Saadet, DEVA Ve Gelecek Partisi, İttifakı İçinde İttifak Kuracak Mı?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kala ittifaklarda seçimlerde en iyi sonucu almak için stratejilerini netleştiriyor. 

Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden olan Saadet Partisi, Deva ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nin ittifak içinde ittifak için kendi aralarındaki görüşme trafiği sürüyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde Karar TV’de “ittifak içinde ittifak” formülüyle ilgili konuşmuş ve çalışmaların yüzde 99 oranında tamamlandığını söylemişti. Karamollaoğlu, “Üç parti olarak seçime müşterek girmemiz oyumuzu yükseltecek” demişti.

Bu çerçevede ittifak protokollerini iki gün önce Yüksek Seçim Kurulu’na sunan Millet İttifakı içinde yer alan Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Parti’nin daha çok milletvekili çıkarabilmek için kendi aralarında başlattıkları üçlü görüşme trafiği sürüyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in ilgili partilerin üst düzey yetkililerinden edindiği bilgilere göre, üç partinin “ittifak içinde ittifak” kurma formülünde henüz nihai sonuca ulaşılabilmiş değil ancak temaslar yoğun şekilde sürüyor ve bir süre daha trafiğin devam etmesi bekleniyor.

Üçlü “ittifak içinde ittifak” formülünde ilerleme sağlanıp sağlanmaması ve üç partinin bir sonuca ulaşıp ulaşmaması Millet İttifakı’ndaki altı partinin aday listelerinde olası ortaklaşma formüllerini de etkileyeceği için önemli görülüyor.

Gerek altı partinin ortak aday listeleri gerekse üçlü ittifak formülü ile ilgili kritik bir görüşme ise bugün Malatya’daki liderlerin katılacağı iftar olarak öne çıkıyor. İftarda diğer meselelerin yanı sıra bu konunun da gündeme gelebileceği, cumhurbaşkanı adayı kararını netleştiren ve önemli bir krizi aşan altı liderin şimdi bu konuya yoğunlaşmaya başlayabileceği belirtiliyor.

Bu arada altı partinin aday listeleri için oluşturduğu komisyonun da beklenen toplantısını gelecek hafta yapması bekleniyor.

Üç partinin tutumları nasıl?

Peki ittifak içinde ittifak kurarak daha çok milletvekili kazanmak isteyen üç partinin tutumları nasıl şekilleniyor?

“İttifak içinde ittifak” formülüne ilişkin üç partinin tutumlarında henüz tam bir ortaklaşma sağlanamadı.

Saadet Partisi seçime kendi logosu ile girilmesini isterken, diğer iki parti de kendi logolarını tercih ediyor. Her partinin kendi logolarıyla girme konusunda daha önce alınan kendi kurul kararları ve parti ilkelerine göre hareket etmek isteklerinin gündemde olduğu belirtilirken, bununla birlikte belli ortaklaşmaların yapılmasına ilişkin de güçlü işaretler var.

Partilerin yetkilileri liste oluşturulması ile ilgili süreçlerin işin doğası gereği biraz dinamik olduğunu ve görüşmelerin son birkaç güne kadar devam edebileceğini söyleyerek, “Bugün aldığımız karar yarın başka bir şekle evrilebilir” diyor.

DEVA Partisi daha önce aldığı parti kararı çerçevesinde seçime kendi amblemi ile girmek konusunda kararlığını sürdürürken, belli iller bazında diğer partilerle ortak çalışmalar yapılmasına ise soğuk bakmıyor.

Gelecek Partisi ise ittifak içinde ittifak önerisine çok sıcak olmadığını, daha çok CHP ve İYİ Parti ile ittifak kurmayı düşündüklerini belirtmişti.

Bu arada her partinin en az 41 ilde kendi logolarıyla seçime girmeleri de gerekiyor.

Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslimi için son gün olan 9 Nisan’a kadar her iki ittifakın aday listelerinin de netleşmesi için zaman bulunuyor.

Ortak listelerin önemi ne?

Peki yeni seçim yasasında ortak listeler hazırlamak ittifaklara ve partilere ne kazandırıyor?

AK Parti ile MHP’nin geçen yıl getirdiği yeni seçim sistemi ittifak içindeki partileri yüzde 7 baraja karşı korusa da her parti kendi alacağı oy oranına göre milletvekili çıkaracağı için ittifakın önemini azaltmış durumda. Bu nedenle her iki büyük ittifak da bazı illerde ortak liste yapma arayışında.

Araştırmacı Nezih Onur Kuru, ittifaklar için parlamento seçimlerinde ortak liste yapmalarının önemine dikkat çekerek, yeni seçim yasasının ittifakların artık oylarıyla ekstra milletvekili çıkarabilmesi avantajını ortadan kaldırdığını, bunun da daha az sayıda partiden oluşan ve parti arasındaki oy makası geniş olan Cumhur İttifakı’na yaradığını belirtiyor.

Kuru, Cumhur İttifakı’nın kritik illerde tek liste yapması ve Millet İttifakı’nın ise yapmaması durumunda Cumhur İttifakı’nın yüzde 41 oy ile Meclis’in salt çoğunluğu olan 301 sandalyeyi kazanabileceğine dikkat çekiyor.

Paylaşın

İYİ Parti Ve CHP Hangi İllerde Ortak Liste Çıkaracak?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı ilan etmesiyle birlikte vekil listeleri merak konusu oldu.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı seçim takvimi uyarınca en geç 24 Mart günü siyasi partilerce ittifak modeli ve anlaşması imzalanmış olması gerekiyor. Ancak Millet İttifakı içerisinde vekil listesinde il il ve isim isim zor bir müzakere süreci yaşanıyor.

Altı siyasi parti arasında 4 Ocak’ta liderlerce kararlaştırıldığı üzere Genel Seçimler ittifakı modelini belirlemekle görevli Seçim İttifakı Komisyonu, henüz beşinci toplantısını yapmadı. Bu toplantı için gelecek hafta başında 20 Mart tarihi işaret edildi ancak bunun henüz kesinleşmediği vurgulandı.

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun edindiği bilgilere göre, Komisyon’un ilk toplantısını 26 Ocak’ta düzenlemesinin ardından son günlerde partiler arasında ikili düzeyde görüşmeler yapıldı. CHP ile İYİ Parti, ittifak dışında yüzde 7 ülke barajını aşabilmeleri konusundaki soru işaretleri nedeniyle diğer dört parti açısından Meclis’te nasıl temsiliyet sağlanacağını görüşüyor. Diğer dört parti, öncelikle CHP ve İYİ Parti’nin hangi illerde ortak liste çıkarmaya sıcak bakılacağını ikili görüşmede açığa kavuşturması gerektiği görüşünde.

38 ilden çok azında mı ortak liste olacak?

Önceki Genel Seçimler’de yani 24 Haziran 2018’de CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı, milletvekili seçiminde illerde ortak liste oluşturmamıştı.

Demokrat Parti, Gültekin Uysal’ın Afyonkarahisar adayı olarak İYİ Parti’nin listesinde yer alması üzerine YSK’ya ayrıca liste sunmadı. CHP, İYİ Parti ve SP ise, ayrı ayrı 600 milletvekili aday listeleriyle Genel Seçimler’de yarıştı ancak ittifak protokolü YSK’ya sunulduğu için ülke barajı riski ortadan kaldırıldı. SP, sadece yüzde 1,34 oy almasıyla illerde vekil çıkaramamasına rağmen, CHP listesinde aday gösterilmiş iki isim ile TBMM’de sandalye etti. İYİ Parti ise, Millet İttifakı olmasa yüzde 9,96 oy oranıyla baraj altında kalacakken 43 milletvekili çıkarabildi.

Şimdi Millet İttifakı, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutakabatı” uyarınca Meclis’te anayasa değişikliği yapılabilmesini hedefliyor. Dolayısıyla Millet İttifakı’nın TBMM’de en az 301 sandalyesi olması amaçlanıyor. Ama bunun için 24 Haziran’da olduğu gibi 81 ilde ayrı listelerle yarışa girilmemesi gerektiği görüşü masada. 38 ilde ortak listeyle seçime girilmesi durumunda bunun TBMM’deki aritmetiğe olumlu yansıyacağına işaret eden çalışmaya rağmen İYİ Parti, pek çok ilde ortaklaşma yaklaşımına sıcak bakmıyor.

CHP ile İYİ Parti arasında ortak listeyle seçime girilecek iller açısından bazılarında sadece CHP ve bazılarında sadece İYİ Parti logosuyla yarışılması konusunda henüz uzlaşma sağlanamadı.

İYİ Parti’nin “seçmen profili” dikkate alınarak bazı illerde CHP logosuyla oy çokluğu elde edilemeyeceği görüşünü aktardığı söyleniyor.

CHP içerisinde geçmişte yeterince başarı sağlanamamış illerde o ildeki seçmen profiliyle örtüşecek “sürpriz aday ya da adaylar” üzerinde çalışıldığı vurgulanıyor.

Tek veya iki vekil için yarışılacak illerde mi ortak liste olacak?

Millet İttifakı’nda sonuçta 43 ilden çok daha fazlasında CHP ve İYİ Parti’nin kendi aday listeleriyle seçime girmek istediği öğrenildi. Bu nedenle 38 il değil ancak en az 10 ilde Millet İttifakı’nın ortak/tek listeyle aday gösterebileceği ihtimali gündemde.

Ortak listeyle parlamento seçimine girilmesi bakımından “hangi iller olabilir?” sorusuna yanıt olarak sadece tek ve iki milletvekili çıkarma hakkı olan iller işaret ediliyor. Bu kapsamda, YSK’nın güncel vekil dağılımına göre birer milletvekili çıkaracak Tunceli ve Bayburt’un yanısıra Meclis’te iki vekil ile temsil edilecek Artvin, Bilecik, Çankırı, Erzincan, Gümüşhane, Kırşehir, Sinop, Bartın, Ardahan, Iğdır ve Kilis illeri masada. Ancak bu 13 il konusunda uzlaşma henüz sözkonusu değil. Bu illerden en azından 10’unda ortak liste uzlaşması olabileceği konuşuluyor.

CHP ve İYİ Parti’nin görüşmelerinde ilerleme sağlanmasıyla birlikte ancak gelecek hafta başı yapılacak toplantıda Seçim İttifakı Komisyonu’nun artık karar alma aşamasına geleceği dile getiriliyor.

Karar İzmir’de altılı masa sonrasında mı şekillenecek?

Bu arada Millet İttifakı’nın liderlerince 19 Mart Pazar günü saat 17.00’de İzmir’de buluşulması öngörüldü. Eğer İzmir İktisat Kongresi kapsamında altılı masa toplantısı yapılabilirse “seçim ittifakı” üzerine de görüşme yapılabileceği ve dolayısıyla liderler tarafından Komisyon’a talimat verilebileceği aktarıldı.

Ardından Komisyon’un da YSK’ya sunulacak ittifak protokolü üzerinde çalışmasını hızlıca şekillendireceği kaydedildi.

Seçim İttifakı Komisyonu’nda, CHP Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İyi Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel, DEVA Partisi Teşkilat İşleri Başkanı Sadullah Ergin ile Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün yer alıyor.

Paylaşın

“İYİ Parti HDP İle Görüşülmesine Sıcak Bakmıyor” İddiası

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından sonra HDP’nin destek verip vermeyeceği tartışılıyor. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Mithat Sancar, Kılıçdaroğlu’nu adaylığından dolayı tebrik ederek, kendisiyle görüşmek üzere ziyaretini beklediklerini açıkladı. Ancak, İYİ Parti’nin HDP ile görüşülmesine sıcak bakmadığı bildiriliyor.

Millet İttifakı’na dahil partilerden iki yetkili Reuters’a yaptıkları açıklamada, hakkında kapatma davası açılan HDP ile görüşmelerin, milliyetçi seçmenler arasındaki desteği zayıflatabileceğinden korkulduğunu söyledi.

İttifak partilerinden üst düzey yetkili, Sancar’ın davetinin “biraz erken” olduğunu ve HDP’nin nasıl destek vereceği konusunun muhalefetin en büyük sorunu olacağını kaydetti. Yetkili, “HDP’nin desteği son derece kritik. Bu partinin açık desteği, özellikle İYİ Parti ve tabanından tepki çekecektir.” dedi.

“HDP’den gelen oylar, ittifakta kaybedilene eşit olabilir”

İttifakta bulunan partilerden diğer üst düzey isim, HDP’nin açık desteğinin İYİ Parti’nin oylarında 5 puan, CHP’de ise 2-3 puan azalmaya neden olabileceğini savundu.

Kaynak, “Burada çok ince bir dengenin bulunması gerekiyor. Aksi takdirde ödenecek bir bedel olabilir. HDP’den gelen oylar, ittifakta kaybedilene eşit olabilir.” ifadelerini kullandı. Yetkili, Altılı masada İYİ Parti’nin olmasından dolayı bazı Kürt seçmenlerin, muhalefet ittifakını desteklemeyeceğini kaydetti.

HDP’nin ülke genelinde yaklaşık yüzde 10’luk bir desteğe sahip olduğu belirten Reuters, anketlerin de Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nı genellikle başa baş gösterdiğini hatırlattı.

Parlamentonun üçüncü büyük partisi olan HDP’nin 14 Mayıs’ta yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde belirleyici rol oynayacağı ifade ediliyor.

Bu arada Anayasa Mahkemesi, HDP’nin PKK ile bağlantısı olduğu iddiasıyla kapatılmasını amaçlayan davayı görüşüyor. Reuters, analistlerin, Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında bu iddiaları gündeme taşıyacağını söylediğini aktardı.

Halihazırda partinin banka hesaplarını donduran mahkeme, HDP ile ilgili kararın seçimlerden sonraya ertelenmesi talebini reddetmişti.

HDP, Kılıçdaroğlu ve cumhurbaşkanlığı seçimi için ne dedi?

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığının açıklanmasından sonra yaptığı konuşmada HDP’ye atıfta bulunmadı.

Sancar, Habertürk’teki programda, HDP’nin Türkiye’de siyasi dengelerin oluşturulmasında kilit bir rol oynadığını ve bunun kapalı kapılar ardında değil açık alanda gerçekleşmesi gerektiğini söyledi.

Sancar, “Bu sürecin sonunda aday çıkarır mıyız, çıkarmaz mıyız tabii ki kurullarımız ve ittifak güçlerimizle yapacağımız görüşmelerde karara bağlanacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun diyeyim ve ekleyeyim, kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz. Bunu neden açık söylüyoruz. Zaten daha önce ilke ve yöntemi açıklamıştık. Eğer muhalefet ortak aday belirleyebilirse, o ortak adayla bizimle yapacağı açık, doğrudan görüşmeler sonucu bir ortak noktaya, uzlaşmaya varılırsa biz bu adayı destekleriz demiştik. Aksi takdirde seçenek bellidir, kendi adayımızı çıkarırız.” ifadelerini kullandı.

Cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Twittter hesabından, “Sayın Kılıçdaroğlu’na hayırlı olsun diyoruz. Kendisini HDP’ye de bekliyoruz.” paylaşımı yaptı.

(Kaynak: Reuters)

Paylaşın

Kılıçdaroğlu Hangi Partilerden Destek İsteyecek?

Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaret programının, seçim kararının ilan edilmesinin ardından netleşecek.

En çok merak edilen de Kemal Kılıçdaroğlu’nun, HDP, MHP ve AKP’yi de ziyaret edip etmeyeceği. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesinin ardından, partisinin genel merkezine davet etmişti.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, henüz kesinleşmemekle birlikte, parti içinde ziyaret programına ilişkin farklı seçenekler değerlendiriliyor. Bu kapsamda öne çıkan görüş, parlamentoda grubu olan bütün siyasi partilerin ziyaret edilerek, destek istenmesi yönünde.

Bu kapsamda AKP ve MHP’den “grup başkanı” düzeyinde randevu istenmesi seçeneği üzerinde duruluyor.

Randevuya olumlu yanıt vermesi halinde Kılıçdaroğlu’nun AKP Grup Başkanı İsmet Yılmaz ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den randevu istenebileceği belirtiliyor.

CHP kurmayları, “Şu anda bu seçenekler tartışma, değerlendirme aşamasında. Bazı partiler görüşmek istemiyoruz, diyebilir. O zaman buna göre de tavır alınır” görüşünü dile getiriyor.

CHP liderinin HDP ile daha önce de görüştüğüne dikkat çeken parti kurmayları, parlamentoda temsil edilen partilerin ayrımsız ziyaret kapsamında olacağını belirtiyor. Parlamento dışında çok sayıda siyasi parti olduğu için, bunların hangilerinin ziyaret edileceği ise henüz netleşmiş değil.

Aday olduktan sonra ilk ziyaretini deprem bölgesine, Elbistan’a yapacak olan Kılıçdaroğlu, “seçim bildirgesini” ise seçim kararının açıklanmasının ardından, ittifakta yer alan liderlerin de katılımıyla Ankara Spor Salonu’nda kamuoyuna açıklayacak.

Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasını ise ittifakta yer alan partilerin temsilcilerinin de içinde yer aldığı ekip yürütecek.

Millet İttifakı’nda depreme yol açan aday krizi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, seçimin kazanılması halinde “cumhurbaşkanı yardımcısı” olarak yönetimde görev almaları formülüyle aşıldı.

Krizin çözülme süreçlerine ilişkin ise yeni ayrıntılar ortaya çıktı.

‘CHP’nin B planı, çözüm formülü oldu’

Kulislere yansıyan bilgiye göre, “belediye başkanlara cumhurbaşkanı yardımcığı” formülü aslında CHP’nin, “kötü senaryoya”, yani masada kriz çıkması olasılığına göre yaklaşık 20 gün önce hazırladığı “B planı” idi.

Kurmayları, Akşener’in ittifakla köprüleri attığı 3 Mart’taki basın toplantısından hemen sonra Kılıçdaroğlu’na açıkladı.

CHP kaynaklarının verdiği bilgiye göre süreç şöyle işledi:

Kılıçdaroğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile görüşmesinin ardından, Akşener’in basın toplantısını yakın kurmayları ile birlikte, Meclis’teki makamında izledi.

Basın toplantısından kısa süre önce de Kılıçdaroğlu’na Akşener’in Yavaş ve İmamoğlu’nu aday olarak önereceği ve aksi taktirde masadan kalkacağı bilgisi geldi.

Kılıçdaroğlu, Akşener’in açıklamaları üzerine yorum yapmadı, ancak kurmaylarının anlatımına göre bu kadar “sert” bir üslup da beklemiyordu.

Akşener’in basın toplantısı bittikten Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, grup başkanvekilleri ve bazı MYK üyeleri ile olgunlaştırdıkları, Yavaş ve İmamoğlu’nun seçim sürecinde daha görünür olması ve daha aktif katılabilmeleri için “cumhurbaşkanı yardımcılığı” formülünü önerdi.

Seçim sürecinde cumhurbaşkanı yardımcı adaylığı için istifa gerekmediğini belirten kurmayları, belediye başkanlarının kamuoyu desteklerinin seçim kamyanyasına da olumlu yansıyacağını ifade ettiler.

Kılıçdaroğlu’nun olumlu baktığı bu plan 3 Mart’taki olağanüstü MYK’da değerlendirildi.

Ancak Pazar gününe gelindiğinde ise bu formül, Akşener’in “masaya dönüş”ü için devreye sokuldu.

Akşener’in de bu formüle sıcak baktığı ifade edilince, Kılıçdaroğlu, diğer liderlere de bilgi verdi ve krizin aşılması için yürütülen trafik olumlu sonuç verdi.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesinin ardından, bundan sonraki yol haritası da netleşmeye başladı.

Meclis’e veda: Parti yöneticilerine de sürpriz oldu

Aday olunca “parti rozetini çıkarma” kararı alan Kılıçdaroğlu, bunun ilk adımın Meclis grubunda attı. Aday ilan edildikten sonraki ilk grup toplantısında, Meclis grubuna veda etti. Karar, yakın kurmayları için de “sürpriz” oldu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun bu kararı nasıl aldığını ve ne anlama geldiğini BBC Türkçe’ye anlattı:

“Meclis’teki karşılamadan sonra grup başkanvekilleri olarak odasına girdik. ‘Arkadaşlar ben bugün grubu son defa temsil edeceğim’ dedi. Bundan sonra milleti temsilen, milletle beraber olacağım’ dedi.

“Hem şaşırdık hem de duygusallaştık. Kolay bir şey değil. Yaklaşık 11 yıldan beri birlikte götürüyoruz görevi. Yaşadığımız, paylaştığımız çok şey var. ‘Peki efendim, bir daha grup toplantısı yapmayacak mısınız?’ diye sorduğumuzda ‘Hayır, bundan sonraki toplantılarımı milletle birlikte yapacağım’ dedi. ‘Peki’ dedik biz de, hatta üç grup başkanvekili olarak, grup hatırası olarak beraber fotoğraf çektirelim istedik. Çok duygusal anlar yaşandı o anda. Son bir resim de orada çektirdik. Bugüne kadar bizi çok gururla temsil etti, bundan sonra da milleti temsil edecek.”

Genel Başkanlık görevini neden sürdürme kararı aldı?

Kılıçdaroğlu, aday olmadan önce yaptığı bazı açıklamalarda, “cumhurbaşkanının partili olmayacağını, seçimi kazandıktan sonra da partisinden ayrılacağını” açıklamıştı.

CHP kulislerinde de, Kılıçdaroğlu’nun aday olduktan sonra, genel başkanlıktan ayrılmayacağı ancak parti rozetini çıkaracağı ve MYK içinden bir ismi “vekil” olarak görevlendirebileceği dile getiriliyordu.

Ancak; Millet İttifakı’nın 12 madelik “güçlendirilmiş parlamenter sistemin yol haritası”nda ise cumhurbaşkanının varsa parti üyeliğinin, parlamenter sisteme geçildikten sonra sona ereceği öngörüldü.

Bu da Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde de genel başkanlık görevini sürdürebileceği anlamına geliyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, liderlerin son buluşmasında, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, “hiç değilse yerel seçimlere kadar genel başkanlık görevini sürdürmesi” konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı.

CHP kurmayları bu kararın gerekçesini, geçiş süreci gibi kritik bir dönemde bir de “parti içi mücadele tartışması yaşanmaması” ve seçim sonrasında nasıl bir tablo oluşacağının görülmek istenmesine bağlıyor.

Grup Başkanvekili Özkoç’un verdiği bilgiye göre, Kılıçdaroğlu parti rozetini çıkarmakla birlikte, seçimlere kadar partisinin başında olacak, seçimden sonra ise oluşan koşullara göre karar verecek:

“Seçimden sonra, Meclis’te partilerin milletvekili ağırlıkları ne olacak, hangi siyasi parti öne çıkacak, Türkiye’nin koşulları ne olacak? O açıdan da hepsi o günkü koşullar içinde değerlendirilir. Bu mutabakat metni o anlamda da Genel Başkan’ın önünü açtı. Bu aslında masadaki liderlerin Kemal Bey’e güven telakki ettiğini de gösteriyor.”

Başkanlar iki görevi bir arada sürdürebilir mi?

Tartışılan bir konu da seçimin kazanılması halinde Yavaş ve İmamoğlu’nun hem belediye başkanlığı hem de cumhurbaşkanlığı görevini birlikte üstlenip üslenemeyeceği.

2018 seçimlerinde, AKP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Bakanlığı’na aday olan Binali Yıldırım’ın aynı zamanda TBMM Başkanlığı’nı sürdürmesini örnek göstererek, başkanların iki görevi bir arada sürdürebileceğini savunanlar olsa da, hukuki altyapı oluşturulmadan formülün işletilmesi zor görünüyor.

Ankara ve İstanbul’da Belediye Meclisi’nde Cumhur İttifakı çoğunlukta olduğu için belediye başkanlıklarının kaybedilmemesi için yerel seçimlere kadar görevlerinin başında kalması öngörülüyor.

‘Seçim bildirgesini açıklayacak’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, seçim kararını almasının ardından, Kılıçdaroğlu için aday tanıtım toplantısı düzenlenecek.

Kesin program netleşmemekle birlikte, aday tanıtım toplantısının ittifak ortağı partilerin liderlerinin de katılımıyla Ankara Spor Salonu’nda yapılması planlanıyor.

Deprem nedeniyle, tanıtım toplantısının “sade” ancak geniş katılımlı olması amaçlanıyor.

Kılıçdaroğlu’nun, daha önce kamuoyuna açıklanan, “ortak politikalar metni”ni esas alarak “seçim bildirgesini” kamuoyuna açıklaması bekleniyor.

Kampanya nasıl yürütülecek?

Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasının ayrıntıları henüz netleşmiş değil. Ancak, CHP’nin yanısıra ittifakta yer alan siyasi partilerden isimlerin de kampanyada görev alacak.

Engin Özkoç, kampanya sürecinde, ittifak partilerinin “ortak dil” kullanılacağını söyledi:

“Kampanya programımızda söylenecek sözler, vaatlerimizin nasıl ifade edileceği konusunda, iletişim uzmanlarının bize öngördüğü tavsiyeler doğrultusunda, bunları bütün siyasi partilerimizin görüşüne sunarız. Onlar da kendi görüşlerini ifade ederler ve böylece bir ortak dil ortaya çıkar.”

Paylaşın

Meral Akşener: 13. Cumhurbaşkanımızı Seçmiş Gibi Hissediyorum

İYİ Parti Lideri Akşener, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ilişkin yaptığı değerlendirmede “Yapmaya çalıştığım bu ülkeye hizmet. ‘Ben önde olayım, hizmet ederim’ diye durumumuz yok. Bugün itibariyle kendimi iyi hissediyorum. Biz 13. Cumhurbaşkanımızı seçmiş gibi hissediyorum. Bunun için de çok iyi çalışacağım” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının açıklandığı sırada çekilen fotoğraflarda gergin göründüğü yorumlarına katılmadığını belirten Akşener, Pazar gece boyunca süren görüşmeler nedeniyle uykusuz ve yorgun olduğunu söyledi ve “Ben aslında herhangi bir mutsuz vesaire durum yok. İmza koymuşum ben. Öyle şey olur mu?… İki metnin altına 6 genel başkan imza attık. Bununla ilgili mutsuzluk söz konusu değil. Doğru bulmadığınız bir kararın altına niye imza atasınız?” ifadelerini kullandı.

Masadan kalkmasıyla ilgili konuşan Akşener, “müzakere masasında müzakereye kapalı ortam oluştuğunu” belirtti ve “Yani siz bir fikir ortaya koyuyorsunuz, diğer 5 kişi tek bir konuda karar almış, onun üzerinden geri gitmiyor. Siz de bunun tartışılmasını arzu ediyorsunuz. Dolayısıyla orada ne oluyor? Herkes bana masadan kalktı diyor ama masa kalktı” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Lideri Akşener 3 Mart’taki toplantı sonrasında yaptığı açıklamada sert ifadeler kullanmış ve altılı masayı aday dayatan bir noter masasına dönüşmekle suçlamıştı. Akşener o günkü açıklamalarıyla ilgili “Evet sertti! Sert olmalıydı; ben ne düşünüyorsam. O metni kendim yazdım… Sert olarak algılanabilir; ama aslında net olmasına dikkat ettim. Aşırı netlikler genel olarak sinir bozar. ‘Hayır biz beşimiz böyle düşünüyoruz, senin önerilerin herhangi bir takdire uygun değil’ gibi tutum alınırsa, o zaman net olursunuz” dedi.

Meral Akşener, altılı masadaki gerginliğin gündemi meşgul etmesi ile ilgili olarak “Bu dört gün boyunca depremzedelerin sorunlarının perdelenmesine sebep olduğum için özür dilerim” ifadelerini kullandı. Asıl meselenin Cumhurbaşkanlığının kazanılması olduğunu vurgulayan Meral Akşener, “Bu son seçim. Parlamenter sistemi konuştuğumuz son seçim. Biz bu cumhurbaşkanlığı seçimini alamazsak Türkiye ölmeyecek. Ama velakin bir daha parlamenter sistemi konuşarak seçime girmeyeceğiz” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı’nda yaşanan cumhurbaşkanı adayı krizinin çözülmesinin ardından Habertürk Televizyonu’nda Fatih Altaylı’nın sunduğu “Teke Tek” programına konuk oldu. Meral Akşener’in açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda 1,5 evvel vazgeçmemiş olsaydım, 5 erkeğin arasında tek kadınım, belki bana gelirdi top. Bugünkü sistemi oluşturabilmek için gayretim oldu. Şu anda Sayın Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı. Elbette liderlerle bir sorunumuz yok, başından beri destekleyeceğiz çıkan adayı. Popülaritesi yüksek milletin hadi hadi dediği 2 büyükşehir belediye başkanını da onun koşu partneri haline getirdi o masa. Bunu değerli biliyorum. Millet İttifakı’nın adayı Sayın Kılıçdaroğlu onlarla birlikte koşacak. Koşu partneri üçü birden. En önde Sayın Kılıçdaroğlu’nu elbette seçtirmek üzere.

Dengemi kaybetmiş değildim, nettim ben. O masada uzunca dönem geçtikten sonra aday işine doğru yavaş yavaş gittik ama, alan sıkıştığı andan itibaren şunlar konuşmaya başlandı; Meral Akşener birinci başkan yardımcısı olmak istiyor, kazanacak aday onun için diyor. Bu külliyen yalan. Başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere, diğer 4 arkadaş dahil olmak üzere bir kişiyle buna dair tek bir harf konuşmuşsam, bu arkadaşlar derlerse ki Meral Hanım bununla bizimle konuştu derlerse, şu programdan hemen çıkışta, politikayı bırakmaya hazırım.

Siz kazandığınız zaman x, y, z oy almanın elbette Meclis için önemi vardır. Ama önemli olan Cumhurbaşkanlığını kazanmaktır. Bu ülkede bir şekilde siyasi olarak sağ kalmış kadın politikacıyım. Ailesinin de her bir ferdinin ciddi ‘know how’ı olan, bir dizi eğitimden geçmiş insanım. Burada herhangi bir menfaat söz konusu değildi. Müzakere tıkanınca sizi aradım, ‘Pazartesi gelemeyeceğim’ demiştim.

Sizin de sorumlu olduğunuz insanlar var. Burada size söylerken kişisel menfaatim var mı? Ben bu milletin, bu ucube sistemden, burada özne de sayın Erdoğan değil, bizim bu ucube sistemden kurtulmamız lazım, bunun için kazanacak formülü düşündüm. Tartışılması gereken, müzakere edilmesi gereken durumdu. Başardık çok şükür. Hepimiz bir adım attık.

Saat 02.15’te her iki belediye başkanı geldi. Ekrem Bey beni aradı, 22.30 gibi. ‘Yola çıktım, Mansur Bey’i de alacağım, gelebilir miyim’ dedi. ‘Hayhay’ dedim bir tek şey sordum; ‘Kemal Bey’in bilgisi var mı’ dedim. Ben insanlara dikkat ederim. Sitenin girişine tembih etmiştim. Sonra haber çıktı. Beni değil iki belediye başkanını rencide eden haber. Kendileri talep etti, kendileri iptal etti. Gece soru sordum siz bunu Kemal Bey’de izinli mi yapıyorsunuz, evet dediler.

Sonra dedim ki, ne olur ne olmaz size bir arkadaşımı göndereyim, onların arabasıyla gelin, en azından görünmeyin ne olur ne olmaz. Geldiler, bazı seçenekler ileri sürdüler. İzin almadığım için söyleyemem. Kazanmaya odaklandığım için, bu iki arkadaşımızın popülaritesi benden fazla, doğrusunu konuşalım.

Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın mutlaka o süreçte aktif olmaları gerekiyor. Belediye başkanı görevi üzerinden yardım başka bir şey, ama bu işin içinde bu kampanyada ve sonrasında, kazanma halinden sonra taşın altına ellerini, gövdelerini koyacaklarının da ispatı lazımdı. Orada uzlaştık. Bu, konuşurken ortaya çıkan bir şeydi. Ancak bu kadar anlatabilirim.

Onlar gittiler Kemal Bey’e. Yanlış anlaşılmasın, onlar Kemal Bey’in bilgisi dahilinde geldiler. Sonra saat 21.30’da Kemal Bey beni aradı. İki arkadaşımız sizi ziyaret edecekler, bilginiz olsun, dediler. Ben de dedim ki, dün iki belediye başkanımız, sizin bilginiz dahilinde geldiler, konuşma yaptık. Bazı şeyleri yazıya döküyorum, belli süre geçince insanlar unutabiliyor. Yazı haline döktüm ve her iki arkadaşımıza gönderdim dedim.

Bu bilgiler size geldi mi dedim, evet bana geldi dedi. Benim görüşlerimi getirecekler dedi. Yeniden geldiler ve el sıkıştık. Partiye gittim sonra. Buna kimse inanamıyor. Başarı öyküsü olan yöneticilerden bir kadromuz var bizim. Ben kendimi sadece operasyonu yöneten bir kişi gibiyim. Orkestra şefi diyebilirsiniz. Habire imza atmak gerektiği zaman, o tür imzalar için yetki alıyorum, gerisini vallahi almadım bugüne kadar.

“Masadan kalkma gibi bir kavram yok”

Masadan kalkma gibi bir kavram yok, GİK toplantısında önerimizin arkasında durma kararı çıktı. Tekrar gidip yetki almam gerekiyordu. Jet hızıyla giyinip, genel merkeze gittim. Bütün arkadaşlar milletvekilleri, GİK üyeleri, divan üyelerini topladık. GİK’le zoom üzerinden kayda alınmak kaydıyla genel sekreterimiz görevlendirildi. Bu yetkiyi bana aldı. Bunu nasıl kamuoyuyla paylaşacağız. İki belediye başkanımız geldiler, son durum oldu. Sonra ben masaya katılacağımı ilan ettim Kürşad Zorlu beyefendi üzerinden. Ama uzun şeyler yaşamışız, kalbim yoruldu anlatırken. Hakkını helal etsin herkes, iyi bir şey oldu.

(Farklı siyasi partilerde yer alıp ayrılması nedeniyle gelen ithamların sorulması üzerine) Bu ülkede Tayyip Bey’le benim kapı arkasından görüşmeme ne gerek var. Ben o partinin başlangıçta kurucusuyum. Yürünecek yolu beğenmediğim için ayrıldım. Ben geri zekalı mıyım? Menfaatçi, oportünist, Makyavelist birisi olsam niye ayrılayım? Ben hep ilkeler üzerinden ayrıldım. İktidara gelinceye kadar ağzımı açmadım. İktidar olduktan sonra 2007’den beri benim kadar eleştirmiş başka biri yok. Sayın Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde bana başbakan yardımcılığı teklif edilmiş, kabul etmemişim.

(‘Millet İttifakı’ndan ayrılmak için para aldı’ iddiası) “Para işine dönersek eğer ben Tayyip Erdoğan’ın çevresinden ve veya başka bir şekilde bir Allah’ın kulundan bu tarz bir konuyla ilgili 1 lira almışsam, ispat etmesi çok zor ama, dünyanın en şerefsiz insanıyım. İstanbul’da oturduğum ev belli. 5 dönem milletvekilliği yapmışım. Eşimin babası, İzmit’in ekonomik durumu iyi bir aileydi. Biz onun üstüne bir şey koyamamışız. Maaşımın dışında hiçbir gelirim olmadı benim. (‘Koray Aydın beşli çete ile görüştü’ iddiası) Koray Bey iş adamı. Bunu iddia eden ispatlayamazsa şerefsizdir dedi. Koray Bey evini satar koyar partiye. Trabzonlu, burnu düşse yerden almaz.

Bugüne kadar Tayyip Bey benimle konuşmak için hiçbir şey yapmadı. Benim de Tayyip Bey’le gizli saklı hiçbir görüşmem olmadı. Hatta deprem zamanında nasıl görüşme yaptığımı televizyondan anlattım. Bugünün dijital dünyasında gizli bir şey olabilir mi? Olsa söylerim. Sanki ben göz kırpıyorum, Tayyip Bey koşuyor, böyle bir durum yok. Hatta en sert kavgayı ikimiz yapıyoruz.

Rize’de başıma neler geldi benim. 31 Mart’ta ‘Senin tutuklattıracağım, dokunulmazlığın da yok’ dedi. Hala hakkımda ifademin alınmadığı, hatta duyduğumuz PKK muhbirinin olduğu iddia edilen FETÖ’cülükle ilgili isnadın mahkemesi var, ama bana bilgi veren yok. Bu ülkede en çirkin şey biri PKK’cı, iki FETÖ’cü deniyor. Bu eğer korkutmak içinse, Demokles’in kılıcı ise ben eğilmektense o Demokles’in kılıcı ile kendi boğazımı keserim.

Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyetin fırsat eşitliğinden eğitim yoluyla yararlanmış bir insanım. Bugün benim şehrimin dağ köylerindeki kızlar bu şansa sahip değiller. Allah nasip eder ödeyebilirim, nasip etmez ölürüm. Herhangi bir insanoğlundan korkmuyorum, büküleceğim kimse yoktur. Yapmaya çalıştığım bu ülkeye hizmet. ‘Ben önde olayım, hizmet ederim’ diye durumumuz yok. Bugün itibariyle kendimi iyi hissediyorum. Biz 13. Cumhurbaşkanımızı seçmiş gibi hissediyorum. Bunun için de çok iyi çalışacağım.

Biz uzlaşı metninde genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını söyledik. Milletvekili adayı olmayacağız. Ben kendi adıma söyleyeyim milletvekili adayı olursam bu işe inanmıyorum demektir. Mümkün olan en yüksek vekili çıkarmak için çalışacağız. Bakanlıklar konuşulmadı. Sadece her partiye birer bakanlık verileceğini söyledik. Şu an her partinin bir bakanlığı var. Liderlerin başkan yardımcılığı Fuat Oktay gibi değil. Bir danışma kurulu aynı zamanda.

Önceliğimiz cumhurbaşkanlığını kazanmak. Bu son seçim, parlamenter sistemi konuştuğumuz son seçim. Bu seçimi kazanamazsak bir daha parlamenter sistemi konuşarak bir seçime girmeyeceğiz.

(“İYİ Parti seçmenin HDP’yle görüşmeden hoşlanmayacağını hissettiriyor. HDP meselesine nasıl bakıyorsunuz?” sorusu üzerine) “Siyasi partilerin birbirleriyle olan ilişkilerine her bir siyasi parti saygı duymak zorundadır. Biz bugüne kadar buna saygı duyduk. Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanı adayı olduğunda Erdoğan ve Selahattin Demirtaş’ın kampanyalarına yardım yaptı. Kırmızı çizgilerimiz bir vatandaşla aynı, nedir bu: Her bir insanın hakkı hukuku vardır, buna saygı. Hukuka, hukukun üstünlüğüne saygı. Vatanın birliğine bütünlüğüne saygı. Anayasa’nın ilk dört maddesine saygı. Ve bütün bunların neticesinde Türkiye’deki birlik beraberliğe saygı. Atatürk’le derdi olmayacak.

Türkiye’de neden bu zıtlık var. HDP’nin de HDP yöneticilerinin de diğer siyasi partilerin de düşünmesi gereken o. Bakın 2014’te MHP’nin adayı Selahattin Demirtaş’ın kampanyasına yardım yapmışsa, sembolik de olsa, buna Sayın Bahçeli başta olmak üzere herkes saygı duymuşsa, Ekmeleddin İhsanoğlu MHP’den birinci sırada milletvekili adayı yapılmışsa iki defa burada bir şey var demektir. Bugün niye böyle? Türkiye’de siyasi partiler üzerinden ayrıştırma yerine etnik aidiyetler üzerinden ayrıştıran bir dil oluştu. Bu dilin sahibi Türk milliyetçileri değil.

31 Mart 2019… Bizim Güneydoğu’da belediye başkan adaylarımız ve belediye meclis üyelerimiz oldu. Birden Yeni Şafak gazetesinde bütün kimlik bilgileriyle, 29 adayımızın ismi PKK’lı diye yayınlandı. Bir baktık ikisi hariç geri kalanların ortak özelliği Kürt olmaları. Sonra bizim Kürt olup seçilen belediye başkan adaylarımızın 3’ünü de AK Parti bizden transfer etti. Hatta PKK’lı diye iddia edilen bir tanesi de Süleyman Soylu’nun genel başkan olduğu dönemde Demokrat Parti’nin belediye başkanı.

Bir Abdullah Uçar vardı. İçim yanıyor. Biz Kemal Bey’le ortak mitingler yaptık. Bursa’dan aday göstermişiz. Abdullah’ı çağırdım, mitinge çıkaracağım. Kemal Bey de yanımda, başka arkadaşlar da var. ‘Abdullah ne diyeceksin oğlum’ dedim. ‘Diyeceğim ki, Kürdüm ama PKK’lı değilim’ dedi gözleri dolu. Bu çok acı bir şey. Dün ile bugün arasındaki fark bu. Abdullah diyor ki, ‘Kürdüm ama PKK’lı değilim’. Bu dilin düzeltilmesi lazım. Bu dili başlatan Sayın Erdoğan. Erdoğan’ın açtığı bu alana bir şekilde odun atan başka bir alan var. Eğer bu ucube sistemden kurtulacaksak, herkes bu gerçekliğin farkında olmalı.

“CHP, HDP ile görüşebilir”

Dün kavga edilmeyen konuda, bugün görüşme bile problem yaratıyorsa herkesin dikkat etmesi lazım. O masada defalarca iddia edildiği gibi o masada HDP yok. Mithat hocanın (HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar) söylediğine göre kendileri de ikrar ediyor. Ama zaman zaman HDP yöneticilerinden farklı farklı söylemler oldu. Ben o söylemlerin her birinin bu ucube sistemin devamının ateşine odun atmak olduğuna inandım.

Böyle bir sağduyunun devam etmesi ve derinleşmesi gerekiyor. Bakanlık vs. gibi alışveriş olması mümkün değil. Diyalog başka bir şeydir. CHP diyebilir, anlayışla karşılardım. ‘Sizin oy oranınızla HDP’nin oyu farklı hadi size güle güle’ deselerdi o masadan kalkardık. Alengirli işe karşıyım, dürüstlük ve açıklıktan yanayım. CHP, HDP ile görüşebilir. Ama masaya asla getiremez.

(“Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’ye masa yer düşündünüz mü?” sorusu üzerine) Muharrem Bey’le en küçük incitme yapmadan ne ben onu, ne o beni, hakikaten o dönemle (2018 seçimleri) ilgili ben ondan razıyım. CHP ile ilişki biçimlerini bilemem, yorum da yapamam. Ama ben Hüseyin Baş (BTP Genel Başkanı) üzerinden bir deneme yaptım.

Sayın Hüseyin Baş’ın sosyal medya üzerinden talebi oldu. Ben de kendisinin teklifini masaya götüreyim dedim. Hüseyin Baş’ın şahsı veya partisi değil. Çok mesafe alınmıştı, metinler ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla bu genişlemenin doğru olmayacağına dair, kimseyi incitmeden bir sonuç çıktı. Hafiften bir oylama yaptım sayılabilir, genel olarak genişlemeye, Hüseyin Baş’a değil, karşı bir durum çıktı.

Birinin birazcık ‘Münasebetsiz Mehmet Efendi’ olması gerekiyordu. Hayır niye kopsun Ama kopabilirdi de! Kazanılmayacağını düşündüğüm sistemden bahsediyorum. Burada özne Sayın Kılıçdaroğlu da değil yanlış anlaşılmasın. Bizim bu işi kazanmamız lazım, bu kazanmaya dair tartışmamız lazım idi. Sonra buna gerek yok gibi bir şey ortaya çıkınca, sonra benim iddialı cümlem vardı, Noterler Birliği bana kızmış ama herkesin birbirini ikna etmeye çalışması lazımdı.

“Kimse ayağa kalkmadı”

(“Toplantıda Kılıçdaroğlu ayağa kalktı, Temel Karamollaoğlu Akşener’e ‘yeter’ dedi” iddiası) “Temel Bey öyle bir şey demedi. Ev sahibi olduğu için, o yaş grubu, geldiği gelenek sabır konusunda uzman. Kemal Bey’i de çok sabırlı insan olarak tanıyorum. Erkekler birbirine karşı inanılmaz saygılı. Kadınlar daha açık. Kimse ayağa kalkmadı. Ben açık net fikirlerimi söyledim. Bir gerginlik yaşandı.

Sayın Davutoğlu ve Sayın Ali Babacan devreye girip, suhuletle pazartesiye bırakılma nedeni öyle oldu. 5 kişi imzaladı, ilan edilsine de gidilebilirdi, sonraya bıraklım hep beraber nefes alalım oldu. Sonra geldim arkadaşlarımla konuştuk, bir oylama yaptık. Sonra mutlaka kazanma konusunda sonuç çıktı. Aynı yerde kalabilirlerdi, 5 arkadaşımız öyle devam edebilirdi. Orada da ben o vebali alamazdım. O yüzden çok iyi oldu. Meral Akşener adına değil bu, herkes adına çok iyi oldu.

(Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısındaki sözleri) “Okudum, Kemal Bey’in zihninde güzel bir şey bu. Masaya kısmı da var, öyle bir yanım var. Mert bulduğunu ifade etmiş, açık olmakla alakalı bir şey. Benim hesabım, kitabım yok. Kemal Bey de diğer arkadaşlar da biliyor. Onun için zaman zaman öyle oluyor. Kendisine teşekkür ederim.

Şu anda sayın Erdoğan’dan sayın Kılıçdaroğlu ve onunla koşacak olan iki belediye başkanının işi kolay. Sayın Erdoğan seçim beyannamesi hazırlayacak. Bizimkisi hazır. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun elinde bu olacak, anlatacak. Beraber çalıştık çünkü. Dolayısıyla bize şu anda sadece iletişim teknikleri üzerinden kampanya sistemi lazım. Henüz onu oluşturmadık, daha dün ilan edildiği için ama muhtemelen arkadaşlar bugün çalışmaya başlamıştır. Kampanya iletişimi açısından ajanslar devreye girer bu ay böyle devam eder. İşimiz Tayyip Bey’den kolay.

Deprem bölgesindeki bütün kardeşlerimizin hakkında konuşmanın biraz perdelenmesi sebebiyle burada pay sahibi olduğu için bütün kalbimle kendi adıma özür diliyorum. 4 günde onlarla ilgili konuların perdelenmiş olması Türkiye’nin geleceği için önemliydi. Hem Millet İttifakı hem Cumhurbaşkanı adayımız hem bizler o konuda ciddi çalışacağız.

“Bütün kurumlar gitmiş, deprem felakete dönüştü”

İnanılmaz bir afet oldu, Sayın Erdoğan ve iktidar eliyle bu felakete afete dönüştü. Sayın Erdoğan bunu ‘kader planı’ diye söyledi. Dolayısıyla kader planına amenna ama kaderin içinde en önemli konu tedbirdir, hazırlıktır. Siz Kocaeli depreminden sonra Bolu depreminden sonra 21 yıldır hiçbir şey yapmamışsanız bu tedbirsizliktir, kader planı diye tarifleyemezsiniz. Eğer kader planı diye tarifliyorsanız Sayın Erdoğan’ın zırhlı araç kullanmadan, korumalarla gezmeden bu işleri yapması gerekir. Böyle ise o zaman bu tedbiri kendine uyguluyorsun vatandaşa niye uygulamıyorsunuz.

AFAD kavramsal olarak çok bir iyi kurum. Ama darmaduman olmuş. Çünkü kurulmuş bir şey yok. Karman çorman bir durum. Bu kurumlarda yönetici ve uzman sayısı azdır. Bakanlığım döneminde Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde 6-7 bin personeli ve 35 bin eğitilmiş sivil vardı. Şimdi bunu lağvetmişsiniz, AFAD’ı kurmuşsunuz fakat altına eğitilme alanını koymamışsınız. AFAD’ın sahadaki yöneticilerine söyleyecek sözüm yok, çaresiz. 10 kişi ne yapabilir? 10 kişinin her birinin 15 civarında eğittiği ona bağlı sivil olmalıydı. Bütün kurumlar gitmiş, deprem felakete dönüştü.

“Yarın itibariyle parmak boyası demeye başlayacağız”

Yarın itibariyle parmak boyası demeye başlayacağız. Deprem bölgesinde oy kullanmak başka bir de oradan batıya tahliye olanların oy kullanması. Sayın Şenol Sunat arkadaşımız diğer partilerle de irtibatını sürdürüyor. Sayın İsmail Tatlıoğlu, Musavvat Dervişoğlu, Erhan Usta CHP’ye ve AK Parti’ye gittiler. Bir kanun teklifi ve anayasada değişiklikle, oy birliği ile hızlıca düzenleme yapmayı önerdiler. Seçim de ilan edildiği için bir keşmekeş var. Henüz cevap gelmedi. Keşke oy birliği ile geçirsek. Batıya gelmiş insanların oy kullanması hem de orada kalanlar. Formülümüz şu; diyelim ki Kahramanmaraş’ta Ankara’ya geldiler, Kahramanmaraş için oy kullanacaklar. Aynı yurt dışındaki vatandaşlarımız gibi.

(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasal olarak yeniden aday olamayacağı tartışmaları ve itiraz edip etmeyeceklerine dair soru üzerine) “Altılı Masa’da konuşmadık. Bireysel olarak söyleyeyim, etseniz nedir, etmeseniz nedir diye sonuç çıkıyor. Ama asıl mesele şu; meşhur anayasayı, Türk tipi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliğini hazırlayan kimse derhal yanından uzaklaştırsın. İnsan geçici bir madde koyardı.

Çok pis tartışma olacak, itibar açısından. O anayasa madde geçecekti. Bu yalapşalap yapılan bir iş. Asıl vahim olanı bu. O madde konulsa tartışmayacaktık. Niye koymadınız? Bakın liyakat, ciddiyet, bilgi yok. Sayın Erdoğan şu anda şahsı üzerinden yapılacak her bir tartışmanın faturasını bu eksikliği ortaya koyan liyakatsiz adamlarına, ilgisini kesmeli. Ben üçüncü kez aday olmaması gerektiğini düşünüyorum. Siyasi olarak bunu söylüyorum. Bütün bunların özü liyakatsizlik, bilgisizlik, eksikliktir. Yazık Türkiye’ye.

(Kılıçdaroğlu seçilirse CHP’den hemen istifa edecek mi?) “Bizim partimiz istifa etmesi gerektiğini düşünüyordu. Sonra o masada artılar, eksiler konuşuldu. Ben ikna edildim. Kötü niyetle söylemiyorum. Gerekçeler sunuldu. Bir süre, hiç değilse yerel seçimlere kadar, genel başkan seçilecek vs. iç hareketlilik olmaması açısından, hiç değilse yerel seçimlere kadar partisinin başında kalmasına dair konsensus var. Benim ve partimin öngörüsü hemen olması gerekendi. Seçim sürecinde parti içi mücadele olmadan bitsin açısında bakıldı. Parlamenter sisteme geçiş öyle 3-4 yıl kesinlikle olmaz. Çok kötü şeyler yapıldı, aynı hızla temizlememiz lazım diyenlerde var ama aynı kötülüklere sebep olabilirsiniz. Hukuk dışı olan her şey gider.

“Bir tereddüttüm olsa milletvekili adayı olurum”

Seçimi kazanmayı yüzde 100 görüyorum. Barometremiz şu: Perşembe gününün sonrasında, özellikle cuma günkü konuşmamdan sonra atılan taşların yönü vardı. Bugün itibariyle atılan taşların yönü kendini rahat hissedenlerden geliyor. Bir tereddüttüm olsa milletvekili adayı olurum. Parti olarak söylüyorum, çok iyi oy alacağımıza inanıyorum. 3 yıldır sahadayım. Dükkan dükkan gezdim. İlk girdiğim dükkanda yüz ifadesiyle, o dükkandaki aynı insanın yüz ifadesi ve söylemler arasındaki farkı biliyorum. Şu anda iddia ediyorum sahayı benim kadar bilen siyasetçi yok.

Sayın Babacan ilk 4 maddeyi kast etmediğini söylemekle birlikte, diyelim ki öyle niyeti var, o zaman Sayın Babacan’ın tek başına iktidar olması gerekiyor. Sayın Babacan bunu söylemiştir, söylememiştir, ki tersine söyledi masada.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı; Millet İttifakı İçinde HDP Huzursuzluğu

Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı, Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu ev sahipliğinde yaptığı toplantı sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladı.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 14 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimlerde, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için Millet İttifakı ile görüşme çağrısının, muhalefetin bazı milliyetçi unsurları arasında huzursuzluğa neden olduğu öne sürüldü.

Parlamentonun üçüncü büyük partisi olan HDP’nin eş başkanı Mithat Sancar, Altılı Masa’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak açıklamasının ardından dün geç saatlerde katıldığı bir televizyon programında, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun, kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz” demiş, muhalefetin ortak adayıyla uzlaşmak istediklerini söylemişti.

Muhalefet ittifakından iki yetkili, Reuters haber ajansına yaptıkları açıklamada, terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu iddiasıyla hakkında kapatma davası açılan HDP ile bu tür görüşmelerin, Kürt yanlısı politikalara düşman olan milliyetçi seçmenler arasındaki desteği zayıflatabileceğinden korkulduğunu söyledi.

Reuters, “HDP’nin cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde belirleyici bir rol oynayacağı düşünülüyor. Altı partili blok da Erdoğan’ın yirmi yıllık siyasi saltanatını sona erdirmek için muhtemelen onun desteğine ihtiyaç duyacak” diye yazdı.

Haber ajansı, sosyal demokratlar, milliyetçiler, laikler ve İslamcılar’ı kapsayan ittifakın, farklılıkları bir kenara bırakarak Kılıçdaroğlu’nu desteklediğine dikkat çekti.

Muhalefetin adayının açıklandığı saatlerde Sancar, Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında açıklamalarda bulunarak HDP’nin, Kılıçdaroğlu’nu desteklemesinin önünü açabilecek görüşmeler yapmaya davet etti.

Sancar, “Hedefimiz demokrasi, adalet, özgürlüktür. Esas olarak ilkeleri konuşmak istiyoruz. Pazarlık için değil; Cumhurbaşkanlığının hangi ilkeleri üzerinde durulacağı, geçiş sürecinin nasıl olacağı ve bu dönemde nelerin acil olarak yapılması gerektiği konularını konuşacağız” dedi.

İttifak partilerinden birinin üst düzey bir yetkili ise Reuters’a yaptığı açıklamada, Sancar’ın davetinin “biraz erken” olduğunu belirtirken HDP’nin nasıl destek vereceği konusunun, muhalefetin en büyük sorunu olacağını söyledi.

HDP’nin açık desteğinin özellikle ittifakın ikinci büyük partisi olan milliyetçi İYİ Parti ve tabanından tepki çekeceğini söyleyen yetkili, “HDP’nin desteği son derece kritik” dedi ancak bu desteğin başka noktalarda desteği zayıflatabileceğini dile getirdi.

İttifakın başka bir partisinden üst düzey bir isim de Reuters’a, HDP’nin açık desteğinin İYİ Parti’nin desteğini beş puan, CHP’nin desteğini ise 2-3 puan azaltabileceğini öne sürdü.

Reuters, “Bazı anketler muhalefet ittifakını, Erdoğan’ın İslamcı köklere sahip AKP’si ve milliyetçi MHP’den oluşan iktidar koalisyonunun önünde gösteriyor. Ancak anketler genellikle başa baş bir yarışa işaret ediyor. HDP ülke genelinde yaklaşık yüzde 10’luk bir desteğe sahip” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu bugünkü CHP grup toplantısında, HDP’ye atıfta bulunmadı; Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi parti liderlerine tek tek teşekkür etti ve bu yolu birlikte yürüyeceklerini söyledi.

Reuters’a konuşan ikinci yetkili, çok ince bir dengenin bulunması gerektiğini, aksi takdirde ödenecek bir bedel olabileceğini kaydetti ve HDP’den gelen oyların ittifakta kaybedilenlerle örtüşebileceğine dikkat çekti.

Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatılması davasını görüşürken siyasi analistler, Erdoğan’ın seçim kampanyasında bu iddiaları öne çıkaracağını söylüyor.

Davanın ne zaman sonuçlanacağı belli değil ancak mahkeme, HDP kararının seçim sonrasına ertelenmesi talebini reddetti. Mahkeme halihazırda partinin mali hesaplarını da bloke etmiş durumda.

Reuters’ın konuştuğu ikinci yetkili, İYİ Parti’nin katılımı nedeniyle bazı Kürt seçmenlerin muhalefet ittifakını desteklemeyeceğini de söyledi.

Sancar, dünkü açıklamalarında HDP’nin Türkiye’de siyasi dengelerin oluşmasında çok kritik bir yeri, rolü ve işlevi olduğunu da kaydetti.

“7 Eylül’de tutum belgesi açıklamıştık. Cumhurbaşkanlığında muhalefetle ortak aday fikrine açık olduğumuzu söylemiştik. Aday HDP ile ittifakımızla açık şekilde görüşmeler yapmalı” diyen Sancar, uzun zaman geçmesine rağmen bu konuda olumlu bir adım yaşanmadığını kaydetti.

Sancar, kendi adaylarını çıkarma konusunda Ekim ayından bu yana mesafe aldıklarını da söyledi ancak deprem nedeniyle, bu adımı yeniden değerlendirmeye başladıklarını belirtti.

Paylaşın

Gelecek Partisi’nde “Kılıçdaroğlu” İstifası

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Muharrem Ödemiş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinin ardından istifa ettiğini açıkladı.

Birçok kez, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazlarını partisinin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na ilettiğini belirten Muharrem Ödemiş, istifasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin yeni dönemi şekillendireceği iddiasıyla açıklanan liderlik namzedini ve bu liderliğin kadro yapısını, büyük bir heyecanla çıkmış olduğumuz siyasi maceramız için bir hayal kırıklığı olduğu gerekçesiyle, son yıllarda yaşadığımız kutuplaştırıcı ve ötekileştirici siyasetin, bir başka versiyonunun, eser miktarda da olsa, öznesi olmak istemediğimi tüm kamuoyuna duyurmak istedim.” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu: Bu zaferin kaybedeni olmayacak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunun ilan edilmesinin ardından, seçimin kazanılması durumunda cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı duyurulan liderlerden Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’ndan ilk mesaj geldi.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Davutoğlu, “Millet İttifakı olarak Cumhurbaşkanı adayımız Sn. @kilicdarogluk’dur. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olsun. Hep birlikte kazanacağız, bu zaferin kaybedeni olmayacak” paylaşımı yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Saat 16.00’da başlayan liderler toplantısı yaklaşık 4,5 saat sürdü. Liderler Saadet Partisi Genel Merkezi’nden kalabalığın önüne çıktı.

SP Lideri Karamollaaoğlu, “Elbette içinde bulunduğumuz günler acılı günler. Vefat eden bütün kardeşlerimize cenab-ı haktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Birçok şehirde neredeyse bina ayakta kalmadı. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Bugün burada bir araya gelmemizin sebebini biliyorsunuz. Hava biraz soğuk. Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı.

Paylaşın

Dünya Basını: Türkiye’de 2. Kemal Dönemi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu olduğu duyurulması, dünya basınında geniş yer buldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Toplantı sonrası Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın adayı olduğu açıklandı.

Dünya basını, Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini ve süreci uzun süredir yakından takip ediyor. ABD’de Donald Trump, Brezilya’da Jair Bolsonaro ve İsrail’de daha sonra geri dönse de Binyamin Netanyahu’nun seçim kaybetmesiyle, batı basını Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yenilmesiyle “güçlü adam” ekolünün zemin kaybetmeye devam edip etmeyeceği sorusunun cevabını arıyor.

Öte yandan Türkiye’nin batı ittifakından uzaklaşması ve hak ihlalleri birçok ülkede gündem olurken, altı farklı görüşten partinin tek adaya karşı birleşmesi dünyanın ilgisini çekmişti.

Britanya’nın kamu yayıncısı BBC, “Türkiye’nin sıklıkla bölük olan muhalefet partileri, Erdoğan’ın karşısına çıkması için tek bir aday seçti” ifadelerini kullanırken, “Erdoğan’ın 20 yıllık otoriter yönetiminden sonra anketler yarışın yakın geçeceğine işaret ediyor” yazdı.

BBC haberinde, “Hindistanlı sivil haklar lideri Mahatma Gandhi’ye benzerliği nedeniyle ‘Gandhi Kemal’ ve ‘Türkiye’nin Gandhisi’ olarak tanınan sakin 74 yaşındaki lider; hem içerik hem de stil olarak ateşli ve karizmatik Erdoğan’dan radikal olarak farklı bir vizyon sunuyor” ifadeleri kullanıldı.

İngiliz The Guardian gazetesi, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu belirlemesini haberleştirirken başlıkta, “Muhalefet kamuoyu tartışmasının ardından ‘kitabına uyan’ cumhurbaşkanı adayında karar kıldı” ifadelerini kullandı. Gazete, bazılarının “74 yaşındaki Kılıçdaroğlu’nun 20 yıl sonunda Erdoğan’ı koltuğundan indirecek karizmadan yoksun olduğu görüşüne” yer verdi.

ABD’nin saygın yayınlarından New York Times, “Kılıçdaroğlu ve onun muhalefeti, Erdoğan’ı yenmek için büyük sınavları aşmak durumunda. Erdoğan, geniş ve iyi organize bir parti altyapısına sahip, mesajını yaymak için devletin çeşitli organlarını kullanabilen yetenekli bir siyasetçi” dedi.

New York Times ayrıca, muhalefetin zaman zaman bir arada durmakta zorlandığını belirtirken, bunun seçmenler arasında, “birlikte ne kadar iyi çalışabilecekleri konusunda soru işaretleri yarattığını” belirtti. Gazete, buna örnek olarak İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak masadan kalkmasını gösterdi.

Katar merkezli Al Jazeera da bazı insanların Kılıçdaroğlu’nun, “Kampanya karizması kendisine 12’den fazla seçim kazandıran” Erdoğan’ı yenebileceği konusunda şüpheleri olduğunu ifade etti.

Fransız Le Monde gazetesi, muhalefet partilerinin cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan karşısında Kemal Kılıçdaroğlu ile çıkma kararını haberleştirirken, 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen depremlerin 20 yıllık iktidarı zayıflattığı değerlendirmesinde bulundu.

Fransız Le Figaro gazetesi de, “Muhalefet, sonunda seçim için Erdoğan karşısındaki adayını belirledi” başlığına yer verdi.

Rusya devletine ait haber ajansı RIA Novosti de, “Kılıçdaroğlu’nun isminin açıklanmasının ardından Millet İttifakı içinde bir çekişme yaşanması dikkat çekiyor” diyerek, Akşener’in cuma günü yaptığı çıkışı hatırlattı.

RIA, Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olmasını istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçimin kazanılması durumunda cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları konusunda muhalefet içinde anlaşmaya varıldığını belirtti.

KKTC merkezli Bugün Kıbrıs gazetesi de bugünkü sayısına, “Türkiye’de 2. Kemal dönemi” başlığını attı ve CHP liderinin adaylığı açıklandıktan sonra Saadet Partisi Genel Merkezi önünde yaptığı konuşmanın bir bölümünü alıntıladı.

Paylaşın

CHP’den “Kılıçdaroğlu” Videosu: Bay Kemal Geliyor

CHP Genel Merkezi, sosyal medya hesaplarından, Kılıçdaroğlu’nun hayatını ve siyasi kariyerini anlatan bir videoyu “Kaldır başını Türkiye, önümüz aydınlık… Hak ettiğin gelecek geliyor, Bay Kemal geliyor.” notuyla paylaştı.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi, Millet İttifakı’nın Saadet Partisi Genel Merkezi’nde yaptığı Altılı Masa toplantısı sonrasında cumhurbaşkanı adayı olarak ismi ilan edilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatını ve siyasi kariyerini anlatan bir video yayınladı.

Partinin sosyal medya hesaplarından yayınlanan video “Onunkisi bir cumhuriyet hikayesi. Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde büyüyen bir çocuğun, cumhuriyetin şefkatli ellerinde büyük bir devlet adamına dönüşmesinin hikayesi” ifadeleriyle başlayıp Kılıçdaroğlu’nun “Doğrul milletim, asla başını eğme, başlıyoruz” sözleriyle sona eriyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Saat 16.00’da başlayan liderler toplantısı yaklaşık 4,5 saat sürdü. Liderler Saadet Partisi Genel Merkezi’nden kalabalığın önüne çıktı.

SP Lideri Karamollaaoğlu, “Elbette içinde bulunduğumuz günler acılı günler. Vefat eden bütün kardeşlerimize cenab-ı haktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Birçok şehirde neredeyse bina ayakta kalmadı. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Bugün burada bir araya gelmemizin sebebini biliyorsunuz. Hava biraz soğuk. Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı.

Paylaşın

Millet İttifakı’nın Adayını Açıklamasına AK Parti Ve MHP’den İlk Tepkiler

CHP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunun ilan edilmesinin ardından, AK Parti ve MHP’li siyasetçiler sosyal medya hesaplarından tepki gösterdiler.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İP Müdüresi Meral Akşener oyun kurayım derken oyuna düştü. Ölüyü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar, dedi. Sonra ölüyü görünce sıtmaya razı oldu. Kumar masasına geri döndü. Yani Batı yakasında değişen bir şey yok” ifadelerini kullandı.

Adalet ve Kalıkınma Partisi (AK Parti) Grup Başkanvekili Bülent Turan “Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun, en iyi hakem millettir” dedi ve ekledi: Ancak tek parti ve darbe dönemleri hariç iktidar olamayan CHP adayının Milli Görüş’ün güya temsilcisi SP’de açıklanması SP için tarihi utançtır. Sonuç ne olursa olsun, bu durum ömür boyu yüzlerine çarpılacak!”

MHP MYK Üyesi ve Adana Milletvekili Muharrem Varlı, “Kumar masası kuruldu, noter onayı ile Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı oldu” dedi.

AK Parti Milletvekili ve Grup Disiplin Kurulu Başkanı Yusuf Başer “Kavgalı eve kız verilmez. Kendi içinde bu kadar ihtilaflı bir yapıdan millete ve memlekete hayır gelmez” dedi.

MHP Milletvekili Yücel Bulut, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında İYİ Parti lideri Meral Akşener’in yüz ifadesine dikkat çektiği bir fotoğraf paylaştı. AK Parti Milletvekili Fuat Köktaş ise bugünkü Millet İttifakı toplantısını 46 yıl önceki Güneş Motel pazarlıklarına benzetti.

MHP İstanbul İl Başkanlığı, Devlet Bahçeli’nin Millet İttifakı’nı eleştirdiği eski bir konuşmayı paylaştı. AK Parti Milletvekili ve Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Can, “Bizim tek rakibimiz kendimiz…” paylaşımında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Saat 16.00’da başlayan liderler toplantısı yaklaşık 4,5 saat sürdü. Liderler Saadet Partisi Genel Merkezi’nden kalabalığın önüne çıktı.

SP Lideri Karamollaaoğlu, “Elbette içinde bulunduğumuz günler acılı günler. Vefat eden bütün kardeşlerimize cenab-ı haktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Birçok şehirde neredeyse bina ayakta kalmadı. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Bugün burada bir araya gelmemizin sebebini biliyorsunuz. Hava biraz soğuk. Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı.

Paylaşın