İstanbul, Ankara Ve İzmir’de “Eylem” Yasağı

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ilgili olarak İstanbul’un ardından Ankara ve İzmir’de de eylem yasağı kararı alındı. Ankara ve İzmir valilikleri, eylem yasağının beş gün süreyle alındığını bildirdi.

Haber Merkezi / İstanbul Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ilgili olarak İstanbul’un ardından Ankara ve İzmir’de de eylem yasağı kararı alındı.

İzmir Valiliği de, 21-25 Mart tarihleri arasından kentte yapılacak her türlü protesto ve toplantının yasaklandığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “İl genelinde 21-25 Mart tarihleri arasında her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklaması yasaklanmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

İzmir’deki yasak kararının kamuoyuna yansımasından kısa bir süre sonra, Ankara’dan da bir yasak haberi geldi. Ankara Valiliği de, kentte 5 gün süreyle eylem yasağı kararı alındığı açıkladı.

Valilikten yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar çerçevesinde yapılan işlemleri protesto amacıyla bazı sosyal medya ve benzeri platformlar üzerinden yapılan provokatif paylaşımlardan ve edinilen diğer bilgilerden halkı provoke etmek suretiyle kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşleri, akabinde şiddet eylemleri yapılacağı istihbar olunmuştur.

Bu kapsamda İlimiz genelinde; huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla önleyici kolluk tedbirleri kapsamında konusu suç teşkil eden eylemlerin önlenmesi ile genel asayişin tesis edilmesi amacıyla (önceden izin verilenler hariç) kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, imza kampanyası ve benzeri türdeki eylem ve etkinlikler ile el ilanı dağıtılması, pankart/afiş asılması 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. ve 19. maddeleri ile 5442 sayılı İller İdaresi Kanunu’nun 11. maddesinin (A) ve (C) fıkraları gereğince 21 Mart 2025 Cuma günü saat 14.00’dan, 25 Mart 2025 Salı günü 23.59’a kadar yasaklanmıştır.

Yukarıda belirtilen emir ve yasaklara uymayanlar hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli adli ve idari işlemler yapılacaktır.”

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından İstanbul Valiliği kentte dört günlük yasak ilan etmişti. Ancak yasak kararına karşın İstanbul’da başlayan eylemler ülke geneline yayıldı. İstanbul’un dışında en büyük eylemler ise Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilmişti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bugün tüm şehirlerde eylem çağrısı yapmıştı.

Paylaşın

Ankara’da 38 Kişi Sahte İçkiden Hayatını Kaybetti

Son yıllarda fiyatların ve vergilerin artmasıyla birlikte sahte içkiden kaynaklanan ölümlerde artış yaşanıyor. Ankara’da sahte içkiden hayatını kaybedenlerin sayısı 33’ten 38’e yükseldi.

Haber Merkezi / Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen resen soruşturma çerçevesinde tutuklu sayısı da 17’den 19’a yükseldi. Soruşturma kapsamında sahte içki tüketenlerle ilgili filyasyon ekibi kuruldu.

Öte yandan sahte içkiyi satan kişinin de Ankara Şehir Hastanesi’nde entübe edildiği öğrenildi. Yoğun bakımdaki kişi sayısının ise 20’den 32’ye yükseldiği kaydedildi.

Son yıllarda fiyatların ve vergilerin artmasıyla Türkiye’de sahte içki tüketiminden kaynaklanan ölümlerde artış yaşanıyor.

Özellikle yılbaşı gibi tüketimin yoğun olduğu dönemlerde yasa dışı yollardan üretilen içki ürünleri piyasaya sürülüyor. Bu ürünler genellikle merdiven altlarında üretiliyor ve ayrıca insan sağlığına ciddi zarar verebilecek metanol gibi maddeler içeriyor.

Uzmanlar, vatandaşları bandrolsüz veya şüpheli içki satın almamaları konusunda uyarıyor. Sahte içkinin kokusu, rengi veya tadı normal içkilerden kolayca ayırt edilemeyebilir. Bu nedenle tüketicilerin yalnızca güvenilir kaynaklardan alkol satın alması gerektiği belirtiliyor.

Sahte içki tüketen kişilerde genellikle 12-24 saat içinde baş ağrısı, mide bulantısı, görme kaybı, bilinç kaybı gibi belirtiler ortaya çıkıyor.

Paylaşın

CHP’de Adaylık Tartışmaları: Mansur Yavaş Ne Yapacak?

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), erken seçim olmaz ise, 2028 yılında yapılacak seçimleri için cumhurbaşkanı adayını erken belirleme kararını doğru bulmadı.

Türkiye’nin gündeminin yoksulluk olduğunu söyleyen ABB Başkanı Mansur Yavaş, “Bizim gündemimiz belli. Bu gündem dışında hiçbir şeyin tartışılmasından yana değilim” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ön seçim kararının alınacağı Parti Meclisi toplantısı öncesi İstanbul ve Ankara belediye başkanları ile bir araya gelecek. Bugün Ankara’da gerçekleşecek buluşmada ön seçim kararı ile ilgili itirazların ele alınıp orta bir yol aranması bekleniyor. Ancak Parti Meclisi, itirazlara karşın ön seçim kararını alırsa Mansur Yavaş’ın bu seçime katılıp katılmayacağı da merak konusu.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Birçok siyasetçi Yavaş’ın sadece CHP üyelerinin katılacağı bir ön seçime girmeyi doğru bulmayacağını belirterek, “Sayın Yavaş seçime girerek değil girmeyerek etkisini göstermek isteyebilir. Sahne dışında kalarak güç toplamaya devam eder. Ön seçimde de tüm üyeler oy kullanamaz. Verilmeyen her oy Mansur Bey’e yazar. Önümüzdeki 3 yıl çok şeye gebe” diyor.

Muhalefette “Altılı Masa” travması

Öte yandan 2023 seçimleri öncesi başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere altı siyasi partinin oluşturduğu Millet İttifakı, kamuoyuna yansıyan isimlendirmeyle ‘Altılı Masa’yı seçim yenilgisinden sonra hiç kimse hatırlamak istemiyor. Hatta muhalefet arasında yeni iş birliği mekanizmaları oluşturulması gerektiği ifade edilince, “Altılı Masa travmasını hatırlatan bir şey olmamalı. Yeni bir yol bulunmalı” deniliyor.

Muhalefette birlik tartışması CHP’nin cumhurbaşkanı adayını erken belirleme kararı ile yeniden alevlendi. CHP içinden bazı isimlerin de yer aldığı muhalefet temsilcileri, şu ifadeleri kullanıyor:

“Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 38 değil yüzde 50’nin üstünde oy alınması gerek. CHP’nin kendi adayını belirleme hakkı var ama bunu istişare etmeden yapıyorsa o aday tüm muhalefetin adayı olmayacaktır. Böyle bir dayatmayı kimse kabul etmez. Biz birinci partiyiz, peşimize takılın bakışı doğru değil. Altılı Masa dağıldı ama birlik-beraberlik ruhu devam etmeli. Belki parlamenter sistemden yana olanlar platformu kurulabilir.”

Paylaşın

Ankara’da 33 İstanbul’da 70 Kişi Sahte İçkiden Yaşamını Yitirdi

Son yıllarda fiyatların ve vergilerin artmasıyla birlikte Türkiye’de sahte içkiden kaynaklanan ölümlerde artış yaşanıyor. Son dönemde Ankara’da 33 İstanbul’da 70 kişi sahte içkiden yaşamını yitirdi.

Haber Merkezi / Ankara Valisi Vasip Şahin, Anafartalar Şehit Kamil Arslan Polis Merkezi Amirliği Açılış Töreni’ninde yaptığı konuşmada sahte alkol kullanımına bağlı 33 kişinin vefat ettiğini ve 20 kişinin hastanelerde yoğun bakımda tedavi altında olduğunu söyledi.

Sahte alkollü içki ile mücadele kapsamındaki çalışmalar sonucu 102 ton etil ve metil alkol ele geçirildiğini belirten Vali Şahin, bunların 62 tonunun Düzce ve Konya’dan elde edildiğini, yaklaşık 40 tonunun da il sınırları içinde ele geçirildiğini kaydetti.

Şahin, hem kaçak alkol üretimi hem de satımı yapan 32 şahsa yönelik işlem yapıldığını belirtirken, bu kişilerden 13’ünün tutuklandığını, 17’sinin ise tutuklama talebiyle sevk edildikleri adli birimlerce adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını söyledi.

Ankara Valiliği’nden 4 Şubat’ta yapılan açıklamada, son günlerde sahte alkole bağlı ölüm olaylarında artış gözlendiği belirtilerek şu ifadeler kullanılmıştı:

“Konuyla ilgili kolluk kuvvetlerimiz ve gıda denetim birimlerimiz yoğun tahkikat ve denetim faaliyetlerini sürdürmekte ve çeşitli miktarlarda sahte alkol üretiminde kullanılan malzemeler ele geçirilmekte olup; sorumlular hakkında gerekli adli ve idari işlemler titizlikle yürütülmektedir.”

İstanbul’da 4 Ocak – 6 Şubat tarihleri arasında sahte içkiden kaynaklı 70 kişi hayatını kaybetti. 150’den fazla kişinin de hastaneye başvurduğu öğrenildi. Sahte ve kaçak içkiyle mücadeleye yönelik çalışmalarla ilgili bilgi veren İstanbul Valisi Davut Gül, şu ifadeleri kullandı:

“Sahte ve kaçak alkolle mücadele kapsamında 190 şahıs yakalandı, 11’i tutuklandı, 86 bin 274 litre sahte-kaçak alkol ele geçirildi. Akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelemizde 371 denetimde 126 bin litre kaçak akaryakıt ele geçirildi. Ele geçirilen tüm bu kaçak ürünlerin piyasaya sürülmesinin engellenmesiyle 259 milyon lira vergi kaybı önlendi.”

Sahte içki ölümleri

Son yıllarda fiyatların ve vergilerin artmasıyla Türkiye’de sahte içki tüketiminden kaynaklanan ölümlerde artış yaşanıyor.

Özellikle yılbaşı gibi tüketimin yoğun olduğu dönemlerde yasa dışı yollardan üretilen içki ürünleri piyasaya sürülüyor. Bu ürünler genellikle merdiven altlarında üretiliyor ve ayrıca insan sağlığına ciddi zarar verebilecek metanol gibi maddeler içeriyor.

Uzmanlar, vatandaşları bandrolsüz veya şüpheli içki satın almamaları konusunda uyarıyor. Sahte içkinin kokusu, rengi veya tadı normal içkilerden kolayca ayırt edilemeyebilir. Bu nedenle tüketicilerin yalnızca güvenilir kaynaklardan alkol satın alması gerektiği belirtiliyor.

Sahte içki tüketen kişilerde genellikle 12-24 saat içinde baş ağrısı, mide bulantısı, görme kaybı, bilinç kaybı gibi belirtiler ortaya çıkıyor.

CHP’den iktidara acil önlem çağrısı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, son zamanlarda sahte içki nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısındaki artışa dikkat çekerek iktidara çağrı yaptı. Bulut, “Ankara’da sahte içki yüzünden 33 kişi hayatını kaybetti, 20 kişi yoğun bakımda. İktidara bir kez daha söylüyoruz: Acil önlem alın” dedi.

Bulut, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, alkol fiyatlarındaki fahiş artışın, vatandaşları sahte içkiye yönlendirdiğine, bunun sonucunda ise ölümlerin yaşandığına dikkat çekti.

Bulut, “Halkın yaşam tarzına müdahaleye varan vergi ve zamlar, astronomik raf fiyatları sahte içkiyi, halk sağlığı sorununa dönüştü. Ankara’da sahte içki yüzünden 33 kişi hayatını kaybetti, 20 kişi yoğun bakımda! İktidara bir kez daha söylüyoruz: Acil önlem alın” ifdelerini kullandı.

Paylaşın

Mansur Yavaş’tan “Yargı” Çıkışı: Adeta İktidarın Sopası

“Asgari Ücretlilere Destek Programı”nda konuşan ABB Başkanı Mansur Yavaş, iktidarın yoksulluk gündemini değiştirmeye çalıştığını belirterek “Son birkaç aydır yargının adeta iktidarın bir sopası gibi hareket ettiğini görüyoruz” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde düzenlenen “Asgari Ücretlilere Destek Programı”nda konuştu.

Mansur Yavaş, toplam sosyal destek miktarının 12 milyar 293 milyon 861 bin liraya denk geldiğini bildirdi. Yavaş, “İnsanlarımızın evinde donmasına izin vermeyeceğiz. Açlıktan ölmesine izin vermeyeceğiz. İktidarın bu beceriksizliğini seyretmeyeceğiz” dedi.

ABB Başkanı Yavaş, “Türkiye’de ilk kez biz başlattık. Baktık ki kentte yaşayan çocuklarımızın birçoğu yeterli protein almadıkları için hastalıklı büyüyor. Gelişme zorluğu çekiyor. Bunu seyretmedik. 30 aydır düzenli olarak et alabilecekleri paraları yüklüyoruz” dedi.

Mansur Yavaş, öte yandan ortalama 180 bin aileye ise bugüne kadar toplam 934 milyon 737 bin 500 TL tutarında doğalgaz yardımı yaptıklarını da anlattı.

İktidarın yoksulluk gündemini değiştirmeye çalıştığını belirten Yavaş, şu ifadeleri kullandı: ”Yargının iktidarın bir sopası gibi hareket ettiğini görüyoruz. Televizyonlarda hep bunlar konuşuyor.

Belki iktidar, kasıtlı olarak bunlar konuşulsun diye yapılıyor. Ya da aday kim tartışması. Bilerek yapıldığını düşünüyorum. İktidar, ekonomi konuşulmasın diye bunların konuşulmasını istiyor. Eğer iktidar değişsin istiyorsanız, yoksul halka sahip çıkmak zorundasınız.”

”Türkiye’deki yoksulluk ortadan kalkmadığı sürece Cumhurbaşkanı olsanız ne yazar?” sorusunu soran Mansur Yavaş, ”Sizi yoksulluğa mahkum edenleri unutmayın. Bu destekleri, iktidarın bizi silkelediği halde yapıyoruz” dedi.

Ardından da Türkiye’yi gerçek gündemine çekmek istediğini belirtti: ”Bugün yoksulun yanında yoksak, yarın yanlarında olmamızın hiçbir anlamı kalmayacak. Bizim gündemimiz belli. Bu gündemin dışında hiçbir konuda konuşmamamız gerekiyor. Siyasi bir soru, halkın en önemli gündeminin önüne geçecek.”

Yavaş, “CHP’nin aday ilan edip tartışmanın önüne geçmek amacı olduğu da söyleniyor. Bu konularla ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna ise “Sonuna kadar emeklilerimizin ve asgari ücretlilerin yanında olacağız” yanıtını verdi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

ABB Başkanı Mansur Yavaş: Aday Belirlemek İçin Çok Erken

ABB Başkanı Mansur Yavaş, CHP’de cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapılacak olan ön seçime ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Her şeyden önce aday belirlemenin çok erken olduğu düşüncesindeyim” dedi ve ekledi:

“Seçim tarihi belli değil. O zamana kadar Türkiye’de şartlar değişir, her şey değişir. Öncelik olarak şu ekonomik sıkıntı varken, adayların birbirinin enerjisini yormaması, toplumun bununla uğraşmaması gerektiği kanaatindeyim. Bütün siyasi partilerin, özellikle muhalefetin hep birlikte bugün yaşanan derin yoksulluğa sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum.”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, “Olası Bir Deprem’e Hazır Mıyız?” etkinliğinin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

BirGün’ün aktardığına göre; İhraç edilen teğmenlere destek veren Mansur Yavaş, “Çok masum bir karar olmadığını düşünüyorum. Oy çokluğuyla çıkması biraz içimizi ısıttı. Çok başarılı insanlar. Bu insanları Türkiye’nin her yerinde değerlendirmek isteyen birçok insan olacak. Biz de bunlardan birisiyiz. Türk milleti sahip çıkacaktır” ifadelerini kullandı.

“Aday belirlemek için çok erken”

CHP’de cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapılacak olan ön seçime nasıl baktığı sorulan Yavaş, “Her şeyden önce aday belirlemenin çok erken olduğu düşüncesindeyim. Seçim tarihi belli değil. O zamana kadar Türkiye’de şartlar değişir, her şey değişir. Öncelik olarak şu ekonomik sıkıntı varken, adayların birbirinin enerjisini yormaması, toplumun bununla uğraşmaması gerektiği kanaatindeyim. Bütün siyasi partilerin, özellikle muhalefetin hep birlikte bugün yaşanan derin yoksulluğa sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt veren Yavaş, “Toplum dayanamaz durumda. Bir an önce seçim yapılması lazım. Kendilerine şunu tavsiye ediyorum; AK Parti’nin milletvekilleri, yöneticileri bir pazara çıksınlar, vatandaşın bir haline baksınlar durumu anlayacaklardır. 2028’e kadar uzatıp ‘çıkmayan candan ümit kesilmez’ anlayışıyla acaba ekonomi düzelir mi diye bakacaklar… Ben 2028’e götüremeyecekleri kanaatindeyim. En erken zamanda olsun, vatandaş bu çileyi çekmekten kurtulsun” diye konuştu.

“Adaylığı erken bulmanız ön seçim olursa aday olmayacağınız anlamına gelir mi?” sorusuna Yavaş, “Öyle bir şey yok. Ben sadece adaylığı erken buluyorum. Gün ola harman ola… O güne kadar kim kalacak, önce bir seçim tarihi belli olsun. Daha geniş konuşuruz” cevabını verdi.

Paylaşın

Yavaş’tan “Su Fiyatı” Eleştirilerine Yanıt: Elektriğe Yüzde 680 Zam Yapanlar…

“Su fiyatı” eleştirilerine yanıt veren ABB Başkanı Mansur Yavaş, “2019-2024 döneminde elektriğe yüzde 680 oranında zam yapılmıştır. Elektriğe, zam yapanlar şimdi bizden suyu indirimli vermemizi istiyor. Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkan Mansur Yavaş, sosyal medya hesabı üzerinden, iktidar kanadından kendisine yöneltilen “su fiyatı” eleştirilerine yanıt verdi. Mansur Yavaş, şu ifadeleri kullandı:

“Görevde bulunduğumuz süre boyunca su fiyatlarını vatandaşlarımızın alım gücüne uygun tutmayı temel öncelik haline getirdik. Bu konuda geçmiş dönemlerin verileri de gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.

Melih Gökçek döneminde suyun metreküp fiyatı 1.7 dolar seviyesindeydi. Mustafa Tuna döneminde ise seçim öncesine kadar bu fiyat 1.5 dolar seviyesinde devam etti. Geçtiğimiz günlerde yapılan düzenlemeyle birlikte, yeni su tarifesi metreküp başına 1 dolar olarak belirlendi. Bu rakam, 2010-2018 yılları arasındaki fiyatların da altında bir seviyedir. Sudan alınan vergi ise zaten hükümete ödenmektedir. Biz bu vergiyi almadığımız gibi, alınan vergiden dolayı suçlanmayı da doğru bulmuyoruz. Bari aldığınız vergiden dolayı bizi suçlamayın.

Ankara’da sosyal yardım alan vatandaşlarımız 10 metreküpe kadar suyu yalnızca 1 TL’den kullanırken; şehit ve gazi aileleri, engelli vatandaşlarımız ve üniversite öğrencilerimiz yüzde 50 indirimli tarife uygulamasından yararlanmaktadır. Ayrıca sosyal yardım kapsamına aldığımız asgari ücretli aileler için de yeni bir indirim çalışması başlatılmıştır.

2010-2018 döneminde, bir asgari ücretli, 10 metreküp su için maaşının ortalama yüzde 4,2’sini harcamak zorundaydı. Ancak 2019-2024 döneminde bu oran yüzde 1,9’a kadar gerilemiştir. Son olarak, yapılan yeni düzenlemelerle birlikte bu oran yüzde 1,64 seviyesine düşmüştür. Bu da asgari ücretli vatandaşlarımız üzerindeki su faturası yükünün yüzde 55-60 oranında azaltıldığı anlamına gelmektedir.

Ancak bu süreçte göz ardı edilmemesi gereken önemli bir gerçek vardır: 2019-2024 döneminde elektriğe yüzde 680 oranında zam yapılmıştır. Elektriğe, zam yapanlar şimdi bizden suyu indirimli vermemizi istiyor. Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?”

Paylaşın

Özel’den “Haciz” Tepkisi: Direneceğiz

CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan’ın “Belediyeleri silkeleyin” talimatıyla CHP’li belediyelere yönelik başlatılan haciz işlemlerine ilişkin, “Zenginlere af üstüne af çıkaranlar, belediyelerimize haciz uygulayarak iş yapamaz hale getirmek istiyorlar. Ama biz tedbirlerimizi aldık ve direneceğiz” dedi.

ABB Başkanı Mansur Yavaş da, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Amaçları borç tahsil etmek mi bağcıyı dövmek mi kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Biz bu kış yine insanları üşütmemeye, protein yardımına devam edeceğiz. 22 yıldır ülkeyi yönetip hala Ankara’da 200 bin aile destek alacak durumdaysa bu herhalde bizim kusurumuz değil” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’la birlikte gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhuriyet’in aktardığına göre; Özel, bir gazetecinin AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü konuşmasında dile getirdiği “Son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise hatırlatıyor ki, Türkiye Türkiye’den daha büyüktür. İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa Türkiye de mukadderatından kaçamaz” şeklindeki sözlerini nasıl değerlendirdiği yönündeki soru üzerine şunları söyledi:

“Trump’ın geçmiş dönemlerde Erdoğan’a ‘Akıllı ol, aptal olma’ diye başlayan, tehditler içeren, sonra istediğini yaptığı süreci hep beraber yaşadık. Bu utanç mektubu bu ülkenin cumhurbaşkanını, onu çok estekleyen, yerlere göklere sığdırılamayanlar tarafından o zamanlar sindirilmişti. Şimdi de Trump’ın bir övgü dizgesi var ama üstten bakıyor, sırt sıvazlıyor. Hem övüyor ama hem de aba altından sopa gösteriyor. İlk mektuptan da utanç duymuştuk, bundan da utanç duyuyoruz.

Erdoğan’ın sessizliği manidar, umarım o da etrafındaki dalkavuklar gibi bu açıklamadan memnuniyet duyacak kadar şuurunu kaybetmemiştir. Bu açıklama gurur duyulacak değil ulusal onurumuzu zedeleyecek ifadeler içeriyor.”

Özgür Özel, CHP’li belediyeleri Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aracılığıyla hedef alan “hesaplara bloke” sürecine ilişkin de, zenginlere sürekli af çıkarıldığını hatırlatıp “Zenginlere af üstüne af çıkaranlar, belediyelerimize haciz uygulayarak iş yapamaz hale getirmek istiyorlar. Ama biz tedbirlerimizi aldık ve direneceğiz” dedi.

Özel şunları söyledi: “Kanun var. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bunu 6 ayda bir açıklaması lazım. Açıklamaya kalktıklarında bizim açımızdan belediyelerimizin isimleri öyle ilk 100’de falan olmaz ama olsa olsa CHP’li, AK Partili, DEM Partili, İYİ Partili, MHP’li belediye isimleri olabilir listenin sonlarına doğru.

Bizim tanıdıklarımız burada var ama AK Parti’nin tanıdıkları listenin başında. O yüzden listeyi açıklamıyorlar. Ne kadar kayırdıkları müteahhit varsa, ne kadar yandaş müteahhit varsa, ne kadar vergi vermeyen, yani o 44 büyük kamu müteahhidinin 37’si 0 lira vergi vermiş. Bugün bu ülkede en yoksul, en gariban insanlar vergi veriyor, en zenginler vermiyor. 40 haramiler vergi vermiyorlar. 40 milyon onlara bakmaya uğraşıyoruz. O yüzden liste açıklansın, 40 haramilerle dolu olacak.

O yüzden gizliyorlar. Şunu bir kez daha ifade edelim: SGK’nın toplam 100 lira alacağı var. Bu alacağın 10 lirası her partiden, bütün belediyelere ait. Türkiye’de 1000’in üzerindeki belediyeye ait, 1300’ün üzerindeki belediyeye ait borç, SGK borcunun yüzde 10’u. Yüzde 90’ı AK Parti’nin çok sevdiği ve semirdiği müteahhitlerine, iş adamlarına, kamu müteahhitlerine ait. Bunları, bu şirketleri açıklamadan belediyelerin üstüne gitmek demek şu demek: ‘Ben hazımsızım. Mansur Yavaş’ın yaptığı hizmetlerden, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yaptığı hizmetlerle rekabet edemiyorum. Bizim yapmadıklarımızı yaptılar. Şimdi Türkiye’nin yüzde 65’ine ulaştılar. Ekonominin yüzde 80’ine… Ellerini kollarını bağlayalım’ diyorlar.”

“Kendi adamlarının ya 600 dairesi var ya 600 milyonluk villası var”

Özel’in ardından konuşan Mansur Yavaş da şöyle dedi: “Kendilerine teklifler sunduk ama hepsini geri çevirdiler. Tekrar tekrar gönderdik kabul etmediler. Bugün 80-90 civarında gayrimenkul gönderdik, 2 milyar liralık bir gayrimenkul. Şimdi haczin hemen kaldırılması lazım ama kaldıracaklar mı bilmiyorum. Dahası 1 milyar liraya yakın Çevre Bakanlığı’ndan alacağımız var, onu devredelim diyoruz onu da kabul etmiyorlar.

Amaçları borç tahsil etmek mi bağcıyı dövmek mi kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Biz bu kış yine insanları üşütmemeye, protein yardımına devam edeceğiz. 22 yıldır ülkeyi yönetip hala Ankara’da 200 bin aile destek alacak durumdaysa bu herhalde bizim kusurumuz değil. Yol yapmayı erteleriz belki ama yardımların hiçbirini durdurmayız. Yardımı da yaparız konseri de yaparız çünkü bizim konsere harcadığımız para bütçemizin binde 6’sı. Kendi adamlarına bakınca kendi adamlarının ya 600 dairesi var ya 600 milyonluk villası var.”

Paylaşın

Mansur Yavaş’tan “Haciz” Çıkışı: AK Partinin Borçlarını Da CHP’ye Yazıyorlar

ABB Başkanı Mansur Yavaş, Erdoğan’ın “silkeleyin” talimatının ardından başlayan ‘haciz kıskacına’ ilişkin, “Cumhur İttifakı’ndan CHP’ye geçen belediyelerin borcu 2 milyar lira. Bunları silkelememişler. Ama bu borçları da CHP’ye yazıyorlar” dedi ve ekledi:

“31 Mart seçimlerinde CHP birinci parti çıktı. Bunun sonu tek başına iktidardır. Böyle yaparlarsa CHP hemen hemen bütün belediyeleri alacak. Vatandaşla şaka yapılmaz, alay edilmez.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Halk TV’de programa katıldı. Mansur Yavaş, Erdoğan’ın “Silkeleyin” talimatının ardından başlayan ‘haciz kıskacı’ ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Biz belediyeyi teslim aldığımızda 8 Nisan itibariyle 2 milyar 247 milyon dolar ABB’nin borcu vardı. Bu borca bankalar dahil. ABB’nin sigorta borcu yoktu ancak belediyenin borcu vardı. 1 milyar 749 milyon 461 bin dolar borcu ödedik. Bütçe gelirlerimiz de yarı yarıya düştü. Kredi istedik kredi vermediler. Bir kamu bankasında 2 milyar lira paramız var olduğu halde para alamadık. Hizmetlerimiz engellenmek istedi.

2016 yılında Ankapark için çekilen paranın borcu 2019 Nisan tarihiyle ödemeye başlanması için anlaşma yapılmış. Biz borçlarımızı ödedik yoksa bir de faiz ödeyecektik. Şirketlere sigortalar nedeniyle 80 milyon dolar borcumuz arttı. Bunu da belediye meclisinde şeffaflıkla açıkladık. Sadece Ankara’da Cumhur İttifakından CHP’ye geçen belediyelerin borcu 2 milyar lira. Bunları silkelememişler. Ama bu borçları da CHP’ye yazıyorlar.

Biz bu konu gündeme gelir gelmez 6 milyon dolar SGK’ya ödeme yaptık. Onların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Daha önce de yaptılar, ne oldu? 31 Mart seçimlerinde CHP birinci parti çıktı. Bunun sonu tek başına iktidardır.

Böyle yaparlarsa CHP hemen hemen bütün belediyeleri alacak. Vatandaşla şaka yapılmaz, alay edilmez. Hala anlayamadılar, biz gerçek belediyeciliği yaptık. Vatandaş bizim yaptıklarımızı anlamıyor mu? Vatandaş bunları cezalandıracak. Bir bankanın yaptığı zarar ile tüm belediyelerden alınacak para hemen hemen eşit. Tamamen bir algı operasyonu.”

Paylaşın

“CHP’li Altı Belediyeye Haciz Uygulandı” İddiası; CHP’den Yalanlama

Aralarında İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’nın da olduğu altı belediyeye SGK borları nedeniyle haciz işlemi uygulandı. Erdoğan, belediyelerin SGK borçlarıyla ilgili olarak “silkeleme” talimat vermişti.

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) altı belediyeye Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)  prim borçları yüzünden haciz işlemi uygulandığı öğrenildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belediyelerin mevduat ve şirket hesaplarına bloke konulduğu belirtildi.

İktidara yakın Sabah gazetesinde yer alan haber göre, haciz işlemi uygulanan belediyeler; İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Mersin Büyükşehir Belediyeleri ve Şişli Belediyesi oldu.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 5.7 milyar TL, İzmir Büyükşehir Belediyesi 5,3 milyar TL ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise 3,3 milyar TL, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin 3 milyar TL, Şişli Belediyesi’nin 1,8 milyar TL, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ise 1 milyar TL SGK borcu olduğu ifade edildi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kısa süre önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a belediyelerin SGK borçlarıyla ilgili olarak “Kendilerini daha kararlı bir şekilde silkelemende fayda var” şeklinde talimat vermişti.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Erdoğan’ın bu açıklamasına yanıt vererek, “Belediyeler direkt halka temas eden kuruluşlar olduğu için aslında halkı silkelemek istiyorlar. Bize hiçbir şey olmaz. Borcumuzu öderiz ama adil olmak lazım” dedi.

Yavaş ayrıca, SGK’nın toplam alacaklarının yaklaşık yüzde 10’unun belediyelerden, yüzde 90’ının ise özel sektörden olduğunu belirterek, “Hangi patrondan alacaklarını almadılar? Neden onları silkelemiyorlar?” ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu ise, “Bir partinin ya da bir avuç insanın değil halkın belediyeleriyiz. Gücümüzü sadece halktan ve haktan alırız. İktidarın da tahammül edemediği gerçek budur. Onun için seçimden sonra soruşturmalar, davalar, kayyumlar, kreşi kapatma, hizmetlerimizi engelleme çabaları, yok efendim ‘silkeleyin bu belediyeleri…'” şeklinde Erdoğan’ın açıklamasına tepki göstermişti.

CHP’den yalanlama

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın katıldığı bir TV programında haciz yapıldığı yönündeki iddiaları yalanladı.

Günaydın, “Bizim herhangi bir belediyemize yönelik işlem yok. Bazı gazeteciler bir şey yazıyorsa içerden bilgi alıyorlardır. Adı geçen belediyemizin başkanları ve yöneticili ile konuştuk, böyle bir durum yok ama bu olmayacak anlamına gelmiyor. Gün içinde böyle şeylerin yaşanabileceğini düşünüyorum.” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) yapılan açıklamada ise “Bazı basın yayın organlarında yer alan haberlere ilişkin açıklama: İBB ya da iştirak şirketlerinin hesaplarına gelen bir bloke ya da haciz işlemi söz konusu değildir” denildi.

Paylaşın