ABD Hazine Bakanı’ndan “Ekonomik Ve Finansal Felaket” Uyarısı

ABC News Televizyonu’nun sorularını yanıtlayan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Hazine Bakanı Janet Yellen, Kongre’nin borç tavanının yükseltilmesi konusunda uzlaşamaması halinde ağır sonuçlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulundu.

ABD Hazine Bakanı Yellen, borç tavanı müzakerelerinin “Amerikan halkının başına silah dayayarak yapılmaması gerektiğini” söyledi ve “Ama uzlaşma için zaman daralıyor” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden yarın bir araya geleceği Cumhuriyetçi liderlerden şu anda 31,4 trilyon dolar olan borç tavanının yükseltilmesini kabul etmelerini isteyecek.

Janet Yellen, federal hükümetin borçlanma miktarını artıramaması durumunda ABD’nin Haziran başında nakitsiz kalabileceğini söyledi.

Yellen böyle bir durumda hükümetin maaşlar ve sosyal yardımları ödeyemeyeceğini ve diğer kalemlere ödeme yapamacağını belirterek “Bunu yapmak Kongre’nin işi. Başaramazlarsa kendi elimizle bir ekonomik ve finansal felaket yaşayacağız” dedi.

Borç tavanı ya da borç limiti, ABD hükümetinin borçlanabileceği para miktarının üst sınırı anlamına geliyor.

Yellen, borç tavanı müzakerelerinin “Amerikan halkının başına silah dayayarak yapılmaması gerektiğini” söyledi ve “Ama uzlaşma için zaman daralıyor” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden yarın bir araya geleceği Cumhuriyetçi liderlerden şu anda 31,4 trilyon dolar olan borç tavanının yükseltilmesini kabul etmelerini isteyecek.

Kongre, genel olarak borçlanma tavanını yükseltirken bütçe ve kamu harcamaları için belirli şartlar getiriyor.

Geçen ay ABD Temsilciler Meclisi, borçlanma limitinin artırılmasına ilişkin bir yasa teklifini kabul etmişti.

Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler tarafından sunulan yasa teklifi, önümüzdeki 10 yıl içinde kamu harcamalarında önemli kesintiler de içeriyor.

Bu düzenlemenin Demokratların kontrolündeki Senato’dan geçmesine ihtimal verilmiyor.

Borç tavanı halihazırda ülkenin gayri safı hasılasının yaklaşık yüzde 120 seviyesinde.

Başkan Joe Biden ise borç tavanının hiçbir koşul getirilmeden yükseltilmesini talep ediyor.

Biden, tavanın yükseltilmesi konusunda pazarlık yapmayacağını, kamu harcamalarındaki olası kesintilerin ise bu konu çözüldükten sonra görüşülebileceğini söylüyor.

Biden yönetimi, anayasanın borç tavanının Kongre’nin onayına ihtiyaç duymadan yükseltilmesine izin verip vermediğini inceliyor.

Yellen, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında bir anlaşma olmamasının ‘anayasal krizle sonuçlanabileceğine’ dikkat çekti

Yellen, “Başkanın borç tavanını kendisinin yükselteceği bir noktaya gelmemeliyiz” dedi.

ABD’nin borç tavanı 1960’tan bu yana 78 kez yükseltildi ya da değiştirildi.

Her seferinde ABD’nin temerrüde düşme olasılığı tarafları uzlaştırdı.

ABD şimdiye kadar hiç temerrüde düşmedi. Böyle bir gelişmenin küresel finansal piyasaları altüst edeceği ve çok derin ekonomik etkileri olacağı belirtiliyor.

Yellen geçen hafta Kongre’ye gönderdiği mektupta kararın son dakikaya bırakılmasının da olumsuz etkileri olacağını belirterek tüketici güveninin sarsılabileceği, vergi mükelleflerinin kısa vadeli borçlanma maliyetlerinin artabileceği ve ABD’nin kredi notunun etkilenebileceği uyarısında bulunmuştu.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

ABD’de Bir Silahlı Saldırı Daha: 8 Ölü, 7 Yaralı

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Texas eyaletinde yer alan Allen Premium Outlets isimli alışveriş merkezinde düzenlenen silahlı saldırıda, 8 kişi hayatını kaybetti. Saldırıda en az 7 kişi de yaraladı.

Yerel itfaiye şefi Jonathan Boyd, 6 kişinin olay yerinde, iki kişinin hastanede öldüğünü söyledi.

Polis Müdürü Brian Harvey de, saldırganın, silah seslerini duyan bir polis memuru tarafından etkisiz hale getirildiğini kaydetti.

Görgü tanıkları silahlı saldırganın, tamamen siyah giyindiğini ve askeri tipi teçhizat kullandığını söyledi.

Saldırganın öldürülmesi sonrası çekilen görüntüde, cesedinin yanında yarı otomatik AR-15 tipi silah görülüyor.

Texas eyaletinde 21 yaşını geçmiş kişiler, sabıkaları bulunmuyorsa, ruhsata ihtiyaç duymadan tabanca sahibi olabiliyor.

Uzun namlulu silah sahibi olmak isteyenler içinse çok az sınırlama bulunuyor.

Gun Violence Archive (Silahlı Şiddet Arşivi) isimli oluşum, ABD’de bu yıl şu ana kadar dört ya da daha fazla kişinin öldürüldüğü en az 198 silahlı saldırının yapıldığını açıklıyor.

Gun Violence Archive’in (GVA) verilerine göre ülkede bu yıl 199 toplu silahlı saldırı gerçekleştirildi.

Silahlı şiddet olaylarında 521’i genç ve 93’ü çocuk 14 bin 600 kişi öldü. Polislerin dahil olduğu silahlı şiddet olaylarında ise 487 kişi öldü.

Paylaşın

Wall Street Journal: Seçimlerin Sonucunu Depremzedeler Belirleyebilir

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli The Wall Street Journal, 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin dikkat çeken bir yazı yayınladı.

6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin Türkiye’nin son yüzyılda karşılaştığı en ağır felaket olduğunu kaydeden Wall Street Journal gazetesi, son yılların en olağandışı seçimleri olarak nitelediği 14 Mayıs seçiminde depremlerin etkisinin önemli rol oynayacağını belirtti.

Habere göre bazı kentlerin tamamen boşalmasına neden olan ,milyonlarca insanın deprem bölgesinden kaçıp konteynerlere, çadırlara, otellere ve akrabalarının yanına sığınmasına yol açan depremler sonrasında yüzbinlerce seçmen, oy kullanmak için memleketlerine geri dönecek.

Gazete, sonucun çok az farkla belirleneceğini öngördüğü seçimlerde kitlesel travma yaşayan seçmenlerin kullanacağı oyların belirleyici rol oynayabileceğini kaydediyor.

Hükümetin muhalefet partilerinin depremzedeler için uzak noktalarda seçim sandıkları kurulması çağrılarını geri çevirdiğini yazan Wall Street Journal, Yüksek Seçim Kurulu’na göre deprem bölgesinde yaşayan 9 milyon seçmenin sadece 133 bininin seçmen kayıtlarını başka bölgelere aldırdığını hatırlatıyor.

Habere göre Türkiye’deki kayıtlı seçmenlerin yaklaşık yüzde 14’ü deprem bölgesinde yaşıyordu. Çok sayıda insanın başka illere taşındığı Hatay’da 1 milyondan fazla seçmen yaşıyor ve bu seçmenlerin ağırlıklı çoğunluğu, Erdoğan’ın rakiplerini destekliyordu.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in görüşlerine yer veren gazete, Seçer’in “Çok sayıda depremzede oy kullanamayacak çünkü ya yaşadıkları bölgelere geri dönme imkanına sahip değiller ya da yıkılmış memleketlerine geri dönmek için psikolojik olarak buna hazır değiller” şeklindeki sözlerini aktarıyor.

Depremlerin hükümetin kilit sistemlerinde çöküşe neden olduğunu, sivillerin elleriyle ve küreklerle enkaz altında arama yaptığını, yardım ve kurtarma ekiplerinin bölgeye geç müdahale etmesinin depremzedelerde derin bir terk edilmişlik hissi uyandırdığını yazan gazete, Yeşil Sol Parti’den Mersin Milletvekili adayı Perihan Koca’yla konuşmuş.

Koca, “Depremlerden sonra Türk toplumunda yeni bir doku ortaya çıktı. Karanlık bir taraf var. Siyasi ve sosyal enkaz var. Egemen hissiyat, öfke ve insanların devlete olan güveninin kaybolması” dedi.

Deprem felaketlerinden sonra kamuoyu yoklamalarında Erdoğan’a verilen destekte bir miktar düşüş gözlense de Millet İttifakı Kemal Kılıçdaroğlu’yla Erdoğan arasındaki yarışın son haftalarda başa baş gittiğini kaydeden Wall Street Journal, Antakyalı yüzme öğretmeni 38 yaşındaki CHP seçmeni Gökben Çevikol’un görüşlerini aktarıyor.

Şu anda Mersin’de bir yurtta başka depremzedelerle beraber yaşayan Çevikol, seçim günü Kemal Kılıçdaroğlu’na oy atmak için memleketi Antakya’ya gideceğini söylüyor.

Aynı yurtta yaşayan bir başka CHP seçmeni de Samandağlı bir kadın da memleketinde oy kullanacağını aktarıyor.

Mersin’de bir depoda yaşayan Elbistanlı 43 yaşındaki Fadime Maden de muhalefeti destekliyor, ancak Maden, oy kullanmak için Elbistan’a gitmek istemesine rağmen otobüs ya da tren biletini karşılamaya yetecek ekonomik gücü olmadığını söylüyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Associated Press: Erdoğan’ın Liderliği Risk Altında

Dünya basını, 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, seçimlere ve olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmelere yer vermeye devam ediyor.

Son olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli haber ajansı Associated Press, seçimlere ilişkin dikkat çeken bir analize yer verdi.

VOA Türkçe’nin aktardığı haber göre, siyasi kariyerinin başında yıkıcı 1999 depremi ve ekonomik darboğazın iktidara yükselttiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği, 20 yıl sonra benzer şartlar nedeniyle risk altında.

Daha önce üç kez başbakanlık yapan kutuplaştırıcı ve popülist Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinde üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilirse iktidarını üçüncü on yıla taşımış olacak. Erdoğan, şu anda Türkiye’nin en uzun süre görev başında kalmış lideri.

Erdoğan’ın 2001’de kurduğu AK Parti, ekonomik kriz sırasında ve İzmit depreminin sonrasında iktidara gelmişti. O dönemde AK Parti hükümetin 1999 depremlerinin yol açtığı felaket sonrasında iyi yönetim sergileyememesinin yarattığı kamuoyu öfkesini kendi lehine kullandı.

2003’te başbakan olan Erdoğan da o tarihten bu yana ülkenin iktidarını elinden bırakmadı.

“Erdoğan’ın orta sınıf muhafazakar seçmenler arasında cazibesi uzun soluklu”

Uzmanlar, Şubat’taki depremlere verilen yetersiz yanıt nedeniyle Erdoğan’a duyulan öfkeye rağmen Erdoğan’ın azımsanmaması gerektiği uyarısı yapıyor; Türkiye’deki eski laik ve Batı eğilimli elitler tarafından uzun yıllardır dışlandıklarını hisseden orta sınıf muhafazakar seçmenler arasındaki cazibesinin uzun soluklu olduğuna dikkat çekiyor.

Erdoğan’ın Batı’yla zıtlaşan tutumu, milliyetçi politikaları ve ülke içinde İslamcı profili öne çıkarması, birçok muhafazakar seçmenin desteğini kazandı.

İktidarının ilk on yılında çok sayıda insanı yoksulluktan kurtardığını, ekonomik büyüme patlaması yaptığını söyleyen bu seçmenler, geçmiş başarılarının Erdoğan’ın gelecekte de durumu iyileştirebilme becerisinin kanıtı olduğunu savunuyor.

Associated Press’e konuşan 38 yaşındaki İstanbullu esnaf Sabit Çelik, “Türkiye’de ekonomik kriz var, bunu inkar edemeyiz. Evet, bu ekonomik krizin bize etkisi büyük oldu. Ama yine de Erdoğan’dan başkasının bunu düzelteceğini düşünmüyorum. Kurtuluşumuz yine iktidar partisi sayesinde olacak” dedi.

Erdoğan’ı destekleyen bir başka İstanbullu seçmen, Mustafa Ağaoğlu da, “İğne bile üretemez halde bir ülkeyken geçen gün gökyüzünde insansız hava aracı uçtu. Şimdi savaş uçaklarımız, uçak gemilerimiz, yollarımız, köprülerimiz, şehir hastanelerimiz var” dedi.

Paylaşın

FED, Politika Faizini Son 16 Yılın En Yüksek Seviyesine Çekti

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Bankası (FED) gecelik politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 5-5.25 aralığına çekti. Böylece FED’in politika faizi son 16 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

FED, mart ayında da 25 baz puanlık faiz artırımı kararı almıştı. Oybirliğiyle alınan son kararla beraber son 10 toplantıda politika faizini toplamda 500 baz puan artırmış oldu.

FED, bu kararla önümüzdeki dönemde faiz oranlarında artışa ara verebileceğinin sinyalini de verdi.

FED’in bu şekilde ABD’de son dönemde batan bankalardan kaynaklanan risklerin değerlendirilmesi, borç tavanına ilişkin siyasi tıkanıklığın aşılması ve enflasyonun seyrinin değerlendirilmesi amacıyla yetkililere zaman kazandırmayı amaçladığı belirtiliyor.

Karar ne anlama geliyor?

FED karara ilişkin yaptığı açıklamada, faiz oranlarını arttırmayı durdurduğu 2006 yılında kullandığı dile benzer bir dil kullanarak, “politikanın sıkılaştırılmasına yönelik hangi ilave adımların uygun olabileceğinin belirlenmesi konusunda yetkililerin ekonomi, enflasyon ve mali piyasaların önümüzdeki hafta ve aylarda nasıl davranacaklarını izleyeceklerini” belirtti.

Açıklamada kullanılan bu ifadeler, ABD Merkez Bankası’nın Haziran ayında yapacağı politika toplantısında faiz oranlarını sabit tutacağına ilişkin bir garanti vermiyor.

FED’in açıklamasında enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiği ve istihdamda elde edilen kazanımların hala güçlü bir hızda ilerlemeyi sürdürdüğü belirtildi.

ABD Merkez Bankası, ekonomik büyüme sürse de son gelişmelerin hem aileler hem de şirketler için daha sıkı kredi koşullarını beraberinde getirebileceğini ve ekonomik faaliyet, işe alım ve enflasyonun etkilenebileceğini kaydetti.

ABD’de bazı bankaların batmasının ardından baş gösteren risklerin yanısıra, Kongre’de Cumhuriyetçiler ve Demokrat Başkan Joe Biden arasında borç limitine ilişkin yaşanan anlaşmazlığın, FED’in mali koşulları daha da sıkılaştırmaya çalışma konusunda daha ihtiyatlı davranmasına neden olduğu belirtiliyor.

Powell’dan kararlılık mesajı

FED Başkanı Jerome Powell faiz kararının ardından yaptığı açıklamada, bankacılık sektöründe koşulların iyileştiğini, ABD’de bankacılık sektörünün sağlam ve dayanıklı olduğunu, bu süreçten doğru dersleri çıkarma konusunda da kararlı olduklarını vurguladı.

Enflasyon baskısının sürdüğünü belirten Powell, enflasyonun yüzde 2’ye çekilmesi konusunda kararlı olduklarının altını çizdi.

FED Başkanı Powell, fiyat istikrarı olmadan güçlü ve sürdürülebilir bir iş gücü piyasası sağlanamayacağını belirtti.

Önümüzdeki dönemde hangi para politikalarının benimseneceğinin gelişmelere bağlı olacağını vurgulayan Powell, faiz oranı konusundaki kararların da her toplantıda bu gelişmelere göre değerlendirilerek alınacağının altını çizdi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Bilim İnsanları Ay Toprağından Oksijen Çıkarmanın Yolunu Buldular

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nde çalışan bilim insanları, simüle edilmiş ay toprağından oksijen çıkarmanın yolunu buldular.

Ay’da kalıcı bir insan varlığı oluşturmak, NASA’nın uzun vadeli hedeflerinden biri ve bu görev, ilk astronotların 2025 gibi erken bir tarihte Ay yüzeyine dönmesini sağlayacak.

Bu son deneyin başarısı, artık oksijen toplama teknolojisinin hazırlık seviyesinin 6’ya ulaştığı, yani uzayda test edilmeye hazır olduğu anlamına geliyor.

ABD uzay ajansının Ay’da insan üsleri inşa etme planlarını ciddi ölçüde ilerletecek bir hamleyle, NASA’daki bilim insanları Ay toprağından nasıl oksijen çıkarılacağını buldu.

NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nden bir ekip, karbotermal reaksiyon yaratmak için yüksek güçlü bir lazer kullanarak ilk kez vakumlu bir ortamda yapay Ay toprağından oksijeni başarıyla çıkardı.

Karbotermal İndirgeme Gösterimi (Carbothermal Reduction Demonstration/CaRD) deneyi, solunum için oksijen üretmenin yanı sıra ulaşımda itici yakıt olarak da hayati önem taşıyabilir.

NASA mühendisi Anastasia Ford, “Ekibimiz CaRD reaktörünün Ay yüzeyinde hayatta kalabileceğini ve başarılı bir şekilde oksijen çıkarabileceğini kanıtladı” diyor.

Bu, diğer gezegenlerde sürdürülebilir insan üsleri inşa etmek üzere mimariyi geliştirme yönünde büyük bir adım.

Ay’da kalıcı bir insan varlığı oluşturmak, NASA’nın Artemis görevinin uzun vadeli hedeflerinden biri ve bu görev, ilk astronotların 2025 gibi erken bir tarihte Ay yüzeyine dönmesini sağlayacak.

Bu son deneyin başarısı, artık oksijen toplama teknolojisinin hazırlık seviyesinin 6’ya ulaştığı, yani uzayda test edilmeye hazır olduğu anlamına geliyor.

NASA’da kıdemli bir mühendis olan Aaron Paz şöyle diyor: Bu teknoloji Ay yüzeyinde her yıl kendi ağırlığının birkaç katı oksijen üretme potansiyeline sahip, bu da insan varlığının ve Ay ekonomisinin sürekliliğini mümkün kılacak.

Önceki haftalarda NASA, programın ilk mürettebatlı uzay uçuşu olacak Artemis II görevinde Ay’ın etrafında dolaşacak 4 astronotu açıklamıştı.

Astronotlar 10 gün sürecek uçuş denemesinde NASA’nın devasa Uzay Fırlatma Sistemi (Space Launch System/SLS) roketiyle gönderilen Orion uzay aracında seyahat edecek. Bu kişiler, 50 yılı aşkın süredir Ay’ın yakın çevresinde uçan ilk astronotlar olacak.

ABD uzay ajansı, mürettebatsız test uçuşunu çoktan tamamlamış, Orion aracı Ay’ın etrafında uçarak Kasım 2022’de Dünya’ya dönmüştü.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

ABD’de İnsandan Çok Silah Var!

ABD kişi başına düşen silah bakımından yine üst sıralarda. Kovid-19 salgını sırasında 1,5 milyon ABD’li, yaklaşık 6 milyon silah satın alırken, 2019-2021 yılları arasında 5 milyon ABD’li de yeni bir silah satın aldı.

Haber Merkezi / Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) insandan daha fazla silahı olduğu abartı değil. 

Sivil toplum kuruluşu Trace’in yaptığı bir araştırmaya göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında (2020-22) 1,5 milyon ABD’li, yaklaşık 6 milyon silah satın aldı. Bu, ülkedeki her beş haneden birinin silah aldığı anlamına geliyor.

ABD’de yıllık silah satış ortalamaları, 15 yıl öncesine göre iki katına çıkmış durumda.

Trace’in araştırması bazı ilginç gerçekleri de ortaya çıkardı. Silah satın alanlar, sürekli taşıyabilecekleri yarı otomatik silahları tercih ediyorlar.

Kovid 19 salgını sırasında, ilk kez silah satın alanların çoğu genç olan yüzde 5’i oluşturuyor.

Salgın döneminde silah dükkanlarının önünde uzun kuyruklarda bekleyenlerin görüntüleri büyük tepki toplamıştı.

Başka bir araştırma, 2019-2021 yılları arasında 5 milyon ABD’linin yeni bir silah satın aldığını ortaya koydu. Araştırmada, silah sahibi olanlarında bu dönemde silah satın aldığı belirtildi.

Paylaşın

İsveç’in NATO Üyeliği: ABD’den Türkiye’ye Çağrı

İsveç Savunma Bakanı Jonson ile Muskö donanma üssünde ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında konuşan ABD Savunma Bakanı Austin, İsveç’in NATO’ya Temmuz ayında yapılacak zirveden önce katılmasını istediklerini belirtti.

Austin, “Müttefiklerimiz Türkiye ile Macaristan’ı İsveç’in NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliğini bir an önce onaylaması için teşvik ediyoruz” dedi.

İki yüzyıllık tarafsızlık ve askeri bağlantısızlık dönemini sona erdirme kararı alan İsveç ve komşusu Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından geçen yıl Mayıs ayında NATO’ya üyelik başvurusunda bulundular.

Finlandiya 4 Nisan’da NATO’nun 31. üyesi oldu ancak İsveç’in başvurusu hala sonuca bağlanmadı. İttifak’a üyelik için tüm üye devletlerin onayı gerekiyor. Ankara ve Budapeşte ise İsveç’in üyeliğine henüz onay vermedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı Lloyd Austin resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği İsveç’te Türkiye ve Macaristan’ı İsveç’in NATO üyeliğini hızlı bir şekilde onaylamaya çağırdı.

Austin Çarşamba günü Stockholm’ün güneyindeki Muskö’de bulunan İsveç donanma limanında İsveçli mevkidaşı Pål Jonson’la görüştü.

Burada yaptığı konuşmada, kısa süre önce Finlandiya’nın 31’inci üye olarak NATO’ya katıldığını kaydeden Austin, İsveç’i de kısa süre içinde 32’nci üye olarak İttifak’a dahil etmeyi umut ettiklerini vurguladı.

Austin, “İsveç’in NATO’ya hızlı bir şekilde katılımını desteklemeye devam edeceklerini ve üyeliğin yaz öncesinde tamamlanması için güçlü çaba göstereceklerini” belirterek “Bunun gerçekten de çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Austin İsveçli mevkidaşına hitaben “Siz mükemmel bir partnersiniz. Çok kısa zaman içinde sizi müttefikimiz olarak adlandırabilmeyi heyecanla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’li Bakan, “Müttefiklerimiz Türkiye ve Macaristan’ı da İsveç’in üyeliğini bir an önce onaylamaları için teşvik ediyoruz” diye konuştu.

ABD Savunma Bakanı’nın ziyareti İsveç’in yaklaşık 30 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği en büyük askeri tatbikat olan Aurora 23’e denk geldi. 17 Nisan’da başlayan tatbikata yaklaşık 700 ABD deniz piyadesinin yanı sıra İngiltere, Finlandiya, Polonya, Norveç, Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna, Danimarka, Avusturya, Almanya ve Fransa’dan yaklaşık 26 bin asker katılıyor. Tatbikat 11 Mayıs’a kadar sürecek.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

G7’de Moskova’ya Yardım Edenlere “Yüksek Bir Bedel” Ödetme Sözü

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7, Rusya’ya yönelik sert yaptırımların arttırılması ve uygulanması konusunda kararlı olduklarını duyurdu.

G7’i oluşturan ülkelerin liderlerinin gelecek ay Japonya’nın Hiroşima kentinde düzenlenecek zirvede bir araya gelmesi bekleniyor.

Japonya’da yapılan dışişleri bakanları toplantısında, Moskova’ya yardım edenlere “yüksek bir bedel” ödetme sözü verildi.

G7’nin uyarısı, Çin Savunma Bakanı’nın Rusya ile ilişkilerde “yeni bir dönemi” işaret ederek siyasi ve güvenlik işbirliğini derinleştirme sözü vermesinden bir gün sonra geldi.

Birçok ülkenin Rusya ile ticari bağlarını korumak istemesi ve Batı’nın eylemlerine şüpheyle yaklaşması nedeniyle Moskova’ya karşı uygulanan yaptırımların etkisiz kaldığı eleştirisi yapılıyor.

Dışişleri Bakanları yayınladıkları bildiride, üçüncü ülkelerin yaptırımları delmesini engellemek için çabalarını iki katına çıkarma sözünü verdiğini duyurdu.

Açıklamada,”Rusya’ya yönelik yaptırımların yoğunlaştırılması, koordine edilmesi ve tam olarak uygulanması konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz” denildi. Ayrıca Ukrayna’nın kendini savunması için “ne kadar sürerse sürsün” destek verileceği belirtildi.

Bildiride, “Rusya’nın sivillere ve kritik sivil altyapıya yönelik saldırıları gibi savaş suçları ve diğer zulümlerin cezasız kalması söz konusu değil” ifadesine yer verildi.

Uzmanlar, yaptırımların Rusya ekonomisini felce uğrattığını ifade ederken, IMF Şubat ayında, Rusya’nın 2023 yılında resesyona girmeyeceğini öngörmüştü.

Toplantıda Rusya’nın Belarus’a nükleer silah yerleştirme tehdidi “kabul edilemez” ve “sorumsuz nükleer retorik” olarak değerlendirildi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın taktik nükleer silahlarının Belarus’ta konuşlandırılacağını söylemişti. AB’nin dış politika şefi Joserp Borrel, Moskova’nın bu hamlesini “Avrupa güvenliğine yönelik bir tehdit” olduğunu kaydetti.

G7’nin toplantısında, Tayvan’a yönelik tehditlere devam eden Çin ve nükleer denemelere devam eden Kuzey Kore eleştirildi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Mandırada Patlama: Yaklaşık 18 Bin İnek Öldü

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Texas eyaleti Dimmitt şehri yakınlarındaki South Fork Mandırası’nda yaşanan patlamada yaklaşık 18 bin inek öldü. Patlamada bir kişi de ağır yaralandı.

Olay yerine gelen polis ve acil durum ekipleri, mahsur kalan bir kişinin kurtarılarak hastaneye kaldırıldığını söyledi. Yaralı kişinin hayati tehlikesi sürüyor.

Castro İlçe Şerifi Sal Rivera, yangından sonra bazı hayvanların hayatta kaldığını söyledi. Rivera, “Ancak bazılarının durumu oldukça kötü. İtlaf edilebilirler” dedi.

İneklerden çıkan metanın “tutuşabileceğini ve ardından patlama ve yangınla yayılabileceğini” söyleyen Rivera , ahırdaki gübre sisteminin “aşırı ısınmış” olabileceğini sözlerine ekledi.

Patlamanın nedeninin henüz tespit edilemediğini belirten Teksas Tarım Komiseri Sid Miller, “Bu, Teksas tarihindeki en ölümcül hayvan çiftliği yangını. Soruşturma ve temizleme çalışmaları muhtemelen zaman alacak” dedi.

Dimmitt Belediye Başkanı Roger Malone, ineklerin ölmesine ilişkin, “Daha önce burada böyle bir olayın yaşandığını hiç sanmıyorum, tam bir trajedi.” değerlendirmesini yaptı.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

ABD’de hayvan haklarını savunan Animal Welfare Institute (AWI), Southfork Dairy Farm’da yaşanan olayda, ülkedeki en büyük inek ölümlerinin yaşandığını belirtti.

AWI, en son 2020’de New York’taki bir mandırada çıkan yangında yaklaşık 400 ineğin öldüğünü kaydetti.

Paylaşın