Babacan: 14 Mayıs Ülkemiz İçin Çok Önemli Bir Dönüm Noktası

Millet İttifakı’nın Ankara mitinginde konuşan DEVA Lideri Babacan, Her şeyi tek kişiye bağlamanın getirdiği sorunlar yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır bütün sistemi Erdoğan tek başına bağladı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde 6 parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı bir anlaşma yapmamıştı” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin 20 tane bakanının ne iş yapacağı hepsi hazır. Önümüzdeki pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Pazar günü sıradan bir seçim değil. Pazar günü aslında bir referandum.”

14 Mayıs seçimlerine saatler kala Millet İttifakı final mitinginin adresi Ankara’da, Tandoğan Meydanı oldu.

Mitinge, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, cumhurbaşkanı yardımcısı adayları İmamoğlu ve Yavaş’ın da katıldı.

Mitingde konuşan DEVA Lideri Babacan, şunları söyledi:

“Baharımızın arifesinde bu güzel memleketimizden Ankara’dan Türkiye’nin dört bir tarafına sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum. Ülkemizin en can alıcı gündemi, 6 şubat Maraş depremlerinden bu yana tam 3 ay 6 gün geçti. Ateşin düştüğü o evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor. Taş olsa dağ olsa dayanmaz derler ya, işte öyle bir acıyla kavrulduk. Ben de çok sayıda çalışma arkadaşımı kaybettim.

9 gün deprem bölgesindeydim, 11 il merkezine defalarca gittim. Sesini duyuramayanların sesi oldum. Gittiğim her yerde ne dediler biliyor musunuz ‘İlk 48 saat, ilk 72 saat devlet yoktu, enkazları kendi ellerimizle kaldırdık’ dediler. Muhtarlar ‘enkazı ellerimiz kanayarak kaldırdık’ dediler. Geçen sene hatırlayın orman yangınları çıktı değil mi, ormanlarımız gözümüzün önünde binlerce hektar cayır cayır yanarken bir baktık ki memleketin yangın söndürme uçağı yok. Depremin ilk 72 saati yardım ulaştırılamadı. O 72 saatte ne oldu, diye soruyorum. O iş makinaları parklarda kapalı dururken insanlar enkaz altındaydı. Madenciler neden harekete geçmedi, ne oldu diye soruyorum. Cevap yok.

İşin özünde bu tek kişilik sistemin yürümemesi var. Her şeyi tek kişiye bağlamanın getirdiği sorunlar yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır bütün sistemi Erdoğan tek başına bağladı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde 6 parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı bir anlaşma yapmamıştı. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin 20 tane bakanının ne iş yapacağı hepsi hazır. Önümüzdeki pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Pazar günü sıradan bir seçim değil. Pazar günü aslında bir referandum.”

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: Yoksulluk Mu Zenginlik Mi?

Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde konuşan DEVA Partisi Lideri Babacan’ın konuşmasının ana hatları ekonomi üzerineydi. Enflasyonu iki yıl içerisinde tek hanelere düşüreceklerini söyleyen Babacan, cebinden çıkardığı 200 TL’nin dolar karşısındaki değerinin yıllar içerisinde büyük bir düşüş yaşadığını hatırlattı.

Haber Merkezi / Babacan, ülkede sağlanacak adalet, hak ve özgürlüklerin, demokrasinin ekonomiyi de iyileştireceğini belirtti ve “İşte siz ülkemizdeki demokrasi güçlendirmezseniz üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz. Olmuyor” dedi.

Millet İttifakı, 14 Mayıs seçimlerine sekiz gün kala İstanbul Maltepe sahilinde, tüm siyasi liderlerinin katılımıyla büyük bir miting düzenledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sırasıyla birer konuşma yaptı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

 “Bugün sizlere Türkiye’nin dört bir köşesinin, Anadolu’nun, Trakya’nın sevgisini getirdik. Ülkemizin her yerinden yükselen demokrasi çığlını bugün buraya İstanbul’a getirdik. İstanbul, bu demokrasi çığlını duyuyor musun? Tüm dünya duyuyor, herkes Türkiye’yi izliyor.

Türkiye’de demokrasi kazanacak, bütün dünyadaki demokratlar umutlanacak. Sağcı solcu demeden, Sünni Alevi demeden Kürt Türk Arap Laz Çerkez demeden her beraber daha fazla demokrasi diyecek miyiz? Hep beraber Sayın Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü Cumhurbaşkanımız yapacak mıyız? Hep beraber Millet İttifakı olarak TBMM’de çoğunluğu sağlayacak mıyız?

Sevgili İstanbullular, siz bu ülkenin ekonomisini en iyi bilenlersiniz. Bu pahalılığı da yoksulluğu da en iyi hissedenlerdensiniz, bilenlerdensiniz. 2010’da İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olmuş muydu? Tek haneli enflasyonla ve Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için yaptığımız reformlarla başarmıştık bunu. Şimdi, ülkeyi getirdikleri şu hale bakın.

Bakın, size bu 200 liralık banknotun, bir hikayesini anlatmak istiyorum; bu banknot 2009 yılında tedavüle çıktı. Yıl 2009… Kaç dolar ediyordu biliyor musunuz? 134 dolar ediyordu. Bugün ne kadar ediyor? 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosuna gidin bakın, kur 20,5 oldu mu? 9 lira küsur ediyor. Ben şimdi soruyorum, herkesin cebindeki bu 200 liradan 134 dolar ederken; 9 dolara düşüren yani tam 124 doları kim çaldı ya? Bu enflasyon, tam baş belasıdır. Ekonomiyi kötü yönetirseniz yüksek enflasyona mahkûm edersiniz bu ülkeyi.

“Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu”

Şu an, Türkiye’de kurum murum kalmadı. Şu anda ülkede devlet kurumu neredeyse kalmadı. Her şey tek bir kişinin keyfine bağlı, şu anda bu ülkenin bir ekonomi politikası yok. Ne var? Zır cahillik var. Merkez Bankası’ymış, BDDK’ymış, bu kurumlar neredeyse yok hükmüne geldi. Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu. Ama arkadaşlar, endişeye mahal yok.

Ne yapacağız, Türkiye’yi bu güzel ve güçlü ülkeyi hızla düzlüğe kavuşturacağız. 2002’de ülke çok kötü bir durumdayken, başarmıştık. Şimdi çok daha iyisini yapacağız. İlk bir ayda, kurumları ayağa kaldıracağız. Altı ayda mevcut kriz iklimini sona erdireceğiz. En geç 2 yılda da enflasyonu tek haneye indireceğiz. Bunu hep beraber başaracağız. Millet olarak bunu başaracağız.

Değerli dostlarım, hep söylüyorum. Ne kadar adalet, o kadar ekonomi. Ne kadar hak ve özgürlük, o kadar ekonomi. Ne kadar demokrasi o kadar ekonomi. İşte siz, ülkemizdeki demokrasi zeminini güçlendirmezseniz, üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz. Siz her gün hukuku ayaklar altına alıp bu ülkenin ekonomisini büyütemezsiniz.

Onun için olmuyor. Bunu anlamıyorlar ve ülkemizi bir krizden diğerine savuruyorlar. İşte bunun için biz ne diyoruz, ‘hak hukuk adalet’ diyoruz… İşte biz, hakkın düştüğü yerden kaldıracağız. Hukukun üstünlüğünü sağlayacağız ve adalet ile yöneteceğiz. Ancak o sağlam zemin üzerine sağlam bir ekonomiyi inşa edeceğiz. Çürük zemine sağlam ekonomi inşa edemezsiniz.

İktidara geldiğimiz gün hemen durum ve hasar tespit çalışması yapacağız. Halının altına süpürülen her şeyi ortaya çıkaracağız. Enflasyon ile mücadele önceliğimiz olacak. Çünkü çağımızın bu en büyük hırsızlık yöntemine dur demek zorundayız. Merkez Bankası’nın bağımsız ve itibarlı bir kurum olmasını sağlayacağız. Tüm kadroları bilgili, deneyimli, dürüst isimlerle donatacağız.

Reel sektörle ve bankacılık sektörü arasındaki sorunları hepsini tek tek çözmeye başlayacağız. Hızla toparlanacağız. Endişeye mahal yok, bu ülke şu anda içinde bulunduğu duruma bu kötü yönetim sebebi ile düştü. Dürüst ve ehli insanlar yönetmeye başlayınca derhal ayağa kalkacak bu ülke. Başaracağız, hep beraber başaracağız. Biz buradayız… Yüz binler burada… 86 milyon birden büyüktür. Türkiye birden büyüktür. İnanın böyle.

“Güven sağlamadan toplumdaki refahı artıramazsınız”

Bakın, güven olmayınca olmuyor. Güven olmayınca asla mümkün değil. Güveni sağlamadan bir ülkenin ekonomisini ayağa kaldıramazsınız. Güven sağlamadan toplumdaki refahı artıramazsınız. Güven olmadan olmaz. Ben böyle söyleyince bazen, gençler bana soruyor. Diyorlar ki; ‘Başkanım, şu güveni nasıl kazanacağız? Anlatsana’ diyorlar. Ben de bir dakikada, 8 maddede özetliyorum. Güveni nasıl kazanacağız? Bir, konuşunca doğruyu söyleyeceğiz. Merkez Bankası’na yalan yanlış işler yaptırmayacaksın. TÜİK’e yalan yanlış enflasyon açıklattırmayacaksın. İki, söz verince tutacaksın.

Üç, emanete hıyanet etmeyeceksin. Dört, adaletle yöneteceksin. Beş, ehliyetli, liyakatli kadroları getireceksin. Altı, istişareyi asla elden bırakmayacaksın. Yedi, şeffaf olacaksın. Merkez Bankası’nın arka kapısından 250 milyar doları gizli saklı satmayacaksın. Son madde 8, her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Bu sekiz maddeyi yerine getirin, korkmayın. Güveni kazanırsınız, güveni kazandıktan sonra da sırtınız yere gelmez. İşte o zaman bu ülke çok hızlı bir şekilde Avrupa Birliği standartlarına ulaşan yüksek gelir grubuna ulaşan bir ülke olur.

Değerli arkadaşlarım, seçime gidiyoruz. Ama aslında bu seçim, özünde bir referandum. İki seçenekli bir referanduma gidiyoruz. Önümüzde iki tane tercih olacak. Şimdi bu iki tercihi ben İstanbul’a soracağım; otoriterlik mi, demokrasi mi? Keyfilik mi, hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Kavga mı barış mı? Kriz mi huzur mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Arkadaşlar, kara kış mı bahar mı? İşte biz demokrasi, özgürlük, zenginlik diyoruz.

İstanbul cevabını veriyor. Bahar diyoruz. Seçimlerin olacağı son gün 14 Mayıs Anneler Günü. Gelin bu 14 Mayıs’ta annelerimize baharı hediye edelim arkadaşlar. ‘Oyumu sana hediye ediyorum anneciğim’ diyelim ve adaleti, barışı, huzuru annelerimize hediye edelim.”

Paylaşın

DEVA Lideri Ali Babacan: Hükümet Sabah Akşam Halka Korku Pompalıyor

Gaziantep’te halka hitap eden DEVA Lideri Babacan, vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini belirterek, “Acı acı yaşıyoruz hep beraber. Bir de sabah akşam, dört bir koldan korku pompalamaya çalışıyorlar” dedi ve ekledi:

“Yok, dış güçlermiş, yok iç güçlermiş. Palavranın bini bir para. Ne diyorlar? Sandık yoluyla darbe diyorlar. Daha da ötesine gidiyorlar. İktidar değişirse tam bağımsızlık tehlikeye girer diyorlar. Bir kere şunun altını kalın kalın çiziyorum: Kimse bu milletin iradesine darbe diyemez.’’

Devlet yönetiminde uzun süre görev aldığını hatırlatan Babacan, iktidar partisinin her fırsatta “Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun diyorlar’’ şeklinde ifadelerle oy kullanacak vatandaşları ikilemde bıraktıklarını vurguladı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ali Babacan, seçim çalışmaları kapsamında bulunduğu Gaziantep’te halka seslendi.

VOA Türkçe’den Orhan Erkılıç’ın aktardığına göre, konuşmasında iktidar partisinin söylemlerini eleştiren Babacan, vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini belirterek, “Acı acı yaşıyoruz hep beraber. Bir de sabah akşam, dört bir koldan korku pompalamaya çalışıyorlar. Yok, dış güçlermiş, yok iç güçlermiş. Palavranın bini bir para. Ne diyorlar? Sandık yoluyla darbe diyorlar. Daha da ötesine gidiyorlar. İktidar değişirse tam bağımsızlık tehlikeye girer diyorlar. Bir kere şunun altını kalın kalın çiziyorum: Kimse bu milletin iradesine darbe diyemez’’ diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetiminde uzun süre görev aldığını hatırlatan Babacan, iktidar partisinin her fırsatta “Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun diyorlar’’ şeklinde ifadelerle oy kullanacak vatandaşları ikilemde bıraktıklarını vurgulayarak, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bu iktidar giderse, milli savunmamıza zerre kadar zarar gelmez. Bu iktidar giderse, milli menfaatlerimize zerre kadar zarar gelmez. Bu iktidar giderse, milli değerlerimizden hiçbir şey kaybetmeyiz. Ülkenin Cumhurbaşkanının elin adamından Aptal olma diye mektuplar aldığı bir devrin utancını yok edeceğiz. Neymiş kuru soğana razı olun, vatan-millet Sakarya. Adama Hadi oradan derler. Bunlar ne diyor? Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun. Yahu niye böyle bir ikilem yaşatıyorsunuz bu millete. Ben hem milletimizin açlık sınırı altında olmasına itiraz ediyorum, hem de bu yönetimin ülkemizin milli onurunu yerle bir etmesine itiraz ediyorum.”

“Bu seçim bir referandumdur“

Babacan, 14 Mayıs seçimlerinin bir referandum olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Haksız ve orantısız rantlara son vereceğiz. İnsana ve doğaya zarar veren tüm işleri tarihe gömeceğiz. Devletimizin gücünü her bir vatandaşımızın yaşamıyla, sağlığıyla, mutluluğuyla, zenginliği ile sağlayacağız. Akıl dışı maceralara atılıp, ülkeyi fakirleştiren düzeni sonlandıracağız. Bu seçim bir referandumdur.

Her iki pusulada da bir referandum var. 1 metre uzunluğunda pusulada olsa ülkeyi yönetme arzusunda olan 2 alternatif var. Ama biz ne ile neyin arasında tercih yapacağız biliyor musunuz? Oy pusulalarında karşımızda 2 tercih var. Otoriterlik mi? Demokrasi mi? Keyfilik mi? Hukuk mu? Tek akıl mı? Ortak akıl mı? Gaziantep cevapların hepsini biliyor. Bu uzun pusula da aslında 2 tercih var.”

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: ‘Enkaz Devraldık’ Edebiyatı Bir Bahane

Iğdır’da halka seslenen DEVA Lideri Babacan, “Bizde ‘enkaz devraldık’ diye bir edebiyat bir bahane yok. Bizim öyle bahanelerimiz olmayacak arkasına sığınmayacağız bahanelerin. Türkiye’de herkes eşit yaşayacak. Ekonomik büyümeden anladığımız topyekün zenginleşmek” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Buzdolabından eksilenlerin yerine konulmasını sağlayacağız. Pazardan eli boş dönülmemesini sağlayacağız. Bayramda torununa harçlık veremeyen nine ve dedelerin cebinin dolması için çalışacağız. Torpilsiz iş bulmak için çalışacağız”

Babacan, konuşmasının devamında, “Bizim hedefimiz net. Tam demokrasi gelsin ki hak yerini bulsun. Hukukun üstünlüğü gelsin. Türk Kürt Arap Laz Boşnak Alevi Caferi fark etmez herkes bu ülkenin eşit ve onurlu vatandaşı olacak” ifadelerini kullandı.

14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilli Genel Seçimleri’ne 13 gün kala siyasi partilerin mitingleri sürüyor.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Iğdır’da halka seslendi. Babacan, konuşmasında öne çıkan bölümler şöyle:

“Başarısını görmek için eski defterlere bakmalı orda da ben çıkıyorum karşısına. Şu enflasyonu düşür de görelim. Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyonu onun dönemimde yaşandı. Faiz üstüne faiz ödüyor. Katmerli faiz ödüyor. Hazine hiçbir zaman bu kadar faiz ödemedi.

Bizde ‘enkaz devraldık’ diye bir edebiyat bir bahane yok. Bizim öyle bahanelerimiz olmayacak arkasına sığınmayacağız bahanelerin. Türkiye’de herkes eşit yaşayacak. Ekonomik büyümeden anladığımız topyekün zenginleşmek. Buzdolabından eksilenlerin yerine konulmasını sağlayacağız. Pazardan eli boş dönülmemesini sağlayacağız. Bayramda torununa harçlık veremeyen nine ve dedelerin cebinin dolması için çalışacağız. Torpilsiz iş bulmak için çalışacağız.

Bizim hedefimiz net. Tam demokrasi gelsin ki hak yerini bulsun. Hukukun üstünlüğü gelsin. Türk Kürt Arap Laz Boşnak Alevi Caferi fark etmez herkes bu ülkenin eşit ve onurlu vatandaşı olacak.

Eşit vatandaşlık olsaydı. Demokrasinin üstünde kayyumların gölgesi gezmedi. Bu topraklarda konuşulan hiçbir dil dışlanmazdı. Meclis kürsüsünde bir milletvekili çıkıp Kürtçe konuşunca ‘bilinmeyen bir dil’ diye tutanak tutulmazdı. Fikirlerden korkulmaz, düşünceleri yasaklayamazsınız. Ülkemiz hiçbir dilin ötelenmediği bir ülke olacak.

Adalet yargının hızlı ve doğru çalışması.. Ve fırsat eşitliğidir. Özgür ve hukuk devletinde sorunlar meclis çatısında çözülür. Tam demokrasi yolunda durmadan çalışıyoruz bu nedenle. İktidara güle güle diyeceğiz ondan sonra normalleşecek her şey. Soğan da o zaman ucuzlayacak.

3 ülkeye sınırımız var ama bir araştırma hastanemiz yok diyor. Bakın doğru. Sınır illerimizin en önemli sorunu sürekli düşman üreten herkesle kavga eden bu zihniyet. Biz ne yapacağız düşman sayısını azaltacağız. Ancak böyle sınır illeri kalkınacak.

Gübrenin maliyetinin yarısını biz ödeyeceğiz çiftçinin ürettiği elektriğin yükünü alacağız. Çiftçinin ne kadar borcu varsa faizini sileceğiz donduracağız 2 yıl bekleyecek. Sonra sulama projelerimizi hayata geçireceğiz.

“Otoriterlik mi demokrasi mi?”

13 gün kaldı önümüzde demokrasi bayramı var. Bu seçimi o parti bu parti kazandı demeyeceğiz. Çünkü bu seçimi Iğdır kazanacak doğudan batıya Türkiye kazanacak.

Seçim aslında 2 tercih var. Nedir bu? Otoriterlik mi demokrasi mi, keyfilik mi hukuk mu, baskı mı özgürlük mü, tek akıl mı ortak akıl mı, korku mu umut mu, öfke mi sevgi mi? Kriz mi hukuk mu, yoksulluk mu zenginlik mi, kara kış mı bahar mı? Eskiden AK Parti’ye oy verenler ‘artık elim gitmiyor AK Parti’ye oy vermeye’ diyorlar. O yüzden kapı kapı dolaşacağız. O umutla oy verdiğiniz Erdoğan eski Erdoğan değil, o AK Parti eski AK Parti değil.

Kapı kapı dolaşacağız o yüzden. Iğdır’dan bir söz istiyorum. Kapı kapı dolaşacak mısınız? Söz mü? Bu seçim vatandaşlardan yetkiyi alalım gerisi bizde. Endişeye mahal yok. Çözdük yine çözeceğiz. Bu ‘Bebecan enflasyonu 2 haneye indiremez’ dediler indirmedik mi? ‘Bebecan paradan 6 sıfırı atmaz’ dediler atmadık mı? Korkuyor biliyorum. Yaptık çünkü daha önce yine yapacağız.”

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: Otoriterlik Mi Demokrasi Mi?

Millet İttifakı’nın İzmir mitinginde konuşan DEVA Lideri Babacan, 14 Mayıs seçimleri aslında bir referandum. İki tercih var önümüzde: Otoriterlik mi demokrasi mi? Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Kriz mi, hukuk mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Kara kış mı, bahar mı?” dedi.

Haber Merkezi / Millet İttifakı’nın İzmir mitingi Gündoğdu Meydanı’nda yapıldı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan mitingde kısa bir konuşma yaptı. Babacan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“İttifaklar var, bir metre uzunluğunda oy pusulası var. Ama 14 Mayıs seçimleri aslında bir referandum. İki tercih var önümüzde: Otoriterlik mi demokrasi mi? Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Kriz mi, hukuk mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Kara kış mı, bahar mı?

Türkiye maalesef dünyadan koptu. 2003 yılında Sertap Erener ‘Every Way That I Can’ diyerek bize büyük bir gurur yaşatmıştı. Hatırlıyor musunuz o günleri. Yine başaracağız. Madonna’yı, Metallica’yı, Roger Waters’ı, Rihanna’yı ve çok sayıda müzisyeni biz kendi ülkemizde ağırladı. Hepsi geldi Türkiye’ye. Türkiye bütün Avrupa’nın gözbebeği oluyor. Ne zaman oluyor? Düzgün yönetildiğinde oluyor. Yine dinleyeceğiz inşallah.”

Mitinge, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayları İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı.

Binlerce kişinin bulunduğu Gündoğdu Alanı’na liderler meydana deniz yoluyla geldi. Mitinge gelen İzmirliler, hep birlikte kalp işareti yaptı.

Meydandaki bir binaya Kılıçdaroğlu’nu süper kahraman gibi gösteren ve üzerinde “İlk turda bitirelim. Ben Kemal, geliyorum” yazısının yer aldığı pankart asıldı.

Mitingde bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, “5 milyon 300 bin genç ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Ben sandığa gittim ve otoriter yönetimi değiştirdim diyerek çocuklarına anlatacaklar” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Millet İttifakı partilerinin liderleri ile İmamoğlu ve Yavaş da birer konuşma gerçekleştirdi.

Mansur Yavaş ise, “Biz nefret dilini yok edeceğiz” ifadesini kullanırken, İmamoğlu da, ” Millet İttifakı’nın kadroları liyakatli kadrolardır. Türkiye’nin sorunları çözülsün istiyoruz; mutfaktaki yangın sönsün, paramız pul olmasın” diyerek ekonomik gelişmelere atıfta bulundu. Tunç Soyer ise, “14 Mayıs’ta hep birlikte ülkemizi ‘adalet olmadan kalkınma olmaz’ dedi.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, “14 Mayıs’ta bir zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.

Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal ise meydandaki kalabalığa işaret ederek, “Bu şehir kutlu bir şehir ve bu kutlu şehir tarihi sorumluluğunu tekrar yerine getiriyor. Demokrasi meşalesini bütün baskılara rağmen yere düşürmediniz. Bu meydan Türkiye’nin yarınlarının müjdesidir inanın bana” sözlerini dile getirdi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Sinan Ateş’in katillerini bulacağız. Adalet için mücadeleye hazır mısınız? Adil ekonomik düzen için söz veriyoruz. Siyaseten de zenginleşme dönemi sona erecek” sözleriyle meydana seslendi.

Kılıçdaroğlu’ndan önce bir konuşma yapan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ” Hangi partiye oy verirseniz verin her aileden bir oy istiyorum, tüm kadınlar için istiyorum. Sizlere ihtiyacımız var, birlikte başaracağız. 13. cumhurbaşkanı Sayın Kılıçdaroğlu olacak” diyerek bütün liderler arasında en fazla hakaretin kendisine edildiğine dikkati çekti.

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: Hala Kararsız Bir Kitle Var

DEVA Lideri Babacan, seçimlere ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Yaptırdığımız araştırmalarda sayın Kılıçdaroğlu’nun şansı çok yüksek görünüyor. Onun için hedefimiz ilk turda bu işi bitirmemiz gerekiyor. Ortada duran hala kararsız kitle var” dedi ve ekledi:

“O kitle de seçim günü inşallah kararını verecek. Aklı selimin galip geleceğine inanıyorum. Biz ülkeyi yönetme iddiasını ortaya koyduk. Nihayetinde vatandaşımızın bunu göreceğine, bu ülkeyi yönetir kanaatine ulaşacağına ben inanıyorum”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Habertürk Teke Tek programında Fatih Altaylı’ya açıklamalarda bulundu. Babacan’ın açıklamaları şöyle:

“Dünkü program çekiminde söylediklerimde Twitter’de yalan şeyler dolaşıyor. Cımbızlama denen bir şey var. Programda şunu söyledim; bizim hedefimiz her iki sandıkta da bu seçimi kazanmak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda kazanmak. 6 parti ile oturduğumuz günden bu yana ‘Bizim ortak adayımız’ olacak dedik. Bu seçime referandum diyorum. Her iki sandıkta da bir referandum olacak.

Vatandaşlarımız tercih edecek otoriterlik mi, demokrasi mi, korku mu umut mu, kara kış mı yoksa bahar mı? Bunun referandumunu yapacağız. Mevcut Anayasa, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak nihayetinde iki tane tercih getiriyor. Vatandaş yoksulluğu mu seçecek, zenginliği mi? Keyfiliği mi seçecek; yoksa hukuk mu diyecek.

Bütün hazırlıklarımız kendimiz seçime girecekmiş gibi hazırlıklar idi. Bizzat benim başkanlığımda tam 1 hafta boyunca kapandık. Tek tek isimleri değerlendirdik, 87 seçim bölgesine ayırdık. CHP’den bize teklif geldi. Simülasyon yapıyoruz. Tek listeden girdiğimizde toplamda daha fazla milletvekili elde ediyoruz dendi. Sayın Kılıçdaroğlu ile de konuştuk bunu. Nihayetinde Meclis’te güçlü şekilde varolmamız herkesin lehine olacaktı. Kendi simülasyon sistemine tabi tuttuğumuzda biz de bu gerçeği gördük.

İşin matematiğine baktığımızda ilişki bir kazan kazan ilişkisi. CHP de bir fedakârlık yaptı. Ama bizim için de fedakârlık. Seçime girmediğimiz pekçok il var. Oradaki teşkilatlarımız buna haklı olarak çok üzüldüler. Kararın arkasından tabii ki türbülans yaşadık. 1 haftada bütün teşkilatlarımız bunu anladı, meseleyi çözdü. Bütün il başkanlarımızı Ankara’da topladım. 81 ilde sahada olacağız dedim. İl başkanlarımız sağolsunlar zaten açık fikirli insanlar. Bu sürece ayak uydurdular.

“Kimlik siyaseti yapmıyoruz, çözüm odaklı bir partiyiz”

Bizim kendi simülasyonlarımızda ortak listeden girdiğimiz anda artı 18 milletvekili görülüyor. CHP’nin de bizim rakamlarımıza benzeyen rakamlardı. Bu simülasyonlar işin matematiğini gösteriyor ama psikolojisini ayrı yönetmek gerekiyor. Toplamda üye yapımıza baktığımızda Türkiye’de bütün siyasi kimliklere hitap ediyoruz. Devamlı araştırma ve ölçüm yapıyoruz. Bizim destekçilerimiz, üyelerimiz 2018 seçimlerinde her partiye oy veren insanlar.

Biz siyasi yelpazenin tümüne hitap ediyoruz. Kimlik siyaseti yapmıyoruz, çözüm odaklı bir partiyiz. Türkiye’nin her yerinde teşkilatlandık. İstanbul’un 39 ilçesinde, Ankara’da 25 ilçede teşkilatlandık. 22 eylem planı hazırladık. Depremle ilgili çalışma yaptık. Yetmedi, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili yeni bir eylem planı yaptık.

Biz kendi kitlemizin tamamını CHP listelerine taşıyamayabiliriz dedik, dürüst olmak zorundayız dedik. Onlar da gayet doğaldır dediler. İşin matematiği ile psikolojisinin farklı olmasının sebebi bu. Sonuçta işin toplam muhasebesini yapınca herkes için yararlı olduğuna inandık. Ben 2019’da AK Parti’den istifa ettim.

14 sene sayın Erdoğan’la çok yakın çalıştık. Türkiye’nin hem dış politikada, A konularında, ekonomide başarılı olduğu yıllar 2013’e kadar olan süre. Kendi vatandaşların içinde en yüksek refah ürettiği süre. Şu anda 2023’te 2013’ü bile yakalayamadık. Sayın Erdoğan ne zaman ekonomi ile başarılardan bahsedecek olsa ister istemez beraber çalıştığımız yıllara dönmek zorunda kalıyor.

O dönemde tamamen tepki olarak benim yaşımdan kaynaklı küçük görme, alay etme gibi maalesef yanlış yola giriyor. ‘Bebecan olmak benim için gururdur. Gençlere fırsat verilince nasıl başarı ortaya konulmuş gösterdik’ dedim. Bir de söz vardır; akıl yaşta değil baştadır. Ben dersime çok çalışıyorum herşeyden önemlisi istişare ediyorum. Kendisi istişareyi terk etti, liyakatsiz ve ehliyetsiz kadrolarla çalışmaya başladı. Mehmet Şimşek benim yakın çalışma arkadaşım. Ayrıldıktan sonra eziyet ettiler kendisine.

Meydanlarda yuhalattı. Eski defterlerde Ali Babacan var, Mehmet Şimşek var. Acaba bir artı sağlayabilir miyim bunun derdinde. Benim düşüncem Mehmet Bey’in şimdi herhangi bir katkı veremeyeceği yönünde. Sanırım bunu gördü, o yüzden ortalıkta yok. Şunu da söyleyeyim o dönemde ekonomide rasyonel olan AB ile açık politika izleyen Başbakan olan sayın Erdoğan’ın da bu başarıda imzası vardır.

Ortak listelerle seçime girmek, ortak kampanya kararı 9 Nisan’da gerçekleşen karar. Her parti aslında kendisi için hazırlanıyordu. Bayramın ikinci günü sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım. Bugüne kadar haklı olarak CHP kampanyası olarak yürüyordu. Ama şimdi kampanyanın ortak bir kampanya olarak yürümesi gerekiyor diye kendisine ifade ettim. Hemen sağolsunlar adapte oldular. Bizim saha ekibimizle CHP’nin saha ekibi buluştu.

Derhal ortak programlar dizayn etmeye başladım. İzmir ve Kayseri mitinginde sayın Kılıçdaroğlu beraber olacağız. Arefe günü bir kampanya çekimi yaptık. O çekimde hem 6 genel başkan hem iki belediye başkanı vardı. O reklamlar yakında yayınlanacak bizi bir arada göreceksiniz. Yarın Gebze’de, Cuma günü Zonguldak’ta olacağım. Önümüzdeki hafta Gaziantep, Siirt, Kahramanmaraş programımız olacak.

Ben oradaki kadroları iyi tanıyorum. Benim ekibimden orada iki üç arkadaş var. Zaten bu çalışmayı onlar yürütmüş. Ülkenin yarınlarınla ilgili referans bizim hazırlıklarımız. Muhalefetten kopya çeken bir iktidardan bahsediyoruz. Üretemeyen iktidar var. Doğrusu biz memnun oluyoruz, alsınlar bunları yapsın sorunlar çözülür. Kimin yaptığı önemli değil ki. Burada yapılacaklar açısından baktığımızda bunlar gerçekleştirildiğinde Türkiye düzelir.

Sayın Erdoğan 5 yıldır yeni anayasa diyor. 1 maddeyi beceremediler. 84 maddede tek tek 6 parti olarak mutabık kaldık. Bütün mutabakat bugün mutabakatıdır. Seçimlerden sonra oturur yeniden yaparız. AB’de 27 ülke nasıl bir arada duruyor? Sürekli tartışarak. Bir şey çıkacaksa çıkmasında da mutabakat gerekir. Sonuçta bu işi konuşa konuşa, istişare ede ede götüreceğiz.

Bu müzakerelerde bize dediler ki örneğin İstanbul’da şu sıra, İzmir’de şu sıra. Önce bunun müzakeresi yapıldı. Hangi ilde kaçıncı sıra adaylıklarının bize açılabileceği müzakeresi oldu. O açılan boşlukları biz doldurduk. Hangi sırada kimin milletvekili adayı olacağı kararını biz verdik, CHP değil. Önce boşlukları oluşturduk sonra onu biz doldurduk.

Sadullah Bey üzerinden CHP’nin yıpratılma tartışması oldu. Sonra bu konu kapandı. Sadullah Bey bu iddialara o kadar çok cevap verdi ki. Sadullah Bey’in görevlendirdiği insanların hemen hepsi şu anda görevde. Görevden alanlar, kaçanlar Sadullah Bey bakan olduğunda kadroda olan kişilerdir. Sadullah Bey’in 4,5 yıllık bakanlığı var. O dönemde çok başarılı düzenlemelere imza attı. Avrupa Konseyi, AİHM artık Türkçe de açıklaa yapıyor.

Sadullah Bey’in çabaları ile sözkonusu oldu. Ali Dibo meselesini gündeme getirdiler. Mahkemenin tekzib kararı var. Yetmemiş Sayıştay sürecinden geçmiş. DDK denetlemiş. Artı savcılık süreci yaşanmış. Tamamında Sadullah Bey tertemiz olduğu rapora bağlanmış. Sadullah Bey seçim işleri başkanımız. Ankara’da olması gerekiyor. O yüzden Hatay’dan aday olarak koymadık.

CHP’nin vakti zamanında özellikle dindar kesimle alakalı duruşu, görüşü, yaptıkları ettikleri yaşı ileri kesimin hafızasında var. İmam Hatip, başörtüsü ile ilgili meseleler. CHP iktidar değildi ama o günkü siyasi duruşuna bakın. Devlet kurumları ile politika örtüştürüp olumsuz tutumları vardı.

Bugün Kemal Bey neden helalleşmek istiyor. Yarına doğru yeni bakış açısı için. Tam kilit nokta bugünlerde ne biliyor musunuz? Bazı muhafazakar ailelerde ‘Elim Erdoğan’a AK Parti’ye gitmiyor’ hissiyatını da görüyorum. Adalet, hak, hukuk için, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklarla mücadele edeceğim diye çıkan Erdoğan’ın tam da 3 Y’ye mahkum etmesinden vatandaşlarımız çok rahatsız.

“Bu bir kadro ve ekip meselesidir”

Bu paylaşma ifadesini doğru bulmuyorum. Beraberce nasıl yöneteceğiz, öyle bakmak lazım. Bir kurtarıcı gelecek bütün sorunları çözsek, buna inanmıyorum. Burada birbirini tamamlayan kadrolara ihtiyaç olacak. 20 bakanlık olacak. Bunlardan bir tanesi Maliye, bir tanesi Hazine, Ticaret, Sanayi Bakanlığı var. Bütün bunlar uyum içinde olacak. Bakanlıklar dışında kurumlar olacak.

Merkez Bankası Başkanı kim olsun? Bir o kadar da Para Politikası Kurulu’nun üyeleri önemlidir. Bütün bu insan kaynağını birbirini tamamlayan şekilde oluşturmanız gerekiyor. Nobel ödülünü almış iktisatçıyı getirin, eli ayağına dolaşır, beceremez. Bu bir kadro ve ekip meselesidir. Biz ekonomiyi kim yönetsin diye bakmıyoruz. Kadroya dürüst insanlar koymamız ve koordinasyonla yönetmemiz gerekiyor. Aynı şey Dışişleri ve güvenlik için de geçerli.

Ben ve diğer genel başkanlar bütün süreçten sorumlu olacak. Geriye kalan 20 bakanın dürüst, ehil insanlardan oluşmasını tercih ederiz. Her partinin adayları olabilir. İddialı isimler olabilir, bu gayet doğal. Milletvekilliğini bırakıp da bakan olmayacak, buna kendi aramızda karar verdik. Milletvekili seçildiyse sandalye sayısını azaltıp da ‘ben bakan olacağım’ hevesine girmesin diye konuştuk. Mesela TÜİK Başkanlığı için elimizde hangi isimler var, koyacağız ortak havuza ‘Bu işi en iyi kim yapar’ oturup konuşup, karar vereceğiz.

“Vatandaşımızın yüzde kaçı ben bunu alabilirim diyor”

Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyonu sayın Erdoğan’ın en yetkili olduğu dönemde yaşandı. Merkez Bankası’nın rezervini vatandaşın bakıp da anlaması mümkün değil ama enflasyonu yaşıyor. İyi bir telefonu Amerika’da yaşayanlar 1 haftalık maaşı ile alabiliyor. Türkiye’de asgari ücretliler 6 ay çalışarak alabiliyor.

Geçen berbere gittim. Yanıma 30 yaşındaki genç arkadaş oturdu. Dedi ki, “Ben üniversiteden mezun olunca küçük boy kaliteli araba satın aldım. Ben o arabanın aynısını şimdi alamam” dedi. Togg bizim yerli markamızın olması güzel. Ama bu otomobili kaç gencimiz almayı hayal edebiliyor? Vatandaşımızın yüzde kaçı ben bunu alabilirim diyor.

Yaptırdığımız araştırmalarda sayın Kılıçdaroğlu’nun şansı çok yüksek görünüyor. Onun için hedefimiz ilk turda bu işi bitirmemiz gerekiyor. Ortada duran hala kararsız kitle var. O kitle de seçim günü inşallah kararını verecek. Aklı selimin galip geleceğine inanıyorum. Biz ülkeyi yönetme iddiasını ortaya koyduk. Nihayetinde vatandaşımızın bunu göreceğine, bu ülkeyi yönetir kanaatine ulaşacağına ben inanıyorum.

Bir zamanlar ne söylese doğru olduğunu kabul ettikleri sayın Erdoğan maalesef artık bazı konularda doğruları söylemiyor. ‘Uyuşturucu parası getirecek’ diyor. Kanıtın, ispatın ne? 300 milyar dolar 10 yılda, yılda 30 milyar dolar bir yatırımdan bahsediyoruz. Rahatlıkla gelebilecek bir rakam. Sermaye güvene geliyor. Siz yeter ki güveni oluşturun.

“Çok iyi anlatmamız gerekiyor”

Bunlar daha da memleketi batıracak diye iktidarı istiyoruz. Bu kötü durumdan ülkeyi çıkaracak olan biz olacağız. İşin bir kitabi bilgisi vardır, teknik yönü, piyasa yönü, devlet tecrübesi vardır. Bütün bu tecrübe havuzunu bir araya getirmek gerekiyor. Ortak akıl ve istişare bizim tarafta var. Öbür tarafta tek akıl ve keyfilik var. Ortak akıl, hukuk istişare her zaman keyfilikten iyidir. Şimdi depremde vefat edenlerin sayısını açıklamıyorlar.

Bilmemek diye bir şey olmaz. Mezarlık müdürlüğü ve muhtarlardan alınan sayıları topluyorsunuz, resmi rakamın üstüne çıkıyor. 50 bin ile 100 bin arası olabilir. 80 bin kötü de 50 bin iyi rakam mıdır? Seçimi açık ara kazandığımız zaman kimse mızıkçılık yapamaz. Ama İstanbul örneği gibi olursa mızıkçılık olabilir. Dolayısıyla açık ara kazanmamız lazım. Çok iyi anlatmamız gerekiyor.”

Paylaşın

Babacan’dan “14 Mayıs” Açıklaması: Otoriterlik Mi, Demokrasi Mi?

DEVA Lideri Babacan, “Halkımız susar susar sandık günü söyleyeceğini söyler. Bu millet tüm derdini içinde yaşar ama sandıkta cevabını verir. 14 Mayıs günü aslında milletimizin önünde iki seçenekli bir referandum olacak. Otoriterlik mi, demokrasi mi? Keyfilik mi, hukuk mu? Tek akıl mı, ortak akıl mı? Fakirlik mi, zenginlik mi?” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Kilosu 30 lira olan soğan mı, bereketli, huzurlu sofralar mı?  Kendinden olmayan herkese terörist diyen nobran bir dil mi, herkesi kucaklayan kapsayıcı bir bakış mı? Oylarınızı yok sayan kayyumlar mı, oylarınızla göreve gelen seçilmişler mi? Özeti; kara kış mı, bahar mı?”

Millet İttifakı, Halil İbrahim Sofrasını büyütüyor. İttifakın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ittifak partilerinin liderleri, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları deprem bölgesindeki 8 ilde kurulan Halil İbrahim sofralarında milletle bir araya geldi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın durağı Diyarbakır’dı. Buradaki Halil İbrahim Sofrası buluşmasında konuşan Babacan, Ramazan Bayramı’nın üçüncü gününün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olduğuna dikkat çekti.

Babacan şöyle konuştu:

“Çocuk bayramımızın arifesindeyken, sizleri gözleri hafızamıza kazınan Ceylan’ın şehrinden selamlıyorum. Çocuklar daracık sokaklarda, dershane önlerinde, köy meralarında özgürce, güven içinde yaşasın diye buradayım. 7 yaşındaki Muhammedler, 6 yaşındaki Furkanlar için buradayım. 12 yaşındaki Ceylanlar, Uğurlar ölmesin diye buradayım. Çocukların ellerine silahlar verilmesin diye buradayım.”

Muratların, Hiraların, Ayşelerin, Baranların, Zeyneplerin, Semaların, Fatmaların, Berfinlerin, Mustafaların minicik bedenleri; uykudayken depremde yıkılan duvarların altında kalmasın diye buradayım.”

14 Mayıs seçimlerine yönelik mesajlar veren Babacan şunları söyledi:

“15 Mayıs sabahı demokrasi bayramına kavuşacağız. Çünkü bu seçim 7’den 70’e, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak.  Bu seçim, evladına bayramlık alamayan analar kazanacak. Bu seçim, bayramda evine bir kutu baklava alamayan gözü yaşlı babalar kazanacak. Bu seçim, Ramazan ayında ucuz ekmek kuyruklarında bekleyen emekliler kazanacak.

14 Mayıs; kaybedeni olmayan bir demokrasi zaferi olacak. 14 Mayıs; doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye’de kutlanacak. Tüm sokaklarda Türkçe, Kürtçe, Arapça, Lazca, Boşnakça şarkılarla türkülerle kutlanacak.

‘14 Mayıs’ta aslında iki seçenekli bir referandum olacak’

Halkımız susar susar sandık günü söyleyeceğini söyler. Bu millet tüm derdini içinde yaşar ama sandıkta cevabını verir. 14 Mayıs günü aslında milletimizin önünde iki seçenekli bir referandum olacak. Otoriterlik mi, demokrasi mi? Keyfilik mi, hukuk mu? Tek akıl mı, ortak akıl mı? Fakirlik mi, zenginlik mi?

Kilosu 30 lira olan soğan mı, bereketli, huzurlu sofralar mı?  Kendinden olmayan herkese terörist diyen nobran bir dil mi, herkesi kucaklayan kapsayıcı bir bakış mı? Oylarınızı yok sayan kayyumlar mı, oylarınızla göreve gelen seçilmişler mi? Özeti; kara kış mı, bahar mı?”

Paylaşın

DEVA Lideri Ali Babacan’dan Eski AK Partililere Çağrı

Partisinin Ankara’da düzenlenen il başkanları toplantısında konuşan DEVA Lideri Babacan, daha önce AK Parti’ye oy veren seçmenlere, “Sizleri de seçimin şafağında aramıza bekliyoruz. Bu büyük yürüyüşte hep beraber olacağız” diye seslendi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Ankara’da düzenlenen il başkanları toplantısında konuştu. Daha önce AK Parti’ye oy veren seçmenlere önemli çağrı yapan Babacan, şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçim özünde bir referandum. İki temel ittifak ve cumhurbaşkanı adayı var. Özünde iki seçenek var: Demokrasi mi, otoriterlik mi? Ortak akıl mı, tek akıl mı? Huzur mu, kriz mi? Zenginlik mi, fakirlik mi? Özgürlük mü, baskı mı? Hukuk mu, keyfilik mi? Umut mu, korku mu? Sevgi mi, öfke mi? Bereketli, huzurlu sofralar mı; kilosu 30 liraya çıkan soğan mı? Herkesi kucaklayan kapsayıcı bir bakış mı, kendinden olmayan herkese terörist diyen nobran bir dil mi? Koşa koşa dönenlerin ülkesi mi, gidemeyenlerin ülkesi mi? Bahar mı, karakış mı?

“Evet eliniz AK Parti’ye gitmiyor”

Ben kendimi bildim bileli bazı mahallelerde söylenen bir tabir vardır: ‘Elim altı oka gitmiyor, elim CHP’ye gitmiyor’. Bu seçim, tam da o mahallelerde ve pek çok evde ‘Elim AK Parti’ye gitmiyor’ dendiği bir seçim. Sessiz sessiz, kısık sesle ‘Elim AK Parti’ye gitmiyor’, ‘Elim ampule gitmiyor’ diyen çok sayıda insan olduğunu gayet iyi biliyoruz. İnsanlar artık ‘Elim bu yoksulluğa, bu fakirliğe, bu açlığa, bu zulme gitmiyor’ diyor. Önceki seçimlerde AK Parti’ye oy vermiş arkadaşlarıma sesleniyorum. Evet, eliniz AK Parti’ye gitmiyor. Çünkü eliniz, yoksulluğa gitmiyor.

Yolsuzluğa gitmiyor. Yüzde 100’ü aşan enflasyona gitmiyor. Eliniz, sınavı kazanan başarılı gençler torpilsiz işe giremezken, birilerinin haksız kazançla servetine servet katmasına gitmiyor. Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, baskıya, zulme gitmiyor, biliyorum.

Zamanında AK Parti’ye gönül vermiş kardeşlerim; biliyorum, yüksek sesle itiraz etmiyorsunuz. Yüksek sesle sokaklarda bağırmıyorsunuz ama sabırla sandık gününü bekliyorsunuz. O sandık günü sakince gidip, kabinde mührü bu kez bahsettiğim referandum için kullanacaksınız. İki temel tercih var: Ya şu andaki tablonun daha da kötüleşerek devam etmesi ya da Türkiye için yeni bir nefes, yeni bir ümit, özgürlük, zenginlik ve adalet…

O seçeneklerin altında ne yazdığının belki çok önemi yok. Bizim özgürlük, adalet, zenginlik tercihimizi altında yazan isimler; birinci sandıkta Sayın Kılıçdaroğlu, ikinci sandıkta da DEVA için Cumhuriyet Halk Partisi. Değişim için, kaybedeni olmayan bir zafer için oy vereceksiniz. Biz buradayız. Sizleri de seçimin şafağında aramıza bekliyoruz. Bu büyük yürüyüşte hep beraber olacağız. Endişeye mahal yok.”

Paylaşın

Babacan’dan Mehmet Şimşek Açıklaması: bakanken Erdoğan’dan Aylarca Randevu Alamadı

DEVA Ldieri Babacan, Erdoğan’la görüşmesiyle gündeme gelen ve aktif siyasete dönmeyeceği belirtilen eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ilişkin olarak, “Mehmet Şimşek, ben ayrıldıktan sonra çok zor dönemler yaşadı” dedi ve ekledi:

“Bakanken Erdoğan’dan aylarca randevu alamadı. Erdoğan; sistemden uzaklaştırdığı, meydanda yuhalattığı Mehmet Şimşek’in ismini kullanmaktan medet umar hale geldi. O kadar panik içinde.”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Fox TV’de İlker Karagöz ile “Çalar Saat” programında gündemi değerlendirdi.

Babacan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesiyle gündeme gelen ve aktif siyasete dönmeyeceği belirtilen eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le ilgili olarak, “Mehmet Şimşek, ben ayrıldıktan sonra çok zor dönemler yaşadı. Bakanken Erdoğan’dan aylarca randevu alamadı. Erdoğan; sistemden uzaklaştırdığı, meydanda yuhalattığı Mehmet Şimşek’in ismini kullanmaktan medet umar hale geldi. O kadar panik içinde” dedi.

AK Parti dönemlerine atıfta bulundu ve projeler üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Babacan, “Çok vardı, birçok saçmalığı önledik biz. Varlık Fonu dimi, Varlık Fonu kurdular, ben önledim. Ortak politikalar mutabakat metnine yazdık, ‘Varlık Fonu’nu derhal kapatacağız’ dedik. yerine ‘Konut Finansmanı Kurumunu’nu kuracağız’ dedik. Bu Türkiye’deki bütün konut piyasasının finansmanı için yepyeni bir sistemdir. Bugün gelişmiş ekonomilerde olan ama Türkiye’de henüz olmayan bir sistemdir. Konut piyasasının finansmanı için sürekli uygun kaynak bulmanın formülü budur. Teknik detaylarına girmeyeyim ama her şeyini hazırladık bunun…” ifadelerini kullandı.

Babacan, açıklamalarının devamında şunları söyledi:

“Allah bu milleti cehaletten korusun. Cehalet başa dert. Bilmek, bilerek hareket etmek gerekiyor. Allah’ın verdiği aklı kullanmak gerekiyor ve ilimle hareket etmek gerekiyor. Siz bunu yapmazsanız bu ülkenin başı dertten kurtulmaz. Bunu için biz her şeyle hazırlanıyoruz. Biz her şeyimizi hazırladık, bunlar bitti biz ondan sonra Cumhurbaşkanı adayımızı açıkladık. Şu anki iktidarın kafası önce kim sorusu? Ne diyor Erdoğan ‘Önce ben, ben’ diyor. Ondan sonra ne olacağı, nasıl olacağı geliyor ama hiç bir şey ortaya çıkmıyor” diye konuştu.

Plan ve programla kendisini bağlamak istemiyor. Sabah uyandığında aklına ne geliyorsa yapmak istiyor. Böyle bir yönetim tarzı var. Halbuki biz plana, programa inanıyoruz, hesap ve kitaba inanıyoruz.”

Paylaşın

Babacan: Bir Seçim Beyannamesi Açıkladılar, Baştan Aşağı Kopya

DEVA Lideri Babacan, “20 yıldır iktidarda olanlar, Ortak Politikalar Mutabakat Metninden 2 buçuk ay sonra bir seçim beyannamesi açıkladılar. Bir baktık; baştan aşağı kopya. Sayın Erdoğan ‘Mülakattı kaldıracağız’ diyor. Bir dakika… Mülakatla en büyük haksızlığı, kayırmacılığı yapan siz değil misiniz?” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “‘Gençlere internet’ imiş… Biz bunları 3 yıl önce söyledik, 2 buçuk ay önce yazdık. Açıkladıkları sosyal destek sistemi bizimkinin birebir kopyası. Artık çözüm üretemeyen, ancak Millet İttifakı’nın hazırladığı Ortak Politikalar Mutabakat Metninin bir kopyasını ortaya koyabilen bir iktidardan bahsediyoruz. Artık iktidarın değişme zamanı geldi.”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği Millet Sofrası İftar Programı’nda konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı programda Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Hep beraber İstanbul’u sokak sokak adımlayacağız. Girilmedik mahalle, dinlemedik insan bırakmayacağız. Endişeye mahal yok. Buradayız ve ülkemizi içinde bulunduğu derin krizden hep beraber çıkaracağız. Altı partinin genel başkanları ve çok kıymetli belediye başkanlarımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş’la beraber, hep beraber çalışacağız. Çok çalışacağız. Allah doğrunun yardımcısıdır. Allah çalışanın yardımcısıdır. Biz buna inanıyoruz ve bu inançla çalışacağız. Herkesi, 14 Mayıs’ta yazmaya başlayacağımız ve tüm dünyaya örnek olacak demokrasi hikâyemize davet ediyorum.

14 Mayıs’ta öyle bir seçim yapacağız ki, Türkiye kazanacak. Sağcı-solcu demeden;muhafazakâr-seküler demeden; Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkes demeden; Sünni- Alevi demeden hep beraber ‘Daha fazla demokrasi’ diyeceğiz ve adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı yapacağız.

Birlikte kazanacağız, birlikte yöneteceğiz. İstişareyle, ortak akılla yöneteceğiz. Yine hep beraber, Millet İttifakı olarak, mecliste çoğunluğu sağlayacağız. Bu seçim;CHP’li, MHP’li, AK Partili, HDP’li, İYİ Partili, Gelecek Partili, Demokrat Partili, Saadet Partili hiç fark etmez. DEVA Partili dostlarım; bu seçim 7’den 70’e, kuzeyden güneye, doğudan batıya tüm Türkiye kazanacak. Hep beraber, birleşe birleşe kazanacağız.

Ben bugün buradayım. Adaleti alaşağı eden, demokrasiyi ezen, hakkı yerle bir eden ve artık eskiyen bir hikâyeyi kabul etmediğim için buradayım. Çünkü biz, yola çıkarken ulaşmayı hedeflediğimiz özgürlüklerden asla vazgeçmeyeceğiz. İleri demokrasiden, çoğulculuktan, katılımcılıktan vazgeçmeyeceğiz. Hukuk devletinden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.

Ülkemizin yarınlarıyla ilgili detaylı hazırlıklar yaptık. 22 alanda eylem planı hazırladık. Seçimlerden sonra kurulacak hükûmetin ne yapacağını bütün detaylarıyla ortaya koyduk. Arkasından altı siyasi parti olarak çok kıymetli, siyasi tarihimizde çok özel bir yeri olan, diyaloga dayanan, müzakere ve uzlaşıyı esas alan bir istişare süreci başlattık. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni hazırladık. 83 maddelik Anayasa metnimizi tamamladık. Tam bir mutabakatla 2300 maddelik Ortak Politikalar Metni imzaladık. Hükûmet kurulduğu anda sağlık bakanının, milli eğitim bakanının, millî savunma bakanının, ekonomiyle ilgili bakanların, adalet bakanların ev ödevi hazır.

‘Seçim beyannameleri baştan aşağı kopya’

20 yıldır iktidarda olanlar, Ortak Politikalar Mutabakat Metninden 2 buçuk ay sonra bir seçim beyannamesi açıkladılar. Bir baktık; baştan aşağı kopya. Sayın Erdoğan ‘Mülakattı kaldıracağız’ diyor. Bir dakika… Mülakatla en büyük haksızlığı, kayırmacılığı yapan siz değil misiniz? ‘Gençlere internet’ imiş… Biz bunları 3 yıl önce söyledik, 2 buçuk ay önce yazdık. Açıkladıkları sosyal destek sistemi bizimkinin birebir kopyası. Artık çözüm üretemeyen, ancak Millet İttifakı’nın hazırladığı Ortak Politikalar Mutabakat Metninin bir kopyasını ortaya koyabilen bir iktidardan bahsediyoruz. Artık iktidarın değişme zamanı geldi.

Tarihimizde görülmemiş bir birliktelik inşa ettik. ‘Bir elin sesi yok’ dedik, binlerce el birleştik. ‘Ya hep beraber ya hiçbirimiz’ dedik. Çünkü önümüzde çok kritik bir soru var: Türkiye mi, yoksa tek tek partilerimiz mi? Partilerimiz mi, yoksa 86 milyon mu? Altı parti olarak Türkiye’yi önceledik. ‘Bir araya geleceğiz’ dedik. Evet, fedakârlık istiyor, kolay değil. Bunu ülkemiz için yaptık. Biz ‘Ne olacaksa olsun, kazanan Türkiye olsun’ dedik. Tüm demokratlara, özgürlük aşıklarına, ülke sevdalılarına söz verdik: ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ dedik.

Geçtiğimiz hafta çok ama çok zor bir karar verdik. DEVA Partisi 87 seçim bölgesinde 600 adayıyla seçime girmeye hazırlandı. Listeleri tamamladık. Partimiz kurulduğundan bu yana en büyük kampanya programını başlattık. Fakat listelerin teslimine 2 gün kala önemli bir karar verdik. Birleşe birleşe güçleneceğiz ya, tek bir listeden seçime girildiğinde toplam milletvekili sayısının oldukça fazla olacağıyla ilgili kanaatimizi perçinledik. Tek bir listeyle seçime giriyoruz ki tek bir oy dahi zayi olmasın. Bu iş hesap kitap işi, matematik işi.

Her bir adayımız, bütün adaylar içinde en çalışkan olmak zorunda. Herkes 16 saat çalışıyorsa, bizim adaylarımız günde 20 saat çalışmak zorunda. DEVA çalışkandır. ‘DEVA, çalışan Türkiye’nin sesidir’ dedirtmek zorundayız.”

Paylaşın