Evli Olmak, Alzheimer Ve Bunama Riskini Azaltıyor

Bunama (demans) spesifik bir hastalık olmayıp, hatırlama, düşünme veya günlük aktiviteleri yapmayı engelleyen karar verme yeteneğinin bozulması için kullanılan genel bir terimdir. Alzheimer hastalığı en yaygın türüdür. Demans çoğunlukla yaşlı yetişkinleri etkilese de, normal yaşlanmanın bir parçası değildir.

Norveç Halk Sağlığı Enstitüsü’nde yapılan bir araştırmaya göre evli olmak, Alzheimer ve bunama riskini azaltıyor. Hakemli bilimsel dergi Journal of Aging and Health’de yayımlanan bulgular, yaşlılıkta bekar olmanın bilişsel gerileme riskini artırdığı anlamına geliyor.

Araştırma, Norveç devletinin sağlık kayıtlarında yer alan 44 ila 68 yaşındaki 8 bin 706 yetişkinin verileri üzerinden yapıldı. Araştırma ekibi öncelikle bu yaşlı yetişkinlerin medeni durumlarını not etti. Daha sonra bu kişiler 70’li yaşlara kadar takip edildi ve kaçında 70 yaşından sonra bunama görüldüğüne bakıldı.

Araştırmanın başyazarı Vegard Skirbekk, “Orta yaşlarını evlilik birliği içinde geçirmekle yaşlılıkta daha düşük bunama riski arasında bağlantı tespit ettik” diye konuştu: Verilerimiz, demans vakalarının önemli bir kısmının boşanmış kişilerden oluştuğunu gösteriyor.

Araştırmacılara göre bu kişilerde bunama riskinin daha düşük olması, evliliğin önemli bir sosyal temas kaynağı olduğunu düşündürüyor.

Önceki araştırmalar, sosyal açıdan izole yaşamanın, özellikle erkeklerde ve çocuğu olmayanlarda demans için güçlü bir risk faktörü olduğunu ortaya koymuştu. Öte yandan, bu çalışma hem erkekleri hem de kadınları ve hem çocuklu hem de çocuksuz kişileri içeriyor.

Skirbekk, “Çalışmamızda evlilik hem erkekler hem de kadınlar için eşit derecede önemliydi” ifadelerini kullandı.

Bulgular verileri incelenen kişilerin yüzde 11,6’sında bunama, yüzde 35,3’ünde ise hafif bilişsel bozukluk geliştiğini ortaya koydu.

Katılımcılar arasında en düşük demans riski yaşam boyu evli kalanlarda, en yüksek risk ise evlenmemiş kişilerde tespit edildi. Evlenmemiş olanları sırasıyla boşanmış kişiler ve aralıklı olarak eşlerinden ayrılanlar izledi.

Araştırmacılar, hiç evlenmemiş kişilerdeki yüksek bunama riskinin çocuksuz olmalarına da bağlanabileceğini belirtiyor.

Skirbekk, “Çocuk sahibi olmak önemli gibi görünüyor” diyor: Öte yandan analizler, çocuksuz olmanın veya evlenmemenin bunama riskini artıran birincil mekanizma olup olmadığını belirleyemedi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Alzheimer Hastalığı Bize Ne Öğretiyor?

Demans, 60 yaşın üzerindeki her yüz kişiden beşi ila sekizini, 90 yaşın üzerindeki her yüz kişiden 40’ı etkileyen bir rahatsızlıktır. Bu, dünya genelinde her bir dakikada en az bir kişinin bu rahatsızlıktan muzdarip olduğu anlamına gelir.

Haber Merkezi / Demansın en yaygın şekli olan Alzheimer hastalığı, çoğunlukla tedavi edilemez (şimdilik) dejeneratif bir hastalıktır. Beynin belirli kısımlardaki hücreler yok edilir ve bu da hafıza, dil becerileri ve davranış gibi bilişsel işlevlerde eksikliklere yol açar.

Beyindeki nöronların yıkımına, farklı tipte proteinlerin anormal birikimi neden olur: amiloid peptit ve hiperfosforile Tau (Tübülle İlişkili Birim) proteinleri.

Zihnin beden üzerindeki üstünlüğünü son derece acımasız bir şekilde gösteren bir hastalıktır. Güzel veya acı verici ama korunmaya değer anılar, gerçek son kullanma tarihlerinden çok önce silinir. Hasta, unutulmanın sonsuz mutluluğuna kaymadan önce, başlangıçtaki ıstırabın bir süreliğine bilindiği tuhaf bir hastalıktır.

Tamamen bağımlı ve sürekli bakıma muhtaç birisi. Hayatın en kötü paradoksları görünür: Mükemmel bir hatip susar, ünlü bir entelektüel adını unutur, hırslı bir bankacı basit aritmetik yapma yeteneğini kaybeder, gürültülü bir sosyetik inatçı bir inatçı olur…

İnsan, yaşamı boyunca, bazıları tarafından sosyal bir yük olarak nefretle taşınan kendi “ödülü” haline gelir…

Bu durumun çok kasvetli olduğunu düşünüyorsanız, gerçekler daha kötü olabilir. Yoksul ülkelerde, bir yandan yaşlı nüfus istikrarlı bir şekilde artıyor, diğer yandan sosyal sistem ve aile değerleri aynı hızla bozuluyor.

Genç nüfus, daha yüksek hedeflere ve yaşamın temel gereksinimlerine ulaşmak için her gün mücadele ederken, yaşlanan ebeveynleri için ise hiç zamanları yok. Maddi ve sosyal güvencesi olmayan, genelde savunmasız yaşlı nüfus, özelde Alzheimer hastaları, bir zamanlar özenle yetiştirdikleri kendi çocukları tarafından öksüz bırakılıyor.

Önleme ve erken teşhis, demans ve özellikle Alzheimer için en iyi çözüm yoludur. Alzheimer, tüm demans vakalarının yüzde 60 ila 70’ini oluşturmaktadır.

Antioksidanlar açısından zengin taze yiyecekler, fiziksel ve zihinsel egzersiz, stressiz yaşam ve hipertansiyon, diyabet gibi yaygın komorbiditelere dikkat edilen sağlıklı bir yaşam tarzı bu rahatsızlığı geciktirmeye yardımcı olabilir .

Modern bilim, beynin etkilenen bölümlerinin hipofonksiyonunu seçen ve hastalıktan sorumlu “amiloid plakların” zararlı birikintilerini nicel olarak ölçen fonksiyonel beyin görüntülemede ilerlemeler kaydetmiş durumda.

Kandaki ve beyin omurilik sıvısındaki bazı biyobelirteçler bu süreçte ölçülür. Araştırmacılar beyni bu “plak benzeri birikintilerden” temizleyebilecek ilaçlar üzerinde çalışıyorlar. Hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları ise sürüyor.

Paylaşın

Alzheimer Hastalarında Beslenme Zorlukları: Bakıcılar İçin İpuçları

Tüm insanların sağlıklı kalmak için dengeli beslenmesi çok önemlidir. Ancak bazı sağlık koşullarında beslenme daha önemli duruma gelmektedir. Alzheimer hastalığı olan kişiler, diyabet , yüksek tansiyon veya yüksek kolesterol gibi diğer sağlık sorunlarını kontrol altına alması gerekmedikçe özel bir beslenmeye ihtiyaç duymazlar.

Haber Merkezi / İlk olarak, normal yaşlanma sürecinin kendisi yeme alışkanlıklarını değiştirebilir. Örneğin, bir kişinin tat ve koku alma duyusu yaşlandıkça değişebilir, bu da beslenme alışkanlığını ve genel sağlığını etkileyebilir.

Ayrıca yemek yemeyi rahatsız hale getiren dişler veya takma dişlerle ilgili sorunlar olabilir. Görmeyi etkileyen hastalıklar da yaşlılarda yaygındır. Bu, yiyecekleri hazırlamayı, tanımayı ve tadını çıkarmayı daha zor hale getirebilir.

Bu gibi yaşa bağlı değişikliklere ek olarak, bir kişinin Alzheimer hastalığı ilerledikçe işlev görme yeteneğindeki değişiklikler, sağlığını korumayı daha da zorlaştırabilir. Alzheimer hastalığı olan kişiler şunları yapabilir:

  • Yemeyi içmeyi unutma
  • Pişirmeyle ilgili adımları unutma
  • Aldıkları ilaçlar, ilaç dozajındaki değişiklik veya depresyon nedeniyle iştahlarını kaybedebilirler
  • Aletleri nasıl tutacağını ve kullanacağını unutma
  • Yemek istedikleri yiyeceklere yönelik arzularını iletmekte veya aç veya susuz olduklarını fark etmekte güçlük çekme
  • Çiğneme ve yutma güçlüğü

Bakıcılar ne yapabilir?

İştahsızlık için:

  • Hoş aromalara sahip çeşitli ve farklı renkli yiyecekler sunun
  • Daha küçük porsiyonlar, daha sık yeme, içecek ve atıştırmalık sunun
  • Farklı yiyecekler deneyin (unutmayın, tatlar ve beğeniler yaşla birlikte değişebilir)
  • Yiyeceklere lezzet katmak için otlar ve baharatlar, soslar, soslar veya et suları kullanın
  • Çekiciliğini korumak için yiyecekleri sıcak olarak servis edin
  • İştahı artırmak için doktora beslenme takviyeleri veya ilaçlar hakkında danışın

Çiğneme veya yutma güçlüğü için:

  • Kişi yutma güçlüğü çekiyorsa bir konuşma veya dil terapisti ile konuşun. Ayrıca, kişinin yeterli beslendiğinden emin olmak bir diyetisyenle konuşun
  • Çırpılmış yumurta, yulaf ezmesi, yoğurt, süzme peynir, patates püresi, elma püresi, çorbalar, pişmiş balık, meyve suları, milkshake ve smoothie gibi yumuşak, sulu yiyecekler verin
  • Diğer yiyecekler için, yiyecekleri öğütün veya küçük, ısırık büyüklüğünde parçalar halinde kesin
  • Kişinin başı hafifçe öne eğik, dik oturduğundan emin olun
  • Tüm yiyeceklerin yutulduğundan emin olmak için her yemekten sonra kişinin ağzını kontrol edin
  • Boğulmanın kişinin hava yolunun tıkanmasına neden olması durumunda ‘Heimlich’ manevrasını öğrenin
  • Boğulma meydana gelirse ilk yardımı arayın

Mutfak eşyaları ve bardakları tutmak için elleri kullanmada zorluk için:

  • Kişinin bir kaşıkla yiyebilmesi için önceden kesilmiş yiyecekleri küçük parçalar halinde servis edin
  • Sandviçler, peynirler, hamburgerler, sosisli sandviçler, minyatür kişler, meyve dilimleri, börekler, patates kabukları gibi yemek için mutfak eşyaları gerektirmeyen yiyecekleri sunun
  • Yemek yemeyi ve içmeyi kolaylaştıracak özel olarak tasarlanmış mutfak eşyaları ve bardaklar sunabilecek bir ergoterapist ile konuşun.

Gergin, kızgın veya sinirli olan kişi için:

Alzheimerı olan bir kişi, ajitasyon ve öfkeyi içerebilecek davranış değişiklikleri yaşayabilir. Bu davranışlar, yemek yemeyi reddetme veya tükürme gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Kişinin neden bu şekilde davrandığını ve bu konuda ne yapacağını anlamaya çalışmak zor olabilir. Davranışlarının bazı olası nedenleri şunlardır:

  • Yiyecek ve içeceklerden hoşlanmama
  • Yiyecek veya içecek çok sıcak
  • İçinde bulundukları ortamı veya yemek yeme alanını sevmeme
  • Yaşadıkları zorluklardan dolayı hüsrana uğrama
  • Yemeklerini bitirmek için acele etme
  • Yeme ve içme konusunda yardım istememe

Ne yapılmalı? 

  • Kişiyi yemeye başlaması veya bitirmesi için acele etmeyin
  • Kişi konuşmakta güçlük çekiyorsa, ne isteyebileceğine veya neye ihtiyaç duyduğuna dair ipuçları için beden diline ve gözlerine bakın
  • Kişiye yemesi veya içmesi için asla baskı uygulamayın
  • Kişi öfke veya tahriş belirtileri gösteriyorsa, sakinleşmesini bekleyin ve ardından biraz yiyecek ve içecek verin

Görme sorunları olan kişiler için:

  • Tabaktaki yiyecekleri ve nerede olduklarını açıklayın (saat kadranına göre, yani otlu tavuk saat 6:00 konumunda, soslu patates püresi saat 3:00 konumunda )
  • Tabağa göre içeceği ve yerini tarif edin

Şiddetli Alzheimerı olan kişiler için:

  • Şiddetli Alzheimerı olan bir kişi yemek yemeyi unutabilir. Örneğin, yemek yaklaşırken ağzını nasıl açacağını unutabilir. Kişiye kaşık dolusu yiyeceği almak için ağzınızı nasıl açacağını göstermek için kendinizi bir model olarak kullanın. Bu kişinin fiziksel yeme eylemiyle ilgili yardıma ihtiyacı olabilir.

Sağlıklı beslenme için gıdaya özgü bazı temel ipuçları:

  • Meyveler, sebzeler, proteinler (balık, et, yumurta, kabuklu yemişler, fasulye), süt ürünleri, tahıllar ve yağlar gibi her yiyecek kategorisinden çeşitli yiyecekler. Birçok diyetisyen, DASH diyeti veya Akdeniz diyeti gibi kalp-sağlıklı bir diyet izlemenizi önerir
  • Yüksek doymuş yağ ve kolesterol içeren kızarmış yiyeceklerden kaçının
  • Şekerleri azaltın
  • Tuz alımını sınırlayın
  • Günde sekiz, 8 bardak su içirin. Yaşlı kişilerin yeterince sıvı tüketmesi çok önemlidir.

Alzheimer hastalığı olan bir kişinin aldığı ilaçlarla olası gıda etkileşimleri hakkında doktorunuza danışın.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Kötü Diş Sağlığının Alzheimer Riskini Ne Kadar Artırdığı Ortaya Kondu

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, kötü diş sağlığına sahip ve dişlerini kaybeden kişilerin yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığı yüzde 21 daha fazla.

Doğu Finlandiya Üniversitesi’nden akademisyenler, dünyanın dört bir yanından 47 çalışmayı analiz etti ve ağız sağlığı kötü kişilerin bilişsel gerileme geliştirme olasılığının da yüzde 23 daha yüksek olduğu sonucuna vardı.

The Journal of the American Geriatrics Society’de yayımlanan çalışmada da diş kaybının hem demans hem de bilişsel bozulma riskini önemli ölçüde artırdığı saptandı ve düzenli diş fırçalamayla diş hekimi ziyaretlerinin önemi vurgulandı.

Çalışmanın yazarları “Periyodontit, dişi destekleyen dokuların iltihabıdır ve ciddi vakalarda diş kaybına yol açar. Bu, dünyadaki yetişkin nüfusunun yaklaşık yüzde 10 ila 15’ini etkiliyor” diye belirtiyor.

Bu incelemenin bulguları, periyodontal ve bilişsel sağlık arasındaki ilişkide birden fazla mekanizmanın bulunduğunu gösterebilir.

Araştırmacılar, makalelerini “Klinik açıdan bulgularımız, risk altındaki bireylerde erken teşhisin net yollarını ve bilişsel bozulmayı önlemek için en etkili önlemleri belirtmekte mevcut kanıtlar henüz yeterli olmasa da demansı önleme bağlamında periyodontal sağlığın izlenmesinin ve yönetiminin önemini vurgulamaktadır” diye bitirdi.

Temmuzda Imperial College London’ın cerrahi ve kanser bölümünden araştırmacılar, Alzheimer hastalığının tek bir beyin taramasıyla teşhis edilebileceğini keşfetmişti.

Bilim insanları, bu basit testin daha önce Alzheimer’la ilişkili olmayan bölgeler de dahil beynin yapılarına bakmak için yapay zeka kullandığını ortaya koymuştu.

İlerleyici hastalığın tedavisi bulunmamakla birlikte, erken teşhis, hastaların semptomlarını yönetmek için yardım ve desteğe erişmelerini ve geleceklerini planlamalarını sağlayacaktır.

Alzheimer Derneği’ne göre, hafıza sorunları demansın yaygın bir erken belirtisidir ancak demans, insanların düşünme, konuşma, hissetme, davranma ve algılama biçimlerini de değiştirebilir.

Alzheimer hastalığı en sık 65 yaş üstü kişilerde görülüyor.

Alzheimer hastalığı ve diğer demans türlerine yakalanma riski yaşla birlikte artıyor. Hastalığın, 65 yaşın üzerindeki her 14 kişiden birini ve 80 yaşın üzerindeki her 6 kişiden birini etkilediği tahmin ediliyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Alzheimer Ve Koku Kaybı

Anosmi (koku kaybı) veya hipozmi (azalmış koku), Alzheimer hastalığının diğer semptomlar başlamadan önce erken ve önemli bir belirtisi olabilir. Koku kaybının derecesi, Alzheimer geliştirme riskinin artmasıyla ilişkili olabilir. Hastalık erken evre hafif bilişsel bozukluktan Alzheimer hastalığına ilerledikçe anosmi kötüleşebilir.

Haber Merkezi / Alzheimer hastalığı dünya çapında demansın en yaygın şeklidir. Patolojinin merkezinde beyin atrofisi (büzülme) bulunur, özellikle nöronal ve sinaptik kaybın neden olduğu hipokampus ve korteks. Nöronal kayıp, amiloid-beta plaklarının ve hiperfosforile edilmiş taunun nörofibriler yumaklarının birikmesinden kaynaklanır. Bunlar, Alzheimer hastalığında iki önemli patolojik işaretidir.

Alzheimer hastalığında koku kaybı

Bir araştırması, koku bozukluğu (hipozmi) olan yaşlı bireylerin (57-85 yaşları arasında yaklaşık 3000 kişi), diğer risk faktörlerinden bağımsız olarak, 5 yıl içinde demans geliştirme olasılığının 2 katından daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Koku kaybı genellikle Alzheimer hastalığının önemli bir semptomu olarak görülmese de, hastalarda ortaya çıkan en erken semptomlardan biridir (eğer ortaya çıkarsa). Koku kaybının tek başına Alzheimer hastalığının yeterli bir göstergesi olmadığını ve gerçekten de özellikle erken Parkinson hastalığının yanı sıra multipl skleroz, amyotrofik lateral skleroz ve Huntington hastalığı dahil olmak üzere birçok başka nörolojik durumda bulunduğunu belirtmek de önemli.

Hastalığa özgü koku testlerinin geliştirilmesi, mümkünse hastalıkları ayırt etmede hayati öneme sahiptir (bu aşamada daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır). Bununla birlikte, koku kaybı, çeşitli nörolojik durumlarda ortaya çıkan önemli bir semptomdur. Bu nedenle, koku testleri bozulma gösteriyorsa, Alzheimer’ın en erken evrelerini değerlendirmede güçlü bir yöntem olarak nörogörüntülemenin yanı sıra MMSE gibi standart testlerin uygulanması önemli olacaktır.

Ayrıca, hipozmi (bozuk koku) normal yaşlanmaya da atfedilebilir, ancak hipozmi veya anozminin boyutu, özellikle normal yaşlanmanın bir parçası olarak beklenenden daha erken olması, birkaç dakika içinde bunama gelişme olasılığının güçlü bir göstergesidir.

Alzheimer hastalığında koku kaybı neden olur?

Amiloid plaklar ve nörofibriler yumaklar beynin kendisinde nöronal ve sinaptik kayıplara katkıda bulunduğu gibi, koku alma disfonksiyonuna da neden oldukları düşünülmektedir. Nöropatolojinin, hipokampus ve korteks içindeki bozulmalardan önce başlayan koku alma sistemi gibi bölgelerde meydana geldiği düşünülmektedir. Ayrıca, koku alma sistemi sınırlı kendi kendini onarma mekanizmalarına sahiptir, bu da onu Alzheimer ile ilişkili hasara karşı daha savunmasız hale getirir.

Bu bulgulara dayanarak, basit bir ayırt edici koku testi, hastalık semptomları ortaya çıkmaya başlamadan önce Alzheimer hastalığı (veya diğer nörolojik durumlar) riskini değerlendirebilir. Bunlar daha sonra klinik testler, biyobelirteçler ve nörogörüntüleme vb. gibi diğer tanı araçları tarafından doğrulanabilir. Erken teşhis, daha yüksek bir prognoz şansı ve uygulamaya konan uzun vadeli bir plan ile erken müdahaleye yol açabilir.

Özetle, koku kaybı, herhangi bir belirgin bilişsel bozukluk başlamadan önce ortaya çıkan Alzheimer hastalığının erken ve önemli bir biyolojik belirteci olabilir. Orta yaşta koku kaybı olanların on yıl içinde Alzheimer geliştirme olasılığı daha yüksektir ve koku almada en fazla bozulma (tam kayıp) olanlar en yüksek risk altındadır. Bu nedenle, koku ayrımcılığı testleri, Alzheimer hastalığının gelişme potansiyelini değerlendirmede ve erken müdahalelere ve yönetim planlarına izin vermede kolay ve etkili bir önlem olabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Alzheimer; Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Genellikle 60 yaş ve üzerine ortaya çıkan ve halk arasında bunamada denilen Alzheimer, hastanın duygu, düşünce ve davranışlarında problemlere yol açan bir çeşit unutkanlık tipi olarak tanımlanabilir.

Alzheimer, beynin sinir hücreleri dokusunda “beta-amyloid” adındaki anormal protein birikmesine bağlı olarak oluşur ve bu birikim zamanla beyinden atılamaz hale gelir. Dolayısıyla protein birikmesi ve plaklar sebebiyle sinir hücreleri arasında bağlantı kurulamaz ve sinir hücreleri ölür. Bu durumda direkt olarak beynin düzgün çalışmasını engeller.

2050 yılına kadar 11 ila 16 milyon kişinin Alzheimer hastası olacağı düşünülmektedir. Alzheimer tanısı konmuş kişilerin pek çoğu tanıdan itibaren 8-20 yıl kadar yaşayabilirler.

Alzheimer belirtileri:

Kısa dönemli hafıza kaybı: Demansın en yaygın erken belirtileri arasında yeni bilgiyi unutmak gelir. Önemli konuları unutmak ve sürekli aynı bilgiyi sormak da Alzheimer’ın erken evresinde yaygın görülen semptomlar arasındadır.

Aşina olunan işleri yaparken zorluk yaşamak: Demansa sahip kişiler genelde günlük işleri planlamada ve tamamlamada zorluk yaşar. Kişiler yemek hazırlamada, telefon görüşmesi yapma veya oyun oynamadaki sıralamaları aklında tutamayabilir.

Yazma ve konuşmada oluşan yeni sorunlar: Alzheimer belirtileri yaşayan hastalar genelde basit veya alternatif farklı kelimeleri unuturlar. Bu da onların konuşma ve yazmasını anlaşılması zor hâle getirir. “Diş fırçası” kelimesini hatırlamakta güçlük çekerek, bunun yerine “ağzım için kullandığım o şey” ifadesiyle sorabilirler.

Zaman ve yer karışıklığı: Alzheimer hastaları kendi mahallesinde kaybolabilir, nerede olduklarını ve oraya nasıl geldiklerini unutabilir ve eve nasıl gideceklerini bilemeyebilirler.

Yanlış veya zayıf kararlar: Alzheimer hastaları güzel havada üzerine kat kat bir şeyler alabilir veya soğuk havada çok hafif bir şekilde giyinebilirler.

Soyut düşünmeyle ilgili sorunlar: Alzheimer hastası olan biri hangi numaraların ne olduğunu ve ne için kullanıldıkları gibi kompleks zihinsel işlevleri gerçekleştirmede olağandışı bir zorluk yaşayabilir.

Eşyaları yanlış yere koyma ve adımları takip edememe: Alzheimer hastası olan biri eşyaları olmadık yerlere koyabilir. Örneğin, ütüyü buzdolabında, kol saatini şeker kâsesinin içinde bulabilirsiniz.

Ruh hâli ve davranışlarda değişimler: Alzheimer hastası olan birinin ruh hâlinde hızlı değişimler yaşanabilir. Sakinken birdenbire gözyaşları içinde kalmak, sinirlenmek veya saldırganlaşmak gibi. Aşırı derecede kafaları karışmış, endişeli, şüpheli veya aile bireyine bağımlı olma hâli içinde olabilirler.

Görsel imajları ve mekânsal ilişkileri anlamada zorluk: Bazıları için, görsel işlemedeki bir değişim Alzheimer’ın erken belirtileri arasında olabilir. Bu kişiler okumada zorluk yaşayabilir, mesafeyi çıkaramayabilir, renk ya da tezatlığı belirleyemeyebilirler. Bu da araba kullanmada sorunlara sebep olur.

Sosyal aktivitelerden geri çekilme: Alzheimer belirtileri yaşayan bir kişi yaşadığı değişimler sebebiyle sosyal olmaktan kaçınabilir. Bu kişiler spordan, sosyal etkinliklerden ve hobilerinden uzaklaşabilirler. Saatlerce televizyon karşısında pasif bir şekilde oturup, normalinden daha fazla uyuyabilir veya günlük aktiviteleri yapmak istemeyebilirler.

Alzheimer nedenleri:

Beyindeki protein birikiminin yanı sıra sinir iletiminin bozulması, beyin hücrelerinin zarar görmesi gibi etkenler nedeniyle yaşanabilir. Yapılan araştırmalara göre hastaların sadece %20’sinde alzheimer görülme riski bulunuyor.
Yani hastalık, yaş etkeninin yanı sıra genetik faktörlere bağlı olarak da görülebilir. Ancak sadece kalıtsal sebeplerle ilişkilendirilmesi yanlış olur. Çünkü Alzheimer, sinsice etkilerini gösteren bir hastalıktır ve bulguları yaşa bağlı olarak artış gösterir. Diğer nedenler ise şöyle sıralanabilir;
Geçmişe bağlı depresyon
Damar hastalıkları (Kolestrol, tansiyon yüksekliği ve kalp krizi)
Geçmişe bağlı ciddi yaralanmalar
APOE4 taşıyıcılığı
Düşük eğitim düzeyi
Alzheimer testleri:

Alzheimer teşhisi, birtakım nöropsikolojik ve bilişsel testler yardımıyla ortaya konur. Testler, genellikle hastanın problem çözme, zihinsel işlevsellik, dikkat, dil becerileri ve sayma gibi birtakım yeteneklerini ölçmeyi hedefler.

Psikiyatrik değerlendirme: Yapılan psikolojik muayene, hastada depresyon gibi semptomları tetikleyen herhangi bir zihinsel sağlık durumunun varlığını tespit etmek içindir.

Beyin tarama testleri: Beynin yapısında ve işlevinde tümör gibi farklı bir problemin var olup olmadığı anlaşılmaya çalışılır.

Genetik testler: Alzheimer probleminin herhangi bir gen kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için uygulanır. Test sonucu, hastanın demans risk grubunda yer alıp almadığını da ortaya koyar.

Diğer tarama yöntemleri: Beyin aktivitelerini resimleyen pozitron emisyon tomografisi (PET), manyetik rezonans görüntüleme (MRI), beyni ayrıntılı görüntüleyen bilgisayarlı tomografi (BT).

Tedavi sürecinde uygulanan yöntemler:

Alzheimer tedavisi konusunda kesin ve tam şifa veren bir yöntemden söz edilemez. Mevcut olan ve kullanılmakta olan ilaçlar, sadece hastaların şikayetlerini belirli oranda azaltmak ve davranışlarını düzenlemek konusunda yardımcıdır. Tedaviye ilk olarak düşük doz ilaçlarla başlanır.

İlerleyen vakalarda da ilacın dozu arttırılır. Çünkü ilacın dozu ne kadar yüksek olursa mide bulantısı, kusma ve ishal gibi yan etkileri de o denli artabilir. Tedavi sürecinde genellikle “kolinesteraz inhibitörleri” grubu ilaçlarla reçete edilir.

Örneğin: “Namenda” adıyla bilinen ilacı, orta ve ileri düzey alzheimer hastaları kullanabilir. İlaç, hastaların günlük işlerini daha rahat yapabilmelerini amaçlar. Hastaların banyo yapma becerilerini bağımsız olarak sürdürmelerine destek olur.

Paylaşın

Alzheimer Nedir, Nedenleri, Belirtileri Nelerdir?

Alzheimer, iki zararlı proteinin çökmesi ile ortaya çıkan ve demansın (bunamanın) en sık görülen nedeni olan hastalıktır. Hastanın duygu, düşünce ve davranışlarında problemlere yol açan bir çeşit unutkanlık tipi olarak da tanımlanabilir.

Genellikle 60 yaş ve üzeri hastalarda ortaya çıkar, belirtilerini yavaş yavaş hissettir ve hasta gün geçtikçe günlük rutin işlerini dahi yapamayacak hale dönüşür. Alzheimer, beynin sinir hücreleri dokusunda “beta-amyloid” adındaki anormal protein birikmesine bağlı olarak oluşur ve bu birikim zamanla beyinden atılamaz hale gelir. Dolayısıyla protein birikmesi ve plaklar sebebiyle sinir hücreleri arasında bağlantı kurulamaz ve sinir hücreleri ölür. Bu durumda direkt olarak beynin düzgün çalışmasını engeller.

Alzheimer nedenleri nelerdir?

Hastalığın nedenleri konusunda herhangi bir kesinlik yok. Beyindeki protein birikiminin yanı sıra sinir iletiminin bozulması, beyin hücrelerinin zarar görmesi gibi etkenler nedeniyle yaşanabilir.

Yapılan araştırmalara göre hastaların sadece %20’sinde alzheimer görülme riski bulunuyor. Yani hastalık, yaş etkeninin yanı sıra genetik faktörlere bağlı olarak da görülebilir. Ancak sadece kalıtsal sebeplerle ilişkilendirilmesi yanlış olur. Çünkü Alzheimer, sinsice etkilerini gösteren bir hastalıktır ve bulguları yaşa bağlı olarak artış gösterir.
Diğer nedenler ise şöyle sıralanabilir;

Geçmişe bağlı depresyon
Damar hastalıkları (Kolestrol, tansiyon yüksekliği ve kalp krizi)
Geçmişe bağlı ciddi yaralanmalar
APOE4 taşıyıcılığı
Düşük eğitim düzeyi
Belirtileri nelerdir?

Eğer bir hafıza sorunu varsa bundan sonra ne olacaktır? Hafıza kaybı yada duyu durum değişiklikleri olduğunda, doktor Alzheimer hastalığını olası bir neden olarak düşünebilir. Ama Alzheimer tanısı, bir eleme sürecidir. Doktor, bulgu ve belirtilerin tüm olası nedenlerini birer birer araştıracak ve tek olasılık Alzheimer hastalığı kalana dek diğer nedenleri birer birer eleyecektir. Yüzde 100 kesin tanıya ancak otopsi ile varılabilir ki bu da beyin dokusunun direkt olarak mikroskop altında incelenmesi ile olur.

Erken belirti ve bulguları fark etmek genellikle güçtür. Bunlar genetik yapı özellikleri yaşam tarzı kültürel birikim ve yaşamdaki tecrübelerine göre kişiden kişiye farklılık gösterir sıklıkla gözlenen özellikler şunlardır.

Ağır bellek kaybı
Kafa karışıklığı
Soyut düşünceleri oluşturma beceriksizliği
Konsantrasyon güçlüğü
Gündelik ya da karmaşık işleri yapmada zorluk.
Kişilik değişiklileri
Şüpheci ya da garip davranışlar.
Hastalığa nasıl tanı konulur?

Yeni bazı yöntemler hızla gelişmekle birlikte, halen hastalığın tanısı klinik belirtiler ve demans nedeni olacak başka bir hastalığın olmadığının gösterilmesine dayanır. Bununla beraber yakın bir gelecekte şu an deneysel amaçlı kullanılmakta olan birçok tanı yöntemi, günlük kullanıma da girecek olup hastalar klinik belirtiler ortaya çıkmadan önce de tanınabilecektir.

Hastalığın bir tedavisi var mıdır?

Halen hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla beraber, bu hastalıkta beyinde eksik olan asetil kolin maddesini artıran bir grup ilaç ve yine bu hastalıkta hücreler arası boşlukta artmış olarak bulunan glutamat maddesinin aşırı etkisini azaltan bir ilaç kullanımdadır.

Ağız, çene ve yüz deformiteleri nedir?

İleride gerek hastalığın erken dönemde tanısının konulmasına yönelik tetkik yöntemlerinin daha gelişmesi gerekse beyindeki değişiklikleri önleyici ya da ortadan kaldırıcı tedavilerin ortaya çıkması ile bu hastalığa karşı tedavi başarımız daha da artacaktır.

Bununla beraber şu an alabileceğimiz en iyi önlemlerin başında orta yaşta ortaya çıkmış yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kan yağlarındaki yükselmelerin erken dönemde tedavisi gelmektedir.

Paylaşın

Alzheimer Nedir, Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Halk arasında ‘’Bunama’’ olarak bilinen Alzheimer, henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır.

Haber Merkezi / Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş büzüşmeye başlar ve küçülür. Alzheimer hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir, bir kanser hastalığı değildir.  Çok nadir (yaklaşık 100 hastanın 5’inde) olmakla birlikte ırsi formları da mevcuttur ama bunlara nadir rastlanmaktadır.

Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de bir takım risk yaratan durumlar günümüzde tanımlanmıştır.

Bunlar:

Yaş (değiştirilemez faktör)
Geçmişte depresyon (değiştirilebilir faktör)
Damar hastalıkları (Kalp krizi, tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği…) değiştirilebilir faktörler
Geçmişte ciddi kafa yaralanmaları
Düşük eğitim düzeyi
APOE4 taşıyıcılığı.

Alzheimer belirtileri nedir?

Genellikle beynin kullanılması gereken her işte zorluk çekilir: kişi konuşulanı takip etme, plan yapma, yapılacakları sıraya koyma, sorunları çözme ve karar verme gibi konularda zorlanır.
İlaveten, yaşanan diğer bozukluklar ve zorluklar şunlardır:
Yeni şeyleri öğrenememe, az önce söylenenleri veya görülenleri hatırlayamama. En sonunda uzun zamandır hafızada olan bilgilerinde kaybolması;
Oryantasyon bozukluğu: Zaman ve mekanı karıştırma. Hangi gün, ay veya yılda yaşadığını bilememe, hangi yerde ya da nerede olduğunu hatırlayamama;
Konuştuğu dili anlama ve kullanmada bozukluklar (afazi);
Etrafındaki eşyaları (nesneleri) ve sesleri tanıyamama ve ne işe yaradıklarını bilememe (agnozi);
İşlemleri yerine getirmekte zorlanma, genellikle işlemlerin gerçekleştirilmesinde gerekli olan sıralamada sorun yaşama (apraksi);
Düşünme ve durumları değerlendirmede zorlanma.

Bu bozuklukların yanı sıra, davranış veya kişilik değişikliği oluşabilir. Kişi şüpheli, huzursuz veya hırçın (agresif) olabilir. Diğer taraftan, kişi duygusuz veya ilgisiz olabilir, olay ve nesnelere karşı kayıtsız kalabilir. Kişinin ruh hali aniden değişebilir. Bazı Alzheimer hastalarında hastalık çok çabuk ilerler, bazı hastalarda ise nispeten yıllarca normal bir hayat sürdürülebilir.

Alzheimer’ın nedenleri nedir?

Alzheimer hastalığında beyindeki sinir hücreleri dokusunda beta-amyloïd olarak bilinen bir tür anormal protein birikimi oluşmaktadır. Bu protein birikimi beyinden atılamaz hale geliyor. Araştırmacılar bu birikim ve plaklardan dolayı sinir hücreleri arasındaki bağlantıların bozulduğunu ve sinir hücrelerinin helak olduğunu düşünüyorlar. Dolayısı ile beyin düzgün çalışamaz hale geliyor ve beyin hücrelerinin ölümü gerçekleşiyor.

Alzheimer’ın Risk Faktörleri Nedir?

Alzheimer hastalığında; 65 yaş ve üzerindeki kişiler ve ailesinde Alzheimer hikayesi olanlar risk grupları arasında gelmektedir. Bunun yanında eğitim seviyesi Alzheimer’da önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır. Eğitim ve kültürel seviyesi yüksek olan kişilerde sinirsel iletişim daha kuvvetli olmakta ve alzheimer olma riski düşmektedir.

Alzheimer’ın komplikasyonları nedir?

Alzheimer hastalığında kişi kendine bakamadığı için diğer hastalıklara yakalanması kolay olacaktır. Özellikle yemek yemede ve yutmadaki zorluklardan dolayı akciğere veya solunumum borusuna kaçan yiyecekler enfeksiyona ve zatürreye neden olmaktadır. İdrar kaçırma durumlarından dolayı da idrar yolu enfeksiyonları sık sık görülmektedir. Bunun yanında düşme ve çarpma gibi durumlarla küçük veya büyük travmalar da yaşanmaktadır.

Alzheimer için doktor randevusu öncesi neler yapılmalıdır?

Alzheimer hastalığında hasta yakınlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Hasta yakınlarının hastayı yakından takip etmesi, hal ve hareketlerini gözlemleyip, belirtileri doktora doğru şekilde aktarmaları gerekmektedir.

Alzheimer tetkik yöntemleri nelerdir

Alzheimer’da tek başına tanı koymaya yardımcı olacak bir test bulunmamaktadır. Nörolojik muayene yanında kan tahlili, zihinsel testler, beyin görüntüleme testleri, EEG, SPECT, lomber ponksiyon ve psikiyatri konsültasyonu gibi tetkiklerle alzheimer teşhisi konulmakta ve hastalık evrelendirilmektedir.

Alzheimer’ın tedavi yöntemleri nelerdir?

Alzheimer hastalığının kesin tedavisi henüz mümkün değildir. Var olan tedaviler ise durumu destekleyici olarak uygulanır. Bazı ilaçlar ile hastalık sürecini yavaşlatmak ve bazı belirtilerin şiddetini azaltmak mümkündür. İlaçlar Alzheimer hastalığını kesin tedavi edemez, sadece hastalığın illerlemesini yavaşlatabilir. İlaçların oldukça mütevazi tedavi edici etkisi vardır. Etkili olduğunda ise genellikle dikkat, konsentrasyon ve konuşma yeteneği konusunda olur, hafıza üzerinde bir etkisi yoktur. İlacın kimde etkili olup olmayacağı önceden bilinemez. Hastaların yüzde 30’ unda yan etkileri ortaya çıkar.

Alzheimer hastaları için yaşam stili önerileri

Hem Alzheimer hastalarının hem de ailelerinin eski yaşamlarına devam edebilmeleri için aile yakınlarına büyük bir rol düşmektedir. Kendi kendilerine bakamayacak olan alzheimer hastalarına şefkat ve anlayışla yaklaşılmalı ve ilaç kullanımı düzenli şekilde yapılmalıdır. Ev içinde bu hastaların güvenliğini sağlayacak birtakım değişiklikler yapılmalı, düşme ve çarpma gibi durumlara karşı önlem alınmalı, sokağa tek başına çıkıp kaybolmaması için dikkat edilmelidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın