Bimarhane (Darüşşifa) Medresesi; Amasya’nın Merkez İlçesi, Pirinççi Mahallesi, Atatürk Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.
Oldukça zengin süslemeli taç kapısı üstündeki kitabesine göre, İlhanlıların Amasya’ya hakim oldukları dönemde, Sultan Olcayto ve eşi İldiz Hatun adına Anber Bin Abdullah tarafından 1308 yılında yaptırılmıştır. Karşılıklı iki eyvanı, eyvanların arasında iki tarafı revaklı avlusu ve revakların ardındaki tonoz örtülü odaları ile klasik açık avlulu Selçuklu medrese planına sahip bir tıp medresesidir.
Giriş cephesi, eyvanlar ve revak kısımları kesme taştan, diğer kısımları moloz taştan inşa edilmiştir. Genel biçimde sade bir görünüme sahip binada tüm süslemeler giriş cephesindeki anıtsal taçkapı ile bunun iki yanında yer alan pencerelerde toplanmıştır. Kapı ana cepheye göre daha yüksek tutulmuş, bu durum kapının anıtsal güzelliğinin daha da belirginleşmesini sağlamıştır.
Genel olarak Selçuklu eserlerinde görülen geometrik ve plastik formlardaki süslemeler, yapıldıkları dönem taş işçiliğinin en değerli örneklerindendir. Sivas, Konya ve Divriği de görülen erken dönem süslemeleri ile Selçuklu taş işçiliğinin birçok motifi bu taçkapıda birarada kullanılmıştır. Mukarnas dolgulu üçgen niş içindeki kapının yay kemeri kilit taşında kullanılan diz çökmüş insan motifli rölyef ilk kez burada kullanılmıştır.
Ön cephenin estetik hakimiyeti taçkapının iki tarafında yeralan büyük birer pencereyle tamamlanmıştır. Darüşşifalar (şifa evi / hastane), Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde hastaları iyileştirme ve tıp eğitimi için kurulmuş yapılardır. Amasya Darüşşifası, kuruluşundan kısa bir süre sonra uygulamalı tıp ilminin merkezi haline gelmiş oldukça önemli bir yapıdır.
Devrine göre olağanüstü gelişmiş yöntemlerle hasta tedavilerinin gerçekleştirildiği, ameliyatların yapıldığı ve tüm bu teknik ve uygulamaların öğrencilere eksiksiz aktarıldığı bu eğitim hastanesini diğerlerinden ayıran önemli bir özelliği vardır. Amasya Darüşşifası, sadece Anadolu’da değil tüm dünyada akıl hastalarının müzik ve su sesiyle iyileştirildiği ilk yerdir.
Yüzyıllar boyunca çok değerli hekimlerin yetiştiği Darüşşifa’nın en bilinen hekimi Sabuncuzade Şerafeddin Bin Ali’dir. Burada 14 yıl hekimlik yapan Sabuncuzade Şerafeddin 1465 yılında hazırladığı Kitab-ül Cerrahiya-i İlhaniyye adlı minyatürlerin de yer aldığı kitabı Fatih Sultan Mehmed’e ithaf etmiş, devrin en önemli hekim ve cerrahıdır. Akıl hastalarının müzikle tedavi edildiği Bimarhane bugün de bu müzik geleneğini devam ettirmektedir.
1939 depreminde büyük hasar gören yapı son büyük restorasyonunu 1992-1997 yılları arasında geçirmiştir ve o tarihten bu yana da Belediye Konservatuvarı olarak kullanılmaktadır. Haftanın iki günü Sanat Müziği ve Halk Müziği konserlerinin düzenlendiği Bimarhane’nin serin ve huzurlu avlusu gün boyunca kenar odalarda süren çalışmalardan yükselen insan ve saz sesleriyle dolar. Yapının bir odası ise Türk Müziği Sazları Müzesi olarak düzenlenmiştir.