gelişmeler: İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yaptığı açıklamada, tesise yönelik “terör saldırısı” gerçekleştirildiğini açıkladı. Yerlikaya, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: “Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ. (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan tesislerine yönelik terör saldırısı gerçekleştirilmiştir. Saldırı sonrası maalesef şehit ve yaralılarımız bulunmaktadır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet; yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir. Resmi kaynaklardan yapılacak açıklamaları dikkate alınız.”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tesislerine düzenlenen terör saldırısını şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Hain terör saldırısıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmış olup, 1 Başsavcıvekili ve 8 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” dedi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, saldırıya ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin (TUSAŞ) Kahramankazan tesislerine yönelik düzenlenen menfur terör saldırısını lanetliyorum. Terör saldırısında şehit ve yaralılarımızın olduğunu teessürle öğrendim. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifa diliyorum. TUSAŞ’a ve tüm ülkemize geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, saldırı ile ilgili resmi kaynaklardan yapılacak açıklamaların dikkate alınmasını rica ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.”

Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul’da yaptığı açıklamada, “Rabbim bütün mühendislerimizi, araştırmacılarımızı muhafaza etsin. Biz asla savunma sanayinden, milli teknoloji hamlesi yolculuğundan geri adım atmayacağız. Milli teknoloji hamlesi, milli savunma sanayi tam bağımsız Türkiye’nin anahtarıdır. Tüm savunma sanayimize ve TUSAŞ’taki tüm kardeşlerime de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum” dedi.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ. (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan tesislerinde yaşananlar ile ilgili resmi kaynaklardan yapılacak açıklamaları dikkate alınız. Asılsız iddialara itibar etmeyiniz” dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, medya kuruluşlarını uyardı: “Terör olayları durumunda medyanın sorumluluğu bellidir. Gerek yasamız gerekse basın meslek ilkeleri göz önüne alındığında bu tip olaylar sonrasında vatandaşı paniğe sevk edebilecek, halkta infiale yol açabilecek sansasyonel, kaynağı belirsiz bilgi ve iddiaların medyada yer almaması son derece önemlidir. Sadece resmî bilgilerin haberlere yansıtılması gerekmektedir. Aksi halde sorumlu olan yayıncılar hakkında gerekli müeyyideler uygulanacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ayrıca, TUSAŞ Tesisi önünde meydana gelen patlamaya ilişkin yayın yasağı getirildiğini duyurdu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ankara’da TUSAŞ tesisinde meydana gelen çatışma ve terör saldırısı nedeniyle derin üzüntü içerisindeyim. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Terörü lanetliyoruz. Başımız sağ olsun” açıklamasında bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu saldırının ardından kınama mesajı yayımladı ve “Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ. (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan tesislerine yönelik yapılan terör saldırısını kınıyorum. Teröre boyun eğmedik, eğmeyeceğiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TUSAŞ’ı hedef alan terör saldırısının ardından bir açıklama yaptı. Özel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Ankara Kahramankazan’da TUSAŞ tesislerine yönelik olarak gerçekleştirilen terör saldırısını lanetliyorum. Saldırıda şehit olan yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, milletimize başsağlığı diliyorum. Terörü kimden ve nereden gelirse gelsin lanetliyorum.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TUSAŞ tesisine yönelik bombalı ve silahlı saldırıya ilişkin açıklamada bulundu. Temelli, saldırıya ilişkin şunları söyledi: “Çok üzgünüz. Yine insanlarımız öldü. Ölenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Zamanlaması manidardır. Provakasyon her tarafından belli olmaktadır. Zamanlaması manidar, provokasyon olduğu her halinden belli.”

Edirne Cezaevi’nde tutulan Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TUSAŞ’a yönelik saldırıya tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Demirtaş şu ifadeleri kullandı: “Ankara’daki saldırıyı kınıyoruz, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Yaralılara da geçmiş olsun dileklerimizle birlikte acil şifalar temenni ediyoruz.

Sorunlarımızın konuşarak, diyalogla, siyaset yoluyla çözülmesi arayışlarını kanla kesmeye çalışan anlayış bilmeli ki eğer Öcalan bir inisiyatif alır ve siyasetin önünü açmak isterse tüm gücümüzle arkasında olacağız. Demokratik siyaseti ve barış arayışlarını itibarsızlaştırmaya, iradesiz kılmaya yönelik hiçbir yaklaşımı kabul etmeyeceğiz. Herkes hesabını kitabını buna göre yapmalıdır. Barış isteyenlerin sesinin, kimden gelirse gelsin bu defa bastırılmasına asla izin vermeyeceğiz.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Bakanı Vladimir Putin ile görüşmesinde “4 şehidimiz var, 14 yaralımız var. Bu menfur terör saldırısını lanetliyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, TUSAŞ tesislerine yönelik gerçekleştirilen saldırıyı kınadı. Erdoğan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini kaydeden Rutte, kendisine NATO’nun desteğini aktardığını belirtti.

Rutte, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ankara’dan gelen ölü ve yaralı haberleri endişe vericidir. NATO, müttefikimiz Türkiye’nin yanındadır. Terörizmin her türlüsünü şiddetle kınıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Ankara Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada da terör saldırısının şiddetle kınandığı belirtilerek “Müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız” ifadesine yer verildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, TUSAŞ’a yönelik saldırıyı kınadı. Anadolu Ajansı’na açıklama yapan BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, saldırıya ilişkin detaylı bilgi edinmeye devam ettiklerini belirtti. “Genel Sekreter sivillere yönelik bu saldırıyı kınıyor” ifadesini kullanan Haq, Guterres’in hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara şifa dilediğini aktardı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Kazan’daki BRICS Zirvesi kapsamında Cumhrubaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme öncesinde taziyelerini iletti. Putin, “Ankara’daki terör saldırısını kınıyorum. Türkiye’ye başsağlığı diliyorum” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TUSAŞ’a yönelik saldırıya ilişkin sosyal medyadan yaptığı açıklamada “Hiçbir hain ve hasmane hesap tutmayacak, hiçbir kanlı ve kalleş proje milli birlik ve kardeşliğimizin karşısında tutunamayacaktır. Kiralık katilleri sahaya sürenler, terörizmi karanlık bir aparat olarak kullananlar sonuç alamayacakları gibi mücadele azmimizi de asla kıramayacaklardır” dedi.

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, TUSAŞ’a yönelik saldırıyı kınayarak “Ülkemizin birliğini, güvenliğini ve geleceğini tehdit eden Türkiye düşmanı teröristlere karşı son ana kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kere daha ifade ediyorum” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: “Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde TUSAŞ önünde meydana gelen hain terör saldırısında maalesef şehit ve yaralılarımızın olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Şehitlerimize Allah’tan rahmet; yaralılarımıza acil şifalar diler, saldırıyı şiddetle kınarım.”

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha: “Daha dün ziyaret etme onuruna layık olduğum dost Türkiye’de, bugün böyle bir trajedi yaşanmasından dolayı derin üzüntü duyuyorum. Terörizmin hiçbir mazereti olamaz. Türk dostlarımıza dayanışma duygularımı ifade ediyor, hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyorum.”

İsveç Dışişleri Bakanı Maria M. Stenergard: “Türkiye’den endişe verici haberler geliyor. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve Ankara ile temas halindeyiz.”

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı: “Ankara’daki TUSAŞ tesislerine yönelik saldırı, tüm terör saldırıları gibi, kesin bir dille kınanmalıdır. Şiddetin demokrasilerde yeri yoktur. Yunan Hükümeti hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyelerini sunar ve yaralılara acil şifalar diler.”

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı: “Kardeş Türkiye’de bir TUSAŞ tesisinde işlenen terör eylemini şiddetle kınıyoruz! Bu hain terör eylemi sonucunda  şehitlerimize rahmet, yaralılara şifa diliyoruz! Azerbaycan her zaman kardeş Türkiye’nin yanında!”

Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg: “Ankara’nın kuzeyinden dehşet verici görüntüler bize ulaşıyor. Bu korkunç terörden etkilenen herkesin acısını derinden paylaşıyorum.”

Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont: “TUSAŞ tesislerine yönelik düzenlenen terör saldırısını kınıyorum. Türk yetkilileriyle dayanışmamızı ifade eder, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine taziyelerimizi sunarız.”

İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği: “Büyükelçi Giorgio Marrapodi, TUSAŞ tesislerine yönelik terör saldırısında hayatını kaybedenlere en derin taziyelerini ve bu terör saldırısından etkilenen aileler ve Türk makamlarıyla tam bir dayanışma içinde olduğunu ifade eder.”

Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği: “Kahramankazan’da TUSAŞ’a düzenlenen dehşet verici terör saldırısından derin bir üzüntü duyduk. Birleşik Krallık, müttefiki Türkiye ile dayanışma içindedir ve terörün her çeşidini kınamaktadır.  Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz.”

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor: “TUSAŞ tesislerinde meydana gelen terör saldırısının ardından tüm dayanışma duygularım Türk halkı ve yetkilileriyle. Ölenlerin ve yaralananların ailelerine başsağlığı diliyoruz. Yeniden atanan Türkiye Raportörü olarak ilk açıklamamın bu olmasından dolayı çok üzgünüm.”

TUSAŞ nedir?

Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ), 28 Haziran 1973 tarihinde Türkiye’nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulmuştur.

Türk Hava Kuvvetleri’nin savaş uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak F-16 uçaklarının kullanılması kararı ile birlikte; F-16 uçağının üretimi, uçak üzerindeki sistemlerin entegrasyonu ve uçuş testlerini yaparak Hava Kuvvetlerimize teslim etmek üzere TUSAŞ tarafından 1984 yılında TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAİ), Türk-ABD ortak yatırım şirketi olarak 25 yıllığına kurulmuştur.

25 yıllık süreç tamamlanmadan, 2005 yılında TAI’nin yabancı hisseleri Türk hissedarlar tarafından satın alınarak şirket yeniden yapılandırılmıştır. Bu kapsamda TAI ve TUSAŞ birleşerek, TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. çatısı altında faaliyetlerini genişletmiş, havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin geliştirilmesi, modernizasyonu, üretimi, sistem entegrasyonu ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye’nin teknoloji merkezi konumuna gelmiştir.

Havacılık ve uzay sanayisinde küresel ilk yüz oyuncu arasında yer alan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, proje konularına bağlı olarak;

Havacılık Yapısalları Grubu
Uçak Grubu,
Helikopter Grubu,
İnsansız Hava Aracı (İHA) Sistemleri Grubu,
Uzay Sistemleri Grubu,
Milli Muharip Uçak Grubu
Mühendislik Grubu

olmak üzere altı stratejik iş merkezi bünyesinde örgütlenmiştir. Ayrıca, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından tasarlanan/üretilen tüm ürünlerle ilgili olarak entegre lojistik destek hizmeti sağlanmaktadır.

Paylaşın

Mansur Yavaş “CHP’den Ayrılacak” İddialarına Açıklık Getirdi

“CHP’den ayrılacak” iddialarına ilişkin açıklama yapan Mansur Yavaş, “Bu asılsız iddiaların aynı şahıslar tarafından kulis bilgisi adı altında sürekli gündeme getirilmesinde artık kötü niyet arıyorum. Kirli siyasete alet olmayacağım” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, hakkında çıkan iddialarla ilgili Habertürk’e konuştu. Mansur Yavaş şu ifadeleri kullandı:

“Son dönemde kulis bilgisi adı altında sürekli mesnetsiz haber, köşe yazısı ve yorumlara konu olduğumuzu görüyorum. ‘Yavaş partisinden ayrılacak. Başka partiden aday olacak. Farklı siyasi partilerle görüşüyor’ şeklinde birçok asılsız iddianın konusu oluyorum.

Fakat, gerçeklerin oralarda yazanlar ve anlatılanlarla yakından uzaktan bir ilgisi yok. Adaylık konusu başta olmak üzere şu an tartışılan tüm konular zamanı geldiğinde oturulur konuşulur. Ancak; bu asılsız iddiaların aynı şahıslar tarafından kulis bilgisi adı altında sürekli gündeme getirilmesinde artık kötü niyet arıyorum. Kirli siyasete alet olmayacağım.”

Paylaşın

SGK Borcu Tartışmaları: Mansur Yavaş’tan İktidara Sert Tepki

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamasına tepki göstererek, “Sayın Bakan, müflis tüccar gibisiniz! Eski defterleri karıştırıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz, suçu başka yerlere atıyorsunuz” dedi ve ekledi:

“Unutmayın ki bu sorun sadece CHP’li belediye başkanlarının değil, ülkedeki tüm belediyelerin sorunudur… 31 Mart’ta iktidarın aldığı ağır yenilgi ortadaki anket sonuçları ve ekonomide önleyemedikleri kötüye gidiş nedeniyle özellikle gündem değiştirerek belediyeleri hedef göstermeye başladılar. Özellikle sadece CHP’li belediyeleri… Sadece borçları olan ilk 5 belediyeyi açıklamışlar. Neden ilk 20, neden ilk 50 ya da tamamı değil.”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borcu ile ilgili tartışmalar hakkında basın toplantısı düzenledi. Birgün’ün aktardığına göre; Mansur Yavaş, açıklamasında, “Son günlerde yapılan bu açıklamalardaki amacın tamamen halkın umudu haline gelen CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak ve suni gündem olduğunu düşünüyorum” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamasına tepki gösteren Yavaş, “Sayın Bakan, müflis tüccar gibisiniz! Eski defterleri karıştırıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz, suçu başka yerlere atıyorsunuz. Unutmayın ki bu sorun sadece CHP’li belediye başkanlarının değil, ülkedeki tüm belediyelerin sorunudur” ifadelerini kullandı.

Mansur Yavaş, şöyle devam etti: “31 Mart’ta iktidarın aldığı ağır yenilgi ortadaki anket sonuçları ve ekonomide önleyemedikleri kötüye gidiş nedeniyle özellikle gündem değiştirerek belediyeleri hedef göstermeye başladılar. Özellikle sadece CHP’li belediyeleri… Sadece borçları olan ilk 5 belediyeyi açıklamışlar. Neden ilk 20, neden ilk 50 ya da tamamı değil.”

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin SGK borçlarına ilişkin bilgi veren Mansur Yavaş, şunları kaydetti: “2019’da 16 milyon 900 bin lira belediyemizin sigorta borcu vardı. Şu anda 0… EGO’nun 5 milyon 180 bin vardı, şu anda 0… ASKİ’nin 3 milyon 500 bin vardı, şu anda borcumuz yok. Şirketlerin biz devraldığımızda 81 milyon dolar borcu vardı. Şu andaki borcumuz 174 milyon dolar. 5 milyar 571 milyon lira… Sanki biz hiç para ödemedik gibi ifade ediyorlar. 2019 ile 2024 arasında bu ödediğimiz bedellerin dışında 4 milyar 333 bin 892 lira SGK prim ödemesi de Ankara Büyükşehir tarafından yapılmıştır.”

“Belediyeleri sayarken “en borçlu belediyeler CHP’nin” diyerek yalan söylüyorlar” diyen Yavaş, şunları ifade etti: “Keçiören Belediyesi bir şirketi 2 bin 850 çalışanı var. Sigortalı başına düşen 450 milyon lira. Bizim 16 şirket, 30 bin çalışan var. Şirketlerin 7’sinin dışarı iş yapan şirketlerimizin hiçbir yere borcu yok. Sigortalı başına düşen 190 bin lira. Mamak Belediyesi 2 şirketi var, 296 milyon lira borcu var. Gölbaşı Belediyesi 272 milyon lira borcu var, 1 şirketi var. Kahramankazan’ın 1 şirketi var, 241 milyon lira SGK’ya prim borcu var. Şimdi bunları CHP’li belediyeler sınıfı içine koyuyorlar ve algı operasyonu yapıyorlar.”

İktidara yönelik ‘Ülkeyi yönetemiyorlar’ tepkisini gösteren Yavaş, “Durup durup ‘Eski dönemde SGK’yı batırdınız’ dediler değil mi? SGK’yı yerin dibine gömmüşsünüz!” diye konuştu. Vedat Işıkhan’ın açıklamalarına yanıt veren Yavaş, “Emeklileri soktuğunuz darboğazın sorumlusu CHP’li belediyeler değil, bizzat sizsiniz sayın Bakan!” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

İktidar, muhalefetin yönettiği belediyelerin çalışmasını engellemek için düğmeye basmıştı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef aldığı açıklamasında, “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesin. Hazine ve Maliye Bakanlığımız belediyelerin borçlarının kaynağında tahsiline başlayacak. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok” ifadelerini kullanmıştı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, belediyelere borç bildirimleri gönderildiğini duyurmuştu.

Paylaşın

Özgür Özel, Emekli Mitingi’nde Konuştu: Hakkınızı Söke Söke Alacağım

Büyük Emekli Mitingi’nde konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Bu meydan Türkiye’nin en kalabalık, en büyük, Türkiye’nin en büyük korosu, emekliler korosu. Dinleyin bakın, dünyanın en acıklı şarkısını nasıl söylüyorlar. Emekliler elini kaldırsın” dedi ve keldi:

“Bakın, bakın, bakın. Kaç para maaş alıyorsunuz? 10 bin lirayı duyuyor musunuz? İşte dünyanın en büyük korosunun söylediği en acıklı şarkıdır bu. Biz defalarca dile getirdik, anlattık ve dedik ki emeklinin sorununu çözmezseniz bundan sonra meydanlar bizimdir, sokaklar bizimdir.

Türkiye’nin dört bir yanından, yedi bölgesinden 81 ilinden gelen emekliler burada mısınız? Bu sesi ya duyacaklar ya da söz verdiğim gibi durmayacağım, susmayacağım ve sizin sesinizi mutlaka bütün Türkiye’ye duyuracağım, hakkınızı söke söke alacağım. Emeklinin ekonomisi normalleşmeden Türkiye normalleşemez.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Tandoğan Meydanı’nda, Türkiye’nin 81 ilinden gelen emeklilerin ve emekçilerin katıldığı Büyük Emekli Mitingi düzenledi. Mitinge, DİSK Emekli-Sen, Tüm Emeklilerin Sendikası, Bağımsız Emekliler Sendikası, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ve birçok sivil toplum kuruluşunun üyeleri de katıldı. Emekli sendikalarının temsilcileri kürsüye gelerek emeklilerin sorunlarını aktardı.

Mitingde konuşan Özgür Özel, AK Parti’nin 2024’ü “Emekli Yılı” ilan ettiğini hatırlattı. Ardından da en düşük emekli maaşının 10 bin lira olduğuna dikkat çekti. AK Parti iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınırken, bugün en düşük emekli maaşıyla 2,5 çeyrek altın alınabildiğini belirten Özel, şunları söyledi:

“Çalışanlar, eskiden emekli olduklarında emekli ikramiyesiyle ev alabiliyorlardı. Sonra ev alamayınca bu arabaya düştü. Şimdi yılların emeği bir motosiklet parası. Almanya’dan emekli Hans, Manavgat’a tatil yapmaya geliyor ama Manavgatlı Hasan amca, Manavgat’ta markete gitmeye korkuyor. Borcu var, önünden geçmeye korkuyor, utanıyor, çekiniyor. Hollanda’dan Ursula, emekli olmuş, Trabzon’a geliyor. Maçka’ya, Sümela Manastırı’na gidiyor, geziyor. Trabzonlu Ulviye teyze, pazara çıkamıyor. Sümeyye kardeşim, alışverişini yapıp, borcunu hesabını veremeyeceği için filesinin üçte birini gittiği marketin kasasında bırakıyor.”

Özel, Kredi ve Yurtlar Kurumuna (KYK) ait yurtların yaz aylarında emeklilere kullanıma açılacak olmasına da değinerek, “Alay ediyorlar. Emekli ‘açım’ diyor. Bunlar ‘yurda git tatil yap’ diyor. Emekli sokağa çıkamıyor. Emekliler yurtta kalma derdinde değil, kendi kirasını ödeme, karnını doyurma derdinde.” dedi.

Her türlü ekonomik krizde, her türlü kemer sıkmada herkesin aklına emekliler, emekçiler, yoksullar ve garibanların geldiğini dile getiren Özel, “Güya IMF ile çalışmıyorlar. IMF olsa ’emekliye zam verme’ diyecek, vermiyorlar. ‘Öğretmeni atama’ diyecek, atamıyorlar. ‘Astsubayı duyma’ diyecek, duymuyorlar. ‘Yoksullara kemer sıktır’ diyecek, kemeri yoksula sıktırıyorlar. Başımızda bir Gulyabani var. Gulyabani IMF değil ama IMF’nin hayaleti aramızda dolaşıyor. Beni dinle Mehmet Şimşek, bu Gulyabani’ni al saraya götür, artık emeklinin yakasından insin, birazcık da zenginlerden alsın, zenginlerden istesin.” diye konuştu.

Türkiye’de toplanan 100 liralık verginin 64 lirasının herkesin eşit şekilde ödediği dolaylı vergilerden oluştuğunu ifade eden Özel, şunları söyledi: “Yani öğrencinin elektrik faturasında da fabrikatörün, yalı sahibinin elektrik faturasında da aynı vergi var. Alışveriş yaptığında emekli de aynı vergiyi veriyor, multimilyoner de. 100 liradan geriye kalan 25 lira, ücretlerden alınıyor.

Yani emekçilerin, memurların, maaşlarından kesiliyor. Ne yaptı? 89. Peki 100 liranın sadece 11 lirası zenginlerin, yandaş müteahhitlerin büyük ihaleleri kapanların, dünyanın dört bir yanına ihracat yapanların kazandığı toplam paradan. 100 liranın 90’ını zenginden, 10’unu bizden toplayacaklarına, 100 liranın 90’ını bizden 10’unu zenginden topluyorlar. İşte kaynak arayana kaynak buradadır. Vergide adalet en temel talebimizdir. Vergide adalet getireceğiz.”

“Bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çıkarılmalı”

Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve siyasi partilerin genel başkanlarına, emeklilerin şartlarını iyileştirecek CHP’nin önerisi olan 15 maddeyi hayata geçirme çağrısında buldu.

Bu maddelerinden ilkinin, “en düşük emekli aylığının, hiçbir dönem asgari ücretten az olamayacağı” şeklinde bir yasal düzenlemenin yapılması olduğunu bildiren Özel, diğer maddeleri şöyle sıraladı: “Prim güncelleme kat sayısı, aylık bağlama oranı ve aylıkların alt sınırını hakkaniyetli ölçüde arttıralım. İntibak yasası çıkararak, 2000 öncesi, 2000-2008 arası, 2008 sonrası ayrımlarını ortadan kaldıralım.

Emeklilerimize ciddi yük oluşturan ilaç katılım paylarını, fiyat farklarını, muayene ücretlerini mutlaka artık ortadan kaldıralım. Emeklinin ortez ve protez bedelleri ödenmeli. Emeklilere sendikal örgütlenme hakkı tanınmalı, emekli sendikalarına yıldırma amaçlı kapatma davaları derhal geri çekilmelidir. Emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çıkarılmalı.

Emekliler için ‘Emekli Kart’ çıkarılmalı, elektrik, doğal gaz, su faturalarında yüzde 25 ila 40 arasında indirim yapılmalı. Emeklilikte kademe bekleyenlerin, staj ve çıraklık mağdurlarının, emekli askerlerin sorunları çözülmeli. Çalışmak zorunda kalan emeklilerden SGK Destek Primi kesilme uygulaması bitirilmeli. 65 yaş üstü ulaşım sorunu şoförün değil, devletin cebinden çözülmeli. Emeklilerin kredi ve kredi kartı borçları, bir sefere mahsus bütün faizleri silinerek 5 yıla bölünmeli, bu kamburdan emekliler kurtarılmalı.”

Özel, “Buradan ilk seçim vaadimizi açıklıyorum; CHP iktidarında, ilk 100 gün içinde yasal düzenlemeler derhal tamamlanıp, en düşük emekli maaşı önce asgari ücrete, iki yıl sonra da 1,5 asgari ücrete çıkarılacaktır. Söz veriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

TBB’de Yönetim Değişiyor: Ekrem İmamoğlu’mu Mansur Yavaş Mı?

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) yönetimini İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın da istediği konuşuluyor.

Parti yöneticileri, “Bu durum bir kriz konusu olur mu” sorusuna ise “Hayır olmaz, aralarında bir çözüm bulur, anlaşmaya varırlar” yanıtını veriyor.

31 Mart yerel seçimlerinin ardından Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) yönetimi de değişecek. Bütçesi belediyelerden kesilen paylardan oluşan ama kaynakların “partizanca kullanımı” nedeniyle eleştirilen birliğin yerel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından yönetimi yenilenecek.

Önümüzdeki 1-2 ay içinde yapılması beklenen birlik seçiminde CHP’li belediyelerin başkanı belirleyecek çoğunlukta olduğu kaydediliyor. Kulislere göre daha önce eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın da başkanlığını yaptığı Türkiye Belediyeler Birliği yönetimini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da istediği konuşuluyor.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Parti yöneticileri, “Bu durum bir kriz konusu olur mu” sorusuna ise “Hayır olmaz, aralarında bir çözüm bulur, anlaşmaya varırlar” yanıtını veriyor.

Bütçesinin yarısından fazlası CHP’li belediyelerden kesilmesine karşın kaynaklarının tamamına yakınının yıllarca Cumhur İttifakı belediyelerine aktarıldığını söyleyen parti yöneticileri, “Türkiye Belediyeler Birliği de değişecek. Çoğunluk belki muhalefette olacak ama tüm partilerin güçleri ölçüsünde, adil şekilde temsil edildiği, kaynakların hakkaniyetli bir şekilde dağıtıldığı bir yapıya dönüşecek” diyor.

Erdoğan – Özel görüşmesi

Öte yandan Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmeydi. Tarihi, içeriği ve yeri günlerce konuşulan görüşme AK Parti Genel Merkezi’nde yapıldı, toplam 95 dakika sürdü.

CHP Genel Başkanı Özel, görüşmenin Çankaya Köşkü ya da AK Parti Genel Merkezi’nde yapılmasından memnuniyet duyacaklarını ancak randevu Cumhurbaşkanlığı’nda verilirse de reddetmeyeceklerini söylemişti. Görüşme yeri olarak AK Parti Genel Merkezi’nin belirlenmesi CHP’nin bu ricası üzerine bir “jest” olarak nitelendirildi. Ancak Meclis’in muhalefet kulisinde farklı değerlendirmeler de vardı.

Erdoğan-Özel zirvesinin yerinin Erdoğan’ın Bahçeli ziyaretinden sonra netleştiğine dikkat çekenler, “Erdoğan Sayın Bahçeli’yi Beştepe’de, Cumhurbaşkanlığında kabul ediyor. Bahçeli hiç AK Parti Genel Merkezi’ne gitmedi. İki lider bir anlamda ‘devlet katında’ görüşme gerçekleştiriyor. Özel’le görüşmenin Cumhurbaşkanlığında değil AK Parti’de yapılmasını ‘Özel’e değil Bahçeli’ye jest’ olarak da yorumlamak mümkün” değerlendirmesini yapıyor.

Paylaşın

1 Mayıs: Emekçiler, Meydanları Doldurdu

Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Van ve Batman olmak üzere birçok ilde on binlerce kişi emeğin sesini yükseltmek için “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olan 1 Mayıs’ta meydanları doldurdu.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) öncülüğünde bir araya gelen işçi ve emekçiler, Taksim Meydanı’na yürümek üzere Saraçhane Parkı’nda toplandı.

İstanbul Valiliği kararıyla yasaklanan Taksim Meydanı’na çıkan tüm yollar polis tarafından kapatılırken, bazı güzergahlarda ise TOMA araçları bekletildi.

İstanbul’da Taksim’e Saraçhane yönünden çıkmaya çalışan gruplarla polis karşı karşıya geldi. Bozdoğan Su Kemeri girişine gelen kortej burada yolun iki yönü boyunca kurulan polis barikatına takıldı. Korteje önce biber gazıyla ardından da plastik mermi ile müdahale edildi.

Geriye çekilen kortej tekrar barikatlara doğru hareket etti. Polis ise gelen kitleyi ablukaya almak için çember kurdu. Ardından polis de önceki pozisyona geri çekildi. Korteje ikinci kez gazla müdahale edilmesinin ardından polis, ‘toplantınız kanunsuz, derhal dağılın’ yönünde anonsu yaptı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Dişhekimleri Birliği’nden (TDB) oluşan 1 Mayıs Tertip Komitesi Saraçhane’deki 1 Mayıs eylemini sonlandırdığını duyurdu.

Ankara

Ankara’da sendikalar, dernekler, odalar, siyasi partiler, gençlik örgütleri ve baro üyeleri ile yurttaşlar; 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla Ulus’taki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde toplanarak, yağmur altında, kutlamanın yapılacağı Tandoğan (Anadolu) Meydanı’na yürüyüşe geçti.

Yürüyüş esnasında kitle sık sık, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Yaşasın 1 Mayıs”, “Kuruluş yok tek başına ya hep beraber hiç birimiz” sloganları atılırken, 1 Mayıs yürüyüşünün ana temasını ekonomik kriz oluşturdu.

Yürüyüş sonrası Tandoğan Meydanı’nda başlayan 1 Mayıs kutlamasına CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi, Suat Özçağdaş ile Grup Başkanvekili Murat Emir, milletvekilleri Cumhur Uzun, Deniz Demir, Talat Dinçer ve Mustafa Adıgüzel, DEM Parti milletvekilleri Sebahat Erdoğan Sarıtaş, Zeki İrmez, Ferit Şenyasar, Mithat Sancar, Yılmaz Hun ve Zeynep Oduncu da katıldı.

Emek ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşuyla başlayan kutlamalar, Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiirinin okunmasıyla devam etti.

Açılış konuşmalarının ardından DİSK, KESK, TTB, TMMOB tarafından hazırlanan ortak 1 Mayıs açıklaması Kürtçe, Türkçe ve Arapça okundu. Açıklamanın Türkçesini, DİSK İç Anadolu Temsilcisi Birgül Kaya okudu. Ortak basın metninde işçi ve emekçilerin talepleri 10 maddede sıralandı. Bu maddeler şöyle:

“Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler artırılmalı, en düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmelidir.
Tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar tüm vergilerden muaf tutulmalıdır.
Anayasal hakkımız olan örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
Kamu varlıklarının özelleştirilmesinden vaz geçilmeli, eğitim, ulaşım, sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri devlet eliyle ücretsiz verilmelidir.

Sendikalı olma, grev gibi hak arama yolları açık olmadır.
Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz son bulmalı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ortadan kaldırılmalıdır.
Çocuk işçiliğine karşı ve çocuk istismarının ortadan kaldırılması için koruyucu tedbirler ivedilikle alınmalıdır.
İstanbul Sözleşmesi, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesi derhal uygulanmalıdır.
Gazze’de sivillere yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz! Direnen Filistin halkının yanındayız!
Emperyalizme karşı barışı, faşizme karşı halkların kardeşliğini savunarak, Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz.”

İzmir

İzmir’de siyasi partiler, belediye başkanları ile temsilcileri, sendikalar, meslek örgütleri Basmane, Liman, Konak, Kültürpark ve Cumhuriyet Meydanı yönünden Gündoğdu Meydanı’na kortejler halinde yürüyüş ile Gündoğdu Meydana’na geldi.

Pankartlar dövizler hazırlayan emekçiler sık sık “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Hak hukuk adalet”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Yaşasın 1 Mayıs alanlardayız”, “Direne direne kazanacağız”, “Taksim’de düşene dövüşene bin selam” sloganları attı.

Mitingde tertip komitesinin hazırladığı ortak metin TÜRK-İş 3’üncü Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak tarafından okundu. Haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı itirazlarını haykırdıklarını belirten Çakmak, “Ekmeğimizin her gün ama her gün küçüldüğü; gelirde, vergide ve ülkede adaletsizliği arttığı, hak ve özgürlüklerimizin alabildiğine kısıtlandığı bu süreçte, itirazlarımızı Cumhuriyetin ikinci yüzyılında buradan yani 1 Mayıs meydanlarından başlatıyoruz” dedi.

Ücretli çalışanların geçim ve yaşam şartlarının her geçen gün zorlaştığını vurgulayan Çakmakçı, daha yılın ilk aylarında vergi oranlarının yükseldiğini, asgari ücret artışlarının enflasyon karşısında etkisini yitirdiğini söyledi. Çakmakçı, kadın işsizliği, güvencesiz, kayıt dışı çalışma ortamlarında taciz, şiddet ve mobbingin her geçen gün arttığına dikkati çekti.

Sermaye düzeninin yarattığı ağır tahribata ses çıkarılmaması için baskı rejimlerin desteklendiğini dile getiren Çakmakçı, şunları belirtti: “Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa, sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Emperyalistlerin yürüttüğü savaşlar sonucu yerinden yurdundan edilen mültecilerle büyük bir insanlık krizi yaşanıyor. Gözümüzün önünde Çocuklar ölüyor, öldürülüyor, insanlar, doğa katlediliyor. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin işler hale gelmesi için eşitlik, demokrasi ve adalet için inatla, ısrarla ve kararlılıkla mücadeleyi sürdüreceğiz.”

Çakmakçı, daha sonra taleplerini şöyle sıraladı:

Emeğin sömürülmediği,
Sendikal hak ve özgürlüklerin engellenmediği,
Grev hakkının yasaklanmadığı,
Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu,
KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği,
Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halkımıza ve emekçilere kesilmediği,

Emperyalist güçlerin yarattığı savaşların hiç olmadığı,
Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, barış ve kardeşliğin hakim olduğu
Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,
Çocuk istismarının ve çocuk işçiliğinin olmadığı,
Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak sayılmadığı,
Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve ülke için mücadeleye devam edeceğiz.”

Miting, konuşmaların ardından grup Moğollar’ın konseriyle sona erdi.

Van

KESK, DİSK, Van Barosu, Van-Hakkari Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası ile Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) öncülüğünde “Emek bizim söz bizim” şiarıyla düzenlenen 1 Mayıs Van Bölge Mitingi yürüyüş korteji ile başladı.

Binlerce emekçi sabah saatlerinde Günpaş AVM önünde bir araya geldi. “Biji Yeke Gulane/ Yaşasın 1 Mayıs” sloganları atan emekçiler, ardından mitingin yapılacağı Musa Anter Parkı’na doğru yola çıktı. Sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı kortejin en önünde ise Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) yer aldı. “Susturamayacaksınız” pankartı ile yürüyen özgür basın emekçileri, “Özgür basın susturulamaz” sloganı attı.

Mitingde KESK EŞ Genel Başkanı Ahmet Karagöz, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şedal, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğullları birer konuşma yaptı.

DİSK Genel İş Van Şube Başkanı Ömer Tekin yaptı. Tekin, şunları söyledi: “On yıla yakındır irademiz gasp edildi. Bu süre içerisinde binlerce arkadaşımız işten atıldı. Sendikalara sahip çıkan halka teşekkür ederim. 1 Mayıs, işçilerin, emekçilerin, yoksulların bir araya geldiği emek ve demokrasi taleplerini haykırdığı mücadele günüdür. Emek sömürüsüne ‘hayır’ deme günüdür. Yılmayacağımızı haykırıyoruz. İnsanca yaşam koşulları için taleplerimizi ısrarla haykırmaya devam edeceğiz. Daha iyi bir gelecek umuduna sarılacağız. Karanlığa karşı üzerimize düşeni yapacağız. Demokrasi ve emekten yana bir yönetime ihtiyacımız bar. 31 Mart bunun için bir fırsattı. Sendikal hak ve özgürlükler, demokrasi için mücadelemize devam edeceğiz.”

Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Neslihan Şedal, “Özgür ve demokratik toplumlar emekle örüldü. Emeğimiz üzerine kirli politikalar yürütülüyor. En kutsak değer emekçilerin ve gençlerin emeğidir. Emek mücadelesini sürdüreceğiz. Kirli politikalarla birçok emekçi arkadaşımız işinden edildi. KHK’liler ve emek mücadelesi verenler kalacak, siz gideceksiniz. Kadınlar ve gençlerin emeğini gasp etmek istiyorlar ama 31 Mart’ta da gösterdik, emeğimize sahip çıkacağız, şehrimize sahip çıkacağız. Bu alanı emeğin direnişi alanına çevirelim ve direnişimizi emekle süsleyelim. Yaşasın 1 Mayıs” diye konuştu.

İstanbul’da Taksim Meydanı’na yürümek isteyen emekçilerin engellendiğini vurgulayan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, şunları söyledi: “Taksim’e yürüyen, adalet ve barış diyen emekçilere etten bir duvar örüldü. Yoldaşlarımıza biber gazı ile saldırılıyor ve gözaltına alınıyor. Bunu Van’dan protesto ediyoruz” dedi. Karagöz’ün konuşması sırasında sık sık ‘Her yer Taksim her yer direniş’ sloganları atıldı.

Karagöz “İradesine sahip çıkan Van halkını saygı ve sevgiyle selamlıyorum. İşçiler, emekçiler, gençler, kadınlar, Aleviler, Kürtler, hepiniz hoş geldiniz. Ankara Gar Meydanı’nda katledilen , Suruç’ta, Diyarbakır’da katledilen barış güvercinlerini saygıyla anıyorum. Musa Anter, Uğur Mumcu, Deniz Poyraz’ı aramızdan aldılar. Berkin Elvan’ı, yeşil gözlü Veyselimizi, Ceylan Önkol’u katlettiler. Sürgünde hayatını kaybeden Ahmet Kaya, Yılmaz Güney ve Nazım Hikmet’i anıyorum” dedi.

Barış ve adalet vurgusu yapan Karagöz, şöyle devam etti: ‘En güzel şiirimiz barıştır. Savaşa karşı barışı , ölüme karşı yaşamı savunmak için buradan mesaj verelim. Barış Annelerine, Cumartesi Annelerine buradan selam olsun. KHK’lılar bizim onurumuzdur. Görevlerine iade edilene kadar yanlarında olacağız. Bir selam da Demirtaş’a, Yüksekdağ’a, Can Atalay’a, Osman Kavala’ya olsun. Halkın iradesini yok sayanlara yazıklar olsun diyoruz.

Kendi yarattığı kriz, emekçilere işçilere ödetiliyor. Bütün faturalar bizlere kesiliyor. Ülkenin kaynakları yandaşlara peşkeş çekiliyor. Emekçilere tasarruf tedbirleri uygulanıyor. 31 Mart’ta emekçiler ‘yeter’ dedi. Vanlılar iki defa ‘yeter’ dedi. Siz Van halkını kutluyorum. Bizi kapıkulu askeri olarak görenlere, yoksulluğu dayatanlara yazıklar olsun.

Örgütleneceğiz , büyüyeceğiz. Çocukların eğitimden mahrum bırakılmadığı, anadilde eğitim gördüğü bir Türkiye istiyoruz. Düşüncenin suç olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Eşitlikçi özgürlükçü bir gelecek için bugün buradayız. ‘Jin, jiyan, azadi’ demek için bugün buradayız. Kürt sorunun çözümü için buradayız. Cezaevlerindeki antidemokratik uygulamalara karşı buradayız. Umudu, mücadeleyi, dayanışmayı büyütmek için buradayız. Yaşasın 1 Mayıs, Bijî 1 Gulan.”

İstanbul’da emekçilerin Taksim Meydanı’nda kutlama yapmasının engellenmesini eleştiren DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da “Serhat’tan, Van’dan Taksim’e selam gönderiyoruz. Alın teri ile mücadele eden insanlarla el ele vereceğiz, zulümlerini yeneceğiz. Emekçiler kimseye boyun eğmedi. 31 Mart’ta Türkiye ve Kürdistan’daki emekçiler bir mesaj verdi. İktidar için Kürtler, demokratlar düşman görüldüğü gibi emekçiler de öyle görülüyor.

Çare var. Çare; Kürt ve Türk halkının ittifakıdır, emekçilerin ittifakıdır. El ele vereceğiz haklarımızı alacağız, özgürlüğümüzü güçlendireceğiz. 31 Mart’ta Van halkı nasıl bu zulüm karşısında durduysa Türkiye’deki emekçiler bir araya geldiğinde bu zulüm yıkılacak. Birlik ve ittifakımızı yükselteceğiz. İktidarlar ve devletler sermayeye, çetelere destek veriyor, emekçilere düşman. Bir olursak bu talanı yeneceğiz” dedi.

Özgürlük ve barış vurgusu yapan Bayındır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürdistan’da talan, derin bir düşmanlık var. Türkiye’de de var. Dünyada da böyle. Kürdistan doğası talan ediliyor, 3-5 sermayedara peşkeş çekiliyor. Bizim alın terinizden çaldılar. Bu zalimler karşısında köylü, emekçi, kadın, genç el ele vereceğiz, bu zulme son vereceğiz. AKP-MHP ittifakı, Ankara Meydanı’nda hakkı için bir araya gelen insanlara saldırdı ve 102 insan hayatını kaybetti.

Bu iktidar en büyük düşmanlığı işçi ve emekçilere yapıyor ama bu bizim kaderimiz değil. Ölümü, açlığı kabul etmiyoruz. Kalkacağız, emeğimiz ve hakkımız için. Kürt meselesi demokratik yollarla çözülmediği sürece talan ve kriz sürecek. Bu yüzden emekçiler ‘hayır’ diyor. Kürt sorununun çözümünü istiyorlar, tecridi kabul etmiyorlar. Bu ülkeye özgürlük gelsin istiyorlar. Kürt sorunu çözülmezse savaş politikaları sürecek. Bu kirli bir savaş. Emekçi ve işçiler olarak özgürlük ve barış için bir araya geleceğiz.”

Van’da düzenlenen 1 Mayıs bölge mitinginde son konuşmayı DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları yaptı. İstanbul’da Taksim Meydanı’na yürümek isteyenlere polisin gaz ve biber gazıyla engel olmasını hatırlatan Hatimoğulları şöyle konuştu:

“Haklarımız, işimiz, aşımız, ekmeğimiz ve barış için buradayız. Meydanlarda direnenlere selam olsun. Soma’da İliç’te iş kazalarında kaybettiğimiz işçi kardeşlerimize selam olsun. AKP başta Kürt halkına, halkalara, inançlara, işçilere, kadınlara hesap verecek. Bugün Taksim’de gazla müdahale etmişler. Van’dan Taksim’e direnişin köprüsünü kurmak için alkışlarla destek olalım. Türkiye’de 50 milyona yakın insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. AKP, işçi ve emekçilere açlığı reva gördü. Grev hakkına göz diktiler” dedi.

31 Mart yerel seçimlerinde değinen Hatimoğulları, “Muhalefetin üzerindeki ölü toprağı bu seçimlerde biraz daha kalktı. Muhalefetin örgütleneceği, alana çıkacağı fırsatın kapısı açıldı. Özellikle Kürdistan’daa açlıktan dolayı gençlerin göç yolunu tuttuğunu biliyoruz. Mevsimlik işçilerin, kadınların çektiği acıları, emeklerinin nasıl sömürüldüğünü iyi biliyoruz. Ülkenin varlıkları beşli çeteye peşkeş çekildi. Herşeyi özelleştirdiler. Muhalif emekçileri ihraç ettiler. KHK’lıların direngen duruşlarını selamlıyoruz” diye konuştu.

İktidarın savaş politikalarını eleştiren Hatimoğulları, “Ekmeğimizin küçülmesinin en büyük nedenlerinden biri devam eden savaş politikalarıdır. Kürt sorununun demokratik çözümü konusundaki taleplerimize silah ve tankla cevap verdi bu iktidar. Soğan pahalı diyen bir kadına, ‘merminin fiyatını biliyor musun?’ dedi cumhurbaşkanı. Biz mermi fiyatını bilmek istemiyoruz çünkü savaş istemiyoruz.

Kürt sorunu barışçıl yöntemlerle çözülürse devasa bütçeler işçiye, emekçiye kalır ve ekmeğimiz büyür. Türk ve Kürt işçileri birbirinden ayrılıyorlar. Oysa bütün halkların emeği eşit bir şekilde küçülüyor. İşçilerin, emekçilerin arasındaki dayanışmayı ortadan kaldıran bu iktidara karşı dayanışmayı daha da büyütmek lazım. Birlikte aç kalıyorsak birlikte mücade etmemiz lazım. Barış diyoruz. Bir kez daha haykırıyoruz. Yaşasın işçilerin birliği, direnişi” dedi.

Batman

Bölge illerden Batman mitingine katılan emek örgütleri ve siyasi parti temsilciler Turgut Özal Bulvarı’nda bir araya geldi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Döne Gevher ve Petrol İş Batman Şube Başkanı Veysel Kartal’ın konuşmacı olarak yer aldığı miting için bir araya gelen binlerce kişi sloganlarla yürüyüşe geçti.

8 Mart Kadın Parkı’nda gerçekleşen mitinge Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Devrim Demir’in yanı sıra pek çok DEM Partili belediye başkanı da katıldı.

DEM Parti Milletvekilleri Halide Türkoğlu ve Beritan Güneş, Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük ve Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir, Batman’da 1 Mayıs kutlamalarına katıldı. DEM Partili kadınlar, ‘jin, jiyan, azadi’ (kadın, yaşam, özgürlük’ yazılı mor pankartla yürüdü.

Katılımcıların selamlanmasından sonra demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından tertip komitesi sahneye çıkarak emekçileri selamladı.

Tertip komitesi adına konuşan Petrol İş Şube başkanı Veysel Kartal, insanca yaşamak ve sömürüye karşı ses çıkarmak amacıyla bir araya geldiklerini vurguladı. Kartal, “Bugün emekli ücretine ve asgari ücrete gelen zamlar erimiştir. İşçiler ve kamu emekçileri için bıçak kemiğe dayanmıştır. Derhal yoksulluğa itilen işçileri koruyacak önlemler alınmalıdır. Ancak tam aksi yapılmakta ve ‘kemer sıkma politikası uygulayın’ denmektedir. Tüm emekçilere gittikçe güvencesiz koşullar dayatılıyor. Hiç olmadığı kadar beyin göçü yaşanıyor. İşçi ölümleri ile adeta katliamlar yaşanıyor. Hal böyleyken cebimize göz dikilmektedir. Bizler bodro mahkumu olmayı reddediyoruz. Vergiler az alandan az, çok alandan çok şekilde derhal düzenlenmelidir. Bizleri karanlıktan çıkaracak olan 1 Mayıs meydanlarında ortaya çıkan iradedir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç sayılmadığı, aydınlık bir ülke için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kapitalizme ve yoksulluğa karşı direneceğiz” diye konuştu.

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun ise miting için kente emekçilerin Batman girişinde bekletilmesini eleştirdi. Koyun, şunları söyledi: “Tüm engellemelere rağmen Kürdistan’da bir araya gelen tüm emekçilere selamlarımı iletiyorum. Taksim’e selam olsun. Meydanları da alanları da özgürleştiren emekçilere selam olsun. Her sabah yoksulluğun artığı bir güne uyanıyoruz. Çalışma çağında olan her dört kişiden biri işsiz. Her üç çalışandan biri kayıtsız çalıştırılıyor. Çocuklarımızın geleceği ÇEDES projeleri ile karartılıyor.

Kürdistan’da tarımı bitiren güvenlikçi politikalar nedeniyle çiftçiler yine yollarda. Göçmenler asgari ücretin altında kölelik koşullarında çalıştırılıyor. Bir gecede KHK’larla işimizden ediliyoruz. İşimizi, aşımızı, emeğimizi elimizden almaya çalışıyorlar. Her gün ortalama beş canımız iş cinayetleri ile aramızdan ayrılıyor. En temel insan haklarımız bile ayaklar altına alınıyor. Hasta tutsaklar olmak üzere siyasi tutsaklar tahliye edilmiyor.

Cezaevleri yine direniş alanına dönüyor. Umut yine biziz. Yeter ki hep birlikte mücadeleye olan inancımızı daha da yükselterek barışın, demokrasinin hakim olduğu bir ülke için omuz omuza verelim. Umudunuzu kaybetmeyin, mücadeleyle kalın. Bijî tekoşîna kedkaran (yaşasın emekçilerin direnişi)” dedi.

DEM Parti Batman İl Eşbaşkanı Mustafa Mesut Tekik, iktidarın savaş politikalarını eleştirdi. Tekik, “Bazı sendikalar, yoksulluk ve açlık varsa ve Kürdistan’da hat safhadaysa bunu talanla gerekçelendiriyorlar. Evet bir nedeni elbette ki ülkeyi yönetenlerin talan ve gaspıdır ancak bunların en büyük sebebi ise 40 yıldır topraklarımızda yürütülen hegemonik ve militarist politikalardır. Demokrasinin rafa kaldırıldığı, tüm kaynakların savaşa harcandığı bir süreçte, tüm bu uğursuz politikaların karşısında direniyoruz, mücadele ediyoruz.

Bizler DEM Parti olarak sesimizi ülkeyi yönetenlere duyurmak istiyoruz. Savaş tamtamlarının çalınacağı bir sürecin arifesindeyiz. Bunu barışsevenler olarak asla istemiyoruz ve mücadelemizi bu uğursuz politikalar karşısında sürdüreceğiz. Türkiye’de mücadele eden emekçilere sesleniyorum. Yoksulluğu, açlığı zikrederken, bu savaş gerçekliğini unutmayın. Kaynakların nereye harcandığın vurgusunu yapın, Türkiye halklarını aydınlatın” dedi.

Batman’daki 1 Mayıs bölge mitinginde son konuşmayı DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar yaptı. Uçar, “1 Mayıs ahlaki politik toplumu yaşatmanın, özgür ve onurlu bir yaşamın adıdır. Bu ülkede yaşayan bütün işçiler, kadınlar, gençler karşılaştıkları baskıya karşı geri adım atmadılar. Bugün, bütün kolluk güçleri savaş varmış gibi İstanbul’a konumlandı. Karşısında işçiler, bu ülkeyi var edenler vardı. İşçilerin ve emekçilerin en büyük mücadelesi eşitlik talebidir. Bütün engellemelere rağmen Kurdistan’ın bütün illerinden işçiler, emekçiler, gençler ve onurlu yaşam isteyenler buraya geldi. Her birimiz kendi emeğimizle buralara geldi” dedi.

Ekonomik kriz ve yoksulluğa değinen Uçar, “Bu ülkede 3.5 milyon çocuk yatağa aç giriyor. Bunun sebebi kimdir? AKP-MHP iktidarıdır. Bu ülkedeki çözümsüzlük, AKP’nin tercihidir. 22 yıllık AKP iktidarında 33 bin işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kiralık işçilik, mevsimlik işçilik diye işçinin emeğini sömüren iş alanları yarattılar. Türkiye çalışma süresinin en uzun olduğu bir ülke ve dünya sıralamasında ikinci. Peki bu işçiler ne kadar maaş alıyor? 17 bin 2 TL. Bu ülkenin emekçilerine, işçilerine hiçbir faydası olmayan sarayın, bir dakikalık gideri 17 bin 83 TL. Kendilerinin bir dakikalık giderlerini bu halka bir aylık gider olarak veriyorlar. Türkiye’de işçilerin sadece alın teri dökülmüyor, kanı dökülüyor. Güvencesiz koşullarda çalıştıkları için işçiler yaşamını yitiriyor” diye konuştu.

İktidarın savaş politikalarını eleştiren Uçar, “Ülke kaynakları savaşa aktarılıyor. Bu savaş işçilerin, emekçilerin savaşı değil. Ancak iktidar işçilerin, emekçilerin emeğini savaşla heba ediyor. Bugün yaşanan ekonomik kriz, insanların baş başa bırakıldığı açlık; savaş politikalarından ve bu iktidarın Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünden ayrı değildir. Kürt gerçekliği bu coğrafyanın en eski ve en değerli gerçekliğidir. Savaşarak değiştiremediniz, inkar ederek değiştiremediniz, bundan sonra da değiştiremezsiniz” diye konuştu.

İktidarın Kürt sorununu çözümsüzlüğe ittiğini vurgulayan Uçar, “15 gün boyunca Büyük Özgürlük Yürüyüşü düzenledik. Kürdistan’da kent kent, mahalle mahalle, sokak sokak ziyaret yaptık. Halkımızla demokratik çözüm imkanlarını konuştuk. Milyonlarca insan, Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununda irade olduğunu haykırdı. Demokratik çözüm noktasında Sayın Öcalan’ın ne kadar önemli bir rol üstlendiğini biliyorlar.

Ama çözümü değil, savaşı tercih ediyorlar. Mücadelemiz bir olursa, bu ülkeyi emeğin ve özgürlüğün ülkesi yapabiliriz. Savaş politikalarıyla ayakta durmaya çalışan, Kürt sorunun çözmeyen bu iktidara, ve kayyımlara 31 Mart’ta Kürdistan halkı seçimde çok güçlü bir cevap verdi. Bu mesaj hem muhalefete hem de iktidara. Önümüzdeki tek yol var. Bundan sonra tek ses olmalı ve ortak mücadele yürütmeliyiz” dedi.

Uçar’ın konuşmasından sonra Azad müzik grubun sahne almasıyla Batman’daki kutlamalar sona erdi.

Gaziantep

Gaziantep DİSK, KESK, TÜRK İŞ, TMMOB ve Türk Tabipler Birliği, CHP, DEM Parti, EMEK Partisi, Türkiye İşçi Partisi, BİRTEK-SEN, SOL Parti’nin yer aldığı kutlamaya binlerce işçi katıldı. Kutlama, Eğitim Sen Öğretmen Grubu’nun müzik dinletisiyle ve halaylarla son buldu.

İşçiler adına konuşma yapan Başpınar Halı dokuma işçisi Mikail Kılıçalp şunları söyledi: “Bu kentin patronları, zenginleri çocuklarına daha reşit olmadan milyonluk lüks arabalar alırken, başka ülkelere tatillere gönderirken, biz çocuklarına oyuncak bir araba bile alamayan, oyun çağındaki, okul çağındaki çocuklarını işe gönderen Başpınar işçileriyiz.

Çünkü fabrikalarda sömürdükleri emeğimiz, alınterimiz bu kentin patronlarına yetmiyor. Çünkü çocuklarımızı okutacak, insanca yaşamaya yetecek bir ücret veremeyecek kadar çok paraya ihtiyaçları var. Çünkü doymak bilmiyorlar! Emeğimizi, etimizi, kanımızı, ömrümüzü yedikçe semiriyor, semirdikçe daha çok sömürmek istiyorlar. İşte bu yüzden, bizim emeğimiz, etimiz, kemiğimiz yetmediği için, çocuklarımızı da atölyelerde, adı okul olan MESEM’lerde etiyle kemiğiyle çocuk işçi olarak patronların hizmetine sunuyoruz.

Biz Başpınar işçileriyiz! Bu Marka şehrin, ihracat rekorları kıran bu şehrin bütün zenginliklerini üreten, taşında, toprağında emeği, alınteri ve kanı olan ama o zenginlikten payına sadece sefalet düşen işçileriz. Biz Başpınar işçileriyiz! Bizi bu şehrin lüks merkezlerinde, mekânlarında göremezsiniz bizi.”

EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ise şöyle konuştu: “Bu 1 Mayıs özellikle Şimşek Programı ile işçi ve emekçilere savaş açan iktidara karşı işçilerin, emekçilerin mücadele programını ortaya koyduğu bir 1 Mayıs oluyor. Enflasyon altında ezilen, işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalan, ağır çalışma koşullarıyla çok zorlu bir çalışma hayatının içinde, ekmek parası kazanmaya çalışan işçiler bugün 1 Mayıs alanında Şimşek Programı’nı kabul etmeyeceklerini ortaya koydular.

Elbette ki iş, ekmek ve özgürlüğün yanı sıra aynı zamanda Ortadoğu’daki savaşa karşı da burda sloganlar yükseldi. Antep’teyiz, Başpınar işçileri onlara sefalet ücreti dayatan patronlara 1 Mayıs alanında şu mesajı verdiler: ‘Biz buradayız, birlikteyiz, güçlüyüz.’ Önümüzdeki dönem bu birliği güçlendirmek için yan yana olmaya devam edeceğiz.”

Manisa

Manisa Emek, Barış ve Demokrasi Platformu, tarafından düzenlenen 1 Mayıs mitingi için yurttaşlar, Yunusemre ilçesi Sultan Cami önünde toplanarak Manisa Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca “Yeni bir başlangıç için emek için gelecek bizim”, “8 Mart’tan 1 Mayıs’a kadınların isyanıyla geliyoruz” pankartları taşınırken sık sık “Savaşa hayır barış hemen şimdi” ve “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.

Yüzlerce yurttaşın katılımıyla Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan mitingde Tertip Komitesi adına Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Ramazan konuştu. Ramazan, “Savaş ve çatışmalarla, nükleer santrallerle, siyanürle, toprağa saldığı zehirli gazlarla, atıklarla doğamızı mahvediyor. Ülkemizde İşsiz sayısı 10 milyona dayandı. Çalışma çağında olan her dört kişiden biri, kadınlarda ise her üç kadından biri işsiz. Bu bozuk düzen, bizim düzenimiz değil. Bu düzene artık yeter diyoruz. Bizler; emeğin sömürülmediği, herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin olduğu ve eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu bir ülke istiyoruz” diye konuştu.

Muğla

Muğla 1 Mayıs Tertip Komitesi, tarafından kentte yapılan miting için yurttaşlar Muğla Akyol Pazar Yeri’nde toplanılarak, Sosyo Kültürel Alan’a yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte “Yaşam: toprak, hava, su ve güneşle. İnsanca yaşam: Örgütlü mücadeleyle” ve “Özgür ve eşit bir yaşam kuracağız” pankartları taşınırken, sık sık “Yaşasın 1 Mayıs, Bijî Yek Gulan”, “Taksim’e bin selam mücadeleye devam” ve “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları atıldı ve cezaevlerindeki siyasi tutsaklara selam yollandı.

Mitingde komite adına KESK Dönem Sözcüsü Abidin Çelik ve Genel İş işyeri temsilcisi Feriştah Kaşıkçı Atasever konuşma yaptı. Okunan metinde, “Şimdi meydanlarda olmanın, korku imparatorluğuna teslim olmayan milyonlar olduğumuzu, emeğimizin hakkını alacağımız günleri ellerimizle kuracağımızı, bugünden yarına yaşamı örgütlemenin kararlılığını haykırmanın zamanı. Yaşam alanlarını yok etmesine karşı doğanın, insanın, hayvanların ve tüm canlıların yaşam haklarını Kaz Dağları’ndan Akbelen’e, Akkuyu’dan Deştin’e, Cerattepe’den Kızılcabük’e Munzur’dan Köyceğiz’e savunuyoruz. Biz işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, tüm sömürülenler, yoksullaşanlar ve ezilenler olarak bu düzeni değiştirme 86 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var” ifadeleri yer aldı.

Dersim

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu ve sendikaların öncülüğünde 1 Mayıs İşçi Bayramı Seyit Rıza Meydanı’nda kutlandı. Sabahın erken saatlerinden itibaren işçi, emekçi ve sendikacılardan oluşan yurttaşlar bayraklar ve flamalarla toplanma noktası olan Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Kutlamalara Dersim Eş Başkanları Birsen Orhan ile Cevdet Konak, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve ilçe yöneticileri katıldı. Alkış ve zılgıtlarla yürüyen kitle sık sık “Her yer direniş, her yer Taksim”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Jin Jiyan Azadi” sloganları attı. Yürüyüş, 1Mayıs’ın kutlanacağı Seyit Rıza Meydanı’nda son buldu.

Seyit Rıza Meydanı’nda program özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşu ile başladı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, “Savaş ve çatışmalarla, nükleer santrallerle, siyanürlü maden aramalarıyla atmosfere, toprağa saldığı zehirli gazlarla, atıklarla doğamızı mahvediyorlar. Her krizin faturası bizlere kesiliyor. Her sabah yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyona dayandı. Çalışma çağında olan her dört kişiden biri işsiz. Her üç kadından biri işsizdir. Her 3 çalışandan biri kayıt dışı çalıştırılıyor” dedi.

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan EMEK Partisi Dersim İl Başkanı Ergin Tekin, Türkiye’nin dünyada işçi haklarında en kötü olan 10 ülkeden biri olduğunu hatırlattı. Kamu bütçelerinin eğitim ve sağlığa değil de, savaşa gittiğini vurgulayan Tekin, “Kapitalistler ve hükümetleri ücret artışını, sözde enflasyonu azdırır gerekçesiyle kabul etmiyor, kamu harcamalarını kısıp eğitim ve sağlığa giderek daha az bütçe ayırıyor. Ama iş silahlanmaya gelince kesenin ağzını açıyor. Silahlanmada sınır tanımıyor, savaş bütçelerini artırıyorlar. Bloklaşan emperyalistler arasındaki rekabet şiddetleniyor ve hegemonya çatışmaları silahla sürüyor. Üreticileri olan tekelleri zenginleştiren füze, tank ve uçaklar bizim vergilerimizle üretiliyor. Ukrayna savaşında olduğu gibi, savaş enerji ve tahıl fiyatlarını uçuruyor. Milyonlarca emekçi savaş, açlık ve yoksulluk nedeniyle göç yollarına düşüyor” şeklinde konuştu.

Bölgede yaşanan çatışmalar için tekrardan askeri üslerin kullanılmasının gündemde olduğunu söyleyen Tekin, şunları söyledi: “Kürt meselesinin çözümüne dair hiçbir adım atılmıyor. Halkların bir arada eşit bir şekilde yaşamasının önüne engeller konmaya ve inkârcı politikalar devam ettiriliyor. Başta işçi sınıfımız olmak üzere, her milliyetten halklarımız Kürt sorununun çözümü için mücadeleyi büyütmelidir. Yoksulluğun, açlığın, işsizliğin, göçün ve savaşın en çok yaşandığı bir ilde yaşıyoruz ve bütün bu saldırılara karşı başta Dêrsim olmak üzere, tüm ülkede ve dünyada barış, eşitlik, özgürlük, ekmek ve adalet mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz. Zamlara hayır demek, savaşa karşı barışı savunmak, kıdem tazminatımıza dokundurmamak, insanca yaşamak ve çalışmak için her günümüzü 1 Mayıs’a çevirme zamanıdır.”

Ardından söz alan Dersim Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamak için direnenlerin selamladı. Orhan, umudu yeniden yeşertmek için meydanlarda toplandıklarını iktidarında bundan koktuğunu söyleyerek, “Savaşa, sömürüye ve talana karşı yaşasın 1 Mayıs” dedi.

Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak ise, şunları söyledi: “4 Mayıs 1937 Dersim Soykırımı’nın fermanının yazıldığı bir gündür. 40 bin insanımızın katledildiği, toprağa düşenlerimizin soykırıma uğradığı bir gündür. Mücadelemizde yaşayacakları anıların karşısında saygıyla eğiliyoruz. 1 Mayıs demokratik bir anayasanın, demokratik bir Türkiye’nin tüm halkların özgürce onurlu bir barış içerisinde yaşayacağı bir yaşama vesile olsun” dedi.

Konuşmaların ardından 1 Mayıs İşçi Bayramı, çekilen halaylarla kutlandı.

Paylaşın

İYİ Parti’de İstifa Furyası Devam Ediyor!

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de istifalar devam ediyor. Son olarak İYİ Parti Ankara İl Başkanı Akif Sarper Önder, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Akif Sarper Önder, istifa açıklamasında “Derdiyle dertlenip, neşesiyle gülümsediğim, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında ve sonrası sonsuz yüzyıllarında ülkemizin olmazsa olmazı olan İYİ partimizin 27 Nisan’da yapılacak olan, olağanüstü genel kurulunun ülkemize, milletimize, Türk siyasetine ve partimize hayırlı olmasına diliyorum” ifadelerini kullandı.

27 Nisan’da olağanüstü kurultay yapmaya hazırlanan İYİ Parti’de Ankara İl Başkanı Akif Sarper Önder, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla görevinden istifa ettiğini açıkladı. Önder, paylaşımında şunları kaydetti:

“Derdiyle dertlenip, neşesiyle gülümsediğim, Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında ve sonrası sonsuz yüzyıllarında ülkemizin olmazsa olmazı olan İYİ partimizin 27 Nisan’da yapılacak olan, olağanüstü genel kurulunun ülkemize, milletimize, Türk siyasetine ve partimize hayırlı olmasına diliyorum.

Bu vesileyle; 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel yönetimler seçimlerinin gerçekleşmesine az bir zaman kala kurucu Genel Başkanım Meral Akşener Hanımefendinin onurlarıyla atandığım ve görev süresince Ankara’mızın en ücra köşesindeki üyemizin dahi partimize olan mensubiyet şuurunu artırmak, il teşkilatımızı kurumsal bir yapıya dönüştürmek ve seçimlerde de başarılı olmak adına yönetim kurulu ve divan üyesi arkadaşlarımla birlikte büyük bir gayretle yürütmüş olduğum Ankara İl Başkanlığı görevimi bugün itibariyle sonlandırdığımı tüm kamuoyuna duyururum.”

Paylaşın

Mansur Yavaş: Seçimin Kaybedeni Turgut Altınok’tur

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ABB Başkanı Mansur Yavaş, seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, seçim sonuçlarına ilişkin açıklamada bulundu. Mansur Yavaş, konuşmasında şunları söyledi:

“Başta genel başkanımız Özgür Özel olmak üzere önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve tüm teşkilatlarımıza teşekkür ediyorum. Bizim tüm seçimlerde bizim asıl kahramanlarımız sizlersiniz. Başkentimizin adil yönetim anlayışı için birçok fedakarlıkta bulunan gönüllerimiz, kadınlara, gençlerimize, emeklilerimize, esnafımıza, muhtarlarımıza, sivil toplum kuruluşlarına, kanaat önderlerine kısacası Ankara halkının tamamına yürekten teşekkür ediyorum.

Bana güç veren biricik aileme ve çocuklarıma da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Bize atılan iftiralara karşı aldığımız her solukta, attığımız her adımda güçlerini yanımızda hissettiğimiz herkese teşekkür ediyorum.

“Kimseyi ayırmadan hizmete devam edeceğiz”

2019 seçimlerinde kazandığımızda kullandığımız cümleleri tekrarlıyorum; karşımızda düşman yok. Hepimiz bu milletin onurlu ferdiyiz. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama artık seçim bitti. Rozetimizi çıkaracağız kimseyi ayırmadan hizmete devam edeceğiz.

Bu kent Ankara bize bundan 100 yıl önce farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da Anadolu’nun çeşitli yerlerinde vatan uğrunda bir araya gelip kurtuluş destanı yazanlarının emanetidir. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının emanetidir.

Bu kent bize Türk milletinin tunçtan yüreğini, bükülmez bileğini, vatan sevgisini tüm dünyaya gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ve ülkemizin başkenti olması sebebiyle gelmiş geçmiş tüm şehitlerimizin emanetidir.

Ankara’nın helal oylarıyla tüm Türkiye’de Mansur Yavaş belediyeciliği tescillenmiştir. Bu seçimin kaybedeni rakibimiz için çalışan hemşerilerimiz de değildir. Onların çaba, emeklerine sonuna kadar saygı duyuyoruz. Onlara da yürekten teşekkür ediyoruz. Bu seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur. Geçen seçimde de aynı şeyleri yapmışlardı. Hiç dersini almayanlar, tertemiz vatandaşa iftira atanlar, Ankara halkının yüce iradesi karşısında bir kez daha kaybetmişler, kaybetmeye devam edeceklerdir.

“Bu kenti şeffaf, katılımcı, hesap verebilir anlayışla yöneteceğiz”

Tüm Türkiye’ye sesleniyorum, Ankara’da seçimi beton kaybetti, yeşil kazandı. Ankara’da seçimi şatafat ve haksız servet kaybetti, emek ve alın teri kazandı. Ankara’da seçimi rantçılar kaybetti, sosyal belediyecilik kazandı. Ankara’da seçimi imar baronları kaybetti, 6 milyon Ankaralı kazandı. Ankara’da seçimi eser belediyeciliği adı altında ne olduğu belirsiz beton kulelerine milyarca lira harcayanlar kaybetti.

Seçimi işte burada olduğu gibi Türk bayrağı altında buluşan gönüllülerin, yani milletin doğrudan kendisini oluşturduğu ittifak kazandı. Herkes bilmelidir ki, bizim belediyecilik anlayışımız hiç kimseye değil sadece Ankara halkına meftun, Ankara halkına kölelik yapmayı kabullenecek bir belediyecilik anlayışıdır. Bu kenti şeffaf, katılımcı, hesap verebilir anlayışla yöneteceğiz. Sizden aldığımız paranın hesabını kuruşu kuruşuna vereceğiz.”

Paylaşın

Erdoğan, Mansur Yavaş’ı Hedef Aldı: 5 Yılda Ne Yaptı?

Ankara’da halka seslenen Erdoğan, ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı hedef alarak, “Mevcut Ankara Belediye Başkanı 5 yılda ne yaptı? Yollarımızın hali ortada; çöp, çukur, çamur. Bundan başkasını yapamaz. İstanbul’da da öyle. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. 31 Mart çok önemli. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz?” dedi ve ekledi:

“Ankara’yı taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silip başkent yapmış olabiliriz. Ama Ankara’yı aynı vizyonsuzlara teslim etmek zorunda değiliz. Ankara her şeyin en güzeline, en modernine layıktır. Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek amacındayız. Ankara buraya gelen, herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalı. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hepimizin gurur duyacağı bir Ankara’nın peşindeyiz. Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta…”

Erdoğan, CHP’yi ise “para sayma görüntüleri” ve yaptığı ittifak tercihleri üzerinden eleştirdi. CHP’nin yerel seçimlerde de “adını koyamadıkları kirli bir pazarlığa giriştiğini” savunan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:

“Kapağını kaldırdıkça yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı. Bundan seçmenin haberi yok… Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımızla CHP’ye oy veren vatandaşlarımız bu kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor… Bir de ortaya deste deste dolarla, eurolar çıktı. Mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’de hiçbir Allah’ın kulu izahını yapamadı. Son derece makul soruları cevaplamak yerine suçu AK Parti’ye yüklemeye çalıştılar.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Ankara’da düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: “Moskova’da gerçekleştirilen terör saldırısı dolayısıyla Rusya’ya taziyelerimizi iletiyoruz. Bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Faili kim olursa olsun terör kabul edilemez. Terörün kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülke olarak Rus halkının acısını paylaşıyoruz. Teröre karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ankara’da katılım 200 bin. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı’na verdikleri destek için teşekkür ediyorum. Milletvekilliğinde yüzde 47, Cumhurbaşkanlığı’nda yüzde 49’luk oy oranları ile milli irade bayrağını burçlara bir kez daha diktiniz. 31 Mart’ta Ankara’yla aramızdaki muhabbetin derinliğine uygun bir sonuçla bunu telafi edeceğiz.

Ankara’nın başkent oluşu tesadüf değildir. Ankara, bir bozkır kasabasıydı diyerek bu şehri küçümseyenler, onun geçmişinden habersizler. Ankara ahilerinin mücadelesi bile bu şehri tarihte seçkin bir yere taşımaya yeter. Ankara mazlumların ümidi olmaya devam edecektir.

Biz de bu dünya şehrine layık olmaya çalışıyoruz. Bu şehir devletin gücü sıfatıyla sahip olduğu kamu gücünden ibaret değil. Ülkemizin parlayan yıldızı… Bugün burada sadece Ankara’ya, sadece ülkemize değil, tüm dünyaya mesaj veriyorsunuz. Burayı kim yaptı? Murat Kurum kardeşimiz burayı yaptı. Murat Kurum şimdi İstanbul’da. İstanbul’u kazanmak Murat kardeşimize yakışır. Keçiören’de de Turgut Altınok kardeşimiz damgasını vurdu.

Bir asır önce düşman Ankara’nın kapısına kadar dayanmıştı. O zor günlerde ortaya konan güçlü iradenin yankıları devam ediyor. Aynı irade 15 Temmuz gecesi darbecileri sokaklara çıktığına pişman eden ruhun adıdır. Bu ruh hem Milli Mücadele’yi kazandı hem Cumhuriyet’i kurdu hem atılımlarımıza ilham oldu.

Ülkenin her karışını ördüğümüz yatırımlarımızın hazırlıklarını Ankara’da yaptık. Hazırladığımız 2023 hedeflerimizi Ankara ile fiiliyata geçirdik. Aynı hissiyatı, heyecanı, azmi görüyorum. Ankara Türkiye Yüzyılı’nın inşasına hazır. Türkiye Yüzyılı ile ülkemizi dünyanın devler ligine yükseltme mücadelemizde bizimle yol yürüyeceğinize inanıyorum.

Ankara’yı bilmek, anlamak, sevmek önemli. Ankara’yı tüm vasıflarına uygun eser ve hizmetlerle donatmaktır. Mevcut Ankara Belediye Başkanı 5 yılda ne yaptı? Yollarımızın hali ortada; çöp, çukur, çamur. Bundan başkasını yapamaz. İstanbul’da da öyle. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. 31 Mart çok önemli. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz?

Ankara’yı taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silip başkent yapmış olabiliriz. Ama Ankara’yı aynı vizyonsuzlara teslim etmek zorunda değiliz. Ankara her şeyin en güzeline, en modernine layıktır. Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek amacındayız. Ankara buraya gelen, herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalı. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hepimizin gurur duyacağı bir Ankara’nın peşindeyiz. Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta…

Demokrasi ve kalkınma yolculuğu uzun ve meşakkatlidir. Türkiye pek çok kesintiler yaşamıştır. Kayıpların telafisi son 21 yılda mümkün olmuştur. Ülkemizi büyütmek ve güçlendirmek, hak ve özgürlükleri genişletmek için attığımız her adımda nice engellemelerle karşılaştık. Bunların bir kısmını bertaraf ettik, bir kısmının üstünden beden ödeyerek geldik.

“CHP’nin tutumu endişe verici”

Emperyalistlerin sergilediği oyunlara içeriden destek veren figüranlar da çıktı. Gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var. CHP’nin takındığı tutum ülkemiz adına endişe verici. Tek parti döneminde işlediği günahları bir kenara koyuyorum. Son 21 yılda bu parti bir dönem vesayetin sözcülüğünü yürüttü. FETÖ ihanet çetesinin taşeronluğunu üstlendi. PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının savunuculuğuna soyundu. ABD’nin, Avrupa’nın sesi oldu.

Geçtiğimiz mayıs ayındaki seçimlerde kurulan tuhaf ittifakı hatırlıyor musunuz? Ne oldu? Hepsi dağıldı mı? Bu altılı masadan parlamentoya giren var mı? Benim milletim istemezse hiçbir şey olmaz. Bay bay Kemal ne oldu? Bunların hepsinin akıbeti aynı olacak.

CHP gizli saklı işbirliği yapmıştı. Bu seçimde de adını koyamadıkları kirli bir pazarlığa giriştiler. Kapağını kaldırdıkça yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı. Bundan seçmenin haberi yok. Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımızla CHP’ye oy veren vatandaşlarımız bu kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor.

Bir de ortaya deste deste dolarla, eurolar çıktı. Mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’de hiçbir Allah’ın kulu izahını yapamadı. Son derece makul soruları cevaplamak yerine suçu AK Parti’ye yüklemeye çalıştılar. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, pişmanlık, utanmazlık gördü ama böylesiyle ilk defa karşılaşıyoruz.

Genel başkanı darbe çığırtkanlığı yapıyor, bir diğeri terör örgütünü övüyor, ötekisi tembelliğine methiye düzer. Böyle ana muhalefet partisi olur mu? CHP amblemi altında seçime girenler, kendilerini bunların vebalinden kurtarabilir mi? Milletimiz 31 Mart’ta CHP’ye de DEM’e de ortada dolananlara da hak ettiği cevabı verecektir.”

Turgut Altınok vaatlerini anlattı

Büyükşehir adayı Turgut Altınok ise konuşmasında seçilmesi halinde yaşama geçireceği vaatleri anlattı. Ankara’da trafik, ulaşım sorununu çözeceklerini kaydeden Altınok, emeklilerin belediye otobüslerinden sınırsız olarak ücretsiz yararlanacağını söyledi. Yavaş’ın emeklilere bin lira destek sözüne göndermede bulunan Altınok, seçilmesi halinde 15 Nisan’da emeklilere 5 bin lira destek vaat etti.

Halen evi olmayan 20 bin kişiyi “kira öder gibi ev sahibi” yapacaklarını belirten Altınok “Ankara’nın köylerini Avrupa’nın köyleri gibi yapacağız. Uzaya astronot gönderdik, Ankara’da 21. asırda hala suyu kanalizasyonu olmayan köyler var. Ankara buna layık değil” dedi.

Paylaşın

2028’de Cumhurbaşkanı Adayı Olacak Mı? Mansur Yavaş Açıkladı

2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin konuşan ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Şu anda bunu konuşmak mümkün değil ama kendi yorumunu yapmış. Onlar cumhurbaşkanlığı düşündüğü için az hizmet etmiş diyorlar” dedi ve ekledi:

“Benim hiç öyle açıklamam olmadı. Ben altılı masa karar verirse olur demiştim. Seçimlerde cumhurbaşkanlığı yardımcısı sıfatıyla katıldığımız mitinglerde ben sadece 12,5 gün izinli oldum ve o ay maaşımı da almadım.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara adayı Mansur Yavaş, Sözcü TV Özel Röportaj programında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yavaş’ın 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin soruya verdiği yanıt dikkat çekti.

Yavaş, 2028 cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili konuşan ve gelecek seçimlerde İmamoğlu-Yavaş rekabeti mi olacak sorusuna da şöyle yanıt verdi:

“Şu anda bunu konuşmak mümkün değil ama kendi yorumunu yapmış. Onlar cumhurbaşkanlığı düşündüğü için az hizmet etmiş diyorlar. Benim hiç öyle açıklamam olmadı. Ben altılı masa karar verirse olur demiştim. Seçimlerde cumhurbaşkanlığı yardımcısı sıfatıyla katıldığımız mitinglerde ben sadece 12,5 gün izinli oldum ve o ay maaşımı da almadım.”

Ekrem İmamoğlu’na rakip olacak mı?

Yavaş, konuşmasının devamında, “O nedenle rekabet olacak falan diye şimdiden herhalde gönülleri öyle istiyor. Bizim aramızda rekabet falan olmaz. Görevde olduğum sürece Ankara için son dakikaya kadar çalışmamı yapacağım. Tek amacım güzel bir isim bırakmak, Ankara’da” ifadelerini kullandı.

Paylaşın