Türkiye Merkezli İki Şirkete ABD’den Yaptırım: Bu Bir Uyarı Atışı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Türkiye merkezli Dexias Türkiye ve Azu International’a, Rusya’ya Ukrayna işgalinin ardından uygulanan yaptırımların delindiği gerekçesiyle yaptırım getirildiğini açıkladı.

Açıklamada Dexias Türkiye’nin, Rusya’daki Radioavtomatika şirketi için aracılık yaptığı aktarıldı. Rusya’daki bu şirket hali hazırda ABD yaptırımlarına tabiydi.

Dexias’ın Batılı şirketlerle iletişime geçerek ABD menşeili elektronik ürünler almaya çalıştığı öne sürüldü. Dexias Türkiye’nin yanı sıra Rusya’daki kolu olan Dexias Rusya ve bu iki şirketin de yöneticisi olan Alim Khazişmeloviç Firov’a da yaptırım açıklandı.

Yaptırım uygulanacak Türkiye merkezli ikinci şirket ise Azu International. ABD Hazinesi’ne göre Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hemen ardından, Mart 2022’de kurulan bu şirketin amacı yaptırımlara takılan elektronik ürünleri Rusya’ya göndermekti.

ABD bu şirketin Rusya’ya birden fazla bilgisayar çipi sevkiyatı yaptığını açıkladı. Reuters ajansı da Aralık ayında Rus gümrük kayıtlarını inceleyerek yaptığı haberde bu şirketi Rusya’ya en az 20 milyon dolarlık elektronik parça sattığını yazmıştı.

ABD’nin yaptırım listesine aldığı şirketlerin ABD’deki varlıkları donduruluyor, SWIFT sistemini kullanarak uluslararası para transferi yapmaları da yasaklanıyor.

Dışişleri Bakanlığı’ndan da yaptırımlarla ilgili henüz bir açıklama gelmedi.

NATO üyesi Türkiye, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara ilkesel olarak karşı çıkmakla birlikte yaptırımların, Türkiye’de delinmeyeceğini ve sevk edilen ürünlerin Rus ordusu tarafından kullanılamayacağını belirtmişti.

Türkiye, geçen ay Batı ülkelerinin yaptırım listesinde olan malların Rusya’ya iletilmesini durdurmak üzere adım atmıştı.

ABD Maliye Bakanlığı’nın Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı Brian Nelson konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kremlin kapsamlı, çok taraflı yaptırımların ve ihracat kontrollerinin etrafından dolanmanın yollarını ararken ABD müttefik ve ortaklarıyla birlikte Putin’i savaşta destekleyen yaptırımların delinmesine yönelik girişimleri, sekteye uğratmaya devam edecek.”

Brian Nelson geçtiğimiz Ocak ayında Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’ı kapsayan bir ziyaret gerçekleştirmiş ve yaptırımların uygulanması odaklı ziyaret kapsamında Türkiye’de iş dünyası ve banka yöneticilerine yönelik yaptığı konuşmada uyarıda bulunmuştu.

Paylaşın

ABD’de Banka Binasında Silahlı Saldırı: Çok Sayıda Ölü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kentucky eyaletinin en büyük şehri Louisville’de banka binası olduğu sanılan bir binada silahlı saldırı düzenlendiği bildirildi. Saldırıda çok sayıda kişinin öldüğü, en az altı kişinin yaralandığı açıklandı.

Polis departmanı tarafından sosyal medyadan yapılan açıklamada, “Doğu Main’in 300. bloğunda aktif bir saldırganın raporlarını doğruluyoruz. Lütfen bölgeden uzak durun. FBI, ajanları olay yerine gitti” denildi.

ABD’nin Kentucky eyaletinin en büyük kenti Louisville’de banka binası olduğu sanılan bir binada silahlı saldırı düzenlendiği ve polisin olay yerine müdahale ettiği belirtiliyor.

Haber ajansları olay yerinde polisin çok sayıda kişiye ilkyardım müdahalesinde bulunduğunu aktardı. CNN televizyonu bölgedeki kaynaklara dayandırdığı haberinde 6 “kurban” olduğunu bildirdi.

Louisville polisi, Twitter’dan yaptığı açıklamada olayın sürdüğünü ve halka olay yerinden uzak durma çağrısı yaptıklarını kaydetti. Polis Twitter açıklamasında “Çok sayıda vurulan var” dedi.

Binadan ayrılan tanıklar yerel televizyon WHAS-TV’ye yaptıkları açıklamalarda binanın içinde silah sesleri duyduklarını bildirdi.

Televizyon görüntülerinde çok sayıda polis aracının olay yerine gittiği görüldü. WHAS muhabirleri bazı kişilerin olay yerinden ambulansla taşındığını aktardı.

Kentucky Valisi Andy Beshear olay yerine gitmek için yolda olduğunu belirtti ve “Lütfen tüm etkilenen aileler ve Louisville şehri için dua edin” dedi.

Federal Soruşturma Bürosu da (FBI) olaya müdahale ettiğini bildirdi.

Saldırının 625 bin nüfuslu kentte Eski Ulusal Banka’ya evsahipliği yapan East Main Caddesi’nde Waterfront Park ve Louissville Slugger Field baseball sahası yakınında meydana geldiği belirtildi.

Paylaşın

ABD’yi Hortum Ve Fırtına Vurdu: En Az 30 Ölü

Son birkaç gündür Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) orta ve güney eyaletlerinde etkili olan hortum ve şiddetli fırtınalar nedeniyle en az 30 kişi hayatını kaybetti. Amerikan medyasına göre 60’tan fazla hortum tespit edildi.

Hortumlar birçok evin yıkılmasına, binlerce yapının da elektriksiz kalmasına neden olurken, uzmanlar, fırtınaların neden olduğu hasarın boyutlarını anlayabilmenin günler alabileceğini belirtti.

WREG haber kanalının aktardığı bilgilere göre, Cuma günü başlayan fırtınadan en çok etkilenen eyalet olan Tennessee’de 9 kişi hayatını kaybetti. Arkansas, Alabama, Indiana ve Illınois’te de onlarca kişi hayatını kaybetti.

Ülkede etkili olan fırtına nedeniyle, ağaçlar yıkıldı, arabalar takla attı, evler çöktü. Geçen hafta 25 kişinin hortumdan dolayı hayatını kaybettiği eyalet Mississippi’de, yine hortum uyarıları yapıldı.

Arkansas Valisi Sarah Huckabee Sanders eyalette olağanüstü durum ilan etti. Vali Sanders Başkan Biden’la durumu konuştuğunu ve Biden’ın federal yardım sözü verdiğini kaydetti.

Fırtına ve hortum dolayısıyla oluşan maddi zararın büyüklüğüne de dikkat çekilirken, şiddetli fırtınanın enerji nakil hatlarına verdiği hasar nedeniyle 610 binin üzerinde hanenin elektriksiz kaldığı açıklandı.

Geçtiğimiz hafta da Mississippi eyaletinde hortumlar nedeniyle 26 kişi yaşamını yitirmişti. Fırtına Tahmin Merkezi bazı hortumların uzun mesafeler kat edebileği uyarısında bulundu.

Mississippi’de geçen haftaki hortumun bir saat süresince 94 km mesafe kat ettiğine dikkat çekiliyor. Başkan Biden, eyaleti Cuma günü ziyaret etmişti.

Yetkililer, Tennessee’de Salı günü Cuma günkü şiddetli hava koşullarının yeniden görülebileceği konusunda uyarı yaptı.

ABD’nin özellikle orta ve doğu kesimlerinde hortum vakaları çok sık görülüyor. 2021 yılı Aralık ayında hortumlar nedeniyle Kentucky eyaletinde 80 kişi hayatını kaybetmişti.

Paylaşın

ABD’de İki Askeri Helikopter Havada Çarpıştı: Çok Sayıda Ölü

Amerika Birleşik Devletleri’nin Kentucky eyaletinde, Black Hawk tipi iki helikopter rutin eğitim uçuşu sırasında havada çarpışarak düştü. Kazada çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Reuters haber ajansı, helikopterde bulunanların sayısı hakkında bilgi verilmediğini bildirdi.

Kara Şahin tipi helikopterlerin modifiye edilmiş hali olan HH-60’lar havadan saldırı operasyonları, tıbbi tahliye gibi farklı amaçlarda kullanılabiliyor.

Kentucky Valisi Andy Beshear sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Fort Campbell’dan gelen ilk haberlere göre bir helikopter kazası meydana geldi ve hayatını kaybedenler olduğu tahmin ediliyor” dedi ve yerel yetkililer ile acil servislerin kazaya müdahale ettiğini sözlerine ekledi.

ABD’nin Fort Campbell üssünün halkla ilişkiler ofisinden yapılan açıklamada ise, 101’inci hava tümeni tarafından kullanılan iki adet HH-60 Black Hawk tipi helikopterin Kentucky’nin Trigg County bölgesinde dün gece saatlerinde düştüğü kaydedildi.

“Komutanlık şu anda ordu mensupları ve aileleriyle ilgilenmeye odaklanmış durumda” denilen açıklamada, kazanın nedeninin araştırıldığı belirtildi.

Ordu sözcüsü Nondice Thurman, Kara Şahin HH-60 tipi helikopterlerin düşme nedeninin araştırıldığını belirtirken helikopterlerde kaç kişi olduğu ve durumları hakkında bilgi vermedi.

Thurman helikopterlerin Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı tek hava saldırı bölüğü olan 101’inci hava bölüğüne ait olduğunu ve Fort Campbell askeri üssünden havalandıklarını belirtti.

Geçmişte bu üsten havalanan askerler dünyanın her tarafındaki çatışma bölgelerinde görev yaptı.

Paylaşın

ABD’de Okula Silahlı Saldırı: Saldırgan Dahil 7 Ölü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Tennessee eyaletine bağlı Nashville kentinde yer alan özel bir Katolik ilkokulu olan Convenant School düzenlenen silahlı saldırıda, saldırgan dahil yedi kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Haber Merkezi / Nashville polisi, genç bir kadın olarak tanımladığı silahlı saldırganın çıkan çatışmada öldüğünü bildirdi. Polis, kurbanları ve zanlıyı tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor.

2001 yılında kurulan Covenant School, Nashville’deki Covenant Presbiteryen Kilisesi’nin bir kurumu. İnternet sitesine göre okulun 200 öğrencisi var. Okul ana sınıfından 6’ncı sınıfa kadar eğitim veriyor.

Saldırı ülkenin dört bir yanında, geçen yıl Teksas eyaletinin Uvalde kentindeki bir ilkokulda meydana gelen katliam dahil okullarda yaşanan bir dizi şiddet olayının ardından geldi.

Son olarak Virginia’da bir birinci sınıf öğrencisi öğretmenini silahla vurarak yaralamış ve geçen hafta Denver’daki bir silahlı saldırıda da iki okul yöneticisi yaralanmıştı.

Education Week tarafından derlenen verilere göre, ABD’de 2023 yılında 23 Mart tarihine kadar ölüm veya yaralanmayla sonuçlanan 12 okul silahlı saldırısı gerçekleşti.

Paylaşın

ABD’den Suriye’de İran’la Bağlantılı Gruplara Operasyon

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) karşıtı koalisyon üssünü hedef alan SİHA saldırısının ardından, bölgedeki İran Devrim Muhafızlarıyla bağlantılı gruplara operasyon düzenledi.

ABD’nin İran’ı sorumlu tuttuğu SİHA saldırısı, bir Devrim Muhafızları generalinin “askeri danışman” olarak Suriye’de gittiği bir görev sırasında öldürüldüğü yönünde birkaç gün önce İran resmi medyasında çıkan haberlerin ardından geldi.

Suriye’de Beşar Esad yönetimini destekleyen İran, ordu mensuplarının Şam hükümetinin daveti üzerine Suriye’de bulunduğunu ve faaliyetlerinin “askeri danışmanlık”la sınırlı olduğunu savunuyor.

Suriye’nin kuzeydoğusunda Amerikan askerlerinin bulunduğu koalisyon üssünü hedef alan SİHA saldırısının ardından, ABD ordusu bölgede İran Devrim Muhafızlarına bağlı gruplara yönelik hava saldırıları düzenledi.

Pentagon’dan yapılan açıklamada, Haseke yakınlarındaki koalisyon üssünde bir bakım tesisini hedef alan SİHA saldırısında ABD’li bir ordu müteahhidinin öldüğü, bir müteahhit ve beş askerin yaralandığı bildirildi. Açıklamada, yerel saatle sabah 01.40’ta gerçekleşen saldırının İran kaynaklı olduğunun değerlendirildiği belirtildi.

Savunma Bakanı Lloyd Austin de, “ABD Başkanı Joe Biden’ın da açıklıkla ifade ettiği üzere insanlarımızı savunmak için gerekli tüm önlemlere başvuracak, kendi seçtiğimiz yer ve zamanda yanıt vereceğiz. Birliklerimize yönelik hiçbir grubun saldırısı cezasız kalmayacak” açıklaması yaptı.

Austin, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (CENTCOM) İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı gruplara ait tesislere operasyon talimatı verdiğini de bildirdi.

“Birliklerimiz Suriye’deki varlığını sürdürecek”

CENTCOM Komutanı Michael Kurilla da, “Birliklerimiz IŞİD’in kalıcı yenilgisini sağlamak için Suriye’deki varlığını sürdürecektir” diyerek bunun sadece Suriye değil, tüm bölgenin güvenlik ve istikrarı için faydalı olduğunu savundu.

IŞİD ile mücadele hedefiyle 2014’te kurulan uluslararası koalisyon çerçevesinde halen yüzlerce ABD askeri Suriye’de bulunuyor. ABD askerleri, koalisyona bağlı üslerde Kürt YPG güçleriyle birlikte faaliyet gösteriyor.

Koalisyonda ABD’nin en önemli yerel müttefiki olan ve ağırlıklı olarak Kürt YPG birliklerinden oluşan Suriye Demokratik Güçleri, YPG’yi PKK’nın Suriye kolu olarak gören Ankara ile ABD arasında gerilime neden oluyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Türkiye ve İran’daki Dört Kurum Ve Üç Kişiye Yaptırım

İran’ın drone ve silah programlarını hedef alan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), programların geliştirilmesini desteklemekle suçladığı İran ve Türkiye’deki dört kurum ve üç kişiye yaptırım kararı alındı.

ABD bu ay, bir İran şirketine havacılık ekipmanı tedarik ettiği gerekçesiyle Çin merkezli bir firmaya da yaptırım uygulamıştı. Söz konusu yaptırımlar, İran’ın İHA sanayisini hedef almıştı.

ABD Hazine Bakanlığı, söz konusu tedarik ağının İran Savunma ve Silahlı Kuvvetleri yararına faaliyet gösterdiğini belirtti.

Hazine Bakanlığı Terörizm ve Finansal İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, “İran’ın belgelerle kanıtlanmış İHA ve konvansiyonel silahlarını vekillerine yaymasının bölgesel ve küresel güvenliği tehdit ettiğini” söyledi. Nelson, ABD’nin İran’ın askeri sanayi kompleksini destekleyen yabancı tedarik ağlarını ifşa etmeye devam edeceğini kaydetti.

Hakkında yaptırım kararı alınanlar arasında, İran merkezli Savunma Teknoloji ve Bilim Araştırma Merkezi, bu merkezde ticari yönetici ve satın alma temsilcisi olarak faaliyet gösterdiği belirtilen Amanallah Payidar ve onun kurduğu Farazan Industrial Engineering bulunuyor.

Murat Bukey de yaptırım listesinde

ABD’nin yaptırımlarına maruz kalacak olanlar arasında bir diğer isimse Türk vatandaşı Murat Bukey. Bukey, Payidar’a kimyasal ve biyolojik tanıma sistemlerinin de aralarında olduğu çeşitli ekipmanı temin etmekle suçlanıyor.

Hazine Bakanlığı, Bukey’in ayrıca İHA’larda ve karadan havaya füze sistemlerinde kullanmaya uygun Avrupa menşeli motorları Payidar ve şirketine temin etme girişiminde bulunduğunu, bunun yanı sıra 1 milyon doları aşkın değerdeki 100’den fazla Avrupa menşeli İHA motorunu ve bunlarla ilintili teçhizatı da İran’a ürün gönderdiğinden şüphelenilen şirketlere sattığını belirtti.

İspanya Yüksek Mahkemesi, Amerikan savcıların talebi üzerine Barselona Havalimanı’nda gözaltına alınan Bukey’in geçen yıl Nisan ayında ABD’ye iadesine karar vermişti. Mahkeme, Bukey’in 2021 ve 2013 yıllarında ABD’den balistik füze ve biyolojik tanıma sistemlerinde kullanılabilecek yakıt hücrelerini ithal ederek İran’a sattığından şüphelenildiğini açıklamıştı.

ABD Hazine Bakanlığı’nın açıklamasında, Bukey’in İran’la bağlantılı faaliyetlerini yürütmek için 2018 yılında ortağını Ozene Havacılık ve Savunma Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ni kurması için yönledirdiği, kendisinin de bu şirketin hissedarı olduğu kaydedildi.

Söz konusu yaptırımlar, İran’ın İHA sanayisini hedef alan Washington’ın son adımı. ABD bu ay, bir İran şirketine havacılık ekipmanı tedarik ettiği gerekçesiyle Çin merkezli bir firmaya da yaptırım uygulamıştı.

Paylaşın

Altı Büyük Merkez Bankasından Dolar Likiditesini Artırma Kararı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Japonya, Kanada, Avrupa, Fed ve İsviçre Merkez Bankaları, finans piyasalarına güven vermek amacıyla, ABD doları akışını artırma kararı aldı.

Haber Merkezi / Bankalar, koordine bir şekilde “likidite karşılığının artırılacağını” ortak bir açıklama ile dünya kamuoyuna duyurdu.

Devreye sokulacak sistemle bankalar, FED üzerinden borçlanabilecek. Bu sistem, 2008 finans krizi sırasında uygulanmaya başlanmıştı. Kovid 19 sürecinde de uygulamaya konulan sistemin “en azından Nisan sonuna dek” devrede olacağı belirtiliyor.

Altı büyük merkez bankası tarafından yapılan ortak açıklamada, ABD doları fonlamasını sağlamada swap hatlarının etkinliğini artırmak için halihazırda dolar işlemleri sunan merkez bankalarının 7 gün vadeli işlemlerinin sıklığını haftalıktan günlüğe çıkarma konusunda anlaştığı bildirildi.

Açıklamada, merkez bankalarının arasındaki swap hatları ağının, küresel fonlama piyasalarındaki baskıları hafifletmek için önemli bir likidite desteği işlevi gördüğü ve böylece bu tür baskıların hanehalkı ve işletmelere yönelik kredi arzının üzerindeki etkileri hafifletmeye yardımcı olduğu kaydedildi.

Büyük merkez bankalarının likiditeyi artırmaya yönelik attığı adım, İsviçre’nin en büyük bankası UBS’in kriz yaşayan Credit Suisse’i satın alacağını açıklamasının ardından geldi. Söz konusu adım, ABD ve Avrupa’da finansal sistemdeki son gelişmelere ilişkin endişelerin derinleştiği şeklinde yorumlandı.

SWAP hattı nedir?

Swap hattı, merkez bankaları arasında geçici olarak, belirli bir zaman diliminde, bir varlık ya da yükümlülüğe bağlı faiz ödemeleri ya da döviz cinsini karşılıklı olarak değiştirmek için yaptıkları anlaşmadır.

Başlangıçta merkez bankaları tarafından belirli piyasa müdahalelerini finanse etmek için kullanılan swap takas hatları; son yıllarda finansal istikrarı korumak ve piyasada oluşan panik havasının, reel ekonomiyi etkilemesini önlemek için kullanılan önemli bir araç haline gelmiştir.

Paylaşın

ABD’den Savunmaya Rekor Bütçe: 886 Milyar Dolar

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD), 2024 savunma bütçesi 886 milyar dolar olarak açıklandı. ABD’nin içinde bulunduğumuz sene için kabul edilen savunma bütçesi 858 milyar dolar olmuştu.

ABD’nin 2024 savunma bütçesinin 842 milyar dolarlık kısmı Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) kullanımına, 44 milyar dolarlık kısmın ise savunma ile ilgili projeler için, örneğin Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından harcanmasını öngörüyor.

ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin hazırladığı bütçe tasarısı kabul edildiği takdirde, ülkenin bir barış döneminde ya da herhangi bir savaşa dolaylı da olsa katılmadığı bir dönemde savunma giderlerine harcanacak en yüksek miktar olacak.

886 milyar dolara çıkarılan savunma bütçesi ile, askeri personele ortalama yüzde 5,2 maaş zammı ve ordunun AR-GE (araştırma-geliştirme) çalışmalarının finansmanının sağlanması hedefleniyor.

Ayrıca Rusya’ya karşı savaşında Ukrayna’ya verilen desteğin de savunma giderlerini arttıran bir başka etken olduğu belirtiliyor. ABD Kongresi’nin her iki kanadı, geleneksel tavrını sürdürerek, söz konusu bütçeyi onaylayacağının sinyallerini verdi.

“En büyük kriter Çin’e karşı caydırıcılık”

Ukrayna savaşının daha uzun süre devam edebileceğinden yola çıkan Kongre ve Biden yönetimi, diğer yandan Rusya ve Çin ile olası ihtilaflara ordunun hazır olmasını istiyor.

ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Kathleen Hicks, konuyla ilgili açıklamasında, “Bizim en büyük ve burada en sık dile getirdiğimiz başarı kriterimiz, Çin yönetiminin her sabah uyandığında, olası bir saldırganlığının bedelini düşünmesi ve ‘Bugün o gün değil’ demesidir” ifadelerini kullandı.

ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, ticaretten casusluk faaliyetlerine kadar pek çok konudan dolayı uzun süredir gerilimli bir seyir izliyor. Her iki ülke sınırlarının çok uzağındaki ülkelerde birbiri ile büyük bir rekabet halinde.

İsveç merkezli düşünce kuruluşu Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2022 yılı küresel silah ihracatı raporuna göre, listenin birinci sırasında, küresel silah ihracatındaki payı, önceki dört yıla oranla yüzde 7 artış göstererek yüzde 40’a yükselen ABD geliyor.

İkinci sıradaki Rusya’nın payı ise yüzde 22’den yüzde 16’ya gerilerken, bu iki ülkeyi üçüncü sıradaki Fransa, dördüncü sıradaki Çin ve beşinci sıradaki Almanya takip ediyor.

Küresel silah ihracatındaki payı 2018-2022 yılları arasında yüzde 1,1 olarak seyreden Türkiye ise, sıralamada 12’nci sırada yer alıyor.

Paylaşın

Oscar Ödülleri 95. Kez Sahiplerini Buldu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından verilen ve sinema dünyasının en prestijli ödülleri arasında gösterilen Oscar Ödülleri 95’inci kez sahiplerini buldu.

En İyi Film ödülünü “Everything Everywhere All At Once” alırken, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü Brendan Fraser, En iyi Kadın Oyuncu ödülünü ise Michelle Yeoh aldı.

Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Everything Everywhere All at Once) filmi tam 7 dalda Oscar kazanarak gecenin en çok ödül kazanan yapımı oldu.

Los Angeles’taki Dolby Tiyatrosu’nda yapılan ödül töreninde bu yıl kırmızı yerine “şampanya rengi” halı vardı. Oscar adaylarının şıklık yarışında boy gösterdiği ve törenle özdeşleşen “kırmızı halı” 62 yıldır kullanılıyordu.

Oscar Ödülleri’nin bu yılki sunucusu Amerikalı komedyen Jimmy Kimmel, “Kırmızıdan şampanya rengi halıya geçme kararı artık törende kan dökülmeyeceğinden ne kadar emin olunduğunu gösteriyor” diyerek, törende geçen yıl yaşanan tokat olayına gönderme yaptı. Geçen yılki törende, sunucu Chris Rock’ın, Will Smith’in eşinin saçlarıyla ilgili yaptığı espri sonrası Smith sahneye çıkarak Rock’ı tokatlamıştı.

Gecenin kazananı “Everything Everywhere All At Once” filmi

Törende “En İyi Film” ödülü, 11 dalda Oscar’a aday gösterilen “Everything Everywhere All At Once” filminin oldu.

Yönetmenliğini Daniel Kwan ve Daniel Scheinert’in yaptığı, gerçeküstü (sürreal) bir film olan “Everything Everywhere All At Once” “En İyi Yönetmen”, “En İyi Film”, “En İyi Özgün Senaryo” ve “En İyi Kurgu” gibi aday gösterildiği 11 daldan 7’sinde ödül kazandı.

Diğer yandan filmdeki kadın oyuncu Michelle Yeoh, “En İyi Kadın Oyuncu” ödülüne layık görüldü. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) İyi Niyet Elçisi olan Yeoh, bu ödülü alan ilk Asyalı kadın oldu.

Curtis’e 45 yıllık kariyerinin ilk Oscar’ı

Brendan Fraser ise “The Whale” filmindeki performansıyla “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandı. En iyi yardımcı erkek ve kadın oyuncu ödülleri de, “Everything Everywhere All At Once” filmindeki rolleriyle Ke Huy Quan ve Jamie Lee Curtis’e gitti.

Jamie Lee Curtis böylece 45 yıllık oyunculuk kariyerinin ilk Oscar’ını kazanmış oldu.

Ke Huy Quan, ödülünü alırken yaptığı duygusal konuşmada “Ben hayallerimden neredeyse vazgeçmiştim ama hayaller gerçekten inanmanız gereken şeylerdir” dedi.

51 yaşındaki Ke Huy Quan, çocukken The Goonies ve Indiana Jones and the Temple of Doom filmlerinde oynamış, ardından oyunculuğa uzun bir ara vermişti. Vietnamlı aktör “Bunun gibi hikayelerin sadece filmlerde olduğu söylenir. Bunu yaşadığıma inanamıyorum. Bu, Amerikan rüyası. Yolculuğum bir botta başladı. Bir yılım mülteci kampında geçti ve bir şekilde burada, Hollywood’un en büyük sahnesinde son buldu” dedi.

En iyi belgesel ödülü Navalni’nin

En iyi kurgu belgesel ödülü ise, Rus muhalif lider Aleksey Navalni’nin 2020 yılında zehirlenmesiyle ilgili olayları anlatan “Navalni” belgeseline verildi. Ödül konuşmasında belgeselin yönetmeni Daniel Roher, ödülü Navalni’ye ve dünyadaki tüm siyasi tutuklulara adadığını söyledi.

Gecenin en büyük hayal kırıklığı ise 9 dalda adaylığı bulunan “The Banshees of Inisherin” filminin hiç ödül alamaması oldu.

Törende bazı ünlüler, mavi kurdele takarak BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) “Sığınmacılarla Birlikteyim” kampanyasına destek verdi.

Şarkıcı Rihanna ve Lady Gaga törende sahne aldı. Lady Gaga törenin başında giydiği kıyafetini değiştirerek sahneye kot pantolon ve tişört ile makyajsız olarak çıktı.

95’inci Oscar Ödülleri’nin kategorileri ve kazananları şöyle:

– En İyi Film: “Everything Everywhere All At Once”
– En İyi Kadın Oyuncu: Michelle Yeoh, “Everything Everywhere All At Once”
– En İyi Erkek Oyuncu: Brendan Fraser, “The Whale”
– En İyi Yönetmen: Daniel Kwan ve Daniel Scheinert, “Everything Everywhere All At Once”
– En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Jamie Lee Curtis, “Everything Everywhere All At Once”

– En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ke Huy Quan, “Everything Everywhere All At Once”
– En İyi Uluslararası Film: “All Quite On The Western Front” (Almanya)
– En İyi Özgün Senaryo: “Everything Everywhere All At Once”
– En İyi Uyarlama Senaryo: “Women Talking”
– En İyi Belgesel: “Navalny”

– En İyi Kısa Belgesel: “The Elephant Whisperers”
– En İyi Animasyon Filmi: “Pinocchio”
– En İyi Sinematografi: James Friend, “All Quite On The Western Front”
– En İyi Görsel Efekt: “Avatar: The Way of Water”
– En İyi Film Kurgusu: “Everything Everywhere All At Once”

– En İyi Film Müziği: “All Quite On The Western Front”
– En İyi Özgün Şarkı: RRR, “Naatu Naatu”
– En İyi Ses Kurgusu: “Top Gun: Maverick”
– En İyi Yapım Tasarımı: “All Quite On The Western Front”

– En İyi Kısa Film: “An Irish Goodbye”
– En İyi Kısa Animasyon: “The Boy, The Mole, The Fox and The Horse”
– En İyi Kostüm Tasarımı: “Black Panda: Wakanda Forever”
– En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı: “The Whale”

Paylaşın