ABD’de Silahlı Saldırılar: 9 Ölü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) California Eyaleti San Mateo County bölgesinde düzenlenen silahlı saldırılarda yedi kişi ölürken, Iowa eyaletindeki silahlı saldırıda ise iki öğrenci hayatını kaybetti. Saldırılarda iki kişi de yaralandı.

ABD dünyada sivillerin elinde bulunan silahların kişi sayısından fazla olduğu tek ülke. Son yıllarda yapılan farklı araştırmalara dayanılarak hazırlanan habere göre, her 100 kişiye 120,5 silah düşen ABD dünyada ilk sırada yer alıyor.

ABD’nin California ve Iowa eyaletlerinde yaşanan silahlı saldırılarda en az dokuz kişi öldü. The New York Times gazetesinin aktardığına göre, California’nın San Mateo County bölgesinde öğlen saatlerinde iki farklı noktadaki saldırılarda yedi kişi öldü, bir kişi ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

Şerif Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, California’daki saldırılar dün yerel saatle 14.20 sularında, Highway 92 karayolu ve Half Moon Bay şehir sınırları yakınında iki ayrı noktada meydana geldi.

San Mateo County Şerif Ofisi, 67 yaşındaki Zhao C. isimli şüphelinin olayın ardından Half Moon Bay’deki Şerif Ofisi şubesinin otoparkındaki aracının içinde bulunduğunu ve “olaysız gözaltına alındığını” duyurdu.

Şüphelinin aracında ise yarı otomatik bir silah bulundu. Konuyla ilgili açıklama yapan yetkililer, şüphelinin “tamamıyla işbirliği içinde hareket ettiğini” ve saldırıyı “tek başına işlediğine inandıklarını” kaydetti.

Şerif Ofisi, şüphelinin, saldırının yapıldığı iki noktadan biri olan bir fidanlıkta çalıştığını ve saldırı sırasında olay yerinde çiftçilerin ve pek çok çocuğun da bulunduğunu belirtti. Açıklamaya göre, saldırganın saldırıyı hangi saikle gerçekleştirdiği henüz bilinmiyor.

Öte yandan, dün California’da yaşanan bu iki saldırı, eyaletin son 72 saat içinde yaşadığı ikinci silahlı saldırı. Buna göre, son 72 saat içinde yaşanan silahlı saldırılarda en az 18 kişi hayatını kaybetti.

Iowa’da iki öğrenci öldü

ABD’nin Iowa eyaletindeki bir eğitim kurumunda dün yaşanan bir silahlı saldırıda ise iki öğrenci hayatını kaybetti, bir çalışan yaralandı.

The Wall Street Journal’ın aktardığına göre, “hedef gözetilerek gerçekleştirilen saldırıda” 16 ve 18 yaşlarındaki iki erkek öğrenci öldü.

Buna göre, dün yerel saatle 13.00 sularında yaşanan olayda, Preston W. isimli 18 yaşındaki şüphelinin açtığı ateşte bir kişi de yaralandı.

Polisin yaptığı açıklamaya göre, saldırı, yerel aktivist William Holmes’un Des Moines’de kurduğu The Starts Here eğitim programınca kullanılan ortak bir alanda gerçekleştirildi. Olayda Holmes de yaralandı.

CNN’in araştırmasına göre, ABD dünyada sivillerin elinde bulunan silahların kişi sayısından fazla olduğu tek ülke. Son yıllarda yapılan farklı araştırmalara dayanılarak hazırlanan habere göre, her 100 kişiye 120,5 silah düşen ABD dünyada ilk sırada yer alıyor.

Falkland Adaları 100 kişiye 62 silah ile ikinci, yaklaşık 7 yıldır iç savaşın yaşandığı Yemen 100 kişiye 53 silah ile üçüncü sırada. Güney Kore ve Japonya gibi bazı ülkelerde ise bu oranın 0,2 gibi sıfıra yakın bir düzeyde.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Ford, Binlerce İşçiyi İşten Çıkarmaya Hazırlanıyor

Almanya’nın Köln kentindeki fabrikasında içten yanmalı motorlu araçların üretimini tamamen durdurup, elektrikli araç üretimine geçileceğini duyuran Ford, çok sayıda çalışanının işine son vermeyi planlıyor.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli otomobil üreticisi Ford’un, Avrupa tesislerinde çok sayıda çalışanının işine son vermeyi planladığı belirtildi. Ford bir süre önce aldığı kararla 14 bin kişinin istihdam edildiği, Almanya’nın Köln kentindeki fabrikasında içten yanmalı motorlu araçların üretimini tamamen durdurup, elektrikli araç üretimine geçileceğini duyurmuştu.

Alman IG Metall sendikası temsilcisi Paul Hecker Köln’de, Ford tesislerinde düzenlenen sendika toplantısının ardından yaptığı açıklamada, şirket yönetiminin işyeri işçi temsilciliğine sunduğu belgelere atıfta bulunarak, işten çıkarmalardan fabrikanın ürün geliştirme biriminde çalışan personelin üçte ikisinin etkileneceğini söyledi.

Yapılan açıklamada, en kötü durumda yönetim kademesinde çalışan her beş personelden birinin de işini kaybedebileceği ifade edildi. Sendika olumsuz gelişmelerden en fazla Ford’un Almanya’da bulunan tesislerinin etkileneceğini kaydetti. Ancak şirketten bu konuda henüz bir açıklama yapılmadı.

“Ford geleceğini baltalıyor”

Sendika temsilcisi Hecker, şirketin aldığı kararı eleştirerek, “Ford geleceğini baltalıyor” dedi. Köln’ün geçmişte Fiesta ve Focus gibi dünya çapında satılan otomobilleri üreterek, burada iyi otomobiller yapılabileceğini kanıtladığını sözlerine ekleyen temsilci, Ford’un gelecekte de bunu sürdürebilmek için gereken kaynakları ortaya koymayı reddettiğini belirtti.

“Ford’un küresel bir tedarikçi olmaktan çıkıp küresel olmayan bir şirket olma yolunda ilerlemesi gibi bir tehlike görüyoruz” ifadelerini kullanan Hecker, şirket yönetiminden planlarını yeniden gözden geçirmesini ve kalkınmayı da içeren yeni projeler için bağlayıcı bir taahhütte bulunmasını talep ettiklerini söyledi.

Sendika temsilcisi Hecker, “Eğer şirket iş birliği yapmama yolunu seçerse, biz her şekilde hazırız” diyerek, karara karşı direniş göstereceklerini kaydetti. Temsilci, IG Metall sendikası olarak, Ford’u Almanya’da ve Avrupa genelinde etkileyebilecek sert önlemlerden kaçınmayacaklarını da sözlerine ekledi.

Köln’deki tesislerinde yaklaşık 14 bin kişiyi istihdam eden Ford’un yönetiminden ise sendikanın açıklamalarına ilişkin bir değerlendirme yapılmazken, Cuma günü yapılan bir duyuruya atıfta bulunmakla yetinildi. Söz konusu açıklamada Ford’un Avrupa’da elektrikli otomobil üretimini desteklediği ve olası bir yeniden yapılanma konusundaki spekülasyonlar hakkında yorum yapılmayacağı kaydedildi.

Kaç kişi çıkarılacak

Radio Köln ise konuya ilişkin haberinde şirketin ürün geliştirme biriminde çalışan 3 bin 800 kişinin yüzde 65’inin 2024 yılına kadar işlerine son verileceği ileri sürüldü. Radyo böylece 2 bin 500 kişinin işten çıkarılacağını kaydetti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Küba İçin Casusluk Yapan ABD’li Ana Montes Serbest

20 yılı aşkın bir süre Küba adına casusluk yapmaktan hüküm giyen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı Ana Montes serbest bırakıldı. Şu anda 65 yaşında olan Ana Montes, Küba Kraliçesi olarak biliniyordu. 

2001’de yakalanmasının ardından yetkililer Montes’in Amerikan istihbaratının Küba’daki nerdeyse tüm operasyonlarını ifşa ettiğini belirtmişti. Bir yetkiliyse, Montes’in ABD tarafından yakalanan casuslar arasında “en çok hasar vereni” olduğunu söylemişti.

Yakalanmasının ardından Montes, dört Amerikan casusunun kimlikleriyle çok sayıda gizli belgeyi Kübalılar’a vermekle suçlanmıştı. Cezasını açıklayan hakim Montes’in tüm ulusu riske attığını söylemişti.

Montes’in kişisel kazanç amacıyla değil, ideolojisi nedeniyle bunu yaptığı belirtiliyor. Montes’in Küba istihbaratına o dönemde Reagan Yönetimi’nin Latin Amerika’daki aktivitelerine muhalefeti nedeniyle çalışmayı kabul ettiği kaydediliyor.

Montes 20 yıl boyunca başkent Washington’da çeşitli restoranlarda Kübalılar’la bir araya geldi ve çok gizli bilgileri kodlu mesajlarla çağrı cihazı üzerinden kendilerine iletti.

2001 yılının Eylül ayında istihbarat yetkililerinin bir devlet çalışanının Küba için casusluk yapıyor olabileceği yönünde bilgi alması üzerine yakalandı.

Montes bundan sonra beş yıl boyunca gözetim altında olacak ve internet kullanımı takip edilecek. Devlet adına artık çalışması yasak ve izinsiz yabancı ajanlarla da görüşemeyecek.

Ancak Montes’i tutuklayan FBI ajanlarından Pete Lapp, Montes’in Kübalı ajanlarla yeniden temas kurmaya çalışacağını sanmadığını söyledi. Lapp “Hayatının o kısmı sona erdi. Onlar için yapacağını yaptı. Özgürlüğünü tehlikeye atacağını sanmıyorum” dedi.

George W. Bush döneminde karşı istihbarat biriminin başkanlığını yürüten Michelle Van Cleave 2012’de Kongre’de yaptığı açıklamada “Montes’in Küba’yla ilgili bildikleri her şeyi ve Küba’da nasıl faaliyet gösterdiklerini açığa çıkarttıklarını” söylemişti.

Cleave “Dolayısıyla Kübalılar onlar hakkında bildiğimiz her şeyin farkındaydı ve bunu lehlerine kullanabiliyorlardı. Buna ek olarak çalışma arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerde Küba’yla ilgili tahminlere nüfuz edebiliyordu ve ayrıca topladığı bilgileri diğer güçlere aktarma fırsatını da buldu” demişti.

Paylaşın

ABD, Nükleer Kapasiteli Hayalet Bombardıman Uçağı B-21’i Tanıttı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) savunma sanayi şirketi Northrop Grumman,  hem konvansiyonel hem de nükleer silah taşıma kapasitesine sahip bombardıman uçağı B-21’i tanıttı. ABD hava kuvvetlerinin B-2 uçaklarının yerine en az 100 adet B-21 uçağı satın alması bekleniyor.

Projede uçağın motorunu üreten Pratt & Whittney’in yanı sıra BAE Systems, Collins Aerospace, GKN Aerospace gibi 40 ülke ve 400’den fazla tedarikçi yer alıyor. Farklı montaj aşamalarındaki 6 uçağın 2023 yılı ortalarında havalanması bekleniyor.

ABD Savunma Bakanlığı uzun süredir gizli şekilde geliştirilen yeni nesil hayalet nükleer bombardıman uçağını tanıttı. ABD’nin 30 yılı aşkın bir süre sonra geliştirdiği ilk bombardıman uçağı olan B-21 Raider, Çin’le gelecekte olası bir çatışma konusunda gittikçe artan endişelere Pentagon’un bir yanıtı olarak değerlendiriliyor.

Programın neredeyse her boyutu gizli tutuluyor. Altıncı nesil bombardıman uçağının California’nın Palmdale kentindeki bir hava tesisinde tanıtılması öncesinde yalnızca tasarımı gösteren birkaç çizim paylaşıldı.

Düşman radarını daha kolay atlatabiliyor

Uçağın tasarımını gösteren çizimler Raider’ın yerini alacağı siyah nükleer hayalet uçak B-2 Spirit’e benzediğini gösteriyor.

Yeni bombardıman uçağı Raider’ı geliştiren Northrop Grumman şirketinin genel müdürü Kathy Warden, benzerlikler olsa da özelliklerine ayrıntılı şekilde bakıldığında, bilgisayar sistemindeki gelişmeler ve uçağa eklenebilen yazılım özellikleri açısından, yeni uçağın B-2’ye kıyasla aşırı gelişmiş olduğunu vurguladı.

Savunma uzmanları yeni nesil uçağın dış cephesinde daha gelişmiş malzemelerin kullanıldığını, bu özelliğin uçağın tespit edilmesini zorlaştırdığını, yeni bombardıman uçağının düşman devletlerin radarlarını daha kolay atlatabildiğini ve kendisini başka bir obje olarak gizleyebildiğini söylüyor.

Pentagon bu hafta içinde açıkladığı yıllık Çin raporunda Pekin’in 2035 yılına kadar bin 500 nükleer silaha sahip olma yolunda ilerlediğini; hipersonik silah, siber savaş ve uzay kabiliyeti gibi alanlardaki kazanımlarının, ABD’nin ulusal güvenliğine yönelik en somut ve sistemik sorun olduğunu belirtmişti.

Altı adet B-21 üretim aşamasında

Şu anda altı adet B-21 Raider’ın üretim aşamasında olduğu ve ABD Hava Kuvvetleri’nin nükleer ya da konvansiyonel silah taşıyabilen ve mürettebatlı ya da mürettebatsız uçabilen bu uçaktan 100 adet geliştirmeyi planladığı kaydediliyor.

Hem ABD Hava Kuvvetleri hem Northtrop, Raider’ın nispeten hızlı bir şekilde geliştirildiğini, sözleşme sürecinden tanıtım aşamasına yedi yıl içinde gelindiğini belirtiyor. Diğer yeni savaş uçakları ve gemi programlarının onlarca yıl aldığı ifade ediliyor.

Yeni nesil bombardıman uçağının maliyeti bilinmiyor. Hava Kuvvetleri 2010 yılında 100 adetlik bir alımda tek bir uçağın fiyatının ortalama 550 milyon dolar olduğunu belirtmişti.

Raider’ın ilk uçuşunu en erken 2023’te yapması planlanıyor. Ancak Northtrop Grumman, gelişmiş bilgisayar teknolojisiyle Raider’ın performansını, ‘dijital ikizini’ yani tanıtılacak olan uçağın sanal bir replikasını kullanarak test ettiğini söylüyor.

ABD’nin gelecekteki hava gücünün bel kemiğini oluşturması beklenen B-21 Raider’ın bazı özellikleri şu şekilde:

  • Yeni nesil hayalet uçak teknolojisine sahip ve çevik bir yazılım kullanıyor
  • Düşman radarlarını daha kolay atlatabiliyor
  • Kendisini başka bir obje olarak gizleyebiliyor
  • Gelişmiş uzun menzilli tam isabetli vuruş kapasitesine sahip
  • Hava Kuvvetleri’nin yeni programa en az 55 milyar dolar harcaması bekleniyor.
Paylaşın

ABD’nin Virginia Eyaletinde Silahlı Saldırı: 7 Ölü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Virginia eyaletine bağlı Chesapeake kasabasında silahlı bir kişi süpermarkette altı kişiyi öldürdü. Mağaza müdürü olduğu tahmin edilen saldırganın daha sonra olay yerinde kendisini öldürdüğü belirtiliyor.

Associated Press (AP) haber ajansı, polis yetkililerine dayandırdığı haberinde, biri saldırgan olmak üzere yedi kişinin öldüğünü açıkladı.

Chesapeake Polis Departmanı Sözcüsü Leo Kosinski, konuyla ilgili ilk açıklamasında, “ölü sayısının 10’u geçmeyeceğini” ve yaralılar olduğunu söylemişti. Polis Departmanı, saldırı ile ilgili bir açıklama daha yaparak saldırıda en az yedi kişinin öldürüldüğünü duyurdu.

Polis sözcüsü Kosinski, olayın süpermarketin içinde yaşandığını ve saldırganın tek başına hareket ettiğini düşündüklerini kaydetti.

ABD’de “silahlı şiddet salgını”

Sentara Norfolk Hastanesi sözcüsü, yerel bir televizyon kanalına verdiği demeçte, bu hastanede beş kişinin tedavi altına alındığını söyledi.

Aynı kanala konuşan bir kadın, 20 yaşındaki kardeşinin işe geldikten 10 dakika sonra vurulduğunu anlattı. Kadın, kardeşinin yakınlarıyla konuşabilecek ve mesaj yazabilecek durumda olduğunu belirtti.

Joetta Jeffery adlı bir kişi de CNN’e saldırı sırasında annesinin içeride olduğunu ve kendisine telefonla mesaj gönderdiğini söyledi. Jeffery, annesinin yaralanmadığını ama şok içinde olduğunu ifade etti.

Virginia’nın Demokrat senatörlerinden Mark Warner, Walmart’taki silahlı saldırının ardından bir açıklama yaparak yine bir katliam haberiyle sarsıldıklarını söyledi. L. Louise Lucas ise “Ülkemizdeki bu silah şiddeti salgınına çözüm bulmak için var gücümle çalışacağım” dedi.

2019 yılında Texas’ın El Paso kentinde bir Walmart mağazasında yaşanan ateş açma olayında da 23 kişi hayatını kaybetmişti.

2022’de 500’ün üzerinde silahlı saldırı

Silahlı Şiddet Arşivi isimli kuruluşun derlediği verilere göre, bugüne kadar 2022 yılında ABD’de 574 kitlesel silahlı saldırı yaşandı.

Bu, ülkede bu yıl her gün ortalama 1,8’in üzerinde kitlesel silahlı saldırının yaşandığı anlamına geliyor. Kuruluş, saldırgan hariç en az dört kişinin ateşli silahlar ile yaralandığı olayları “kitlesel silahlı saldırı” olarak tanımlıyor.

Paylaşın

ABD’nin Missouri Eyaletinde Liseye Silahlı Saldırı: 3 Ölü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Missouri eyaletindeki St. Louis kentinde yer alan Görsel ve Performans Sanatları Lisesinde gerçekleştirilen silahlı saldırıda, saldırgan da dahil üç kişi öldü, yedi kişi de yaralandı. 

Haber Merkezi / Yaralanan üç kız, dört erkek öğrencinin ise hayati tehlikesi bulunmuyor. Yaklaşık 400 öğrencisi bulunan liseye silahlı saldırıyı düzenleyen kişi aynı liseden yeni mezun olmuş, adli sicil kaydında suç geçmişi olmayan bir erkek.

St. Louis Metropolitan Polis Departmanı’ndan Mike Sack, saldırganın “bir akıl sağlığından mustarip olmuş olabileceğini” kaydetti.

Sack, olayda toplam dokuz kişinin yaralandığını, bu kişilerin ikisinin öldüğünü belirtti. Abbey Kuczka, lisede sağlık öğretmeni olarak çalışa annesi Jean Kuczka’nın silahlı saldırıda öldürüldüğünü doğruladı. Mike Sack, olay yerinde hayatını kaybeden ikinci kişinin 16 yaşındaki bir kız çocuğu olduğunu açıkladı.

Saldırganın okula nasıl girdiği konusunda açıklama yapmayan St. Louis polisi, saldırı esnasında öğrencilerin sınıfta kapıların arkasına barikatlar kurduğu, bazılarının da camdan atlayarak kaçtığı bilgisini paylaştı. Polis, saldırganın kimliğini açıklamazken olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Yerel haber kanalı KMOV’a konuşan bir öğrenci, saldırganın bir arkadaşına doğru yürüdüğünü ve “Ölmeye hazır mısın?” diye sorduğunu söyledi. Raven Terry isimli öğrenci, “Gerçekten ama gerçekten çok hızlı koştuk… Sadece ağlıyorduk, çok korktuk” dedi.

St Louis Post-Dispatch gazetesine konuşan 16 yaşındaki Taniya Gholston ise sınıfta saldırganla yüz yüze geldiğini, saldırganın kendisini vurmaya çalıştığını dile getirdi: Koşmaya çalışıyordum ama koşamadım. Göz göze geldik. Silahı tutukluk yaptı ve o sayede kurtulabildim.

Gholston, saldırganın “Bu lanet okuldan bıktım” dediğini duyduğunu söyledi.

ABD’de bu yıl okullara 130’dan fazla saldırı

Öte yandan, bireysel silahlanmanın ve silahlı şiddetin sık sık bir sorun olarak gündeme geldiği ABD’de 28 Eylül 2022 tarihi itibariyle bu yıl okullara yönelik 130’dan fazla silahlı saldırı kayıtlara geçti. Bunlardan 30’u ise saldırıya uğrayan kişilerin ölümü veya yaralanması ile sonuçlandı.

Bu saldırılardan en ölümcül olanı, Mayıs ayında Teksas eyaletinin Uvalde bölgesinde bir ilkokulu hedef alan ve ikisi yetişkin, 19’u çocuk olmak üzere 21 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan saldırıydı.

Paylaşın

ABD, Güneş’i Karartmayı Hedefliyor

İklim krizine çözüm arayan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), krizin etkilerini hafifletme amacıyla Güneş’i karartmanın yollarını araştıracak. CNBC’nin haberine göre Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi, bu doğrultuda tasarlanan 5 yıllık bir araştırma projesini koordine edecek.

Proje, atmosferdeki sera gazlarının neden olduğu ısınmayı azaltmak için Dünya’ya ulaşan Güneş ışığı miktarını değiştirme fikrini temel alıyor.

Araştırma planı, Güneş ışığını uzaya geri yansıtmak için atmosfere partiküller püskürtmeyi ve bunun Dünya üzerindeki olası sonuçlarını değerlendirmeyi içeriyor.

Bu yöntem hava araçlarıyla atmosferin stratosfer katmanına çeşitli gaz ve partiküllerden oluşan ince bir sis yaymak demek. Bazı bilim insanları bu sayede Güneş ışığının bir kısmının uzaya geri yansıyacağına ve gezegenin soğuyacağına inanıyor.

Ancak böyle bir senaryoda hangi gaz ve partiküllerin kullanılması gerektiği yıllardır tartışma konusu.

İklim teknolojilerine odaklanan yatırım fonu Lowercarbon Capital’in kurucusu Chris Sacca, Beyaz Saray’ın bu hamlesini olumlu görenlerden.

CNBC’ye konuşan Sacca, “Bu yöntem milyarlarca insanın geçim kaynağını koruma potansiyeline sahip” dedi: Beyaz Saray, araştırmayı ilerletiyor. Böylece gelecekte verilecek herhangi bir karar, jeopolitik ayrımlara değil bilime dayanabilir.

Söz konusu fikir ilk kez 1989’da Harvard Üniversitesi’nde görev alan Prof. David Keith tarafından incelenmişti. O zamandan beri zaman zaman dile getirilse de birçok uzman bu fikre şüpheyle yaklaşıyor.

Carnegie İklim Yönetişim Girişimi’nin yöneticisi Janos Pasztor, “Bir ülkenin önce emisyon azaltımlarında ne yaptığına bakılmalı. Buna bakmadan diğer adımlarını değerlendiremezsiniz” ifadelerini kullandı: Güneş radyasyonunu değiştirmek asla iklim krizine çözüm olmayacak.

Atmosfere partikül püskürtmek

Güneş’ten gelen ışığın bir kısmını engelleme fikri 2020’de Güney Afrikalı bilim insanlarının yürüttüğü bir araştırmayla da gündeme gelmişti.

Cape Town Üniversitesi’nde görevli bilim insanları, kentin üzerindeki atmosfere büyük miktarda kükürt dioksit gazı salmayı ve Güneş’i kalıcı olarak “karartarak” su kaynaklarını korumayı amaçladıkları bir plan hazırlamıştı.

Bu planın su kıtlığı riskini 2100’den önce yüzde 90 oranında azaltacağı ifade edilmişti.

Ancak birçok uzman bu fikre karşı çıkmıştı. Kükürt dioksit tekniğinin çevre ve insan sağlığı üzerinde zararlı etkileri olabileceği belirtilmişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Trafikte Birbirlerine Ateş Açan İki Baba Kızlarını Vurdu

ABD’nin Florida eyaletinde trafikte tartışan iki baba birbirlerine ateş açtı. Açılan ateş sonucu babalarının yanında bulunan iki kız yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralı kızların hayati tehlikesi olmadığı bildirilirken iki sürücü tutuklandı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Florida eyaletinde trafikte birbirine ateş eden iki adam hakkında cinayete teşebbüsten dava açıldı.

Nassau Şerif Ofisi’nden yapılan açıklamada, 35 ve 43 yaşlarındaki iki sürücü kilometrelerce süren yol kavgasından sonra gözaltına alındığı belirtildi.

Şerif Bill Leeper’ın açıklamalarına göre, iki sürücü arasında atışmalarla başlayan kavga araçları birbirlerinin üzerine sürerek devam etti. Bu arada araçlarda bulunan diğer kişiler de sözlü tartışmaya başladı ve açık camlardan birbirlerine su şişeleri attı.

İki araç yan yana geldiğinde sürücülerden biri silahını çıkararak diğer araca doğru ateş etti ve hızlanarak devam etti. Silahtan çıkan kurşunun 5 yaşındaki kızını bacağından yaraladığını fark eden diğer sürücü kaçan aracı yakalayarak 7-8 el ateş etti. Kurşunlardan 3’ü arabaya isabet ederken araçta bulunan 14 yaşındaki kızı sırtından yaraladı.

Görgü şahitlerinin polise ihbarından sonra kenara çekilen iki aracın sürücüleri polisin yanında da tartışmaya devam etti. Hastaneye kaldırılan yaralı kızların hayati tehlikesi olmadığı bildirilirken iki sürücü tutuklandı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Rusya’ya ‘Nükleer Silah’ Uyarısı

ABD ile Rusya arasında ‘nükleer silah’ gerilimi tırmanıyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya’nın Ukrayna’ya karşı herhangi bir şekilde nükleer silaha başvurması halinde  kararlı bir karşılık vereceğini bildirdi ve Moskova’yı “felakete varan sonuçlarla” karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan NBC televizyonunda yaptığı açıklamada “Eğer Rusya çizgiyi aşarsa, bunun Rusya için felakete varan sonuçları olur” dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i seferberlik ilan ettiği televizyon konuşmasında üstü kapalı bir biçimde ‘nükleer tehditte’ bulunmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Sullivan, “ABD’nin bunun tam olarak ne anlama geldiğini özel olarak Moskova’ya ilettiğini” belirtti.

Sullivan ayrıca ABD’nin Rusya ile sık sık ve doğrudan iletişim içinde olduğunu, bunun son günlerde Ukrayna’daki durum ve Putin’in eylem ve tehditlerine yönelik tartışmaları da kapsadığını sözlerine ekledi.

Putin’in “Ukrayna halkını haritadan silme niyetinin hala sürdüğünü” belirten Sullivan “Bu nedenle o buna devam ettikçe biz de silahlar, cephanelik, istihbarat ve sunabildiğimiz her türlü desteğe devam etmek zorundayız” diye konuştu.

Ukrayna nükleer güce sahip ülkelerden seslerini yükseltmesini istemişti

Ukrayna’da işgal ettiği topraklarda referandum düzenleyerek Rusya’ya katılımını sağlamayı amaçlayan Moskova, bu topraklara yönelik saldırıları Rusya’ya saldırı olarak göreceğini açıklamış, böyle bir durumun da nükleer silah kullanımı da dahil Rusya’nın kendini savunma gerekçesi olacağını duyurmuştu.

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa seferberlik ilan eden Putin, “Rusya’ya karşı saldırgan söylemler kullananlara hatırlatmak isterim ki, bu ülkenin çeşitli silahları var, bazıları NATO ülkelerinin sahip olduğundan daha modern. Toprak bütünlüğümüz tehdit edilirse Rusya mevcut tüm yolları kullanacak, bu bir blöf değil” ifadelerini kullanmıştı.”

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dymitro Kuleba bu tehditleri “sorumsuzca ve kesinlikle kabul edilemez” ifadeleriyle tanımlamış ve “Ukrayna teslim olmayacak. Bütün nükleer güçlere seslerini yükseltmelerini ve Rusya’ya böyle bir söylemin dünyayı tehlikeye atacağını ve hoş görülmeyeceğini açıkça söylemeli” ekliden sosyal medya hesabından paylaşımda bulunmuştu.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Fed, Piyasaların Merakla Beklediği Faiz Kararını Açıkladı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Bankası (Fed), politika faizini 75 baz puan artırarak yüzde 3-3,25 aralığına yükseltti. Faiz artırma kararı oybirliği ile alındı. Fed, bundan önceki iki toplantısında da faiz artışına gitmişti.

Haber Merkezi / Piyasalarda, Fed’in enflasyonun 1980’lerden bu yana en yüksek düzeye çıktığı ülkede fiyat artışlarını dizginleyebilmek amacıyla faizleri bu yıl beşinci kez artıracağı ve bu artışın yüzde 0,75 olacağı tahminleri yaygındı.

Karar metninde önümüzdeki toplantılarda faiz artışlarının devam etmesinin uygun olacağı yönündeki yönlendirme yeniden kullanıldı.

Enflasyon hedefinin yüzde 2 olduğu tekrar edildi. Ağustos ayında ise enflasyon yıllık yüzde 8,3 olarak kaydedilmişti.

Banka faizlerin artmasıyla birlikte tüketimin azalmasını ve talebin düşmesiyle de fiyatların aşağı çekilmesini umuyor. Ancak ekonomide faizlerdeki değişikliklerin etkilerini göstermesi zaman alıyor.

Bir yandan da Fed faiz artışlarında fazla ileri giderse, bu kez de tam tersine ekonomik büyümeyi boğması ve işsizliği daha da artırarak, resesyon kaygılarını körüklemesi riski dile getiriliyor.

Fed, son faiz artışıyla enflasyonu aşağı çekme konusunda kararlı olduğunu gösterdi. Fed yönetim kurulu üyesi Christopher Waller geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada bunu “Enflasyonu indiremezsek sıkıntıya gireriz. O nedenle birinci önceliğimiz enflasyon olacak” sözleriyle anlatmıştı.

Waller işsizlik oranı yüzde 5’in altında kaldığı sürece faizler konusunda agresif olabileceklerini yüzde 5’i aştığı durumda bazı tavizlerin gündeme gelebileceğini vurgulamıştı.

Fakat Fed, borçlanma maliyetlerini bu kadar hızlı artırmasına rağmen fiyatlardaki artışı dizginleme konusunda henüz başarılı olabilmiş gibi görünmüyor.

Ağustos ayındaki yıllık enflasyon yüzde 8,3 ile bir önceki aydan biraz daha az gelse de beklentilerin üzerinde kalmıştı.

Petrol fiyatlarındaki gerilemeyle ikinci el otomobil ve uçak bileti gibi doğrudan etkilenen ürün ve hizmetlerin fiyatları düşerken gıda, kira ve elektrik faturaları gibi diğer temel harcama kalemlerindeki artış sürdü.

Paylaşın