Dünya Kupası’nda Almanya’ya Japonya Şoku!

Katar’ın ev sahipliğini yaptığı FİFA 2022 Dünya Kupası E Grubu ilk maçında Almanya ile Japonya, Uluslararası Halife Stadı’nda karşı karşıya geldi. Dünya Kupası tarihinin en çok final oynayan Almanya, öne geçtiği karşılaşmada Japonya’ya 2-1 mağlup oldu.

Haber Merkezi / Almanya gruptaki 2. maçında 27 Kasım Pazar günü TSİ 22.00’da İspanya ile, Japonya ise aynı gün TSİ 13.00’da Kosta Rika ile karşılaşacak.

Japonya, Dünya Kupası tarihinde ilk kez ilk golü yediği bir karşılaşmadan galibiyetle ayrıldı. Son iki Dünya Kupası’na da mağlubiyetle başlayan Almanya, daha önceki 18 turnuvanın sadece birinde açılış maçını kaybetmişti.

Karşılaşamadan dakikalar

8.  dakikada Japonya’nın Maeda ile bulduğu gol, ofsayt gerekçesiyle iptal edildi.

16. dakikada Kimmich’in köşe vuruşundan ceza sahasına gönderdiği topa Rüdiger kafayı vurdu. Top çok az farkla auta gitti.

33. dakikada Almanya, İlkay’ın penaltıdan attığı golle öne geçti.

45+4. dakikada Almanya Havertz ile bulduğu gol ofsayt gerekçesiyle iptal edildi.

55. dakikada soldan ceza sahasına giren Musiala’nın şutunda top üstten auta gitti.

60. dakikada ceza sahası yayında topla buluşan İlkay’ın yerden yaptığı vuruşta top direğe çarparak auta gitti.

71. dakikada Almanya’da sol kanattan arka direğe ortalanan topa Gnabry kafayı vurdu. Kaleci Gonda son anda topu köşeden çıkardı. Dönen topa Gnabry bir kez daha vurdu. Gonda bu kez topu son anda kornere çeldi.

73. dakikada Japonya’da Sakai, kaleci Neuer’den dönen topu müsait pozisyonda auta gönderdi.

75. dakikada Minamino’nun yerden ceza sahasına çevirdiği topu Minamino filelere gönderdi.

83. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına giren Asano’nun sert şutunda top Neuer’in üstünden filelere gitti.

Stat: Uluslararası Halife

Hakemler: Ivan Cisneros, David Moran, Zachari Zeegelaar

Almanya: Neuer, Rüdiger, Süle, Schlotterbeck, Raum, Kimmich, Havertz (Dk. 79 Füllkrug), Gnabry (Dk. 90 Moukoko), Musiala (Dk. 79 Götz), İlkay Gündoğan (Dk. 67 Goretzka), Müller (Dk. 67 Hofmann).

Japonya: Gonda, Itakura, Nagatomo (Dk. 57 Mitoma), Sakai (Dk. 75 Minamino), Yoshida, Endo, Kubo (Dk. 46 Tomiyasu), Kamada, Tanaka (Dk. 71 Doan), Ito, Maeda (Dk. 57 Asano).

Goller: Dk. 33 İlkay Gündoğan (penaltıdan) (Almanya), Dk. 75 Doan, Dk. 83 Asano (Japonya)

Paylaşın

Rusya-Ukrayna Savaşı; Avrupa’da Siyasi Dengeleri Nasıl Değiştirdi?

Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar Avrupa genelinde petrol, gaz ve elektrik fiyatlarında şok etkisi yarattı. Rusya ve Ukrayna savaşına yönelik görüş ayrılıklarının son dönemde Avrupa Birliği (AB) içindeki siyasi dengeleri de önemli ölçüde sarstığı görülüyor.

Fransa ve Almanya, AB’nin temel motoru olarak görülse bile görüş ayrılıkları son krizle birlikte her zamankinden fazla hissediliyor.

Paris ve Berlin arasında savunma ve enerji politikalarında oluşan çatlak nedeniyle ekim ayı sonunda yapılması planlanan zirve ocak ayına ertelendi.

Robert Schuman Vakfı Başkanı Dominique Giuliani, mevcut durumun “AB içinde dengenin bozulması için elverişli bir ortam yarattığı” görüşünde.

Avrupa projesinin tarihi merkezi olarak bilinen Batı Avrupa, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Doğu Avrupa’dan, özellikle de Ukrayna’nın AB içindeki en güçlü destekçisi olarak görülen Polonya ve Baltık ülkelerinden son dönemde ciddi eleştiriler alıyor.

Avrupa’nın doğusunun batısına yönelik eleştirilerine dikkat çeken Giuliani, “Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya’nın temsil ettiği tehlikeye karşı ortaklarını yıllarca uyardıktan sonra, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından seslerini daha çok çıkarmaya başladı. Bu ülkelerin endişeleri Batı Avrupa, özellikle de Almanlar ve Fransızlar tarafından her zaman yanlış anlaşıldı.” diyerek doğu ve batı Avrupa arasında yaşanan görüş ayrılığına dikkat çekti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un pazar günkü açıklamasında “Rusya’da iktidarın gücü, Sovyet imparatorluğunun ortadan kaldırılmasından doğan kızgınlık ve aşağılanmadan besleniyor.” şeklindeki açıklaması ise yaşlı kıtada yine farklı tepkilere yol açtı.

İsmini açıklamak istemeyen ancak Polonya ve Baltık ülkelerine tepkisini gizlemeyen bir Fransız diplomat, AFP’ye yaptığı açıklamada “Herkese karşı haklı olduklarına inanan Polonya ve Baltık ülkelerinin kendilerince konuya bir şekilde kibirli bir yaklaşımı var. Ancak şu anda bu ülkelerin ahlaki bir otorite olduğunu söylemek de doğru değil. Ahlaki otorite liderlik değil haklı olmak anlamına geliyor.” diyerek ülkesini görüşlerini dile getirdi.

AFP’ye göre, AB’nin motoru olarak görülen Almanya ve Fransa arasındaki başta silah ve enerji politikaları gibi konularda ortaya çıkan görüş ayrılıkları da Brüksel’de ciddi sorun olarak ortaya çıkıyor.

Bu sıkıntılar yüzünden çarşamba günü iki ülke arasında yapılması beklenen ortak bakanlar kurulu toplantısı ocak ayına ertelenmek zorunda kaldı.

Almanya, Fransa ve Polonyalı parlamenterler arasında cumartesi günü öngörülen toplantı ise iptal edildi.

Fransa’nın daha önce Çin, Rusya ve İngiltere’de görev yapmış emekli büyükelçisi Sylvie Bermann, Berlin ve Paris arasında son dönemde yaşanan sıkıntıları kabul ederek, “İki ülke arasında açıkçası bir kriz dönemi yaşanıyor ve Fransa ile Almanya arasında ilişkiler her zamankinden daha gergin görünüyor” diyerek endişesini dile getirdi.

“Fransa yeni ortak arayışına girebilir”

Robert Schuman Vakfı Başkanı Dominique Giuliani’ya göre, koşullara göre tavır alma konusunda becerikli görülen Fransa, yeni ortaklar bulma konusunda vakit kaybetmeden harekete geçebilir.

Giuliani, “Fransa, her zaman koşullara çok hızlı uyum sağlamayı bilen bir Avrupa vizyonuna sahip. Emmanuel Macron etkili önlemler önererek, Fransa için konulara bağlı olarak geçici koalisyonlar oluşturabilir.” diyerek görüşlerini dile getirdi.

İtaya seçimleri AB’de dengeleri değiştirdi mi?

AB ülkelerinden birinde bakanlık yapan ancak isminin açıklanmasını istemeyen yetkili ise, geçmişte dönemde İtalya ve Fransa arasındaki kurulun işbirliği köprüsünün çökmesin önemli olduğuna değinerek, “AB, şu anda en azından Fransız-İtalyan ekseninin başarısızlığı nedeniyle net bir ağırlık merkezinden yoksun. Bugün İtalya’da, muhtemelen Fransa ile işbirliği yapmak istemeyen bir aşırı sağ hükümet var.” diyerek görüşlerini dile getirdi.

Almanya neden eski gücünde değil?

Yine aynı bakan, Almanya’da iktidarın yaşadığı zorluklar yüzünden daha çok kendi iç sorunlarına konsantre olmak zorunda kaldığını belirterek, Başbakan Olaf Scholz’un söylendiği gibi zayıf olmadığı, daha kendi gücünü göstermeye vakit bulamadığı değerlendirmesinde bulundu.

AB yetkililerine göre, giderek AB içinde güç kazanan Polonya ise hala Fransa, Almanya ve İtalya’nın yerini almaktan oldukça uzak durumda.

Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar petrol, gaz ve elektrik fiyatlarında şok etkisi yarattı.

Bununla birlikte yaşlı kıtanın ekonomisi tamamen hidrokarbon ithalatına bağımlı olması nedeniyle Rusya’nın Avrupa yaptırımlarına tepki olarak uyguladığı teslimat kesintilerinden başka büyük zarar görmedi.

Özellikle Ukrayna’daki savaştan önce Rus gaz dağıtımına yüzde 55’ten fazla bağımlı olan Almanya, bu konuda en fazla mağdur olan ülke oldu.

Ancak, enerji kaynakları politikası açısından AB içinde ülkelerin farklı eğilimler göstermesi yüzünden birlik Rusya’nın sevkiyatı kesme tehdidinin ardından bu konuda hızlı ve etkili ortak kararlar alamadı.

AB ülkelerinde dayanışma zayıflıyor mu?

AB liderleri, perşembe gününden cuma gününe kadar Brüksel’de zorlu müzakerelerin ardından petrol fiyatlarındaki yükselişi durdurmaya yönelik önlemleri uygulamaya koymayı amaçlayan bir “yol haritası” üzerinde anlaştı.

Ancak karar verilmesi gereken hala birçok nokta var ve önümüzdeki haftalarda müzakerelerin oldukça zorlu geçmesine ise kesin gözüyle bakılıyor.

Estonya’da Tartu Üniversitesi’nde siyasal bilimler dersi veren Profesör Stefano Braghiroli, “AB, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlangıcında ender bir birlik sergiledi. Ancak şu anda Avrupa’da gittikçe daha fazla gördüğümüz şey yorgunluk ve uzlaşı şansının kademeli aşınması. 27 ülke artık ortak tavır yerine daha fazla oranda kendisi için düşünmeye başladı.” diyerek birlik içindeki son durumu özetledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

A Milli Futbol Takımı’nın EURO 2024 Elemeleri’ndeki Rakipleri Belli Oldu

2024 Avrupa Şampiyonası grup elemelerinin kuraları bugün EURO 2024’e ev sahipliği yapacak olan Almanya’nın Frankfurt kentinde Festhalle Etkinlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Haber Merkezi / A Milli Futbol Takımı, UEFA’ya üye olan 53 ülkenin katıldığı kura çekimi sonucunda D Grubu’nda Hırvatistan, Galler, Ermenistan ve Letonya ile eşleşti.

TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi kura çekimine katıldı

Kura çekiminde Türkiye Futbol Federasyonu’nu TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ile birlikte TFF Başkan Vekili ve FIFA, UEFA İlişkileri, Dış İlişkiler, Kadın Futbolu ve Sağlık İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Nüket Küçükel Ezberci, Milli Takımlardan Sorumlu TFF Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop, TFF Genel Sekreteri Kadir Kardaş ve A Milli Takım Teknik Direktrü Stefan Kuntz temsil etti. Dış İlişkiler ve Milli Takımlar İdari Direktörü Buğra İmamoğulları ve Milli Takımlar İletişim Müdürü Türker Tozar de kura çekiminde yer aldı.

EURO 2024 Elemeleri’nde gruplar belli oldu

Kura çekiminde takımlar, 2022/23 UEFA Uluslar Ligi’nde, müsabakalara başladıkları ligler, elde ettikleri puan ve derecelere göre 7 farklı torbaya ayrılırken, Türkiye 4. Torba’dan kura çekimine katıldı. Kura çekimi sonucunda oluşan gruplar şöyle:

A Grubu: İspanya, İskoçya, Norveç, Gürcistan, Cebelitarık

B Grubu: Hollanda, Fransa, İrlanda Cumhuriyeti, Yunanistan, Kıbrıs

C Grubu: İtalya, İngiltere, Ukrayna, Kuzey Makedonya, Malta

D Grubu: Hırvatistan, Galler, Ermenistan, Türkiye, Letonya

E Grubu: Polonya, Çekya, Arnavutluk, Faroe Adaları, Moldova

F Grubu: Belçika, Avusturya, İsveç, Azerbaycan, Estonya

G Grubu: Macaristan, Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan, Litvanya

H Grubu: Danimarka, Finlandiya, Slovenya, Lüksemburg, Kuzey İrlanda, San Marino

I Grubu: İsviçre, İsrail, Romanya, Kazakistan, Belarus, Andorra

J Grubu: Portekiz, Bosna Hersek, İzlanda, Kosova, Slovakya, Liechtenstein

EURO 2024 elemeleri müsabaka formatı ve finallere katılım

Her grupta takımlar, rakipleriyle biri iç, diğeri dış sahada olmak üzere iki karşılaşmaya oynayacak.

Maçlar sonunda gruplarını ilk iki sırada tamamlayan 20 takım finallere gitmeye hak kazanacak.

EURO 2024 eleme grubu maçları sonunda finallere katılmayı başaramayan takımlar arasından, 2022/23 UEFA Uluslar Ligi A, B ve C Liglerinde elde ettikleri derecelere göre belirlenecek play-off maçlarının ardından rakiplerine üstünlük sağlayan 3 takım da Almanya’daki final turnuvasına katılmaya hak kazanacak.

Bu takımlara ev sahibi Almanya’nın da doğrudan katılımıyla EURO 2024 finallerinde 24 takım mücadele edecek.

EURO 2024 elemeleri maç takvimi

Paylaşın

Almanya Basını: Türkiye AST’ye ‘Mecburen’ Davet Edildi

Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmayan ülkelerin de içerisinde yer aldığı, diyalog ve işbirliği platformu olan Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) ilk toplantısını Çekya’nın başkenti Prag’da gerçekleştirildi. Türkiye’nin katılımı ise Almanya basınında geniş yer aldı.

Gazete Duvar’dan Yunus Ülger’in aktardığına göre, yorumlarda, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan ‘zor komşu’ olarak söz edilirken, genel olarak Türkiye’nin ‘mecburen’ davet edildiği, tersinin çok olumsuz sonuçları olacağı savunuldu. Öte yandan, AST’ın fazla bir getirisinin olmayacağı, AB üyeliği için sırada bekleyen ülkelere bir ‘teselli’ olduğu ileri sürüldü.

‘Dost, düşman ve diğerleri’

Deutsche Welle, ‘Dost, düşman ve diğerleri’ başlıklı haber ve yorumunda, Brüksel’de Erdoğan’ın daveti için diplomatik çekişmeler olduğunu yazdı. AST’ın, davet için demokratik değerlere bağlılığı ölçü aldığını, oysa Erdoğan’ın bu değerleri yıllardır çiğnediği, bu sebeple AB’nin üyelik görüşmelerini dondurduğunu hatırlattı. Türkiye’nin Rusya’ya karşı yaptırımlarda da Batı ile ortak hareket etmediğini yazdı. “Sonunda pragmatik davranıldı ve zor komşu davet edildi. İsveç ve Finlandiya’nın Nato üyeliğini hala bloke etmesine ve İsveç ile bir mizah yüzünden kavgalı olmasına karşın.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi de Erdoğan’ın daveti için Brüksel’de yoğun diplomasi trafiği yaşandığını yazdı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Türkiye’yi toplantıda istemediğini bildiren gazete, buna sebep olarak Türkiye’nin Avrupa’nın değerlerinden uzaklaşmış olmasının gösterildiğini belirtti. “Sonunda diplomatlar, Türkiye’nin dışlanmasının İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği için ağır sonuçları olacağına dikkat çekti. Türkiye, hala bu iki ülkenin üyeliğini onaylamadı” yorumunu yaptı.

‘Katılımcılar çeşitli ve çelişkili’

Berlin’de yayımlanan taz gazetesi ise AST toplantısına katılan ülkelerin çok çeşitli ve çelişkili olduğunu yazdı. Bu duruma sınır çekişmesi olan Türkiye ile Yunanistan ve savaş halinde olan Azerbaycan ile Ermenistan’ı örnek olarak verdi. Erdoğan’ın Rusya ile AB arasında ‘salıncak’ dış politika izlediğini ileri süren taz, bunun NATO’yu kaygılandırdığını belirtti. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunlara ve savaşa AB’nin engel olamadığını, çünkü kendini reforme etmediğini, bu yüzden de dış politikada etkisiz kaldığını savundu.

‘Fazla bir getirisi olmayacak’

Alman İkinci Televizyonu (ZDF) ise Brüksel’de herkesin AST’ın yararına inanmadığını ileri sürdü. AST’ın fikir babası olan Fransa Başkanı Emmanuel Macron’un bu yüzden eleştirildiğini belirten ZDF, AST’ın AB üyeliği için sırada bekleyen ülkelere bir ‘teselli’ olduğu görüşünü savundu. Erdoğan’ın davet edilmesinin ise sorunlu olduğunu, çünkü Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı tehdit ettiğini, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini daha onaylamadığını yazdı.

Paylaşın

Almanya’nın Doktor Açığını Türkiye’den Giden Doktorlar Kapatıyor

Son 10 yılda Almanya’ya giden ve birçoğu uzman olan Türkiyeli doktor sayısı 7 bin 500’ü geçti. Almanya’da bir Türkiyeli doktor yılda ortalama 90 bin euro brüt maaş alabiliyor. Uzman olmayanlar için bu rakam 75- 80 bin Euro arasında değişiyor.

Almanya’da 2022 yılı başına kadar 15 bin olarak açıklanan ‘doktor açığını’ Türkiye’den giden doktorlar kapatmaya başladı. Türkiye’den Alman hastanelerine başvurup ‘doktorluk yetki belgesi (approbation)’ alan doktorların sayısı 7 bin 500’e ulaştı.

Sözcü gazetesinden Ali Gülen’in haberine göre, Almanya’ya geçen yıl bin 500’ün üzerinde doktor giderken, 2022 yılında bu sayıya şimdiden ulaşıldı. Son iki yıl içerisinde giden Türkiyeli doktorların çoğunun da uzman olduğu öğrenildi.

Uzman doktorların sadece hastanelerde iş bulmak için gelmediği, aynı zamanda muayenehane de açtığı belirtildi. Almanya’nın birçok kentinde, Türkiyeli göz doktorları, Türkiyeli ortopedistler, diğer uzmanlar kendi kliniklerinde çalışıyor.

Almanca öğrenerek giden Türkiyeli doktorların hastalarının çoğunun ise Almanlar’dan oluştuğu aktarıldı.

Türkiye’den giden doktor Almanya’da bir yılda ortalama 90 bin euro brüt maaş alabiliyor. Uzman olmayanlar için bu rakam 75- 80 bin Euro arasında değişiyor.

Türkiye’den giden doktorlar, “Kendimizi buraya zor attık” derken, en çok Türkiye’deki çalışma koşulları, düşük gelir ve sağlık çalışanlarına karşı kötü davranışlardan şikayet ediyor.

Çocuklarını eğitememek ya da daha iyi yaşam koşulları nedeniyle Almanya’yı tercih edenlerin sayısı her geçen gün artarken, Türkiyeli doktorların ikinci olarak seçtiği ülke ise İsviçre oldu.

Paylaşın

İran’dan Almanya, Fransa Ve İngiltere’nin ‘Nükleer Bildirisi’ne Sert Tepki

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin, ülkesinin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile ilgili duruşunun müzakereleri tehlikeye attığına ilişkin ortak bildirisinin iyi niyete aykırı olduğunu ve yapıcı olmadığını ifade etti.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Kenani, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin ortak bildiriyle İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile ilgili duruşunu eleştirmesi ve söz konusu duruşun müzakereleri tehlikeye attığını öne sürmesine tepki gösterdi.

Kenani, ortak bildirinin yapıcı olmadığını ve “üç Avrupa ülkesinin yaptırımları kaldırmaya yönelik müzakerelerle ilgili iyi niyetine aykırı” olduğunu belirtti.

Müzakerelerin sonuca ulaşması için müzakere eden taraflar ile müzakerelerin koordinatörü arasında diplomatik etkileşimlerin ve mesaj alışverişinin devam ettiğini bildiren Kenani, müzakerelerin birçok aşamada ilerlediğini, bunun, İran’ın iyi niyetinin, girişimlerinin ve fikirlerinin bir sonucu olduğunu savundu.

Avrupalı tarafları, müzakere sürecine başından beri karşı çıkan ve şimdi tüm güçleriyle İran’ı yenmeye çalışan üçüncü tarafların etkisi konusunda dikkatli olmaya çağıran Kenani, yaptıkları ortak açıklama nedeniyle üç Avrupa ülkesini İsrail çizgisine uymakla suçladı.

Kenani, bu ülkelerin, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma müzakerelerinin başarısız olması durumunda sorumlu tutulacaklarını ifade etti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Almanya, Fransa ve İngiltere’ye, “kalan birkaç anlaşmazlığın sona erdirilmesine yönelik çözüm sağlamak için diplomatik süreci yok etme noktasına gelmek yerine daha aktif rol oynama” tavsiyesinde bulundu.

Ne olmuştu?

Fransa, Almanya ve İngiltere, yayınladıkları ortak bildiride, nükleer anlaşmanın diğer üyeleri ve ABD ile birlikte Nisan 2021’den bu yana İran ile anlaşmayı yeniden canlandırmak ve uygulamak için müzakere ettiklerini belirtmişti.

Ağustos ayının başlarında Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) Koordinatörü, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in İran’a KOEP yükümlülüklerine geri dönmesine izin verecek ve aynı zamanda ABD’nin anlaşmaya dönmesi için zemin sağlayacak nihai metni sunduğu bildirilmişti.

Bildiride, müzakereye sunulan son metinde koordinatörün, sınırlarını zorlayan değişiklikler de yaptığı belirtilerek, “Ne yazık ki İran bu kritik diplomatik fırsatı kullanmamayı tercih etti. Bunun yerine, nükleer programını kabul edilebilir sivil gerekçelerin sınırlarının ötesine taşımaya devam etti.” ifadeleri kullanılmıştı.

Bildiride, İran’ın konumunun yasal olarak bağlayıcı yükümlülükleriyle çeliştiği ve KOEP’i yeniden canlandırma olasılığını tehlikeye attığı kaydedilmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Almanya’da Enerji Faturalarına Yardım İçin 65 Milyar Euroluk Paket

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, önümüzdeki aylarda enerji maliyetlerinin artması tehdidine karşılık 65 milyar euroluk bir enerji paketi açıkladı. Avrupa genelindeki ülkeler de benzer önlemleri değerlendiriyor.

Daha önceki iki önlemler paketinden çok daha büyük olan programda en büyük tehdit altındakilere destek ödemeleri ve enerji yoğun işletmelere vergi kesintileri öngörülüyor.

Rusya’nın Ukraynayı işgalinden bu yana enerji fiyatlarında artış oldu. Rusya, iki gün önce Kuzey Akım 1 boru hattı üzerinden Almanya’ya gaz ihracıtını süresiz durdurduğunu açıklamıştı.

Ancak Rusya ile son gerilim, Almanya gibi ülkeleri başka yerlerden doğalgaz tedarik etmeye zorladı. Ülkedeki doğalgaz depolarındaki doluluk oranı Haziran ayında yarıdan azdı ve bugün yüzde 84’e yükseldi.

Başbakan Scholz gazetecilere yaptığı açıklamada Almanya’nın kış aylarını geçirebileceğini belirtti ve “Rusya’nın artık güvenilir bir enerji ortağı olmadığını” söyledi.

Scholz, hükümetin emeklilere, sosyal yardım alanlara ve öğrencilere tek seferlik ödeme yapacağını ve ayrıca enerji faturalarında tavan fiyat uygulamasına gidileceğini kaydetti.

9 bin kadar enerji yoğun işletme de 1,7 milyar dolarlık vergi kesintisinden faydalanacak.

Scholz faturaları azaltmak için enerji şirketlerinin kârına gelir vergisi uygulanacağını ifade etti.

Son paketle birlikte enerji krizine yardım için harcanan para 100 milyar euroya çıktı. Covid döneminde Alman ekonomisini ayakta tutmak için 300 milyar euro dolayında para harcanmıştı.

Bu arada, İngiltere’de de Muhafazâr Parti’de başbakanlık için yarışan Lizz Truss, başbakan olduğu takdirde bir hafta içinde enerji fiyatlarıyla başa çıkılabilmesi için bir plan açıklayacağını ifade etti.

AB Enerji Bakanları da 9 Eylül’de enerji fiyatları yükünün nasıl azaltılacağını ele alacakları bir toplantı yapacak.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Polonya, Almanya’dan 1,3 Trilyon Euro Tazminat Talep Etti

Polonya, İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı tarih olan 1 Eylül’de, savaşta verdiği zarar nedeniyle Almanya’dan tazminat talep etti. Polonya’nın bu talebi iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi (PİS) lideri Jaroslaw Kaczyinski tarafından açıklanan bir raporla dünyaya duyuruldu.

Polonya iktidar partisi lideri tarafından tanıtılan raporda, savaşta verdiği zarar nedeniyle Almanya’dan talep edilen tazminat miktarı 1,3 trilyon Euro olarak yer aldı.  Bu tutar Almanya’nın yıllık milli gelirinin yaklaşık üçte birine denk düşüyor.

Almanya ise Polonya’nın talebini reddetti.

Almanya’ya göre tazminat meselesi 1953 yılında Polonya’nın tazminat istemeyeceğini belirtmesiyle kapanmış ve 1990 yılında da ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği arasında imzalanan Paris sözleşmesiyle nihai olarak sonlandırılmıştı.

Tazminat talebi ilk kez gündeme gelmiyor. Adalet ve Hukuk Partisi, Polonya’da iktidara geldiği 2015 yılından bu yana Almanya’ya karşı tazminat talep edilebileceğini defalarca gündeme getirmiş, ancak Almanya’ya yönelik resmi bir başvuruda bulunmamıştı.

Polonya savaşta 6 milyon kurban verdi

Kaczynski tazminat için istenen miktarın, savaşta Almanya’nın Polonya’ya verdiği zararın en asgari hesaplarla çıkarılmış sonucu olduğunu, aslında bu rakamın daha da artabileceğini de söyledi.

Alman ordularının Polonya’ya saldırmasıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı’nda ve savaş dönemindeki Polonya işgalinde yarısı Yahudi asıllı olmak üzere yaklaşık 6 milyon Polonya vatandaşı hayatını kaybetmişti.

2 milyonu aşkın vatandaşının da Naziler tarafından çalışma kamplarına gönderildiği Polonya, savaşta en çok zarar gören, şehirleri yerle bir olan ülkelerin başında geliyordu.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Polonya’nın 1953’deki tazminattan feragat etme taahhüdünün geçerli olduğunu söyledi. Sözcü Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı ile ilgili olarak politik ve ahlaki sorumluluğu bundan böyle de üstleneceğini, ancak tazminat ödemeyeceğini vurguladı.

Tazminat talebi neden şimdi gündeme geldi?

Uluslararası siyaset yorumcuları Polonya tarafından gündeme getirilen ve miktarı çok yüksek olan böylesi bir tazminatın ödenmesinin mümkün olmadığını ve bunu Polonya liderleri tarafından da bilindiğini düşünüyorlar.

Peki o zaman, bu kadar yıl sonra ve kriz döneminde bu talep neden gündeme getirildi?

Uluslararası siyaset yorumcularına göre bu talebin gündeme getirilmesinin asıl nedeni Polonya’ya Avrupa Birliği tarafından verilen yapısal dönüşüm fon ve yardımlarının bu ülkedeki hukuk ihlalleri nedeniyle kesilmesi.

Yorumcular, “Polonya ikinci bir tartışma ve pazarlık konusu açarak Avrupa Birliği’nden alacağı yardımların musluğunu  yeniden açmayı deniyor olabilir” diyor.

Polonya’daki muhalefete göre tazminat talebinin bir nedeni de iktidarın ülke içinde destek kazanma çabası.

2023 yılı sonbaharında gerçekleşecek genel seçimlere giderken iktidar partisinin seçim kampanyasına tazminat talebiyle başladığını düşünenlerin sayısı da az değil.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Almanya Başbakanı, Vergi Kaçakçılığı Skandalında İfade Verecek

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, milyarlarca euroluk vergi kaçakçılığı skandalında Hamburg Belediye Başkanı rolüyle ilgili bugün milletvekillerinin önünde ifade verecek. Alman Şansölye, Hamburg Eyalet Meclisinde skandalın aydınlatılması için kurulan araştırma komisyonunda soruları cevaplayacak. 

Scholz’un ülkede “tarihin en büyük vergi sahtekarlığı” olarak nitelendirilen Cum-ex skandalına ilişkin çelişkili açıklamalar yaptığı ileri sürülüyor.

Davanın, yükselen enerji enflasyonu karşısında artan kamuoyu hoşnutsuzluğunun yaşandığı dönemde Scholz ve ‘kırılgan koalisyonu’ zor duruma düşürebileceği belirtiliyor.

Muhalif muhafazakarların komisyondaki temsilcisi Richard Seelmaecker, skandalla ilgili “Siyasi etki olmadan gerçekleşmiş olamaz” dedi.

Scholz geçtiğimiz günlerde “Bu, iki buçuk yıldır bir sorun. Sayısız dosya incelendi, sayısız insan dinlendi. Sonuç her zaman aynı: Hiçbir siyasi etki olmadı” şeklinde açıklamada bulunmuştu.

İddialar neler?

Cum-ex soruşturmasında, ülkede başta bankacılar olmak üzere varlıklı yatırımcılar ve avukatların sistematik olarak devletten, hiç ödemedikleri vergilerin geri ödemesi için karmaşık hisse senedi anlaşmalarına imza attıkları ortaya çıkarılmıştı.

Alman basınında çıkan haberlerde 2011-2018 yıllarında Hamburg Eyaleti Başbakanı olarak görev yapan Scholz’un, Warburg Bankası ortaklarından Christian Olearis ile birçok kez görüştüğü ve tavsiyelerde bulunduğu aktarılıyor.

Haberlerde, Scholz’un Olearius ile yaptığı görüşmeden sonra Hamburg maliyesinin Warburg Bankasının 47 milyon euroluk vergi iadesini ödemesini geciktirerek zaman aşımına uğramasına izin verdiği belirtiliyor. Ancak Warburg Bankasının bir yıl sonra Federal Maliye Bakanlığının baskısı üzerine 43 milyon euroyu ödediği ifade ediliyor.

Alman vergi uzmanlarının hesaplamalarına göre, Cum-ex ile devlet hazinesi, 2005-2011 döneminde milyarlarca euro zarara uğratıldı.

Bakanlıkta arama yapıldı

Köln Savcılığı, geçen yıllarda “Cum-ex” olarak adlandırılan işlemler yoluyla vergi kaçakçılığı şüphesiyle Hamburg, Frankfurt ve Münih’teki çeşitli finans kurumlarının binalarında ve Scholz’un Maliye Bakanı olduğu dönemde Bakanlıkta aramalar yaptırmıştı.

Bu soruşturma kapsamında, eski SPD Federal Meclis Milletvekili ve Scholz’a yakın isimlerden Johannes Kahrs’ın bankadaki özel kasasında 200 bin euronun üzerinde paraya rastlandığı ortaya çıkmış ve Scholz’un Hamburg Eyalet Başbakanlığı döneminde kullandığı elektronik posta adresine gelen iletiler incelenmişti.

Paylaşın

Almanya’yı 2-1 Yenen İngiltere Avrupa Şampiyonu Oldu

İngiltere, 2022 Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonası’nın (EURO 2022) finalinde Almanya’yı 2-1 yenerek şampiyon oldu. İngiltere’nin başkenti Londra’daki Wembley Stadı’nda oynanan maçı resmi rakamlara göre 87 bin 192 taraftar izledi.

Bu sayıyla erkek ve kadın Avrupa Şampiyonaları tarihinde tribünde en çok taraftarın yer aldığı maç rekoru kırıldı.

Karşılamanın ilk gol İngiltere adına 62. dakikada Ella Toone’dan geldi. Dakikalar sonra Almanya’nın bir vuruşu kale direğinden döndü.

78. dakikada Almanya Lina Magull ile karşılaşmada beraberliği sağladı. Karşılaşmanın 90 dakikası 1 – 1 sona erdi. Uzatmaların ilk bölümü bu sonuçla biterken, İngiltere uzatmanın ikinci yarısında bitime 10 dakika kala Chloe Kelly ile öne geçti.

Karşılaşma bu golle sonuçlandı. İngiltere 1966 yılında erkek milli takımının kazandığı Dünya Kupası sonrası ilk kez bir büyük futbol turnuvasında şampiyon oldu.

Almanya kadınlar futbolunda bu turnuvada ilk kez final kaybetti. Yaklaşık bir sene önce İngiltere Erkek Milli Takımı İtalya’ya aynı statta penaltılarla yenilmişti.

İngiltere kadın futbol milli takımı daha önce 1984 yılında İsveç’e, 2009’da da Almanya’ya Avrupa Şampiyonası finalinde kaybetti.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Prens William da karşılaşmayı izledi. Birçok futbol yorumcusuna göre uluslarası arenada İngiltere’nin en büyük rakibi olan Almanya’ya karşı Ada’nın şansı yaver gitmiyordu.

Kadınlar futbolunda 27 kez Almanya ile karşılaşan İngiltere bu maçların 21’ini kaybetmişti.

Paylaşın