Biden: ABD, Ukrayna’ya Savaş Uçağı Göndermeyecek

Ukrayna’nın şu aşamada F-16 savaş uçaklarına ihtiyacı olmadığını belirten, ABD Başkanı Joe Biden, ABD’nin Ukrayna’ya savaş uçağı göndermeyeceğini söyledi. Ancak Biden bu konuda kapıyı tamamen de kapatmadı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Ukrayna’ya sürpriz ziyaretinin ardından Amerikan ABC televizyonuna özel bir mülakat verdi ve gezisini değerlendirdi.

Joe Biden, “Ukrayna’nın şu an F-16’lara ihtiyacı olmadığını mı düşünüyorsunuz?” sorusuna “Hayır şu an F-16’la ihtiyaçları yok” yanıtını verdi.

Ancak ABD Başkanı Biden bu konuda kapıyı tamamen de kapatmadı. Sunucu David Muir’in “Asla göndermeyiz mi diyorsunuz?” şeklindeki sorusuna da ABD Başkanı, şu aşamada bunu tam olarak bilmenin imkansız olduğu yanıtını verdi.

Joe Biden, ilerideki dönemde Ukrayna’nın ihtiyaçlarının ne yönde şekilleneceğini şu aşamada tam olarak bilmenin mümkün olmadığını dile getirdi. Biden, “Ordumuzun şu an Ukrayna’da F-16 savaş uçaklarına ihtiyaç olduğu şeklinde bir gerekçe yok” diye konuştu.

ABD Başkanı, şu aşamada Ukrayna’nın ihtiyaçlarının gönderildiğini söylediç Biden, “Biz onlara şu an tecrübeye sahip ordumuzun ihtiyaç olduğunu düşündüğü şeyleri gönderiyoruz. Ukrayna’nın şu an tanklara, toplara, aralarında HIMARS füzelerinin de bulunduğu hava savunma sistemlerine ihtiyaçları var” dedi.

Biden, Ukrayna’nın bu bahar aylarında, yaz aylarında ve sonbaharda avantajlı duruma geçmesini sağlayacak mühimmatın kendilerine gönderileceğini belirtti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Rusya’nın Nükleer Kapasitesi Ne Kadar, Kullanma Talimatını Kim Veriyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile nükleer silahların yayılımını önlemek amacıyla imzaladıkları Yeni Stratejik Silahların Azaltılması (New START) anlaşmasını askıya aldıklarını açıkladı.

Rusya’nın ABD ile Rusya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma, iki ülkenin konuşlandırabileceği uzun menzilli nükleer başlık ve nükleer silah taşıyabilecek füze sayısının sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın süresi 2021 yılında beş yıllığına uzatılmıştı.

Rusya’nın anlaşmadan henüz tamamen çekilmediğini vurgulayan Putin, ABD’nin nükleer silah denemelerini yeniden başlatması durumunda Rusya’nın da aynısını yapabilecek durumda olması gerektiğini kaydetti.

Rusya, tahmini verilere göre 6 bine yakın nükleer savaş başlığıyla dünyanın en büyük nükleer silah envanterine sahip. Rusya ve ABD, dünyadaki nükleer savaş başlıklarının yüzde 90’ını elinde bulunduruyor.

Peki Rusya’nın sahip olduğu nükleer kapasitenin boyutu nedir? Rusya’nın nükleer silahları kimin komutasında?

Nükleer süpergüç

Sovyetler Birliği’nin nükleer silahlarını devralan Rusya, dünyanın en fazla nükleer savaş başlığına sahip olan ülkesi.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, 2022 yılı itibarıyla yaklaşık 5 bin 977 nükleer başlığı kontrolu altında bulunduruyor. Düşünce kuruluşu Amerikan Bilimadamları Federasyonu’na göre ABD Başkanı Joe Biden’ın kontrolunda bulunan nükleer başlık sayısı 5 bin 528.

Bu savaş başlıklarının 1500 kadarı büyük olasılıkla halen bütünlüğünü korusa da rafa kaldırılmış durumda. 2 bin 889 nükleer savaş başlığının yedek, 1588’ininse konuşlandırılmış stratejik savaş başlığı olduğu düşünülüyor.

Atom Bilimcileri Bülteni’ne göre yaklaşık 812 savaş başlığı karadaki balistik füzelerde, 576’sı denizaltılardaki balistik füzelerde, 200 kadarıysa ağır bombardıman üslerinde konuşlu bulunuyor.

Amerikan Bilimadamları Federasyonu’na göre Amerika’nın yaklaşık bin 644 adet konuşlandırılmış stratejik nükleer savaş başlığı bulunuyor. Çin 350, Fransa 290, İngiltere ise 225 adet konuşlandırılmış stratejik nükleer savaş başlığına sahip.

Bu rakamlar, hem Moskova hem de Washington’un dünyada defalarca kez tahribata yol açabileceğini gösteriyor.

Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş sırasında en fazla yaklaşık 40 bin nükleer savaş başlığına sahipti. Amerika’nın sahip olduğu azami nükleer savaş başlığı sayısıysa 30 bin civarındaydı.

Ancak kilit mesele, nükleer savaş başlıklarının füze, denizaltı ve bombardıman uçaklarıyla nasıl atılacağıyla ilgili.

Rusya’nın 400 civarında nükleer donanımlı kıtalararası balistik füzesi olduğu düşünülüyor. Atom Bilimcileri Bülteni’nin tahminine göre bu füzeler 1185 savaş başlığı taşıyabilecek kapasiteye sahip.

Rusya ayrıca azami 800 savaş başlığı taşıyabilecek 10 nükleer silah donanımlı ve nükleer enerjiyle işleyen denizaltıya ve 60 ila 70 nükleer bombardıman uçağına sahip.

Yeni nükleer silahlar

Amerika’nın nükleer kapasitesi, gücü ve politikalarını değerlendiren Nuclear Posture Review’un 2022 yılında yayınladığı rapora göre Rusya ve Çin, nükleer güçlerinin kapsamını genişletiyor ve nükleer kapasitelerini modernleştiriyor. Raporda Washington’un yüksek maliyetli silahlanma yarışının önünü kesmek için silah kontroluna dayalı bir yaklaşım benimseyeceği kaydediliyor.

Putin ise Amerika’nın yeni tür nükleer silah geliştirdiğine ilişkin bilgi sahibi olduğunu söyledi.

Öte yandan Rusya, nükleer silahlarını modernleştiriyor.

Silah kontrolu politikalarını teşvik etmek amacıyla kurulan partilerüstü Arms Control Association’a göre Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında çöküşünden bu yana az sayıda ülke nükleer silah denemesinde bulundu. Amerika en son 1992’de, Çin ve Fransa 1996’da, Hindistan ve Pakistan 1998’de, Kuzey Kore de 2017’de nükleer silah denemeleri yaptı.

Sovyetler Birliği ise son olarak 1990 yılında nükleer deneme yapmıştı.

Rusya’da nükleer silah kullanma talimatını kim veriyor?

Rusya’nın nükleer doktrinine göre ülkedeki hem stratejik hem de stratejik olmayan nükleer silahlarının kullanımı konusunda son sözü Rusya Cumhurbaşkanı söylüyor.

Adını Kafkas Dağları’ndaki Cheget tepesinden alan ve Rusya’nın nükleer kodlarını içeren çanta, her an Rusya Cumhurbaşkanı’nın yanında bulunuyor. Rusya Savunma Bakanı (şu anda Sergey Şoygu) ve Genelkurmay Başkanı’nın (şu anda Valeri Gerasimov) da benzer çantalar taşıdığı düşünülüyor.

Cheget adlı çanta, Rusya Cumhurbaşkanı’nın askeri komuta zincirinin en üst rütbeli subaylarıyla iletişim kurmasını sağlıyor. Bu iletişim, Kazbek adı verilen, yüksek gizliliğe sahip elektronik komuta ve kontrol ağıyla sağlanıyor. Kazbek sistemi, Kavkaz olarak bilinen bir başka sistemi destekliyor.

Rus Zvezda televizyon kanalının 2019 yılında yayınladığı görüntüler, nükleer kodların bulunduğu çantalardan birinin içindeki düğmeleri göstermişti. Çantanın içindeki komuta bölümünde iki düğmenin bulunduğu, beyaz düğmenin “fırlatma” kırmızı düğmeninse “iptal” konutlarını gösterdiği görülmüştü. Zvezda’ya göre çantanın aktivasyonu, özel bir bilgi kartıyla sağlanıyor.

Rusya’nın stratejik nükleer saldırıyla karşı karşıya olduğunu düşünmesi durumunda Cumhurbaşkanı, nükleer çantalar aracılığıyla, Genelkurmay Başkanlığı’na ve nükleer kodlara sahip yedek komuta birimlerine doğrudan fırlatma talimatı gönderiyor. Bu talimatlar farklı iletişim sistemlerinden stratejik roket güçlerine basamak basamak aktarılıyor ve Amerika ya da Avrupa’ya nükleer silah atılmış oluyor.

Rusya’ya yönelik herhangi bir nükleer saldırı olduğunun doğrulanması durumunda Cumhurbaşkanı Putin, son adım olarak “Ölü El” olarak bilinen “Perimetr” sistemini harekete geçirebilir. Bu sistem, bilgisayarların kıyamet gününün ne zaman olacağını belirlemesi anlamına geliyor ve bir kontrol roketi, Rusya’nın geniş kapsamlı cephaneliklerinden nükleer saldırı talimatı veriyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD Başkanı Biden’dan Ukrayna’ya Sürpriz Ziyaret

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yıl dönümüne birkaç gün kala Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret, önceden kamuoyuna duyurulmamıştı.

Haber Merkezi / Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya gelen Biden, Ukrayna’ya yönelik yeni bir askeri yardım paketi açıkladı.

ABD Başkanı Biden, paketin ayrıntılarının kamuoyuna yarın duyurulacağını ve ABD’nin Ukrayna’nın elindeki Yüksek Hareketli Top Roket Sistemleri için daha fazla mühimmat sağlayacağını söyledi.

Joe Biden, “Kiev’e yaptığım ziyaret ile Ukrayna’nın demokrasisine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne sarsılmaz bağlılığımızı yeniden teyit ediyoruz” dedi.

Joe Biden, “Putin yaklaşık bir yıl önce işgalini başlattığında Ukrayna’nın zayıf, Batı’nın da bölünmüş olduğunu düşünüyordu. Bizden daha uzun süre dayanabileceğini düşündü. Ama fena halde yanılmıştı” diye konuştu.

Biden’ın Kiev’i ziyareti sırasında Ukrayna’nın başkentinde sirenler çaldığını bildirildi. Başkan Biden’ın Kiev’den sonra ise Polonya’ya gitmesi bekleniyor.

Brüksel’de toplanacak Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları ise Ukrayna’ya mühimmat yardımını görüşecek.

Zelenskiy de Aralık ayında Washington’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmiş ve ABD Kongresi’ne ülkesine daha fazla silah yardımı yapılması çağrısında bulunmuştu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Biden ile el sıkıştığı anın görüntülerini Telegram sayfasında yayımladı.

Zelenskiy, paylaştığı mesajda, “Joseph Biden, Kiev’e hoş geldiniz! Ziyaretiniz, tüm Ukraynalılara yönelik desteğin son derece önemli bir göstergesi” dedi.

Paylaşın

ABD’nin Suriye’deki Askeri Üssüne Füze Saldırısı

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Suriye’nin Deyr ez Zor kentine bağlı Omar yerleşiminde bulunan askeri üssüne dün akşam saatlerinde füze saldırısı düzenlendiği bildirildi. Saldırıda ölen veya yaralanan ABD askeri olup olmadığına dair bilgi paylaşılmadı.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberinde “Füze saldırısı, cumartesi akşam Deyr ez Zor’un doğusunda ABD güçleri tarafından kontrol edilen Omar yerleşiminde düzenlendi” ifadelerine yer verildi.

Suriye basınında yer alan haberlerde, Deyr ez Zor sakinlerinin saldırının düzenlendiği bölgede gökyüzünü aydınlatan ışık yansımaları gördüğü kaydedildi. Saldırı sonucunda ölen veya yaralanan ABD askeri olup olmadığına dair bilgi paylaşılmadı.

SANA, Suriye’de ABD’nin kurduğu askeri üslere yönelik saldırıların son aylarda arttığına dikkat çekti.

IŞİD liderlerinden Batar, yakalandı

Öte yandan ABD Merkez Kuvvetleri Komutanlığı (CENTCOM) bugünün ilk saatlerinde açıklama yaparak Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) liderlerinden birinin Suriye’nin doğusunda düzenlenen baskınla yakalandığını duyurdu.

Operasyonun, çatı yapısını Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) birlikte yapıldığı bildirilen açıklama şöyle:

18 Şubat’ın ilk saatlerinde CENTCOM ve SDG, Suriye’nin doğusunda helikopterle baskın düzenledi ve IŞİD’in Suriye Bölge Sorumlusu Batar yakalandı. Batar, SDG’nin koruduğu hapishanelere yönelik saldırılar planlıyor ve el yapımı patlayıcılar üretiyordu.

Başarıya ulaşmasını sağlamak için detaylı bir plan hazırladık. Hiçbir sivil ya da ABD ve SDG gücü olayda ölmedi veya yaralanmadı.

Paylaşın

AP’den Depremlerle İlgili Çarpıcı Analiz: Yıllarca…

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Associated Press (AP) Türkiye ve Suriye’de on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremle ilgili çarpıcı bir analiz haber yayınladı.

Associated Press (AP) uzmanlara dayandırdığı haberinde Türkiye’nin deprem bölgelerinde gayrimenkul sektörünü canlandırmak için yıllarca çağdaş inşaat kurallarını zorunlu tutmadığı belirtiliyor.

Haberde Türkiye’nin yıllarca çağdaş bina yapım yönetmeliklerini uygulanmasını zorunlu tutmayarak kaderi tahrik ettiği, gayrimenkul sektörünü canlandırmak için bazı deprem bölgelerinde bu yönetmeliklerin uygulanmamasına izin verdiği hatta bazı durumlarda uygulanmamasını cesaretlendirdiği vurgulanıyor.

Bina yapım yönetmeliğinin uygulanmasındaki gevşekliğin yıllardır jeoloji ve mühendislik uzmanları tarafından dile getirildiği belirtilen haberde son depremin ardından konunun yine gündeme geldiği kaydediliyor.

Londra Koleji Üniversitesi’nde acil durum planlaması profesörü olan David Alexander, “Bu kalitesiz yapı nedeniyle oluşan bir felaket, deprem nedeniyle değil” diyor.

Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, deprem bölgesindeki birçok yapının kalitesiz malzemeler ve yöntemlerle yapıldığının bilinen bir gerçek olduğunu ve çoğunlukla da devletin standartlarıyla uyumlu olmadığını kaydetti.

Muhcu, yıkılan binalar arasında 20 yıldan fazla önce yürürlüğe giren bina yapım yönetmeliklerinden sonra yapılan çok sayıda yeni bina olduğuna dikkat çekti.

Muhcu, bölgedeki yapı stoğunun deprem gerçeğine rağmen zayıf olduğunu, sağlam olmadığını belirtiyor.

Problemin üzerine gitmenin pahalıya mal olacağı ve ülkenin ekonomik büyümesinin kilit kısmını oluşturan inşaat sektörünü frenleyeceği gerekçesiyle uzmanlar problemin yıllarca görmezden gelindiğini belirtiyor.

Associated Press’in haberine göre uzmanlar depremin neden bu kadar yıkıma neden olduğuna dair çok sayıda kanıtın olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre kağıt üzerinde bina yapım yönetmelikleri var ama bunun çok nadir uygulanması zorunlu tutuluyor.

Bazı uzmanlar yetkililerin soruşturmalarla ilgili açıklamalarını yetersiz buluyor, ekonomik büyümeye destek olan inşaat sektöründeki canlılıkla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil bölgesel ve yerel yetkililerin de bu konudaki politikalarının mercek altına alınması gerektiğini belirtiyor.

Türkiye’de 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi hükümet tarafından bina yapım yönetmeliklerini ihlal eden şirket ve kişilere af çıkarıldı.

2021’de Jeoloji Mühendisleri Odası bir dizi rapor yayınlayarak Kahramanmaraş, Hatay ve Osmaniye de dahil olmak üzere bazı bölgelerde var olan ve yapılmakta olan yeni yapılarla ilgili uyarılarda bulundu.

Jeoloji Mühendisleri Odası hükümete, binaların yapım yönetmeliklerine uygun ve güvenli bölgelerde yapıldıklarından emin olunması için çalışmalar yürütmesi çağrısında bulundu.

Bir yıl önce Jeoloji Mühendisleri Odası yayınladığı raporda gecekondu ve inşaat affı politikalarının tehlikeli olduğunu belirtmiş ve felaket güvenliğine olan ilgisizliğin önlenebilir ölümlere neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.

1999 depreminin ardından yapım yönetmelikleri sıkılaştırıldı ve kentsel dönüşüm hala yürürlükte.

Ama iyileştirme özellikle yoksul kentlerde yeterince hızlı olmuyor.

Mimarlar Odası Başkanı Muhcu’ya göre inşaatçılar genelde düşük kaliteli malzemeler kullandı, projenin denetimi için daha az sayıda profesyonel işe aldı ve maliyetleri düşük tutmak için de bazı yönetmeliklere uymadı.

Muhcu, 2018 seçiminden önce çıkarılan yapı barışının güvensiz binaları yasal hale getirdiğini belirtiyor ve bunun bedelinin de binlerce ölüm, binlerce binanın yıkılması ve ekonomik kayıplarla ödendiğini kaydediyor.

Güvenli olarak reklam edilen yeni yapılan binalar bile yıkıldı.

Havaalanı pistinin zarar gördüğü, iki kamu hastanesinin yıkıldığı Hatay’da depremzede Bestami Çoşkun, aralarında gösterişli de olan birçok yeni binanın yıkıldığını belirtiyor.

Antakya’da 2012 ya da 2013 yılında yapılan 12 katlı bir bina yıkıldı. Kaç kişinin öldüğü ya da enkaz altında olduğu bilinmiyor. Rönesans Rezidansı bölgedeki lüks yapılardan biri olarak nitelendiriliyordu.

Anadolu Ajansı’na göre binanın denetimini yapan bir inşaatçı yurt dışına çıkmak üzereyken İstanbul Havaalanı’nda yakalandı.

Antakya’da yıkılan bir başka bina da Güçlü Bahçe. Yapımına 2017’de başlanmış ve 2019’da yapımı bitmiş. Binanın açılışına Doğrulukpayı adlı internet sitesinin haberine göre Hatay’ın belediye başkanı ve diğer bölgesel yetkililer de katılmış.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Türkiye’ye “Rusya Yaptırımları” Baskısı

Özellikle Türkiye’ye Rusya’ya yönelik yaptırımlara uyulması konusunda uyarılarda bulunan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya’nın Amerikan yapımı uçaklarla seferlerini sürdürmesini engellemek için Türkiye’ye baskıyı artırıyor.

Washington yönetimi ayrıca İran’a yönelik yaptırımlar konusunda da Türkiye’ye uyarılarda bulunuyor.

Wall Street Journal gazetesinin isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberine göre üst düzey Amerikalı yetkililer geçtiğimiz ay, Rusya ve Belarus’ta Türkiye’ye gelen Amerikan yapımı uçaklara yakıt ikmali, yedek parça ve bakım gibi hizmetler sunan Türk vatandaşlarının hapis, para cezası, ihracat izni iptali gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

Habere göre uyarı notunu Amerikan Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Thea Rozman Kendler geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği ziyaret sırasında iletti.

Uzmanlar bu uyarının ABD ve müttefiklerinin Rusya ve Belarus’a Ukrayna işgali sonrası uyguladıkları yaptırımların uygulanıp uygulanamadığı noktasında bir test olduğunu belirtiyor.

Ticaret Bakanlığı sözcüsü, ayrıntılar hakkında yorum yapmayı reddederken Rus, Belarus ve İranlı ticari havayolu şirketlerine hizmet verme konusunda ABD’nin uyguladığı ihracat kontrollerine uyulması konusunda uyarılar yapıldığını onayladı.

Beyaz Saray geçen yıl şubat atında Rusya’ya Amerikan yapımı uçaklara ihracat yasağı getirmişti. Bu kontroller kapsamında Amerikan yapımı ya da bünyesinde yüzde 25’ten fazla Amerikan yapımı parça bulunduran uçakların Rusya ve Belarus’a lisans verilmeden uçması yasaklandı.

Gazeteye göre Rus ve Belaruslu havayolu şirketleri filolarında bulunan Boeing 777, 757 ve 737 tipi uçaklarla 1 Ekim’den bu yana İstanbul, İzmir ve Antalya’ya 2 bin 100’den fazla uçuş gerçekleştirdi.

ABD’den Türkiye’ye “yaptırımlara uyun” ziyareti

Ayrıca, ABD Maliye Bakanlığı’ndan Terörizm ve Finansal İstihbarat’tan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, önümüzdeki hafta aralarında Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’ın da bulunduğu ülkelere bir ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaretin konusu Rusya’ya yönelik yaptırımlara uyulması ve İran yaptırımları olacak.

Reuters haber ajansının ABD Maliye Bakanlığı Sözcüsü’nün açıklamasına istinaden yaptığı haberde bakanlığın Terörizm ve Finansal İstihbarat’tan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson 29 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında bölgeye bir ziyaret gerçekleştirecek. Nelson, Türkiye ve diğer ülkelerdeki ziyaretleri sırasında hükümet yetkilileri, iş adamları ve finans kurumlarının yetkilileriyle biraraya gelecek.

Görüşmelerde Washington’un Rusya’ya yönelik yaptırım kararlarına uyulması konusunda kararlılığı bir kez daha ilgili kişi ve kurumlara bir kez daha hatırlatılacak.

Paylaşın

Rusya Yaptırımları: ABD’den Türkiye’ye Kritik “Uyarı” Ziyareti

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Hazine Müsteşarı Brian Nelson’ın 29 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında Türkiye, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret edecek. Nelson, yaptırım listesindeki Rus şirketlerle iş yapılmasının olası sonuçları konusunda uyarıda bulunacak.

Brian Nelson’ın ziyaret Ankara ve Washington arasındaki ilişkilerin NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) ile ilgili görüş ayrılıkları nedeniyle gerildiği bir döneme denk gelecek.

ABD Hazine Bakanlığı geçen yıl Ekim ayında da Rusya’ya yönelik yaptırımlarla ilgili uyarıda bulunmak için Türkiye’ye üst düzey bir yetkili göndermişti.

ABD Hazine Bakanlığı’nın üst düzey yetkililerinden Brian Nelson, önümüzdeki hafta Türkiye ve Ortadoğu’ya gerçekleştireceği ziyaretlerde yaptırım listesindeki Rus şirketlerle iş yapılmasının olası sonuçları konusunda uyarıda bulunacak.

Reuters’a konuşan bir ABD Hazine Bakanlığı sözcüsü, Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Hazine Müsteşarı Brian Nelson’ın 29 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında Türkiye, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret edeceğini söyledi.

Sözcünün ajansa verdiği bilgiye göre, Nelson bu ülkelerde hükümet yetkilileri, şirketler ve finans kuruluşlarıyla yapacağı görüşmelerde, ABD’nin yaptırımlarını agresif şekilde uygulamaya devam edeceğini vurgulayacak.

Sözcü, yaptırım listesindeki şirketlerle iş yapan ya da bu konuyla ilgili “gerekli özeni göstermeyen” birey ve kurumların ABD piyasalarına girememe riskiyle karşılaşacağı uyarısında bulundu.

Nelson’ın Ankara ve İstanbul’daki görüşmelerini 2-3 Şubat’ta gerçekleştireceğini belirten sözcü, ABD’li yetkinin şirket ve bankaları olası çift kullanımlı teknoloji transferlerine ilişkin işlemlerden kaçınmaları için uyaracağını söyledi. ABD, söz konusu teknolojilerin bu yolla Rus ordusu tarafından kullanılabilmesine imkân tanınmasından endişe ediyor. Çift kullanımlı ürünlerin hem ticari hem de askeri uygulamaları olabiliyor.

ABD ve müttefikleri, Rusya’ya Ukrayna’yı işgalinin ardından çok sayıda yaptırım uygulamaya başladı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınayan Türkiye, Kiev’e silahlı İHA tedarik ederek destek verdi. Ancak Ankara aynı zamandaBatı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına da karşı çıkıyor. Buna karşın Türk hükümeti, uluslararası yaptırımların Türkiye’de etrafından dolaşılmayacağına dair de söz verdi.

ABD Hazine Bakanlığı geçen yıl Ekim ayında da Rusya’ya yönelik yaptırımlarla ilgili uyarıda bulunmak için Türkiye’ye üst düzey bir yetkili göndermişti.

Washington, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının delinmesinden de endişeli. ABD Hazine Bakanlığı geçen ay Türk iş insanı Sıtkı Ayan ve şirketlerini, İran Devrim Muhafızları yararına petrol satışı gerçekleştirilmesi ve para aklanmasına yardım ettiği gerekçesiyle yaptırım listesine almıştı.

Paylaşın

ABD’de Yüz Binlerce Kişi “Polis Şiddetini” Protesto Etti

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Tennessee eyaletinin Memphis kentinde 29 yaşındaki siyahi Tyre Nichols’ın beş siyahi polis tarafından gözaltına alınırken uğradığı şiddet sonucu ölümünün ardından ABD genelinde yüz binlerce kişi “polis şiddetini” protesto etti.

628 bin nüfusa sahip Memphis şehrinin yüzde 65’i siyah Amerikalılar’dan oluşuyor.

ABD Başkanı Joe Biden ve Tyre Nichols’ın ailesi protestoların barış içerisinde olması ve şiddet olaylarına dönüşmemesi çağrısında bulundu.

Yetkililer ülke genelinde haftasonu boyunca çok sayıda geniş çaplı protesto eylemi olmasını bekliyor. Bu sebeple birçok noktada güvenlik önlemleri arttırılıyor.

Tyre Nichols’ın, gözaltına alınırken uğradığı şiddet sonucu ölümünün ardından polis kamerası görüntüleri, dün akşam 19:00’da kentin emniyet müdürlüğü tarafından yayınlandı.

Beş siyahi polisin dört dakika içinde dokuz farklı darbesiyle ağır yaralanan daha sonra da yaşamını yitiren Nichols’a yönelik ölümcül polis şiddetinin görüntülerinin yayınlanması sonrasında ABD genelinde protesto gösterileri düzenlendi.

New York, Los Angeles, Philedelphia ve Boston gibi kentlerde, yayınlanan video sonrasında yüzbinler polis şiddetini protesto etti. New York Belediye Başkanı Eric Adams eski bir polis olarak yayınlanan videoda gördüklerini irkilerek izlediğini söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden da yaptığı açıklamada, videoyu izlediğinde son derece acı hissettiğini ve öfkelendiğini dile getirdi.

Videoda ise polis memurları Nichols’ı arabasının sürücü koltuğundan sürüklerken ve “Kahretsin, ben bir şey yapmadım … Sadece eve gitmeye çalışıyorum” diye bağırırken gösteriyor. Polis yüzüstü yatmasını emrettiği Nichols’ı yere yatırıyor ve ardından yüzüne biber gazı sıkıyor.

Nichols kurtuluyor, ayağa fırlıyor ve yola doğru koşmaya başlıyor. Peşindeki polis memurları ise kendisine şok tabancasıyla ateş ediyor. Ayrı bir videoda, memurların Nichols’u tekrar yakalayıp dövmeye başlamasının ardından yaşanan boğuşma görülüyor.

İki memur Nichols’u tutarken, üçüncüsü tekmeliyor. Dördüncü polis de Nichols’a yumruk atmadan önce sopa gibi görünen bir şeyle darbeler indirirken görülüyor.

Polislerin vücut ve araç kameralarından elde edilen görüntüler, memurların ikinci derece cinayet, saldırı, adam kaçırma, görevi kötüye kullanma ve baskı ile suçlanmalarından bir gün sonra Memphis Belediyesi’nin YouTube sayfasında paylaşıldı.

Polis memurları, polis teşkilatından ihraç edilmişlerdi

Tamamı siyah olan polis memurları, 7 Ocak’ta Nichols ile trafikte karşılaşmaları ve Nichols’un ağır şekilde dövülmesinin ardından, geçen hafta sonunda polis teşkilatından ihraç edilmişlerdi. Nichols aldığı yaralara yenik düşmüş ve üç gün sonra hastanede hayatını kaybetmişti.

Memphis polis şefi Cerelyn Davis ve videoyu yayınlanmadan önce Nichols’un yakınlarıyla birlikte izleyen aile avukatları, görüntülerin acımasız olduğu ve infiale yol açabileceği konusunda önceden uyarıda bulunmuş ve halkı sükunete davet etmişti.

Davis CNN’e yaptığı açıklamada görüntüleri tanımlarken “İnsanlığa meydan okuyan eylemler göreceksiniz” demişti.

Nichols’ın ailesini temsil eden sivil haklar avukatı Ben Crump, videodaki son sözlerin Nichols’ın annesi için ağlaması olduğunu söylemişti.

Tyre Nichols’ın annesi RowVaughn Wells da bugün yaptığı açıklamada “Hiçbir anne benim şu anda yaşadığımı yaşamamalı, hiçbir anne benim çocuğumu kaybettiğim gibi vahşi bir şekilde evladını kaybetmemeli” diye konuşmuştu.

Paylaşın

ABD, Art Arda Silahlı Saldırılarla Sarsılıyor

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) California ve Iowa eyaletlerinde yaşanan silahlı saldırıların ardından bir saldırı haberi de Washington eyaletinden geldi. Silahlı bir saldırgan bir benzin istasyonunda 3 kişiyi vurarak öldürdü.

ABD dünyada sivillerin elinde bulunan silahların kişi sayısından fazla olduğu tek ülke. Son yıllarda yapılan farklı araştırmalara dayanılarak hazırlanan habere göre, her 100 kişiye 120,5 silah düşen ABD dünyada ilk sırada yer alıyor.

Falkland Adaları 100 kişiye 62 silah ile ikinci, yaklaşık 7 yıldır iç savaşın yaşandığı Yemen 100 kişiye 53 silah ile üçüncü sırada. Güney Kore ve Japonya gibi bazı ülkelerde ise bu oranın 0,2 gibi sıfıra yakın bir düzeyde.

Washington eyaletinin Yakima kasabasındaki bir benzin istasyonunda bulunan markete sabah karşı saat 03:30 sularında gelen 21 yaşındaki silahlı saldırgan markette bulunan iki kişiyi silahıyla vurarak öldürdü.

Daha sonra dışarı çıkan saldırgan burada da bir kişiyi vurdu. Polisin herhangi bir tartışma ya da benzeri olay izine rastlamadığını açıkladığı olayda 3 kişi hayatını kaybetti.

Polis yetkilileri 21 yaşındaki Jarid Haddock isimli saldırganın kaçtığını ve henüz yakalanamadığını açıkladı. Saldırganın hangi amaçla söz konusu yere gelip rastgele ateş açarak 3 kişiyi öldürdüğü henüz bilinmiyor. Polis, yaklaşık 97 bin kişinin yaşadığı ve halkının tarımla geçindiği bilinen bölgede yaşayanları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Saldırganın olayın ardından yolun karşısına geçerek burada aracı içerisinde bulunan bir kişiye ateş ederek yolcu koltuğuna geçmeye zorladığı ve daha sonra içerisinde bu kişiyle birlikte aracı alarak kaçtığı belirtiliyor. Saldırganın çaldığı aracın içerisindeki kişinin durumu da bilinmiyor.

ABD Başkanı Joe Biden California’daki silahlı saldırıların ardından taziye açıklaması yapmış ve saldırı silahlarının satışının yasaklanmasıyla ilgili yasanın Kongre’den bir an önce geçmesi gerektiğini hatırlatmıştı.

Beyaz Saray’dan bugün yapılan açıklamada da Başkan Biden’a saldırılar hakkında bilgi verildiği, Biden’ın da toplumu güvenli hale getirebilmek için yapılması gereken çok fazla şey olduğunu söylediği belirtildi.

ABD’nin California ve Iowa eyaletlerinde yaşanan silahlı saldırılarda en az dokuz kişi öldü. ABD California Eyaleti San Mateo County bölgesinde düzenlenen silahlı saldırılarda yedi kişi ölürken, Iowa eyaletindeki silahlı saldırıda ise iki öğrenci hayatını kaybetti.

Paylaşın

2023 Oscar Ödülleri’nin Adayları Belli Oldu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) California merkezli Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından her yıl verilen ve Sinema dünyasının en prestijli ödülleri olan Oscar Ödülleri’nin adayları belli oldu. 

Bu sene 12 Mart’ta yapılacak törende En İyi Film dalında yarışacak filmler arasında ‘All Quiet on the Western Front”, “Avatar: The Way of Water” ve Top GunMaverick” de bulunuyor. Altın Küre ödüllü “Everything Everywhere All At Once” filmi, Oscar’da 11 adaylıkla öne çıktı.

Bu yıl 95’incisi düzenlenecek Akademi Ödülleri’nde TRT ortak yapımı “Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness)”, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo dallarında Oscar’a aday gösterildi.

En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Yabancı Dilde Film dallarında adaylar şöyle:

En İyi Film:

  • “All Quiet on the Western Front”
  • “Avatar: The Way of Water”;
  • “The Banshees of Inisherin”
  • “Elvis”
  • “Everything Everywhere All at Once”
  • “The Fabelmans”
  • “Tár”
  • “Top Gun: Maverick”
  • “Triangle of Sadness”
  • “Women Talking”

95 Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda gerçekleşecek törende en iyi yönetmen adayları ise şöyle:

  • Martin McDonagh, “The Banshees of Inisherin”
  • Daniel Kwan ve Daniel Scheinert, “Everything Everywhere All at Once”
  • Steven Spielberg, “The Fabelmans”
  • Todd Field, “Tar”
  • Ruben Ostlund, “Triangle of Sadness”:

Ruben Östlund’un yönetmenliğini üstlendiği film, İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) tarafından bu yıl 76’ncı kez dağıtılacak olan “BAFTA Ödülleri”nde ise “En İyi Orijinal Senaryo”, “En İyi Casting” ve “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dallarında da aday gösterildi.

Fransa, Almanya, Türkiye, İngiltere, İsveç, İsviçre, ABD ve Yunanistan ortak yapımı “Hüzün Üçgeni”, modellik yapan genç çift Carl ve Yaya’nın milyarder yolcuların bulunduğu süper lüks bir gemiyle çıktığı gezide başından geçenleri anlatıyor.

En İyi Kadın Oyuncu

  • Ana de Armas, “Blonde”
  • Cate Blanchett, “Tár”
  • Andrea Riseborough, “To Leslie”
  • Michelle Williams, “The Fabelmans”
  • Michelle Yeoh, “Everything Everywhere All at Once”.

En İyi Erkek Oyuncu:

  • Brendan Fraser, “The Whale”
  • Colin Farrell, “The Banshees of Inisherin”
  • Austin Butler, “Elvis”
  • Bill Nighy, “Living”
  • Paul Mescal, “Aftersun”

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:

  • Angela Bassett, “Black Panther: Wakanda Forever”
  • Hong Chau, “The Whale”
  • Kerry Condon, “The Banshees of Inisherin”
  • Jamie Lee Curtis, “Everything Everywhere All at Once”
  • Stephanie Hsu, “Everything Everywhere All at Once”

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

  • Brian Tyree Henry, “Causeway”
  • Judd Hirsch, “The Fabelmans”
  • Brendan Gleeson, “Banshees on Inisherin”
  • Barry Keoghan, “Banshees of Inisherin”
  • Ke Huy Quan, “Everything Everywhere All at Once.”

Uluslararası film adayları:

  • “All Quiet on the Western Front” (Almanya)
  • “Argentina, 1985” (Arjantin)
  • “Close” (Belçika)
  • “EO” (Polonya)
  • “The Quiet Girl” (İrlanda).

Özgün senaryo adayları

  • “Everything Everywhere All at Once”
  • “The Banshees of Inisherin”
  • “The Fabelmans”
  • “Tár”
  • “Triangle of Sadness”.

En iyi özgün müzik dalı:

  • Volker Bertelmann, “All Quiet on the Western Front”
  • Justin Hurwitz, “Babylon”
  • Carter Burwell, “The Banshees of Inisherin”
  • Son Lux, “Everything Everywhere All at Once”
  • John Williams, “The Fabelmans”.

En iyi animasyon film adayları

  • “Guillermo del Toro’s Pinocchio”
  • “Marcel the Shell With Shoes On”
  • “Puss in Boots: The Last Wish”
  • “The Sea Beast”
  • “Turning Red”.

Sinema uzmanları 2023’ün Oscar ödülleri açısından “en belirsiz” yıllardan biri olacağı konusunda hem fikir. Hem uzmanlarda hem de jüride gözlemlendiği belirtilen bu “kafa karışıklığının” başlıca nedeni olarak ise dış yapımların son dönemdeki başarısı gösteriliyor.

Yabancı yapımların her sene daha da başarılı olduğunun altını çizen Clayton Davis, “Bence bu başarılar artmaya devam edecek” diyor.

Alman yapımı “Nothing New in the West”in İngiliz Bafta Ödülleri’ndeki başarısı Oscar için de yüksek şansa sahip olduğunun en büyük işareti.

Tören, film endüstrisi için Covid-19 yıllarından biri olan ve Cineworld gibi devlerin bu sonbaharda iflas başvurusunda bulunduğu bir yılın ardından geliyor.

Her ne kadar sinema salonları “Avatar” ve “Top Gun” sayesinde dolmuş da olsa son senelerdeki kayıplarının sadece yüzde 70’ini karşılayabildikleri belirtiliyor.

James Cameron’ın Avatar efsanesinin ikinci bölümü geçtiğimiz hafta sonu gişede sembolik 2 milyar dolar hasılat sınırını geçti.

Geçen mayısta gösterime giren “Top Gun: Maverick” ise yaklaşık 1,5 milyar dolar kazandı.

Paylaşın