Pek çoğumuz kirasını ödemekte zorlanan veya başka bir ihtiyacı olan bir akrabamıza ya da arkadaşımıza para vermişizdir. Ancak sevdiklerine borç vermek bazen sıkıntılı durumlar yaratabiliyor.
Özellikle de aynı kişi her ay kirasını ödemenizi bekliyor, ya da onu zor durumdan kurtardığınız halde borcunu ödemekten hiç söz etmiyorsa.
Zor dönemlerde yardım için akraba ya da dostlarının kapısını çalan çok. ABD Merkez Bankası’nın bir araştırmasında, “hemen ödeyemeyeceğiniz 400 dolarlık bir masraf çıkarsa ne yaparsınız” sorusuna verilen cevaplar arasında ikinci sırada aileden veya arkadaşlardan ödünç almak çıktı.
İlk tercih ise parayı kredi kartı ile ödemekti.
Genelde borç verdiğimiz kişiler yakınlarımız olduğu halde, içine para giren ilişkiler zorlaşabiliyor.
Uzmanlara göre, paradan konuşmak toplumsal tabularla çeliştiği gibi, bir ilişkideki güç dengesini de değiştiriyor ve her iki tarafın da, utanç ve öfke gibi duygulara kapılmasına neden olabiliyor.
Böyle bir durumdan kurtulmak zor olabilir, ancak düşüncelerinizi ve beklentilerinizi açıkça ifade etmek, zor gününde bir dosta yardım ederken sıkıntılı durumlardan kaçınmanızı sağlayabilir.
İlişkileri değiştiren bir tabu
ABD’nin Pensilvanya eyaletinde psikolog ve mali konularda terapist olan Maggie Baker, “Para pek çokları için hala rahatça konuşulamayacak mahrem bir konu” diyor.
Baker, insanların sık sık paradan söz edebildiklerini, ancak kimsenin birbirine mali durumunu soramadığını belirtiyor. Bir başka deyişle, ne kadar paranız olduğu, ya da olmadığı sohbet konusu olmuyor.
Wisconsin Üniversitesi’ndeki Mali Güvenlik Merkezi’nin Direktörü Profesör J. Michael Collins, paranın konuşulması tabu olan bir konu olduğunu söylüyor. Bu tabu, ilişkileri karmaşık hale getiriyor.
“Bankaya gidip kredi alsam, geri ödeyip ödeyemeyeceğimi bilirler. Ona göre bir sözleşme yapılır, o sözleşmede ödemezsem neler olacağı yazar: maaşımı haczederler ya da otomobilimi geri alırlar. Eşe dosta borç verdiğinizde bunların hiçbiri olmaz” diyor Collins.
Sorun, akraba ve dostlara borç verdiğinizde, aranızda sağlam bir anlaşma olmaması, arkasını takip edememeniz ve karşınızdakini sorumlu tutamamanız.
Birine borç vermek, ilişkinizin şeklini de tamamen değiştiriyor.
Psikolog Maggie Baker, “Farkında olsalar da olmasalar da kendilerini size borçlu hissederler ve birdenbire, güç sizin elinize geçer” diyor.
Bu da, ilişkideki rolünüzü değiştiriyor. Nebraska’daki Creighton Üniversitesi’nde doçent ve mali konularda uzman psikolog olan Brad Klontz, “Sadece bir dost veya akraba olmaktan çıkar, kredi veren bir memur haline gelirsiniz” diyor.
Parayı veren kişi için ayrıca büyük bir belirsizlik söz konusu. Çünkü birine ne kadar yakın olursanız olun, para konusundaki huylarını bilmeyebilirsiniz.
Gerçekten de uzmanlar, çoğu zaman borçların ödenmediğini söylüyorlar. Maggie Baker, her 10 seferden 9’unda sıkıntıda olan kişinin borcunu ödemediğini belirtiyor.
Brad Klontz da bu görüşe katılıyor ve paranızı geri almama ihtimalini başından kabul etmeniz gerektiğini vurguluyor.
Klontz, “Genelde borç alan kişi, size değil, diğer faturalarını ödemeye ve masraflarını kapatmaya öncelik veriyor. Ondan sonra bile, bir şey demezseniz, mali açıdan çok rahat olduğunuzu ve parayı geri almazsanız umurunuzda olmayacağını varsayıyorlar” diyor.
“Sonra genelde sizden kaçmaya başlıyorlar, siz de güceniyorsunuz. Kullanıldığınızı, size saygı gösterilmediğini düşünmeye başlıyorsunuz” diye de ekliyor:
“Çok önemli bir karar bu. Çünkü borç verirseniz, ilişkiniz bozulabilir. Borç vermezseniz de öyle. Size kızabilir, zor günlerinde yanlarında olmadığınızı düşünebilirler.”
Planlama neden önemli?
Uzmanlar açık ve net bir geri ödeme planı olmadan böyle bir duruma girerseniz, geri tepme ihtimalinin yüksek olduğu görüşünde. Klontz, “bu tam da, kırgınlık yaratmanın yolu” diyor.
Tabii arada sırada yemek veya içki parasını ödeyerek bir arkadaşınıza ya da akrabanıza yardımcı olmaya çalışmak, belirli bir miktar borç vermekten farklı. Arkadaşların birbirini kollaması zaten normal. Ancak bu bir beklenti haline gelirse o zaman sorun oluyor.
Collins’e göre, “işte o zaman tamamen açık konuşmanız gerekiyor”:
“En başından ‘Seninle dışarı çıkmaya memnun olurum, ama bu sefer senin hesabını ödemeyeceğim’ demelisiniz.”
Baker da, daha büyük miktarlardaki borçlar için en önemli şeyin, kendinize bu konuda zaman tanımak, eşinize, ailenize, veya mali konulardaki kararlarınızı ortak aldığınız kişilere danışmak olduğunu söylüyor.
Profesör Collins, borç verdiğiniz kişiyle aranızda yazılı bir anlaşma olmasa bile, son ödeme tarihi belirli olan bir ödeme planı yapmanızı tavsiye ediyor.
Örneğin diyelim ki birinin kirasının yarısı olan 500 doları siz veriyorsanız, “Maaşını ayın 15’inde alıyorsun, ayın 17’sinde 500 doları iade etmeye ne dersin? Ya da 250 dolarlık iki taksit yapmak istersen, ayın 15’inde ilk taksiti, 30’unda da ikinci taksiti ödeyebilirsin” diyebilirsiniz.
Collins, “İşte bu kadar kesin konuşun” diyor.
Baker da, “Bu bazılarına çok katı görünebilir, ama ben olsam bir sözleşme imzalatırım” diyor:
“Mümkün olduğu kadar net koşullar koyun, hatta eş-dost indirimi yaparak, banka kadar olmasa da, borcu faiziyle geri alma konusunu değerlendirin. Bunlardan tümüyle kaçınmak isterseniz de bir bankaya gitmek daha iyi olabilir.”
“Onlara iyice düşünme fırsatı tanıyın: Hakikaten bu parayı sizden mi almak istiyorlar, yoksa hiçbir şeyin kişisel olmadığı ve ilişkinizi tehlikeye atmayacağı bir bankaya gitmeleri daha mı iyi?”
Aranızdaki ilişki nasıl olursa olsun, arkadaşınız geçmişte para konusunda sorunlu davranışlar sergilemişse, uzak durun.
Klontz, mali açıdan sağduyulu değillerse ve parayı hep yanlış kullanıyorlarsa, yapacağınız yardımın onlara faydadan çok zarar verebileceğini söylüyor.
Genel kurallar yok
Uzmanlar her şeye rağmen, genelleme yapılamayacağını vurguluyor. Herkesle ilişkimiz farklı olduğu gibi, onların içinde bulundukları koşullar da farklı. Borçların çoğu geri ödenmese de bazen en doğrusu bunu borç olarak değil, armağan gibi düşünmek.
Psikolog Maggie Baker, normalde sorumlu davranan ve bir işi olan bir kişinin başına aniden bir felaket gelirse, örneğin acil bir hastalık ortaya çıkar, evi yanar veya benzeri bir şey olur da desteğe ihtiyaç duyarsa, “geri ödemesini beklemeden parayı veririm” diyor.
Doğrusu zor zamanları atlatmamıza yardımcı olan da zaten sosyal çevremiz, arkadaşlarımız, ailemiz, komşularımız, dini destek gruplarımız ve iş arkadaşlarımız. Collins, “hepimiz bu ağlar sayesinde ayakta duruyoruz” diyor. Ancak beklentileri açıkça konuşmak gerekiyor.
En başından isteklerinizi ortaya koyar, para vermeyi isteyip istemediğinizi, parayı ne zaman ve nasıl geri alacağınızı söylerseniz, hakikaten de ilişkinizi bozmadan arkadaşınıza yardım edebilirsiniz.
Collins “Yakın bir ilişkinin içine para girerse dürüst olun. Para konuşmama tabusunu aşmanız gerek” diyor.
(Kaynak: BBC Türkçe)